EDİNİLMİŞ MALLARDA YÖNETİM YARARLANMA TASARRUF ve BORÇLARDAN SORUMLULUK
Ekleyen: Av. Alper SARISU | Tarih: 19-01-2006 | Kategori: Medeni Hukuk - Aile Hukuku - Miras Hukuku | Okunma : 23608 | Not:
Av. Alper SARISU
E-mail:alper_sarisu@yahoo.com
EDİNİLMİŞ MALLARDA YÖNETİM YARARLANMA TASARRUF ve BORÇLARDAN SORUMLULUK
A.YÖNETİM, YARARLANMA ve TASARRUF
Her eş yasal sınırlar içinde kalmak koşuluyla , gerek kişisel mallarını , gerekse edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir (TMK Mad.223.f1). Edinilmiş mallara katılma rejimiyle , yönetim , yararlanma ve tasarruf hakkına ,( Alman yasal mal rejiminden farklı olarak) 177herhangi bir kısıtlama getirilmemiştir. Bu kuralın tek istisnasını, paylı mülkiyet konusu malların tasarrufuna TMK 223.f.2 ile getirilen kısıtlama oluşturmaktadır. Sözü edilen yasa hükmüne göre aksine anlaşma yoksa , eşlerden biri diğerinin rızasını almadan paylı mallardaki hissesi üzerinde tasarrufta bulunamaz.
Yönetim , yaralanma ve tasarruf hakkına her ne kadar katılma rejimi ile bir sınırlandırma getirilmemişse de evliliğin genel hükümleri ile getirilen kısıtlamaları unutmamak gerekir. Ortak yaşamın sağlıklı bir şekilde devamı için , evlilik birliğinin devamı süresince , ailenin sürekli ihtiyaçları için birliği temsile yetkili olan eşler (TMK Mad.188) birliğin giderlerine de , güçleri oranında emek ve malvarlıklarıyla katılmak zorundadır (TMK Mad.186). Bu yükümlülüğün ihlalini engellemek için yasa koyucu bir takım kısıtlayıcı tedbirler almıştır. Örneğin eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez , aile konutunu devredemez (tasarrufta bulunacak eşin mülkiyetinde olup , kişisel malı sayılsa bile) veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz (TMK Mad.194 )178. Birliği beraber geçindirmek zorunda olan eşler , bu görevini ihmal ederse , ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde eşlerden birinin istemi üzerine hakim (TMK. Mad.195) belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak diğer eşin rızası ile yapılabileceğine karar verebilir (TMK Mad.199).
Eşlerin mallarına yönelik yararlanma , yönetme ve tasarruflar söz konusu olduğunda evliliğin genel hükümleri ile getirilen yukarıda örnekseme yoluyla saydığımız veya sayamadığımız bütün kısıtlayıcı hükümlerin göz önünde tutulması gerekir179. “ Eşlerden birinin açık veya örtülü olarak mallarının yönetimini diğer eşe bırakması halinde , aksi kararlaştırılmış olmadıkça vekalet hükümleri uygulanacaktır ” (TMK Mad.215) . Yasanın bu hükmü malların yönetimiyle ilgili olduğu için bu kural bakımından eşlerin bir arada yaşayıp yaşmadıklarına bakılmaz. Eşler bir arada yaşamasa da diğer eşe ait malların bir kısmını veya tamamını yönetebilir180.
TMK Mad.226 “ Her eş diğer eşte bulunan mallarını geri alır” hükmünü içermektedir. Eşler, mal rejimi süresince gerek kişisel gerekse edinilmiş mallar üzerindeki mülkiyet hakkını koruduğu için bu madde hükmünü mülkiyet devri olarak algılamamak gerekir zira rejim sürecinde mal kimin adına kayıtlıysa mülkiyette zaten ona aittir. Mal rejimi devamında eşlerden biri şahsi yada kişisel bir malını yararlanmak yada yönetmek maksadı ile diğer eşe vermişse mal rejiminin tasfiyesi durumunda TMK Mad 226.f1 gereği verilen malın zilyetliğinin mal sahibi eşe devri gerekmektedir.
Eşlerden biri malvarlığının yönetimini tamamen yada kısmen diğer eşe devretmişse bu devire ilişkin taraflar arasında akdi ilişki kurulmamışsa eşler arasında vekalet ilişkisinin varlığı karine olarak kabul edilir181. Malların yönetimi kendisine bırakılan eş ,malları yönetirken gerekli özeni göstermelidir. Vekil eş malları yönetirken bu mallarla ilgili özel yetkiyi gerektiren işlemler dışındaki (örneğin dava yürütmek. Bağış , sulh olmak gibi) gerekli bütün işlemleri yapabilir. Malları yöneten eş , vekalet hükümleri (BK. Mad.392) gereği diğer eşe hesap vermek zorundadır. Vekaleti veren eş verdiği bu yetkiyi her zaman geri alabilir. Eşler verilen vekalet yetkisinin bir daha geriye alınmayacağı hususunda anlaşma yapamazlar, bu hususta yapılan anlaşmalar geçersizdir182. Ancak bir iş veya şirket sözleşmesiyle bir eşin mallarının yönetimini diğer eşe bırakması halinde vekalet hükümleri değil ilgili sözleşme hükümleri uygulanacaktır183.
B . BORÇLARDAN SORUMLULUK
Katılma rejiminde TMK Mad. 224’ ün “ Eşlerden her biri kendi borçlarından bütün mal varlığıyla sorumludur” hükmüyle sorumluluk açısından mal ayrılığı rejimine benzer bir düzenleme öngörülmüştür184. TMK. Mad.224 hükmü emredici bir hüküm olup eşler aralarında bu hükme aykırı olarak anlaşma yapamazlar.TMK Mad. 213 hükmü bu kurala getirilen bir istisnadır.
TMK Mad. 230.f.2 “ Her borç ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar . Hangi kesime ait olduğu anlaşılmayan borç edinilmiş mallara ilişkin sayılır” hükmüyle borçlardan sorumlu olacak malvarlığı kesimini tayinde kolaylık sağlayacak düzenlemeye yer vermiştir. Borcun doğduğu zaman , borçtan sorumlu olan mal kesimini tayinde kolaylık sağlayabilir. Örneğin evlenmeden doğan bir borçsa bu durumda , borç kişisel mal kesimini ilgilendirir. Eğer borç evlendikten sonra doğmuşsa bu durumda borcun gelirden mi , yoksa belirli bir malvarlığı kesiminden mi doğduğu sorumlu mal kesimini tayinde kolaylık sağlar.
1.Kişisel Borçlardan Sorumluluk
Mal rejiminin eşlerin üçüncü kişilere karşı kişisel borçları üzerinde her hangi bir etkisi yoktur. TMK Mad. 224 gereği , eşlerden her biri kendi kişisel borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur. Bu madde eşlerin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu düzenlemektedir. Kişisel borçlar evlilik birliği ile doğrudan doğruya ilgili olmayan , doğrudan evlilik birliğinin ihtiyaçlarının karşılanması için yapılmayan harcamalardır185. Bu kişisel borçlar evlenmeden önce edinilmiş olabileceği gibi evlendikten sonrada edinilebilir. Eşin kişisel borcu nedeni ile sorumlu tutulabileceği malları sadece kişisel mallarıyla sınırlı olmayıp , bu borçlarından dolayı eş ,edinilmiş mallarıyla da sorumludur186.
2. Evlilik Birliğini Temsilen Yapılan Borçlardan Sorumluluk
Birliği beraberce yönetme hakkına sahip olan eşler (TMK Mad.f.2) ortak yaşamın devamı süresince ailenin günlük (ör.Beslenme , giyim vb.)187 ihtiyaçları için evlilik birliğini temsile de eşit derecede yetkilidir (TMK Mad. 188 f.1). Birliğin günlük ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan hukuki işlemlerde temsil yetkisi kullanıldığından , eşlerden birinin bu maksatla yaptığı işlemlerden diğer eş de üçüncü kişilere karşı müteselsilen ve bütün malvarlığıyla sorumludur (Öyle ki evliliğin butlanla sakat olması dahi eşleri bu sorumluluktan kurtarmaz188.) TMK ‘nın 189. maddesi , TMK Mad .186.f.3’ün ‘’Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar’’hükmüyle de örtüşmektedir.
Evlilik birliğinin günlük ihtiyaçlarını aşan harcamalardan (ör. Araba yada çamaşır makinesi ) dolayı diğer eşin üçüncü kişilere karşı sorumlu olabilmesi için kural olarak diğer eşin muvafakatinin alınması gerekir. Ancak :
-Eş , haklı sebeplerle hakim tarafından yetkili kılınmışsa ,
-Birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunur ve diğer eşin hastalığı, başka bir yerde olması veya benzeri sebeplerle diğer eşin rızasının alınmadığı veya alınamadığı durumlarda , yapılan işlemlerden de muvafakati alınamayan eş müteselsilen sorumludur (TMK Mad. 188).
3.Birliği Temsil Yetkisi Bulunmaksızın Yapılan Borçlardan Sorumluluk
Birliği temsil yetkisi bulunmaksızın yapılan işlemlerden , bizzat o işlemi yapan eş , kişisel olarak sorumludur. Hukuki işlemde bulunulurken temsil yetkisinin bundan habersiz iyi niyetli üçüncü kişilerce anlaşılmayacak şekilde aşılması halinde her iki eş , üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olacaktır (TMK Mad.189. f.2).Eşlerden birinin başlangıçta birliği temsil yetkisi olduğu halde daha sonra yasada belirtilen koşulların gerçekleşmesiyle bu yetkisi elinden alınmış da olabilir. TMK. Mad.190 bu durumu düzenlemektedir :
Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hakim , diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir . İstemde bulunan eş , temsil yetkisinin kaldırıldığını veya sınırlandığını üçüncü kişilere sadece kişisel duyuru yoluyla (ör. Sürekli alış veriş yapılan bakkala diğer eşin temsil yetkisinin kaldırıldığının bildirilmesi gibi.) bildirilebilir. Bu durumda kendisine kişisel duyuru yapılan kişinin , temsil yetkisinin kaldırıldığını bilmiyordum , yapılan hukuki işlemden diğer eş de müteselsilen sorumludur savunması , iyi niyetli olmadığı için dinlenmeyecektir. Ancak bu şahsi duyuru çok dar bir alanda yapılabileceği için189 , temsil yetkisinin kaldırılmasını isteyen eş , bu yetkisi kaldırılan eşin iyi niyetli üçüncü kişilerle yaptığı işlemlerden sorumlu tutulmak istemiyorsa durumun , hakim kararıyla ilan edilmesini de istemesi gerekir (TMK Mad.190.f.2).
4. Eşler Arasındaki Borçlar
TKM ’de eşler arasında cebri icra yasağını düzenleyen hükümler (EMK Mad .165 vd.) TMK’ ya alınmamıştır.
TMK Mad.217 “Mal rejimi , eşler arasındaki borçların muaccel olmasını önlemez . Bununla beraber bir borcun yerine getirilmesi , borçlu eşi evlilik birliğini tehlikeye düşürecek derecede önemli güçlüklere sokacaksa , bu eş ödeme için süre isteyebilir. Durum ve koşullar gerektiriyorsa , hakim istemde bulunan eşi , güvence göstermekle sorumlu tutabilir.”hükmünü içermektedir. Yasa koyucu eşlerin birbirinden olan alacaklarını icra yoluyla talep etme yolunu açmış ancak onların alelade borçlu ve alacaklı olmayıp evlilik birliğini idame ettirecek iki eş olduğunun bilinciyle evlilik birliğinin devamını korumak maksadıyla alacağını isteyen eşe karşı , diğer eşe de gerekiyorsa güvence (teminat) karşılığında süre verilebileceğini hükme bağlayarak yararlar dengesini korumaya çalışmıştır190.
Yasa koyucu her ne kadar eşler arasındaki cebri icra yasağını kaldırmış olsa da , Türk aile yapısı göz önünde bulundurulduğunda , evlilik birliği sürecinde eşlerin , cebri icraya başvurmaya çekineceğini göz ardı etmemek gerekir. Evlilik birliği sürecinde alacağını cebri icra yoluyla talep etmeyen veya edemeyen ( örneğin korktuğu için) eşin bu hakkının evlilik süresince zaman aşımına uğramayacağı yolundaki (BK.132.f.1b.3) düzenlemesi ile korunmaktadır.
|