30 Ekim 2010Trabzonspor'un Gineli futbolcusu İbrahima Yattara'nın yaklaşık 5 yıl önce başvurduğu Türk Vatandışlığı hakkına bugün sahip oldu.
Bakanlar Kurulu'nun kararıyla Yattara, eski takım arkadaşı Hasan Üçüncü'nün soyadını alarak İbrahim Üçüncü adıyla Türk vatandaşı oldu. Kaptan Yattara bu karara çok sevindiğini belirterek, "Gerçekten uzun bir zaman olmuştu bu başvuruyu yapalı. Sonucun olumlu çıkmasına sevindim. Türkçe'yi çok iyi konuşuyorum ve yazabiliyorum da. Mutluluğumu anlatamıyorum" ifadelerini kullandı.
Beşiktaş istediğini aldı
UEFA Avrupa Ligi'ndeki temsilcimiz Beşiktaş, Porto ile Dragao Stadı'nda karşı karşıya geldi. Mücadele 1-1'lik eşitlikle sonuçlandı.
İstanbul- UEFA Avrupa Ligi L Grubu'nda mücadele eden Beşiktaş, Porto ile deplasmanda karşılaştı. Puan yada puanlar için sahaya çıkan Beşiktaş bu maçtan istediğini alarak ayrıldı. İlk yarıyı 1-0 geride kapatan "Kara Kartallar" ikinci yarıda Nihat Kahveci'nin golüyle 1-1'lik eşitliği yakaladı. Beşiktaş bu skorla puanını 7'ye yükseltti.
Avrupa Spor Başkentleri Birliği Başkanı Gian Francesco Lupatelli, ''İstanbul 2012 Avrupa Spor başkenti seçilmiştir'' dedi.
Lupatelli, Devlet Bakanı ve Başmüzekereci Egemen Bağış ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, İstanbul'un, Avrupa Spor Başkenti (ASB) Seçim Komisyonu'nca Avrupa Spor Başkenti seçilmesiyle ilgili kararı açıkladı.
Lupatelli, Avrupa Spor Başkenti Birliği Komitesi'nin bu hafta içinde İstanbul'da farklı yerlerde incelemelerde bulunduğunu belirterek, ''İncelemelerden sonra aldığımız kararı açıklamak için toplandık. İstanbul 2012 Avrupa Spor Başkenti olarak seçilmiştir. Bundan dolayı çok büyük mutluluk duymaktayız'' dedi.
Avrupa Spor Başkentleri Birliği Başkanı Lupatelli, 30 Kasım 2010 tarihinde Brüksel'de yapılacak olan Avrupa Parlamentosunda, bu yılki kazanmış olan Valencia şehrinin açıklanacağını, bu toplantıya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ı da davet ederek orada kendilerine sertifikayı takdim edeceklerini bildirdi.
1970 li yıllardan bu yana, özellikle 1980 Moskova Olimpiyat Oyunları sırasında spor felsefesi spor biliminin kuramıyla genel felsefi kuramın birçok alanının örtüştüğü yerde kendini daha da belirgin gösterdi. Nasıl ki ahlak felsefesi (etik), estetik, kültür felsefesi gibi felsefe dalları kendi aralarında daha yakın bağlar kurmuşlar ve birçok sorunda ortak çalışmışlarsa, spor felsefesi de spor ahlakı, spor estetiği, spor kültürü gibi alt dallarıyla bağıntılı bir bütünlük oluşturmayı gerçekleştirmiştir. Spor bilimiyle spor felsefesinin kuramsal temellerde bu buluşması, günümüzde insan problematiğine yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu boyut geleneksel "Beden Eğitimi" kavramının dışına taşarak sporun yalnız beden hareketi ve hareketin eğitimden ibaret olmadığını, çok daha geniş bir zemine yayıldığını, bir düşünce ve eylem tarzı, özünde bir hayat tarzı olduğunu ortaya çıkardı.
Spor biliminin hem doğa bilimi özelliği hem de toplum bilimi özelliği var ve bu özellikler birbirine eklemeli biçimde değil, organik bütünlük olarak iç içedirler. Spor yapan insanın düşüncesi, kişiliği, değer duygusu ve bilinci onun beden hareketindeki başarısından, etkisinden daha az önemli değildir; çünkü insan, adalelerinin gücünden, onların hareketinin hızından ve isabetliliğinden ibaret değildir. Onun her eylemi, koruduğu değerlerde bezenmiştir ve spor yapan insan da öncelikle kendi toplumsallığını korumak, geliştirmek için kurallı - düzenli bir eylemler dizisine girişir. Sportif değerler bu eylemlerde görülür.
İnsanoğlunun "top" ile oynamaya başlamasının tarihi çok eskilere dayanıyor. Mısır'da mezarlardaki duvar resimlerinde ayakla top oynayan insan figürlerine rastlanmıştır. Hatta bu zamandan kalma, 7.5 cm çapında deri veya ketenden yapılmış toplar 2500 yıl önceden günümüze kadar ulaşmıştır ve kimi müzelerde sergilenmektedir. Homeros da "Odiesa"da top oyunlarından bahseder. M.Ö 2500 yıllarında da Çin'de yere dikilmiş iki mızrak arasından bir topu tekmelemek suretiyle geçirmeye çalışarak talim yapıldığı bilinmektedir.
Orta Asya Türklerinin de kız ve erkeklerden kurulu karma takımlarla, topa elle dokunmadan, sadece ayak ve kafa ile vurularak rakip kaleden içeri atmaya çalışarak bir oyun oynadıklari kaynaklarda yer alıyor. İçlerinde Kaşgarlı Mahmut'un da bulundugu pek çok tarihçinin kitaplarında da Türklerin oynadığı "Tepük" isimli bir oyundan bahsedilir. Bu oyunun söylenen kuralları günümüz futbolununkilere oldukça benzer. Elle oynamak yasaktır, faullü hareketler tespit edilmiştir, top oyun alanının dışına çıkamaz...
Futbol tarih boyunca hemen hemen bütün medeniyetlerde benzer biçimlerde boy gösterdikten sonra bugünkü haline en yakin şeklini 17. yüzyılda İngiltere'de almıştır.
Daha sonraki gelişimi ise şöyle gösterilebilir
1841 - Futbol topunun tam bir küre biçiminde olmasının kabulü
1848 - "Cambridge kuralları" adı altında futbol kuralları toplanmış ve bu kurallarla ilk futbol maçı Cambridge'de ögrenciler arasında ilk futbol maçının oynanması.
1855 - Bir İngiliz takımının ilk kez yurt dışına çıkarak futbol oynaması ve böylece Almanya'da futbolun temelini atması
1857 - İngiltere'de ilk futbol kulübü Sheffield Club'in kurulması.
1863 - İngiltere Futbol Federasyonu'nun ve böylece modern futbolun doğuşu.
1870 - Portekiz'de oturan İngilizlerin burada futbolu yaymaya başlamaları.
1871 - "Kral Kupası" veya "İngiltere Federasyon Kupası" nın başlaması
1872 - "İngiltere-Iskoçya" : ilk milli maç.
1875 - Kalelere üst direk konulması ve topa kafayla vurulmasına izin verilmesi
1876 - Korner kuralının kabulü
1879 - Glasgow'dan Darwen'e para teklifiyle futbolcu getirilerek profesyonellik yolunun açılması.
1882 - Futbol kurallarında değişiklik yapmaya yetkili "International Board"un kurulması
1885 - Profesyonelliğin İngiltere'de resmen kabulü
1886 - Ofsayt kuralının kabulü
1889 - Danimarka ve Hollanda'da futbol federasyonlarının kurulması
1890 - Futbol maçlarında tam yetkinin hakemlere verilmesi
1891 - Penaltının kabulü
1893 - Amerika'da ilk futbol federasyonunun Arjantin'de kurulması
1895 - İngiltere'de bayanların ilk futbol maçını oynaması
1899 - Sürenin 90 dakika, ölçülerin 118.4 x 91.4 olarak belirlenmesi
1901 - Sheffield United - Tottenham Hotspur federasyon kupası finalini 110.802 kişinin izlemesi.
1902 - İngiltere dışında oynanan ilk milli maçta Avusturya'nın Macaristan'ı 5-0 yenişi.
1906 - Kıtalar arasi ilk milli maçta Güney Afrika'nın Brezilya'yı Brezilya'da 5-0 yenişi.
1907 - Kendi sahasında bulunan bir futbolcunun ofsayt sayılmamasının kabulü
1908 - Londra Olimpiyat Oyunları'nda futbolun ilk kez olimpiyat oyunlarında yer alması.
FUTBOLUN TÜRKİYE'YE GELİŞİ
Modern futbolun İngiltere'den çıkarak yayılması sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun belli başlı ticaret limanlarındaki kentlere yerleşen İngilizler futbolu ülkemize sokan kişiler olmuşlardır. İstanbul, İzmir, Selanik futbolun oynandığı ilk 3 şehir olmuştur. Buralarda İngilizler futbol oynarken Rumlar da onlara katılmışlar ve hem futbol oynayanlar hem de takımlar önemli sayıda artmıştır. Osmanlı topraklarında ilk futbol maçının 1875'te Selanik'te oynandığı bilinmektedir. 1877 yılında ise İzmir'in Bornova çayırlarında futbol maçları yapılmıştır. Ancak, bu sıralarda Müslüman gençlerin futbol oynamaları hoş karşılanmayacağı için Türklerin futbol oynamaları için biraz daha süre geçmesi gerekmiştir.
İzmir'de ilk futbol kulübü 1894 yılında İngilizler tarafından Football Club Smyrna kurulmuş ve adı "Football Club Smyrna" olmuştur. İstanbul'da futbol oynanmaya başlanması ise ancak 1895 yılında Kadıköy ve Moda'da olmuştur. İzmir'den İstanbul'a göçen İngilizler burada futbol oynamışlardır. Buradaki Rumlar da futbola merak salmışlardır ve futbol İstanbul'da çok büyük bir hızla yayılmıştır. 1897, 1898, 1899, 1904 yıllarında İzmir karması ve İstanbul karması 4 maç oynamışlar ve bunların tümünü İzmir karması kazanmıştır. 1906 yılında Atina'da düzenlenen "Ara Olimpiyat"ta İzmir karması ve Selanik karması yer almıştır. İzmir karması bu turnuvada 2., Selanik karması da 3. olmuştur. İzmir karması İngilizlerden, Selanik karması ise Rumlardan oluşuyordu.
TÜRKLERIN FUTBOL OYNAMASI
Futbol oynayan ilk Türk 1898 yılında İzmir'de İngilizlerle beraber futbol oynayan Selim Sırrı Tarcan olmuştur. Ancak kendisine "İlk Türk futbolcusu" diyemeyiz. İlk Turk futbolcusu Fuat Hüsnü Bey'dir. İstanbul'da futbolu İngilizlerden görerek merak salan Fuat Hüsnü Bey, daha sonra arkadaşlarını ikna ederek ilk Türk futbol takımını kurmuştur. "Black Stocking" adı alan takım Rumlarla bir maç yapmış ve bu maçı 5-1 kaybetmiştir. Kaçabilenler kaçmış, kaçamayanlar yakalanmıştır ve böylece ilk Türk futbol takımının ömrü uzun olmamıştır. Fuat Hüsnü Bey daha sonra İngilizlerin kurduğu Kadıköy takımında "Bobby" takma adıyla oynamıştır.
TÜRK FUTBOLUNDA İLK KULÜPLER
"Black Stocking" takımının başarısızlığından sonra Türkler uzun süre futbol oynayamamışlardır. Ancak, kimse de bu oyunun cazibesinden kendilerini kurtaramamışlardı. Türkiye'de kurulan kulüplerin hemen hemen hepsi futbol kulübü olarak kurulmuştur. Bir önemli istisna "Beşiktaş Jimnastik Kulübü"dür. İlk futbol kulübü ise "Galatasaray"dır.Kaynakwh webhatti.com: Futbolun tarihi
İSTANBUL KULÜPLERİ :
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ Fenerbahçe-1956
1907'de Kadıköy'de kurulmuştur. İlk olarak Sarı-Beyaz renkleri seçen Fenerbahçe daha sonra Sarı-Lacivert renkleri kullanmıştır. 1908-1909 sezonunda İstanbul Ligine katılan Fenerbahçe ilk şampiyonluğunu 1911-1912 sezonunda kazanmıştır. İşgal yıllarında düşman askerlerin takımlarına karşı aldığı başarılarla gönüllerde taht kuran Fenerbahçe Galatasaray'la birlikte en çok taraftara sahip iki takımdan biri olmuştur.
GALATASARAY SPOR KULÜBÜ
Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) ögrencileri tarafindan 1905'te kurulmuştur. İlk başlarda Kırmızı-Beyaz renkleri seçen Galatasaray, daha sonra Sarı-Siyah ve son olarak da Sarı-Kırmızı renklerle sahaya çıkmıştır. İlk maçını Barhau İngiliz gemisiyle yapan Galatasaray 1906-1907 sezonunda İstanbul Futbol Ligine katılmıştır. 1908-1909 sezonunda da bu ligde şampiyon olmuştur. 1911 yılında Romanya ve Macaristan'a giderık yurt dışında Türk futbolunu temsil eden ilk takım olmuştur. Bükreş'te Bükreş karmasını 11-1 yenmiştir.
BEŞİKTAŞ JİMNASTİK KULÜBÜ
1903 yılında "Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü" adıyla kuruldu. Barfiks, paralel, halter, güreş, boks ve aletli jimnastik, eskrim dallarında faaliyet göstermişlerdir. Bir süre sonra adı "Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü" olmuştur. Futbolun oynanması ise 1910'lu yıllarda başlamıştır. Önceleri Kırmızı-Beyaz olan renkleri daha sonra Siyah-Beyaz olarak değiştirilmiştir. Çeşitli dallarda büyük başarılar kazanmasına rağmen Beşiktaş futbolda 1920'li yıllarda aldığı seri başarılarla adını duyurmuştur.
KADIKÖY FUTBOL KULÜBÜ
İngilizlerin kurduğu Kadıköy, İstanbul'un ilk futbol kulübüdür. 1905-1906 ve 1906-1907 yıllarında İstanbul Liginde şampiyon olmuştur.
MODA FUTBOL KULÜBÜ
1903 yılında İngilizlerce kurulmuş, 1907-1908'de şampiyon olmuştur.
ELPIS FUTBOL KULÜBÜ
1904 yılında Kadıköylü Rumlar tarafından kurulmuş, ligde hiç bir zaman başarılı olamamıştır. IMOGENE FUTBOL TAKIMI İngilizlerin aynı adı taşıyan gezi gemisinin mürettebatının oluşturduğu bir takımdı. 1904-1905 şampiyonu oldu.
TATAVLA HERAKLIS JIMNASTIK KULÜBÜ
1896 yılında önceleri jimnastik, atletizm, güreş dallarında faaliyet göstermek üzere kurulmuştur, 1910'lu yılların sonunda futbol da oynanmaya başlanmıştı. Halen "Kurtuluş Gençlik Kulübü" olarak faaliyetini sürdürmektedir.
ANADOLU SPOR KULÜBÜ
1908 yılında Burhan Felek ve arkadaşlarının girişimiyle kurulmuştu. Halen faaliyetlerini sürdürmektedir.
VEFA TERBİYE-İ BEDENİYYE KULÜBÜ
1908'de, üç takımın birleşmesiyle oluşan kulüp İstanbul'un belli başlı kulüplerinden biri olmuştur.
BEYKOZ ZİNDELER İDMAN YURDU
Beykoz Sark İdman Yurdu ve Beykoz Zindeler Yurdu'nun birleşmesiyle oluşan kulüp, uzun yıllar başarılar kazanmıştır.
SÜLEYMANİYE TERBİYE-İ BEDENİYE KULÜBÜ
1911 yılında kurulmuştur.
ANADOLUHİSARI İDMAN YURDU
1912 yılında kurulmuştur.
HİLAL SPOR KULÜBÜ
1912 yılında kurulmuştur.
TELEFONCULAR
İstanbul Telefon Şirketinin İngiliz teknisyen ve işçileri 1912'de kurmuştur, 1914'te harp hali nedeniyle hükümetçe kapatılmıştır.
ALTINORDU İDMAN YURDU
1910 yılında Galatasaray'a kardeş kulüp olarak kurulan Progress International, 1914 yılında bu adı almıştır. Dahiliye Naziri'ni başkanlığa getirerek hem mali destek sağlamış hem de hükümetten destek alarak cepheye asker yollamayan tek kulüp olmuştur. Mali yönden kuvvetlenince yaptığı transferlerle İstanbul liginde şampiyonluk da kazanmıştır.
PERA SPOR KULÜBÜ
1914 yılında bir Rum kulübü olarak kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı sonunda kaçmayan Rumlar "Beyoğluspor" adıyla kulübün yaşamını sürdürmüşlerdir.
İTTİHAT SPOR KULÜBÜ
1920'de Altınordu'dan ayrılanlar tarafından kurulmuştur. Ömrü pek uzun olmamıştır.
DARÜŞŞAFAKA
Darüşşafaka Lisesi öğrencileri tarafından kurulmuştur.
BEYLERBEYİ SPOR KULÜBÜ
1919 yılında kurulmuştur.
MAKABİ SPOR KULÜBÜ
1913 yılında Museviler tarafından kurulmuştur. 1930'lu yılların sonunda faaliyetini bitirmiştir.
EYÜP SPOR KULÜBÜ
1917'de kurulmuştur. Halen faaliyetlerini sürdürmektedir.
KASIMPAŞA SPOR KULÜBÜ
1921'de kurulmuştur. Halen faaliyetlerini sürdürmektedir.
TOPKAPI İDMAN YURDU
1921'de kurulmuştur.
ARMSTRONG-VICKERS
1912'de aynı adlı İngiliz firmasının memur, teknisyen ve işçileri tarafından kurulmuştur. 1914'te hükümetçe kapatılmıştır.
TÜRK İDMAN OCAGI
1912'de kurulmuştur. 1.Dünya Savaşı sırasında kapanmıştır.
SARIYER SPOR KULÜBÜ
1923'te kurulmuştur.Kaynakwh webhatti.com: Futbolun tarihi
İSTANBUL SPOR KULÜBÜ
İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri tarafşndan 1926'da kurulmuştur.
KARAGÜMRÜK SPOR KULÜBÜ
1926'da kurulmuştur. Halen faaliyetini sürdüren kulüp büyük başarılar kazanmıştır.
FERİKÖY SPOR KULÜBÜ
1927'de kuruldu.
GÜNEŞ SPOR KULÜBÜ
1923'te çok güçlü futbolcularla kurulan kulüp 10 yıldan fazla bir süre varlığını sürdürdü.
İZMİR KULÜPLERİ
KARŞIYAKA SPOR KULÜBÜ
1912 yılında "Karşıyaka Terbiye-i Bedeniyye Kulübü" adıyla kuruldu. İzmir'in işgali sırasında tüm İzmir takımları gibi faaliyetini bir süre kestikten sonra yeniden canlanan Karşıyaka , öncelikle "Karşıyaka Gençlerbirliği" , daha sonra "Karşıyaka Spor Kulübü" adlarını aldı. 'K' , 'S' , 'K' harflerinin eski dilde okunuşlarından oluşan "KAF-SİN-KAF" sözüyle ölümsüzleşti ve Türk futbolunun en başarılı kulüplerinden oldu.
ALTAY SPOR KULÜBÜ
1914'te "Hilal" adıyla kuruldu. Kısa süre sonra "Altay" adını aldı. İşgal sırasında faaliyetlerine ara verdikten sonra yeniden çok güçlü bir şekilde futbola başlayan Altay, 1923-1924 sezonunda ilk İzmir Futbol Ligi'nin şampiyonluğunu kazandı. Daha sonraki yıllarda da başarılarına devam eden Altay 1. Profesyonel Futbol Ligi'nde 3 büyüklerden sonra en çok kalan takım ünvanına sahiptir. 2. lige düştüğü 2 sezonda da hemen o sene 2.lig sampiyonluğunu kazanarak 1. lige dönmüştür.
İZMİR İDMAN YURDU
1919'da Yunan işgali sırasında işgalcilere karşı bır hırsla kurulan kulüp, Rum takımlarına karşı aldığı başarılarla adını duyurmuştur. Çok ünlü kişilerin oynadığı futbol takımında eski başbakanlarımızdan Adnan Menderes de yer almıştır. İzmir kurtulduktan kısa süre sonra dağılmıştır.
ALTINORDU SPOR KULÜBÜ
1923'te Altay'dan ayrılan bazı futbolcular tarafından kuruldu ve kısa sürede büyük başarılar kazandı. İzmir'in en başarılı kulüplerinden biri olan Altınordu, günümüzde yaşadığı bazı sorunlara rağmen Türk futbolunda çok önemli bir yere sahiptir.
İZMİRSPOR
Türkiye'de futbol ilk defa 1900 yılında İzmir'de başlamıştır. Bu tarihte ülkemizde kurulan ilk kulüpler ise azınlıkların İzmir'de kurmuş olduğu Panoinios, Apollon ve Peleops kulüpleridir. Azınlıkların kurduğu bu takımlar sayesinde futbolla tanışan İzmir halkı 1912 yılında Karşıyaka Kulübü'nü 1914 yılında da Altay Kulübü'nü kurarak Türk Futbolu'nun temellerini atmışlardır. Bunun ardından yine azınlıkların kurduğu Garibaldi ve Maccabi takımlarıyla birlikte kulüp sayısı da hızla artarak, ülkenin diğer yörelerindeki futbol hareketlerine öncülük edilmiştir. Türkiye'de futbolun resmi organizasyonu ise 1923 yılında Türkiye Futbol Federasyonu'nun kurulmasıyla sağlanmıştır. İşte İzmirspor Kulübü'nün kuruluşu da bu döneme isabet eder.
Bugünki adıyla İzmirspor Kulübü, 1923 yılında Eşrefpaşa semtinin ileri gelenleri tarafından, muhitin gençlerine yararlı faaliyetler kazandırmak amacıyla Turuncu-Siyah renklerle ve Altınay Kulübü adıyla kurulur. Bundan birkaç ay sonra Eşrefpaşa semtinin alt tarafında Altıntaş'ta kurulan Kırmızı-Siyah renklere sahip Sakarya Kulübü ile Altınay Kulübü zamanla semt içi sıkı bir rekabete girişirler. İki kardeş ekibin arasındaki bu tatlı rekabetin gittikçe sertleşmesi üzerine camianın ileri gelenleri bunları ortak bir çatı altında birleştirmeyi uygun görürler. Yapılan ortak çalışmalar sonucunda, 28 Kasım 1930 tarihinde, Altınay ve Sakarya kulüpleri bir çatı altında birleştirilerek İZMİRSPOR kurulur. Bu yeni takımın renkleri de çekirdeğini oluşturan eski kulüplerden tamamen farklı olarak MAVİ-BEYAZ 'dır. Oluşturulan bu karma ekip, aynı zamanda iki camianın bir araya getirilmesinin gücünü de kendisinde toplayarak, başarılı ve güçlü bir ekip olmuştur.
İzmirspor adıyla yapılan ilk resmi maç ise, 23 Ocak 1931 tarihinde Alsancak Stadı'nda o zamanın yine bir İzmir ekibi olan Türkspor ile yapılmış ve bu maç da 5-0 gibi farklı bir sonuçla kazanılmıştır. Daha sonra İzmirspor takımı, 30 Mayıs 1931 yılında Yunanistan'ın Sakız Adası'na giderek burada ilk dış temaslarını gerçekleştirir. Burada, adanın güçlü ekiplerinden Lelaps ve Astrips takımlarıyla bir dizi maçlar yapılır.
Yine aynı yıl 29 Ekim 1931 tarihinde İzmirspor için diğer önemli bir olay daha gerçekleşecektir. Bu tarihte, Malül Gaziler Kupası'nda Karşıyaka futbol takımı ile yapılacak olan bir maç için, zamanın Birinci Ordu Komutanı olan, Fahrettin Altay Paşa, diğer askeri erkan ve yine zamanın İzmir Valisi Kazım Dirik Paşa da maçı seyretmeye gelirler. Soyunma odasında futbolculara moral vermek isteyen Fahrettin Altay Paşa, yurt dışından getirilen Mavi-Beyaz çubuklu formaları görünce, bunların yıllarca karşısında savaşlar verilen Yunan bayrağına benzediğini düşünmüş ve bu renklerin acilen değiştirilmesini istemiştir. Bunun üzerine takım, acilen İzmir (Atatürk) Lisesi' nden getirilen Sarı-Mor formalarla maça çıkmış, daha sonra da takımın forma renginde küçük bir değişiklik yapılarak bugünkü renkleri olan LACİVERT-BEYAZ renkler kabul edilmiştir.
Türkiye'de futbolun diğer yörelerde de hızla gelişmeye başlamasıyla, hepsi birer semt takımları halinde olan İzmir takımlarının diğer illerle rekabet gücünü arttırmak amacıyla 1937 yılında birleştirilmesi fikri ortaya atılır. Bu fikir çerçevesinde kulüplerin ileri gelenleri bir araya gelerek yaptıkları bir dizi çalışmalar sonucunda; İzmirspor ve Göztepe birleşerek DOĞANSPOR, Altınordu-Altay ve Bucaspor bierleşerek ÜÇOK, Bornovaspor ve Karşıyaka birleşerek YAMANLAR kulüplerini oluştururlar. Fakat bu birleşme de çok verimli olmaz ve ekipler kendi kimliklerinde bir türlü feragat edemedikleri için sezon sonunda birleşme tekrar dağılır. Bu dağılmadan sonra İzmirspor, kısa bir süre ATEŞSPOR adıyla faaliyetine devam ettiyse de sonunda bu gün kadar İzmir'imizin adını taşıyan tek ekip olarak yaşamını sürdürmeyi başarmıştır.
Önceleri mahalli ligler halinde oynanan Türkiye Ligi karşılaşmalarının Milli Lig haline getirilmesiyle, Türkiye Futbol Ligleri kurulur. Türkiye Birinci Futbol Ligi tarihinde ilk resmi lig maçı, İzmirspor ile Beykoz kulüpleri arasında oynanmış ve hakem olarak Osman YEŞEREN tarafından yönetilmiştir. 21 Şubat 1959 tarihinde oynanan bu tarihi maçta İzmirspor Beykoz'u 2-1 yenerek Türk futbol ligi tarihine geçer. Ayrıca resmi liglerdeki atılan ilk gol de yine bu maçta İzmirspor'lu Özcan ALTUĞ tarafından, Beykoz kalecisi Sıtkı'ya atılan goldür.
İzmirspor futbol takımı, o yıllardan beri yıllarca Türkiye Birinci, İkinci ve Üçüncü liglerinde mücadeleler vermektedir. Bunların içinde sevinçili ve üzüntülü çeşitli dönemler geçirmiştir. Türkiye Birini Ligi'nde 9 yıl mücadele etmiş ve ligde zaman zaman ses getirecek başarılara da imzalar atabilmiştir.
1946-1948 yılları arasında kulübün bu günki merkez yönetim binası, spor okulları, halı sahalar ve spor ve düğün salonlarının bulunduğu arazi İzmir Belediyesi'nden satın alınmıştır. Buraya o yıllarda sadece bir semt sahası ve kulüp binası yapılabilmiş daha sonra 1973 yılında bugünkü modern binalar ve tesisler kurulmuştur. Eski idman tesislerinin bulunduğu yıllardaki adıyla " Talebe Çayırı " denilen bu tesislerden seneler boyunca Metin Oktay, Tarık Gencay, Seyfi Talay, Samiz Özok, B.Mustafa ve onlar gibi unutulmaz futbolcular yetişmiştir. Bunlardan Metin Oktay futbolda bütün Türkiye'nin gururu olmuştur. İzmirspor ve Galatasaray formaları altında sadece lig maçlarında toplam 217 gol gibi bir rekorun da sahibidir.
Talebe Çayırı'nın imara açılmasıyla aynı yere çevre halkının Gökdelen adını verdiği apartman siteleri ve bugünki merkez binalar yapılır. Daha sonra bu apartmanların önemli bir bölümünün satılmasıyla da 1975 yılında, bu gün için paha biçilemeyen İnciraltı arazisi satın alınır. Daha sonra buraya kurulan ve yakın tarihimize kadar bir çok bölümünün yapımı devam etmiş olan bu arazide bugün, İzmirspor'un tüm ekibiyle konaklama ve kamp yapabileceği meşhur İnciraltı tesisleri mevcuttur. Bu sayede İzmirspor kulübü çok sayıda sporcusunu bir arada kampa alabileceği, konaklama ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayabileceği, ayrıca tertemiz bir havada yeşillikler içinde idman yapabileceği Türkiye'de çok az kulübün sahip olabildiği bir ayrıcalığa sahiptir. İzmirspor camiası bu sayede, kulüplerin kendi kamp ve idman tesislerine sahip olması konusunda ülke çapında da bir ilke imza atmış olmanın haklı gururunu yaşamaktadır. Resmi anlamda ilk defa 1978 yılında oluşturulan Spor Okulları çatısında, kulübün Hatay-Bahçelievler ve İnciraltı'ndaki tesislerinde her yıl çeşitli branşlarda 1700 kadar sporcu eğitim görmektedir. Spor okulları, amatör ve genç alt yapılar ve profesyonel futbol takımlarındaki bu kadar çok sayıdaki sporcunun yetiştiği bir kulüp olması İzmirspor'un İzmir ve Türk Sporu'ndaki yerinin öneminin bir kanıtıdır. Bu amatör ve genç branşlardan yetişen sporcular özellikle futbol alanında Türkiye'nin dört bir yanındaki kulüplerde ve milli takımlarda yaygın olarak spor yapmaktadır. Her yıl transfer dönemlerinde İzmirspor'lu futbolcular; Fenerbahçe , Beşiktaş ve Galatasaray gibi liglerin kaderini belirleyen takımların ve İzmirspor'daki sporcu verimliliğinin farkına varan zengin takımların takibindedir.
GÖZTEPE SPOR KULÜBÜ
1925'te Altay'dan ayrılan bazı futbolcular tarafından Göztepe semtinde, Sarı-Kırmızı renklerle kuruldu. Kazandığı sayısız şampiyonlukların yanı sıra Avrupa Kupalarında da çok büyük başarılar elde etti. Türk futbolunun en güçlü kulüplerinden biri olan Göztepe son yıllarda 2. ligden 1. lige çıkma uğraşı vermektedir.
ÜÇOK SPOR KULÜBÜ
1937'de Altay, Altınordu, Buca kulüplerinin birleşmesiyle oluştu, 2 yıl sonra kapandı.
DOĞANSPOR KULÜBÜ
1937'de Göztepe, İzmirspor, Egespor kulüplerinin birleşmesiyle oluştu, 2 yıl sonra kapandı.
Ekonomik kriz nedeniyle birçok yükümlülüğü yerine getiremeyen Yunanistan'dan düzenleme hakkı alınan 2013 Akdeniz Oyunları'na Mersin ev sahipliği yapacak.
İnternet üzerinden yapılan oylamada Mersin, Libya'nın Tripoli ve İspanya'nın Tarragone şehirleriyle yarıştı. Oylamaya Türkiye'nin dışında 21 Akdeniz ülkesinin internet yoluyla katıldığı belirtildi.
Uluslararası Akdeniz Oyunları Komitesi Başkanı Amar Addadi tarafından açıklanan sonuçlara göre, yarışta Mersin birinci olurken, ikinciliği İspanya, üçüncülüğü ise Libya aldı.
İlk defa 1951 yılında düzenlenen Akdeniz Oyunları, 26 spor dalı ile olimpiyatlardan sonra dünyada en fazla branşın bir arada yapıldığı organizasyon olarak biliniyor. Akdeniz'e kıyısı olan 24 ülkenin katılımı ile 4 yılda bir gerçekleştirilen ve olimpiyat kurallarının geçerli olduğu 15 gün süren oyunlarda 3 bin 500'e yakın sporcu mücadele ediyor.
İddianamede 26 ayrı futbolcunun menajerlik şirketi bulunduğu ifade ediliyor. 401 sayfalık iddianame iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Olgun Peker liderliğindeki suç örgütü ve Türk futboluna ilişkin bilgiler yer alıyor. İkinci bölüm 148. sayfadan sonra başlıyor. Burada da Aziz Yıldırım'ın başında olduğu çeteden bahsediliyor.
Aziz Yıldırım'ın, Fenerbahçe maçlarını yöneten hakemlerin sarı-lacivertli takım aleyhine karar vermemesi için girişimlerde bulunduğu, bazı müsabakalar için hakem atamalarına müdahale ettiği ve bu örgütün Olgun Peker yönetimindeki suç örgütüyle işbirliği içinde olduğu belirtiliyor.
İddianamede Olgun Peker ve Aziz Yıldırım'ın ardından üçüncü örgüt liderinden bahsediliyor. Bu kişinin ismi de Hakan Karaahmet.
ÖDÜL VE CEZA SİSTEMİ
Örgüt içinde ödüllendirme ve cezalandırma sistemi bulunduğu belirtiliyor. Örneğin şike yapılması durumunda lüks villa ve araba hediye ediliyor. Şampiyonluk sonrası Ali Kıratlı'nın KKTC’ye tatile gönderildiği belirtiliyor.
ŞİKENİN KODLARI
Şike parası almanın kodu: Kahve içmek
Aziz Yıldırım: Şirket CEO'su ya da 'bir numara'
Futbolcular: İnşaat işçisi veya mağdur
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
özel okul ön kayit işlemi yapmiyor
29-04-2024, 13:12:51 in Tüketici Hakları