+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 29 ileti bulundu.

Konu: Kürtçe resmi dil olsun

Kürtçe resmi dil olsun Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Kürtçe resmi dil olsun

    Bilindiği gibi Türk kamuoyu son iki haftadır "zina suç olmalı mı, olmamalı mı?" tartışmaları ile meşgul edildi. Bu tartışmayı kimse çözemedi.

    Çünkü, herkes tartışıyor ama Türk Ceza Yasası'nı hazırlayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek günler sonra "Yasada böyle bir düzenleme yok" diyordu.

    Yasada olmayan bir maddenin ortaya atılması, toplumun tüm kesimlerinin bu tartışmaya dahil edilmesi ve bugüne kadar her türlü tartışmadan kaçınan AKP'lilerin de tartışmalara katılarak olayı büyütmeleri de kuşkulu idi.

    ŞİFRE ÇÖZÜLÜYOR Bütün bunların üstüne, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 17 Eylül Cuma günü (2004) "AB bizim için olmazsa olmaz değildir...

    Biz Türkiye'yiz ve Türk'üz, kendi kararlarımızı kendimiz veririz" şeklindeki sözleri ile sert bir çıkış yapması da problemi daha çözülmez duruma getirdi. Zina tartışmalarını çözmeye çalışan kamuoyu, bir de bu sözleri duyunca -borsa gibi- şoke oldu! Türklük ile zinanın ne ilgisi vardı ki, Başbakan zina tartışmalarına "Biz Türk'üz" diyerek karşılık veriyordu? Ayrıca bizim Türk olmamızla "kendi kararlarımızı kendimizin vermesi" konusu nereden çıkıyordu? AB istekleri karşısında bugüne kadar biz mi karar vermiştik, onlar mı karar verdirtmişti? (Tıpkı bugünkü gibi onlar emredip biz yapmıştık.

    Bugün de emretmiyorlar mı: "TCK 6 Ekim'den önce mutlaka çıkacak ve zina da suç olmayacak! Yoksa tarih alamazsınız!") İyice düğümlenmiş gözüken bu tartışmalar sürerken, bu köşede "Büyütülen tartışma ile küçültülen ne?" diye sormuştum.

    Neyin gizlendiğini öğrenmeye çalışıyordum. Önceki gün öğrendim, şifre çözüldü. AB, 6 Ekim'de vereceği "İlerleme Raporu"nda Türkiye aleyhine şok edici bir isteğe (emir de diyebilirsiniz) yer vermiş ve bunu Türk Hükümeti haber almıştı.

    Zaten, AB'nin genişlemeden sorumlu komiseri Verheugen'in Türkiye'ye son gelişinde özellikle Diyarbakır'a gidip ilginç temaslarda bulunup, şeklî mesaj vermesi de kuşkuları artırmıştı. AB: "KÜRTÇE RESMİ DİL OLSUN!" Başbakan Erdoğan'a çok yakın bir kaynak, özel görüşmemizde "AB 6 Ekim'de kültürel haklar konusunu getiriyor.

    Kürtçe'nin ikinci resmi dil olmasını ve okullardan başlayarak çocuklara Kürtçe eğitim verilmesini istiyor!" deyince kulaklarıma inanamadım. Devam etti: "Basın atlıyor konuyu.

    Zina tartışmaları sırasında Başbakanın 'Biz Türk'üz' demesinin ne ilgisi var ki zaten?" "AB, AKP'yi bir kez daha sınıyor" diye sürdürdü açıklamasını.

    Karşımdaki sözüne güvenilir biri olmasaydı, daha önce söyledikleri ve yazdıkları aynen hükümet tarafından uygulanmasaydı ve bulunduğu görevler ile bilgi birikimi önemsiz olsaydı, "hadi canım sen de, gündemi saptırmaya çalışıyor" deyip geçecektim. Ama, haber kaynağımın sıraladığım bu özelliklerinin hepsi gerçek. Özetlersek, 6 Ekim'de AB bizden Kürtçe'yi ikinci resmi dil olarak kabul etmemizi, kültürel haklar kapsamında kaderlerini tayin hakkına saygı göstermemizi (İkiz Yasalar çıkarken yaptığımız eleştirileri hatırlayınız) isteyecek ve "bunları da yerine getirme" şartı ile uzak bir tarih verecek.

    Ha, bir de işin iyi tarafını gösterecek: "Hızlı davranırsanız günü öne alabiliriz!" "EKÜMENİKLİĞİ KABUL EDİN" AB'nin 6 Ekim'de küçük bir isteği daha var.

    Yine kültürel ve dînî haklar kapsamında Fener Rum Patriği'nin "ekümenikliğini" kabul etmemiz! Bunun kabul ve ilanından sonra nelerle karşılaşacağımız bir çok kez yazıldı, çizildi, televizyon programlarına taşındı.

    Ama birçok kişi "Bir Türkiye masalı" niyetine izledi, bu ülke için çırpınanların uyarılarını. Uluslararası bir birliğe girerken dahi, ulusal bir sermaye birikiminin olmaması, ulusal medyanın eksikliği ve toplumun sessizliği ne kadar acı.

    Bu acıyı ilerde daha çok hissedince, acıyı dindirecek ilaç da bulamayabiliriz. Bu gerçekler karşısında AKP'nin stratejisini merak ediyor musunuz?.. AKP'yi nelerin beklediğini herkes tahmin ediyor.


    Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
    Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
    Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
    Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Kürtçe resmi dil olsun konulu yargıtay kararı ara
    Kürtçe resmi dil olsun konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Aug 2004
    Nerede
    Ankara, Merkez, Türkiye.
    İletiler
    423
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Değerli alisinkay,
    kısa bir süre sonra arkadaşının seni haklı çıkarıp-çıkarmayacağını göreceğiniz.başbakanın zinaya ilişkin cevabına baktığımızda zinayla bağlantılı olmayacak şekilde 'biz Türk'üz kimse iç işlerimize karışamaz 'sözleriyle ileride gelebilecek taleplerin önüne şimdiden geçmeye çalıştığını düşünebiliriz. A.B.'nin bize tarih vememek için elinden geleni yapacağı açık. kürt meselesi, rum sorunu, uygulamada hala tam anlamıyla sağlanamayan insan hakları sorunu,sözde ermeni soykırımı ve daha kimbilir neler engel olarak karşımıza çıkacak. fakat bugün varlığını kabuletmek zorunda kaldığımız(dayatma sonucu) bazı eksiklerimizi biz neden daha önce kabullenmedik. A.Bnin üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan biridir, kürt meselesi .bu ilgi o yöre insanını çok sevdiklerinden midir yoksa 20yıllık bir savaş ortamında yaşamalarından duydukları üzüntü müdür ?
    zamanında devlet var olan GERÇEKLERİ kabullenerek yapması gerekenleri yapsaydı bugün A..B. nin oyununda piyon olmazdık.6 EKİM olmasa bile başka bir zamanda zaten 'kürtçenin de resmi olması talebi ve devamı istekler ' gelecektir. kürt dil kurumu kuruldu bile.
    newroz kutlamak yasaktı ama insanlar 'yasaklar çiğnenmek içindir' deyip kutladılar ve hapse girdiler şimdi resmi bayramımız oldu. ergenekondan gelmeymiş tarihimizi bu kadar geç öğrenmiş olmamız nekadar büyük bir kayıp! kürtçe konuşmak ÖZAL dönemine kadar yasaktı fakat basım yeri Diyarbakır olan
    onlarca dergi ve ahmet kaya kasetleri el altından yüzlerce satardı. med t.v. yasaktı fakat doğuda her evin tepesinde bir çanak anten olurdu şimdi ise TRT 2 kürtçe yayın yapıyor. doktoru, öğretmeni gitmedi kendi heryeri vatan toprağı dediği doğuya ama mhp.ye de oyunu verip milliyetçiliğini göstermesini bildi. halk isyan etti düzene, düşüncesini açıkladı ama şiir okuyanlar kadar şanslı olamadı, devlete kafa tuttu ağasına karşı geldi ya ağası vurdu ya da adli tıptan hapisteyken 'beyin kanaması geçirmiş' raporu geldi zaten ailesinde de yüksek tansiyon sorunu vardı !!! tüm bunları ve daha yazmaya cesaret edemediklerimi...
    A.B.nin baskısıyla mı kabullenmeliydik. kimse bize karışsın istemiyorsak bizde insanımızın haklarını elde edebilmelerini sağlamak için onları kimseye ve hiçbir birliğe muhtaç etmeyelim

    nilgul

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sanırım bu Kürt sorunu daha devam edecek.Herkesin dilinde, nedir bu Kürt sorunu?Kimse açık açık çıkıp da "Kürt sorunu, Kürt devleti kurma ve kurdurma sorunudur demiyor?"

    Sorun; kelime anlamına bakarsak iki grup veya iki kişi arasında meydana gelen olayları çözmektir.(iki devlet arasında çıkan anlaşmazlıklar, barış yolu ile çözülmezse harbe sebep olur, ehemmiyetli ve halli müşkül şey) Sorunum var diyenleri neden bu ülkenin karşısına getiriyorlar.Türkiye Cumhuriyeti, hakta ve hukukta böyle bir taraf olamaz.Bu ülkede olabilecek sorunlar, açlık, yoksulluk, seçme ve seçilme hakkı, hatta zina olabilir.

    Her ne kadar biz Türkleri kardeş kabul etmeselerde ( kabul edenleri tenzih ederim) bu kardeşlerimiz bu cennet vatanda nelerden mahrum edildiler de her fırsatta şeref ve namus koruyucularının kanlarını döktüler?Batılı insanın doğuya gitmediğinden bahsetmiş sevgili nilgül,
    Bu ülkede en büyük 20 holdingin 12'si Kürt kökenli vatandaşlarımıza ait onlar neden yatırım yapmamışlar peki?

    Güneydoğu! Hangi Güneydoğu? Sanki başka bir ülkeymiş gibi, Türkiye’nin Güneydoğusu demekten bilerek kaçınan bu cebin kişiler ve sözde dost olan devletler, topraklarımızda HADEP bayrakları eşliğinde toplantılar yapıp, “çözüm idam değil, demokratik cumhuriyet”, “anadilde eğitim”, sorunumuz ekonomik değil, siyasîdir”, “yaşasın demokratik cumhuriyet”ten söz ediyorlar. Demokrat ve insan haklarından söz eden, vatana yan bakan bu kişiler, hiç sıkılmadan, utanmadan bu sözlere yorum getiriyorlar, sahip çıkıp öğüt veriyorlar.

    Türkiye’nin önünde çok cetin bir yol var, geriye dönüp arkaya bakmak gibi bir şansı yok. Yoldaki dikenler görülüyor ki milletimizi incitecek, kanatacak. Lâfla, nutukla Siyasî Kuzey Irak’ta Kürt Devleti kurdurtmam demekle, kurulan devletin ancak isminin ilânını geciktirir, bu arada da Güneydoğumuzda siyasal Kürktçülük kökleşmesini tamamlayabiliriz.

    Bugün ister Radyo, ister TV. de olsun, Kürtçe yayınlar yapılmakta, Türkiye’nin yardımları ile Kuzey Irak’ta kurulan uydu yayın yurdumuzun her yerinden seyredilmekte. Yazılı yayın zaten var. Kısa süre önce 10 milyon TL.ye satılan Kürtçe sözlük piyasada mevcut. Kuzey Irak’la ticaretin ve altında yatan siyasî faaliyetin olduğunu gizleyen yok, bu konuda da teşvikler veriliyor.

    PKK’nin, silâhları bırakın talimatından sonra topluca silâhların teslim alınmadığı gerçeği ortada. Elit takımının nerede olduğunu soran araştıran yok. Sahi, bunlar nereye gitti? Azerbaycan’a gitmiş olabilirler mi? Orada petrol istasyonlarında çalışıp ilerisi için bir plânları olabilir mi? Bu gidişle, idam kalkar ve baş serbest kalır, siyasete atılabilir mi? Bu ve buna benzer sorular, Türkiye’nin önünde bulunan dikenler yolumuzu Diyarbakır’dan geçmeye zorlar mı?

    Ayağımıza batan dikenin sebep olduğu kana bakarsak, Musul ve Kerkük’ü neden kayıp ettiğimizi, Şeyh Said denilen isyankârı hatırlamamak mümkün mü? Şeyh Said İngiliz lirası ile sözde din elden gidiyormuş diyerek, din yerine toprağımızı giderdi. Kanı ile canı ile vatanı düşman istilâsından kurtarmaya çalışan, aç susuz, yalın ayak o mübarek Mehmetleri arkadan vuran Kürtlerin kahraman adamı! Sen Mehmetlerimi arkadan vur, vatana hıyanet et, sonra da bu vatan toprağından pay iste. Bugüne baktığımızda, 40 bin şehit katili, idamlık vatan haini, Kürdüm der, ama Türk ekmeği yediği için Türkçe düşünmek, yazmak ve ortak dilleri olmadığından aralarında konuşup anlaşmak zorunda kalan Öcalan ve yandaşları da bugün bizi AB kapısında zorluyor. Vatan haini Şeyh Said adına Almanya’da kurulan Şeyh Said Vakfı, dostlarımız Almanların destek ve himayesinde Türk Milletine kin kusmaktadır. Sorun varsa onların değil, bizim olmalıdır. Bu hainleri nasıl uslandırırız, işte asıl sorun budur.

    Bu önemli konuları milletvekillerimiz Büyük Millet Meclisi’ne getirip açık tartışmaya açmalıdırlar.

    Lozan’ın 39. maddesinin son fıkrası, “Türk vatandaşı olan bir kişinin, özel, ticaret ilişkilerinde, din, basın ya da her türlü yayın konusunda, toplantılarda, herhangi bir dili kullanmasına kısıtlama konulmayacaktır.”Azınlıklar için geçerli olan bu maddeye istinaden zaten yasak konulmamış, engel de yok. Bu maddeyi kimse başka yöne çekmesin, açık ve net olarak bu yalnız azınlıklar için geçerlidir. Türkiye’de Müslüman AZINLIK YOK. Dikkat edilecek önemli bir nokta da okullarda azınlıklar dışında, başka dille eğitim yapılır, yapılabilir diye bir cümle, kelime de yok.

    Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
    Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
    Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
    Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    KÜRTLERİN KÖKENİ

    Öncelikle şunu belirtmekte yarar görüyorum.Kürtlerin kökeni hakkında yapılan araştırmaların pek çoğu yabancı kaynaklı ve siyasi amaçlıdır.1. Dünya savaşı ve ikinci Dünya savaşı yıllarında ülkelerin grupları etkilemek ve genel gidişatı kendi lehlerine çevirmek için böyle çalışmalar yaptığı ve hatta günümüzde mehdi inancını kullanarak ABD'nin sahte bir mehdi oluşturma çabaları kanıtlanmış gerçeklerdir.

    Millet; Ortak kültür bir milletin en büyük unsurudur.Kültürel açıdan bir değerlendirme ve karşılaştırma yapalım.Bu ortaklıklardan sadece çok azını paylaşabileceğim.Yoksa sayfalarca kalınlıkta bir kitap yazmamız gerekiyor.

    Milli destanımız ERGENOKON ÇIKIŞI İLE
    Pülümür yaylalarındaki dağ çiçeğinin dilinin karşılaştırılması

    Anadolu Türkmenlerinin özellikle, yörük ve türkmenlerin düşünüş ve yaşam tarzları neyse bunun daha saf ama aynını Kürtlerde bulmak mümkündür.Pülümürde Ovacık genel hal raporunda da yazılı olay;

    O bölgedeki Kürtlerin Kara- Çarşambası;
    hemen belirtmeliyim ki Türklerde Kara kutsal bir renktir.Güneşin ışınlarının ilk vurduğu Kara-taş dersimde öpülür.Karadğ kutsaldır.Kara oğlan, kara yağız deyimleri övgü olarak söylenir.Kara- Çarşambada kutsal bir günün anlamı vardır.

    Bu ad martın ilk çarşambasına verilir.erkekler alınlarına bir kara sürer, ırmaklara ve göllere gider.Bu karaları temizler ve sulara karşı bir dua ve niyazda bulunur.Yabani gül ağacının iki ucu kesilerek yarılır.Sonra bir daire şekline getirip, hastaları bu daireden geçirirler.Dularıda önemlidir.Bizi kurtardığın bu günün hürmetine hastamıza da şifa ver diye dua edilir.

    O gün ayrıca kurt ağzıda bağlanır ve ey yuce kurtarıcı bugünün hürmetine sürülerimize dokunma diye yalvarırlar.Onlar bu geleneğin nereden geldiğini bilmezler.

    Alına sürülen kara, kurt ağzı bağlama, gül dalından delik yapma bize ergenekonu hatırlatır.

    düşmanların saldırısından kurtularak sarp kayalıklar arasında ERGENEKON VADİSİ’ne sığınan bir çift TÜRK, geldikleri yolu kaybederek, yıllar boyunca orada küçük bir alanda kalmışlar, sayıları çoğaldıkça sürülerinin ve kendilerinin yiyecekleri daralmış ve artık açlık başlayacağı bir sırada, sürülerini boğazlayan bir kurdun peyda oluşu, tehlikeyi büsbütün büyütmüştür. O zamana kadar görünmeyen bu kurdun, nereden geldiği gözetlenerek, onun geçtiği deliği, ateşler yakarak büyütmek suretiyle yol açılmış ve herkes bu yoldan geçerek, üzerinde gürül gürül bir ırmağın aktığı geniş bir alana kavuşmuştur.

    Yüzlerce körüğün işlemesi, yakılan ateşin dağı eritmesi ile açılan isli geçitten geçenlerin ilk yapacakları iş, yıkanmak olacaktır.

    İşte, alınlarına sürülen kara, o günkü hallerinin bir belgesi; yabani gülağacından yapılarak içinden geçilen delik, ERGENEKON’dan çıkışlarını sağlayan deliğin bir sembolü, Ulu Rehber de, Türklerin ünlü Bozkurdudur.

    Buna karşılık, Martın ilk çarşambası, her takvime uygun düştüğünden bugün: Ulu yol gösterici diye adlandırılan ve sürülerine dokunmaması için dualarla ağzı bağlanan Kurt sembollerine bakılarak, ERGENEKON’dan çıkış günü olduğu açıkça görülmektedir.

    Zazalar, aslını bilmeden, onu da sır âlemi içinde yabancılardan saklı, kendi aralarında kutsal bir gün olarak hâlâ kutlamaktadırlar. Bizden daha saf, daha öz bir Türk olduklarını gösteren bu örnektir.

    Pülümürde kırlarda açan bir çiçek, ismini sorduğunuzda size türkçesini bilmediklerini söylerler.Kürtçesini sorarsınız ve aldığınız cevap,"Karbellik"
    İşte sizlere güzel ve gerçek bir Kürtçe. Karın yağacağını belli eden bu karbelik, Türkçe değil Kürtçe imiş. Ancak kırlarda görülen ve şehirleşmeyen bu çiçeğin adı da konar-göçerlikleri zamanından beri asıl adını koruyabilmek mutluluğuna uğramıştır! Kürt bunu kendi malı bilmekte haklıdır. Yalnız unuttuğu bir şey varsa, o da, kendisinin de aslında Türk olduğudur. Zira, Kürt adı da, Selçuklu, Karamanlı, Osmanlı gibi bir Türk boyunun adıdır.”

    Karbelik - Karbilik ile Kaşgarlı Yusuf Hâs Hâcib’in Kudatgubilik’te, temeldeki fark ne?..

    Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
    Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
    Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
    Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Jul 2003
    Nerede
    Samsun
    İletiler
    5.785
    Blog yazıları
    2
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Şerefsizlerin sitelerinin birinde şu haber geçiyor:

    "Attack on Turkish mobile gendarme station in kurdish town of Sirnak"

    1 sergeant and 3 soldiers were reportedly killed in a HPG raid to a mobile gendarme station in Beytussebap district of Sirnak.

    It was reported that HPG guerillas attacked tents of a mobile gendarme station with heavy arms at about 11 p.m, near Sinekli Square. The first reports note 1 sergeant and 3 killed in the attack. No information could be gained about HPG's loss in the clash which lasted about half an hour. Starting a widespread operation, military forces hammered the rural areas with mortars during the night.

    Another clash between HPG and Turkish Military Forces in Kajarar region of Pertek district in Tunceli was reported. No information could be gained about the losses from both sides. Widespread army operations are going on in the region. Clash news come from also Ovacik district."

    Türkçesinde özetle, Kürt şehri olan Şırnak'ta askeri araca saldırı düzenlendi, bir çavuş, üç asker öldürüldü, tunceli'de gerçekleştirilen saldırıda iki taraftan da kayıp olmadı diyorlar...
    Size bu kürt sitelerinin linklerini vermek isterdim ama reklama benzer bişey olacağından vermiyorum, bulabilirsiniz gerçi...
    Adamlar bir Kürt şehri olan Şırnak diyor, ingilizce metinlerde kendilerine Çeçenistan modeli vermeye çalışıyorlar, bize yardım edin diyorlar.
    Sona erdirilebilecek mi?

    en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin...

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Aug 2004
    Nerede
    Ankara, Merkez, Türkiye.
    İletiler
    423
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sevgili alisinkay,
    20 büyük holdingin 12si kürt ve onlar yatırımda bulunmuyorlar demişsin
    sevgili ali doğunun birçok yeri olağanüstü hal bölgesiydi kısa süre öncesine kadar hala bazı illerde bu uygulama devam ediyor bunun anlamı şu devlet olağan önlemlerle oranın güvenliğini sağlayamıyor biz büyük yatırımlardan, açılımlardan bahsediyoruz kendini güvende hissetmeyen, iş yerinin bombolanma tehlikesi altında olduğunu bilen hangi yatırımcı bu riski göze alıpta doğuya gider sanıyorsun!
    sorun kürtçe sözlük ya da kurulan kurumlar ya da kürtçe konuşmanın serbest olup olmaması değil doğuya gitmedin değil mi Ali, hapisaneye girmeye niyetliydin ama onu yapmadan önce doğuya git derim
    6 yaşına gelene kadar pek çok çocuk türkçe bilmiyor bazı öğretmenler onlarla iletişim kurabilmek için önce kürtçe öğreniyor ve daha sonra türkçe öğretiyor çocukların büyük çoğunluğu 3. sınıfta okuma yazma öğreniyor ve geriden takiple buna ek olarak öğretmenlerimizin doğuya gitmek istememesi nedeniyle gerilik daha da artıyor. daha sonra Ö.S.S. sonuçları belli oluyor ve Türkiye'nin
    en başarısız ili hakkari çıkıyor. sivastan itibaren doğu illerini kapsayan bir araştırmaya göre bu illerde Ö.S.S sınavında en az başarı gösterilen dersin türkçe olduğu ortaya çıkıyor. HAKSZLIK DEĞİL MİDİR bu o yöre hala geri bunu süslü birkaç görüntüyle yutturmaya çalıştırsakta hiçbirşey toz pembe değil. 20 yıllık bu üklenin çektiği zulmün nedeni de bu. baştan itibaren eğitimsiz bırakılan bu insanlar. insanlara okul götürmez fabrika açmaz güvenliği sağlamazsanız birileri de çıkıp 'siz kürt olduğunuz için bu ayrıma tabisiniz boyun mu eğeceksiniz bu zulme bu ağalara ve devlete 'diyecektir bana bir ülke gösterinki eğitim düzeyi yüksek ve kişi başına gelir düzeyi 12000$ aşağı olmasın ve o ülkede iç savaş olsun.YOK böyle bir yer
    'idamla sorun çözülmez 'diyenleri eleştirmişsin. bu sorunun idamla çözülebilmesi için sadece öcalan'ın değil pek çok kişinin idamı gerekir. önceki hükümet dönemin de onlarca toprak ağası yüzlerce köyü olan milletvekileri vardı bu kişilerin de emrinde çalışan yüzlerce köy korucusu. p.k.k. ile mücadeleri dolayısıyle ağaları adına tirilyonları bulan gelir elde ettiler. milleti temsil eden kişiler başta bu kananç elden gitmesin diye terörün bitmesini istemedi. bi dönemki başbakanımızda 'benim bu ülke için canını vermeye hazır binlerce evladım sırada bekliyor dedi' kendi asker oğluda yalısının karşısında hafta sonları discoya gitmeyi bekliyordu.terörist denilip tek bir kişiyi bile öldürmeyi bırakın yaralamayan insanların idam fermenını hiç vicdanı sızlamadan imzalayan birzamanların başbakanı ve cumhurbaşkanı, şimdinin fosili, daha bunlar gibi YÜZLERCESİ. idamı hakeden kim? ya da gerçekten sadece onun ölünmü sorunu halledecek mi bu sadece şehit ailelerini biraz rahatlatır o kadar
    biz yıllarca bataklık neden ortaya çıktı demeden sinek öldürdük kimi zaman sinekler çoğaldı kimi zaman (şimdi olduğu gibi) azaldı ama bataklık hiçir zaman kurumadı !
    sevgili Ali,
    pek çok kişiden değil ama senden daha derinlemesine bir yaklaşım beklerdim şunu yazmışsın yazında
    'sen mehmetlerimi arkadan vur vatana ihanet et...40bin şehit katiliidamlık vatan haini kürdüm der'
    ben tüm bunların sorumlusunun yıllardır devletin yürüttüğü yanlış ve örtbas etme politikasını olduğunu yukarıdaki yazımda belittim Ali sineklerin verdiği zararı anlatmış ama bataklığın neden ve neyin eksikliğinden ortaya çıktığından bahsetmemiş
    çanakkalede anzak askerlerinin şehitliğinde ATATÜR'ÜN şu sözleri yer alıyor 'bu topraklarda bizimle mücadele eden siz askerler rahat için de huzurla uyuyun burda herzaman güvendesiniz çünkü bizim şehitlerimizle koyunkoyuna yatmaktasınız. bu ülkede can veren MEHMET'TE, JON'DA bizim mehmetçiğimizdir' keşke millet olarak onun gösterediği bu olağanüstü yaklaşımı bizde kabullenebilseydik...o zaman bunca gözyaşı kana karışmazdı...

    nilgul

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sevgili nilgül,
    Yanılıyorsun doğuya gittim genel siyasi görüşümü ortaya koymadan önce ve daha sonra sayısız defalar gittim.
    Öncelikle öğretmenlerimiz neden oraya gitmiyor;Cevabı çok basit aşağıda,

    Lokman Çeker

    Baba adı Musa. Doğum yeri ve tarihi izmir, 1964. Şehit düştüğü il tunceli

    ABDULKADİR UĞURLU

    Baba adı MEHMET MÜNİR. Doğum yeri ve tarihi mardin, 1968. Şehit düştüğü il mardin

    ABDULLAH NERGİZ

    Baba adı AHMET. Doğum yeri ve tarihi mardin, 1949. Şehit düştüğü il mardin


    ABDULVAHAP YERSİZ

    Baba adı ŞEYHMUS. Doğum yeri ve tarihi mardin, 1968. Şehit düştüğü il mardin


    ADEM AKDENİZ

    Baba adı MUSTAFA. Doğum yeri ve tarihi aydin, 1968. Şehit düştüğü il mardin


    ALİ YILDIZ

    Baba adı HASAN. Doğum yeri ve tarihi karaman, 1969. Şehit düştüğü il mardin


    AYDIN ACUN

    Baba adı ABDULLAH. Doğum yeri ve tarihi mardin, 1966. Şehit düştüğü il mardin


    AYDIN ACUN

    Baba adı ABDULLAH. Doğum yeri ve tarihi mardin, 1966. Şehit düştüğü il mardin

    EROL ERCAN

    Baba adı İBRAHİM. Doğum yeri ve tarihi bartin, 1970. Şehit düştüğü il mardin

    ERTUĞRUL ALPTEKİN

    Baba adı ALİ. Doğum yeri ve tarihi adana, 1968. Şehit düştüğü il mardin

    Aydın Uçar

    Baba adı HASAN. Doğum yeri ve tarihi izmir, 1979. Şehit düştüğü il malatya

    Bahattin Çoban

    Baba adı Yusuf . Doğum yeri ve tarihi adiyaman, 1978. Şehit düştüğü il bingöl

    Bahattin GEL

    Baba adı . Doğum yeri ve tarihi , . Şehit düştüğü il kocaeli

    Bilal Korkmaz

    Baba adı Mustafa . Doğum yeri ve tarihi tokat, 1972. Şehit düştüğü il sirnak

    Bülent Kula

    Baba adı Osman. Doğum yeri ve tarihi izmir, 1975. Şehit düştüğü il kuzey irak

    Cavit TÜFEKÇİ

    Baba adı . Doğum yeri ve tarihi , . Şehit düştüğü il kocaeli

    Cevat EFE

    Baba adı . Doğum yeri ve tarihi , . Şehit düştüğü il kocaeli


    Cihan Öden

    Baba adı Cemal. Doğum yeri ve tarihi zonguldak, 1973. Şehit düştüğü il van

    F.Turgay KÜLCÜ

    Baba adı . Doğum yeri ve tarihi , . Şehit düştüğü il kocaeli

    Ferudun Yılmaz

    Baba adı Mehmet. Doğum yeri ve tarihi izmir, 1971. Şehit düştüğü il hakkari

    Filit Yaşarlar

    Baba adı Kasım. Doğum yeri ve tarihi agri, 1973. Şehit düştüğü il kahramanmaras

    Gökhan Yaylacı

    Baba adı Gazi . Doğum yeri ve tarihi malatya, 1973. Şehit düştüğü il siirt

    Kaan ŞAŞMAZ

    Baba adı . Doğum yeri ve tarihi , . Şehit düştüğü il kocaeli

    Kadir Demirel

    Baba adı Metin. Doğum yeri ve tarihi ardahan, 1974. Şehit düştüğü il diyarbakir

    Lokman Çeker

    Baba adı Musa. Doğum yeri ve tarihi izmir, 1964. Şehit düştüğü il tunceli

    M. Yüce Sonkurt

    Baba adı . Doğum yeri ve tarihi usak, 1966. Şehit düştüğü il tunceli

    Mehmet KAYA

    Baba adı . Doğum yeri ve tarihi , . Şehit düştüğü il kocaeli

    Mehmet Taşkıran

    Baba adı Halil . Doğum yeri ve tarihi konya, 1967. Şehit düştüğü il sirnak

    Mehmet YİĞİTASLAN

    Baba adı . Doğum yeri ve tarihi , . Şehit düştüğü il kocaeli

    Mehmet ÖZER

    Baba adı . Doğum yeri ve tarihi , . Şehit düştüğü il kocaeli

    Burada sadece şehit olan öğretmenlerimizden birkaçını yazıyorum.Ruhları şad olsun ve bir şehit çocuğunun kaleminden

    BENİM BABAM BEN DAHA ONU TANIYAMADAN ŞEHİT OLDU. ONU SADECE RESİMLERİNDEN TANIYABİLİYORUM. BEN ŞİMDİ ORTAOKULA GİDİYORUM.

    BABAM BENİM SÜNNETİME GELDİ. ONU BEN VE DEDEM GÖRDÜK. AMA YANINA GİTTİĞİMİZDE BİR ANDA KAYBOLDU.

    BENDE ASKER OLACAĞIM. BABAM GİBİ KAHRAMAN OLACAĞIM.

    BABAMI ÖZLÜYORUM VE ONU ÇOK SEVİYORUM.

    AMA BABAMIN DÜŞMANLARINI AFFETMELERİNİ ANLAYAMIYORUM.


    Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
    Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
    Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
    Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Bataklıktan behsetmişsin, Türkiyenin heryeri bataklıkken neden lazlar, çerkezler isyan etmedi terör eylemleri düzenlemedi de Kürtler bunu yaptı.Ekonomik zorluklar demişsin, bu söylediğine sen inanıyor musun,Gerçekten o kadar basit mi, düğünlerde hangi batıda kilolarca altın takılıyor?

    Madem sorun ekonomikti.Madem sorun eğitimde.Madem öğretmen istiyordular.Gelen öğretmenleri neden öldürdüler.Okulları neden yaktılar.Tren yollarından ne istediler.T.C sıfatıyla aşağıladıkları ülke GAP gibi dünyanın en büyük projesini hayata geçirdi.Ekonomik yatırım yapılmadı demişsin.Keban ve Gap sence ne kadara maloldu Türkiyeye.Türkiye sadece elektrik üretmeyi mi amaçlamıştı.Bölge insanını ekonomiye kazandırmayı mı?Kaçak elektrik kullanımına bak.Yakın zamanda bir kamu görevlisi bu nedenle nerede şehit edildi, bana söyler misin,

    Batıda hangi evde, evin duvarına demir monte edip, ona kaçak elektirk vererek ısınıyorlar.Hangi evde tavana yatak asıp, elektrik vererek ısınıyorlar.Bu salt ekonomik nedenlerle açıklanabilir mi.Maddi durumumuzu, okuyabilmek için nelere katlanmak zorunda kaldığımı biliyorsun nil, Amcam yakacak odun bulamamış bir kış.Elektriği kaçak kullanmak da aklından geçmemiş.Çünkü HARAMIN ne olduğunu biliyordu.Kimseye yük olmakda istememiş ve hastalanıp birgün aniden öldü.Allah rahmet eylesin.Batı saltanat içinde mi yaşadı sanıyorsun nil.Batının yediği önünde yemediği arkasında mı?

    Daha 98 yılında 1 tek kuru ekmekle 3. gün idare eden çocuk doğuda yaşamıyor.Doğuda okumadı.Tüm zorluklara rağmen, boğazından tek lokma haram geçmeden ilim öğrendi.Ve bu çocuk doğuda da okumadı.Saltanat ve zenginlik içinde yaşam sürdüğünü sandığınız doğudaydı.

    Sonuç.1. Dünya savaşından yeni çıkmış.Hiçbirşeyini üretemeyen bir Türkiye vardı.Bir an sevgili Nil o ülkenin başında olduğunu düşün.Doğuda isyanlar, batıda isyanlar.Memleket karışıklık içinde, bugünün sevr sevdalıları o zamanda var.Bir rüzgar esse ülke sallanıyor.Herkes bir arada durmaya çalışırken ülke isyanlarla boğuşuyor.Bir yandan da yatırımlar yapmaya sanayileşmeye çalışıyor.

    O ülkenin başında sen olsaydın nil.Hammaddeye ve pazara ulaşımı daha kolay olan düşük maliyetli bir yer mi seçerdin, yatırım yapmak için.Yüksek maliyetli bir yer mi.Kısıtlı imkanlarla elbette her mantıklı insan ilk yatırımları batıya yapacaktır.Bir insanı öldürmeyi, ülkene veya bayrağına ihanet etmeyi hele ülkede huzursuzluk çıkarmayı ve terör olayları yaratmayı hiç ama hiçbir bahane mantıklı gösteremez.Ve idam, hakedenler her zaman cezasını almalı.

    Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
    Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
    Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
    Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Atatürkün şu sözlerini kullanmışsın

    bu topraklarda bizimle mücadele eden siz askerler rahat için de huzurla uyuyun burda herzaman güvendesiniz çünkü bizim şehitlerimizle koyunkoyuna yatmaktasınız. bu ülkede can veren MEHMET'TE, JON'DA bizim mehmetçiğimizdir'

    Meselelerin Devlete Bağlılıkla Çözümü

    Bu noktaya kadar ele aldıklarımız, bizlere iki önemli sonuç gösterdi:

    1. Bir milletin varlığı ve bekası için, güçlü bir devlete sahip olması zorunludur.

    2. Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milleti'nin yararını gözeten, milletin refahının, güvenliğinin ve geleceğinin yegane teminatı olan bir devlettir.

    Dolayısıyla, önceden de belirttiğim gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni korumak, devlete sahip çıkmak her Türk vatandaşının öncelikli görevidir. Hiçbir Türk vatandaşı, devlet kurumlarına zarar verecek, bu kurumların işleyişini aksatacak ya da devletin temel değerlerini yıpratacak bir faaliyet içine kesinlikle girmemelidir. Milli görevimiz, her zaman için devletin yanında olmaktır. Bunun aksinde faaliyet gösteren bir insan, kendi oturduğu bir apartmanın temellerini baltalayan bir kişi gibi, kendi varlığına ve geleceğine zarar vermiş olur.

    Demokratik bir toplumda, ülke meselelerinin çözümü için herkesin ve her grubun farklı fikirleri olabilir. Örneğin kimisi serbest piyasa ekonomisini savunur, bir başkası karma ekonominin yararlı olacağını düşünür. Benzer şekilde, dış politikadan ülkenin bayındırlık meselelerine kadar her konuda farklı görüşler olabilir. Dünya görüşü yönünden de toplumun bir kısmı daha muhafazakar, bir kısmı daha liberal olacaktır. Ama önemli olan tüm bu farklı siyasi ve kültürel akımların, devlete bağlılık konusunda ortak bir tavır göstermeleridir.

    Çünkü tüm bu gruplar, Türkiye Cumhuriyeti'nin unsurlarıdır ve ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü olduğu sürece, bağımsız bir millet olarak yaşama şansına sahiptirler. Kendi aralarında siyasi mücadeleler yürütebilir, farklı partiler kurabilirler. Ama hepsi devlete sadakat, devletin ve devletin kurumlarının korunması konusunda aynı duyarlılıkta olmalıdır.

    Devlete karşı isyankar davranmanın yanlış bir yol olduğunu görmek için, tarihe bakmak yeterlidir. Tarih, bu yolu seçenlerin hepsinin sonunda hüsrana uğradıklarını göstermektedir.

    Türkiye'nin devlet geleneği, Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanır. Osmanlı İmparatorluğu, bilindiği gibi Cebel-i Tarık'tan Yemen'e kadar uzanan dev bir coğrafyayı yüzyıllar boyu adalet ve istikrar içinde yöneten güçlü bir devlet sistemi kurmuştur. Bu sisteme karşı çeşitli nedenlerle isyan edenler ise, her zaman için hüsrana uğramışlardır. İmparatorluğun çöküş dönemi sayılmazsa, 17. yüzyıldan itibaren başta Celali İsyanları olmak üzere her türlü iç ayaklanmanın, ayaklananlara sadece yıkım getirdiği görülebilir. Bu isyanlar, çoğu zaman Anadolu'daki birtakım menfaat çevreleri tarafından kışkırtılmış, ancak hiçbir zaman hiçbir başarı elde edememiştir.
    <span id='hl' style='background-color: #FFFF00'>Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde de yine sonu hüsranla biten isyanlar vardır. 1920'li ve 30'lu yıllarda, özellikle Güneydoğu bölgesinde birçok isyan hareketi yaşanmış, ancak hepsi hüsranla bitmiştir. Bu isyanları gerçekleştirenler, doğal olarak devletin sert önlemler almasına neden olmuş ve böylece hem kendilerine hem de çevrelerine büyük zararlar vermişlerdir. Ülkemiz 1960'lı yıllardan itibaren de Marksist ideolojiye kapılan bazı sol örgütlerin isyan girişimlerine sahne olmuştur. "Devrim" hayallerine kapılan bazı gençler, ellerine silah alıp dağa çıkmış ve kendilerince devletin düzenini değiştirebileceklerini sanmışlardır. Devletimiz elbette bu gibi anarşi girişimlerine taviz vermemiş ve söz kousu eylemleri örgütleyenler cezalandırılmışlardır.</span id='hl'>

    Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik hiçbir isyan ve terör hareketinin asla başarıya ulaşamayacağını ve Devletimiz'in bu gibi girişimleri her ne olursa olsun bertaraf edeceğini gösteren en önemli örnek ise, bölücü terör örgütü PKK'nın uğradığı hezimettir. Bilindiği gibi PKK, 1984 yılından itibaren Türkiye'nin Güneydoğusu'nda ayrı bir devlet kurma hayaline dayalı bir terör kampanyası başlatmıştır. Binlerce polis ve askerimizi şehit etmiş, on binlerce vatandaşımızın ölümüne neden olmuştur. PKK tüm bu terör eylemleri için çok ciddi bir dış destek de görmüş, bazı ülkeler bu örgüte para, silah ve lojistik imkan sağlamıştır. Ancak tüm bu çabalar yine de netice vermemiş, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, Devletimiz'in ilgili kurumları terör örgütünü çökertmiştir. PKK'nın lider kadrosunun da ele geçirilmesinin ardından, örgütün askeri gücü büyük ölçüde yok olmuştur.

    Rehberimiz Kuran bu konuda şöyle diyor

    …Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. (Bakara Suresi, 60)

    O, iş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez. (Bakara Suresi, 205)

    Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesat) çıkarmayın... (Araf Suresi, 56)

    …Ölçüyü ve tartıyı tam tutun, insanların (hakları olan mallarını) eşyasını değerinden düşürüp-eksiltmeyin ve düzene (ıslaha) konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesat) çıkarmayın. Bu sizin için daha hayırlıdır, eğer inanıyorsanız. (Araf Suresi, 85)

    Allah'ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez. (Kasas Suresi, 77)

    Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
    Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
    Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
    Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Atatürk'ün sözlerini kullanırken anlamadığım nokta, Pkklı teröristleri şerefleriyle savaşan herhangi bir ülkenin askeri ile bir mi tutuyorsun.Atatürk herşeyden önce bir askerdi ve savaşta karşı tarafa saygılıydı.Onlara küçümsemez ve ezmez ama gururundan da taviz vermezdi.Atatürk sevgili PKKlı terörisler si&lt; bu topraklarda bizimle mücadele ettiniz.Mehmetlerle koyun koyuna rahat bir şekilde uyuyun mu diyecekti yoksa isyanları bastırdığı zaman yaptığı gibi gerekli cevabı mı verecekti. Kurtuluş savaşında şehit veren hangi aileden sen, anzaklar sizden nefret ediyorum.İntikamımızı alın.Bu evladımı şehit etti sözünü duydun.Onlar şehit oldu derler, gözlerinde hafif bir yaş olur ama gururludurlar.Kimseyi de suçlamazlar.Çünkü savaşın nedenini bilirler evlatları bir hiç uğruna ölmemiştir.Evlatları kendi öz evlatları tarafından vurulmamıştır.Anzakları da severler.Çünkü bir savaştır.Kimse isteyerek orada değildir.Onlar da bir rüzgara savrulmuştur.Çünkü savaş vardır.Peki ya terör beşikteki bebeği öldürülen ana ne diyecek nil.Siz koyun koyuna huzur içinde yatın mı diyecek.

    HANGİ DEVLET YÖNETİCİSİ ONU DEMEYE CESARET EDEBİLİR?

    Atatürk çağının Milli Eğitim Bakanlarından Vasıf Çınar ile İstiklal Mahkemeleri Başkanı Ali Saip Ursavaş kürttü.Fakat bunların aklına Türklükten ayrı kürtlük diye birşey gelmiyordu ve Atatürk çağında böyle bir şey akla gelemezdi de.Atatürk ortalığa bir "Türklük Dehşeti" saçmıştı.Bu sayededir ki kürt olan Ali Saip,İstiklal Mahkemelerinde birçok asi kürdün idamında büyük rol oynamıştı.Demokrat Partinin ileri gelenlerinden Kasım Küfrevi ve Ağrı Mebusu Halis Öztürkde kürttüler.O zamanın Milli Eğitim Bakanlarından Celal Yardımcı'nın da kürt olması kuvvetle muhtemeldir.Çünkü Kayseri Cezaevinde kendisini lider tanıyan bir iki Türk mebus bulunduğu gibi mahbusluk hayatında kürtçe öğrenmeye başlaması da mim konulacak noktalardandır.

    Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,
    Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.
    Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,
    Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.

+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

https:www.hukuki.netshowthread.php2702-Kurtce-resmi-dil-olsun

Forum

Benzer Konular :

  1. Kürtçe Konuşmak
    Merhabalar; Benim sorum halk arasında Kürtçe'nin konuşulmasıyla alakalı. Otobüste, vapurda, trende iki kişinin biraraya gelip Kürtçe konuşmasının...
    Yazan: oguzkaanbasal Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 2
    Son İleti: 11-12-2011, 21:25:17
  2. Hukuk Portal: AİHM'den Türkiye'ye Kürtçe cezası
    Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: https://www.hukuki.net/content.php?846-AİHM-den-Türkiye-ye-Kürtçe-cezası
    Yazan: Mehtap Deniz Forum: Hukuk Portal
    Yanıt: 0
    Son İleti: 11-01-2011, 22:24:22
  3. Ahmet Kaya Veya Kürtçe Şarkı Dinlemek Suç mu?
    Merhaba merak ettim kanunlarımıza göre ahmet kaya veya kürtçe şarkı(hiç bir şekilde propaganda içermeyen şarkı)dinlemek suç teşkil ediyormu.örneğin...
    Yazan: HaYaTiM_RoMaN Forum: Fikri/Sınai Haklar
    Yanıt: 17
    Son İleti: 21-04-2010, 01:26:20
  4. Eurovision'a Kürtçe şarkı olabilir
    Bakan Günay: "Daha önce İngilizce parçalarla katıldık. Bir Kürtçe parçayla da katılabiliriz." KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Şivan...
    Yazan: Gökhan Kartal Forum: Kültür - Sanat - Edebiyat
    Yanıt: 4
    Son İleti: 18-10-2009, 22:43:49
  5. Kürtçe ve ötesi
    AB için her türlü fedakarlığı yapan necip Türk Milleti sonunda kürtçe konuşma , öğrenme , öğretme konusunda tüm kapıları açtı. Artık sokaklarda...
    Yazan: erolkara Forum: Hukuki Görüş ve Yorum
    Yanıt: 3
    Son İleti: 20-09-2002, 18:43:59

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.