+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 17 ileti bulundu.

Konu: Genelkurmay'dan Açıklama

Genelkurmay'dan  Açıklama Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    3.492
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Genelkurmay'dan Açıklama

    9 Haziran 2007
    Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan basın açıklamasında, “Silahlı Kuvvetlerce ulusumuzun tümüne yapılan ‘teröre karşı toplumsal refleksimizi gösterme’ çağrısı belirli gruplara veya kesimlere mal edilemez. Bu çağrıda kastedilen; toplumsal tepkinin, kesinlikle şiddet içermeyen demokratik kurallar içerisinde gösterilmesidir” denildi.

    Genelkurmay Başkanlığı “teröre karşı toplumsal refleksi gösterme” çağrısına, “Bu çağrıda kastedilen; toplumsal tepkinin, kesinlikle şiddet içermeyen demokratik kurallar içerisinde gösterilmesidir” diye açıklık getirdi.

    Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden yapılan basın açıklamasında, ad verilmeden, İşçi Partisi’nin internet sitesinde, bu parti tarafından düzenlenen Diyarbakır mitingine katılımın, Genelkurmay Başkanlığı’nın “teröre karşı toplumsal tepki” çağrısıyla teşvik edilmiş olduğu ifadelerine yer verildiği anımsatıldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın daha önce 12 ve 27 Nisan tarihlerinde yapmış olduğu basın toplantısı ve açıklamalarının mitingler öncesine rastlamasına benzer anlamlar yüklendiği, bu mitingleri adeta Genelkurmay Başkanlığının organize ettiği şeklinde kanaat oluşturulmaya çalışıldığı kaydedilen açıklamada şöyle denildi:

    “Sitede yer alan bu yorumlar gerçeği yansıtmamaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiçbir siyasi parti ile ilişkisi olamayacağı gibi, Silahlı Kuvvetlerce ulusumuzun tümüne yapılan ‘teröre karşı toplumsal refleksimizi gösterme’ çağrısı belirli gruplara veya kesimlere mal edilemez. Bu çağrıda kastedilen; toplumsal tepkinin, kesinlikle şiddet içermeyen demokratik kurallar içerisinde gösterilmesidir.

    Kamuoyunu etkileme amaçlı ve Silahlı Kuvvetlere zarar verici bu türden yorum ve iddialara yüce Türk Ulusunun itibar etmemesi önem arz etmektedir.”



    Hukuki NET Güncel Haber

    Genelkurmay'dan  Açıklama konulu yargıtay kararı ara
    Genelkurmay'dan  Açıklama konulu hukuk haber
    Sadece ben. Kalbimi duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış olmadığıma inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi değilsem bile, hiç olmazsa başkayım. J.J.Rousseau

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Genelkurmay'dan Açıklama

    Genelkurmay'dan "ses kaydı" açıklaması

    Genelkurmay Başkanlığı, internette düşen ve Anayasa Mahkemesi Serdar Özgüldür'e ait olduğu iddia edilen ses kaydıyla ilgili basında yer alan haberler üzerine açıklama yaptı. Açıklamada, “Yapılan yorum ve değerlendirmelerde, son zamanlarda sıklıkla başvurulan bu ve benzeri hukuka aykırı girişimlerle, kurum veya kişilerin haksız yere yıpratılmalarının amaçlanmış olabileceği göz ardı edilmemelidir” denildi.

    Genelkurmay Başkanlığı, internette yer alan ve Anayasa Mahkemesi üyesi Serdar Özgüldür'e ait olduğu iddia edilen ses kaydıyla ilgili TSK'dan açıklama geldi. Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “26 Nisan 2010 tarihinden itibaren, bazı basın yayın organlarında, İnternet sitelerinde yayınlanan bir ses kaydına dayanılarak çeşitli haberlere ve yorumlara yer verildiği görülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin yargının bağımsızlığına olan duyarlılığı ve Yüce Anayasa Mahkemesi ile Üyelerinin Anayasal konumları ve saygınlıkları karşısında, söz konusu haber ve yorumların doğru olmayacağı açıktır. Bu itibarla, konuyla ilgili olarak yapılan yorum ve değerlendirmelerde, son zamanlarda sıklıkla başvurulan bu ve benzeri hukuka aykırı girişimlerle, kurum veya kişilerin haksız yere yıpratılmalarının amaçlanmış olabileceği göz ardı edilmemelidir. Söz konusu iddiaları ortaya atanlar hakkında ilgili makamlar nezdinde gerekli yasal girişimlere başvurulmuştur."

    Anayasa Mahkemesi Üyesi Serdar Özgüldür'e ait olduğu iddia edilen ses kaydıyla ilgili haberlerde, kayıtta konuşan kişinin AKP'nin kapatılması davasıyla ilgili üyelere telkinde bulunulduğu iddialarını dile getiriyordu.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14582605.asp?gid=373

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Genelkurmay'dan Açıklama

    Org. Başbuğ sert konuştu

    Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terörle mücadeleye yönelikte her türlü eleştiriyi saygıyla karşıladıklarını belirterek, "Ancak bugün maalesef Türkiye'de basının bir bölümü, çok açık söylüyorum, İstiklal Savaşındaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede" dedi.

    Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kara Harp Okulundaki 1962 yılı mezunlarıyla birlikte Anıtkabir'e yaptığı ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, terörle mücadelenin kapsamlı bir harekat olduğunu kaydetti.

    Orgeneral Başbuğ, "Bu kadar kapsamlı harekatta bazı eksiklikler olabilir. Biz her zaman söylüyoruz elbette olabilir objektif verilere dayanan gerçekçi, bilgiye dayanan, terörle mücadeleye yönelikte her türlü eleştiriyi saygıyla karşılıyoruz. Ancak bugün maalesef Türkiye'de basının bir bölümü, çok açık söylüyorum, İstiklal Savaşındaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede. Ben inanıyorum ki mütareke basını dahi bu kadar hain bu kadar önyargılı değildi" diye konuştu.

    Tunceli'deki saldırı

    Orgeneral Başbuğ, Tunceli'nin Nazimiye ilçesi Sarıyayla Jandarma Karakoluna teröristlerce düzenlenen saldırıya ilişkin, "Tüm karakol ve üs bölgelerinde görev yapan birliklerimiz kendi kendine yeterli, herhangi bir saldırı anında bu saldırı ile mücadele edebilecek güçte ve yetenektedir" dedi.

    Orgeneral Başbuğ, düzenlenen saldırıda erbaş ve erlerin kahramanca mücadele ettiğini, görevlerini yerine getirdiğini belirterek, "Terörle bir yere varamazsınız. Bu ülkede neyi paylaşamıyoruz? Bu ülkenin huzurunu, güvenliğini bozarak nereye ulaşacağınızı zannediyorsunuz? Bu olayların Silahlı Kuvvetler'in, Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle mücadeledeki azim ve kararlılığına darbe vuracağını mı zannediyorsunuz? Büyük bir yanılgı içindesiniz" dedi.

    Org. Başbuğ'un konuşmasından öne çıkanlar:

    - Karakollar kendini koruyacak güçte ama hava koşulları kötüydü. Bir tek silahlı helikopter sağlanamadı.

    - Böyle saldırılar TSK'nın terörle mücadele kararlılığını ve azmini artırır. Kararlılığımıza darbe vurmak istiyorlar, ama başaramayacaklar.

    - Bu olaylar Tunceli'deki eşkiyaların başında bulunanların yönettiği olaylardır.

    - TSK'yı yalanları kullanarak eleştiren basını lanetliyorum. Basının bir bölümü mütareke dönemini aratıyor.

    - Uzman çavuş ve general arasında fark yoktur. Hepsi omuz omuza mücadele eder.

    - Eleştiriler bizi daha da birleştirir, güçlü kılar.

    http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/...6.0/index.html

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Genelkurmay'dan Açıklama

    Başbuğ'dan 'tutuklanan askerler' açıklaması

    Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, son dönemde çeşitli soruşturmalar kapsamında tutuklanan askerlerle ilgili olarak “Türk Silahlı Kuvvetleri bu süreçten daha da güçlenerek çıkacaktır” dedi.

    Orgeneral Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda, “Atatürk Özel Anma Töreni” kapsamında, “Doğumunun 129. yıl dönümünde asker ve devlet adamı Atatürk” konulu panelin sonunda konuşma yaptı. Orgeneral Başbuğ, panelde konuşan Altemur Kılıç'ın, “Orduyu yıpratmak için içeriden ve dışarıdan yapılan saldırılar beni çok üzüyor. Her asker tutuklandığında canımdan can gidiyor. Ordu-milleti kaybedersek geri almamız mümkün değil” sözleri üzerine, Kılıç'ın bu duygularına saygı duyduğunu ve paylaştığını belirtti.

    "HERKES ANAYASA'NIN 24. MADDESİNE UYGUN HAREKET EDERSE SORUN KALMAZ"

    Orgeneral Başbuğ, “Şundan emin olmalarını istiyorum; TSK bu süreçten daha güçlü olarak çıkacaktır” dedi. Bugünkü Anayasa'nın 24. maddesine göre kimsenin devletin sosyal, ekonomik, siyasi, hukuki temellerini kısmen de olsa din kurallarına dayandıramayacağını, bunun çok açık olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, “Türkiye'de herkes Anayasa'nın 24. maddesine uygun hareket ederse Türkiye'de hiçbir sorun kalmaz” diye konuştu.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14777367.asp

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Genelkurmay'dan Açıklama

    İçişleri ve Genelkurmay'dan uyarı

    Terör örgütü PKK'nın şifreli mesajlarını çözen istihbarat birimleri 31 Mayıs gününden itibaren kanlı saldırılara hazırlandığını belirledi. İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı tüm birimleri uyararak, gerekli önlemlerin alınması talimatını verdi.

    Güvenlik güçleri ve istihbarat birimleri terör örgütü PKK'nın Irak'ın Kandil Dağı'ndaki elebaşlarının Türkiye içindeki teröristlere şifreli yeni büyük eylem talimatı verdiğini ve teröristlerin eylem hazırlığında olduğunu belirledi.

    Mesajların bir kısmı deşifre edilirken, diğerlerini çözemlenmesi için çalışmalar sürdürülüyor.

    İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı tüm birimleri üst düzey yöneticilerin sıkı korunması, karakollarda önlemlerin artırılması için uyardı. Uyarı üzerine kırsal kesimde bulunan jandarma karakollarına, özel eğitimli komandolar, zırhlı araçlar, topçu birlikleri yerleştirildi. Tank takviyesi yapılan karakollardaki bütün termal kameralar ve teknik cihazlar kontrollerden geçirildi.

    Terör örgütünün özellikle Kuzey Irak ve Türkiye içinde kayıplar vermesinin ardından, örgütün 'fedai' türü eylem yapabileceği belirtildi.

    Terör örgütünün büyük kentlerde de ses getirici saldırılar planladığı belirtilirken, Karadeniz grubuna da eylem için talimat verildiği kaydedildi.

    http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/...6.0/index.html

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Genelkurmay'dan Açıklama

    Genelkurmay'dan, terör saldırılarına karşı birliklere uyarı

    Terör örgütü PKK’nın olası saldırılarına karşı Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı, ‘acil’ koduyla verdiği talimatta tüm birimlerde güvenlik seviyesinin en üst düzeye çıkarılmasını istedi.

    PKK'nın eylemlerine karşı en güvenilir bölge ile en riskli bölgelerde, karakollar, tesislerde önlemlerin artırılması talimatında, askeri tesisleri bilinmeyen, tanınmayan kişilerin bütün aramalarının yapıldıktan sonra alınması istendi. Birliklerden yol kontrolune çıkmadan önce gerekli güvenlik kontrolünün yapılması istenirken, önemli kişi ve kurumların da en üst seviye de korunması talimatı verildi.

    Bu arada İçişleri Bakanlığı da tüm kentlerdeki giriş ve çıkışlarda hasas olunması ve sıkı kontrol alınması talimatını gönderdi.

    http://www.milliyet.com.tr/genelkurm...18/default.htm

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Genelkurmay'dan Açıklama

    Siper tartışması bitsin artık

    Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Güneydoğu Anadolu’daki ziyaretleri sırasında mevzilerde çekilen fotoğraflarıyla ilgili tartışma için “Bir mesaj vermem gerekirse artık bu tartışmaya son verilsin, lütfen yeter” dedi.

    Star Televizyonu’ndaki Arena programında Uğur Dündar’a konuşan Başbuğ, çeşitli konulara ilişkin soruları şöyle cevapladı:

    Hassas dönem: Önümüzdeki süreç, terör eylemleri açısından hassas bir süreç. Görevliler, herkes dikkatli olmak zorundadır, istihbaratımızdan tutun gerekli tedbirlerin alınmasına kadar. Ümit ediyorum, güven de duyuyorum, aynı hassasiyeti batı bölgelerinde de göstermemiz lazım. Batı bölgelerimiz de hassastır.
    Önemli olan terör eylemlerinin arttığı süreci, Türkiye olarak tek yumruk halinde, en az zararla atlatmak durumundayız.

    PKK taşeronluk yaptı: PKK bazı dönemlerde taşeronluk yapmış mıdır? Evet. 93 yılının nisanında Bingöl’de 33 erimizin şehit edilmesi olayı var. O yıllarda Erzurum, Erzincan, Bingöl olarak konuşuyorum. Şimdi Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının geçtiği güzergâhın emniyetsiz olduğunu gösterirseniz, Burada bir taşeronluk söz konusu olabilir mi? Olabilir.

    Mevzide fotoğraf tartışması: 20 Haziran’da bölgeye gitmenin yararlı olacağını düşündük. Sayın Başbakan ile görüştük, uygun olacağını ifade etti. Van’da şehitlerin cenaze törenine katıldık. Sonra Gediktepe’deki birliğin bağlı olduğu karargâha gittik. Bu ana kadar Gediktepe’ye gidileceği yönünde bilgisi yoktu. Orada söyledim. ‘Çok iyi olur, memnun olurum’ dedi. Gediktepe’ye helikopterle gittik. Gediktepe neresi? Üs bölgesi sıfır sınır hattında... Mesafe keskin nişancıların menzilinde. Sonra bir vesileyle Sayın Kılıçdaroğlu ile karşılaştık, arzu ederlerse kendilerini de bölgeye götürebileceğimizi söyledik. ‘Çok memnun olurum’ dedi. Gürvil’de keskin nişancı tehdidi Gediktepe ile mukayese edilmez. Bir mesaj vermem gerekirse artık bu tartışmaya son verilsin, lütfen yeter.”

    PKK’yı 5 defa bitirdik: 1984’ten 2010’a kadar 26 yıl geçti. ‘40 bine yakın terörist etkisiz hale getirildi’ dediniz, doğrudur. Rakamları biz verdik. 30 bini etkisiz hale getirildi. 10 bin de yaralı, teslim olan var. Toplam 40 bin. Örgütün dağ kadrosu yıllara göre değişiyor, ortalama 6 bin diyoruz. Şu anda 4 binler civarında. Ortalama 6 bin dersek, 30 bini 6’ya bölerseniz, 5 bin çıkıyor. Matematiksel olarak baktığımızda 26 yılda, güvenlik kuvvetleri 5 defa bu PKK terör örgütünü bitirmiş. Bu bir tespittir.

    Algılama yanlışlığımız oldu: Türkiye’de ne zaman terör olayları azaldı veya hiç olmadı... Biz bunu yanlış algılıyoruz. Sanki terör örgütü bitti, dağıldı... Aslında terör örgütünün dağ kadrosu duruyordu, eylem sayısı düşmüştü. Örnek mi? 1999’dan 2004 yılına kadar... Eylem yok, ama örgüt bitmedi. Dağ kadrosu duruyordu. Burada belki algılama yanlışlığımız oldu. Doğru algılasaydık o dönemde daha sağlıklı tedbirleri alabilecektik.

    Dönemimde darbe iddiası: Kesinlikle reddediyorum. 1,5 yıl sonra ne olacak ya da tahmin eden bir yazı üzerine biraz düşünürsek bence iki şık var. Bir; hakikaten birilerinin elinde, kimseyi itham etmiyorum, 2009 yılının ikinci döneminden itibaren darbeye hazırlık olacağına yönelik bilgiler var. O zaman ciddi devlette yapılması gereken nedir? Bu bilgilerin Genelkurmay Başkanı’yla paylaşılması lazım. Böyle yanlış düşüncelerde olanlar varsa ‘onlara gerekli işlemi yapalım’ denilmesi lazım. Peki ikinci ne olabilir? Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı psikolojik harekat anlamında kullanılabilecek bir şeyler yapılmış çizilmiş. Başka bir hareket tarzı düşünemiyorum. Bu söylediklerime komplo teorisi de diyebilirseniz.

    Yüreğimi yaktı: Buse kızımız bir uzman çavuşumuzun kızı. Ülke sorunlarına duyarlı, cumhuriyete, cumhuriyetin niteliklerine bu kadar bağlı, Atatürk’e bu kadar aşık bir çocuğu yetiştirdikleri için o uzmanımızı ve eşini tebrik ediyorum.

    Kardelen Elif: Bir de İstanbul’daki olayda bir personelimizi kaybettik. Eşi Elif... Kardelen Elif. Elif, öğretmen. Türkçe ve sosyoloji hocası. Bana geçenlerde bir isteğini iletti. Elif ne olmak istiyor biliyor musunuz? Diyor ki ‘komutanım bir askeri okulda öğretmenlik görevi verin. Acımı bu dindirir.’ Elif’in elbette bu isteğini karşılayacağız.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15234504.asp?gid=373

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Genelkurmay'dan Açıklama

    Genelkurmay'dan HERON açıklaması

    Bilgi Notları'ndan:

    TARİH : 21 Ağustos 2010

    SAAT : 13:45

    NO : BN - 98 / 10

    1. HAKKÂRİ ili, ÇUKURCA ilçesi HAN Tepedeki üs bölgesine ve yakın emniyet kuvvetine 19/20 Temmuz 2010 gecesi yapılan terörist saldırısı ile ilgili olarak, medyada çeşitli haber, yorum ve görüntüler yer almaktadır.

    2. Ölümle neticelenen her iç güvenlik olayında olduğu gibi bu olayla ilgili olarak da adli soruşturma, ilgili Cumhuriyet Savcılığı tarafından hemen başlatılmıştır. Ayrıca, olayın idari yönden de incelenmesi maksadıyla; J.Asyş.Kor.K.lığınca, teşkil edilen idari soruşturma heyeti de olayın incelemesine başlamıştır. 30 Temmuz 2010 günü de Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Askeri Savcılıktan olayın soruşturulmasını istemiştir.

    3. Olayın ne şekilde cereyan ettiği tam olarak belirlenmeden kamuoyuna eksik ve yanlış bilgi vermemek ve yürütülmekte olan adli soruşturmalara müdahil olmamak amacıyla, en azından idari soruşturmanın neticesinin alınması ve değerlendirilmesi beklenmiştir.

    4. İdari soruşturma ise ilgili karargahlara, 9 Ağustos günü ulaşmıştır. İdari soruşturmanın değerlendirilmesi ile olayla ilgili diğer mevcut bilgi ve belgelere dayalı olarak yürütülmekte olan adli soruşturmalara da zarar vermemek kaydıyla, olayla ilgili açıklanabilecek hususlar aşağıdadır:

    a. HAN Tepe üs bölgesi ve yakın emniyet kuvveti mevzilerine yoğun terörist ateşi, 20 Temmuz gecesi saat 01.45'te altı değişik noktadan aynı anda başlamıştır. Olayı öğrenen ve o sırada DİYARBAKIR'da bulunan dönemin 2'nci Ordu Komutanı da saat 02.00'den itibaren olayın takip, sevk ve idaresine müdahil olmuştur.

    b. Olay anında insansız hava aracı, 40 km. kadar uzakta başka bir bölge üzerinde olduğundan derhal HAN Tepe bölgesine yönlendirilmiş, saat 02.15'te HAN Tepe üzerinde olmuş ve görüntü aktarmaya başlamıştır. Buradan açıkça anlaşılacağı üzere saldırı öncesi yaklaşan teröristlerin görüntülerinin aktarılmış olması söz konusu değildir.

    c. Basına yansıyan insansız hava aracı görüntülerinden, en erken olanının zamanı ise 02.31'dir ve olayın başlangıcının yaklaşık 46 dakika sonrasına aittir.

    ç. Olayın başlaması üzerine HAKKÂRİ'de konuşlu bulanan taarruz helikopterlerine emir verilmiş, helikopterler, zorunlu hazırlıklarını müteakip havalanmış, ancak Çığlı Suyu (ZAP) vadisindeki yoğun sis ve toz bulutu nedeniyle güneye, ÇUKURCA bölgesine geçememiş, yarım saat süren denemeyi müteakip, HAKKÂRİ'ye dönmek zorunda kalmışlardır.

    d. Aynı helikopterler, hava şartlarının iyileşmesi üzerine, saat 04.30'da HAN Tepe üzerinde olmuş ve bölgeden uzaklaşmaya çalışan teröristleri ateş altına almışlardır.

    e. Uzaklaşmaya çalışan teröristler, aynı zamanda topçu ve havanlarla da ateş altına alınmıştır.

    f. Hava aydınlandıktan sonra, teröristlerin çevredeki hakim arazilerde mevzilendirdikleri DOÇKA silahları, bölgedeki helikopter faaliyetlerini tahdit etmiş, helikopterlerin inememesi nedeniyle, tahliyeler karayoluyla yapılmıştır.

    g. DOÇKA mevzilerinin yerlerinin tespit edilmesi üzerine, bölgeye iki sorti hava harekatı icra edilerek bu mevziler tahrip edilmiştir.

    h. İnsansız hava aracı görüntülerinin hangi makamlar tarafından izleneceği 2'nci Ordu Komutanlığınca ve sadece ilgili birlikler dikkate alınarak belirlenmektedir. Otuz ayrı merkezden bu görüntülerin izlendiği iddiası maksatlı ve gerçek dışıdır.

    i. Olayın cereyan şeklinden de görüleceği gibi, medyaya yansıyan görüntüler, çatışmanın başlamasından sonraki sürece aittir ve çatışma süresince de ilgili komutanlıklar alınması gereken tedbirleri almış veya almaya çalışmışlardır.

    5. Diğer olaylarda da olduğu gibi, bu olayda da gerekli görülen idari ve adli işlemler zamanında başlatılmıştır.

    Türk Silahlı Kuvvetleri, soruşturma safhalarının gizlilik sürecine azami şekilde özen ve dikkat göstermekte olup çok zorunlu durumlar dışında, soruşturma süreçlerinde açıklama yapmaktan kaçınmaktadır. Bu hassasiyete başka anlamlar yüklemek yersizdir ve yanlıştır.

    Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

    http://www.tsk.tr/10_ARSIV/10_1_Basi...010/BN_98.html

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Genelkurmay'dan Açıklama

    ORGENERAL IŞIK KOŞANER'İN
    GENELKURMAY BAŞKANLIĞI DEVİR-TESLİM TÖRENİ KONUŞMASI

    ( 27 Ağustos 2010 )

    Sayın Cumhurbaşkanım,

    Sayın Konuklar,

    Değerli Silah Arkadaşlarım,

    Genelkurmay Başkanlığı görevini, değerli Komutanım Orgeneral Sayın İlker BAŞBUĞ’dan teslim almak üzere huzurlarınızdayım.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu yüce makamında hizmet edecek olmanın heyecan ve gururunu, yüklenecek olduğum sorumluluğun bilincinde olarak yaşıyorum.

    Başta zatıaliniz olmak üzere töreni onurlandıran tüm konuklarımıza ve silah arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

    İçinde bulunduğumuz, Bilgi ve Teknoloji Çağı adı verilen yüzyılda yaşanan gelişmelerin ivmelendirdiği değişim süreci, her gün farklı bir boyutta ve yeni bir yönüyle karşımıza çıkmaktadır.

    Küreselleşen terörizm, enerji ve çevre sorunları, siber saldırılar, ekonomik ve finansal krizler, yeni salgın hastalıklar, kitlesel göç hareketleri, enerji kaynaklarının ve ulaşım yollarının korunması, ülkelerdeki iç karışıklıklar uluslararası sistemi derinden etkilemekte ve güvenlik kavramına önceden algılanması zor boyutlar ekleyerek ülkeleri ve uluslararası kuruluşları yeni arayışlara zorlamaktadır.

    Ticaret, sermaye hareketleri, teknoloji ve bilginin yayılması, sınır ötesi menfaat gruplarını ve farklı milletlere mensup bireyleri sıkı bir şekilde birbirine bağlamaktadır.

    Dolayısıyla, belirsizlik ve istikrarsızlıkların da arttığı uluslararası ortamda, karşılıklı bağımlılık ilişkisi daha önemli hale gelmektedir.

    Süreçle birlikte güç kavramına, bilgiye ulaşabilme ve bilgiyi kullanabilme yeteneği de dahil olmuştur.

    Bunun sonucu olarak da, tek kutuplu dünya düzeni yerini; ortak çıkarlar çerçevesinde birleşilen, önce bölgesel, devamında küresel barışa daha çok hizmet eden çok kutuplu bir güvenlik sistemine bırakmaktadır.

    Yaşanan bu gelişmeler, birçok devletin güvenlik konseptini “savunmayı öngören tehditlere dayalı” stratejik düşünceden, sadece “güvenliğe ve risklere dayalı” stratejik düşünceye dönüştürmesine neden olmuştur.

    Böylece güvenlik kavramı, yine öncelikle ülke topraklarının savunulması anlamına gelen askeri boyutunun yanı sıra, ekonomik, diplomatik, kültürel ve teknolojik boyutların da dahil olmasıyla genişlemiştir.

    Günümüzde dünyanın herhangi bir noktasındaki kriz, coğrafi olarak yakın olan ülkeler kadar, çok uzaklardaki ülkelerin de milli menfaatlerini etkilemekte, ülke güvenliğinin sınırların ötesinden ve mümkün olduğunca uzaktan sağlanmasını gerektirmektedir.

    Ülkemiz; aşırı milliyetçilik, kökten dincilik, terörizm, etnik ve mezhepsel çatışmalar gibi tehdit ve risklerin yer aldığı Balkanlar, Kafkasya ve Orta Doğu’nun ortasında yer alması, enerji kaynaklarına yakınlığı ve Doğu-Batı arasındaki ilişkilerde köprü konumunda olması nedeniyle, simetrikten asimetriğe kadar değişen risk ve tehditlerle de karşı karşıya bulunmaktadır.

    - Güney komşumuz Irak’ta, ülke bütünlüğünün ve siyasi birlikteliğin korunması ülkemizin güvenliği bakımından önem arz etmektedir.

    Farklı etnik ve mezhepsel gruplar, ülke istikrarı açısından hassasiyet yaratmaya devam etmektedirler.

    Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelere ilişkin henüz bir çözüm getirilememiştir.

    Amerika Birleşik Devletleri kuvvetlerinin Irak’tan çekilmesi sürecinde ortaya çıkacak güç boşluğunun istikrarsızlığı artırması olası görülmektedir.

    Ülke kuzeyinde yerleşmiş olan bölücü terör örgütüne karşı merkezî ve bölgesel otoriteler tarafından etkili tedbirler alınması sağlanamamıştır.

    - Diğer komşumuz İran’ın, nükleer programının amaçları ve niteliği konusunda uluslararası toplumdaki soru işaretleri devam etmektedir.

    Yaptırım kararlarına rağmen İran’ın nükleer programını sürdürmesi ve bunun sonucunda sorunun bir sıcak çatışmaya dönüşmesi ihtimali ülke güvenliğimizi ciddi olarak etkileyecektir.

    Sorunun, diplomatik temaslar ve karşılıklı güvenceler yoluyla çözümlenmesine olan ihtiyaç her geçen gün daha da aciliyet kazanmaktadır.

    - İsrail-Filistin sorunu adil bir çözüme kavuşturulmadan Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrarın sağlanmasının mümkün olamayacağı genelde kabul gören bir gerçektir.

    Gazze sorunu, yardım gemilerine yapılan müdahale sonucu uluslararası toplumun dikkatlerini çekmiş ve bu sayede bazı olumlu gelişmeler sağlanmıştır.

    İsrail’in, Türkiye’nin taleplerini karşılamaya yönelik tatminkar adımlar atması halinde, bölgede barış ümidinin yeniden doğması için uygun bir ortam oluşabilecektir.

    - Lübnan’da, Hizbullah varlığı ve ortaya çıkabilecek muhtemel sorunlar, bu ülkenin yeni bir iç istikrarsızlık ortamına sürüklenme ihtimalinin dikkate alınmasını gerektirmektedir.

    - Güney Kafkasya’da, Rusya Federasyonu’nun, Amerika Birleşik Devletleri ve NATO’nun etki alanlarını genişletme çabalarından duyduğu rahatsızlık ve enerji kaynaklarına erişme mücadelesi, yeni kriz alanlarının ortaya çıkmasına sebep olabilecektir.

    Gürcistan-Rusya Federasyonu çatışması, Karadeniz’in ve Montrö Boğazlar Sözleşmesinin önemini bir kez daha göstermiş, Türkiye’nin kararlı tutumu ile Karadeniz’le ilgili bölgesel işbirliği girişimlerinde öncü rol oynamasının gerekliliğini ortaya koymuştur.

    - Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi kapsamında atılan adımlar henüz bir sonuç vermemiş olmasına rağmen süreç devam etmektedir.

    Ermenistan ile normalleşme sürecinde, milli menfaatlerimizin yanı sıra, işgal altındaki Azerbaycan toprakları konusunda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları ve Minsk grubunun girişimleri kapsamında ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde bir çözüm bulunması, bölgede barış ve istikrarın tesis edilmesi bakımından önem arz etmektedir.

    - Afganistan’da, Afgan halkının uluslararası topluma ve çok uluslu kuvvetlere olan güveninin azalmakta olduğu görülmektedir.

    Ülkemiz Kabil Bölge Komutanlığı görevini yürütmekte ve NATO sorumluluğu kapsamında Afganistan’a önemli ölçüde kuvvet ve yetenek katkısında bulunmaktadır.

    Afganistan, NATO ittifakı için ciddi bir sınav ve ittifakın geleceği açısından belirleyici unsurlardan biri durumundadır.

    Bu ülkede, nihai başarının sağlanamaması halinde uluslararası terör faaliyetlerinde artış meydana gelebilecek, Afganistan’da bölünmeler yaşanabilecek ve diğer bölge ülkeleri de bu durumdan etkilenebilecektir.

    - Balkanlarda, siyasi, ekonomik ve sosyal sorunları devam eden bazı ülkelerde meydana gelebilecek istikrarsızlıkların, bölgenin kırılgan dengelerine olumsuz etkiler yapabileceği gözden uzak tutulmamalıdır.

    - Kıbrıs’ta, Türk ve Rum liderler arasında yapılan görüşmelerde, önemli görüş ayrılıkları olmasına rağmen sonuca ulaşma gayretleri devam etmektedir.

    Çözüme ilişkin olarak varılacak anlaşmanın, Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında ve Birleşmiş Milletler parametreleri çerçevesinde, adadaki gerçekler temelinde, iki kurucu devlet arasında tesis edilecek yeni bir ortaklık devletine ve iki ayrı halk ile iki ayrı demokrasinin varlığına dayandırılması esastır.

    Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlük haklarının ve askeri varlığının devam etmesi, tartışma konusu dahi olamayacak ana güvenlik konularıdır.

    Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuka aykırı olarak münhasır ekonomik bölge anlaşmaları yapması, bu kapsamda petrol ve doğalgaz arama sahaları ilan etmesi ve bu sahalarda uluslararası ihaleler açması dikkatle izlenmektedir.

    Deniz hak ve menfaatlerimizin korunması önem arz etmektedir.

    - Komşumuz Yunanistan ile olan sorunlarımız dondurulmuş olarak durmaktadır. Yunanistan, Avrupa Birliği üyesi olması nedeniyle bazı sorunları Avrupa Birliği-Türkiye sorunu haline getirme gayretindedir.

    Yunanistan ile tesis edilen diyalog ve alınan güven artırıcı önlemler, sorunların daha gerçekçi olarak ele alınmasına katkıda bulunacaktır.

    Konjonktürel olaylar, iki ülke arasındaki sorunların tekrar gündeme getirilmesine ve yeni krizler yaşanmasına neden olabilecektir.

    - Yeni stratejik konseptini belirleme çalışmalarının yürütüldüğü NATO ittifakının bölgesel bir güvenlik örgütünden, küresel bir güvenlik örgütüne dönüşme eğiliminde olduğu görülmektedir. Konsept çalışmaları ittifakın geleceği için önem arz etmektedir.

    Ülkemizin bütünlüğünü, güvenliğini ve huzurunu tehdit eden bölücü terör ve ayrılıkçı hareketler, son dönemde kendilerince yeni bir aşamayı gerçekleştirme çabasına girmiş bulunmaktadır.

    Temelinde etnik milliyetçilik bulunan bu hareketlerle, demokrasi ve hukuk devletinin sağladığı hak ve özgürlüklerin arkasına gizlenerek, bireysel seviyede kalması gereken talepler siyasal alana taşınmaya çalışılmakta ve her geçen gün adeta devletle pazarlık yaparcasına, bu talepler bir adım daha ileriye götürülmektedir.

    Hedeflerinin, devletimizin ulus devlet ve üniter devlet yapısını, kendi amaçları doğrultusunda ortadan kaldırmak olduğu açıkça görülmektedir. Öncelikli hedefleri ise ulus devlettir.

    Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinin temelinde ulus devlet ve üniter devlet vardır.

    Bir ulusu ulus yapan değerler, tüm vatandaşların paylaşacağı ortak değerler olan; dil, kültür ve ülkü birliğidir. Bu değerler ulusun bir arada tutulmasını ve bir arada yaşamasını sağlayan ortak değerlerdir.

    Üniter devlet ise, ülke sınırları içinde yasama, yürütme ve yargı birliğini ifade etmektedir. Ülkenin her yerinde aynı yasalar geçerlidir. Kamu hizmetleri merkezden ve merkezden verilen yetkiler çerçevesinde merkez dışındaki görevliler tarafından yürütülmektedir. Yargılama ülkenin her yerinde aynı usullere göre yapılmaktadır. Üniter devlet eşitlik ilkesinin korunmasının, bölgecilik, etnik ayrımcılık yapılmamasının ve azınlık yaratılmamasının garantisidir.

    Türk Silahlı Kuvvetleri, anayasamızda yer alan devletin, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi koruma görevi kapsamında; ulus devlet, üniter devlet ve laik devletin korunmasında her zaman taraf olmuş ve olmaya devam edecektir. Bu konulara ilişkin görüş ve önerilerin anayasa ve kanunlar çerçevesinde, uygun ortamlarda, ilgili makam ve kuruluşlara iletilmesine ve gerekli hallerde de kamuoyuyla paylaşılmasına bir görev olarak devam edilecektir.

    Bölücü terör ve ayrılıkçı hareket, zora ve şiddete başvurarak taleplerini dayatmaya başlamış ve aynı etnik kökenli vatandaşlarımız üzerinde yoğun bir baskı tesis etmiştir.

    Güvenlik-özgürlük dengesindeki hassasiyet nedeniyle, mücadeleyi kolaylaştıracak yasal tedbirler alınamamış, buna karşılık bireysel hak ve özgürlüklerde yapılan her iyileştirme, örgüt sayesinde kazanılmış bir hak olarak algılanmıştır. Yasaların sağladığı serbestlik nedeniyle teröristler artık halkın içinde rahatça yaşayabilmekte, güvenlik güçlerince masum halkı ve teröristleri ayırt etmek her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır.

    Irak kuzeyindeki yerel yönetimin sağladığı imkânlar ve bu sayede elde ettiği hareket serbestisi örgütün varlığını devam ettirmesini kolaylaştırmaktadır. Üçlü Mekanizma çerçevesinde yapılan görüşmelerden henüz istenen sonuçlar alınamamıştır.

    Bazı Avrupa ülkelerinde terör örgütüne sağlanan desteğin önlenmesi için sarf edilen gayretlerden de istenen sonuçlar henüz alınabilmiş değildir. Mücadelede uluslararası işbirliği yeterince sağlanamamıştır.

    Terör örgütü ve ayrılıkçı hareketlere karşı yürütülen mücadelede görevli kuvvet, kolluk kuvvetleri; sorumlu makam ise İçişleri Bakanlığı olmasına rağmen, Türk Silahlı Kuvvetleri mevcut yasalar çerçevesinde, bu mücadelede kendisine düşen görevleri azim ve kararlılıkla yerine getirmiş ve getirmeye devam etmektedir.

    Türk Silahlı Kuvvetleri, devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü uğruna, kendilerine yöneltilen her türlü haksız eleştiri, suçlama ve iftiralara rağmen, sarsılmaz bir görev anlayışı ve disiplin içerisinde mücadeleyi sonuna kadar sürdürecektir.

    Yurt içinde, ikinci bir idari yapılanma tesis etme girişimlerine karşı etkili yasal önlemlerin süratle alınması, Irak merkezi hükümeti ve bölgesel yönetimin Irak kuzeyinde yuvalanmış terör örgütüne karşı etkin tedbirler almasının bir an önce sağlanması, bazı Avrupa ülkelerince örgüte ve örgüt mensuplarına sağlanan desteğin önlenmesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak kuzeyine operasyon yapma yetkisinin devam ettirilmesi önem arz etmektedir.

    Ülkemiz karşı karşıya bulunduğu bu geniş yelpazedeki tehdit, risk ve belirsizlikleri öncelikle caydırabilecek akıllı güç unsurlarını geliştirmek, her an kullanıma hazır bulundurmak ve bunları uygun şekilde yönetmek durumundadır.

    Bu kapsamda; Türk Silahlı Kuvvetlerinin yine öncelikle caydırıcılık sağlayacak, caydırıcılık sağlanamadığı takdirde tehdit ve risklerin etkisiz hale getirilmesini mümkün kılacak sert gücün göreve hazır olmasını temin edecek bir kuvvet seviyesinde olması ve bunun idame ettirilmesi, tartışılmayacak bir gerekliliktir.

    Küresel tehdit ve risk algılamaları da dikkate alınarak Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde ihtiyaç duyulan geliştirmeler ve yenilikler yapılmakta, modern teknoloji ve bilgiye ulaşılarak caydırıcılık özelliğinin devam ettirilmesine özen gösterilmektedir.

    Türk Silahlı Kuvvetleri değişime ve gelişime her zaman açık olmuş ve çoğu kez bu konularda öncülük etmiştir.

    Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, değişim ve gelişim ihtiyaçlarını doğru olarak belirleyecek ve bunları takip edebilecek yetişmiş kadrolar mevcut bulunmaktadır.

    Ülkemizin coğrafi konumu, kriz bölgelerine olan yakınlığı, karşı karşıya olduğu tehdit ve riskler, sosyo-kültürel yapısı ve halkımızın sahip olduğu millî ve manevi değerler nedeniyle, Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir ülkenin silahlı kuvvetleri ile mukayese edilebilecek bir konumda değildir.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinde ihtiyaçlara göre değişim ve gelişim süreklidir.

    Ancak bu değişim, bazı çevrelerin sürekli gündeme getirdikleri ve arzu ettikleri “değiştirilme” şeklinde olmayacaktır.

    Vatan savunması hafife alınacak bir konu değildir.

    Değişimin hatırı için değişim de yapılamaz.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcılık vasfı; en üst düzeyde eğitilmiş, nitelikli, disiplinli personele sahip ve modern harp silah ve araçları ile donatılmış, esnek, yüksek hareket kabiliyetine ulaşmış, simetrik ve asimetrik tehditlerin bulunduğu her ortamda kesintisiz görev yapabilecek, beka kabiliyeti yüksek bir kuvvet yapısının korunması ve geliştirilmesiyle gerçekleştirilir.

    Üst düzeyde eğitilmiş nitelikli personele, uygun bir eğitim-öğretim sistemi ile sahip olunabileceği tabiidir. Bu yönde düzenlenen Türk Silahlı Kuvvetlerindeki eğitim ve öğretimin amacı; harp silah ve araçlarını etkili kullanmayı, askeri birlikleri sevk ve idareyi öğrenmenin yanı sıra, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkılmasını hedef alan, bu hedefe ulaşmak için akıl ve bilimin yol göstericiliğini kabul eden dinamik bir dünya görüşü olan Atatürkçü Düşünce Sisteminin rehberliğinde; esasen Türk Ulusunun her ferdi için gerekli olan Cumhuriyetin temel değerlerini, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin değerlerini, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü, ulus devlet ve üniter devletin gerekliliğini, vatan, millet ve bayrak sevgisini, insan hakları ve görevlerini öğretmek ve özümsetmektir.

    Eğitim-öğretim sistemimizin bu esaslar doğrultusunda geliştirilmesine, yeni öğretim tekniklerinin ve teknolojilerinin kullanılmasına özenle devam edilecektir. Doğru olan eğitim öğretim şekli budur. Bundan kimse rahatsız olmamalı, bilakis gurur duymalıdır.

    Anayasamız gereğince vatan hizmeti, her Türk’ün hakkı ve ödevidir.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel unsurunu vatan hizmetini yerine getirmek üzere silah altına koşan “Mehmetçik” teşkil eder.

    Şanlı tarihimiz kahraman Mehmetçiğin destansı fedakârlıkları ile doludur.

    Milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri “millî ordu” olmakla gurur duyar ve gücünü milletinin ona olan güveninden ve sevgisinden alır.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinde Mehmetçiğin yerini alabilecek hiçbir alternatif yoktur.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı unsurlarında, tecrübe gerektiren görevler için, sınırlı sayıda profesyonel personel görevlendirilmesi hiçbir şekilde “profesyonel orduya geçiş” demek değildir. “özel ordu” tabiri ise son derece yanlıştır.

    Türkiye’de bir tane ordu vardır. O da Türk Silahlı Kuvvetleridir. Alternatifi yoktur ve olamaz.

    Vatan hizmeti herkes için hak ve ödev olduğuna göre hiç kimseye, hiçbir meslek grubuna ayrıcalık tanınmamalı, bu hizmet hakça ve eşit şartlarda yapılmalıdır.

    Ülkemizde vatan hizmetine alternatif başka bir hizmet de yoktur ve olmamalıdır.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel taşı kahraman Mehmetçiktir ve böyle olmaya devam edecektir.

    Genelkurmay Başkanı’nın görevi gereği, her konuda bilgi sahibi olmaya, her kesimden bilgi almaya ve Türk Silahlı Kuvvetlerini temsilen devlet ve hükümet yetkilileriyle yaptığı görüşmelere doğru bilgilerle gitmeye ihtiyacı vardır. Bu faaliyetler bir siyaset üretme değil, siyaset üreten makamlara doğru görüş verebilme ihtiyacıdır.

    Bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerinde bilgilerin toplanmasına, değerlendirilmesine ve gerektiğinde kullanılmasına ihtiyaç vardır.

    Her karargâh kendi seviyesine ve görev ihtiyaçlarına göre bilgi toplar ve çalışmalar yapar.

    Bu çalışmaları farklı şekilde değerlendirmek doğru değildir.

    Türk Silahlı Kuvvetleri daima hukuka saygılı olmuştur ve böyle olmaya devam edecektir.

    Türk Silahlı Kuvvetleri, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı davranışlarda bulunan personelini, dayanaksız iddialara göre değil ancak, eylemleri doğrulandığı takdirde içinde barındırmayacaktır.

    Türk Silahlı Kuvvetleri ayrıca, demokratik, laik, sosyal hukuk devletine, Cumhuriyetin kazanımlarına, Atatürk ilke ve devrimlerine ayak uyduramayan personeline karşı da gerekli hassasiyeti gösterecektir.

    Son yıllarda Türk Silahlı Kuvvetlerinin açık ve planlı bir asimetrik psikolojik harekât ile karşı karşıya olduğu bir gerçektir.

    Son günlerde psikolojik harekâtın da ötesine geçen bu faaliyetlerin asıl hedefinin, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden devleti yıpratmak olduğu açıkça ortaya çıkmış bulunmaktadır.

    Türk Silahlı Kuvvetleri ve bazı personeline yöneltilen, birçoğu doğruluğu henüz ispatlanamamış ve yargı sürecinde olan iddialar, belli merkezlerce kamuoyuna birer gerçekmiş gibi sunulmakta ve bunda da başarılı olunduğu görülmektedir.

    Onur, şeref, haysiyet, vatan, millet ve bayrak sevgisi gibi duygularla yoğrulmuş insanlara karşı, bu duyguların değerini düşünmeyen kişi ve çevrelerin hukuk dışı ve maksatlı söz, yazı ve davranışları Türk Silahlı Kuvvetlerini ziyadesiyle üzüntüye sevk etmektedir.

    Bu saldırılar karşısında, itidalle hukuk çerçevesinde kalmaya çalışan Türk Silahlı Kuvvetleri, yargıya müdahale olarak değerlendirilmemek için sınırlı şekilde ve daha dikkatle hareket etmek mecburiyetinde kalmış, ancak maalesef iftira ve hukuk dışı uygulamalara hedef olmuştur.

    Bazı soruşturmalarda gizlilik kuralına riayet edilmeyerek ve soruşturma sonuçları basına sızdırılarak kamuoyunun yanlış yönlendirilmesine fırsat yaratılmıştır.

    Askerlik görevini yapan herkesin kabul edeceği gibi, askerlik hizmetinin kendine has bazı kaideleri ve yasal mevzuatı vardır.

    Ayrı bir ihtisas gerektirdiğine inandığımız bu konularda, adli yargının değerlendirme ve yargılarında bazı sıkıntılar olduğu görülmektedir.

    Adli yargının, askeri adli makamlarla işbirliği içerisinde olma uygulaması geliştirildiği takdirde, daha adil ve kamu vicdanını tatmin eden sonuçlara ulaşılacağından şüphe yoktur.

    Her şeye rağmen tabii ki Türk Silahlı Kuvvetleri, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuka saygılı olmaya devam edecektir. Yakışan da budur.

    Ancak, hukuka saygılı olması gereken kurum sadece Türk Silahlı Kuvvetleri değildir. Herkesin, her kurum ve kuruluşun ve bilhassa yargı erkini kullananların da kendilerini bağlayan hukuk kurallarına itina ile uymasını beklemek ve istemek hakkımızdır.

    Yasaların verdiği yetkiler kurumları ve şahısları rencide etmek, araştırma-inceleme yapmadan suçlamak ve kamuoyunu belli bir istikamette yönlendirmek için kullanılmamalıdır.

    Bir yüksek mahkeme başkanımızın ifade ettiği gibi “Yargı erkini kullananların adil yargılama yaptığını, tarafsız kaldığını ve herkesin güvencesi olduğunu topluma hissettirme borcu vardır.”

    Türk Silahlı Kuvvetlerini veya personelini suçlamak için elinde bilgi ve belge olduğunu iddia edenler, eğer samimi iseler, bunları basına verip sansasyon yaratmak yerine, yetkili ve ilgili makamlara vermelidirler.

    Türk Silahlı Kuvvetleri personeli arasında da suç işleyen ve hatalı davranışlarda bulunanlar tabii ki olabilecektir. Suç işleyene hak ettiği cezayı vermek veya suçluyu yetkili yargı merciinin karşısına çıkarmak öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin görev ve sorumluluğudur. Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır.

    Türk Silahlı Kuvvetleri, kamuoyunun bilgilendirilmesinde ve düşüncelerinin şekillendirilmesinde medyanın oynadığı rolün öneminin bilincindedir.

    Medyanın Türk Silahlı Kuvvetlerinin faaliyetleri hakkında da bilgi alması ve kamuoyunu aydınlatması kaçınılmaz bir zorunluluktur.

    Bu nedenle, Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren konularda, medya kanalı ile kamuoyuna doğru ve zamanında bilgi verilmesi temel prensiptir.

    Medyanın doğru haber ve yapıcı eleştirileri daima dikkatle incelenmektedir. Doğru haber ve önyargısız eleştirilere kimse bir şey diyemez. Esasen buna ihtiyaç da vardır.

    Tabii ki basın hürdür ve sansür edilemez. Buna hiçbir itiraz da olamaz.

    Basından beklenen ise gerçekten hür olmasıdır.

    Bilhassa Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili haber ve yorumlarda, bu hürriyetten yoksun bazı medya organlarının, bilerek veya bilmeyerek kamuoyuna gerçek dışı bilgiler aktardığı, gerçeklerle bağdaşmayan yorumlar / değerlendirmeler yaptığı üzüntü ve endişe ile izlenmektedir.

    Basın özgürlüğünün, Türk Silahlı Kuvvetleri açısından asılsız haber yapma, kamuoyunu yanıltma, kışkırtma, endişeye düşürme özgürlüğü olmaması gerekir.

    Belli düşüncelerin sesi olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısının ve temel değerlerinin hedef alınarak, bunların “değişim” bahanesiyle “değiştirilmeye” çalışılması ziyadesi ile endişe vericidir.

    Bir medya organında Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında yer alan bir iddianın, doğruluğu hiç düşünülmeden veya hiçbir incelemeye gerek duyulmadan diğer medya organlarınca da peşinen doğru kabul edilerek sürekli işlenmesi, yasal yönden bir suç kabul edilmese de, etik değerlerle bağdaşmaz.

    Bazı medya organları için etik değerler söz konusu olmasa da, saygı değer medya kuruluşlarımızdan beklentimiz; haber ve yorumlarında biraz daha titiz ve dikkatli davranmalarıdır.

    Genelkurmay Başkanlığınca, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili konularda kamuoyuna doğru ve zamanında bilgi verilmesi için her türlü iletişim imkânı kullanılmaya devam edilecektir.

    Medya kuruluşlarının doğrudan olabilecek bilgi taleplerine mümkünse hemen, değilse gerekli bilgiye ulaşmayı müteakip en kısa sürede cevap verilmesine gayret edilecektir.

    Medya kuruluşları ile daha yakın, doğrudan ancak iyi niyete dayalı temas kurulmasına ve ihtiyaç duyulduğunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin faaliyetleri hakkında “bilgilendirme” toplantıları yapılmasına devam edilecektir.

    Yüce ulusumuzun huzurunda bir kez daha tekrarlamak isterim ki:

    Türk Silahlı Kuvvetleri; Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile bir bütün ve tek vücut olarak daima yüce ulusumuzun emrinde ve hizmetindedir.

    Türk Silahlı Kuvvetleri hiçbir zaman yüce ulusumuzun yararına olmayan hiçbir faaliyette bulunmamıştır ve bulunmayacaktır.

    Demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin yasalarla belirlenmiş sınırları dışında hareket edenler, suçları sabit görüldüğünde Türk Silahlı Kuvvetlerinde barındırılmayacaktır.

    Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü siyasi tesir ve düşüncenin dışında ve üstünde olmaya özen gösterecektir. Kışlaya herhangi bir siyasi tesir, düşünce ve simgenin girmesine müsaade edilmeyecektir.

    Türk Silahlı Kuvvetleri Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumada, yasalarımız gereği kendisine verilen görevleri ifa etmeye daima hazır olacaktır.

    Terör sorununu çözmek ancak ulus devlet ve üniter devlet yapısı içinde mümkün olabilir. Demokrasi ve hukuk devletinin sağladığı bireysel haklar ve özgürlükler; ulus devlet anlayışımızı, üniter yapımızı, bütünlüğümüzü ve güvenliğimizi tehdit edecek şekilde kullanılamaz. Buna müsamaha gösterilemez.

    Türk Silahlı Kuvvetleri, değişim ve gelişime her zaman açık olmuş ve çoğu kez önderlik etmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin normal gelişim ve değişim sürecinin, bazı çevrelerin arzuladığı gibi “değiştirilmesi” mümkün değildir.

    Amacı ne olursa olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri ve personeline yönelik karalama ve suçlama kampanyaları, hiçbir zaman ve hiçbir şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinin moralini, disiplinini ve görev etkinliğini etkilememiştir ve etkileyemeyecektir.

    Emekli ve muvazzaf Türk Silahlı Kuvvetleri personeline yöneltilmiş olan ve henüz iddiadan ileri geçmeyen suçlamalarla açılmış olan soruşturma ve kovuşturmaların bir an önce sonuçlandırılması ve gerçeklerin bir an önce ortaya çıkarılması en büyük dileğimiz ve beklentimizdir.

    Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Bu nitelikler Cumhuriyetimizin temeli ve aynı zamanda devletin kurumlarıyla ve vatandaşlarıyla ortak paydasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulus devlet, laik devlet ve üniter devlet ilkeleri Atatürkçü Düşünce Sisteminde bütünleşmiş ve özümsenmiştir. Atatürkçü Düşünce Sistemi bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerine yol gösteren ışık olmaya devam edecektir.

    Ordumuz Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. Ordumuz gücünü sahip olduğu silahların cins ve miktarından veya insan gücünden değil, bağrından çıktığı ulusunun ona duyduğu güven ve sevgisinden, gönül bağından almaktadır.

    Bunu çok iyi biliyoruz ve bu güven ve sevgiye layık olmaya devam edeceğiz.

    Genelkurmay Başkanlığı görevini, kendilerini kurmay yüzbaşı rütbesinde iken tanıdığım Harp Akademilerinde öğrencisi olma fırsatını bulduğum, daha sonraki yıllarda yakınında veya emrinde çalıştığım Genelkurmay Başkanım Orgeneral Sayın İlker BAŞBUĞ’dan biraz sonra teslim alacağım.

    Sayın Komutanım,

    Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevde olduğunuz sürece, sizden sonra gelenlere daima bir örnek teşkil ettiniz. Derin bilgi birikiminiz ve değerlendirmeleriniz ile düşünce ufkumuzu genişlettiniz.

    İnandığını savunmanın, metanetin ve olaylar karşısında soğukkanlı olabilmenin en unutulmaz örneklerini verdiniz.

    Teröre karşı mücadelede belirlediğiniz prensiplerle uygulamalara yön verdiniz.

    Türk Silahlı Kuvvetlerine yaptığınız unutulmaz hizmetler ve bıraktığınız izler daima hatırlanacak ve şükranla anılacaktır.

    Size, Muhterem Hanımefendiye ve tüm aile bireylerinize, tüm sevdikleriniz ile birlikte yaşamınızın bundan sonraki döneminde sağlık, mutluluk ve huzur dolu yıllar diliyorum.

    Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları olmak üzere, Türkiye Cumhuriyetinin kurulup yaşatılmasında canlarını feda etmiş aziz şehitlerimizi rahmetle, tüm gazilerimizi şükranla anıyorum.

    Sayın Cumhurbaşkanım, Değerli Konuklar,

    Bu anlamlı törene katıldığınız için tekrar şükranlarımı sunuyor ve görevimi Genelkurmay Başkanım Orgeneral Sayın İlker BAŞBUĞ’dan devralıyorum.

    Arz ederim.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Mar 2010
    Nerede
    manisa
    İletiler
    378
    Dilekçeler Sözleşmeler
    1
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Genelkurmay'dan Açıklama

    Koşaner'den 30 Ağustos mesajı

    Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü münasebetiyle bir mesaj yayınladı.

    Koşaner, mesajında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, halkın güvenine gölge düşürecek hiçbir çabaya bugüne kadar destek vermediğini ve bundan sonra da vermeyeceğini vurguladı.

    "Bugün kahraman ordumuzun, vatanını işgal eden güçlere karşı Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde giriştiği onurlu mücadeleyi zaferle taçlandırışının 88'inci yıl dönümünü kutlamanın coşkusunu yaşıyoruz." diyen Koşaner, şöyle devam etti: "Büyük zorluklara ve fedakarlıklara katlanılarak kazanılan bu zafer, Cumhuriyetin yeni ve sağlam esaslarıyla perçinlenerek Türk milletinin çağdaş uygarlık yolundaki ilerleyişinin başlangıcı olmuştur. Cumhuriyetimizin üniter-devlet, ulus-devlet ve laik-devlet yapısıyla Atatürkçü düşünce sisteminin rehberliğinde güvence altına alınan bu ilerleyişimiz duraksamadan devam edecektir. Sarsılmaz bir birlik ve vatana adanmışlık ruhuyla kenetlenmiş Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, askerlik mesleğinin omuzlarına yüklediği görevin bilinci ve yasal sorumluluklarının gereğiyle hareket ederken daima yanında hissettiği yüce ulusumuzun kendisine olan güveninden güç almıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu güvene gölge düşürecek hiçbir çabaya bugüne kadar destek vermediğini ve bundan sonra da vermeyeceğini yüce ulusumuz çok iyi bilmektedir. Bu nedenle, Türk Silahlı Kuvvetlerinin aleyhindeki her çabanın hedefinde, bağımsızlığı, bütünlüğü ve bölünmezliği ileTürkiyeCumhuriyeti'nin olduğu unutulmamalıdır."

    Orgeneral Koşaner'in mesajında şu ifadeler yer aldı: "Bağrından çıktığı yüce ulusuna hizmetten başka gayesi olmayan varlığını, ulusal birliğimizin ve bölünmez bütünlüğümüzün teminatı olan değerleri yaşatmak uğruna adayan, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri karada, denizde ve havada görevini başarı ile icra etmekte aynı zamanda barışı korumak amacıyla milletinin dost ve kardeş ülkelere uzattığı bir yardım eli olarak dünyanın birçok bölgesinde üstlendiği görevleri de aynı başarıyla yerine getirmekte ve Türkiye'den binlerce kilometre uzakta şanlı bayrağımızı gururla dalgalandırmaktadır."

+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Genelkurmay'dan 'bedelli' açıklaması
    'Bedelli çalışması yok' - 7 Kasım 2008 DHA - A.A / Hürriyet 'Bedelli çalışması yok' GENELKURMAY Başkanlığı İletişim Daire Başkanı...
    Yazan: Mehtap Deniz Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 12
    Son İleti: 09-11-2008, 03:08:05
  2. Genelkurmay başkanının oğlu öldürüldü
    Hollanda genelkurmay başkanının oğlu Afganistan'da bomba (veya mayın) patlaması sonucu ölmüş. Olayı taliban üslenmiş. Bu olay üzerine, bizim...
    Yazan: Av.Abbas Bilgili Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 1
    Son İleti: 20-04-2008, 20:12:39
  3. Genelkurmay'dan teşekkür!
    Genelkurmay Başkanlığı'nca kamuoyuna yapılan açıklamada, terörle mücadelede duyarlılık ve dayanışma ile şehitlere sahip çıkan tüm vatandaşlara...
    Yazan: deniz02 Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 0
    Son İleti: 25-10-2007, 20:45:54
  4. Genelkurmay'dan çok sert açıklama
    Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış...
    Yazan: Av.Duygu Tekay Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 24
    Son İleti: 05-08-2007, 21:31:17

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.