+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 11 ileti bulundu.

Konu: Linç

Linç Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Oct 2003
    Nerede
    Hatay, Türkiye.
    İletiler
    3.380
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Linç

    İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Lübnana asker göndermeye hayır pankartı açan gençlerin halk tarafından linç edilme girişimini onaylamıştı.

    İzmir' de bir bayan diş hekimini öldüren ve bir avukata bürosunda saldıran Rahşan defolusu tecavüzcüye cezaevinde linç girişimi yapılmasının ardından da bu kez linç nihayet gerçekleşti, hem de bir camide.

    "Fatih'te İsmailağa Camii'nin emekli imamı Bayram Ali Öztürk bıçaklanarak öldürüldü. Öztürk'ü bıçaklayan kişi ise linç edilerek öldürdüldü.

    Alınan bilgiye göre, Kocatepe Mahallesi'ndeki İsmailağa Camii'nde sabah namazı sonrası yapılan sohbet sırasında, Mustafa Erdal (27), caminin emekli imamı Bayram Ali Öztürk'e (54) bıçakla saldırdı. Öztürk'ü kalbinden bıçaklayan saldırgan, camideki cemaat tarafından linç edilerek öldürüldü.

    Bayram Ali Öztürk de, ağır yaralı olarak kaldırıldığı Medical Park Hastanesinde hayatını kaybetti."



    Hukuki NET Güncel Haber

    Linç konulu yargıtay kararı ara
    Linç konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Aug 2006
    İletiler
    613
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Birden çok insanın adaleti sağlama amacıyla yanlış birşey yaptığı düşünülen bireyi cezalandırmak amacıyla yaralamaları veya öldürmeleri olarak tanımlanıyor anladığım kadarıyla linç. Hukukcu arakadaşlar eminim bu konuda geniş kaynaklara ve bilgiye sahiptir. Ancak internet aracılığıyla hiçbir kaynağa ulaşamadım Türkçe sitelerde. İngilizce yaptığım taramalarda ise "linç" kavramının 1800' lü yıllarda Virjinya'da Afrika kökenli Amerikalıların suç işlemesi durumunda ortaya çıkan şiddeti tanımlamak için kullanıldığını farkettim.

    Eğer okuduklarımdan yanlış bir çıkarımda bulunmadıysam aslında bu bizim toplulumuza sonradan giren bir şiddet tipi.

    Böyle bir eyleme katılan insanların şiddet eğilimi olduğu açık. Ancak bunu destekleyenlere, övenlere ne demeli?

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Siyasetçi, sosyolog, psikolog ve sivil toplumcular son günlerde yaşanan linç olaylarını değerlendirdi. İşte tespitleri: Bu olaylar uzun yılların birikimi. Türkiye'yi bu günlere yoksulluk, sen-ben ayrımı ve yöneticilerin linci alenen onaylaması getirdi.

    Türkiye son günlerde "linç" sözcüğünü çok sık duyar oldu. İstanbul'daki 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında Lübnan'a asker gönderilmesini protesto eden öğrencilerin açtığı pankart, linç girişimine neden oldu. Bu olayın hemen ardından İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın, "Gerekli ve güzel bir tepki" sözleri tartışma yarattı. Türkiye'de linç kültürü mü oluşuyordu? Türk halkı her zamankinden daha tepkili ve öfkeli miydi? İnsanları galeyana getiren linç edilmek istenen kişiler miydi yoksa sorunlar mı? Siyasetçi, psikolog, sosyolog ve sivil toplum kuruluşu üyeleri bu soruları yanıtladı:

    OTORİTELER ŞİDDETİ DESTEKLERSE LİNÇ KÜLTÜRÜ GELİŞİR
    (Prof. Dr. Arus Yumal Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Bşk.)

    "Şiddet kültürünün yaygın olduğu toplumlarda şiddeti olumlayan, yüceleyen ve hatta kutsayan toplumlarda linç kültürü kendisine beslenecek toprak bulur. Türkiye de dayağın cennetten çıkma olduğunu söyleyen bir ülkedir. Biz kendimizinkinden başka fikirlere açık olmayan, farklı görüşleri ve davranışları kaldıramayan ve bunları yok etmek için şiddete başvuran bir toplumuz. Medya ve söylem araçlarını elinde bulunduran ya da bunlara kolay erişen politikacılar ve fikir önderleri bu kültürün gelişmesinde önemli rol oynuyor. Ülkemizde şiddetin her türlüsüne karşı olmak yerine milliyetçilik, namus, din gibi motiflerle şiddetin bazı şekillerini meşru gören bir anlayış hakimdir. Yani "Kurşun atan da kurşun yiyen de kahramandır" anlayışını topluma empoze eden söylemlerle, Celalettin Cerrah'ın sözleri, zaten en küçük provokasyonda şiddete meyilli olan kitleleri anında harekete geçirebiliyor. Bu da linç kültürünün Türkiye'de nasıl bu hale geldiğini iyi açıklıyor. Şiddetin iletişim biçimi olarak benimsendiği toplumlarda eğer bunlar otoriteler tarafından da açık ya da gizli olarak destekleniyorsa linç kültürünün gelişmesi olasıdır. İnsanlar bir toplumsal cezalandırma yoluna gitmek istiyor.

    İYİ OLDU DEMEK, YİNE LİNÇ EDEBİLİRSİNİZ DEMEKTİR
    (Prof. Dr. Kemal Arıkan, Cerrahpaşa Tıp Fak. Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi)

    "Türkiye'de hukuk sistemi iyi işlemediği için insanların adalete güveni yok. İnsanlar kendi adaletlerini kendileri oluşturuyor. Bu uzun yılların birikimidir ve bunda politikacıların rolü çok büyüktür. Çünkü onların linçi onaylaması kadar cesaretlendirici bir şey yoktur. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, pankart açan öğrencilere linç girişimi için sarf ettiği "Gerekli ve güzel tepki" sözü bunun en büyük örneğidir. Çünkü "iyi oldu" demek "bundan sonra da linç edebilirsiniz" demektir. Özellikle telkine açık toplumlarda bu tür olaylara daha sık rastlanır. Galeyana gelen insanlar, genellikle sosyal gelişimini tamamlamamış, kendi özgür iradesini kullanma konusunda sorunları olan insanlardır.

    Linç kültürü insanları korkutur ve linç olma korkusu yaşayan toplumun insanları demokratik tepkilerini ortaya koymaktan çekinir. Dolayısıyla kendilerini demokratik yollarla ifade etmek durumunda olan sivil toplum kuruluşları da bu durumdan olumsuz etkilenir. Yani linç kültürünün bu hale gelmesi toplum ve demokrasi adına kötü ve tehlikeli bir durumdur."

    ÇÖZEMİYORSANIZ, YOK EDERSİNİZ
    (Şenay Demir, Klinik Psikolog)

    "Linç, problem çözme, problemi anlama ve hoşgörünün azaldığı noktada sorun olarak nitelenen şeyin yok edilmesine yönelik ilkel bir toplumsal davranış modelidir, burada bir ruhsal histeri bileşkesi de vardır. Linç, gelişmemiş, üst yapıları oluşmamış ve geri ahlaki değerleri bir sığınma ve korunma olarak tanımlayan toplumlarda, o değerleri tehdit ettiği düşünülen her şeyi yok etme dürtüsüdür. Siyasilerimizin ve yöneticilerimizin konuşmalarında şiddet yönlendirmesi çok fazladır, daha çok bloklaşma ve bölme mekanizmasını ortaya çıkaran konuşmaları vardır. Yani ben, sen ve öteki kavramları kullanılır. İyi özellikler bize aittir, kötü özellikler ise öbürüne aksedilir ve ötekinin yok edilmesi gerekir. Siyasiler de bunu fazlasıyla yapıyor. Celalettin Cerrah'ın yaptığı bunu tetikleyen bir durumdur. Geçmişte de başbakanlarımız bunu çok yaptı. Toplumsal bunalım dönemlerinde, bireylerin tek tek hayatlarının ve mevcudiyetlerinin tehdit altında olduğu noktalarda, bireysel sıkıntılar bastırılarak bunlara toplumsal bir paye verilir ve tek bir düşman bulunur. Böylece bireylerin üzerindeki baskı kalkar, bu da kişinin linç etmesini sağlar. Linç bir gelişmişlik sorunudur ve en ilkel düzeyde bir araya geliş biçimidir."

    NEDENİ YOKSULLUK VE İKTİDARIN SERTLİĞİ
    (Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili)

    "Linç kültürünün gelişmesinin birinci nedeni yoksulluktur. Yoksulluk insanları en ufak olaylara karşı tepkili hale getirir. İkincisi siyasal iktidarların izlediği politikalar ve söylemlerindeki sertliktir. Üçüncüsü de bürokratik kadrolardır. Yasaları uygulamakla sorumlu kişilerin yasalara aykırı söylemleri, örneğin Celalettin Cerrah'ın sözlerini bu bağlamda değerlendirebiliriz. Bütün bunlar linç kültürünün beslenmesine neden oluyor ve yasayla çözümlenmesi gereken bir konuda belli kişilerin ve grupların, "ben cezayı veririm" mantığını egemen kılıyor. 12 Eylül öncesindeki çatışmalarda dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, "Tesbih çekenle tetik çekeni bir tutamazsınız ve bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz" demişti. Oysaki siyasetçilerin ve toplumbilimcilerin olaylara böyle tek yönlü bakmaması lazım, olayları daha sağlıklı görmeleri açısından bu çok önemlidir. Sayın Başbakanın yanında en azından üç sosyolog olsaydı, daha farklı bir konuşma şekli belirlerdi.

    "CEVABI HALK VERMİŞTİR" DENMEMELİ
    (Süleyman Çelebi, DİSK Başkanı)

    "Kendilerini bu ülkenin mirasçıları kabul eden ve yargısız bir ilişkiyle müdahale eden anlayışlar, bu süreçte kendilerini güvenlik güçlerinin yerine koyarak yeni bir gerilime neden oluyorlar. Özellikle zaman zaman, "Cevabı halk vermiştir" şeklinde açıklama yapanlar bunun sorumlusudur ve bu davranışların onaylanması mümkün değildir.
    Biz Celalettin Cerrah'ın sözlerini de Türkiye açısından büyük bir talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Bu sözleri, adalete ve güvenlik güçlerine ilişkin görevin bir başkasına ihale edilmesi olarak görüyoruz. Bu toplumu susturma ve ağzını kapatma dayatmasını da ifade özgürlüğünün ve demokratik hakların engellendiği bir nevi sıkıyönetim uygulaması olarak nitelendiriyoruz."

    YÖNETİCİLER MEŞRULAŞTIRIYOR
    (Mehmet Şandır, MHP Genel Başkan Yardımcısı)

    "Linç bir sosyal psikoloji travmasıdır, aslında siyasette ülkemiz açısından çok tehlikeli bir sürecin işaretidir. Yani artık her sebebe bir linç hadisesi yaşayabiliriz, bunu çok tehlikeli buluyoruz. Bunu oluşturan şartlar ülkemizin kötü yönetildiğinin ifadesidir. Toplum önünde bulunan siyasetçi ve yöneticilerin bu tür olaylara yaklaşımları, meseleyi meşrulaştırıyor ve teşvik ediyor. Sonuçta her zamankinden çok daha fazla bu türlü linç hadiseleriyle karşılaşıyoruz, üzerinde durulması ve tedbir geliştirilmesi gereken çok önemli bir sorundur. Cerrah'ın söylemini doğru bulmuyoruz. Türkiye'de içinde bulunduğumuz şartlar nedeniyle insanlarımız tahammülsüz, sabırsız ve hoşgörüsüz bir duruma geldi. Bütün bunlar linç kültürünün artmasında etkilidir ve buna sebep olan tüm siyaset ve devlet yönetimi de bu sürecin oluşmasında suçludur. Ancak bu durum sadece siyasilerin değil, toplumun ortak sorunu ve sorumluluğundadır."

    NTV

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Siyasetçi, sosyolog, psikolog ve sivil toplumcular son günlerde yaşanan linç olaylarını değerlendirdi. İşte tespitleri: Bu olaylar uzun yılların birikimi. Türkiye'yi bu günlere yoksulluk, sen-ben ayrımı ve yöneticilerin linci alenen onaylaması getirdi.

    Türkiye son günlerde "linç" sözcüğünü çok sık duyar oldu. İstanbul'daki 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında Lübnan'a asker gönderilmesini protesto eden öğrencilerin açtığı pankart, linç girişimine neden oldu. Bu olayın hemen ardından İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın, "Gerekli ve güzel bir tepki" sözleri tartışma yarattı. Türkiye'de linç kültürü mü oluşuyordu? Türk halkı her zamankinden daha tepkili ve öfkeli miydi? İnsanları galeyana getiren linç edilmek istenen kişiler miydi yoksa sorunlar mı? Siyasetçi, psikolog, sosyolog ve sivil toplum kuruluşu üyeleri bu soruları yanıtladı:

    OTORİTELER ŞİDDETİ DESTEKLERSE LİNÇ KÜLTÜRÜ GELİŞİR
    (Prof. Dr. Arus Yumal Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Bşk.)

    "Şiddet kültürünün yaygın olduğu toplumlarda şiddeti olumlayan, yüceleyen ve hatta kutsayan toplumlarda linç kültürü kendisine beslenecek toprak bulur. Türkiye de dayağın cennetten çıkma olduğunu söyleyen bir ülkedir. Biz kendimizinkinden başka fikirlere açık olmayan, farklı görüşleri ve davranışları kaldıramayan ve bunları yok etmek için şiddete başvuran bir toplumuz. Medya ve söylem araçlarını elinde bulunduran ya da bunlara kolay erişen politikacılar ve fikir önderleri bu kültürün gelişmesinde önemli rol oynuyor. Ülkemizde şiddetin her türlüsüne karşı olmak yerine milliyetçilik, namus, din gibi motiflerle şiddetin bazı şekillerini meşru gören bir anlayış hakimdir. Yani "Kurşun atan da kurşun yiyen de kahramandır" anlayışını topluma empoze eden söylemlerle, Celalettin Cerrah'ın sözleri, zaten en küçük provokasyonda şiddete meyilli olan kitleleri anında harekete geçirebiliyor. Bu da linç kültürünün Türkiye'de nasıl bu hale geldiğini iyi açıklıyor. Şiddetin iletişim biçimi olarak benimsendiği toplumlarda eğer bunlar otoriteler tarafından da açık ya da gizli olarak destekleniyorsa linç kültürünün gelişmesi olasıdır. İnsanlar bir toplumsal cezalandırma yoluna gitmek istiyor.

    İYİ OLDU DEMEK, YİNE LİNÇ EDEBİLİRSİNİZ DEMEKTİR
    (Prof. Dr. Kemal Arıkan, Cerrahpaşa Tıp Fak. Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi)

    "Türkiye'de hukuk sistemi iyi işlemediği için insanların adalete güveni yok. İnsanlar kendi adaletlerini kendileri oluşturuyor. Bu uzun yılların birikimidir ve bunda politikacıların rolü çok büyüktür. Çünkü onların linçi onaylaması kadar cesaretlendirici bir şey yoktur. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, pankart açan öğrencilere linç girişimi için sarf ettiği "Gerekli ve güzel tepki" sözü bunun en büyük örneğidir. Çünkü "iyi oldu" demek "bundan sonra da linç edebilirsiniz" demektir. Özellikle telkine açık toplumlarda bu tür olaylara daha sık rastlanır. Galeyana gelen insanlar, genellikle sosyal gelişimini tamamlamamış, kendi özgür iradesini kullanma konusunda sorunları olan insanlardır.

    Linç kültürü insanları korkutur ve linç olma korkusu yaşayan toplumun insanları demokratik tepkilerini ortaya koymaktan çekinir. Dolayısıyla kendilerini demokratik yollarla ifade etmek durumunda olan sivil toplum kuruluşları da bu durumdan olumsuz etkilenir. Yani linç kültürünün bu hale gelmesi toplum ve demokrasi adına kötü ve tehlikeli bir durumdur."

    ÇÖZEMİYORSANIZ, YOK EDERSİNİZ
    (Şenay Demir, Klinik Psikolog)

    "Linç, problem çözme, problemi anlama ve hoşgörünün azaldığı noktada sorun olarak nitelenen şeyin yok edilmesine yönelik ilkel bir toplumsal davranış modelidir, burada bir ruhsal histeri bileşkesi de vardır. Linç, gelişmemiş, üst yapıları oluşmamış ve geri ahlaki değerleri bir sığınma ve korunma olarak tanımlayan toplumlarda, o değerleri tehdit ettiği düşünülen her şeyi yok etme dürtüsüdür. Siyasilerimizin ve yöneticilerimizin konuşmalarında şiddet yönlendirmesi çok fazladır, daha çok bloklaşma ve bölme mekanizmasını ortaya çıkaran konuşmaları vardır. Yani ben, sen ve öteki kavramları kullanılır. İyi özellikler bize aittir, kötü özellikler ise öbürüne aksedilir ve ötekinin yok edilmesi gerekir. Siyasiler de bunu fazlasıyla yapıyor. Celalettin Cerrah'ın yaptığı bunu tetikleyen bir durumdur. Geçmişte de başbakanlarımız bunu çok yaptı. Toplumsal bunalım dönemlerinde, bireylerin tek tek hayatlarının ve mevcudiyetlerinin tehdit altında olduğu noktalarda, bireysel sıkıntılar bastırılarak bunlara toplumsal bir paye verilir ve tek bir düşman bulunur. Böylece bireylerin üzerindeki baskı kalkar, bu da kişinin linç etmesini sağlar. Linç bir gelişmişlik sorunudur ve en ilkel düzeyde bir araya geliş biçimidir."

    NEDENİ YOKSULLUK VE İKTİDARIN SERTLİĞİ
    (Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili)

    "Linç kültürünün gelişmesinin birinci nedeni yoksulluktur. Yoksulluk insanları en ufak olaylara karşı tepkili hale getirir. İkincisi siyasal iktidarların izlediği politikalar ve söylemlerindeki sertliktir. Üçüncüsü de bürokratik kadrolardır. Yasaları uygulamakla sorumlu kişilerin yasalara aykırı söylemleri, örneğin Celalettin Cerrah'ın sözlerini bu bağlamda değerlendirebiliriz. Bütün bunlar linç kültürünün beslenmesine neden oluyor ve yasayla çözümlenmesi gereken bir konuda belli kişilerin ve grupların, "ben cezayı veririm" mantığını egemen kılıyor. 12 Eylül öncesindeki çatışmalarda dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, "Tesbih çekenle tetik çekeni bir tutamazsınız ve bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz" demişti. Oysaki siyasetçilerin ve toplumbilimcilerin olaylara böyle tek yönlü bakmaması lazım, olayları daha sağlıklı görmeleri açısından bu çok önemlidir. Sayın Başbakanın yanında en azından üç sosyolog olsaydı, daha farklı bir konuşma şekli belirlerdi.

    "CEVABI HALK VERMİŞTİR" DENMEMELİ
    (Süleyman Çelebi, DİSK Başkanı)

    "Kendilerini bu ülkenin mirasçıları kabul eden ve yargısız bir ilişkiyle müdahale eden anlayışlar, bu süreçte kendilerini güvenlik güçlerinin yerine koyarak yeni bir gerilime neden oluyorlar. Özellikle zaman zaman, "Cevabı halk vermiştir" şeklinde açıklama yapanlar bunun sorumlusudur ve bu davranışların onaylanması mümkün değildir.
    Biz Celalettin Cerrah'ın sözlerini de Türkiye açısından büyük bir talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Bu sözleri, adalete ve güvenlik güçlerine ilişkin görevin bir başkasına ihale edilmesi olarak görüyoruz. Bu toplumu susturma ve ağzını kapatma dayatmasını da ifade özgürlüğünün ve demokratik hakların engellendiği bir nevi sıkıyönetim uygulaması olarak nitelendiriyoruz."

    YÖNETİCİLER MEŞRULAŞTIRIYOR
    (Mehmet Şandır, MHP Genel Başkan Yardımcısı)

    "Linç bir sosyal psikoloji travmasıdır, aslında siyasette ülkemiz açısından çok tehlikeli bir sürecin işaretidir. Yani artık her sebebe bir linç hadisesi yaşayabiliriz, bunu çok tehlikeli buluyoruz. Bunu oluşturan şartlar ülkemizin kötü yönetildiğinin ifadesidir. Toplum önünde bulunan siyasetçi ve yöneticilerin bu tür olaylara yaklaşımları, meseleyi meşrulaştırıyor ve teşvik ediyor. Sonuçta her zamankinden çok daha fazla bu türlü linç hadiseleriyle karşılaşıyoruz, üzerinde durulması ve tedbir geliştirilmesi gereken çok önemli bir sorundur. Cerrah'ın söylemini doğru bulmuyoruz. Türkiye'de içinde bulunduğumuz şartlar nedeniyle insanlarımız tahammülsüz, sabırsız ve hoşgörüsüz bir duruma geldi. Bütün bunlar linç kültürünün artmasında etkilidir ve buna sebep olan tüm siyaset ve devlet yönetimi de bu sürecin oluşmasında suçludur. Ancak bu durum sadece siyasilerin değil, toplumun ortak sorunu ve sorumluluğundadır."

    NTV

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Linç, hukuk dışı bir eylemdir. Psikolojik ve sosyolojik kökenleri vardır. Son zamanlarda bizim toplumumuzda da giderek yaygınlaştığına tanık olmaktayız. Bu durum toplumun marazi yönünü gösteriyor.

    Hukuk devletinde suçlunun cezasını devlet verir. Toplumun ya da kişilerin suçluyu yargılamak ve cezalandırmak gibi bir görevi yoktur ve olamaz da... Kişiler ya da toplum kendisini böyle bir görevle yükümlü görürse o toplumun kaosa girmesi kaçınılmazdır.

    Linç kültürü ile ilgili Murat Belge'nin yeni bir kitabı piyasaya çıktı. Bu kitaptaki tüm görüşlere katılmamakla birlikte linç kültürü açısından okunmaya değer diye düşünüyorum..

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Linç, hukuk dışı bir eylemdir. Psikolojik ve sosyolojik kökenleri vardır. Son zamanlarda bizim toplumumuzda da giderek yaygınlaştığına tanık olmaktayız. Bu durum toplumun marazi yönünü gösteriyor.

    Hukuk devletinde suçlunun cezasını devlet verir. Toplumun ya da kişilerin suçluyu yargılamak ve cezalandırmak gibi bir görevi yoktur ve olamaz da... Kişiler ya da toplum kendisini böyle bir görevle yükümlü görürse o toplumun kaosa girmesi kaçınılmazdır.

    Linç kültürü ile ilgili Murat Belge'nin yeni bir kitabı piyasaya çıktı. Bu kitaptaki tüm görüşlere katılmamakla birlikte linç kültürü açısından okunmaya değer diye düşünüyorum..

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Aug 2006
    İletiler
    613
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Evet kitabı duydum. Henüz okumadım.
    Benim gibi okuma fırsatı bulamayanlar için ana saptamaları özetlermisiniz?

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Aug 2006
    İletiler
    613
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Evet kitabı duydum. Henüz okumadım.
    Benim gibi okuma fırsatı bulamayanlar için ana saptamaları özetlermisiniz?

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Sep 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    74
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Türkiye insanının giderek linçe daha yatkın hale geldiği,toleranssız bir toplum olmaya başladığımız tarzından yazılanlara ilişkin söylemek istediklerim var.Bu ülkede hiç bir zaman tolerans olmamıştır ve de linç olayı bize yabancı ve yeni bir şey değildir her zaman her çeşidiyle var olmuştur.
    Malessef islami kültür Türk milletini de diğer islam ülkelerinde olduğu gibi linç olayına yatkın bir hale getirmiştir.Bunu yeni bir şey gibi algılayanlar yanılmaktadırlar.Menemen olayı bunun en çarpıcı olanlarındandır."Vurun Kahpeye"gerçeklerin romanlaşmış halidir.Sıvas Madımak Oteli daha yakın bir gerçeğimizdir.Biz buyuz...
    Kaç kişi rahatlıkla komünist ve/veya ateist olduğunu söyleyebilir "dini bütün"bir topluluğun önünde (bugün yada geçmişte)?
    Bu arada İslama yüklendiğim sanılmasın,islam buna cevaz verir mi vermez mi,bilmiyorum ve ilgilenmiyorum benim dediğim her ne şekilde olmuşsa sonuç olarak islami kültürün egemen olduğu topluluklarda böyle bir kültür oluşmuştur.Ayrıca yine sadece dindar ya da dinci topluluklar böyle davranır demiyorum bu kültürün egemen olduğu halklarda -Burada Türkiye'den bahisle-Liberal Dünya görüşü ile donanmamış,kişisel bazda adelet duygusu gelişmemiş ve demokrasiyi birey olarak algılayarak sindirememiş her türlü topluluk potensiyel olarak linç olayına yatkındır.Burada sorun yukarıda bahsettiğim İslami kültürün (siyasi ve sosyal görüşü ne olursa olsun)girdabından kurtulamamış bireylerden oluşan toplulukların her biri yani Dinci,Atatürkçü,Milliyetçi,Komünist farketmeden,hatta Fenerli,GS li,BJK li bu potansiyele sahiptir.Kurtuluş demokrasi,adelet ve liberal bakışı bireysel yaşamımızın en basit ilişkilerinde bile uygulayabilmektedir.
    Saygılar

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Sep 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    74
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Türkiye insanının giderek linçe daha yatkın hale geldiği,toleranssız bir toplum olmaya başladığımız tarzından yazılanlara ilişkin söylemek istediklerim var.Bu ülkede hiç bir zaman tolerans olmamıştır ve de linç olayı bize yabancı ve yeni bir şey değildir her zaman her çeşidiyle var olmuştur.
    Malessef islami kültür Türk milletini de diğer islam ülkelerinde olduğu gibi linç olayına yatkın bir hale getirmiştir.Bunu yeni bir şey gibi algılayanlar yanılmaktadırlar.Menemen olayı bunun en çarpıcı olanlarındandır."Vurun Kahpeye"gerçeklerin romanlaşmış halidir.Sıvas Madımak Oteli daha yakın bir gerçeğimizdir.Biz buyuz...
    Kaç kişi rahatlıkla komünist ve/veya ateist olduğunu söyleyebilir "dini bütün"bir topluluğun önünde (bugün yada geçmişte)?
    Bu arada İslama yüklendiğim sanılmasın,islam buna cevaz verir mi vermez mi,bilmiyorum ve ilgilenmiyorum benim dediğim her ne şekilde olmuşsa sonuç olarak islami kültürün egemen olduğu topluluklarda böyle bir kültür oluşmuştur.Ayrıca yine sadece dindar ya da dinci topluluklar böyle davranır demiyorum bu kültürün egemen olduğu halklarda -Burada Türkiye'den bahisle-Liberal Dünya görüşü ile donanmamış,kişisel bazda adelet duygusu gelişmemiş ve demokrasiyi birey olarak algılayarak sindirememiş her türlü topluluk potensiyel olarak linç olayına yatkındır.Burada sorun yukarıda bahsettiğim İslami kültürün (siyasi ve sosyal görüşü ne olursa olsun)girdabından kurtulamamış bireylerden oluşan toplulukların her biri yani Dinci,Atatürkçü,Milliyetçi,Komünist farketmeden,hatta Fenerli,GS li,BJK li bu potansiyele sahiptir.Kurtuluş demokrasi,adelet ve liberal bakışı bireysel yaşamımızın en basit ilişkilerinde bile uygulayabilmektedir.
    Saygılar

+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Suçlu kişiyi linç etmek/dövmek?
    Merhabalar. Bugün haberlerde gördüm, daha doğrusu sık sık görüyoruz ve tamamen merakımdan soruyorum. Bir şahıs bir bayanı yolda taciz ediyor, bayan...
    Yazan: Sarıaslan Forum: Hukuki Görüş ve Yorum
    Yanıt: 1
    Son İleti: 28-07-2019, 22:35:40
  2. Linç girişimi
    Merhaba:son bjk-gs maçını izlemek için normalde önünden bile geçmediğim kahvehaneye gittim maç boyunca 18-19 yaşında ki bir şahıs sürekli bağırıp...
    Yazan: vatansever22 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 26-05-2009, 16:30:51
  3. Dürüst sandık başkanına linç girişimi
    22 temmuz'da sandık başkanı olarak görev yaptım.Orada bulunmayanlara oy kullandırtmadım sandık üyelrim de o köyden oldukları için baskılar ilerleyen...
    Yazan: yumuk63 Forum: Kamu Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 26-07-2007, 19:30:04
  4. Trabzon'da linç girişimi
    Trabzon#8217;un Kundura caddesinde, üzerlerine #8220;Cezaevlerinde tecriti kaldırın, ölümleri durdurun#8221; yazılı yelek giyerek bildiri dağıtan 4...
    Yazan: Benna Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 2
    Son İleti: 08-04-2005, 21:15:58

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.