Çocuk yardımı (657 sayılı memurlarda)

[cloves]

Marhabalar Sayın avukatlar.Benim sorunum 25/05/2009 da çocuğumuz oldu, ben kamu sektöründe işci olarak görev yapıyorum eşim ise 657 sayılı kadrolu devlet memuru (öğretmen) Nüfus işlemlerinden sonra doğum yardımı ve çocuk yardımı daha avantajlı olduğu için bebği eşimin üzerine yazdırdık,yazdırırken doğum yaptığına dair belge verildi doğum yardımı parasını alması için dilekçe verildi ayrıca doğum izni içinde okula dilekçe verildi.O zamandan beri aylık ödenen (30 tl) çocuk yardımını almıyoruz bu sene aile bildirim formu doldurulurken farkedildi ki hakkettiğimiz bir hak bu ay da bu ücret verilmiş,geriye dönük almak istediğimizde ise aile bildirim formu doldurmadığımız için bu ücreti alamayacağımız söyendi.Ki çocuk doğduyunda meb o kadar dilekçe ve evrak veilmişti.Ben meb dava açmak istiyorum nereye nasıl başvuru yapabilirim oturduğum yer burdur bucak asliye hukuk mahkemesi var.Acaba geriye dönük bu ücretleri alabilirmiyim acaba.?

[Çobanoğlu]

İdari yargıda dava açabilirsiniz ancak kazanma şansınız çok az maalesef. Size örnek bir karar. Dava masraflarına katlanırım diyorsanız, bir idari dava açıp sonucunu bekleyebilirsiniz.
DOSYA NO: 641-02-10-610

T.C.
ANKARA
8. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO: 2010/258
KARAR NO: 2010/1905

DAVACI:
DAVALI: TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ – ANKARA

DAVANIN ÖZETİ: Davalı İdarede müfettiş olarak çalışan davacının yararlanamadığı çocuk yardımının ilk çocuğu için göreve başladığı 17.09.2002 ve ikinci çocuğu için çocuğunun doğduğu 24.04.2006 tarihinden itibaren tarafına ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliği gereğince aile yardımı bildirimine göre çocuk yardımı yapıldığı, davacının da geçmişte aile yardımı bildiriminde bulunmadığı davacının isteminin bildirimde bulunduğu Kasım 2009 tarihinden itibaren ödenmeye başlandığı bu nedenle de davanın süre yönünden reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 8. İdare Mahkemesi'nce 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/6. maddesi uyarınca işin gereği görüşüldü;

2577 sayılı yasanın 7. maddesinde, Danıştay'da ve İdare Mahkemelerinde idari dava açma süresinin kural olarak yazılı bildirimin yapıldığı tarihten itibaren altmış gün olduğu belirtilmiş, 11. maddesinde de, "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan,idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır" hükmüne yer verilmiş, aynı yasanın sürelerle ilgili genel esasları düzenleyen 8. maddesinde sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden başlayacağı hüküm altına alınmış, 15. maddesinin l/b bendinde ise,süre aşımı halinde davanın reddine karar verileceği kuralı yer almıştır.

Yukarıda yer alan Yasa hükümlerine göre, davacının dava konusu işlemi tebellüğ ettiği veya başka bir surette öğrendiği tarihten itibaren 60 içinde veya davalı idareye dava açma süresi içerisinde başvuruda bulunup bu başvurusunun reddi üzerine süresinde dava açması gerekmektedir.

Bu itibarla, idareye yapılan başvuru tarihinden itibaren 120 gün içinde açılmış ise ilgiliye, davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 gün içindeki ilk uygulama esas alınarak parasal haklarının verilmesi gerekirken, idarece bir yanıt verilmesi halinde başvuruya kadar geçen süre de hesaba katılmak suretiyle süresinde açılan davalarda idareye başvuru tarihinden geriye doğru 60 gün gidilerek bu 60 içerisinde gerçekleşen ilk uygulamanın yapıldığı tarihten itibaren parasal hakların ödenmesi, öte yandan, idareye başvuru tarihinden itibaren 120 günlük ya da idarenin cevabının tebliğ tarihinden itibaren 60 günlük süreler geçtikten sonra açılmış olan davalarda ise,ancak dava tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içinde kalan ilk uygulamadan doğan parasal haklarının ödenmesi mümkündür.

Dava dosyasının incelenmesinden, davalı idarede müfettiş olarak çalışan davacının yararlanamadığı çocuk yardımının ilk çocuğu için göreve başladığı 17.09.2002 ve ikinci çocuğu için 24.04.2006 tarihinden itibaren tarafına ödenmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Her ne kadar davacı tarafından geçmişe doğru tarafına ödenmeyen çocuk yardımlarının tarafına ödenmesi isteminde bulunulmakta ise de; dava dosyasındaki belgelerden davacının Kasım 2009 tarihi itibariyle çocuklarının olduğunu idareye bildirdiği, idarenin de bu tarihten itibaren davacıya çocuk yardımı olarak 41,94.-TL'yi ödemeye başladığı , davacı tarafından geçmişe doğru tarafına ödeme yapılması için 27.10.2009 tarihinde yapılan başvurusunun 31.12.2009 tarih ve 38485 sayılı işlem ile reddedildiği, anılan işlemin davacıya 05.01.2010 tarihinde tebliğ edildiği, görülmekte olan davanın da 18.2.2010 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, davacıya yapılmayan eksik ödeme farklarının yukarda belirtilen mevzuat hükmü uyarınca dava tarihinden geriye doğru 60 güne kadar davacı tarafından istenebileceğinden ve davacıya ise bu tarihten itibaren idarece ödeme yapılmaya başlandığı anlaşılmakla, davacının geriye dönük çocuk yardımına ilişkin iş bu davanın esasına girilmeksizin, süre aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, süre aşımı nedeniyle davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan 54,30 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 21.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.