Re: İdari para cezasına itiraz
Sayın Gür,
"Yazılı normlar, Anayasa, Milletlerarası Andlaşmalar, Kanun, Kanun Hükmünde Kararname, Tüzük ve Yönetmeliklerdir. Normlar hiyerarşisinin zirvesini Anayasa, alt basamağını ise Yönetmelik oluşturmaktadır...
Anayasa'da kanun çıkarma yetkisi yasama organına verilmiştir. Yasama organı Anayasa çerçevesinde konu ile sınırlı olmaksızın kanun çıkarabilir. Bir başka deyimle kanun, Yasama Organı tarafından yapılan bağımsız bir hukuksal düzenlemedir. Buna karşılık yönetmelik, kanunu açıklayan, kanunun uygulanmasını sağlayan ve kanunu tamamlayan bir idari tasarruftur. Yönetmelikle kanun arasında organik bağ mevcut olup, yönetmelik kanuna bağımlıdır. Bu sebeple öncelikle üstün norm olan kanunun, kanuna aykırı olmayan hallerde ise yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekir. Bir başka anlatımla; kanunla yönetmeliğin çatışması halinde üstün norm durumunda bulunan kanuna değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi zorunludur. Öğretide bazı hukukçular yönetmeliklerin kanuna aykırı olmasının adli yargıda incelenemeyeceği, bu gibi hallerde ilgili tarafa idari yargıya başvurarak yönetmeliğin iptalini sağlamak üzere önel verilmesi ve bunun bekletici sorun yapılması gerektiği konusunda görüş bildirmektedirler. Gerek Anayasa'da ve gerekse kanunlarımızda yönetmelikle kanunun çatışması halinde bunun bekletici sorun sayılması gerektiği hususunda bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca, adli yargı içinde ceza ve hukuk ayırımı yapılarak sonuca varılması da isabetli değildir. Yorum yaparken yargı yolunu bir bütün olarak kabul zorunludur. Yargıtay'ın süregelen uygulamalarında ayırım yapılmaksızın yönetmeliğin kanuna aykırı olması halinde, kanuna değer verilerek uyuşmazlıkların çözümlenmesi ilkesi benimsenmiştir. Yönetmeliğin kanuna bağımlı olması açıklanan şekilde yorum ve uygulama yapılmasını gerektirmektedir." (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.3.1996 tarihli kararından)
"Anayasa, mahkemelere, kanunlara aykırı gördükleri tüzük ve yönetmelik hükümlerini bir tarafa iterek bunun yerine kanun hükümlerini uygulama yetkisini tanımıştır. İdarenin düzenlemiş olduğu tüzük ve yönetmeliğin belli bir davada -kanuna aykırı görüldüğü için- uygulanmaması demek, o tüzük ve yönetmeliğin iptali anlamına gelmez. Anayasa hükümleri gereğince adli mahkemeler tüzük ve yönetmelik hükümlerinin kanuna ve hukuka uygun olup olmadığını incelemekle, idari yargı yerinin görev alanına girmiş ve kendi sınırını da aşmış olmazlar.
Yargıtay'ın kanuna aykırı tüzük ve yönetmelikler konusundaki uygulaması da değişmez biçimde ve devamlı olarak bu yolda olmuştur." (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 23.12.1976 tarihli kararından)
"Güvenlik şirketleri'ne muafiyet... Resmi Gazete'nin 07.10.2004 günkü nüshasında, 'Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik' yayınlandı. Bu yönetmeliğin aşağıdaki 47 inci maddesi gereğince, güvenlik şirketlerinde sakat (özürlü) ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu kaldırıldı." (Ali Tezel, Akşam, 22.11.2004)
Selamlar.