-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Şimdi birisi kalkacak
'' Velev ki siyasi simge olsun diyecek...''
Öteki çıkacak
'' Atatürk devrimleri travma yarattı diyecek ''
Berideki çıkacak
''Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor'' diyecek
Perde arkasındaki utahlı çıkacak
'' devleti ele geçirmek için hazır olana kadar beklemeli...''
Diyecek
Bunları eleştirmek yasakçı olacak.
Dinle ilgisi olmayan hurafeleri din diye yutup sallayana saygı duymak dine yapılacak saygısızlıktır bayım onun için
Alıntı:
Müslümanlığa hurafe karıştırmış olsa bile insanları
cümlesini kuramazsınız. O hurafeleri islamdan çıkartmak hepimizin görevi. Sonra birileri öyle bir hurafe sokar ki islama herkes apışır kalır. İslam Hurafeler dini değildir olamaz. Dediklerimi net anlıyorsunuz ama işinize gelmiyor biliyorum. İşinize hiç gelmeyecek bölümü daha yazmadım onu da söyleyeyim.
Bak dünyada sağdaki soldaki büyük elçiliklere sığınanlara ya bilim adamı ya ırkçılıktan kaçan ya sanatçı ya sporcu ya düşünce suçlusu AKP sayesinde bize düşe düşe Eşcinsel hemde tecavüzcü eşcinsel düştü buna da kızmamalıyım değil mi?
Düşüncelere elbette saygı duymak lazım ama o düşünce sahipleride kibar yazıların altından aslında kendilerinden başkasının doğru olmadığını iddia etmedikleri sürece... Sadece kendilerine saygı istemedikleri sürece....
Alıntı:
ayrıca onlar iktidar olalı 6 yıl oldu ama, ben hala mini etkeli kızları görüyorum.
sakın bana demeyin şurada burada şu olaylar oldu. kezzap attılar, laf attılar.
kaç tane oldu böyle olay?
günde kaç mini etek giyen kızın başına bu geliyor ?
Alıntı:
türbanı islama uygun olup olmadığını tartışmak en rehat tartışılıcak ve yorum farkı sebebi ile istenilen yerlere çekilebilecek bir konu.
ama eğer laikçiler bahsettiğiniz hukuki, sosyal ve toplumsal konular bağlamında türbanı tartışırlarsa duvara toslayacaklarını ve sonuçta karşı tarafın haklı çıkma ihtimali olduğunu bizden daha iyi biliyorlar. çünkü onlarda insan haklarına inanıyor, çünkü onlarda demokrat ... ama görünen o ki sadece sözde...
Alıntı:
buradan tüm laikçilere sesleniyorum,
yüksek öğrenimde türban takılırsa laiklik nasıl elden gider? sorusunun cevabını olarak bekliyorum.
bana sakın avrupa insan hakları mahkemesi demeyin!!!
ahim'in böyle bir düşüncesi olsaydı avrupanın hiç bir ülkesinde dini semboller ile üniversiteye girilemezdi ?
Bakın gördünüz mü yasakçı zihniyet nasıl oluyormuş. Çaktırmadan yapıyor. Şu oluyor mu aman şunu demeyin bu oluyor mu aman bunu demeyin. Ne diyelim ? Zaten yazar kendiside şaşırmış HALA MİNİ ETEKLİ KIZLAR GÖRÜYORMUŞ. Ne cesaret değil mi?
Aslan diye bir hayvan var bilir misiniz ? Erkekleri yeleli olur. Aslında bu hayvanlar ETOBUR dur. Ama nasıl olduysa olmuş VAHŞİ ve bazen CANAVAR lakabı almıştır.
Hiç belgesel seyrettiniz mi bilmiyorum ama bu aslanlar sürüye daldığında yandan bakar genç yavru olanın yanından geçer gider hasta yaşlı olanı gider yakalar. Muhtemel bu bir içgüdü doğanın dengesi. Aslan zorunlu olmadıkça genç bir ceylanı yakalamaz...
Sonra insanoğlu gelir bu hayvanı alır kafese kapatır. Bu hayvanları sirkte gösteri yaptırır. Bu hayvanları öldürmek için eğlenceli gezi düzenler adına safari der çıkar. Hiç adil olmayan bir şekilde gider bu hayvanı vurur. Kendisine hala insan der. Hayatına doğasına ailesine tecavüz edilen kendi yerinden edilmeye çalışan aslan şansına bir pençe atabilirse o insan ölür ve aslan CANAVAR kabul edilir hemen ve öldürülür !!!! Asıl canavarı görmez.. bir kişiyle yaftayı yer garip aslan. Yaptığı doğanın dengesine uymaktır anlamaz insan....
İnsan a gelince ha bire kaç kere olduki demek ayıp oluyor artık. Her yıl başında nedense ya iranlı yada AKP gençlik kollarından çıkan bir takım itlerin genç kızları taciz etmeleri sıradan olay denip geçirilemez. Bu bilinen pisliğin üstünü örtmektir, etek boyun kısa diye polisten dayak yiyen liseli öğrenci geçiştirilemez, kezzap geçiştirilemez... Bunların hepsi bilinçli bir plan uygulamasıdır. Geçiştirmeye çalışmakta aynı planın başka parçası...
AİHM sinin türban kararını ancak bir Fethullahçı yada şeriatçı öyle yorumlayabilir. Karar öyle bir şey demiyor. Ne dediğini çok net biliyorsunuz. Kandırmayın kimseyi. Burada uzun uzun yazmıyorum çünkü onun olduğu forum var merak eden okuyabilir oradan. Zaten avrupada ciddi dini sembollerle okula girmek yasaktır ayrıca. Kaldıki hristiyanlıkla İslamı bu şekilde benzeştirmeniz İslamı hiç bilmediğinizin ayrı bir göstergesidir. O kanuyada girmek anlamsızdır.
Şimdi kısa kısa sorulara yanıt verip konumuza gelelim.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Bu deyimleri öylesine verdim. Bakan olur diye...
Sayın Erdem53 demiş ki
Sayın sadivarol da bunu çok beğenmiş ve oda
demiş.
Böyle diyerek beni eleştirmişler saygılı olmamı istemişler ki en büyük saygıyı benim duymam kendilerinin hiç bir saygı kuralını tanımadan sadece kendilerine istemelerine rağmen.
Eğer bir gün bir ateist toplumun önüne çıkıp inananları rencide eder konuşma yapar hakaret eder kendi dediğinin kabulu için baskı yaparsa ona da ilk karşı çıkanlardan olurum. Tıpkı size olduğu gibi. Ama ateistler genelde tüm dinleri bilip sonra bir karara varmış ve sadece kendilerini bu kararla bağlamış insanlardır. Genelde konuşmazlar ve asla saygısızlık yapmazlar. Ama nedense onlara karşı her türlü abukluk fırsat bulunduğu an yapılır . Bu da ayrıdır.
Şimdi sizin yazınızdan asıl gizli düşüncenizi kalın olarak bir kez daha sizin ağzınızdan görelim.
Breh breh breh işte sizin gerçek yüzünüz.... Emin olun ki ben gene gülümseyerek saygı duyarım ama bunu İSLAM DİYE YUTTURMANIZA KENDİNİZİNDE İSLAM OLDUĞUNUZA İNANMAMI İKNANIZA KARŞI ÇIKARIM. Benim tüm yazılarımla sizin yazınızı gönderin bakalım fetva veren bir ülkeye ne oluyor. Anında KATLİ VACİP fetvasını yersiniz. Bana da 50 adet falaka sopası düşer. Kesin düşer. Çünkü ben onlarıda eleştiriyorum. Siz islam inancının temeline dinamit koyuyorsunuz. Eyyy beni islamı bilmemekle suçlayan yani din mensubu iyi oku :
İslam dini temelde iki temele dayanır. Bu diğer dinlerle olan farklılıklar haricindeki iki temeldir.
1. Allah a Peygamberlerine ve onların getirdiği kitaba inanmak
2. İslam peygamberinin ve kitabının son kitap ve peygamber olduğuna inanarak Allah ın tek olduğuna Hz. Muhammedin onun son ve İslam peygabberi olduğuna inanmaktır.
Zaten bu ikincisine Kelime i Şahadet denir ki İslam ın temelini oluşturur.
Dolayısıyla ben İSLAM ım diyen hiç bir kişi YENİ BİR DİN ORTAYA ÇIKTI diyemez. Bu Allah ı Peygamberi inkardır. Şirktir büyük günahtır. Ve sizler bunu bana İslam diye yutturmaya kalkarsanız tepki alırsınız.
Şimdi siz islamda asla olmayacağı belirtilen yeni bir din olduğunu ve benim ona saygı duymamı istiyorsuuz. Hay hay duyarım tabiiki ben abd deki bilmediğim garip tarikatlarada saygı duyuyorum. Neden sizlere duymayayım ? Ama sizlerde dürüst olun buna İSLAM demeyin . Değil bak kendinizde söylüyorsunuz !!
Kaldıki bana saygıdan söz eden kişi olarak benim cümlelerimi ''TAG'' layıp sonra altına başörtüsü diye devam etmeniz o alıntı içinde bir kere başörtüsü yazmazken bunu yapmanız en basit deyimi ile saygısızlıktır ayıptır.
Sayın commodore1tr;
pes doğrusu, bu kadar mı çaresiz kaldınız? artık cevap verecek söz bulamıyor da yazdıklarımızdan kısa alıntı yapıp olayı çarpıtmaya mı çalışıyorsunuz.
Bir kere ben yazdığım yazının bir kısmında: ''Diyelim ki insanlar yanlış biliyor; Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor.Ateizme saygılı oluyoruz da diğerlerine neden olamıyoruz?..'' diye yazdım.
Bundan ne anlam çıkarıyorsunuz? yeni bir inanç mı ortaya çıktı diye anlıyorsunuz? Tabii cımbızlama yöntemiyle çekip alırsanız her türlü anlam çıkar. Cümleye başlarken ''DİYELİM Kİ İNSANLAR YANLIŞ BİLİYOR'' diye başladığıma göre böyle bir şey yok ve olsa da yanlıştır anlamı çıkar. Hani ezanın Türkçe okunmasını istiyordunuz ya bence TÜRKÇE OKUNSA DA SİZ ANLAMIYACAKSINIZ.Çünkü siz işinize geldiği şekilde anlıyorsunuz.
Benim ateistlere veya bir başkasına abukluk yaptığımı da nereden çıkardınız.Asıl abukluk yapanlar herşeyi bildiğini zanneden insanlar olsa gerek.
Birde din dersi vermeye kalkıyorsunuz.Baş örtüsü veye siz ne diyorsanız Kuran'da yok da ezanın değişik dillerde okunması var mı? Ezan İngilizce okunsaydı herhalde rahatsızlık duymazdınız. Türkçe yi okadar çok seviyor iseniz rumuzunuz neden türkçe değil? Sizin Türkçenizde ''commodore1tr'' nin anlamı varsa bilemem tabii.
Bu kadar mı çaresiz kaldınız yani... Yeni bir din ortaya çıkmış.... Ben gülemiyorum malesef.Eğer çıksaydı mutlu olurdunuz herhalde.
Başörtüsüne(siz türban demeye devam edebilirsiniz) karşısınız, ezanın arapça okunmasına karşısınız, sırada ne var peki çok merak ediyorum... İstiklal marşı mı? yoksa ''Hakkıdır Hak'ka tapan milletimin istiklal'' denmesi sizin laiklik anlayışınıza aykırı mı? Atatürk'ün laiklik anlayışına karşı olmadığı kesin. Ayrıca kurtuluş savaşını kazanan halkın laiklik anlayışına da aykırı değil.
Benim Müslüman olup olmadığıma ne siz nede bir başkası karar veremez.Allah kulunu bilir. Ancak ateizmi överken kendinizi biraz fazla kaptırmış gibi görünüyorsunuz. Çok inanmış gördüm sizi.
Başkalarının yazılarından kesitler alıp çarpıtacağınıza kendi fikirlerinizi yazmanızın daha faydalı olcağı kanaatindeyim.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
DİNCİ KESİM kim oluyor?Ben Müslümanım diyen mi acaba?
Bu sorunun yanıtını bin kez verdim. Hatta basında verdi. Okumakta yarar var diyorum. Demogoji yapmamak lazım müslümanım diyenle dincinin ilgisi yoktur.
Alıntı:
Peki; ateizme sagı duyuyorsunuz da neden baş örtüsüne saygı duymuyorsunuz?
Başörtüsüne yemeniye eşarba şala tülbent e saygı duyarım Ben zaten TÜRBAN yazıp duruyorum Okuma sorununuz mu var Türbanı ha bire başörtüsü okuyorsunuz ? Ayıptır ayıp. Başörtüsüne çok saygı duyuyorum ama bşörtüsüde kuran emri değildir...Onuda söyleyeyim.
Alıntı:
Peki ateizm Kuran da mı var?, Dinde mi var?.. Ateizme saygı duyulması gereken görüşünüze göre saygılı olmanız gerekmezmi?
Ateizm yada çok tanrıya inanma Kur'an da çok fazla var. Sizin haberiniz yok sanırım. Bizat Allah '' Biz onların Kalplerini mühürledik'' diye onlardan bahseder. Ad kavmi onu anlatır. Ah biraz bilseniz ne iyi olurdu ....
Din de doğal olarak ateizm yoktur. adı üstünde din. Allah a bağlanma yolu.. Allah ı inkar din de olamaz. Ama din anlatımında doğal olarak bilgi bağlamında vardır.
Alıntı:
Sayın commodore1tr;
Aslında bu forumda konuyu İslamiyette başörtüsü var mıdır-yokmudur tartışmasına yönlendirmenizin yerine, baş örtüsü sorununun hukuksal boyutuna yönlendirmenizin daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
HUKUKİ.NET sitesine yakışacak baş örtüsü konusu; hukuksal açıdan başörtüsünün üniversitelerde, devlet kurumlarında, toplumsal alanlarda takılıp takılamayacağının tartışılıp yorumlanması olmalıydı bence.
''don ve kurufasulye..'' içerikli başlık hem tartışılıp yazılan yazılara hemde bu siteye yakışmıyor.
Bu forum islamiyette başörtüsü var mı yok mu forumu değil ki? Bu forum kadın ı anlatarak gidiyordu. Türbanı daha yeni dahil ettik konuya zatıalleriniz damladı. Dine uygun diye kadına yapılan cinsel sapkınlıklarda yoktunuz yada diyecek laf bulamadınız bilemiyorum. Hala başörtüsü yazmanızı artık kınıyorum. Ben Türban ın hukuktaki yerini tartışmaya açmam çünkü o forum var. isteyen yazabilir orada. Hukuki sonlanış sorunu tartışmam.
Kurufasulyeyi bilmem ama don kısmına geleceğim. İnanınki hemde dini olarak geleceğim. Kapatmaya çalışsanızda geleceğim ....Çünkü zaten ben açmadım...
Alıntı:
bu olayı madımak ile aynı kefeye koymak mı? tek kelimeyle yazık ki yazık...
orada belli bir amaç uğruna toplanmış bir grup insan vardı. ne söyleyecekleri ve ne hakkında konuşacakları belli idi. olay sonucundada kitlesel bir tepki olmuş ve sonucunda bu tepki eyleme ve son olarakta vahşete dönmüştü.
1- burada yazarın konuştuğu ortam siyasi değil kültürel bir ortamdı
Karabük Kültür-Sanat Festivali'ni siyasi değil kültürel bir ortam olarak nitelemek çok doğru, işte saptığınız nokta otomatik geliyor insanları kandırıp yalan söylüyorsunuz. Madımak olayı neydi ? Miting mi vardı orada ? Pir sultan Abdal şenlikleri bu ülkenin en büyük şanlikleri kültür festivaliydi. Bunu söylemeyip laga luga ile geçiştirmek bu yeni dine uygun bir şey sanırım. Sivas madımak katliamının yapıldığı olay en büyük kültür sanat festivaliydi. Bunu kabul edelim hele bir sonra bakalım.
Karabük Belediye başkanıda siz gibi savunmuş hatta ileriye gitmiş. Alkollüydü !!! Dincilerin en büyük silahı... Alkollüyse herşey yapılabilir ona!!! Alkollü olduğuna inanmıyorum o da ayrı ya Alkollüyse yani sarhoş demek istiyor neden çıkarırsın kürsüye ??? Kibarca baktın sarhoş
'' Latife hanım pek iyi değilsiniz sanırım sonra konuşun... '' dersin biter... Kaldıki Latife hanım Enerji politikasını eleştirmiş... Ama AKP olunca yasakçılık sizin için yok Latife hanım saygı gösterecek ....
Ve şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere....
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
pes doğrusu, bu kadar mı çaresiz kaldınız? artık cevap verecek söz bulamıyor da yazdıklarımızdan kısa alıntı yapıp olayı çarpıtmaya mı çalışıyorsunuz.
Bir kere ben yazdığım yazının bir kısmında: ''Diyelim ki insanlar yanlış biliyor; Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor.Ateizme saygılı oluyoruz da diğerlerine neden olamıyoruz?..'' diye yazdım.
Bundan ne anlam çıkarıyorsunuz? yeni bir inanç mı ortaya çıktı diye anlıyorsunuz? Tabii cımbızlama yöntemiyle çekip alırsanız her türlü anlam çıkar. Cümleye başlarken ''DİYELİM Kİ İNSANLAR YANLIŞ BİLİYOR'' diye başladığıma göre böyle bir şey yok ve olsa da yanlıştır anlamı çıkar. Hani ezanın Türkçe okunmasını istiyordunuz ya bence TÜRKÇE OKUNSA DA SİZ ANLAMIYACAKSINIZ.Çünkü siz işinize geldiği şekilde anlıyorsunuz.
Benim ateistlere veya bir başkasına abukluk yaptığımı da nereden çıkardınız.Asıl abukluk yapanlar herşeyi bildiğini zanneden insanlar olsa gerek.
Birde din dersi vermeye kalkıyorsunuz.Baş örtüsü veye siz ne diyorsanız Kuran'da yok da ezanın değişik dillerde okunması var mı? Ezan İngilizce okunsaydı herhalde rahatsızlık duymazdınız. Türkçe yi okadar çok seviyor iseniz rumuzunuz neden türkçe değil? Sizin Türkçenizde ''commodore1tr'' nin anlamı varsa bilemem tabii.
Bu kadar mı çaresiz kaldınız yani... Yeni bir din ortaya çıkmış.... Ben gülemiyorum malesef.Eğer çıksaydı mutlu olurdunuz herhalde.
Başörtüsüne(siz türban demeye devam edebilirsiniz) karşısınız, ezanın arapça okunmasına karşısınız, sırada ne var peki çok merak ediyorum... İstiklal marşı mı? yoksa ''Hakkıdır Hak'ka tapan milletimin istiklal'' denmesi sizin laiklik anlayışınıza aykırı mı? Atatürk'ün laiklik anlayışına karşı olmadığı kesin. Ayrıca kurtuluş savaşını kazanan halkın laiklik anlayışına da aykırı değil.
Benim Müslüman olup olmadığıma ne siz nede bir başkası karar veremez.Allah kulunu bilir. Ancak ateizmi överken kendinizi biraz fazla kaptırmış gibi görünüyorsunuz. Çok inanmış gördüm sizi.
Başkalarının yazılarından kesitler alıp çarpıtacağınıza kendi fikirlerinizi yazmanızın daha faydalı olcağı kanaatindeyim.
Sayın erdem 53 ;
Araya bu iletiniz girmeseydi zaten sırf size yazacaktım. Cümleleri çarpıtan anlamadan bilmeden yazıp duruyorsunuz. Bana laf yetiştireceğinize baştan biraz okuyun da öyle yazın.
Kendinizi haklı çıkarmak için sözcük oyunları yapmaznız sanki yer değiştirmişiz gibi yapmanız yersiz vede anlamsız. Tamam anladık sıkı bir Feto cu ve AKP lisiniz. Zaten Kur an ı bilmeden sallamanızdan anlamıştım ben en başta. Beni çok kızdıran daha doğrusu üzen yazınız olmasaydı size yanıt bile yazmazdım ama o yazıya nedense sıra bir türlü gelemiyor. Şu ezan Ve Atatürk e gelelim asıl orada kıyameti koparırsınız.
Bakınız. İnsanlar yanlış biliyorsa ve yeni bir inanç yeni bir din ortaya çıktıysa benim bunu kabuletmem hele hele bunu İslam diye yutturmalarını kabul etmem mümkün değildir diyorum. Bunun neresini anlayamıyorsunuz ? Anlıyorsunuz da işinize mi gelmiyor ?
Yazdıklarınıza verilen bu kadar yazıyı okuyamıyorsanız asıl size pes. Unutmayın şeytan ayrıntıda gizlidir. Demek istediğiniz araya sıkışıverir onu gösterdim size . Hadi güzel haatırınız için Türkçe'yi yanlış kullanmadan doğan anlam karmaşası diyelim buna.
Ben azan Türkçe okunsun diye bir şey demedim. İlle arapça okunsun diye diretmek asıl baskıdır dedim. Saptırmayalım. Türkçe okunmasının daha iyi olduğunu düşündüğümüde gizlememe gerek yok. Onu zaten ayrıca yazacağım size özel...Bu arada merak buyurmayınız ben azanın Türkçesinide Arapçasınıda anlarım. Siz yeterki kendiniz doğru anlayın yeter.
Yazılanları anlayamadığınız gibi maalesef Kur'an dan da ezandan da haberiniz yok sizin.
Alıntı:
Baş örtüsü veye siz ne diyorsanız Kuran'da yok da ezanın değişik dillerde okunması var mı?
Bu ne demek ? Kur'an da ezan mı var ? Siz öyle mi sanıyorsunuz ? Bu ne cehalet bu ne bilgisizlik ? Sadece boru gibi konuşuyorsunuz. 622 ye kadar Ezan var mıydı ? İlk ezan 622 yılında okunmuştur . İslam peygamberinin de katıldığı istişare toplantısıyla sabit bir yöntem bulunmuş adına ezan denmiş ilk ezanda İslam peygamberinin emriyle okunmuştur.
Demek kuranda Ezan var ha... Vah vah vah...
Kuran'da namaz için bir çağrı yapıldığı görülmektedir. Fakat Kuran'da bu çağrının şekli açıklanmaz. Ezan dediğimiz namaz çağrısının nasıl yapılacağı bizlere bırakılmıştır. Eğer Allah isteseydi ezanın (namaza çağrının) sözlerini de açıklardı. Ezanın sözleri açıklanmadığı gibi, hangi dilde yapılacağı da Kuran'da geçmez. Aslolan namaza çağrının yapılmasıdır. Ezanın hangi dilde, hatta ne şekilde yapılacağı tamamen insanlara bırakılmıştır. Ezan gibi namazın da Kuran okumanın da Türkçe yapılmasında hiçbir engel yoktur. Kuran'da tefekkür etmemiz geçer. (Tefekkür: düşünme, fikir üretme, kafayı çalıştırma demektir.) Kuran’da Kuran’ı tedebbür etmemiz söylenir. (Tedebbür: derinlemesine kavramak, düşünüp taşınmak, inceliğini kavramak manalarına sahiptir.) Kuran'da akletmemiz, tezekkür ile Kuran'ı okumamız, fıkhetmemiz (ince anlayış sahibi olmamız) de söylenir. Hiç şüphe yok ki bunları en iyi şekilde ancak ana dilimizde Kuran okur, namaz kılarsak yapabiliriz. Kısacası her ibadeti ana dilde yapmak söylenenleri daha iyi anlayacağımız için isabetli olacaktır. Böylece Kuran'ı ince anlayış ve derin düşünce ile okuma emri daha iyi yerine getirilecektir. "Ezanı herkes anlıyor, ezan her dilden Müslümanın ortak çağrısıdır" da denebilir. Bu da ayrı bir tartışma konusu olur. Fakat ezanı ana dilde okumanın dinen bir sakıncası olmadığı anlaşıldıktan sonra bu tartışma yapılmalıdır. Bilmem anlatabildim mi ?
Bu arada bir iletinizde de asıl konuşacağımız iletiniz Çünkü Atatürk e dil uzatıyorsunuz uzatmadım derken onu hiç hazzedemem oradada yazacağım ama karışıklık olmasın diye belirteyim
Alıntı:
Müslüman olan bir Alman, Fransız, İngiliz, Arap, Çinli...... nin Türkiye'ye geldiğini veya Türkiye ye yerleştiğini düşünün. Ezan vaktinde Türkçe ezan okunduğunu düşünelim.. Saat farkı olduğundan namaz saatini de bilemeyecektir.
buyurmuşsunuz ?
Ne düşünecek o adam ? Türkiye de camilerden günde beş vakit
'' Dağda davar güderim '' türküsünün çalındığını mı ??? Komik olmayın komik!!!
Ya ezan okunur ya sela verilir camiden! Cuma ve özel günlerde de teravilerde açılır ses .... Bunu bilmiyorsa O sizin Alman İngiliz Arap Çinli Her ne halt ise o kişi zaten boş ver namaz kılsada olur kılmasada....
Bu kadar din dersi yeter size bu günlük yarına iyi çalışıp gelin çünkü konumuz ATATÜRK ve ATATÜRKÇÜLÜK... Ben size göstereceğim başka komutanda çıkardıyı...
Pes ki pes haklısınız Türkçe yi düzgün kullanmıyorsunuz Dininizi Tam bilmiyorsunuz Örneklemeleriniz rezalet yahu bari ATATÜRK ü bil demi güzel kardeşim bir de bir şeyi bil yahu....
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın commodore1tr;
sizin yazınızdan anladığım kadarıyla Kuran da olmasa dahi birşey tüm İslam alemince kabül görebiliyor.(ezan la ilgili yazdıklarınızdan) Demek ki İslam dini sadece Kuran dan iberet değildir.Peygamberimiz (S.A.V.) ve onun hadis ve sünnetleri de vardır.Kuran da olmayan her şey de demekki hurafe olmuyormuş.
Hiç kızmayınız sizden öğrendim.
Kuran da ezan ile ilgili ''MAİDE-58. Namaz için ezan okuduğunuz zaman, onu bir eğlence ve oyun yerine koyuyorlar. İşte bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.'' ayeti vardır.Doğrudur ezanın nasıl okunacağı orada belirtilmemiştir.Başörtüsü için de aynı şey geçerli.(Ben ısrarla başörtüsü diyorum.Türban diyerek polemiğe giripte meseleyi uzatmak istemediğimden) Örtünmeyle ilgili de Kuran da ayetler vardır.Örtünmenin şeklide tam net bir şekilde belirtilmemiştir.Siz daha iyisini bilirsiniz tabii ki...
Birde beni fetocu ve akp li olarak lanse etmeye çalışmanız çirkin. Ha, bu konudaki görüşümü sorarsanız Fethullah Gülen'i kastediyorsanız dine hizmet eder bilirim, AKP yi sorarsanız dine zarar verir bilirim.Birde AKP ye hizmet eden 2 grup var:
Birinci grup din kendi tekellerindeymiş gibi, kendi siyasi simgeleriymiş gibi davranıp AKP ye oy toplayanlar.
İkinci grup ise dini konuları kurcalayıp kendince yorumlar yaparak insanları dine sahip çıkma düşüncesine sevkederek AKP ye (akp de dine sahip çıkmaya soyunmuş ya) oy toplayan kişiler. Bence siz 2. grupta kalırsınız.Şeytan ayrıntıda gizlidir diyorsunuz ya çok doğru.Aslında pek ayrıntısı falan kalmamış ortada duruyor.
Hemen her yazımda akp ye karşı olduğumu yazıyorum.Ama sizin neye karşı olduğunuzu anlayamadık... Açıkça belirtseniz de millet sayfalarca yazıyı okumasa daha iyi olacak herhalde.Sıkışınca yazıları okuyun anlarsınız diyorsunuzda neden bir cümle ile yazmıyorsunuz?
Hamen Atatürkçü kamuflajına girmeyiniz.Sizin yanlış yorumlayacağınızı tahmin ettiğimden önceden açıklamasını yazayım dedim.Sizden fazla Atatürkü sevip saygı duyduğumdan eminim.
Benim görüşümü sürekli irdeleyip kendinizce yorumlar yapıyorsunuz.
Beni sorarsanız:
TÜRKÜM.MÜSLÜMANIM.ATATÜRKÇÜYÜM.OSMANLIYIM. ve hepsiyle de GURUR DUYUYORUM.
İlk okuduğumda bu sözle ne demek istediğinizi pek anlayamamamıştım.(''bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum'')
Şimdi anlıyorum ki bilmediğiniz konuda yazıyorsunuz.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Fischer rumuzlu üyeden alıntı
Sn Erdem53, yazınıza turistik bir şehirde yetişmiş ve çokça müslüman turistle konuşmuş, cami yolunu müsülam turistlere belki de onlarca kez tarif etmiş biri olarak katılamayacagım. Nasıl olur da düşüncelerinize bu kadar kolay kılıf uydurursunuz, hayret ediyorum...
Eğer namaz kılmak istiyorsanız, saati de kurarsınız, güneşe de bakarsınız ya da teknolojiyi, gazeteyi vs de kullanırsınız...Ne yazık ki bu toplum, bırakın ezanda ne söylendiğini bilmeyi, mevlütü sünnet ya da Kuran-ı Kerim'in bir ayeti sanıyor, nikahta eller çapraz yapılmaz diyor, geline 3 kere kuşak diyor, sayılara manevi anlam yüklüyor falan da filan... Camiden cevşen alıyorsunuz, küçük poşetini açıyorsunuz, içinden küçük bir kağıt çıkıyor. Depremden korur, hastalıktan korur, cinlerden korur ve daha bir sürü şeyden korur yazıyor...Diyanet kontrolündeki Allah'ın evinden aldıgınız kagıtta yazıyor bu safsatalar...
Türk insanının en yumuşak oldugu konu din... Okullar kapatılacak deseniz yanınıza 3-5 kişi gelir-gelmez ama din elden gidiyor deseniz yıgnları arkanıza alırsınız. Üstelik bu yıgınlar, ne oldugunu bile sorgulamazlar... Alın size AKP... Benim endişe ettiğim konu bu, Türk insanı dinini bilmiyor, bilmek dahi istemiyor, cehaletinden bile bihaber. Farzlar, sünnetler ve hurafeler birbirine karışmış gidiyor ve siz hala Arapçayı savunuyorsunuz. Bırakın da insanlar en azından ezanda ne söylendiğini bilsinler. İş o kadar cıvıdı ki, 2 hafta önce Avrupa kupasındaki maçta Türkler'in favori tezahuratı Ya Allah bismillah Allahuekber oldu. Şimdi tartışaduralım, zeytin ağacının dalında zeytin, yerden yüksekliği 187, siz topuklarınızın üstünde durup ellerinizi uzattıgınızda parmaklarınız 185 cm'e kadar yükseliyor. Açlıktan öleceksiniz, yanınızda ise sadece Kuran'ı Kerim var ve kalınlıgı 3 cm. Kuran'ı Kerim'in üstüne basarak zeytini alıp yemeli mi yoksa ölmeli mi.. Bu soruyu Yaşar Nuri Öztürk'e sordular... Dinimizle ilgili merak ettiğimiz konular bu kadar vahim yani...
Sayın Fischer;
sizin hangi şehirde yetiştiğiniz bizi ilgilendirmiyor.Lütfen yazılanları saptırmayınız.Okuyan herkes bal gibi de ne denildiğini anladı.
Bir konuda haklısınız Türk insanı dinini layıkıyla bilmiyor.Size katılıyorum.İnsanımızı dini konularda yeterince eğitememişiz.Kuranı kerimin arapça okunmasının yanında Türkçesini de okumamız gerekiyor.Ancak buradan tutupta ezan Türkçe okunsun demek de yanlış bence. Kimisi İmamhatipleri arka bahçesi yapar kapatır, kimisi başörtüsü siyasi simgedir der başörtüsünü yasaklatır.Sorarsanız bunları da din adına yaptıklarını söylerler. İnsanlar dinlerini layıkıyla öğrenemiyorlar.Asıl eleştirmemiz gereken noktalar buralar.
Yok zeytin ağacıymış bu kişilerin laflarını kayda değer alıp yazmanız bile doğru değil.Buaraya güzel şeylerden örnek yazsanız daha iyi olmazmıydı.Neden bardağın hep boş kısmına bakıyorsunuz?
Hangi camiden cevşen aldığınızı merak ediyorum.Türkiye de bir çok camiye gitmiş olmama rağmen ben bu güne kadar cevşen dağıtan ve de satan bir camiye rastlamadım.Bildiğim kadarıyla da cevşenin kağıdı değil okunduğunda duasının insanı koruduğuna inanılır.
Acaba kitap dağıtılan başka bir yerde rastlamış olmayasınız?
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın Erdem53; iyi hoş yazıyorsunuz da dün TV de görmüşsünüzdür 10 YTL ye iyileştirme duası ayinini... Bu açıdan sayın Fischer'e ben de katılıyorum. Üstelik yazılanların sonuç noktası da ortak: Dinimizi yeterince bilmiyoruz, mantık gözüyle bakamıyoruz, onu öğreteceğini söyleyenlerin elinde de malzeme oluyoruz. Bazı Hrıstiyan yazarların (isimlerini şu an için hatırlayamıyorum) Müslümanlık için yazdıklarını görseniz, bilimselliğine hayran kalırsınız...
Ancak benim görüşüm şudur: Hiçbir din Allah'ın bizlere ihtiyacı olduğu için indirilmemiştir. TÜM Din kuralları hep şunu emreder; GÜZEL AHLAK. Yani Allah'a iyi davranın yazmaz hiçbir kitapta. Hep şunu yazar kutsal kitaplar; ALLAH'A İNANIN, BİRBİRİNİZE İYİ DAVRANIN, YALAN SÖYLEMEYİN, HIRSIZLIK YAPMAYIN, HİLE YAPMAYIN, DEDİKODU YAPMAYIN....
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın Erdem ;
Lütfen artık yazmayınız. Yazdıkça batıyorsunuz bilgisizliğiniz yayılıyor. Bende sizi daha fazla rencide etmek istemiyorum. Kaldıki sinir katsayımda git gide artıyor...
Alıntı:
sizin yazınızdan anladığım kadarıyla Kuran da olmasa dahi birşey tüm İslam alemince kabül görebiliyor.(ezan la ilgili yazdıklarınızdan) Demek ki İslam dini sadece Kuran dan iberet değildir.Peygamberimiz (S.A.V.) ve onun hadis ve sünnetleri de vardır.Kuran da olmayan her şey de demekki hurafe olmuyormuş.
Hiç kızmayınız sizden öğrendim.
Asla kızmam sonunda doğru bir şey öğrenmişsiniz tam tersine mutlu olurum. Ama sakın bunu her yazılan doğrudur olarak algılamayın. Bilmin teoloji biliminin vede ilahiyat onayından geçmiş bir çok yerde birbirini doğrular nitelikteki bilgilere inanılır. Peygamber söyledi denen bir çok hurafede vardır maalesef.
Dini bilgisizliğinizi yada kandırılmışlığınızı daha fazla yalanlamayacağım. Gerçekten üzülüyorum.
Alıntı:
Kuran da ezan ile ilgili ''MAİDE-58. Namaz için ezan okuduğunuz zaman, onu bir eğlence ve oyun yerine koyuyorlar. İşte bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.'' ayeti vardır.
Buyurmuşsunuz.
Kur'an da böyle bir ayet yoktur. Sallıyorsunuz yada size yalan yanlış öğretiyorlar. Tıpkı diğer yazdıklarınız gibi. Bakın baştan beri diyorum Kur'an a ekleme çıkarma yapamazsınız. Bu günahtır anlayın artık
http://www.diyanet.gov.tr/kuran/ayet...3.x=11&I3.y=12
Bu diyanetin Maide suresinin 58, ayeti bakın ne diyor
58 - Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.
Buda en güvenilir tercüme Elmalılının
http://www.kuranikerim.com/telmalili/maide.htm
Burada da
58- Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır.
Gördüğün gibi Kuran tercümeleri aynı , bir sizinki değişik
Alıntı:
Namaz için ezan okuduğunuz zaman
Son kez diyorum KUR'AN DA EZAN YOKTUR NAMAZA ÇAĞRI VARDIR ODA YUKARIDA ANLATTIĞIM GİBİDİR. DEBELENMENİZİN ANLAMI YOK. BİLMİYORSUNUZ. SORUN BİLMEMENİZDE DEĞİL DOĞRUYA KARŞI DİRENMENİZ VE YANLIŞA ORTAK OLMAMIZ YOK ÖYLE ŞEY
Hem Türk hem Osmanlı olamazsınız ama aman neyse.. Sizle uğraşmaktan bıktım bugün... Fıkradaki gibi neresini düzelteyim...
Bu arada Sayın Fischer' e gitiğiniz bir çok camide cevşen olmadığını yazmışsınız. Ne olur el insaf yada siz camii diye başka bir yere gidiyorsunuz haberiniz yok. Camii minareli olan Kubbeli yer.... ??!!!
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı
Üstelik yazılanların sonuç noktası da ortak: Dinimizi yeterince bilmiyoruz, mantık gözüyle bakamıyoruz, onu öğreteceğini söyleyenlerin elinde de malzeme oluyoruz.
TÜM Din kuralları hep şunu emreder; GÜZEL AHLAK.
**Dini eleştirmede çekingen davranmaya gerek yoktur. Dini eleştirebilmek batı kültürünün bir parçasıdır (Luther, Calvijn, Voltaire, Kant, Renan, Russell). Islam külturünde ise on ikinci yüzyıldan itibaren dini eleştirmek tabu olmuştur, Ve bu nedenle de Islam kültürünün gelişmesi durmuştur.
**Birden fazla (farklı) kültürün yan yana yaşadıgı toplumlarda kurumların yapıları uzerine iyi düşünülmelidir. Böyle toplumlarda, farklı görüşlerden ve inaçlardan olan insanlar arasındaki ilişki trafigini çatışmasız düzenlemeyi amaçlayan bir kurum, ‘nötral’ olmak zorundadır. Bu da, hareket noktası laiklik olan Fransız modeline benzeyen nötral bir devlet kavramına işaret eder.
**Burada eski gelenekleriyle yaşayanlara ve yeni gelenlere din ve devlet işlerinin ayrılıgının (veya laikligin) temelini açıklamaktan korkmamalıyız.
Laiklik bazen bize popüler olmayan önlemler almayı dayatabilir. Örnegin batı hukugu temelinde kurulmuş bir devletin nötralliginin vurgulanması gerekebilir ve bu nedenle bazı kurumlarda bir örnek giysi şart koşulabilir. Örnegin mahkemelerde, polis teşkilatında, orduda ve hatta tarafsız görünmesi gerekli bazı devlet kurumlarında.
**Çok kültürlü toplumların saglıklı olabilmesi için bir tür ‘ahlaki esperanto’ geliştirmek gerekli olabilir. Boyle bir esperantonun geliştirilmesinin önündeki en büyük engel, ahlakla din arasındaki kaçınılmaz baglar kuran dinlerdir. Başka bir deyisle: dinler insanlara ahlakın temellerinin ve meşrulugunun dinde aranması gerektigi ögretir.
**Özellikle yahudilik, hristiyanlık ve islam gibi tek tanrılı dinlerde, ahlakın din bazında belirlenmesine özel hassasiyet ve dikkat gösterilir. Böyle bir esperanto ahlak anlayışını savunmak, öncelikle bu tek tanrılı dinlerin taraftarlarıyla bir diyaloga girmeyi gerektirir.
Ahlak anlayışının dinden koparılmasını savunmak, ateist olmayı gerektirmez.
Din, bu kopuşa ragmen, bazı geleneksel işlevlerini yerine getirmeye devam edebilir. Örnegin ölümden sonraki hayatın nasıl olabilecegi konusunda görüş belirtebilir, hayatın anlamı konusunda insanlara yol gösterebilir v.b.
Ama ahlak anlayışı kendini dinden ayırmalı, bagımsız olmalıdır.
Ahlak anlayışının dinden bagımsızlıgı (emancipation), önyargılardan arınmış, geniş perspektifli bir bütünleşme politikası için ideal bir durum yaratacaktır.
Paul Cliteu/Filosofie Magazine, nisan 2004
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Erdem ;
....................
Buda en güvenilir tercüme Elmalılının
http://www.kuranikerim.com/telmalili/maide.htm
Burada da
58- Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu
onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır.
Gördüğün gibi Kuran tercümeleri aynı , bir sizinki değişik
Son kez diyorum
KUR'AN DA EZAN YOKTUR NAMAZA ÇAĞRI VARDIR ODA YUKARIDA ANLATTIĞIM GİBİDİR. DEBELENMENİZİN ANLAMI YOK. BİLMİYORSUNUZ. SORUN BİLMEMENİZDE DEĞİL DOĞRUYA KARŞI DİRENMENİZ VE YANLIŞA ORTAK OLMAMIZ YOK ÖYLE ŞEY
Hem Türk hem Osmanlı olamazsınız ama aman neyse.. Sizle uğraşmaktan bıktım bugün... Fıkradaki gibi neresini düzelteyim...
Bu arada Sayın Fischer' e gitiğiniz bir çok camide cevşen olmadığını yazmışsınız. Ne olur el insaf yada siz camii diye başka bir yere gidiyorsunuz haberiniz yok. Camii minareli olan Kubbeli yer.... ??!!!
Sayın comodore1tr;
aslında ben başka yerde bakmıştım ama sizin tavsiyeniz üzerine yukarıda yazmış olduğunuz ( http://www.kuranikerim.com/telmalili/maide.htm ) hatta sizin cevabınızdaki linke tıkladım ve çıkan sonuç aşağıda, hiç dokunmadan kopyaladım.Takdiri okuyanlara bırakıyorum.
'' 58- O kâfirleri de dost edinmeyiniz ki, namaza çağırdığınız, yani ezan okuduğunuz zaman o ezan veya namazı eğlence ve oyun yerine tutar, alay ederler. Bu da bunların akılsız bir toplum olmalarından doğar. Bu akılsızlıkları cümlesindendir ki, mânâsız çanları dinlerler de tevhide, namaz ve kurtuluşa çağıran yüksek mânâlı güzel ezanlardan hoşlanmazlar.
Bu âyet önce ezanın meşru olduğuna, ikinci olarak onunla alay etmenin ve hafife almanın küfür olduğuna delalet etmektedir. Bunun için ezana icabet etmek vacibtir. Bu âyetin iniş sebebinde de şu iki rivayet vardır: Ezan okununca müslümanlar namaza kalktıklarında yahudiler gülüp alay ederek "Kalktılar, kalkmaz olsunlar; kıldılar, kılmaz olsunlar; rûkû ettiler, etmez olsunlar" derlermiş. Sûddi'nin rivayetine göre Medine'de bir hıristiyan varmış, müezzinin "Ben şahitlik ederim ki, muhakkak Muhammed Allah'ın Resulüdür" dediğini işittiği zaman "Allah yalancıyı yaksın" dermiş. Bir gece hizmetçisi elinde bir ateş ile odasına giderken bir kıvılcım sıçramış, hane halkı da uykuda imiş, derken bir yangın çıkmış, hıristiyan da bütün âilesi ile beraber yanmış gitmiş, bu âyet de bunun üzerine inmiştir. ''
Sizin yazdığınız siteden aynen aktardım.Merak edenler deneyebilir.
Ben aslımı inkar etmiyorum.Osmanlı'ya sizin gibi düşünenlerden başka herkes TÜRK diyor.Ordu yürüyünce TÜRKLER geliyor diye dünya titrerdi.
O Osmanlı ki; lideri ve askeri Peygamberin övgüsüne mazhar olmuştur.Türkler yıllarca İslamın bayraktarlığını yapmış bir millettir.Hangi mantıkla Osmanlının Türk olmadığını iddia ediyorsunuz.Burayı da yine çarpıtacağınızdan şunu da eklemek isterim.Ben şu anda Osmanlıyım demiyorum.Osmanlı nın torunuyum ve bununla da gurur duyuyorum.
Sonunda caminin minareli olan kubbeli bir yer olduğunu farkettiniz.Bu da sizin için iyi bir gelişmedir.
Bir de içerisine girseniz cevşen dağıtılmadığını da farkederdiniz.
ATATÜRK BAKIN CAMİ KONUSUNDA NE DEMİŞ:
"Camilerin mukaddes mimberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 1, s. 225)
BİRDE ŞUNU BUYRUN;
Büyük Önder, gerçek dinin temelini ve Müslümanların konuyu hangi kıstaslara göre değerlendirmeleri gerektiğini 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir'deki Paşa Camii'nde verdiği hutbede kendisini dinleyenlere şöyle ifade etmiştir:
"Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93)
BU DA OSMANLI İÇİN;
Büyük Önder Atatürk, Türk Milleti'nin dindar olmasını ve dini değerlerini muhafaza etmesini de, sıklıkla vurgulamıştır. Ayrıca, Atatürk'ün Osmanlı Devleti'nin çöküşünü dine bağlayan, Türk düşmanlarına yanıtı ise kesin bir şekilde olmuştur:
"Düşmanlarımız, bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklamamızı ve çöküşümüzü buna bağlıyorlar; bu bir hatadır. Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah'ın emrettiği şey, Müslüman erkekle, Müslüman kadının beraberce din öğrenerek eğitilmesidir. Kadın ve erkek bu ilim ve eğitimi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak zorundadır. İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kuralla bağlanmış zannettiğimiz şey yoktur. Türk sosyal yaşantısında kadınlar bilimsel yönden eğitim ve öğretim görmekte ve diğer konularda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s.86)
Yarınki dersinize iyi çalışmanız gerekecek.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın Erdem53 ;
Sayın commodore1tr size ne yanıt verecek bilmem ama bu yazım yanıtının hakarete varan sertlikte olmasını ve dolayısı ile forumun kapatılmasını engellemek için yazılmıştır.
Forumu başından beri dikkatlice okuyup takip ediyorum. Ancak gelinen nokta commodore1tr ın öyküsünün dışına çıkmıştır. Özellikle tarafınızdan konuların aslından çok saptırıldığının açk bir takiye yapıldığının farkındayım. Bu durumun hoşuma gitmediğini ve islama göre yaptığınızın büyük günahlara girdiğini size anımsatmak isterim.
Sayın commodore1tr ın vermiş olduğu iki linkede baktım ve kendisinin oradan kopyaladığı ayetin aynen alındığını gördüm. Bunu sizde gördünüz. Kuranı kerim in değişmez sözcüklerini değiştiren iletinizdeki ayetle bu ayetlerin ilgisi olmadığını aldığınızı iddia ettiğiniz sitede de bu konuda büyük bir hata yapıldığını farkederek özür dileyeceğinize büyük bir saygısızlık ve kelime oyununa girerek günah işliyorsunuz.
Siz Kur an da Ezan var dediniz commodore1tr yok dedi. Olay budur. Ve bizzat sizin verdiğiniz ayetin yanlış olduğunu ispatla kuranda ezan olmadığını açıkça gösterdi. Kaldıki gerçek bir dindar bunu zaten bilir. Başlıngıçta ulakla seslenmeyle çanla olmuştur namaz için toplanma daha sonra aynen commodore1tr ın anlattığı gelişmeler izlenmiştir. Ama siz ne yaptınız ; haklı çıkmak uğruna Kur an ı değil yorumunu örnek gösterdiniz. Commodore1tr zaten onu demiştiki!! Gereksiz bir çabalama ve karalama içersindesiniz.
Dini bilginizin zayıflığı ortada bu bir günah yada suç değildir. Ama bunun aksine hareket ederek bilenleri suçlamak ; daha önemlisi ayeti çarptırarak mealini sunmak iki yüzlülüktür buda büyük günahlardandır anımsatmam gerekir.
Elmalılı Taktir edersinizki 622 senesinden çok sonra yaşamış ve ezan ı bilen bir aydın dindardır. Zaten o yüzden Kur'an kendilerine tercüme ettirilmiş ona rağmende 32 kişilik bir heyet tarafından harf harf kontrol edilmiştir. Mealini anlatırken namaza çağırdığınız dedikten sonra YANİ diyerek EZAN dan bahsetmesi bunu söylemesi sizin HAKLI OLDUĞUNUZU DEĞİL HAKSIZ OLDUĞUNUZU GÖSTERİR. Kuran da ezan olmadığı için yani diyerek ezan dan bahsediyor . Bunu sizin anlamamış olmanız mümkün değil. Anladığınızı kabul ettiğimizde ortaya sizin adınıza korkunç bir durum çıkıyor . Şirkten büyük gübahlardan yalandan riyadan kaçınınız. Kaldıki aldığınız bölümün ayet değil meal olduğunu biliyorsunuz yani bilerek yalan söyleyerek saptırıyorsunuz. Bu bu forumu açmaza götürür. Bundan dolayı yazılarınıza dikkat ediniz.
Atatürk ile ilgili son yazmış olduğunuz iletideki bilgiler doğrudur. Lütfen siz bir kez daha okuyunuz. Bir uyarı sakın ha sakın commodore1tr ile Atatürk tartışmasına yorumlamasına girmeyiniz. Eğer o bilginizde din bilginiz gibiyse ki dahada kötü gözüküyor Çanakkale ile ilgili yazınızı ağzım açık okudum, commodore1tr çok sert ileti yazar o konuda yani Atatürk dendimi ayarı bozuluyor. Bu sakinliği bulamayabilirsiniz. Atatürk üde pek bilmediğiniz konusunda üzülerek söyleyeyim ki commodore1tr la hemfikirim. O ise Atatürk ün doğmadan önceki aile durumunu bile bilir. Rüyadan çıkalım yola diye bir forum var okursanız anlarsınız. Sizin gibi netten arayarak iki çift söz bulmaz peş peşe sıralar ve genelde onun yazısı sitemizde yayımlandıktan sonra arama motorlarında bir biz çıkarız belirli süre sonra sağ olsun internet hırsızları .
Cevşen konusunda da öncelikle sayın fischer sonrada commodore1tr haklı. Ya hiç camiye gitmediniz yada Rize'de ufak bir ilçedesiniz. Yeni cami avlusu bunlarla dolu Kadıköy ağaoğlu camiine giremezsiniz bu tip üründen size cami avlusundan toplanmış milyonlarca cevşen gönderebilirim.
Farkındamısınız her konuda birileriyle terssiniz ? Herkes hatalı olamayacağına göre iyi düşünmekte yarar var diyorum.
saygılarımla.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Cumhuriyet'in aşmayı hedef seçtiği 'çağdaş uygarlık'tan kastın Batı olması ve Batı'nın da bir ideolojisi varsa bunun 'İslam olmaması' Cumhuriyet'imizi İslam dışı ilan etmeye yeterli sayılıyor
Yeni Şafak gazetesi yazarı Sn. Hayrettin Karaman, 17, 22, 24 ve 29 Ekim'de bu makalelere karşı bir yazı dizisi yayımladı. Bunlara ilişkin yorumlarımı aşağıda sunuyorum.
Sn. Karaman'ın bana cevap verirken, Cumhuriyet'in temel inanış sistemi olan Hanefi-Maturidi akait üzerinde durmasını beklerdim. Buna karşılık Sn. Karaman'ın görüşleri Seyyid Kutub'un (ölm. 1966) 'Yoldaki İşaretler' adlı kitabındaki ideolojiyi çağrıştırıyor.
Bu kitap siyasal İslamcılığın manifestosu niteliğinde. Buna gö-re, varlık nedeni hayatın her ayrıntısını İslam'a göre düzenlemek olmayan tüm rejimler kategorik olarak tekfir yani din dışı ilan edilir. Sonra da bu 'küfür rejiminden' coğrafi ve manevi anlamda hicreti, yani göçerek ayrılmayı öngörür. Yeterli güce ulaşıldığında da bu rejimlerin cihat ile yıkılmasını savunur.
Üç unsurdan ikisi
Sn. Karaman bu üç unsurun ilk ikisini benimsemişe benziyor.
'Laikler'le iç içe değil, yan yana yaşamayı mümkün kılacak ayrı alanlar' yaratmayı savunuyor.
"Biz sizi değiştirmeye kalkmayacağız, ama siz de bizim manevi hicretle çekildiğimiz alana girmeyin" der gibi.
Cumhuriyet ile 'barışma' seçeneğini çoktan unutmuş, bir çeşit 'mütareke' öneriyor. Bunu da İslam ile Cumhuriyet'in uzlaşabileceğinden değil, İslam'a aykırı bulduğu bu düzenin altında yaşamaya mecbur kalışından ötürü, Cumhuriyet'e 'tahammül' ettiğinden yapıyor.
Kutub gibi Sn. Karaman'ın da öngördüğü düzende, hayatın her alanında toplumun karşılaşacağı bütün sorunları Allah'ın maksadına uygun olarak çözümleme görevini müçtehitler (İslam âlimleri) üstlenecek. Ekonomi, hukuk, dış ve iç politika, strateji, bilim, teknoloji, eğitim vb. tüm alanlardaki tüm çalışmalar, kararlar ve uygulamalar, bu konuları hakkıyla bilmesi mümkün olmayan ulemanın onayına tabi olacak. Devlet politikasından bireyin özel yaşamına kadar bütün faaliyetler din âlimlerinin fetvalarıyla çerçevelenecek.
Oysa İslam ruhbaniyet, teokrasi, ruhani hükümet, kilise gibi kavram ve kurumları reddeder. Dinimiz bunları şirk (putperestlik) kurumları olarak nitelendirir.
Kuran'da geçen 'din adamlarının ilahlaştırılmasının' nasıl olacağı sorusuna Hz. Peygamber'in getirdiği tanım çarpıcı: "Din adamlarının serbest bıraktıklarını helal, karşı olduklarını haram görmek, onları ilahlaştırmaktır." (Tirmizi, Tefsiru'l Kuran, 9). Burada şirkin kriteri din adamlarına fiilen tapmakta veya onların verdiği hükümlerin dine uygunluk derecesinde değil, kullanılan yetkinin geçici de olsa bağlayıcı sayılmasındadır.
İslam'da şeri kaidelerin en az dörtte üçü doğrudan Kuran ve Sünnet'e değil, ulemanın içtihatlarına dayanır. Kutsal metinlerdeki hukuki hükümlerin sınırlı sayıda olmasının yol açtığı bu geniş beşeri yorum alanında müçtehidin bir şeyin dine göre caiz olup olmadığı yönündeki fetvası bir öneri olmanın ötesine geçip, mülzim (bağlayıcı ve yükümlülük altına sokan) bir nitelik kazanırsa şirke girilmiş olunur. Yani en iyi niyetli müçtehitler bile, bütün temel konularda nihai onay mercii gibi içtihat verirlerse tağut (canlı put) olurlar ve onlara itaat edenler de müşrik (putperest) olmaktan kurtulamazlar.
İslam kulun kula kulluk ettiği bütün saltanatları yıkmak üzere inmiştir. Buna ister ismi rahip, haham, papa olsun, ister müçtehit, ulema, fukaha olsun, din sınıfının saltanatı da dahil.
Âlimin görevi halkı aydınlatmaktır, ona hükmetmek değil. Çünkü "Hüküm Allah'ındır" (En'am 57, 62; Yusuf 40, 67; Kasas 70, 88; Gafir, 12) ve müçtehidin görevi hükmü Allah'a havale etmektir, onu gasp etmek değil.
Ama teolojiniz ne ise ideolojiniz de ona göre şekillenir. Kutub'un teolojisini izleyenler kendi etraflarına ideolojik bir kale inşa ederler. Bu kalenin surları daha önce tarihte yenilmiş, bu teoloji/ideolojinin kimliğini taşıyanların, yani yenilen Osmanlı ile özdeşleşen ve kazanan Cumhuriyet'e yabancılaşanların son savunma hattını oluşturur. Dış dünyanın bütün 'gerçekleri' ancak o ideolojik prizmadan kırılarak içeri ulaşır.
Kuruluş belgelerinde 'İslam'a hizmet' ifadesi geçtiği için Osmanlı'nın İslami ilkelerle örtüşmeyen yönleri mazur görülür.
Cumhuriyet'in ulaşıp aşmayı hedeflediği 'çağdaş uygarlıktan kastın Batı olması, Batı'nın da bir ideolojisi varsa bunun İslam olmaması' Cumhuriyet'i İslam dışı ilan etmeye yeterli olur.
Cumhuriyet'in 'çağdaş uygarlık' tasavvurunun temelinde akıl ve bilimin bulunması ve bunların İslam'ın da makbulu olması sonucu değiştirmez.
Akıl ve bilimin, dine değil, din kisvesine bürünüp medeniyetimizi yıkan hurafeler yığınına karşı esas alındığını vurgulasanız da kabul görmez. Sizin "Bu şekilde Batı'yı aşmak mı İslam'a aykırı, o hurafeleri din diye savunarak Batı karşısında intihar etmek mi İslam'a hizmet" gibi sorularınız muhatap bulmaz.
Osmanlı'da bir beşere 'Allah'ın yeryüzündeki gölgesi' sıfatı verilmesinin ve yalnız Allah'a kulluk edilmesini emreden bir Kitab'ın bağlılarını, padişahın da kulları olarak tanımlanmasının alenen şirk olduğunu yeterince eleştirmezler.
Osmanlı ulemasının çoğunun, padişahın seçilmesini savunduğu gibi fantezilerle kendilerini oyalarlar.
Hilafeti önce Emevilerin saltanata dönüştürmüş olmasını, aynı yapının Osmanlı'da sürdürülmesinin mazereti haline getirirler.
Saltanatın İslam'a aykırı olduğunu ve müminlerin ödevinin 'Her zaman ve durumda Allah'ın muradını gerçekleştirmek' olduğunu vurgulamalarına rağmen, Osmanlı'nın bunu asırlarca yapmamasına tarihi şartları bahane ederler.
Gerekli şartları Cumhuriyet gerçekleştirince de rahatsız olurlar.
Bu ideolojik prizmanın Osmanlı'ya tanıdığı geniş ve esnek 'anlayış', Cumhuriyet'e karşı 'ödünsüz bir dogmatizm' olarak yansır.
Cumhuriyet'in kuruluşuna ilişkin olağanüstü tarihi şart veya zorunluluklar göz önüne alınmaz.
Laikliğin dini kale almamak olduğu şeklindeki içi boş iddiadan hareketle mesele baştan kestirip atılır.
Türk tecrübesinin bu klasik tanımın dışına çıkan bütün unsurları unutulur.
Cumhuriyet'in dayandığı esasların, İslam'ın da yönetim esasları olduğunu bizzat devletin kurucusunun vurgulaması bile yetersiz görülür.
Adalet ve temsil gibi ilkeler her rejimde ortak olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet, faşist ve komünist sistemlerle bir tutulur.
Bu ilkelerin içini 'aklın ve maslahatın' (kamu yararının) dolduracağı; bunların aynı zamanda İslam'a uygunluğun da ölçütü olduğu ve nihayet bu ölçütleri belirleyecek toplumun Müslümanlardan oluştuğu vakıası bile onların gözünde durumu değiştirmez.
Atatürk'ün, masraflarını bizzat karşılayarak, Kuran'ın Meclis kararı ile Elmalılı Hamdi Yazır'a dokuz ciltlik Türkçe meal ve tefsirini yaptırması ve on bin adet bastırarak ülkenin en ücra köşelerine kadar ulaştırması umursanmaz.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kurmuş olmasına da değinilmez.
Diyanet'e Hanefi-Maturidi akaidini esas alması için verdiği talimatın olağanüstü anlamı üzerindeyse hiç durulmaz.
Osmanlı'nın Hanefi-Maturidi akaidini göklere çıkarıp, medreselerde tam tersi bir çizgiyi savunan Eşariliği okutmasının yıkılışımıza nasıl yol açtığına dair tek analiz yapmazlar.
Eşariliği içselleştirmiş bir toplumun her türlü ilerlemesinin donduğunu irdelemezler.
Allah'ın verdiği aklı 'heva ve heves' olarak damgalayıp, eskinin körü körüne taklidini savunan Eşarilik doktrininin fikri yaratıcılığı kuruttuğunu algılamazlar.
İnsana zerre kadar özgür irade alanı bırakmayan kaderciliğin nasıl sorumsuz ve ahlaksız bir toplum yarattığını göremezler.
Başkalarının imanını amelleriyle yargılama hakkını kendinde gören bu inanışın, sadece dini hayatımıza değil, hayatın her alanına riya ve şekilcilik saplantısının bir kanser gibi yayılmasına sebep olduğunu idrak edemezler.
Allah'ın hükümlerinin sebep ve gayelere bağlı olduğunu reddetmenin, dünyevi egemenliği keyfi şekilde icra eden despotlar ürettiğini anlayamazlar.
Bu akaidin fert ve toplumu 'iktisaden mülksüz, siyaseten hükümsüz ve dinen iradesiz' kıldığını göz ardı ederler.
Ve inanç sistemimizi yeniden inşa etmeden, demokrasi çerçevesinde bile topluma 'mülk, hüküm ve iradesinin' geri verilemeyeceğini, verilirse de bunun yeni sorunlar yaratacağını umursamazlar.
Aslında bizim bu konuları tartışıyor olmamız lazım.
Devrim şartlarının eleştirilerine saplanıp kalmak esas meseleden kaçıştır.
Atılmış temelin üzerine bir tuğla koymayanlar devamlı olarak temelin yanlış atıldığından 80 yıldır yakınıyorlar.
Oysa sorunun özüyle yüzleşmekten başka kurtuluş yolu yok.
Modernite ve laiklik gibi kavramların herkesin üzerinde uzlaşacağı teknik bir tanımını yapmakla iş bitecek mi?
Bu kavramları fetiş haline getirmek bile işin esasına girmekten kaçtığımızın kanıtıdır.
Akıl-vahiy, Allah'ın külli iradesi-kulun cüzi iradesi ve iman-amel ilişkileri konularında içselleştirilen inanış tarzı, toplumun karakterini şekillendirir.
Bu tartışmada Eşariliği mi savunuyorsunuz, yoksa Maturidiliği mi, onu söyleyin!
Cumhuriyet'in başlangıçta dini altyapı olarak halka Maturidiliği benimsetme girişimini, herkesten çok dönemin âlimleri desteklemişti.
80 yıl sonra buna Selefilik adına hâlâ direnen bazı hocalarımızın, Diyanet'in dini düşüncemizde tecdit amacıyla çıkardığı yeni Kuran tefsirini hazırlayan ekipte bulunması tereddüt uyandırıyor.
Sn. Karaman, Cumhuriyet'in ilk Adalet Bakanı Seyyid Bey'in tarihi Meclis nutkuna atıf yapmış. Aslında Seyyid Bey, Cumhuriyet'in bu inanış sisteminin şahdamarını o konuşmasında şöyle ortaya koymuştu: "Kuran 'Maruf ile emret' (Araf, 199) diyor... Bu ayet hakkıyla tetkik edilmemiş, manası işlenememiştir...
Meselede Eşarilerle yani Şafi ulemasıyla Maturidilerin, yani Hanefi ulemasının fikirleri birbirine karşıdır.
Bunu ayırt etmek lazımdır. Şafi uleması tarafından yazılan tefsirlere bakarsanız, marufun, 'şeriat tarafından güzel ve iyi olduğu bildirilen şeydir' diye tefsir edildiğini görürsünüz.
Halbuki Hanefiler tarafından yazılan tefsirlere bakarsanız, marufun, 'aklın güzel ve iyi olarak belirlediği şeydir' diye tefsir edildiğini görürsünüz."
İşte din-devlet ilişkileri meselesinde hayati kırılma noktası burada.
Hayatın bize dayattığı binbir sorun karşısında halkın menfaatlerinin ne olduğu, kim tarafından, nasıl belirlenecektir?
Bu konuda aslında sadece iki seçenek var.
Halk kendi menfaatlerinin ne olduğunu
*ya bir din sınıfının 'şeriat tarafından güzel ve iyi olduğu bildirilen şey' iddiasıyla kutsadıkları fetvalar ile
*ya da kendi 'aklının güzel ve iyi olarak belirledikleri' ile tayin edecektir.
Ya teokrasi olacaksınız
ya da demokrasi.
Ya Eşarilik hâkim olacak ya da Maturidilik.
Ya insanın akıl ve iradesini Allah adına prangalayacaksınız ya da onu Allah adına özgürleştireceksiniz.
Ya tek tek vahiy hükümlerinin zahiri lafzına ve indiği döneme kayıtlı kalacaksınız ya da bir bütün olarak o hükümlerin gerçekleştirmeyi amaçladığı zaman üstü ahlaki değerleri yegâne referans noktaları yapacaksınız.
Tercihler ve sonuçları
İnsanoğlu asla o değerlerin dayattığı tercihlerden ve tercihlerin sonuçlarından kaçamaz. Ama o değerlerin ilahi kaynağını unutup, her birini izafileştirebilmek için devamlı sapma eğilimine girebilir.
Siz de onları devamlı uyarıp hatırlatacaksınız.
Bunu devlet aygıtını ele geçirip cebir yoluyla yapmayı düşünmek bile yenilginin örtülü bir itirafı.
Devlete küsüp aranıza set çekmekse açık itirafı.
Mesele kanunları değiştirmek değil, çünkü sorun hukuki değildir. Sorunlarınızı ne kadar kanunları değiştirerek düzeltmeye çalışırsanız, iç dünyanız o kadar sakat demektir.
Bu yüzden Selefi devrimciliğe heveslenmeden, tevhit bilincine dayanan ahlaklı bir toplum inşa etmek en zahmetli, ama en büyük zaferdir.
Bu zaferi kazanmak için Kutub'un Tekfir-Hicret-Cihat döngüsünü kırıp, yerine Tevhit-Ahlak-Adalet üçlüsünü yerleştirmek gerek.
Bireyin kalbine yerleşen tevhit bilinci topluma ahlak olarak, devlete de adalet olarak yansır.
Çünkü ahlaklı bir toplumun fertlerinin yöneteceği devlet, ismi ne olursa olsun, mutlaka adaletli olur.
O zaman da Cumhuriyet'in mahkeme duvarlarında Atatürk büstünün altındaki Hz. Ömer'in "Adalet Mülkün Temelidir" sözlerinde ifadesini bulan Allah'ın en büyük muradı zaten gerçekleşmiş olur.
Atatürk, İnönü ve Seyyid Bey'in vb. söylediklerini sonsuza kadar tartışabiliriz.
Son analizde önemli olan tek şey bizatihi Cumhuriyet kavramının kendisidir. Bu kavramın içinde bir teoloji keşfedilmeyi bekliyor.
Onu keşfetmek zorundayız.
Bunu ben yapamam. Bunu yine değerli hocalarımız yapabilir.
Ancak şunu biliyorum ki bu başarıldığı an 'Güneş tekrar doğudan doğmaya başlayacaktır.'
Uygar Aktan: Araştırmacı yazar
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
sayın commodore1tr,
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın sadivarol ;
Düzeyli iletiniz için çok teşekkür ederim.
ben teşekkür ederim.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın sadivarol ;
Bölümlerin neresi olduğunu belirtirseniz tekrar gözden geçirip gerekirse düzeltmeleri yaparız. Bayağı olmayı hiç düşünmemiştim öyle değerlendirdiğiniz yerleri bilmek isterim Mail bile atarsanız yada KM memnun olurum..
eski mesajlarınızı okuyup bu yargıya varmıştım, ama beni rahatsız eden kısımları not almamıştım. beni rahatsız eden kısımların sanal ortamda bir forum altında bulunmasının hiç bir sakıncası yok. düzeltmeye gerek yok.
ancak o kadar ayrıntılı ve düşünerek yazılar yazmışsınızki , kitap veya benzeri bir yapıt haline dönüşmesi için bu tip ufak tefek düzeltmelerin yapılması gerektiğini söylemek istemiştim.
mesela son mesajınızda bu tip bir yer bulduğum için örnek olması sebebi alıntı yapıyorum. benim demek istediğim bu tip yazılar idi... ama forumda olmasının sakıncası yok...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Karabük Kültür-Sanat Festivali'ni siyasi değil kültürel bir ortam olarak nitelemek çok doğru, işte saptığınız nokta otomatik geliyor insanları kandırıp yalan söylüyorsunuz. Madımak olayı neydi ? Miting mi vardı orada ? Pir sultan Abdal şenlikleri bu ülkenin en büyük şanlikleri kültür festivaliydi. Bunu söylemeyip laga luga ile geçiştirmek bu yeni dine uygun bir şey sanırım. Sivas madımak katliamının yapıldığı olay en büyük kültür sanat festivaliydi. Bunu kabul edelim hele bir sonra bakalım.
Karabük Belediye başkanıda siz gibi savunmuş hatta ileriye gitmiş. Alkollüydü !!! Dincilerin en büyük silahı... Alkollüyse herşey yapılabilir ona!!! Alkollü olduğuna inanmıyorum o da ayrı ya Alkollüyse yani sarhoş demek istiyor neden çıkarırsın kürsüye ??? Kibarca baktın sarhoş
'' Latife hanım pek iyi değilsiniz sanırım sonra konuşun... '' dersin biter... Kaldıki Latife hanım Enerji politikasını eleştirmiş... Ama AKP olunca yasakçılık sizin için yok Latife hanım saygı gösterecek ....
Ve şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere....
daha edebi bir dil kullanabilirdiniz demek istemiştim size ilk yazdığım mesajda.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Feto'nun islam diniyle ciddi bir ilgisinin olmadığı gün gibi ortada. Sadece kandırma amacı olarak kullanıyor. Yoksa en basit islam bilgisi dahi olan birisi ''dinler arası uzlaşma'' deyiminin İslam ın kabul etmeyeceği bir deyim olduğunu bilir. Ya İslamsındır yada değil. Ben şundan vaz geçeyim sen şunu yap deme hakkı yoktur kimsede... Bunu söylemek yasakçılıktır sizlere göre evet ben yasakçıyım. İslam dininin korunmasını düşünen bir yasakçı...
Genç kızlarımıza alenen '' Bir tarikat yada cemiyete girip başını örteceksin yoksa dinden çıkmış olursun '' baskısı yapmak özgürlükçülük değil mi? Yada RTE nin dediği gibi ''ikna yolları vardır' ı uygulamak özgürlükçülük ... Ne özgürlük ne özgürlük Faşizm derler buna siyasi terim kıtlığı çekmeyelim... Kaldıki aynı RTE kızlara okumaları için türbanlarını çıkarmaya ikna etmeye çalışanlara ateş püskürmüşken ... Örtmek için ikna özgürlük çıkartmak için ikna yasakçılık.. Seveyim sizin özgürlüğünüzü...
mesela sayın başbakana RTE demenizi çok yadırgıyorum. bu tip küçültücü terimler yazınızın değerini düşürüyor diye düşünüyorum. bu tip yakıştırma ve sıfatlar yerine yazılarınızın içeriği ve düşünceleriniz sizi ifade etmeli. bu tip sıfatlar ile bence itici oluyorsunuz.
ben şöyle düşünüyorum o zaman;
eleştirdiği insanlara saygısı olmayan bir insanın düşünceleri ne kadar tarafsız olabilir? ne kadar gerçekleri yansıtabilir ?
sayın erdem53 ile saygı saygı dediğimiz konunun bir örneğide bu işte sayın commodore1tr... önce eleştirdiğiniz insanlara saygı göstermek lazım. bu her açıdan önemli. hem kendi saygınlığınız açısından önemli , hemde yazdığınız yazının inanırlığı ve saygınlığı açısından çok önemli.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Bakın gördünüz mü yasakçı zihniyet nasıl oluyormuş. Çaktırmadan yapıyor. Şu oluyor mu aman şunu demeyin bu oluyor mu aman bunu demeyin. Ne diyelim ? Zaten yazar kendiside şaşırmış HALA MİNİ ETEKLİ KIZLAR GÖRÜYORMUŞ. Ne cesaret değil mi?.
diyerek beni eleştirmişsiniz.
çünkü demiştimki;
Alıntı:
sadivarol rumuzlu üyeden alıntı
ayrıca onlar iktidar olalı 6 yıl oldu ama, ben hala mini etkeli kızları görüyorum.
sakın bana demeyin şurada burada şu olaylar oldu. kezzap attılar, laf attılar.
kaç tane oldu böyle olay?
günde kaç mini etek giyen kızın başına bu geliyor ?
bu tip olaylar bu hükümetten önce hiç olmazmıydı?.
ama bu cümleyi niye kurmuştum ?
ayrıca onlar iktidar olalı 6 yıl oldu ama, ben hala mini etkeli kızları görüyorum.
çünkü sayın diabetusmelitus,
Alıntı:
diabetusmelitus rumuzlu üyeden alıntı
Yer: Ankara Kızılay Gima'nın önü
Zaman: 90lı yıllar
Bir arkadaşımın yaşadığı gerçek bir olay;
arkadaşım o zaman seçkin bir üniversitede son sınıfta. Ve mini eteği ile yürüyor Güven Parka gidecek.
Trafik lambalarına yaklaştığı sırada iki adet türbanlı hanım kızımız bunun eteğine şöyleeeee bir bakıyorlar ve birisi;
"git git bu etekleri biz iktidar olunca giyemeyeceksin, geliyoruz" diyor
demişti.
eğer yine düşüncelerimi size yanlış anlatmışsam, yanlış yorumlara sebebiyet vermişsem özür dilerim.
sayın commodore1tr benim ayrıca onlar iktidar olalı 6 yıl oldu ama, ben hala mini etkeli kızları görüyorum. cümlemi;
sanki ben mini etekli kızları görmekten rahatsız oluyorum ve bunların yasaklanmasını istiyorum şekilinde yorumlamış. daha doğrusu kafamın arkasında bu yasakçı zihniyet varmış diye yorumlamış.
ama yanlış yorumlamış.:)
işte niyet okuma diye sayın başbakanın eleştiridiği tam da bu yorum.
bakın ne durumlardayız. aydın bir arkadaşımız benim bu cümlemin arkasında bu gibi düşünceler olduğunu yorumlayabiliyor.
işte bugünlerde yaşadığımız tamda bu...
birillerinin niyetleri esasında şu, düşüncesi ise ile yasaklamalar , hor görmeler , yok saymalar ve engellemeler.
benim kasdetmek istediğim şu idi;
sn.diabetusmelitus yazısında bahsettiği akp iktidar olmadan önce türbanlı bir bayanın "git git bu etekleri biz iktidar olunca giyemeyeceksin, geliyoruz" lafının gerçeği yansıtmadığını, her akp'li yada her dindar insanın bu tip bir yasaklamaya oany vermediğini ispatlamak için söylediğim bir söz idi.
yani demek istedimki, akp iktidar oldu ama mini etekli kızlara bir yasak gelmedi.
anlaşılabilmişimdir herhalde ?
bu arada benimde beraber olduğum bayan arkadaşım mini etek giyer ve ben hiç rahatsız olmam. bağdat caddesinde büyümüş açık fikirli bir insan olarak kendimi yanlış anlatmış olmamın üzüntüsünü yaşıyorum.
ama unutmayın ben sizin yazdığınız her yazıya saygı duyuyorum. eleştirdiğim noktalarıda kendi düşüncelerime göre sizi rencide etmeden, tahrik etmeden, saygı çerçevesinde eleştirmeye çalışıyorum.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın sadivarol da bunu çok beğenmiş ve oda
demiş.
Böyle diyerek beni eleştirmişler saygılı olmamı istemişler ki en büyük saygıyı benim duymam kendilerinin hiç bir saygı kuralını tanımadan sadece kendilerine istemelerine rağmen. .
sayın commodore1tr,
benim yazılarımın neresinde "saygı kuralını tanımadığımı" ve "saygıyı sadece kendime istediğimi" gördünüz. ben saygı kuralını tanımayan ve saygıyı sadcee kendime isteyen birimiyim? yazılarımın neresinde bu izlemine sahip oldunuz ?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
başörtüsü yazmanızı artık kınıyorum. Ben Türban ın hukuktaki yerini tartışmaya açmam çünkü o forum var. isteyen yazabilir orada. Hukuki sonlanış sorunu tartışmam.
türban-başörtüsü hakkındaki düşüncelerim ise şu şekilde,
sizin türban diye tabir ettiğiniz bağlama şekli, başörtüsünün günümüz hayata uygulanmış modern hali. günümüz modalarıda türbana esin kaynağı olabiliyor.
başını örtmek isteyen bayanlar toplum hayatında daha şık , daha çağdaş olmak amacı ile, siyah peçe,çarşaf ve benzeri örtüler yerine daha güncel, daha renkli ve daha modern bir bağlama örtüsü dizayn etmişler.
bununla birlikte baş örtüsü terimi ana fikirdir. yani başın örtülmesi ile ilgili olan tüm örtülere verilen genel bir tanımdır.
baş örtmenin farklı çeşitleri olabilir. kimi yüzünü tamamen kapar, sadece gözler açıkta kalır,
örneklemek gerekir ise;
- kimi sıkma baş gibi yapar tüm yüz görünür ama saçlar gözükmez, kimi daha rahat bir şekilde başını örter saçların üst kısmı açıkta kalabilir , kimi sadece şekil itibari ile başını örter , elindeki şal veya benzeri bir örtüyü başına atar , saçların görünme oranı daha çoktur.
- kimi sosyal ortamın sebepleri ile başını bağlar. örnek köy hayatı.
- kimi yaşı belli bir zamana erişince başını bağlar. örnek anneannelerimiz , vs...
- kimi dine ve bulunduğu ortama saygı sebebi ile başını bağlar. örnek camiye giden herhangi bir bayan.
- kimide dini öyle emrettiği, allahın bir emri olduğu için başını bağlar. örnek türban,peçe,çarşaf gibi daha muhafazakar ve saçın hiç bir şekilde gözükmediği bağlama şekli.
tüm bağlama şekillerini türkiye den örnek veriyorum.
ama tüm bu başbağlama şekillerinin hepsinin ortak adı baş örtüsüdür.
buradan türban ve başörtüsünü ayrı kefeye koymak isteyen insanlara bir soru soruyorum;
sizin kasteddiğiniz manada yani halkın büyük çoğunluğunun köylerdeki gibi başını bağladığı baş örtüsü ile (yani saçların gözükebileceği,çene altından bağlanan) üniversitelere girmek serbestmidir? değilmidir?
eğer serbest ise, o zaman sizin başörtüsü ile türban ayrımınızı haklı bulurum.
ancak bahsettiğiniz türde bir baş örtüsü ilede üniversitelere girilemiyorsa, ha türban, ha sizin başörütüsü ne farkeder ? sonuçta hepsinin ana adı başı örten bir birşey değilmi? yani baş örtüsü...
ve üniversitelere baş örtüsü ile girmek yasak değilmi?
o zaman neyi tartışıyoruz? baş örtüsü değil yok türban...
şuna benziyor,
sigara içilmez ama puro içilir !!!
öylemi yani?
hayır, tütünlü içececekler içilmez değilmi?
sigara ne? puro ne?
her ikiside tütünlü içecek değilmi?
eh işte türbanla sizin bahsettiğiniz tipte baş örütüsüde aynı şey
ikiside baş örtüsü...
eğer sizin köylerde , anneannelerimizin bağladı baş örütsü ile, baş örtmeye verilen genel isim olan baş örtüsünün adlarının farklı olduğunu savunuyorsanız,
o zaman köylerde bağlanan baş örtüsüne başka bir isim verin daha doğru olur.
sonuçta üniversitelerde her türlü başı bağlı olan insan okuyamıyor değilmi?
bu arada , bu türban yazıma karşı ne gibi eleştiriler getirebileceğiniz tahmin ettiğim için şu açıklamayı yapmadan geçemeyeceğim;
diyeceksiniz ki;
türban takanlar din adına, allah adına takıyor diyorsun ama onlara aileleri, anaları babaları, bulunuğu toplum baskı yapıyor, onları zorluyor, kızlarımız zorla türban takıyorlar.
elbette toplumsal ailesel bazı zorlamalar var. bunu kabul etmemek çifte standart olur.
ancak;
- camiye girerken başını örten laik düşünceyi savunan kadın , neye istinaden bu örtüyü takıyor. dinimize saygısı gereği. öyle değilmi? burada da kısmi bir mecburiyet yokmu?
- köyünde baş örtüsü takan kadın , neye istinaden takıyor. köy toplumunun belli örf adet ve göreneklerine göre değilmi? burada da belli bir mecburiyet yokmu?
- annenannelerimiz neden yaşları ilerleyince başını örterler. kimse zorlamaz ama, toplumda belli örf ve adetler yokmudur? bunlarda birer mecburiyet değilmidir?
dolayısı ile , örf ,adet, gelenek görenek, inanış, saygı da birer mecburiyeti doğurmuyor mu insanların üzerinde? evet türban takan kızlarımız daha muhafazakar, daha kapalı ve daha tutucu olabilirler. ama onlara saygı göstermek gerekmiyormu? yüksek öğrenim haklarını ellerinden almak ne kadar doğru?
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Evet haklısınız Tangör bey ; Çıkmaza giden tartışmayı devam ettirmenin anlamı yok.
Sayın Erdem53 ;
Ezan gerçeğine karşı çıkan yok ki . Böyle garip bir çabalama içersindesiniz. Müslümanların namaza çağrı şeklidir ezan. Buna itiraz eden bu konuda laf eden yok olamazda...
Konu ezan ın Kur'an da olup olmamasıydı. Kur'an da ezan yoktur. namaz vardır ve namaza çağrı vardır. Kuran namaza çağrının nasıl olacağının yol ve yöntemini açıklamamış serbest bırakmıştır. Zaten ayet açıkça o yöndedir.
Kendinizi haklı çıkarmak için aldığınız bölüm Ayet değil tefsiridir. Arada büyük fark vardır. Şöyle ki ayet açık ve net.
''Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.''
Burada söylenen islamların namzıyla alay edenlerin olduğu ve onların akıllarının pek çalışmadığını anlatmaktadır. Kaldıki o devirde islam baskı ve zorluk altındaydı alzy edilip eziliyorlardı. Dolayısıyla ayet o zamanı çok net anlatmaktadır.
İslam ın namaza çağrılış şekilleri ezan ortak alınıp karara bağlananana kadar değişik olmuş değişiklikler önerilmiştir. Davul sesi önerilmiş bizzat hz Hamza Tarafından '' Davul sesi savaşı çağrıştırır Allah mekanına çağrı olmaz.'' denmiştir. Bu bağlamda çağrrının niteliği ve niceliğinin Kur'an da olmadığını anlıyoruz. Eğer toplantı sonucu oluşan kabulde '' top atalım'' ''siren çalalım'' '' Korna çalalım'' gibi bir karar çıksaydı ve 622 yılından beri uygulama o yönde olsaydı o zaman ayetin tefsiri ;
Siz namaza çağırdığınız zaman YANİ ( Top atığınız, siren çaldığınız, korna çaldığınız, her neyse o ) olarak devam edecekti.
Doğal olarak uygulamada kabul gören EZAN olduğundan tefsirin öyle olmasında bir abes yoktur ve yüzde yüz doğrudur. Ama bu sizin haklı olduğunuzu göstermez . Çünkü sizin iddianız KURANDA EZAN olduğudur. Ama KURAN DA DEĞİL YÜZYILLARDIR OLAN UYGULAMADA EZAN VARDIR.
Ve bu anlamsız tartışmayı kendi adıma bitiriyorum. Siz ısrar ediyorsanız Kur'an da var diye sizin kabulunüzde sizin olsun diyorum.
Osmanlı İle Osmanlı İmparatorluğunu birbirine karıştırdığınız konusunda ciddi şüphelerim var. Osmanlı bir soydur. O soya ait olan kişilerde Cumhuriyet Türkiyesinde sınır dışı edilmişlerdir. Siz Osmanlı torunu iseniz padişahlık hakkınız var demektir ; Yok Osmanlı imparatorluğunun devamı olarak Türkiye'yi kabul ediyorsanız o ayrı bir konudur.
Alıntı:
O Osmanlı ki; lideri ve askeri Peygamberin övgüsüne mazhar olmuştur
Cümlenizin mantıklı bir izahını kendime yapamadım . 600 lü yıllarda yaşamış olan İslam peygamberi 13. yüzyıldan sonra varlık gösteren bir imparatorluğa nasıl övgü söyleyebilir ? Çok mantıksız. Dine de aklada aykırı bir söylem gibi geliyor bana.
Tangör Beyin uyarısını dikkate alarak Atatürk konusuna pek girmiyorum ama iki satır etmezsem ölürüm...
Atatürk olmasaydı başka komutan olacaktı demenizden sizin çanakkaleyi de hiç bilmediğinizi anlıyorum. Atatürk Çanakkale ye nasıl geldi ? Nereden geldi ? Rütbesi neydi ? Nasıl çanakkale Kahramanı olarak ortaya çıktı bilseniz. böyle garip bir cümle kurmazdınız. Diyeyim bu konuyu keseyim.
7 Şubat 1923 te Balıkesir Paşa Camiinde yaptığı konuşma sırasında çekilmiş fotoğraflar vardır Camiide de bazı kataloglarda da. Bende de aslı vardır. Hemde ATATÜRK imzalı... Neden biliyor musunuz ? Çok ilginç bir tesadüf siz bu konuyu açtınız !! Ben Balıkesirliyim. O fotoğrafta Atatürk ün huzurunda 7 yaşında ufacık bir kız vardır. Bilinen ilk kadın hafızı TC nin Çivicilerin AYŞE Hafızı'dır o kişi. Nur içinde yatsın mekanı cennet olsun. Çiviciler in AYŞE hafızı yani ilk kadın hafızımız ufak bir gösteri ile ATA huzurunda hatimini tamamlayarak almıştır bu ünvanı. İşte bu Çiviciler'in Ayşe hafız ı size bu satırları yazan commodore1tr ın anneannesidir. Atanın sağ yanında oturan ise büyük dedesidir. AYŞE hafızın babasıdır yaniii. Zaten PAşa camiini soracak olursan iyi ve geriye gitmeyelim... Neyse İşte sayın Erdem53 bu commodore1tr ın ailesi bir gariptir böyle Çanakkalede de Kurtuluş savaşında da Kore de de Kıbrıs barış harekatında da ailesinden birileri mutlaka bulunmuş şeghit gazi vermiştir. Kardak krizinede bir şekilde commodore1tr dan birileri katılmıştır... Ne tesadüfse Türkiy nin her savaşımında commodore1tr ailesi olmuştur...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Ben birde ''Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.'' sözü hakkında bir iki düşünce belirtmek istiyorum sonra konuma devam edeceğim. Ama sıralamada değişiklik yaptım Türbanı biraz daha öteleyeceğim gerçi türban aldı başını gidiyor ama araya sokacağım konu onu gölgede bırakacak bu gidişle bir sene sonranın tartışması olacak ;
Neyse konuma dönersem '' Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.'' cümlesi çok güzel cümle olmasına rağmen herkese yakışmıyacak bir cümle. Çünkü bunu kullananlar genelde kendileri saygılı olmayan kişiler ama karşıdan saygı beklemekte üzerlerine yok. Tabiiki bazende gerçekten doğru kullanım oluyor o zaman çok güzel oluyor.
Bazıları için bu sözcük '' ben bir şey dedim mi lütfen saygılı olalım bu söze davranışa '' demek ama bunun karşıtı olarak ta bu sözü edenin ''sizin sözünüze veya davranışınıza'' saygılı olması gerekmeyecektir. O koşul oluşurken gene birinci koşul öne çıkacak ve susacak kabul edeceksiniz...
Oysa ben kişinin düşüncelerini sevmeme beğenmeme eleştirme hakkını savunanlardanım. Aynı zamanda onun bu sevmediğim düşünce lerini savunma hakkınında onda olmasınıda desteklerim. Gerçek anlamda çağdaşlığın gereği budur. Fakat bu sözün arkasına sığınanlar sadece kendileri için bunu söylerler sizi eleştirip yanlış hatalı höt diyip bunu derler. Yahu sen baştan saygılı olsana ?????
Çok somut ve çarpıcı iki örnekle bu konuyu açıklamak istiyorum. Tabiiki gene ateş püskürenler olacaktır ama olsun onlarda çağdaşlaşsın. Herkese lazım....
Kulaklarım la duyduğum için son derece rahat yazıyorum bu örneği sağda solda zaman zaman duyduğumda yok canım demezler.. der dururdum saf saf... Ama duydum. Olmamalıydı ama demekki böyle oluyor artık .Zaten böyle olmasa kutuplaşma olmazdı oda ayrı ...
Türbanlı genç kızlarımız gayet rahat bir şekilde açık giyimlileride kapsayacak şekilde şöyle diyorlar.
'' Taçlandım ben ( Türban a taç diyor) inanan örtünür, örtünmeyen dinsizdir. ''
Ben irkildim. Ama biraz sonra yan masayada mini etekli bir kız geldi yorumu gene yaptı...
'' Maşallah maşallah bacaklara bak okşansın diye açmış. Böyle olursanız her şeyi yaparlarsize istiyrsunuzdur. Bunlar şeytan.'''
Sanırım saygımı korudumda bakışlarım dan anlaşıldı düşüncem dördüde kayboldu....
Şimdi buna kalkıp münferit diyecekler biliorum örtücüleri bunların .Ama değil türban takan kız kendisini cidden taçlandı sanıyor... Rengarenk cicili bicili bir garip şekliyle taç... Neyse... Şimdi benden bu düşünceye inanca saygılı olmam isteniyor.. Eyvallah ama benim düşüncem !!! Yani bu kıza kalkıp bende bir takım düşünceler söyleyemez miyim ?
'' Tacı bilmem de kafan PASLANMIŞ O türban altında ki bone yüzünden kafa derin hava alamadığından oksijen gidemiyor içeri o yüzden örümcek ağı oluşmuş''
demek çok sakıncalı hemen lafı yersin ''Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.'' Onun edikleri gitmiştir. Açık kıza dinsiz dediği ( Saygı duyacaz ya ) şeytan dediği bacaklarını okşanmak için açtığı her şeye müstahak olduklarını hep saygı diye çekeceğiz... Ama sen diyince olmayacak Hadi ya...
Bir düşünceye bir inanca saygılı olabilmeninbirinci şartı düşüncenin inancın başkalarına hakaret saldırı küçük düşürücü olmamasıyla gerçekleşir. O kız dese ki,
'' Ben inancımdan dolayı istediğimden taktım.'' İşte saygı duyulacak inanç ve düşünce budur. İçinden bir şeyler dersen dersin. Kendi isteğiyle takıp takmadığını bile sorgulamazsın susarsın geçer gidersin ama bunu yağmıyorki.. Tahrik sonra saygı bekle...
Kafasındaki türbanı TAÇ olarak görerek konuşan ve onu taktı diye kendisini dindar, takmayanı dinsiz ilan eden; açık kıza okşanmak için diyecek kadar bayağı laf eden birisine laf edilir .Sakın saygı demeyin. O da benim düşünceme saygı duyacak. Tek taraflı saygı yok. Daha doğrusu bir kendine dindar diyenlerde var ve tek yönlü... O saygı duymak zorunda değil...
Şurası bir gerçekki o başı açık mini etekli kız herkimse onun mu yoksa başını türbanla örten kızın mı daha dindar olduğunu kimse bilemez. Aynı şekilde hangisinin daha namuslu olduğunuda kimse bilemez. Bunu söyleyince gene saygısız oluyorsunuz biliyor musunuz!! Mini etekliyi ciddiye almıyorlarda ona beterini de önemli değil ötekininde namussuz olabileceğini ama bilmiyorlarki daha doğrusu biliyorlarda bilmezliğe yatıyorlarki.
Neydi o şarkı bir sen bir ben bir aşk olsa nokta nokta......
Öbür örneği sonra veririm.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Erdem53 ;
Sayın commodore1tr size ne yanıt verecek bilmem ama bu yazım yanıtının hakarete varan sertlikte olmasını ve dolayısı ile forumun kapatılmasını engellemek için yazılmıştır.
...........................
''Sayın commodore1tr ın vermiş olduğu iki linkede baktım ve kendisinin oradan kopyaladığı ayetin aynen alındığını gördüm. Bunu sizde gördünüz. Kuranı kerim in değişmez sözcüklerini değiştiren iletinizdeki ayetle bu ayetlerin ilgisi olmadığını aldığınızı iddia ettiğiniz sitede de bu konuda büyük bir hata yapıldığını farkederek özür dileyeceğinize büyük bir saygısızlık ve kelime oyununa girerek günah işliyorsunuz.
Siz Kur an da Ezan var dediniz commodore1tr yok dedi. Olay budur. Ve bizzat sizin verdiğiniz ayetin yanlış olduğunu ispatla kuranda ezan olmadığını açıkça gösterdi. Kaldıki gerçek bir dindar bunu zaten bilir. Başlıngıçta ulakla seslenmeyle çanla olmuştur namaz için toplanma daha sonra aynen commodore1tr ın anlattığı gelişmeler izlenmiştir. Ama siz ne yaptınız ; haklı çıkmak uğruna Kur an ı değil yorumunu örnek gösterdiniz. Commodore1tr zaten onu demiştiki!! Gereksiz bir çabalama ve karalama içersindesiniz.
Dini bilginizin zayıflığı ortada bu bir günah yada suç değildir. Ama bunun aksine hareket ederek bilenleri suçlamak ; daha önemlisi ayeti çarptırarak mealini sunmak iki yüzlülüktür buda büyük günahlardandır anımsatmam gerekir.
Elmalılı Taktir edersinizki 622 senesinden çok sonra yaşamış ve ezan ı bilen bir aydın dindardır. Zaten o yüzden Kur'an kendilerine tercüme ettirilmiş ona rağmende 32 kişilik bir heyet tarafından harf harf kontrol edilmiştir. Mealini anlatırken namaza çağırdığınız dedikten sonra YANİ diyerek EZAN dan bahsetmesi bunu söylemesi sizin HAKLI OLDUĞUNUZU DEĞİL HAKSIZ OLDUĞUNUZU GÖSTERİR. Kuran da ezan olmadığı için yani diyerek ezan dan bahsediyor . Bunu sizin anlamamış olmanız mümkün değil. Anladığınızı kabul ettiğimizde ortaya sizin adınıza korkunç bir durum çıkıyor . Şirkten büyük gübahlardan yalandan riyadan kaçınınız. Kaldıki aldığınız bölümün ayet değil meal olduğunu biliyorsunuz yani bilerek yalan söyleyerek saptırıyorsunuz. Bu bu forumu açmaza götürür. Bundan dolayı yazılarınıza dikkat ediniz.
Atatürk ile ilgili son yazmış olduğunuz iletideki bilgiler doğrudur. Lütfen siz bir kez daha okuyunuz. Bir uyarı sakın ha sakın commodore1tr ile Atatürk tartışmasına yorumlamasına girmeyiniz. Eğer o bilginizde din bilginiz gibiyse ki dahada kötü gözüküyor Çanakkale ile ilgili yazınızı ağzım açık okudum, commodore1tr çok sert ileti yazar o konuda yani Atatürk dendimi ayarı bozuluyor. Bu sakinliği bulamayabilirsiniz. Atatürk üde pek bilmediğiniz konusunda üzülerek söyleyeyim ki commodore1tr la hemfikirim. O ise Atatürk ün doğmadan önceki aile durumunu bile bilir. Rüyadan çıkalım yola diye bir forum var okursanız anlarsınız. Sizin gibi netten arayarak iki çift söz bulmaz peş peşe sıralar ve genelde onun yazısı sitemizde yayımlandıktan sonra arama motorlarında bir biz çıkarız belirli süre sonra sağ olsun internet hırsızları .
Cevşen konusunda da öncelikle sayın fischer sonrada commodore1tr haklı. Ya hiç camiye gitmediniz yada Rize'de ufak bir ilçedesiniz. Yeni cami avlusu bunlarla dolu Kadıköy ağaoğlu camiine giremezsiniz bu tip üründen size cami avlusundan toplanmış milyonlarca cevşen gönderebilirim.
Farkındamısınız her konuda birileriyle terssiniz ? Herkes hatalı olamayacağına göre iyi düşünmekte yarar var diyorum.
saygılarımla.
Sayın Tangör Evren;
öncelikle şunu belirteyim ki 03.07.2008 tarihli yazmış olduğum cevap hala forumda yok.Hiç kimseye hakaret etmediğim halde neden yayınlanmadığını merak ediyorum.
gelelim yazınıza cevaba; siz yazınızda:
''Elmalılı Taktir edersinizki 622 senesinden çok sonra yaşamış ve ezan ı bilen bir aydın dindardır. Zaten o yüzden Kur'an kendilerine tercüme ettirilmiş ona rağmende 32 kişilik bir heyet tarafından harf harf kontrol edilmiştir.''
Ayrıca sayın commodore1tr de yazısında:
''Buda en güvenilir tercüme Elmalılının ''
Elmalılı'nın ne kadar güvenilir olduğu şüphe götürmez demekki.Peki o zaman bu ayetin iniş sebebini elmalılı aynı tefsirin devamında nasıl yazmıştır bakarmısınız:
''Bu âyetin iniş sebebinde de şu iki rivayet vardır: Ezan okununca müslümanlar namaza kalktıklarında yahudiler gülüp alay ederek "Kalktılar, kalkmaz olsunlar; kıldılar, kılmaz olsunlar; rûkû ettiler, etmez olsunlar" derlermiş. Sûddi'nin rivayetine göre Medine'de bir hıristiyan varmış, müezzinin "Ben şahitlik ederim ki, muhakkak Muhammed Allah'ın Resulüdür" dediğini işittiği zaman "Allah yalancıyı yaksın" dermiş. Bir gece hizmetçisi elinde bir ateş ile odasına giderken bir kıvılcım sıçramış, hane halkı da uykuda imiş, derken bir yangın çıkmış, hıristiyan da bütün âilesi ile beraber yanmış gitmiş, bu âyet de bunun üzerine inmiştir. ''
Siz bu yazıdan; namaza çağrıda, müezzinin çan mı çaldığını anlıyorsunuz acaba?
Gelelim benim Maide-58. ayete nerden baktığıma:
www.kuran.gen.tr/
MAİDE-58. Namaz için ezan okuduğunuz zaman, onu bir eğlence ve oyun yerine koyuyorlar. İşte bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır. TÜRKÇE KURAN-I KERİM ( E.HAMDİ YAZIR )
MAİDE-58. Siz ezan okuyarak namaza dâvet edince, bunu alay ve eğlence konusu yaparlar.Onların böyle yapmalarının sebebi, akıllarını kullanmayıp bu güzelliği anlamamalarıdır. TÜRKÇE KURAN-I KERİM ( SUAT YILDIRIM )
www.turkcekuran.com/
MAİDE-58.Namaz için ezan okuduğunuz zaman, onu bir eğlence ve oyun yerine koyuyorlar. İşte bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır. (Kuran-ı Kerim Elmalılı Hamdi Yazır Meali)
Sayın commodore1tr ve siz Kuran'ı Elmalılı'dan daha iyi mi anlıyor ve yorumluyorsunuz?
Cami konusuna gelince RİZE dahil TÜRKİYE'nin bir çok yerinde camilere gittim.Camiye gidince de avlusundan ziyade içerisine girerim.Camilerin avlusunda simit, puaça, incik boncuk gibi malzemeler satan satıcılar olabilir.Siz cami avlusundan satın aldığınız puaça bayat çıktı diye, falan caminin puaçaları bayat deyip camiyi suçlayamazsınız herhalde.
Ayrıca RİZE yi de küçümsemeyiniz.Siz sadece Kadıköy Ağaoğlu camisinin avlusuna gitmiş olabilirsiniz ancak camilerin iç kısımlarına bakarak konuyu değerlendirmenizi tavsiye ederim.
İnternet hırsızlığı şuçlamasını da eğer beni kastediyorsanız şunu söylemek isterim ki; forumu okuyan herkes neyin doğru neyin yanlış olduğunu ve kimin hangi uslupla yazı yazdığını görmektedir.Kendi yazılarınızı ve savunduğunuz kişilerin yazılarını gözden geçiriniz.
Bundan önceki yazımın da yayınlanması ümidiyle...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Şurası bir gerçekki o başı açık mini etekli kız herkimse onun mu yoksa başını türbanla örten kızın mı daha dindar olduğunu kimse bilemez.
Yazınızı bölüyorum fakat şunu anlamadım ,türbanla örten kişi daha dindar olsa ne olur ? Diğer bir deyişle velev ki daha dindar olsun.Daha dindar ya da en dindar olunca ne olmuş oluyor onu anlamadım ?
Bu bir vicdani husus, mukayesesi gereken bir konu değil.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın Erdem 53 ;
Söylenenleri anlamadığınız yada yanlış anladığınız ortada. Bizim dediklerimizle sizin dediklerinizin ilgisi yok. Bu işi uzatmanında ilgisi yok.
İletiniz şimdi girdi ve bizzat tarafımdan onaylandı.
Ben Rize yi severim onu bile yanlış anlamışsınız.
İnternet hırsızlığı ile sizin ne ilginiz var ? Öyle bir şey mi demişim. Commodore1tr 'ın Atatürk le ilgili yazdıkları öncelikle bizim sitede olur çünkü internette bulamazdınız ama sonra internet hırsızları kendi sitelerine taşır bunu demişim ben .Siz ne diyorsunuz.
Lütfen bu iletiye yanıt vermeyiniz.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Evet haklısınız Tangör bey ; Çıkmaza giden tartışmayı devam ettirmenin anlamı yok.
Sayın Erdem53 ;
.................................................. .
Osmanlı İle Osmanlı İmparatorluğunu birbirine karıştırdığınız konusunda ciddi şüphelerim var. Osmanlı bir soydur. O soya ait olan kişilerde Cumhuriyet Türkiyesinde sınır dışı edilmişlerdir. Siz Osmanlı torunu iseniz padişahlık hakkınız var demektir ; Yok Osmanlı imparatorluğunun devamı olarak Türkiye'yi kabul ediyorsanız o ayrı bir konudur.
Cümlenizin mantıklı bir izahını kendime yapamadım . 600 lü yıllarda yaşamış olan İslam peygamberi 13. yüzyıldan sonra varlık gösteren bir imparatorluğa nasıl övgü söyleyebilir ? Çok mantıksız. Dine de aklada aykırı bir söylem gibi geliyor bana.
Tangör Beyin uyarısını dikkate alarak Atatürk konusuna pek girmiyorum ama iki satır etmezsem ölürüm...
Atatürk olmasaydı başka komutan olacaktı demenizden sizin çanakkaleyi de hiç bilmediğinizi anlıyorum. Atatürk Çanakkale ye nasıl geldi ? Nereden geldi ? Rütbesi neydi ? Nasıl çanakkale Kahramanı olarak ortaya çıktı bilseniz. böyle garip bir cümle kurmazdınız. Diyeyim bu konuyu keseyim.
7 Şubat 1923 te Balıkesir Paşa Camiinde yaptığı konuşma sırasında çekilmiş fotoğraflar vardır Camiide de bazı kataloglarda da. Bende de aslı vardır. Hemde ATATÜRK imzalı... Neden biliyor musunuz ? Çok ilginç bir tesadüf siz bu konuyu açtınız !! Ben Balıkesirliyim. O fotoğrafta Atatürk ün huzurunda 7 yaşında ufacık bir kız vardır. Bilinen ilk kadın hafızı TC nin Çivicilerin AYŞE Hafızı'dır o kişi. Nur içinde yatsın mekanı cennet olsun. Çiviciler in AYŞE hafızı yani ilk kadın hafızımız ufak bir gösteri ile ATA huzurunda hatimini tamamlayarak almıştır bu ünvanı. İşte bu Çiviciler'in Ayşe hafız ı size bu satırları yazan commodore1tr ın anneannesidir. Atanın sağ yanında oturan ise büyük dedesidir. AYŞE hafızın babasıdır yaniii. Zaten PAşa camiini soracak olursan iyi ve geriye gitmeyelim... Neyse İşte sayın Erdem53 bu commodore1tr ın ailesi bir gariptir böyle Çanakkalede de Kurtuluş savaşında da Kore de de Kıbrıs barış harekatında da ailesinden birileri mutlaka bulunmuş şeghit gazi vermiştir. Kardak krizinede bir şekilde commodore1tr dan birileri katılmıştır... Ne tesadüfse Türkiy nin her savaşımında commodore1tr ailesi olmuştur...
Sayın commodore1tr;
Ben sizi bilmemekle suçlamıyorum ve yadırgamıyorum.Bilmemmek ayıp değildir ama öğrenmek için de biraz çaba lütfen....
Osmanlı peygamberin övgüsüne mazhar olmuştur:
Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz :
“Kostantiniyye (İstanbul) elbette feth edilecektir. O’nu feth eden kumandan, ne güzel kumandandır! Onu fetheden asker ne güzel askerdir!” buyurmuşlardır.
Bu hadis-i şerif, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin mucizelerinden bir mucizedir. İstanbul, asr-ı saadette Kostantiniyye ismi ile bilindiği için, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de hadis-i şeriflerinde bu isimle anmışlardır.
Bu büyük müjde, sahabeleri de heyecanlandırmış, İstanbul seferinde bulunmayı arzu etmişlerdi. Bu yüzden, 668 yılında Emevilerin yaptığı İstanbul seferine pek çok sahabe katılmıştı. Emeviler, bu kuşatmada İstanbul’u alamadılar ama, başta Ebû Eyyûb el-Ensarî (R.A.) olmak üzere, İstanbul önlerinde sahabelerden 400 kadar şehit bıraktılar.
Özellikle, ALLAH Resûlü (S.A.V.)’in sancaktarı ve yüce Resul (S.A.V.)i yedi ay evinde misafir eden 96 yaşındaki Ebû Eyyûb el-Ensarî (R.A.)’nun İstanbul önlerinde şehit düşmesi, sahabedeki fetih özlemini göstermesi bakımından oldukça anlamlıdır.
Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’in bu hadis-i şeriflerinde övülen kişiler olabilmek için; ilki Hz. Osman (R.A.)nun hilafeti zamanında, Şam Valisi bulunan Hz. Muaviye (R.A.) tarafından olmak üzere, Hicri 32. senesinden itibaren pek çok İslâm komutanı ve İslâm ordusu İstanbul’u defalarca, tam 29 kerre kuşatmıştır. Fakat, İstanbul’u fethetmek, askeri dehası bugün de herkesçe kabul edilen 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmed’e nasip olmuştur....
Ha siz hadisleri de kabül etmiyorsanız bilemem.Dilerseniz kimlerden aktarıldığını da yazbilirim....
Osmanlı ile Osmanlı İmparatorluğu nu ben değil asıl siz karıştırıyorsunuz.Benim ne demek istediğimi herkes anladı.Tüküm demek için soyadımın Türk olması veya soyadı Türk olan bir aileden gelmem mi gerekir?
Osman gazi 1258 de TÜRK doğmasına rağmen 1299 a kadar Osmanlı denen birşey yoktu.Osman gazi de TÜRK dü ben de bir TÜRKÜM ve gurur duyuyorum.Geçmişte Türk devletlerinin isimleri farklı farklı olmuştur.Onları saymama gerek yorktur herhalde...
Anneannenizin hafız olması sizin dini konularda Fetva verebileceğiniz anlamına gelmediği gibi büyük dedenizin Atatürk'ün yanında olması da Atatürk'ü anladığınız anlamına gelmez.
Geçmişe bakacak olursak hemen herkesin ailesinden Kurtuluş savaşına katılmış, Kore, Kıbrıs, Güneydoğu gibi yerlerde savaşmış ve şehit olmuş birilerini bulabilirsiniz. Merak ediyorsanız bizim ailede daha da fazlası var. Çanakkale, Sarıkamış, Kore, Kıbrıs va hala Güneydoğuda iki Aslan var.. Merak ederseniz mail adresinize teker teker isimlerini gönderebilirim.
Sayın commodore1tr sizin söylediğiniz gibi bizim ailemiz bir garip değildir ve bu savaşlara da ne tesadüftür ki diye katılmamışlardır.Sadece bildiklerimle değil tüm Şehit ve Gazilerimizle de guru duyuyoruz.
Belki Atatürk'ün yanında oturamamışlardır ama emirlerini yerine getirdiklerine eminim.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
Yazınızı bölüyorum fakat şunu anlamadım ,türbanla örten kişi daha dindar olsa ne olur ? Diğer bir deyişle velev ki daha dindar olsun.Daha dindar ya da en dindar olunca ne olmuş oluyor onu anlamadım ?
Bu bir vicdani husus, mukayesesi gereken bir konu değil.
Sayın Selin bana soruyorsanız ;
Açık ve net umrumda değil hangisinin daha dindar olduğu. Ama bildiğim şudur ki bilinende bu konuda tek ölçücü tek taktir edici vardır oda Allah tır. Onun taktir haklarına girenlere ben biraz dinci derim. Türban dinin ölçü birimi değildir . Öyle sananlar yanılıyor gibi geliyor bana.
Örneğin '' dindar bir CB seçeceğiz'' deyip getirip Gül'ü oraya oturtmak Dincilikten başka bir şey değildir. Çünkü Gül ün kendisinden öncekilerden dindar olduğunu kim bilebilir ? Bu söz aslında büyük hakaret olduğu gibi dine saygısızlık gaflet delalet içinde bulunanların edebileceği bir laftır. Sanki Allha tan vahiy aldılar '' Ey kullarım bundan öncekiler dindar değildi Gül kulum dindardır.'' Var mı böyle bir şey ? Gerçi bunlar şeyhler müritlerle dolaşıyorlar İştiarede akıllarına gelmiştir. Daha öncekilerin dindar olmadığını ima ederek böyle bir laf etmek bilemiyorum artık.
Din kişinin tertemiz vicdanındadır. Bir metrelik bez parçasıyla ne dindar olunur ne dinden çıkılır. Neyse biraz daha yazarsam 301 e direk gireceğim...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
Ben sizi bilmemekle suçlamıyorum ve yadırgamıyorum.Bilmemmek ayıp değildir ama öğrenmek için de biraz çaba lütfen....
Osmanlı peygamberin övgüsüne mazhar olmuştur:
Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz :
“Kostantiniyye (İstanbul) elbette feth edilecektir. O’nu feth eden kumandan, ne güzel kumandandır! Onu fetheden asker ne güzel askerdir!” buyurmuşlardır.
Bu hadis-i şerif, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin mucizelerinden bir mucizedir. İstanbul, asr-ı saadette Kostantiniyye ismi ile bilindiği için, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de hadis-i şeriflerinde bu isimle anmışlardır.
Bu büyük müjde, sahabeleri de heyecanlandırmış, İstanbul seferinde bulunmayı arzu etmişlerdi. Bu yüzden, 668 yılında Emevilerin yaptığı İstanbul seferine pek çok sahabe katılmıştı. Emeviler, bu kuşatmada İstanbul’u alamadılar ama, başta Ebû Eyyûb el-Ensarî (R.A.) olmak üzere, İstanbul önlerinde sahabelerden 400 kadar şehit bıraktılar.
Özellikle, ALLAH Resûlü (S.A.V.)’in sancaktarı ve yüce Resul (S.A.V.)i yedi ay evinde misafir eden 96 yaşındaki Ebû Eyyûb el-Ensarî (R.A.)’nun İstanbul önlerinde şehit düşmesi, sahabedeki fetih özlemini göstermesi bakımından oldukça anlamlıdır.
Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’in bu hadis-i şeriflerinde övülen kişiler olabilmek için; ilki Hz. Osman (R.A.)nun hilafeti zamanında, Şam Valisi bulunan Hz. Muaviye (R.A.) tarafından olmak üzere, Hicri 32. senesinden itibaren pek çok İslâm komutanı ve İslâm ordusu İstanbul’u defalarca, tam 29 kerre kuşatmıştır. Fakat, İstanbul’u fethetmek, askeri dehası bugün de herkesçe kabul edilen 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmed’e nasip olmuştur....
Ha siz hadisleri de kabül etmiyorsanız bilemem.Dilerseniz kimlerden aktarıldığını da yazbilirim....
Osmanlı ile Osmanlı İmparatorluğu nu ben değil asıl siz karıştırıyorsunuz.Benim ne demek istediğimi herkes anladı.Tüküm demek için soyadımın Türk olması veya soyadı Türk olan bir aileden gelmem mi gerekir?
Osman gazi 1258 de TÜRK doğmasına rağmen 1299 a kadar Osmanlı denen birşey yoktu.Osman gazi de TÜRK dü ben de bir TÜRKÜM ve gurur duyuyorum.Geçmişte Türk devletlerinin isimleri farklı farklı olmuştur.Onları saymama gerek yorktur herhalde...
Anneannenizin hafız olması sizin dini konularda Fetva verebileceğiniz anlamına gelmediği gibi büyük dedenizin Atatürk'ün yanında olması da Atatürk'ü anladığınız anlamına gelmez.
Geçmişe bakacak olursak hemen herkesin ailesinden Kurtuluş savaşına katılmış, Kore, Kıbrıs, Güneydoğu gibi yerlerde savaşmış ve şehit olmuş birilerini bulabilirsiniz. Merak ediyorsanız bizim ailede daha da fazlası var. Çanakkale, Sarıkamış, Kore, Kıbrıs va hala Güneydoğuda iki Aslan var.. Merak ederseniz mail adresinize teker teker isimlerini gönderebilirim.
Sayın commodore1tr sizin söylediğiniz gibi bizim ailemiz bir garip değildir ve bu savaşlara da ne tesadüftür ki diye katılmamışlardır.Sadece bildiklerimle değil tüm Şehit ve Gazilerimizle de guru duyuyoruz.
Belki Atatürk'ün yanında oturamamışlardır ama emirlerini yerine getirdiklerine eminim.
Şimdi 2 ihtimal var istanbul fethedilir ya da edilmez şimdi bunun nesi mucize,İslamda cihat diye bi kavram var ve o devirlerde hatta 2. dünya savaşına kadar dünyada sürekli savaşlar var,İstanbul da her zaman dünyanın gözde yerlerinden biri olmuştur müslüman bi topluluğun istanbulu fethetmeye çalışacağı açıktı zaten ki defalarca fetih denendi ve en sonunda başarıldı.Ona bakarsak nostradamusun gerçekleşmiş yüzlerce kehaneti var,bu bir mucizemidir acaba.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
Şimdi 2 ihtimal var istanbul fethedilir ya da edilmez şimdi bunun nesi mucize,İslamda cihat diye bi kavram var ve o devirlerde hatta 2. dünya savaşına kadar dünyada sürekli savaşlar var,İstanbul da her zaman dünyanın gözde yerlerinden biri olmuştur müslüman bi topluluğun istanbulu fethetmeye çalışacağı açıktı zaten ki defalarca fetih denendi ve en sonunda başarıldı.Ona bakarsak nostradamusun gerçekleşmiş yüzlerce kehaneti var,bu bir mucizemidir acaba.
Sayın unbelievable;
bu cevabı yazmadan önce neden İstanbul diye bir düşünseydiniz keşke.Biraz da tarih okusaydınız fena olmazdı... Neredeyse bu zamandan 1400 yıl önce ve fethedilmeden 800 küsür yıl önce... Siz 2 ihtimal vardı diyorsunuz. İstanbul un bu kadar değerli olacağını bilebilmek... Neden, o zamanki isimlerini bilemeyeceğim ama, Viyana veya Roma değilde İstanbul...
Sizin inancınıza göre bu Mücize olmayabilir veya nostradamusun kehanetleri mücize olabilir.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın unbelievable ;
Her nekadar yanıt vermiş olsanızda siz biraz tarih okuyun biraz da düşünün. Pardon neden İstanbul diye düşünün !! Düşünün çok genel oldu ne düşünmeniz gerektiğini saptamak lazım. Hani olur ya ''O kadar açık yazımı nasıl anlamaz'' diye düşünürsünüz olmaz !!!
İstanbul un o zamanki ismini bilip Viyana veya Roma nın kini günümüzde bilemeyen birisi 1400 yıl önce bilinmesini istiyor.
Çok büyük olasılıkla İslam peygamberi İstanbul adını çok sıklıkla duyuyordu. O zamanki tarih ve kültür beşiği idi. Büyük olasılıkla Viyana ve Roma diyeye bir yerler olduğunu ölene kadar bilmiyordu. Bu sorunun yanıtı bu kadar basit.
İstanbul M:Ö den beri önüne gelenin canı sıkılanın kuşattığı hep istenen bir şehir olmuş. En meşhur bilinen. 1453 ten sonrada bizlerden almak için uğraşıldı duruldu. 1920 li yıllarda neredeyse oluyordu ama Allah tan Mustafa Kemal ATATÜRk çıktı bizde kaldı. Halen daha İstabnbul emperyalistler için idealdir...
Avrupada sorun Viyana mı istanbul mu diye Bu kadar rezil ettiğimiz halde hala İstanbul erler.
Ve son bir not herkese yanıt vermek zorunda değilsiniz konuyu saptırıyorsunuz.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
1- Biraz da tarih okusaydınız fena olmazdı...
2- Yarınki dersinize iyi çalışmanız gerekecek.
3- Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.
4- Bundan önceki yazımın da yayınlanması ümidiyle...
1 - Hangi tarihi? Dersimiz tarih mi?
2 - Olur... Başüstüne hocam, emriniz olur!
3 - Nasıl? Sizin gibi mi?
4 - Kesin o yazınız üstü örtülü hakaret doluydu!
Tekerleme gibi aynı şeyleri araya sokuşturup duruyorsunuz!
Kimsenin vaaz dinlemeye ihtiyacı yok bence, konu sıkıcı olmaya başladı, sabır da bir yere kadardır!
Saygılar Sayın erdem53.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı
Sizin gibi netten arayarak iki çift söz bulmaz peş peşe sıralar ve genelde onun yazısı sitemizde yayımlandıktan sonra arama motorlarında bir biz çıkarız belirli süre sonra sağ olsun internet hırsızları .
Alıntı:
Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Erdem 53 ;
Söylenenleri anlamadığınız yada yanlış anladığınız ortada. Bizim dediklerimizle sizin dediklerinizin ilgisi yok. Bu işi uzatmanında ilgisi yok.
İletiniz şimdi girdi ve bizzat tarafımdan onaylandı.
Ben Rize yi severim onu bile yanlış anlamışsınız.
İnternet hırsızlığı ile sizin ne ilginiz var ? Öyle bir şey mi demişim. Commodore1tr 'ın Atatürk le ilgili yazdıkları öncelikle bizim sitede olur çünkü internette bulamazdınız ama sonra internet hırsızları kendi sitelerine taşır bunu demişim ben .Siz ne diyorsunuz.
Lütfen bu iletiye yanıt vermeyiniz.
Yanıt vermeyeyim diyorum ama sizin yazınızın çalınıp benim de o siteden alıntı yaptığımı kastediyorsunuz herhalde. Haliyle de cevap verme zorunluluğu hissediyorum.
Yazdıklarım doğru ise bu sayın commodore1tr nin yazılarından alıntı olduğu anlamına gelmez herhalde. Konu Atatürk olunca commodore1tr den veya sizden başkasının birşey bilme hakkı yokmudur acaba merak ettim.
İnanın üzülerek yanıt veriyorum.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Yanıt vermeyeyim diyorum ama sizin yazınızın çalınıp benim de o siteden alıntı yaptığımı kastediyorsunuz herhalde. Haliyle de cevap verme zorunluluğu hissediyorum.
Yazdıklarım doğru ise bu sayın commodore1tr nin yazılarından alıntı olduğu anlamına gelmez herhalde. Konu Atatürk olunca commodore1tr den veya sizden başkasının birşey bilme hakkı yokmudur acaba merak ettim.
İnanın üzülerek yanıt veriyorum.
Öyle bir şey demiyorum. Commodore1tr Atatürk ile ilgili bir şey yazarken İnternetten arama yapmaz oturur kendisi yazar. Verdiği bilgiler İnternete İlk bizden düşer. AMA DAHA SONRA BAZILARI COMMODORE1TR IN YAZISINI ALIP KENDİ SİTELERİNE KOYARLAR. Bu bağlamda ATATÜRK le ilgili İnternetten bir kaç sözcük yazarak bulacağınız bilgilere dayanarak Commodore1tr la tartışmaya girmeyin. Daha açık nasıl yazayım.
Konu ATATÜRK olunca gönül isterki herkes çok iyi bilsin. Anlasın yorumlarını içine sindirmiş olsun.. Ama görüyoruz ki heyhat tam tersi. ABD nin ATATÜRK ü yok etme çabalarına tam destek veren ve travmadan kurtulamamış bir iktidar partisinin bulunduğu ülkede yaşıyoruz. Buna rağmen ATATÜRK ü çok iyi bilen ve yaşayanların olduğuna inanıyorum. Ve ümit ederim ki sizde öylesinizdir. Ben yanılmaya emin olun bu konuda bin kere razıyım.
Saygı ve sevgilerimle.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
deniz02 rumuzlu üyeden alıntı
1 - Hangi tarihi? Dersimiz tarih mi?
2 - Olur... Başüstüne hocam, emriniz olur!
3 - Nasıl? Sizin gibi mi?
4 - Kesin o yazınız üstü örtülü hakaret doluydu!
Tekerleme gibi aynı şeyleri araya sokuşturup duruyorsunuz!
Kimsenin vaaz dinlemeye ihtiyacı yok bence, konu sıkıcı olmaya başladı, sabır da bir yere kadardır!
Saygılar Sayın erdem53.
Sayın deniz02;
1- 600-1400 lü yılları biraz tarih olarak algıladığım için.
2- Sayın commodore1tr nin bana tavsiyesi ne cevaben:
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın erdem 53 ;
Bu kadar din dersi yeter size bu günlük yarına iyi çalışıp gelin çünkü konumuz ATATÜRK ve ATATÜRKÇÜLÜK... Ben size göstereceğim başka komutanda çıkardıyı...
yarınki derse iyi çalışılıp gelinmesi kendi tavsiyeleriydi.Okuma zahmetine katlansaydınız anlardınız.
3- İnsanların inançlarına saygılı olunması yanında sizin; görüşlere de saygı göstermenizi rica edeceğim. Ayrıca hoca olmadığımı da belirteyim.
4- Siz öyle dedikten sonra mutlaka öyledir....
Asıl siz araya sokuşturma yapacağınıza, fikrinizi beyen etseydiniz belki konuyu sıkıcı olmaktan çıkarırdınız.
Biz sabırla izlemeye devam ediyoruz.
Saygılar sunarım.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı
Öyle bir şey demiyorum. Commodore1tr Atatürk ile ilgili bir şey yazarken İnternetten arama yapmaz oturur kendisi yazar. Verdiği bilgiler İnternete İlk bizden düşer. AMA DAHA SONRA BAZILARI COMMODORE1TR IN YAZISINI ALIP KENDİ SİTELERİNE KOYARLAR. Bu bağlamda ATATÜRK le ilgili İnternetten bir kaç sözcük yazarak bulacağınız bilgilere dayanarak Commodore1tr la tartışmaya girmeyin. Daha açık nasıl yazayım.
Konu ATATÜRK olunca gönül isterki herkes çok iyi bilsin. Anlasın yorumlarını içine sindirmiş olsun.. Ama görüyoruz ki heyhat tam tersi. ABD nin ATATÜRK ü yok etme çabalarına tam destek veren ve travmadan kurtulamamış bir iktidar partisinin bulunduğu ülkede yaşıyoruz. Buna rağmen ATATÜRK ü çok iyi bilen ve yaşayanların olduğuna inanıyorum. Ve ümit ederim ki sizde öylesinizdir. Ben yanılmaya emin olun bu konuda bin kere razıyım.
Saygı ve sevgilerimle.
Sayın Tangör Evren;
öncelikle açıklamanız için teşekkür ederim. Benim rahatsız olduğum nokta AKP nin başörtüsünü siyasi simge olarak kabüllenerek kendi tekeline alması gibi bazı kişilerinde Atatürk'ü kendi tekellerinde görmesi. Bir kişinin Atatürk'le ilgili herşeyi bilmesi; o kişinin Atatürk'ün fikirlerini benimsediği ve ya kendi amaçları doğrultusunda işine geldiğince kullanmadığı anlamına gelmez.Şunu da belirteyim ki bunu da kimseyi kasdederek yazmıyorum.
İnanınız ki internetten bilgi kopyalamak gibi bir alışkanlığım yoktur.Kendi fikirlerimi yansıtabileceğimi düşünüyorum. Ancak Kuran-ı Kerim ayetlerini yazarken, Peygamberimiz (S.A.V.) in hadislerini yazarken veya Atatürk'ün sözlerini yazarken hataya düşmemmek ve aynı zamanda yeni bir tartışmaya mahal vermemek endişesiyle internetten kopyalama yoluna başvurduğum doğrudur.İnternet olmazsa kaynak araştırıp oradan da aynı şeyleri yazacaktım herhalde.
Fikir ve yorumlarım kesinlikle bana aittir.Herkesin fikrine ve inancına saygı duyduğum gibi benim fikir ve inançlarıma da saygı duyulmasını isterim.Tabii ki saygıyı tektaraflı görenlerden ve anlamıyanlardan böyle bir beklentim de olmadığını belirtmeliyim.Kimseyi kastetmediğimi de tekraren belirteyim.
Saygılarımla.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
. O da benim düşünceme saygı duyacak. Tek taraflı saygı yok.
işte ayrıldığımız nokta burası sayın commodore1tr,
tek taraflı saygı var.
olmaz ise ne olur ?
bugünkü türkiye olur. çatışma olur, kargaşa olur?
kıssasa kısas, bana saygı göstermeyene bende göstermem düşüncesi ile hiç bir sorunu çözemeyiz.
belki toplumun genel çoğunluğunun benim dediğim hassasiyetde olması biraz zor gibi gözüksede,
en azından toplum nezninde saygı gören, belli bir kariyer ve mevki sahibi insanların bu şekilde hareket etmeleri gerekmektedir. yazılarınızdan okuduğum kadarı ile sizinde bilgi birikimlerinizi ve düşünceleriniz ışığın toplumda belli bir yeriniz var. dolayısı ile sizin gibiler bu düşüncede olursa toplumu nasıl barıştırcağız ? nasıl biribirine saygı göstermeyi öğreteceğiz ?
maneviyat, felsefe , buda , uzak doğunun mistik düşünceleri , islam ve benzeri değerlerin içerisinde ki karşılıksız saygı ve iyilik yapma düşüncelerinin sebebi nedir ? diye hiç düşündünüz mü ?
bence tek sebebi toplumun mutluluğu...
daha mutlu ve daha huzurlu bir toplum yaratmak.
günümüzün lafı ile , akil insanlarımız bu şekilde davranırsa belki toplumda bundan etkilenir ve daha uyumlu , biribirine saygı duyabilen bir toplum haline gelebiliriz.
taçlı(türbanlı) kız mini etekli kıza seviyesizce bazı laflar ettikten sonra ;
mini etekli kızın
"ben senin türbanına ve yaşamına saygı duyuyorsam seninde benim mini eteğime saygı duyman gerekir"
diyebildiği zaman
bu tip sataşmalardan rahatsız olmadığı zaman
kendine güveninin tam olduğu zaman
toplumumuzda yaşanan bu tip olaylar yavaş yavaş yok olacaktır. farklı her düşünce birbirine daha saygılı olacaktır.
neden diye sorarsanız?
buda bir toplum bilimi, etki-tepki meselesi yani...
o ona şunu dedi , karşılığında o şunu yaptı. bu şekilde biribilerini saygısızca rahatsız eden iki farklı grup , hep bir çatışma içinde olacaktır.
ancak ne zamanki bir grup, bu satışmalara cevap vermeyip üslubunu bozmamaya başlayacak, karşısındaki her ne yaparsa yapsın ona saygıda kusur etmeyecek, ne zaman bu sataşmalardan rahatsız olmayacak,
işte o zaman bu sataşmaları yapan insanlar bu sataşmaların boş olduğunu karşılarından bir tepki gelmediğini , boşuna bu tip sataşmalar yaptığını anlayacak.
anlamaz ise kendi yanlışları ile başbaşa kalacak. toplumun geri kalanı onun bu hareketlerini tasvip etmeyecek. saygısız olan grup kendine hiç bir zaman taraftar bulamayacak, kendi grubunun sayısını arttıramayacak.
siz eğer kendinize güveniyorsanız, kendinizi kuvvetli hissediyorsanız , size yapılan her türlü sataşma ve saldırı karşısında daha rahat ve tepkisiz olabilirsiniz.
büyüklük , her türlü tepki ve saldırıya karşı , kendini üslubunu bozmamaktır.
dün gece show tvdeki açık oturumda "salya-sümük" muhabbetini dile getiren katılımcıya bu söylem toplum nezninde ne gibi artılar getirir, ona ne kazandırır ? ne kaybettirir ?
savunduğu fikirlere ne gibi faydası olur ? ne gibi zararları olur ?
bence şu anki yaşadığımız en önemli sorun bu, laikçi kesimin dindar kesime yaptığı saygısız ve kısıtlayıcı yaklaşımlar, toplum tarafından yadırganıyor ve eleştiri alıyor. haksızlığa uğrayan veya uğruyormuş gibi görünen kesim mağdur gözüktüğü için sempati kazanıyor. akp kurulduğu ilk günden beri bu durumu kendi çıkarları için çok iyi kullanıyor. ama akp ye kızamıyorum. siyaset bu.
kendini çağdaş gören, modern gören, insan haklarına saygılı gören , laik devlet düzenine inanan , kadın haklarına inanan tüm akil insanlara sağ duyu ve karşılıksız saygı öneriyorum.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
sadivarol rumuzlu üyeden alıntı
işte ayrıldığımız nokta burası sayın
taçlı(türbanlı) kız mini etekli kıza seviyesizce bazı laflar ettikten sonra ;
mini etekli kızın
"ben senin türbanına ve yaşamına saygı duyuyorsam seninde benim mini eteğime saygı duyman gerekir"
diyebildiği zaman
bu tip sataşmalardan rahatsız olmadığı zaman
kendine güveninin tam olduğu zaman
Bu forumu takip etmeye ancak yazmamaya kararlıydım. Ancak bukadarına artık pes diyeceğim. Sataşmalardan rahatsız olmamakla kendine güvenin ne alakası var?
Sayın Varol namsuna şerefine açıkça saldırılan bir insandan nasıl bunu soğukkanlılıkla davranmasını bekleyebiliyorsunuz. Sanırım cinsiyetiniz nedeniyle empati yapamıyorsunuz. Kolunuzdaki eşinizin kardeşinizin namusuna açıkça ve yüksek sesle sözlü saldırıda bulunulduğunda siz karşı tarafa saygı duyuyorum mu diyorsunuz? Nasreddin hocanın deyimiyle hırsızın hiç mi suçu yok?
Başını örten kızın hak ettliği saygıyı neden açan kız hak etmiyor?
Ancak iç tutarlılığınıza da hayran olmamak elde değil. Son cümlenizde bile saygıya davet ettiğiniz kesim tek yönlü Çağdaş (daha önceki iletilerinizden bu sözcüğü laikçi olarak anladığınızı biliyoruz) gören modern gören, insan haklarına saygılı gören , laik devlet düzenine inanan , kadın haklarına inanan tüm akil insanlara sağ duyu ve karşılıksız saygı önermişsiniz. Yoksa Akil insanları ve onların başı açık kızları saygıyı hak etmiyor mu?
Bir kerede akil insanlara değil diğerlerine saygı önerseniz diyorum.
Bu arada sitenin akıllı üyeleri sizin kadar iletişim hilelerini bilir. Bazı üyelere defalarca saygıya davet, itici olamayalım mesajı altından ne demek istediğinizin farkındalar.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Ben birde ''Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.'' sözü hakkında bir iki düşünce belirtmek istiyorum sonra konuma devam edeceğim. Ama sıralamada değişiklik yaptım Türbanı biraz daha öteleyeceğim gerçi türban aldı başını gidiyor ama araya sokacağım konu onu gölgede bırakacak bu gidişle bir sene sonranın tartışması olacak ;
Neyse konuma dönersem '' Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.'' cümlesi çok güzel cümle olmasına rağmen herkese yakışmıyacak bir cümle. Çünkü bunu kullananlar genelde kendileri saygılı olmayan kişiler ama karşıdan saygı beklemekte üzerlerine yok. Tabiiki bazende gerçekten doğru kullanım oluyor o zaman çok güzel oluyor.
Bazıları için bu sözcük '' ben bir şey dedim mi lütfen saygılı olalım bu söze davranışa '' demek ama bunun karşıtı olarak ta bu sözü edenin ''sizin sözünüze veya davranışınıza'' saygılı olması gerekmeyecektir. O koşul oluşurken gene birinci koşul öne çıkacak ve susacak kabul edeceksiniz...
Oysa ben kişinin düşüncelerini sevmeme beğenmeme eleştirme hakkını savunanlardanım. Aynı zamanda onun bu sevmediğim düşünce lerini savunma hakkınında onda olmasınıda desteklerim. Gerçek anlamda çağdaşlığın gereği budur. Fakat bu sözün arkasına sığınanlar sadece kendileri için bunu söylerler sizi eleştirip yanlış hatalı höt diyip bunu derler. Yahu sen baştan saygılı olsana ?????
Çok somut ve çarpıcı iki örnekle bu konuyu açıklamak istiyorum. Tabiiki gene ateş püskürenler olacaktır ama olsun onlarda çağdaşlaşsın. Herkese lazım....
Kulaklarım la duyduğum için son derece rahat yazıyorum bu örneği sağda solda zaman zaman duyduğumda yok canım demezler.. der dururdum saf saf... Ama duydum. Olmamalıydı ama demekki böyle oluyor artık .Zaten böyle olmasa kutuplaşma olmazdı oda ayrı ...
Türbanlı genç kızlarımız gayet rahat bir şekilde açık giyimlileride kapsayacak şekilde şöyle diyorlar.
'' Taçlandım ben ( Türban a taç diyor) inanan örtünür, örtünmeyen dinsizdir. ''
Ben irkildim. Ama biraz sonra yan masayada mini etekli bir kız geldi yorumu gene yaptı...
'' Maşallah maşallah bacaklara bak okşansın diye açmış. Böyle olursanız her şeyi yaparlarsize istiyrsunuzdur. Bunlar şeytan.'''
Sanırım saygımı korudumda bakışlarım dan anlaşıldı düşüncem dördüde kayboldu....
Şimdi buna kalkıp münferit diyecekler biliorum örtücüleri bunların .Ama değil türban takan kız kendisini cidden taçlandı sanıyor... Rengarenk cicili bicili bir garip şekliyle taç... Neyse... Şimdi benden bu düşünceye inanca saygılı olmam isteniyor.. Eyvallah ama benim düşüncem !!! Yani bu kıza kalkıp bende bir takım düşünceler söyleyemez miyim ?
'' Tacı bilmem de kafan PASLANMIŞ O türban altında ki bone yüzünden kafa derin hava alamadığından oksijen gidemiyor içeri o yüzden örümcek ağı oluşmuş''
demek çok sakıncalı hemen lafı yersin ''Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.'' Onun edikleri gitmiştir. Açık kıza dinsiz dediği ( Saygı duyacaz ya ) şeytan dediği bacaklarını okşanmak için açtığı her şeye müstahak olduklarını hep saygı diye çekeceğiz... Ama sen diyince olmayacak Hadi ya...
Bir düşünceye bir inanca saygılı olabilmeninbirinci şartı düşüncenin inancın başkalarına hakaret saldırı küçük düşürücü olmamasıyla gerçekleşir. O kız dese ki,
'' Ben inancımdan dolayı istediğimden taktım.'' İşte saygı duyulacak inanç ve düşünce budur. İçinden bir şeyler dersen dersin. Kendi isteğiyle takıp takmadığını bile sorgulamazsın susarsın geçer gidersin ama bunu yağmıyorki.. Tahrik sonra saygı bekle...
Kafasındaki türbanı TAÇ olarak görerek konuşan ve onu taktı diye kendisini dindar, takmayanı dinsiz ilan eden; açık kıza okşanmak için diyecek kadar bayağı laf eden birisine laf edilir .Sakın saygı demeyin. O da benim düşünceme saygı duyacak. Tek taraflı saygı yok. Daha doğrusu bir kendine dindar diyenlerde var ve tek yönlü... O saygı duymak zorunda değil...
Şurası bir gerçekki o başı açık mini etekli kız herkimse onun mu yoksa başını türbanla örten kızın mı daha dindar olduğunu kimse bilemez. Aynı şekilde hangisinin daha namuslu olduğunuda kimse bilemez. Bunu söyleyince gene saygısız oluyorsunuz biliyor musunuz!! Mini etekliyi ciddiye almıyorlarda ona beterini de önemli değil ötekininde namussuz olabileceğini ama bilmiyorlarki daha doğrusu biliyorlarda bilmezliğe yatıyorlarki.
Neydi o şarkı bir sen bir ben bir aşk olsa nokta nokta......
Öbür örneği sonra veririm.
Sayın commodore1tr;
''Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.'' sözünü önceki yazılarımda ve son yazdığım ve yayınlanmayan yazımda yazmıştım.Buraya kadar cevap vermeyip burada cevaplamanız o yazıyı okuduğunuz düşüncesini oluşturdu bende.Eğer yanlış düşünmüşsem şimdiden özür dilerim..Yayınlanmayan yazım deyip duruyorum, pek özelliği de kalmadı aslında benzerlerini kısım kısım yazdım.
Yukarıda yazdığınız örneklerden ziyade çıkardığınız sonuçlar üzücü...
Benim de size bir sorum olacak:
diyelim ki; bir Alman sizinle kavga etti ve sizi yaraladı.Siz; tüm Almanlar dan mı davacı olur ve tüm Almanları mı suçlarsınız?
Bu soruya verilecek cevap herhalde; sadece siznle kavga eden Alman olacaktır.
Benimde baştan beri bahsettiğim nokta burası.Eğer bir insan dini siyesete alet ediyorsa ve dini inancından dolayı takılan başörtüsünü siyasi simge görüyorsa o kişiye vereceğiniz cevap veya eleştiriniz beni alakadar etmez.
Ancak bu eleştiriyi yaparken çizgiyi biraz kaçırıpta; dini eleştirmek, inançlı insanları eleştirmek vaya insanlara siz dininizi yanlış biliyorsunuz diye ortaya çıkmak, bence insanların inançlarına saygısızlıktır.
Benim kastettiğim herkesin inancına saygılı olmaktır. İnsan neye inanırsa inansın saygılı olmak... Eleştiri yaparken de diğer insanların inançlarına saygılı olmak. Öncelikle biz saygı göstermeliyiz ki başkaları da bizim inancımıza saygı göstersinler.
Kimse kimseye zorla başını kapayacaksın diye bir zorlamada bulunamayacağı gibi kimsenin de inancından dolayı kapanmasına engel olmamamak gerekir.Kendi özgürlüğümüz başkalarının özgürlüğünü kısıtlamamalı.
Başı kapalı olanın açık olandan veya tersi kapalı olanın açık olandan üstünlüğü olduğuna bizler karar veremeyiz. Allah katında Allah bilir. Bu dünyada isteyen istediği gibi düşünebilir ancak saygı ve hoşgörü çerçevesinde....
(hemen şu şöyle dedi bu böyle dedi diye cevap yazmayınız lütfen.Siyasi veya başka emellerin peşinde koşanları kast etmiyorum.)
Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.
Lütfen insanların kendilerinde saygılı olalım. Sokak ortasında seni gidi fahişe anlamına gelecek sözlerle sataşmayalım. Kamusal alana giremeyişin acısını ondan çıkarmayalım. Yazıp çizerken o zaten açık, bunu istiyor gibi mesajler verip taciz ve tecavüzlerine kapı açmayalım. Geçerken bacaklarına nevi belirsiz sıvılar atmayalım. At arabası kullanıyorsak elimizdeki kamcıyı savurmayalım. Parmakla göstermeyelim.
Ne dersiniz?
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın erdem53 sıkıldık artık sizin yazdığınız konular daha önçe çok yazıldı tartısıldı sitemizde sizi buraya alalım sayın büyüğümüz commodore1tr konusuna devam ettisin. rhttp://images.hukuki.net/images/stat...ad_dot_hot.gif https://www.hukuki.net/forum/images/icons/icon1.gifhttp://images.hukuki.net/images/misc/subscribed.gif Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır... (http://images.hukuki.net/images/misc/multipage.gif 1 2 3 ... Son Sayfa)
Kahbe dünya böyledir, insan doymadan gider,
Göz açıp kapamadan bakarşın, insan gider,
Bazısı insan gelir, dönüşte hayvan gider.
Sırıtmama bakma sen, içerimden kan gider,
Çalalım, oynayalım, battı balık yan gider.
Borçlar bini aşınca, kim düşünür borcunu,
Nasıl olsa kaçırdık artık ipin ucunu,
Alsın alacaklar oğlumun pabucunu.
Aziz Nesin
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
sadivarol rumuzlu üyeden alıntı
işte ayrıldığımız nokta burası sayın commodore1tr,
tek taraflı saygı var.
olmaz ise ne olur ?
bugünkü türkiye olur. çatışma olur, kargaşa olur?
kıssasa kısas, bana saygı göstermeyene bende göstermem düşüncesi ile hiç bir sorunu çözemeyiz.
belki toplumun genel çoğunluğunun benim dediğim hassasiyetde olması biraz zor gibi gözüksede,
en azından toplum nezninde saygı gören, belli bir kariyer ve mevki sahibi insanların bu şekilde hareket etmeleri gerekmektedir. yazılarınızdan okuduğum kadarı ile sizinde bilgi birikimlerinizi ve düşünceleriniz ışığın toplumda belli bir yeriniz var. dolayısı ile sizin gibiler bu düşüncede olursa toplumu nasıl barıştırcağız ? nasıl biribirine saygı göstermeyi öğreteceğiz ?
maneviyat, felsefe , buda , uzak doğunun mistik düşünceleri , islam ve benzeri değerlerin içerisinde ki karşılıksız saygı ve iyilik yapma düşüncelerinin sebebi nedir ? diye hiç düşündünüz mü ?
bence tek sebebi toplumun mutluluğu...
daha mutlu ve daha huzurlu bir toplum yaratmak.
günümüzün lafı ile , akil insanlarımız bu şekilde davranırsa belki toplumda bundan etkilenir ve daha uyumlu , biribirine saygı duyabilen bir toplum haline gelebiliriz.
taçlı(türbanlı) kız mini etekli kıza seviyesizce bazı laflar ettikten sonra ;
mini etekli kızın
"ben senin türbanına ve yaşamına saygı duyuyorsam seninde benim mini eteğime saygı duyman gerekir"
diyebildiği zaman
bu tip sataşmalardan rahatsız olmadığı zaman
kendine güveninin tam olduğu zaman
toplumumuzda yaşanan bu tip olaylar yavaş yavaş yok olacaktır. farklı her düşünce birbirine daha saygılı olacaktır.
neden diye sorarsanız?
buda bir toplum bilimi, etki-tepki meselesi yani...
o ona şunu dedi , karşılığında o şunu yaptı. bu şekilde biribilerini saygısızca rahatsız eden iki farklı grup , hep bir çatışma içinde olacaktır.
ancak ne zamanki bir grup, bu satışmalara cevap vermeyip üslubunu bozmamaya başlayacak, karşısındaki her ne yaparsa yapsın ona saygıda kusur etmeyecek, ne zaman bu sataşmalardan rahatsız olmayacak,
işte o zaman bu sataşmaları yapan insanlar bu sataşmaların boş olduğunu karşılarından bir tepki gelmediğini , boşuna bu tip sataşmalar yaptığını anlayacak.
anlamaz ise kendi yanlışları ile başbaşa kalacak. toplumun geri kalanı onun bu hareketlerini tasvip etmeyecek. saygısız olan grup kendine hiç bir zaman taraftar bulamayacak, kendi grubunun sayısını arttıramayacak.
siz eğer kendinize güveniyorsanız, kendinizi kuvvetli hissediyorsanız , size yapılan her türlü sataşma ve saldırı karşısında daha rahat ve tepkisiz olabilirsiniz.
büyüklük , her türlü tepki ve saldırıya karşı , kendini üslubunu bozmamaktır.
dün gece show tvdeki açık oturumda "salya-sümük" muhabbetini dile getiren katılımcıya bu söylem toplum nezninde ne gibi artılar getirir, ona ne kazandırır ? ne kaybettirir ?
savunduğu fikirlere ne gibi faydası olur ? ne gibi zararları olur ?
bence şu anki yaşadığımız en önemli sorun bu, laikçi kesimin dindar kesime yaptığı saygısız ve kısıtlayıcı yaklaşımlar, toplum tarafından yadırganıyor ve eleştiri alıyor. haksızlığa uğrayan veya uğruyormuş gibi görünen kesim mağdur gözüktüğü için sempati kazanıyor. akp kurulduğu ilk günden beri bu durumu kendi çıkarları için çok iyi kullanıyor. ama akp ye kızamıyorum. siyaset bu.
kendini çağdaş gören, modern gören, insan haklarına saygılı gören , laik devlet düzenine inanan , kadın haklarına inanan tüm akil insanlara sağ duyu ve karşılıksız saygı öneriyorum.
Sayın sadivarol ;
İletinizi okuduktan sonra düşündüm düşündüm düşündüm;
Siz ya benim yazdıklarımı yanlış anlıyor ve nedense buna göre bile olsa tek taraflı ama çok iyi yorum yapıyorsunuz ;
Siz ya islam peygamberi ve dört halifeden sonra gelen en hoş görülü adamsınız ki onlar bile bir yerde yeter diyip karşı koymuşlardır ;
Siz ya da çok ince ince haklı gözükmek için eleştiride bulunuyorsunuz.
Hangisi olduğunu bilemiyorum ancak yanlış anlayarak taraflı eleştiri yaptığınızı ve bunu nazikane bir şekilde haksızlığı hoş gören bir tutum içerisinde kabul ettirmeye çalıştığınızı anlayabiliyorum. Bakın sonunda sayın gecem1970 bile isyan etmiş ;
İletinize dikkat ediyorumda mini etekli kız türbanlı kızın çok ciddi aşağılık hakaret içeren sözlerine saygı duyarak kendisine saygı istemesi gerektiğini ve sözlerini eleştirmemesi gerektiğini savunuyorsunuz. Ama kafasındaki türbandan dolayı ''ben taçlandım'' a '' hayır paslandın'' denmesinin yanından bile geçmiyorsunuz çünkü kaldıramıyorsunuz. Türbanlı diyebilir öteki saygı duyup sadece kendisine saygı isteyecek !!Bu çağdaşlık değil ki..
Aslında sizin burada gerçekten tarafsız bir gözlem yapıyor olmanızı isterdim. Ama çok koyu bir taraf gibisiniz. Normalde '' Amma terbiyesiz miş o türbanlı bu düşünce değil hakaret gene bir şey demeden iyi dayanmışsınız sayın commodore1tr'' demeniz daha doğru olurdu . Çünkü türbanlının dediği düşünce filan değil ....
Ben taçlandım --- İyi halt yedin bana ne ?
İnanan örtünür --- Kabul etmiyorum ama saygı duyuyorum
Örtünmeyen dinsizdir --- Din ne uzcuzmuş. İki metre bezi tak kafana slala yolla gerisini. Başı açıklara dinsiz demek büyük günah a şapşal kızım Kandırmışlar seni ! Hep halaret etme ne menem düşünce ?
Maşallah maşallah bacaklara bak ---Hımm bacaklar güzelmiş, iyide sana ne ? Lezbiyen misinde başkasının bacaklarına bakıyorsun kız olarak Aç bakayım senin ki nasıl Hatların güzel de
Okşansın diye açmış --- Sen çok okşandın ki kapattın. Herkesi kendin gibi mi sanıyorsun ? A şımarık ukala !!!
Böyle olursanız , herşeyi yapabilirler size istiyorsunuzdur--- Valla ben böyleydim başıma neler geldi anlatamam çareyi böyle yapmakta buldum. İşin garibi ha birede istiyordum. Ama erkekler yapmıyordu !!!
Bunlar şeytan ---Bu güzel bir şeytanmış. Sana ne be ? Sıkabaş!! Birisine şeytan demek orospu yerine koymanın günahını nasıl taşıyacaksın kim öğretti sana bu salak şeyleri bakayım ???
Gördüğümüz gibi türbanlı kızın dedikleri zaten düşünce değil. Hakaret Ben zaten gereğinden fazla saygı duydum inanın çok kötü bakmaktan başka ağzımı açıp gık demedim. Ama dilimin ucuna kadar geldi.
Sayın sadivarol ;
Düşünceye saygılı olmak farklıdır hakarete tepki göstermek farklıdır. Kaldıki günümüzde sizin deyiminizle '' laikçi kesimin dindar kesime yaptığı saygısız ve kısıtlayıcı yaklaşımlar,'' yok !! Böyle diye diye tam tersi var ve laiklik yok edilene kadar '' saygı duyun'' safsatasıyla devam edecek gibi görünüyor. Bu aynı AKP liderinin ''' gerilime taraf olmayacağız!!'' diye bağırıp dururken '' gerilimin tam merkezinde gerilim yaratıcı'' olması gibi bir şeydir. Ama dediği tam tersi Biz buna halk dilinde '' ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz!!''' diyoruz. Bu gün bu toplumun geldiği en açık ifadeyle bu DANGALAKLIK ÜSTÜ GERİLİM durumunun tek sorumlusu AKP dir. Ama görüldüğü gibi orada da siz dahil başkalarını suçluyorsunuz. Devlet refleks gösteriyor direniyor Laik düzen kendisini savunuyor bunu gerilim yaratıcı olarak değerlendirip ''saygılı olalım'' diyorsunuz yani en açık ifade ile '' tecavüzden zevk al'' Yok öyle şey...
İslam görüşü sizin dediğiniz kadar hoş görülü olsaydı 700 lü yılları görmezdi bu din yok olur giderdi . Hoş görü ile salaklık sınırını ayırmayı bilmek gerekir. Zaten siz türbanlı kıza laf ettirmeyerek rengi ve hoşgörüyü çiziyorsunuz onlar diyebilir karşıtaraf hoş görülü olsun...
Yazımdan alıntı yaptığınız tek satır. Karşı tarafıda hoşgörüye saygıya çağırıyor farkındaysanız ama karşı çıkmışsınız gerek yok diye . Cidden neden hep onların densizliğine saygı duyulup karşı gelmeye gerek yok ? Söylediğiniz hangi görüşte bu var ?
İyilik zaten karşılıksız yapılır sayın sadivarol iyilik beklenerek yapılanın adı çıkar birleştirmesidir ki AKP ye mahsusdur. Karşılıksız saygıya belirli düzeyde katılırım Ama sürekli bana saygısızlık yapılacaksa saygı duyduğum taraftan bir yere kadardır.
Kendi uslubumu bazmam ama aynı saygıyı isterim görmesemde önemli değil doğru bildiğimi söylerim sayın sadivarol farkındaysanız aslında bana çaktırmadan büyüklük göster eleştirme geç yazma diyorsunuz. O türbanlı kızın terbiyesiz ve hakaret edici tavrını eleştirmek ''her çağdaş ve akil insanın görevidir.'' Demek istediğim aslında bu O türbanlı kızı dövelim sövelim demiyorum. Ama böyle diyen birileride kendilerinede böyle cevaplar verilebileceğini bilmelidir diyede ekliyorum. Limsenin istediğini diyip sonra saygı gösterin diye herkesten susma bekleme hakkı yoktur diyorum. Bir buda heykelini kırın yada bir ama ya dokunun bakalım ne oluyor ???
https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=23450
Forumunu okursanız daha net anlayacaksınız. Anayasaya aykırı olmasına karşın okulda namaz kılınıyor buna hoş görü isteniyor ama bu istenirken bu türbanlı kesimce ''Diğer okullarda fuhuş var, uyuşturucu var,Burası Müslüman ülke. Seks, uyuşturucu dersleri veriliyor, sesinizi çıkarmıyorsunuz'' derken saygının neresindeler !! Suudi arabistanda ble okulda namaz yasakmış sayın evren yazmış. Din ülkesinde yasak Laik ülkede serbest eleştirince saygılı olun Hadi canım sizde Biraz el insaf... Biraz da biza saygı... Bakın forumum ne hale geldi aslında yaptığınız bana saygısızlık değil mi?
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
gecem1970 rumuzlu üyeden alıntı
Lütfen insanların kendilerinde saygılı olalım. Sokak ortasında seni gidi fahişe anlamına gelecek sözlerle sataşmayalım. Kamusal alana giremeyişin acısını ondan çıkarmayalım. Yazıp çizerken o zaten açık, bunu istiyor gibi mesajler verip taciz ve tecavüzlerine kapı açmayalım. Geçerken bacaklarına nevi belirsiz sıvılar atmayalım. At arabası kullanıyorsak elimizdeki kamcıyı savurmayalım. Parmakla göstermeyelim.
Ne dersiniz?
Sayın gecem1970;
yazdığım yazıyı dikkatlice okursanız bahsettiğiniz konuları desteklemediğimi göreceksiniz .Neden bu şekilde cevap yazma gereği hissettiğiniz anlayamadım doğrusu.
Buradaki ileti hakaret içerdiğinden tarafımızdan silinmiştir.
Sayın erdem53 sizi son kez uyarıyorum ,
Herkese yanıt vermek birşeyler demek zorunda değilsiniz.
Yanlış ve yönlü anlamanızdan gereğinden fazla polemik doğmuştur.
Üyeliğinizin devamı için lütfen kurallara uyunuz ve bu foruma düşünce yazınız varsa düşünceniz.
Saygılarımla iyi geceler dilerim, sayın gecem1970.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Sayın erdem53
sıkıldık artık sizin yazdığınız konular daha önçe çok yazıldı tartısıldı sitemizde sizi buraya alalım sayın büyüğümüz commodore1tr konusuna devam ettisin. r
http://images.hukuki.net/images/stat...ad_dot_hot.gif https://www.hukuki.net/forum/images/icons/icon1.gifhttp://images.hukuki.net/images/misc/subscribed.gif Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır... (
http://images.hukuki.net/images/misc/multipage.gif 1 2 3 ...
Son Sayfa)
Kahbe dünya böyledir, insan doymadan gider,
Göz açıp kapamadan bakarşın, insan gider,
Bazısı insan gelir, dönüşte hayvan gider.
Sırıtmama bakma sen, içerimden kan gider,
Çalalım, oynayalım, battı balık yan gider.
Borçlar bini aşınca, kim düşünür borcunu,
Nasıl olsa kaçırdık artık ipin ucunu,
Alsın alacaklar oğlumun pabucunu.
Aziz Nesin
Sayın mehmet emin sezen;
bana hitaben yazılar yazıldığı için cevap verme zorunluluğu hissediyorum.İnanın bende sıkıldım.Yoksa sıkılmanız forumun 12. sayfasında 116 nolu yazınıza vermiş olduğum 120 no.lu yanıt neticesinde düşmüş olduğunuz durum mu acaba?
Şu yazdığınıza ne demeli peki:
''Bazısı insan gelir, dönüşte hayvan gider.''
Bende bir şiir bulup size cevap vermeye çalışsam üyeliğim iptal olur herhalde.
Acaba ben mi; yanlış ve yönlü anlıyor ve davranıyorum?
Tavsiyenizin aynısını bende size öneriyorum...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Foruma emeği geçen tüm katılımcı üye arkadaşlardan özür dileyerek,
Pesss diyorum!...
İzlemeyeceğim artık bu forumu...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın Erdem53,
Benim okumam yazmam pek iyi değildir. Öyle satır aralarında dedektif gibi arama yapamam. Beni ve benim konumumdakileri düşünerek şöyle inanca saygı dediğiniz gibi açık ve net şekilde açık başı açık gezme hakkına saygı deseniz diyorum. Başı açık gezenlere yapılan baskı ve hakaretleri kınasanız diyorum.
Neden benim içimle dışımla uğraşacağınıza açıkça böyle bir cümle kuramadığınızı anlayamıyorum.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
gecem1970 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Erdem53,
Benim okumam yazmam pek iyi değildir. Öyle satır aralarında dedektif gibi arama yapamam. Beni ve benim konumumdakileri düşünerek şöyle inanca saygı dediğiniz gibi açık ve net şekilde açık başı açık gezme hakkına saygı deseniz diyorum. Başı açık gezenlere yapılan baskı ve hakaretleri kınasanız diyorum.
Neden benim içimle dışımla uğraşacağınıza açıkça böyle bir cümle kuramadığınızı anlayamıyorum.
Sayın gecem1970;
inanın cevap yazmaktan bıktım.Öyle satır aralarında dedektif gibi dolaşmanıza gerek yok bana cevap yazdığınız 232 no.lu yanıtımda zaten var.Ha yok birde sizin için yazmamı istiyorsanız: BAŞI AÇIK OLANA DA, KAPALI OLANA DA SAYGI DUYUYORUM.HİÇBİR ZAMAN BİRİNİ DİĞERİNDEN ÜSTÜN GÖRME HAKKI KİMSEDE OLAMAZ DİYORUM. ANCAK NE OLUR BAHSETTİĞİNİZ YANLIŞ HAREKETLERİ YAPANLARLA YAPMAYANLARI AYNI KEFEYE KOYMAYINIZ.
Aynı duyarlılığı da sizden görmek dileğiyle...
Saygılarımla. Lütfen okumadan cevaplamayınız.