Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Ecrimisil • Beş Yıllık Zamanaşımı Süresi • Zamanaşımı Definin İleri Sürülme Zamanı
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 11-11-2009 | Kategori: İçtihat | Okunma : 21705 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2008/3-45 K: 2008/103 T: 06.02.2008
Ecrimisil - Beş Yıllık Zamanaşımı Süresi - Zamanaşımı Definin İleri Sürülme Zamanı
(BK m. 140; HUMK m. 202/2)

Özet: Ecrimisil istemine beş yıllık zamanaşımı uygulanır ve bu süre davanın açıldığı
tarihten itibaren geriye doğru İşletilir. İlk itiraz olmayan zamanaşımı def'i yargı
lamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Ancak, karşı taraf savunmanın genİşlemesine
rıza göstermediğini beyan ederse, ilk itiraz süresinden sonra ileri sürülen zamanaşı-
mı def'i dikkate alınamaz. Karşı taraf suskun kalmış ise zamanaşımı def'i dikkate alınmalı
dır.

Taraflar arasındaki "Ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; (Trabzon Asliye Üçüncü Hukuk Mahkemesi)'nce davanın kısmen
kabulüne dair verilen 14.12.2006 gün ve 2006/165 E.-2006/325 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesi'nin 26.02.2007 gün ve 2007/2528-2471 sayılı ilamıyla;
(...Davacı vekili dilekçesi ile; tapuda kayıtlı taşınmazın davalı tarafından
kiraya verilerek kullandırıldığı ileri sürülerek 30.08.1994-30.07.2004
tarihleri için toplam 5.371.20 YTL ecrimisilin faizi ile birlikte tahsiline karar
verilmesini talep ve dava etmıştır.
Davalı, davanın reddini istemıştır.
mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; bilirkİşi raporunda 5 yıl süre
için hesaplanan 2896 YTL ecrimisilin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmİş,
hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere
ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine vebozmaya uygun olarak görevli mahkemece karar verilmİş bulunmasına göre,sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davalı; dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 10 günlük cevap
süresi içinde zamanaşımı definde bulunmamıştır. Bilirkİşi raporunda; davalı
nın, dava açılmadan önceki dönemde, ecrimisil ihbarnamesinin tebliği
üzerine vekili vasıtası ile verdiği dilekçede; "geriye dönük olarak ancak 5
yıllık ecrimisil talebinde bulunulabileceği" hususundaki itirazını dikkate
alarak 5 yıllık ecrimisil bedeli hesaplamış ise de; zamanaşımı, defi niteli-
ğinde olup, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz.
Her ne kadar, davalının zamanaşımına ilİşkin dava açılmadan önceki
evrede yaptığı savunmanın hakimin resmen bilgisine ulaştığı bir durumda
zamanaşımı definin dikkate alınabileceği düşünülebilirse de (Andreas von
Tuhr, Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C. 1-2, Çev. Cevat Edege, Ank. 1983, sh.
30, dipnot 38), Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 202. maddesi
bu şekildeki düşünceye engeldir. Zira, cevap süresi içinde esasa cevap
vermeyen davalı, bununla ancak davayı inkar etmİş sayılır.
O halde, mahkemece; davada usulüne uygun olarak zamanaşımı definde
bulunulmadığı halde zamanaşımı kabul edilerek karar verilmİş bulunması
doğru görülmemİş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmıştır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargı
lama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmıştır.
Temyiz Eden: Davacı vekili

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı vekili; mülkiyeti müvekkiline ait bulunan 1251 ada 137 parsel
sayılı taşınmazın davalı idarece üçüncü şahsa kiraya verilerek kullandı
rıldığını ileri sürerek, 30.08.1994-30.07.2004 tarihleri arasındaki dönem
için, 5.371.20 YTL ecrimisiiin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar
verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava tarihinden geriye dönük olarak ancak beş yıllık ecrimisil
talep edilebileceğini, ancak davacı tarafça 30.08.1994-30.07.2004
tarihleri arasında on yıllık süre için ecrimisil talep edildiğini, bu itibarla
Yargıtay Kararları 3051
davanın zamanaşımı ve esasa ilİşkin nedenlerle reddi gerektiğini cevaben
bildirmİştir.
Mahkemenin, davalının zamanaşımına ilİşkin savunmasını gözönünde
bulundurmak suretiyle ve "dava tarihinden geriye dönük ilk beş yıllık
ecrimisile hükmedilmesi gerektiği" gerekçesiyle "davanın kısmen kabulüne,
2.896,33 YTL ecrimisilin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline" dair
verdiği karar, Özel Daire'ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel
mahkeme "zamanaşımına ilİşkin savunmanın cevap süresi geçirildikten
sonra yapılmasına karşın, davacı tarafça bu savunmaya karşı konulmadı-
ğı ve savunmanın genİşletildiği yönünde bir beyanı bulunmadığı anlaşıldı-
ğından, zamanaşımı defi dikkate alınarak dava tarihinden geriye doğru
beş yıldan sonraki istemin reddi gerektiği" gerekçesiyle önceki kararında
direnmıştır.
Davalı vekili, davaya karşı cevap süresi içinde zamanaşımı definde
bulunmamıştır. Dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyenin
17.05.2005 tarihinde davalıya tebliğinden itibaren 10 günlük cevap süresi
geçirildikten sonra ve 06.06.2005 havale tarihli dilekçe ile zamanaşımı
definde bulunulmuştur. Ne var ki, davacı vekilinin bu savunmaya karşı
verdiği 22.06.2005 havale tarihli dilekçesinde, zamanaşımı definin süresinde
yapılmadığı, süresi geçtikten sonra zamanaşımı definde bulunulması
nın mümkün olmadığı ve genİşletilen savunmaya karşı çıktıklarına
dair açık bir beyanı yer almamaktadır.
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı
ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşimİş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları
beş yıllık zamanaşımına tabi olup; bu beş yıllık süre dava tarihinden
geriye doğru İşlemeye başlar.
Diğer taraftan, Borçlar Kanunu'nun 140. maddesine göre, zamanaşı-
mı ileri sürülmediği takdirde hakim, zamanaşımını kendiliğinden nazara
alamaz.
Kural olarak, zamanaşımı ilk itirazlardan olmadığından duruşmanın
her aşamasında ileri sürülebilir. Ancak, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun
202. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Müddeaaleyh cevap layihası
nı hasmına tebliğ ettirdikten sonra onun muvafakati olmaksızın müdafaa
sebeplerini tevsi veya tebdil edemez" hükmüne göre, davacı muvafakat
etmediği takdirde davalı savunmasını genİşletemez ve değİştiremez.
Görüldüğü üzere; yasal cevap süresi içerisinde zamanaşımı savunması
nda bulunulmamış olmakla beraber, yargılamanın devamı sırasında
davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuş ve davacı da savunmanın genİşletilmesine
karşı koymamış ise, bu durumda zamanaşımı yönünden
bir inceleme yapılmasına engel yoktur.
Somut olayda; davalı vekili cevap süresinden sonra verdiği
06.06.2005 tarihli dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuş; davacı
vekilinin, savunmanın genİşletilmesine karşı koymadığı duraksamaya yer
vermeyecek biçimde saptanmış; yerel mahkeme isabetli görüş ve değerlendirme
ile zamanaşımı defini inceleyerek, dava ve İşgalin sona erdirildiği tarihleri de nazara almak suretiyle dava tarihinden geriye yönelik ilkbeş yıllık dönem için istemin kabulüne, ikinci beş yıllık dönem için istemin reddine karar vermıştır.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, davalının zamanaşımı defi nazara alınmak suretiyle, zamanaşımına uğrayan 30.07.2000 tarihinden önceki dönem için davacının ecrimisil talebinin reddine dair verilen direnme kararı usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), 4792 sayılı S.S. Kurumu Kanunu'nun 2868 Sayılı Yasa ile değişik 24/c maddesi uyarınca kurumdan harç alınmasına mahal olmadığına, 06.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Forum