Ana sayfadaki idari para cezasına itiraz dilekçesi Sulh Ceza Mah. hitaben yazılı olduğundan dolayı GÖREV yönünden yanıltıcı olabilir. Anayasa Mahkemesinin 1 Şubat 2001 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 1 Ağustos 2001 tarihinde yürürlüğe giren 1996/72-1997/51 sayılı ve 15.5.1997 günlü kararıyla 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 5.fıkrası iptal edildiğinden söz konusu davanın İDARE MAHKEMESİNDE açılması gerekmektedir.
Tabi ilk mesajdan sonra görev yönünden yetkinin Kabahatler Kanunu ile yine değişerek tekrar Sulh Ceza Mahkemeleri'ne geçtiğini, sonra Kabahatler Kanunu'nun bazı maddelerinin iptali ile (6 aylık süre bu ay bitiyor) görevli mahkemelerin tekrar İdare Mahkemeleri olduğunu belirtmekte fayda var.
Son iletide yarına ne olur bilinmez demiştim ama, mevcut kararlar da akıl hoplatır cinsinden...
İş Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca verilen idari para cezalarının İş Mahkemeleri'nde görülmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Çok yakın bir zamanda verilmiş bir kararı bir tanıdık vasıtasıyla dinledim. Türk mahkemelerinin vermiş olduğu tüm kararlarda boynumuz kıldan ince ve bu kararlara saygımız sonsuz olmakla birlikte, karar kesinleştiğine göre bunu eleştirmek de vatandaş olarak hakkımız diye düşünüyorum.
İŞKUR tarafından verilen (sakat-eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu ile ilgili) bir idari para cezasına işveren itiraz eder. Zira ceza, 2004 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmış ve halen yürürlükte olan bir Yönetmelik uyarınca "5188 kapsamında Özel Güvenlik Görevlilerinin hesaplamada toplam sayıya dahil edilmeyecekleri ile ilgilidir. Buçuktan tama iblağ ve Özel Güvenlik görevlileri de toplama katıldığında gerçekten 1 kişilik bir eksiklik sözkonusu olmaktadır. İdari para cezası da bu eksikliğe istinaden verilmiştir.
Geçmiş Yargıtay kararlarında vurgulanan kasıt unsurunun bulunmadığı ancak daha da önemlisi halen yürürlükte bulunan Yönetmelik uyarınca 5188 kapsamındaki Özel Güvenlik Görevlilerinin toplam sayııya dahil edilmemeleri halinde herhangibir eksiklik de bulunmadığı dava dilekçesinde açıklıkla belirtilir.
Sulh Ceza Mahkemesi itirazı gerekçe göstermeksizin redddeder. Üst Mahkeme olarak Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz edilir.
Bundan sonrası anlatıldığı kadarıyla gerçekten film gibi geldi bana , doğru mudur yanlış mıdır bilmiyorum.
Yanlış bilmiyorsam üst mahkeme kabul veya red demeli...
Karar : Adı geçen Yönetmelik, İş Kanunu 30. maddesini daraltamayacağından alt mahkemenin kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Şimdi bana anlatılan bu karar sonrası "Her adliyeye bir TBMM" diye slogan atsam bu işten canı yananların yüreğine bir parça su serpilir mi?
Konu Harun Gür tarafından (17-01-2007 Saat 01:03:17 ) de değiştirilmiştir.
10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu'nun 30'uncu maddesinde özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru çalıştırma zorunluluğu, 101'inci maddesinde ise özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğuna aykırılığın yaptırımı düzenlenmiştir.
26 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'da ise 4857 sayılı Kanunun 30'uncu maddesine bir istisna getirilmemiştir.
5188 sayılı Kanununa dayanılarak ve Kanunun uygulanmasına yönelik usul ve esasları düzenlemek üzere 7 Ekim 2004 tarihinde yayımlanan Yönetmeliğin, dayandığı Kanunun tanımadığı bir istisnayı yaratması mümkün değildir. Yönetmelikler dayandıkları Kanunun uygulanmasını kolaylaştırmak için yayımlanırlar ve sadece dayandıkları Kanunun getirdiği düzenlemelere ilişkin yol gösterirler. Bu nedenle, bir yönetmeliği bağlı olduğu Kanunun düzenlemediği bir hususta norm yaratması yani düzenleme yapması mümkün değildir.
Kaldı ki, Yönetmeliğin 47'nci maddesinde yer alan, "Özel güvenlik birimlerinde ve özel güvenlik şirketlerinde, 10/6/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi gereğince çalıştırılacak sakat ve eski hükümlü sayısının belirlenmesinde özel güvenlik görevlileri hesaba dahil edilmez." şeklindeki hükmün, sadece güvenlik birimi veya güvenlik şirketi ile ilgili olduğu düşüncesindeyim.
Yani, bir güvenlik şirketinde toplam 60 işçi çalışmakta ve fakat bunlardan 49 adedi "özel güvenlik görevlisi" olarak istihdam edilmekte ise, o şirketin 4857 sayılı Kanunun 30'uncu maddesi uyarınca sakat ve eski hükümlü işçi çalıştırmakla yükümlü olmayacaktır. Yönetmeliğin dayalı olduğu Kanunun düzenlediği alan dikkate alındığında, istisnanın güvenlik birim ve şirketlerine tanındığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle üst Mahkemenin itirazı özetle "reddetmesi" bence doğru olmuştur.
Duyduğum kararın tam olarak böyle olup olmadığını kesin olarak bilmiyorum. Bunu mesajımda da belirtmiştim. Ancak karar aynen böyle ise, sizin yorumlarınıza katılmam da mümkün değil...
Mesajınızda "Kaldı ki, Yönetmeliğin 47'nci maddesinde yer alan, "Özel güvenlik birimlerinde ve özel güvenlik şirketlerinde, 10/6/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi gereğince çalıştırılacak sakat ve eski hükümlü sayısının belirlenmesinde özel güvenlik görevlileri hesaba dahil edilmez." şeklindeki hükmün, sadece güvenlik birimi veya güvenlik şirketi ile ilgili olduğu düşüncesindeyim." demişsiniz.
47. madde aynen öyle ve bu maddede belirtilen "özel güvenlik birimi"; 5188 sayılı yasa ile Kurum ve Kuruluşların kendi bünyelerinde oluşturdukları (Kanuni zorunluluktur, aksi takdirde büyük idari para cezalarına maruz kalırlar) , oluşturulması büyük bürokrasi isteyen , izni Valilikler bünyesinde oluşturulmuş Özel Güvenlik Komisyonu kararı sonrası verilen, istihdam edilen personelin eğitim ve sonrasında İçişleri Bakanlığı tarafından açılan sınavda başarılı olmaları gereken, teorik sınav yanında, silahlı Özel Güvenlilik Görevlisi olacaklar için tabanca atışlarında da başarılı olmaları beklenen vs. vs. Kanun'da ve Yönetmelik'te detayları anlatılan bir birim... Bu nedenle dışarıdan alınan Özel Güvenlik hizmetinden farklı bir konu, işletmeler bu personeli bizzat istihdam ediyorlar.
Konunun tartıştığımız ve eleştirdiğimiz tarafı bir Yönetmelik'in Kanunu daraltıp daraltmaması değil. Belirttiğiniz gibi bir Yönetmelik'in Kanun'un hükümlerinde daraltma getirmemesi gerekir. Böyle daraltıcı bir etki varsa izlenecek yol bellidir. Benim kararı eleştirmeme neden, eğer Resmi Gazete'de yayınlanmış ve yürürlükte olan bir Yönetmelik Kanun'u daraltıcı etkiye sahipse, bu Yönetmelik yine aynı yollardan geçerek iptal edilir. İptal kararı yine Resmi Gazete'de yayınlanır, vatandaş da bunu bilir.
Yürürlükte olan, Resmi Gazete'de yayınlanmış bir Yönetmelik'in Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi gibi bir durum bizim hukuk sistemimizde mevcut mudur? Ağır Ceza Mahkemesi kanun koyucu mudur ki, bir kararı ile Resmi Gazete'de yayınlanmış, yürürlükte olan bir Yönetmelik'i yok hükmünde sayacak bir karara imza atabilsin.
Umarım karar gerçekten böyleyse, kararı eleştirme nedenimi izah edebilmişimdir.
"Yazılı normlar, Anayasa, Milletlerarası Andlaşmalar, Kanun, Kanun Hükmünde Kararname, Tüzük ve Yönetmeliklerdir. Normlar hiyerarşisinin zirvesini Anayasa, alt basamağını ise Yönetmelik oluşturmaktadır...
Anayasa'da kanun çıkarma yetkisi yasama organına verilmiştir. Yasama organı Anayasa çerçevesinde konu ile sınırlı olmaksızın kanun çıkarabilir. Bir başka deyimle kanun, Yasama Organı tarafından yapılan bağımsız bir hukuksal düzenlemedir. Buna karşılık yönetmelik, kanunu açıklayan, kanunun uygulanmasını sağlayan ve kanunu tamamlayan bir idari tasarruftur. Yönetmelikle kanun arasında organik bağ mevcut olup, yönetmelik kanuna bağımlıdır. Bu sebeple öncelikle üstün norm olan kanunun, kanuna aykırı olmayan hallerde ise yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekir. Bir başka anlatımla; kanunla yönetmeliğin çatışması halinde üstün norm durumunda bulunan kanuna değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi zorunludur. Öğretide bazı hukukçular yönetmeliklerin kanuna aykırı olmasının adli yargıda incelenemeyeceği, bu gibi hallerde ilgili tarafa idari yargıya başvurarak yönetmeliğin iptalini sağlamak üzere önel verilmesi ve bunun bekletici sorun yapılması gerektiği konusunda görüş bildirmektedirler. Gerek Anayasa'da ve gerekse kanunlarımızda yönetmelikle kanunun çatışması halinde bunun bekletici sorun sayılması gerektiği hususunda bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca, adli yargı içinde ceza ve hukuk ayırımı yapılarak sonuca varılması da isabetli değildir. Yorum yaparken yargı yolunu bir bütün olarak kabul zorunludur. Yargıtay'ın süregelen uygulamalarında ayırım yapılmaksızın yönetmeliğin kanuna aykırı olması halinde, kanuna değer verilerek uyuşmazlıkların çözümlenmesi ilkesi benimsenmiştir. Yönetmeliğin kanuna bağımlı olması açıklanan şekilde yorum ve uygulama yapılmasını gerektirmektedir." (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.3.1996 tarihli kararından)
"Anayasa, mahkemelere, kanunlara aykırı gördükleri tüzük ve yönetmelik hükümlerini bir tarafa iterek bunun yerine kanun hükümlerini uygulama yetkisini tanımıştır. İdarenin düzenlemiş olduğu tüzük ve yönetmeliğin belli bir davada -kanuna aykırı görüldüğü için- uygulanmaması demek, o tüzük ve yönetmeliğin iptali anlamına gelmez. Anayasa hükümleri gereğince adli mahkemeler tüzük ve yönetmelik hükümlerinin kanuna ve hukuka uygun olup olmadığını incelemekle, idari yargı yerinin görev alanına girmiş ve kendi sınırını da aşmış olmazlar.
Yargıtay'ın kanuna aykırı tüzük ve yönetmelikler konusundaki uygulaması da değişmez biçimde ve devamlı olarak bu yolda olmuştur." (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 23.12.1976 tarihli kararından)
"Güvenlik şirketleri'ne muafiyet... Resmi Gazete'nin 07.10.2004 günkü nüshasında, 'Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik' yayınlandı. Bu yönetmeliğin aşağıdaki 47 inci maddesi gereğince, güvenlik şirketlerinde sakat (özürlü) ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu kaldırıldı." (Ali Tezel, Akşam, 22.11.2004)
Selamlar.
Konu Av.Onur Tunga tarafından (17-01-2007 Saat 19:04:18 ) de değiştirilmiştir.
Arkadaşlar şirketimize ait kamyon ile malımızı taşıyor idik. Trafik polisi çevirmesinde tonaj fazlalığından dolayı ceza yazdı. Biz tonaj fazlalığına...
Crystals signing travellers however vidalista-black asia vidalista-black w overnight shipping loniten uk buy ibrutinib dulera dosage anafranil sr on...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
E-satış u yap a girdim. satışa...
27-04-2024, 02:39:38 in Gayrimenkul Hukuku