6831 sayılı Orman Kanunu'nun 1 inci maddesinde, nerelerin orman sayılıp nerelerin sayılmayacağı sayılmak suretiyle "orman" tarif edilmişdir. Buna göre:
"Madde 1 - Tabii olarak yetişen ve emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır.
Ancak:
A) Sazlıklar;
B) Step nebatlariyle örtülü yerler;
C) Her çeşit dikenlikler;
Ç) Parklar;
D) (Değişik bent: 23/09/1983 - 2896/1 md.)(*) Şehir mezarlıklarıyla kasaba ve köylerin hudutları içerisinde bulunan eski (kadim) mezarlıklardaki ağaç ve ağaçlıklarla örtülü yerler;
E) Sahipli arazide bulunan ve civarındaki ormanlarda tabii olarak yetişmiyen ağaç ve ağaççık nevilerinin bulunduğu yerler;
F) (Değişik bent: 22/05/1987 - 3373/1 md.)(*) Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunan ve tarım arazisi olarak kullanılan, dağınık veya yer yer küme ve sıra halindeki her nevi ağaç ve ağaçcıklarla örtülü yerler;
G) (Değişik bent: 22/05/1987 - 3373/1 md.)(*) Orman sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarı aşmayan sahipli arazideki her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler;
H) (Değişik bend: 05/11/2003 - 4999 S.K./1. md.)(*) Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleri ile özel mülkiyette bulunan ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan kızılağaçlıklar ile aşılı kestanelikler, fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri dahil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaççıklar;
İ) (Değişik bent: 23/09/1983 - 2896/1 md.)(*) Sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinliklerle, özel kanunu gereğince Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş ve imar, ıslah ve temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinlikler ile 09/07/1956 tarih ve 6777 sayılı Kanunda tasrih edilen yabani veya aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar;
J) Funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımıyan yerler;
Orman sayılmaz."
Konu ile alakalı olarak bir hüküm de 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda bulunmaktadır. Mezkur Kanun'un 18 inci maddesi şöyledir:
"Madde 18 - Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.
Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez."
Görüldüğü üzere, ormanlar, kaç kuşak geçerse geçsin, ister tapulu, isterse tapusuz olsun, zamanaşımı yoluyla iktisap edilemez.
Orman Kanunu'nun 1 inci maddesinin (f) bendinde, "Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunan ve tarım arazisi olarak kullanılan, dağınık veya yer yer küme ve sıra halindeki her nevi ağaç ve ağaçcıklarla örtülü yerler" orman sayılmaz denilmekte ise de, bu hüküm dikkatlice okunduğunda görüleceği üzere, bu hükme göre bir yerin orman sayılmaması için;
a-1) Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu,
2) Orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunması,
b) Tarım arazisi olarak kullanılmakta olması,
c) Dağınık veya yer yer küme ve sıra halindeki her nevi ağaç ve ağaçcıklarla örtülü yer olması,
Gerekmektedir.
Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken bir husus var, o da, bir yer orman iken, bu vasfı yok edilmek suretiyle tarım arazisi haline getirilmiş ise, bu yerler bahsettiğiniz (f) bendindeki tarife girmez.
Şayet böyle bir yer olmadığı halde elinizden alınmış ise o takdirde dava açıp hakkınızı aramanız gerekiyor.
13/07/1945 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 4785 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde, "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte varolan gerçek veya tüzel özel kişilere, vakıflara ve köy, belediye, özel idare kamu tüzel kişiliklerine ilişkin bütün ormanlar bu kanun gereğince devletleştirilmiştir. Bu ormanlar hiç bir işlem ve bildirime lüzum olmaksızın Devlete geçer." denilmek suretiyle, gerçek ve tüzel kişilere ait ormanlar Devletleştirilmişdir.
Ancak, aynı Kanun'un 2 nci maddesinde yazılı ormanlar Devletleştirmenin dışında bırakılmışdır. Bu ormanlar şunlardır;
A) Devlet ormanlarının veya bu kanunla devletleştirilen ormanların içinde veya bitişiğinde bulunmamak şartiyle 3116 sayılı Orman Kanunundaki ödevlere ve izinlere dayanılarak ekim veya dikim yoluyla emek harcanıp yetiştirilmiş ormanlar;
B) Sahipli fıstık çamı, palamut meşesi ve aşısız kestane ormanları;
C) Devlet ormanları ve bu kanunla devletleştirilen ormanların içinde olmıyan topraklarda ekim ve dikim yoluyla özel emekle yetiştirilmiş kavak, söğüt, kızılağaç, akasya, okaliptüs ve servi ormanları;
D) Devlet ormanlarına veya bu kanunla devletleştirilen ormanlara bitişik olmadığı ve çevresinin güzelliğini sağladığı Tarım Bakanlığınca belli edilecek olan köy, belediye, özel idare kamu tüzel kişiliklerine ilişkin ormanlar (layıkiyle korunup bakılmak şartiyle).
Kanun'un 2 nci maddesi kapsamında olmaması sebebiyle devletleştirilen ormanların sahipleri ise, 5 inci madde hükmü gereğince, bu kanunun yürürlüğe girmesinden başlıyarak en geç bir yıl içinde gerekli belgeler ile ormanların bağlı bulundukları Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğüne veya o yerin mülkiye üstüne başvurmak zorunda olup, aksi halde devletleştirilen ormanın karşılığını almak hakkını kaybederler.
Daha sonra 4785 sayılı Kanun'a 24/03/1950 tarihli ve 5658 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi ile eklenen Ek ikinci madde ile, Devletleştirilen bu ormanların bazıları sahiplerine veya mirasçılarına iade edilmişdir. Bu kanun maddesi şöyledir:
"Ek Madde 2 - 09/07/1945 tarihli ve 4785 sayılı Kanunla Devletleştirilmiş ormanlardan; Devlet ormanları içinde olmıyan ve etrafı tarla, bağ, bahçe gibi kültür arazisi, özel orman, şehir, kasaba, köy merası ve Orman Kanunun birinci maddesine göre orman sayılmıyan yerlerle çevrili olmak şartiyle Devlet ormanlarından tamamen ayrılmış bulunan köy, belediye tüzelkişiliklerine ve gerçek kişilere ait ormanlar; sahipleri veya mirasçıları istedikleri takdirde geri verilir.
İade edilecek ormanlardan, Devletleştirme karşılığı ödenmemiş bulunanlar bir işleme tabi tutulmaksızın sahiplerine intikal eder ve müracaatları üzerine keyfiyet Orman İdaresince kendilerine yazılı olarak bildirilir.
Devletleştirme bedeli kısmen veya tamamen ödenmiş bulunan ormanların, bu bedel aynı miktar ve taksitlerle ödenmek üzere, yazı ile müracaatları halinde sahipleri adına tapuya tescili yapılır. Taksitler zamanında ödenmediği takdirde ormanın işletilmesine izin verilmez. Ormanın geri verilmesine mütaallik tescil muameleleri her türlü harç ve resimden muaftır.
Geri verilen ormanların hududu içindeki orman işletmeleri tarafından istihsal edilmiş ve henüz satılmamış orman mahsulleri, ormanın tescili sırasında sahiplerinin yazılı müracaatları üzerine bulundukları mevki ile miktar ve vasıfları tesbit edilerek hususi orman tarife bedeli ve hakiki istihsal masrafları peşin ödenmek şartiyle orman sahiplerine teslim edilir.
Geri verilen ormanlarda Devletleştirmeden doğan muamelelerle geri vermeden dolayı, orman sahipleriyle Devlet birbirleri aleyhine dava açamazlar."
Bu hükümlerden anlaşıldığı üzere, ağaç yetişen her yer Devlet tarafından hemen orman olarak alınmamaktadır.
Selamlar
Bulunduğumuz yerde 1986 yılında başlatılan bir kadastro çalışmasına yapılan itirazlarndan sonra 1988 yılında aynı yerde yenileme çalışmaları yapılmış.Ancak burada 1967 yılında çıkan bir yangın sonrası bir mahallenin bazı bölümlerinde kısmi afet kadastrosu yapıldığı 2002 yılında anlaşılmıştır.Bunun ardından yapılan eski kadastro geçerli kabul edilerek 1986 ve 88 yıllarında aynı yerler için yapılan kadastro çalışmalarının sonuçları iptal edilmiştir.
1988 yılında yapılan çalışmalarda itiraz edildiği için yarım bırakılan çalışmalara 2007 yılında devam edilmiştir.
2007 yılında içerisinde tarım arazileri ,100-150 yıllık ahşap evler ve tapu kayıtlarında köy tüzel kişiliği adına tescilli mera olan yaklaşık 70-80 dekarlık bir alanın tümü ;yine içerisinde 1980 yılında tapuda işlem görmüş şahıslar üzerine tapulu çalılık vasfındaki arazilerin tümüyle birlikte (kadastro komisyonunda görev yapan Orman Mühendisi'nin yalnızca ayak diretmesi ve kadastro teknisyeninin bu yönde kanaat kullanması neticesinde) orman sınırlarına terk edilmiştir.Komisyondaki Ziraat mühendisi mera olan arazi için tapu kayıtlarının esas alınmasını,mevcut tarım arazilerinin 100 yılı aşkın süredir tarım arazisi olduğunu söylemesine ve kadastro tutanaklarına defalarca şerh düşmüş olmasına rağmen askıya bu alanlar ORMAN SINIRINA DAHİL EDİLMİŞ OLARAK çıkılmıştır.Bir üst komisyona ziraat mühendisinin yaptığı itiraz da sonuçsuz kalmış ve bu sahaların tamamı Ormanlık alana bırakılmıştır.
Mahkeme yolunun açık olduğuna dair Kadastro Müdürlüğünce İlçe Tarım Müdürlüğüne gelen yazıya istinaden Ziraat Mühendisinin bulunduğu kurumun amiri mahkemeye müracaat etmiş ancak mahkeme kendisine bu davayı açmak için taraf olmadığını,davayı belediyenin açabileceğini söylemiştir.Durum belediyeye yazı ile bildirilmiş ve meclis üyelerinin bir kısmı da sözlü olarak ayrıca bilgilendirilmiş olmasına rağmen süresi içinde belediye tarafından mahkemeye müracaat edilmemiştir.
Bu durumda :
1-Halkın kullanımındaki mera başta olmak üzere tarım arazileriyle ilgili hak arayacak taraflar kimler olacaktır?
2-Kamuyu ilgilendiren kasıtlı yanlış uygulamaların önüne geçmesi gerekenler kimlerdir?
3-Komisyonlardaki memurların görevlerini yasalara ve kurumlarındaki genelgelere rağmen kötüye kullanmalarına rağmen bu durumun önüne geçebilecek bir merci güzel ülkemde bulunmamakta mıdır?
4-T.C.Devletinin verdiği ve kadastro çalışmalarına kadar her türlü geçerliliği olan tapuların ve tapu kayıtlarının bir kadastro komisyonundaki orman mühendisinin iki dudağının arasındaki ifadelerle ortadan kalkması saçma ve hatta DÜŞÜNDÜRÜCÜ değil midir?
5-İlgili ve ilgisiz pek çok kurum ve kuruluşa yazılı ve sözlü müracaat edildiği halde Anayasa ile korunmasına rağmen hangi mantık "kişilerin Mal emniyetini" devletin güvencesi dışında bırakabilmektedir?
6-Devletin ormanını bir özel şirketin vakfına "Verdiysem ben verdim" diyerek bir Reisi cumhurun peşkeş çekmesinde bir sakınca görülmezken;vatandaşın tapulu arazisinde kendisinin bakıp büyüttüğü kestane,gürgen,meşe ve benzeri ağaçları korumasının cezası olarak elinden arazisi devletçe ve hiçbir bedel ödenmeden KOMÜNİST SİSTEMLERE ÖZGÜ BİR METOD İLE DEVLETLEŞTİRİLMESİ nasıl açıklanabilmektedir?
7-Anayasa ihlalleri için Bakan ve başbakanların idama götürüldüğü bir ülkede (elbette bunu savunmuyorum)en güzel anayasa ihlal örneklerinden biri olan bu tip mal güvenliği ihlalleri ve görevi kötüye kullanma durumları nasıl bazı kurumlarca bir hak ve yetki gibi görülmektedir?
İlginizi çeker diye ümit eder saygılarımı sunarım.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Clicking Here TLO lookup
02-05-2025, 13:42:01 in Askerlik Hukuku