Umumi Vekaletname işinin vekil tayin ettiği şahısın tam bir yetkiye sahip olması demektir.Yani vekil tayin edilen şahıs,dilediği gibi vekaleti veren kişi adına her türlü alım,satım,devir ve aklınıza gelen tüm işlemleri yapabilmesi demektir (kişiye danışmadan hareket edebilir,gerektiğinde).Dikkat edilmesi gereken husus:Umumi Vekaletname'ye sahip kişi ,kötü niyet taşıyorsa,vekalet veren kişiye ait mülk,para vs kendi üzerine alabilir.
Sigortaci Hasar Gören Sigortalisina Tam Vekiller Tayin Edebilir Mi?
marita rumuzlu üyeden alıntı
Umumi Vekaletname işinin vekil tayin ettiği şahısın tam bir yetkiye sahip olması demektir.Yani vekil tayin edilen şahıs,dilediği gibi vekaleti veren kişi adına her türlü alım,satım,devir ve aklınıza gelen tüm işlemleri yapabilmesi demektir (kişiye danışmadan hareket edebilir,gerektiğinde).Dikkat edilmesi gereken husus:Umumi Vekaletname'ye sahip kişi ,kötü niyet taşıyorsa,vekalet veren kişiye ait mülk,para vs kendi üzerine alabilir.
Bu konu ile ilgili ilkeli olduğumu düşündüğüm yaklaşımımdan dolayı epeyce zarar gördüm. Şöyle ki: Aracım Trafik Tutanağında da açıkça belirtilen şekilde, arkadan hızla gelen iki ağır vasıta tarafından 09 Aralık 2007 günü, çarpılıp ve ezilerek ağır hasar gördü. Aracım kasko rizikolarına karşı sigortalı idi. Sigortacıdan hasarımı tazmin etmesi için, tarafımdan özellikle HURDA BELGESİ değil de, tam istedikleri şekilde "ÇEKME BELGELİ KAYDI SİLİNMİŞTİR" kaşeli Motorlu Araç Tescil Belgesi çıkardım ve ibraz ettim.
Kendi belirledikleri aracımın ağır hasarlı işlem görmesinde ve belirledikleri cüz'i araç değerinde de mutabık kaldığımızı bildirdim.
Ayrıca, kendilerince gönderilen form ibraname ve makbuzu imzalayarak, verdiğim hesap numarama aracımın kaza anındaki sigorta değeri diye sigortaca belirlenen ve mutabık kaldığımız araç değerini yatırmaları şartıyla, kendilerini ibra ettiğimi, % 100,00 kusurlu karşı taraf ve onların Mali Mesuliyet Sigortalarına karşı tazminat için tüm rücuu haklarımı da kayıtsız şartsız devredeceğimi imzalayarak bildirdim.
Gel gör ki sigortacı gerek kaza sırasındaki tutanakları, ehliyeti, alkol raporlarını... ne de bu istediği diğer belgeleri yeterli görmedi.
Bunun üzerine Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.1.2. Maddesi gereğince, ibraz ettiğim trafikten çekme belgesini de dikkate alarak hasarımı ödemesini ve aracımın mülkiyetini, hiçbir tereddüde, inkar ve ihtilafa mahal vermeyecek şekilde, isteyip istemediğine dair irade beyanında bulunmasını, eğer istiyorlarsa, aracımı sigortacıya devir ve temlik etmeye rıza gösterdiğimi noterden keşide ettiğim ihtarname ile bildirdim.
Paramı ödemeyen, aracımı da üzerine almayan, hatta alıp almayacağını da muallakta bırakan sigorta şirketi bana karşı temerrüde düştüğüme dair, karşı ihtarname keşide etti. Bu ihtarnameyi dışardan okuyan, yukarıda hemen yerine getirdiğimi zikrettiğim edimlerimi ifa etmekten imtina ettiğimi zannederdi. Halbuki ihtilaf konusu olan elbette bir şey vardı. O da; OTOMOTİV KONUSUNDA TAM VEKALETNAME idi.
Sigorta Şirketinin istediği almadığım paranın makbuz ve ibranamesini kabul etmiş ve vermiştim. Aracımın sigorta şirketince onartılıp, KAZASIZ DİYE ZAVALLI BİR VATANDAŞA AYIPLI OLARAK SATILMASINA VE SATIŞ BEDELİNİN SİGORTA ŞİRKETİNE İRAD KAYDEDİLMESİNE kadar ki süreçte, harcanacak tamir ve trafiğe tekrar sürülmesi için gerekli resmi iş, işlem ve formalite masraflarının da, vekil harcamalarının da (ki buradaki vekil tabii hukukçu vekil değil, takipçi, tamirci, galerici...gibi sigortacıya uygun vekil) hasar bedelimden kesilmesini içeren FORM TAAHHÜTNAMELERİNİ de imzalayıp vermiştim.
Ancak sigorta ile anlaşmadığımız konu şuydu. Sigortacı bana bir form vekaletname gönderdi. Vekaletnameyi ve diğer isteklerini internet yoluyla, ilgisiz birinin mail adresinden gönderdi. Zaten Sigorta Şirketinin adı hiç ne vekaletnamede, ne de diğer istediklerinde yoktu. Vekil edilecek 30 kişinin yeri, yurdu, T.C. Kimlik numarası hiç bir şeyi belli değildi. Sadece ad ve soyadları vardı. Yetkileri ise sadece riziko ve sigorta bedeline esas aracım hakkında değil, sahibi olduğum ve olacağım tüm araçları da kapsıyordu. Bu SÜRESİZ VEKALETNAME; bütün araçlarımı, bana haber vermeye hacet bırakmadan alıp götürme, isterlerse bu araçlarımı parçalama, isterlerse bütün olarak benim adıma dilediğine, dileği fiyata satma, bedelini tahsil etme ve dilediği gibi harcama, vekillerin yapacakları bu işlemlerin masraflarını benden talep etme, araçlarımı bulamadığımda emniyette "Çalıntı İhbarında bulunursam" bana haber vermeden "Çalıntı Ruhsatı Çıkarma" bulunduğunda da "Buluntu İşlemelerini" benim bilgime hacet kalmadan yaparak aracı bir kere daha geri teslim alma, araçlarımın motor, şasi ve plaka numaralarını dilediği şekilde değiştirtme, motor bloklarını satma ya da başka araçlara takma...dilediğine bu yetkileri TEVKİL VE TEŞRİK ETME gibi akla hayale sığmayacak yetkilerini içeriyordu.
Anti parantez şuna da dikkat çekeyim. Bu vekaletname; aracımın gayr-i resmi defalarca satılmasında, noter satışı yerine, noterden benim vekaletimin tevkil ve teşrikle devir ve temlik edilmesini, böylece aracın istenirse sorumluluk ve tescili üzerimde bırakılarak elden ele gezmesini olanak sağlayacak bir vekaletnamedir.
İşte bu vekaletnameyi, hasara konu aracı ve anahtarlarının tamamını, Sigorta adını hiç karıştırmadan, İstanbul/Yukarı Dudullu denilen bir yerdeki takipçilik ve galericilik yapan bir yere, kendiliğimden gönderecekmişim. Hala bu isteniyor.
Ben, sigortacıya öncelikle benim böyle temelli bir şekilde VEKİL ya da VASİYE ihtiyacım olmadığını, olursa da, bu ihtiyacımın varlığını tespit ve giderilmesi için vekil tayin etme yetkilerinin kendilerinde olmadığını, eğer iddia ettikleri ve bana telkin ettikleri şekilde bu kişiler güvenilir kişiler iseler, BENİ DEĞİL SİGORTA ŞİRKETLERİNİ TEMSİL VE GEÇERLİ İMZA SİRKÜLERİYLE İLZAMA KENDİLERİNCE yetkilendirilebileceğini, Sigortayı geçerli bir vekaletname ile temsilen, hasara konu aracımı teslim alabileceklerini, bu düşünceme inanıp, güvenerek bir kez daha ihtar ettim. Ancak, sigorta şirketi ihtilafın ayrıntısını gizleyerek, sadece "Yapmanız gerekeni yapın, isteneni verin" diye karşı ihtarnameler çekmekte, nasıl beceriyorsa hala gizli numaralardan arayarak her mercii ve kurum önünde haklı çıkacağını beyan etmektedir. Bu gizlilik içindeki tutumlarından, benim haklı olduğumu düşünerek cesaret aldım ve olayı bazı hakim ve savcılara açtım. Aldığım cevap karşısında şaşırdım. Cevap; "Bizim de araçlarımız pert oldu. Biz de sigortanın gösterdiği adamlara aynı vekaletnameleri verdik. Vekaletnamede yazanlara bakmayın. Bu güne kadar vekaletnameden dolayı bize bir zarar gelmedi. Sadece aracımızın değerini ödemediler, ucuz gitti." şekilndeydi.
Önce bu sözler yüreğime su serpti. Noterden masraf edip bu vekaletnameyi tanzim ettirdim. Ancak sonradan kendi kendime, "Onlar devletin hakim ve savcıları. Onlara tabii ki oyun oynayamazlar" dedim. Takipçiye vekaletnameyi gönderemedim.
Olayı da Başbakanlık Hazine Müsteşarlığına şikayet ettim. Ancak Daire Başkanı imzalı gelen cevapta, ilgili sigortacının bilgisine başvurulduğu, mevzuata göre, sigortacının hasardan azami bilgi sahibi olması gerektiği, bu bağlamda, vekaletname de dahil ne isteniyorsa o evrakları teslim edip, riziko bedelimi tahsil etmem gerektiği, bildirildi.
Yani sigorta şirketi, taa İstanbul'daki, galerici, takipçi ve tamircileri kaza ve hasarda bilgi sahibi olmak için bana vekil tayin ediyormuş.
Bu benim aklıma yatmıyor. Zira sigorta şirketinin hukuk müdürü ile telefonla yaptığımız şöyleşide artık beni değil, bana kendilerinin tayin edecekleri vekilleri muhatap alacaklarını belirtti. Hatta bana, kendilerine karşı temsil etmek üzere avukat da bulabileceklerini söyledi. Sizin şehrinizde falancayı avukat tutun, ona izah edeyim, dedi.
Bu ne biçim iştir. Karşılıklı bir ihtilafta taraflardan biri, diğerinin vekilinin kim olacağını belirliyor?
Utanmasa şunu da söyleyecek: Şu şehrin şu mahkemelerinde, şu hakimin olduğu yerde, şöyle şöyle dava aç. Aklımı kaçıracağım. Bu nasıl doğru bir işleyiş? Bilgilendirseniz memnun olurum. Saygılarımla.
Konu adilane tutum tarafından (07-03-2008 Saat 07:27:46 ) de değiştirilmiştir.
"Onlar devletin hakim ve savcıları. Onlara tabii ki oyun oynayamazlar" dedim.
Bu konuda size katıldığım söylenemez.Eğer ortada hukuka aykırı bir niyet varsa,hakim savcı vatandaş ayrımı yapmaz kişiler."Minareyi çalan ,kılıfını uydurur" hesabı.
Ama şu bir gerçekki,ya güvenmek zorundasınız,yada kafanızı kurcalayan bir takım pürüzler varsa ,verdiğiniz Vekaletnameyi geri alma hakkına sahipsiniz.Noterden vermiş olduğunuz resmi belgeyi (=vekalet) tekrar noterden fesh ettirebilirsiniz.
Bu konuda size katıldığım söylenemez.Eğer ortada hukuka aykırı bir niyet varsa,hakim savcı vatandaş ayrımı yapmaz kişiler."Minareyi çalan ,kılıfını uydurur" hesabı.
Ama şu bir gerçekki,ya güvenmek zorundasınız,yada kafanızı kurcalayan bir takım pürüzler varsa ,verdiğiniz Vekaletnameyi geri alma hakkına sahipsiniz.Noterden vermiş olduğunuz resmi belgeyi (=vekalet) tekrar noterden fesh ettirebilirsiniz.
Size katılıyorum. Kötü niyetli kişiler ne hakim dinliyor ne savcı. Onlar dahi mağdur edilebiliyor. Sizin o sözünüz bana onlarca yıl önceki geçmiş bir olayı çağrıştırdı. Bir kooperatife ortak idim. Yönetim konutumu tamamlayıp teslim etmedi. Ben de Mahalli Asliye Hukuk Mahkemesinde konutun eksik, kusurlu ve oturulamaz halini tespit ettirdim. Yönetime ihtarname keşide ederek, eksikleri tamamlamasını, kusurları gidermesini istedim. Yönetim hiç bir cevap vermediği gibi üzerine düşenleri de yapmadı. 150 konutluk kooperatifte yönetim topladığı aidatlar ve kendini genel kurul yerine koyarak üzerimize saldığı ek ödemelerle kendilerinin, denetçilerinin, kooperatif ortağı da olan mühendislerinin ve bir kaç da yandaşlarının konutunu tamamlamışlar, geçmiş içlerine oturmuş. Aylar geçip kış gelince Yönetim orada üşümüş ve merkezi sistem kaloriferleri çalıştırmış. Benim gibi ortaklara da kendi evini kendin yap deyip, çıkmışlar. Kaloriferleri de yakınca, zaten kira ödeyen çoğunluk bundan da kurtulmak için ve yönetimle de başa çıkamayacağını kabullenip, kendileri evlerini tamamlamaya ve içine girip yerleşmeye başlamışlar. Sükna oranı %70'leri bulmuş. Neyse bir gün bana bir ihtarname geldi; kooperatifin bulunduğu şehirdeki bir noterden. İşte aylık şu kadar tutan yakıt aidatı borcunuzu ve faizini derhal şu hesaba yatırın diye. Atladım kooperatifin olduğu şehre gittim. Belediye'ye çıktım. Belediye'den "Kooperatif Binalarının eksiklerinden ve özellikle de kalorifer kazan dairesi ve bacasının standartlara uymamasından ve kazanın yakıt sızdırmasından dolayı YAPI KULLANMA İZİN BELGESİ OLMADIĞINA" dair resmi yazı aldım. Bunu ekleyerek kooperatif yönetimine, iskan raporu olmadan ve ferdileşmeye geçmeden, üstelikte bu şekilde kaloriferleri yakarak iştirak halinde mülkiyeti tehlikeye atarak, işgal edemeyeceklerine dair bir cevabi ihtarname daha keşide ettim. Yönetim karşılığında şehrin Baro Başkanı olduğu beyan edildiğine; bilahare, 5 yıllık dava safahatı duyup tanık tanık olacağım bir avukatı, kooperatif tüzel kişiliğine vekil tayin edip, yakıt alacağı için 49 örnek ödeme emri gönderdi. Bunu itirazla durdurduktan sonra ben de, Cumhuriyet Savcılığına delillerimle, hürriyeti bağlayıcı ceza hükümlerini de zikrederek kooperatif başkanı, yardımcıları ve denetçileri hakkında suç duyurusunda bulundum. Benim bu müracaatımı belden aşağıya vurmak diye tabir eden Kooperatif Vekili, Aleyhime İtirazın İptali Davası açtı. Ben de Bu davaya cevaplarımı sundum ve birleştirme talepli mütekabil dava açarak, alacaklarımın tespiti ve tazminat talebinde bulundum. Mahkeme tam 5 yıl sürdü. Sonunda hakimin İstanbul'a tayini çıktı. Aniden davayı bitirdi. Onların yakıt alacağı davasını tam olarak kabul etti. Benim eksik ve kusurlu olduğu için sükna edemediğim konutumun eksik ve kusurlarına, planlara, projelere, yeşil defterlere ve emsal tamamladıkları kendi dairelerine aykırı olarak, üçüncü sınıf imalat eksiği diye hesaplatarak, bizi fifti fifti yaptı. Yani paylarımız eşit oldu. Ancak karşı tarafın avukatı zaten her yıl bizim paralarımızla bana karşı yenilediği icra takibi de olduğundan, atik davranıp hüküm infazına girişti. Ancak mehil müddeti içinde ben de elimdeki kararla bir ilamlı takip yapıp, ilama dayanarak konutumun satışını istedikleri onların dosyalarının üzerine alacağıma binaen haciz şerhi koydurarak, onların dosyasını kilitledim. O zaman devreye İcra Müdür Yardımcısını soktular. Halbuki Dava hakimi gerekçeli kararda herşeyi anlaşılır şekilde net ve açık yazmıştı. Önce kooperatif Yönetiminin açtığı davayı kast ederek benim yakıt alacağı borcumun olduğuna hükmediyor, takibin devamına karar veriyordu. Bilaharede tartışılmaz şekilde başlık açarak: KARŞI DAVAYA GELİNCE, diyordu. Ve gerekçelerini yazarak davacı diye haklı olarak beni, davalı diye de koperatifi kast ederek bana, eksik kusur tazminatı ödenmesine hükmediyordu. İşte İcra Müdür Yardımcısı Beyefendi "Ben bir tek davacı bilirim kooperatif, bir tek davalı bilirim siz" dedi ve benim alacaklarımı da, benim kooperatife olan borcum olarak hesaplayarak miktarı astronomikleştirip evimi satmaya kalktı. İcra Müdürüne baş vurup yanlışlık yaptığına dair uyarmak isteyence, Müdür de bana "Hukuku cahil halk olarak siz mi bilirsiniz yoksa hukukçu olarak biz mi?" şeklinde hakaret ederek savdı. Ben de Müdür ve Yardımcısı aleyhine; "Memurun Muamelesinden İcra Tetkik Merciine" şikayette bulundum. Tetkik Mercii Hakimi, önce benim haklı olduğumun bariz olduğunu söyleyerek beni rahatlattı. Ancak burada husumet yönlendirilecek karşı tarafın İcra Müdürlüğü OLMADIĞINI, kooperatif olduğunu söyledi. Personellerinin niçin böyle şüphe götürür şekilde davrandığının üzerine gitmeyerek onları korudu ve bana kooperatif aleyhine usuleten Mercii de bir dava açtırdı. Orada kooperatif ve karşı taraf vekili, kusuru kabullenmedi, davanın muhatabı olmadığını, hesabı kendilerinin yapmadığını, memurun yaptığını söyleyerek kendilerinin de bu konuda benim tarafımda olduklarını söyledi. Bu fuzuli dava da bana ayrı bir zarar olarak yansıdığı gibi, böyle yutturmacaları, yoklamaları benim gibi düz vatandaşlara çekmeye devam ettiklerinden dolayı da, üzdü. Yalnız bir şey de müteşekkirim. Tetkik Mercii Hakimi bu düzeltme davasını 15 gün sonraya verdiği ilk celse de bitirdi. Ben eğer 15 gün değil de yine 3-5 yıl daha sürdürülse, idi, evi onlara artık bağışlayacaktım. Bu davayı Murafalı olarak temyiz ettim. Layiha verilmeyen bu oturumda, beni dikkatle dinleyen Daire Başkan ve Hakimlerinin dosyayı inceleme sözlerine inanıp güvendim. Ancak tüm Mürafalı Temyizlerden sonra, duruşması en son yapılan benimkisi bittikten sonra, salona giren kooperatifin bulunduğu şehirden eski bir milletvekili ve hatta bakanın, artık o yıllarda Ankara'da avukatlık yapmaktayken gelip daire başkan ve üyeleriyle şahsen ve yalnız konuşması beni huylandırmıştı. Zira son duruşma olduğu ve bittiği için salondan çıktığımda daha dışarısı kalabalıktı ve beni tanımayan o eski parlamenter tesadüfen bana, benim dosya numarasının görülüp görülmediğini bilmeden sormuştu. Sonra gelen temyiz kararında; dairenin duruşmalı işlerinin çokluğundan dolayı, daire üyelerince dosyaya bakılamadığından bahisle, o yıllardaki adını verdikleri bir Yargıtay Tetkik Hakiminin incelemesi verdiği rapor doğrultusunda mahalli mahkeme kararının ONAMASINA karar verildiği yazıyordu.
Neyse şimdi asıl konuya yani Cumhuriyet Başsavcılığı meselesine gelelim:
Şüpheli Kooperatif ilgilileri için yaptığım suç duyurusuyla ilgili olarak, cümle düşüklükleri, isnat edilen suçlamalardan bağımsız, alakasız konularda, anlamsız ve laleltayin yazılmış bir takipsizlik kararı geldi. Ben de kooperatifin bulunduğu şehre en yakın olan ağır ceza mahkemesinde, bu takipsizlik kararını temyiz ettim. Yalnız temyiz dilekçemi ikamet ettiğim büyük şehrin ağır ceza mahkemesi muhaberatından gönderdim. Bunun için de Sayın Ağır Ceza Reisinin dilejkçemi parafe etmesi gerekiyormuş. Hakim Bey'in önüne dilekçemi koyunca bir "AH" işittim ki. Benim biraz beklememi söyledi. Ben de açıkçası korktum. Zira öğle tatiline çıkmakta olan başka hakimleri ve savcıları mübaşiriyle oraya çağırttırmıştı. Meğer benim temyize gönderdiğim Ağır Ceza Mahkemesinde, bulunduğum şehrin hakim ve savcılarının bir sayfiye evleri için kooperatifleri varmışmış. Onlar kooperatif yönetimine güvenmişlermişmiş. Ama yönetim o kadar hakim ve savcının parasını hiç çekinmeden yemiş. Kendilerine lüx otomobiller almış. Dost tutmuşlar ve kooperatif için tek bir çivi bile çakmamışlar. O kadar hakim ve savcı kooperatif yönetimi ile hukuk mücadelesine girişmiş. Ceza davası açtırmışlar. Ancak beraat etmiş sanıklar. Yılmamışlar Temyiz edip, kararı bozdurmuşlar. Ancak sonuçta sanıklar bir ceza çekmeden serbest kalmış. Reis Bey dedi ki: "Sadece beddua edebiliyoruz. İşte arkadaşların bir kısmı ve yüzleri. Bizzat yaşamış tanıklar. Başka adliyelerde de dolu hakim ve savcı arkadaşlarımız var. İşte şimdi siz, o mahkemeye müracaat edip, Savcılık Kararına itiraz ediyorsunuz. Hayırlısı olsun." dedi ve imzaladı. Gönderdik. Nitekim çok uzun bir müddet sonra gele gele, o mahkemeden bana bir para cezası geldi temyiz ettim, diye.
Siz Haklısınız. Bu kötü niyetli kişiler ne hakim dinliyormuş, ne de savcı.
,
tam vekalet ücreti,
umumi vekaletname ornegi,
tam vekaletname örneği,
tam yetki vekalet,
http:www.hukuki.netshowthread.php34158-Tam-vekalet-ne-anlama-gelmektedir,
tam vekaletname,
genel vekaletler örneyi,
noter vekalet ornekleri,
genel velalet nedir,
umumi vekaletname örnekleri,
genel vekalet örneği,
vekalet tam,
genel vekalet,
umumi vekaletname örneği,
vekalette nasp terimi ne anlama gelir,
umumi vekalet icerigi,
umumivekaletornegi,
noterden vekalet verme tekrar hakini,
tam vekalet vermek
Yapabilecegin tek mantikli sey baska bir ulkenin vatandasligina gecmek, or: amerika da vatandas olurken isim degistirebiliyorsun. Bu durumda bulunman...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
tck226 şüphesi
14-06-2024, 02:39:38 in Bilişim Hukuku