+ Konuyu Yanıtla
1 den 7´e kadar toplam 7 ileti bulundu.

Konu: Kader mi, mütahit mi?

Kader mi, mütahit mi? Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Oct 2008
    İletiler
    406
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Kader mi, mütahit mi?

    Gecenin tam orta yeriydi
    Birden yer silkindi,
    Deniz kükredi,
    Her şey zangı,zangır titredi,
    Gözlerde korkular belirdi,
    Ve ölüm meleği yere indi.
    Sanki hasat vaktiydi
    Ölüm tarlasından sanki!
    Canları biçip gitti.

    Camlar kırıldı
    Evler yıkıldı
    Kaç bin yıllık tarih
    Yerin dibine gitti.

    Kümeste tavuklar
    Ahırda hayvanlar
    Sokakta insanlar
    Büzüldü
    birbirine sokuldu.

    Aslında bu orak darbesi,
    herşeyi bir boya indirdi
    dün her şeyi olanla
    bugün hiçbişeyi olmayan
    aynı yerden su içti
    acep bu kimin işi

    siz deyin kaderin cilvesi
    ben diyeyim mütahitin işi
    mahsuru varmı.?

    ayazoglum



    Hukuki NET Güncel Haber

    Kader mi, mütahit mi? konulu yargıtay kararı ara
    Kader mi, mütahit mi? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kader mi, mütahit mi?

    Sismik Sitem

    • Güç yetmiyor ki, söz geçiremiyor, öylece bakıyoruz!
    • Koyma fay üzerine temeli! Sen seni bil sen seni...

    Kadere hep boyun eğdik, hiç bir şey diyemiyoruz!
    Kocaeli 'de inşa edilen Üni! Sen seni bil sen seni...

    • Düşündün mü hiç seçtiğin yeri? Sana güveniyoruz!
    • Yerinde esiyor deprem yeli! Sen seni bil sen seni...

    Açılan büyük yaraları hiç durmadan sarıyoruz da!
    Bu gün burada yarın nerede? Sen seni bil sen seni...

    • Sanma ki bu sana kâr kalır, hep göz yumuyoruz!
    • Hakkı iyi belle, dibi delik testi! Sen seni bil sen seni...

    Bir değil, iki değil, üç değil, gördükçe şaşıyoruz!
    Yolunu bulup hep kaçıyorsun! Sen seni bil sen seni...

    • Bu sistemler vurdu deldi ülkeyi, hep şahit oluyoruz!
    • Buyurun; ne altı, ne üstü belli! Siz sizi bilin siz sizi...

    Hak mı bu, sitemle kalkıyor yine sitemle yatıyoruz!
    Gözünüzü açıp da çok iyi bakın! Siz sizi bilin siz sizi...

    • Maksat çamur atıp iz bırakmak da değil, artık ağlıyoruz!
    • Aldınız elimizden ar duygumuzu! Siz sizi bilin siz sizi...

    Siz sizi bilin siz sizi, dar-ağacı yok artık, biliyoruz!
    Siz de şunu iyi bilin ki abanıza başka model çiziyoruz...

    • Boş vaadler sarmıyor; doğru-dürüst hizmet istiyoruz!
    • Size sürpriz olsun; son kararımızı kanunlara ekliyoruz...


    Siz siz olun aklınızdaki <<--FAY-->> hattını hiç unutmayın!..

    *

    Sayın Ayazoğlu , 1999 'da yazdığım şu satırlarla duygularınıza eşlik etmek istedim, tam göndermiştim ki hafiften sallandık , :deli: netten de koptum , bu ne tesadüf diye düşünmeden edemiyorum! Böyle anlarım çok olur, alıştım bu duruma ama galiba sizin de içinize doğmuş!

    Allah hepimizi korusun, zira ülkede her türlü deprem var!

    Teşekkür ederiz.

    Saygılarımla,

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kader mi, mütahit mi?

    Gönder butonuna tıkladığım anda hissedilen sarsıntı haberi:

    Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün tespitlerine göre, saat 22.03'te merkez üssü Tekirdağ açıkları-Marmara Denizi olan 4.1 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.

    Tam da konuya odaklandığım için olsa gerek ki çok korktum! İşte bu yaşadığım olaya kader denebilir belki fakat "yapılar" için aynı şeyi düşünmek mümkün değil.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Oct 2008
    İletiler
    406
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kader mi, mütahit mi?

    Alıntı Mehtap Deniz rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Gönder butonuna tıkladığım anda hissedilen sarsıntı haberi:

    Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün tespitlerine göre, saat 22.03'te merkez üssü Tekirdağ açıkları-Marmara Denizi olan 4.1 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.

    Tam da konuya odaklandığım için olsa gerek ki çok korktum! İşte bu yaşadığım olaya kader denebilir belki fakat "yapılar" için aynı şeyi düşünmek mümkün değil.
    Sevgili Mehtap Deniz;

    Önce geçmiş olsun. gerçekten yaşamın yaşadığınıza benzer tuhaf anları vardır.
    hani, aklında yokken birini düşünürsün,
    o kişi birden karşına çıkar.

    bu durumu, sizinde belirttiğiniz gibi ''içe doğma'' olarak betimleriz
    bu bir öngörü mü, duru görümü,altıncı hismi? bilmek zor.
    ama seni çok iyi anladım.
    yer sarsıntılarına gelince,
    yer sarsıntıları olmasa çok kısa zamanda doğa verimsiz çorak çöllere döner.
    doğanın yenileşmesine en büyük katkıyı aslında debremler verir.
    bunu anlayıp ona göre önlem almamız gerekmektedir.
    günümüzden bikaç bin yıl sonra ben eminim debremleri ''kutlu doğum haftalarıyla''
    kutlayacaktır insanlar.
    zira yerkabuğumuzun tepkileri çok küçükte olsa geri sarmaya başlamıştır.

    güzel sürprizlerle karşılaşman dileğiyle.
    saygılar.

    ayazoglum

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kader mi, mütahit mi?

    Sayın :Ayazoğlu,

    Ben artık nöbetteyim sanırım! Forumlara bol bol haber eklemek isterim ama onu da yapamıyorum! Bugünkü olumsuz olaylara şahit olup- ki üstelik depremin de etkisiyle biraz zor uyurum ben. :rolleyes:

    Geçmişten esintiler:

    O anı hiç unutamam!

    O gece her zamankinden farklı müthiş bunaltıcı bir sıcak vardı... Saatler ağır ağır ilerliyor, arada bir karşılıklı olarak açık mı değil mi ki diye pencereleri kontrol edip tekrar dönüyordum. Her seferinde o sıcaklık karşısında uykuya yenik düşüyordum. Bir türlü uyuyamamanın etkisiyle ister istemez gözlerim yanı başımdaki saate takılıyor, yelkovan ve akrebin ağır işleyişini izleyerek çıt çıt sesleriyle uykuya inat uyumağa çalışıyordum yine de... O esnada tıpkı çizgi flimlerinde olduğu gibi, canavar sesini andıran bir uğultu... Hızla yaklaştığı anlaşılan bu acaip ses de neyin nesiydi!.. Yaklaştıkça büyüyen o tuhaf ses ve beynimden şimşek hızıyla geçen düşünceler... Önce yakınımızda bulunan hastahaneye 'su tankeri geldi' ( İst. da su sıkıntısı yaşanıyordu!) herhalde diye düşünmüştüm!

    Yerimden fırlamış hemen yanıbaşımdaki pencereden hastahaneye baktım fakat tanker de yoktu!.. Büyük bir telaşla zıkzaklar çizerek hızla koşuşan köpek sürüsünü fark ettim. Hatta bir tanesinin önce bir arabanın altına girmeğe çalıştığını, tekrar çıkıp diğerlerini takiben aynı yöne doğru dört nala kaçtıklarına şahit olurken, yine nedenini düşünmekten alamamıştım kendimi... Kediden korkuyor olamazlardı!.. Kovalayan da yoktu!.. Ya bu ses!.. derken, bulunduğumuz bina sallanmaya başlamıştı...

    Böyle bir olayı ilk defa canlı canlı yaşıyordum! Kimseyi uyandırmağa da niyetli değildim! Evde benden başka kimler hissetti ki diye, odamdan usulca kapıya yönelmiştim ki; ( sabah olunca depremi anlatacaktım herkese güya... )

    Asıl şiddetli olan ikinci büyük sarsıntının başlamasıyla, binadaki duvarların korkutucu çatırdama sesleri evdeki herkesin ayaklanmasına yetmişti.

    Gökyüzü; her zamankinden farklı olarak bize yaklaşmış gibi görünen kocaman yıldızlarla dolmuş taşmıştı... Pırıltıları, her an üzerimize yağacakmış gibi kinayeli-keskin bakışları andırıyordu sanki... İnsanlar karanlıktan kurtulmanın çaresini araba farlarını yakmakta bulmuştu...Genel olarak her ne kadar büyük bir korku-panik yaşanmış olsa da, herkes bu depremin nerelerde neye mal olduğundan habersiz birbirlerine yaşadıkları 'o' anı anlatıyorlardı... Araçlardaki radyolar sadece büyük bir depremin olduğunu haber verebiliyordu ki onu da zaten yaşamıştık kendimizce... Nasıl bilebilirdik ki asıl merkezde o kadar büyük can ve mal kaybına sebep olduğunu!.. En azından ben hiç düşünememiş, ta ki yavaş yavaş evlerimize korkarak da olsa girip TV izleyinceye kadar...

    İşte o dehşet verici görüntülerin tarifini yapmak mümkün değil... Yaşamış olduğum o korkunç sarsıntı yine enkazlardan kurtarılmağa çalışılan insan manzaralarıyla bütünleşiyordu. Şaşkınlık, korku, telaş içindeki o büyük acı ve yorgunluğun verdiği güçsüzlük hat safhaya varmıştı. Yeme-içmeden kesildiğimi çok zaman sonra fark etmiş, artık geceler benim için kâbus, gündüzleri ailemden uzakta olmak büyük bir işkence olmuştu.

    Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, kalan bizler için de bir daha böylesi felaketlerin yaşanmaması dileğiyle,

    Sağlık ve huzur dolu mutlu günler dilerim.

    Tekrar teşekkürler, saygılar bizden.

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Aug 2006
    Nerede
    konya, Turkey.
    İletiler
    99
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kader mi, mütahit mi?

    Deprem olduğu gün izmirdeydim. Gece balkonda kitap okurken köpekleri farkettim. Dakikalarca sanki sarhoş gibi sağa sola koştular. Havladılar. Biz depremi hissetmedik, hatta depremi 2 gün sonra öğrendik. Ama köpeklerin o telaşını unutamadım.

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Oct 2008
    İletiler
    406
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Kader mi, mütahit mi?

    Alıntı Mehtap Deniz rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Sayın :Ayazoğlu,

    Ben artık nöbetteyim sanırım! Forumlara bol bol haber eklemek isterim ama onu da yapamıyorum! Bugünkü olumsuz olaylara şahit olup- ki üstelik depremin de etkisiyle biraz zor uyurum ben. :rolleyes:

    Geçmişten esintiler:

    O anı hiç unutamam!

    O gece her zamankinden farklı müthiş bunaltıcı bir sıcak vardı... Saatler ağır ağır ilerliyor, arada bir karşılıklı olarak açık mı değil mi ki diye pencereleri kontrol edip tekrar dönüyordum. Her seferinde o sıcaklık karşısında uykuya yenik düşüyordum. Bir türlü uyuyamamanın etkisiyle ister istemez gözlerim yanı başımdaki saate takılıyor, yelkovan ve akrebin ağır işleyişini izleyerek çıt çıt sesleriyle uykuya inat uyumağa çalışıyordum yine de... O esnada tıpkı çizgi flimlerinde olduğu gibi, canavar sesini andıran bir uğultu... Hızla yaklaştığı anlaşılan bu acaip ses de neyin nesiydi!.. Yaklaştıkça büyüyen o tuhaf ses ve beynimden şimşek hızıyla geçen düşünceler... Önce yakınımızda bulunan hastahaneye 'su tankeri geldi' ( İst. da su sıkıntısı yaşanıyordu!) herhalde diye düşünmüştüm!

    Yerimden fırlamış hemen yanıbaşımdaki pencereden hastahaneye baktım fakat tanker de yoktu!.. Büyük bir telaşla zıkzaklar çizerek hızla koşuşan köpek sürüsünü fark ettim. Hatta bir tanesinin önce bir arabanın altına girmeğe çalıştığını, tekrar çıkıp diğerlerini takiben aynı yöne doğru dört nala kaçtıklarına şahit olurken, yine nedenini düşünmekten alamamıştım kendimi... Kediden korkuyor olamazlardı!.. Kovalayan da yoktu!.. Ya bu ses!.. derken, bulunduğumuz bina sallanmaya başlamıştı...

    Böyle bir olayı ilk defa canlı canlı yaşıyordum! Kimseyi uyandırmağa da niyetli değildim! Evde benden başka kimler hissetti ki diye, odamdan usulca kapıya yönelmiştim ki; ( sabah olunca depremi anlatacaktım herkese güya... )

    Asıl şiddetli olan ikinci büyük sarsıntının başlamasıyla, binadaki duvarların korkutucu çatırdama sesleri evdeki herkesin ayaklanmasına yetmişti.

    Gökyüzü; her zamankinden farklı olarak bize yaklaşmış gibi görünen kocaman yıldızlarla dolmuş taşmıştı... Pırıltıları, her an üzerimize yağacakmış gibi kinayeli-keskin bakışları andırıyordu sanki... İnsanlar karanlıktan kurtulmanın çaresini araba farlarını yakmakta bulmuştu...Genel olarak her ne kadar büyük bir korku-panik yaşanmış olsa da, herkes bu depremin nerelerde neye mal olduğundan habersiz birbirlerine yaşadıkları 'o' anı anlatıyorlardı... Araçlardaki radyolar sadece büyük bir depremin olduğunu haber verebiliyordu ki onu da zaten yaşamıştık kendimizce... Nasıl bilebilirdik ki asıl merkezde o kadar büyük can ve mal kaybına sebep olduğunu!.. En azından ben hiç düşünememiş, ta ki yavaş yavaş evlerimize korkarak da olsa girip TV izleyinceye kadar...

    İşte o dehşet verici görüntülerin tarifini yapmak mümkün değil... Yaşamış olduğum o korkunç sarsıntı yine enkazlardan kurtarılmağa çalışılan insan manzaralarıyla bütünleşiyordu. Şaşkınlık, korku, telaş içindeki o büyük acı ve yorgunluğun verdiği güçsüzlük hat safhaya varmıştı. Yeme-içmeden kesildiğimi çok zaman sonra fark etmiş, artık geceler benim için kâbus, gündüzleri ailemden uzakta olmak büyük bir işkence olmuştu.

    Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, kalan bizler için de bir daha böylesi felaketlerin yaşanmaması dileğiyle,

    Sağlık ve huzur dolu mutlu günler dilerim.

    Tekrar teşekkürler, saygılar bizden.
    Sevgili Mehtap Deniz;
    Hikayenizi okuyunca ürperdim.
    Bence 2000 yıllık bir takvim tarihi biterken tarihe acı bir not düşülmüştür.
    hatırlarsanız o yıl dünyanın değişik yerlerinde çok kanlı yersarsıntıları olmuştur.
    ancak bu acı bilançoların kentlerin yer seçimlerindeki büyük hatalardan kaynaklandığını artık hepimiz bilmekteyiz.
    Ancak genel bir araştırma yapıldığında görülecektir ki!
    en verimli toprakların ve yeraltı madenlerinin bulunduğu bölgeler tektonik tir.

    Mesela volkanik olduğu tesbit edilmiş dağların eteklerinde yaşayan insanlar bütün tehlikelerine karşın o verimliliği terkedip başka yerlere göç etmemektedirler.
    Bu durum göstermektedir ki; insanlar bütün risklerine karşın debremlerin yoğun olan bölgelerde yaşamaktan korkmamaktadırlar.
    O zaman, biz insanlara düşen doğanın doğum sancılarına çok kafayı takmadan; doğum esnasındaki ortaya çıkan çırpınışlardan kentlerimizin zarar görmemesi için gereken özeni göstermemiz gerekmektedir.
    99 debreminde Kocaeli de yapılan uluslararası bir araştırma sonuçları çok ilginç ve ibret vericidir.
    Yer seçimi yapılarak inşa edilmiş (ama debreme dayanıklı yapılmamış) tek bir bina dahi yıkılmamıştır.
    Bizim insanımız kaderiyle çok iç içe yaşadığı için bütün kötü olan olaylara kader penceresinden bakar. İşte bu inanç sistemindeki çarpıklıktan birileri faydalanıyorsa yapacak çok fazla bişey olduğunu düşünemiyorum..
    İnsanlarımızın debremlerde ölümlerin kader olmadığını anlayıp o bilinçte yöneticileri başa getirinceye kadarda bu böyle sürecek gibi görünüyor.

    Bende size bir anımı anlatarak bitireceğim yazımı .
    O yıl Marmaris'te tadildeydim.
    11 ağıstos günü güneş tutulması vardı. ve türkiye sınırları içinde %80 Tam tutulma izlenebileceği söylenmişti.
    saat 14 00 sularında tutulmayı izlemek için sahile indim. Çevrede bir çok insan ellerinde siyah camlarla tutulmanın başlamasını beklerken deniz birden kabardı deniz yaklaşık 5 metreden fazla sahile girmişti.. çok ilgimi çekti .
    Tutulmadan daha çok ilgimi çekmişti .
    Denizden suyu bu denli bir çekimle etkileyebilen çekim gücü mutlaka dünyanın kabuğu üzerindede etki oluşturmuştur diye düşünmüştüm.

    Bunu sonradan yazlıkta arkadaşlarla konuştuk.
    İçimizden biri jeologtu.
    bunun yer kabuğuna bir etkisi olmıyacağını söylemişti.
    Çok tartıştık o gece.
    ama altı gün sonra Sakarya debremi gerçekleşti.
    Ben kesinlikle güneş ve ay hareketlerinin dünyaya bir etkisi olduğunu düşünenlerdenim.
    her nekadar bilim böyle bir ihtimalin çok küçük olduğunu söylesede.......
    saygılarımla.

    ayazoglum............

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Kader mi Cehalet mi? Yoksa Hayatın Cilvesi mi?
    hayatın cilvesi çünkü rüyamda ğörsem inanmayacam şeyler yaşamaktayız.ben 3.5 sene ewlilğim var dı 5 ay öncesine kadar.8 aylık bi yavrumuz var bu...
    Yazan: fransuva Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 23
    Son İleti: 04-04-2009, 19:58:38
  2. Kader mi? Demeli ,Üzerine mi? Gitmeli
    Merhaba Sayın İlgililer, Haziran 2008 de Dekorasyon Proje ve Kontrolu olarak anlaştığım iş ile ilgilidir. Şifaen anlaşıp Avan projesini çizdiğim...
    Yazan: Kabul Forum: Diğer Hukuki Sorular
    Yanıt: 0
    Son İleti: 16-09-2008, 20:26:15
  3. Kader Sayısı
    Bu sayi var olusunuzun gerisindeki amac ve ozellikleri belirliyor. Icinizde sakli olan ozellikler, dusunce biciminiz, kisiliginiz ve yasamdaki...
    Yazan: commodore1tr Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 8
    Son İleti: 23-07-2008, 01:59:32

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.