Yıl 1938.Yer Genelkurmay Başkanlığı.Atatürk hasta yatağında yatıyor ve gündemde de cumhurbaşkanlığı seçimi var. Zamanın genelkurmay 2.başkanı Asım Gündüz o günleri anılarında şöyle yazar:
Atatürk ün ölümü an meselesiydi. Onun yerine kimin cumhurbaşkanı olacağı yazıyordu. Tartışmalar endişeli bir hal almıştı. Genelkurmay da bir toplantı yaparak,cumhurbaşkanlığı seçiminde ordu olarak takınacağımız tavrı tespit etmiştik. Vardığımız sonuç şuydu:
Atatürk ölmüştür ama O'nun Millet Meclisi vardır. Cumhurbaşkanı seçme yetkisi Millet Meclis ine ait bir iştir. Bu toplantıyı öğrenen devrin başbakanı Celal Bayar koşa koşa Genelkurmay Başkanlığına gelmiş ve kararımızı öğrenmek istemişti. Başbakan yanına girince, Mareşal Fevzi Çakmak beni de çağırttıve"Asım Paşa "dedi. Bak başbakan beyefendi bizim kararımızı bilmek istiyor, olanları anlatın... Anlattım.Başbakan Celal Bayar ferahlamıştı. O,İsmet paşadan çekiniyor ve İsmet Paşa için karar aldığımızı sanıyordu.
Aradan bir iki gün geçmişti.1.Ordu komutanı Fahrettin Altay geldi ve: "Asım paşa cumhurbaşkanı kim olacak"dedi. Olanları tek tek anlattım ve itiraz etti. Olmaz öyle şey dedi. Madem ki mareşal kabul etmedi. O zaman İnönü cumhurbaşkanı olmalıdır dedi. Neden? Bu karar da nerden çıktı?" 1.Ordu ve tümen komutanları toplandık ve bu kararı aldık dedi. Dur dedim mareşale haber vereyim. Gir içeriye ve derdini anlat. Fahrettin paşa yanına girince , Mareşal beni de çağırdı. Asım paşa bak Fahrettin paşa ne diyor? Vallahi efendim kararımız demokrasi prensipleri bakımından doğru ve yerindedir. Ancak dünyanın karışık durumu , Nazilerin, faşistlerin ve koministlerin şahlanmış ihtirasları karşısında Fahrettin paşa ya hak vermemek mümkün değil. İşte Atatürk ün ölümünden sonra İsmet İnönü bu şekilde cumhurbaşkanı olmuştur.
Ve cumhurbaşkanı olduktan sonra bir askeri lisede tarih öğretmeni öğrencilerine şöyle der."Arkadaşlar askeri şerefinizin kıymetini iyi biliniz. Yeni cumhurureisimizi Mareşel Fevzi Paşamız ve arkadaşları seçmiştir. Bir öğrenci merak eder şu soruyu sorar. Efendim Büyük Millet Meclisi seçmedi mi? Tarih öğretmeni yanıtlar. "O işin formalitesidir. Kumandanlar razı olmasaydı, o başıbozukların cumhurreisi seçmek hadlerine mi düşmüştür? İşte İnönüden günümüze Cumhurbaşkanı seçiminde asker milli iradeyi, temsil edenlere hiç güvenmemiştir. Hep kendinin emirlerini dinleyebilecek cumhurbaşkanlarını o koltukta görmek istemiştir. 367 skandalı da bu oyunun bir parçasıdır.
İsmet İnönü nün kendisine şef ünvanıyla hitap edilmesini sevmesi de garip bir durumdur.Şef sözcüğü Franco diktatörlüğü ve faşistliği döneminde ve diktatoru niteleyen bir nitelemedir.
Ne ordu,ne meclis,iş bizim gibi cahillere kaldı.Şuan ne kadar pişmandırlar 367 kararı için.Tahminim bu cahil halk sol görüşlü birini seçmez.367 kararında kim bilir ne hesaplar vardıda sonrasını hesaplayamadılar.
Atatürk ün askerlikle siyaseti birbirinde uzak tutması ve 2.meclisin kurulunda vekillere bir tercih yapmalarını gerektiği şeklindeki tarihsel sorgulamayı haklı kılan olgulardan biridir İsmet İnönü.Günümüzdekilere gelince;artık Atatürkçülük yaftasını ideolojilerine meşruiyet kazandırmak için bir kılıf olarak kullananlar ya bunun anlamını bilmiyorlar yada kendilerine göre yeni bir anlayış manipüle ediyorlar. Atatürk ayağa kalksa herhalde hepsini mezara gömerdi...
Atatürk’ten sonra cumhurbaşkanlığı koltuğuna İsmet İnönü oturmuştu. Ancak koskoca Atatürk’ün halefinin belirlenmesi pek öyle kolay olmamıştı
Gazeteler 12 Kasım 1938 günü, yeni cumhurbaşkanının İsmet İnönü olduğunu yorumsuz ve inanılmaz bir sessizlik içinde duyuruyorlardı okurlarına. Hatta Kemalist yönetimin sözcülerinden Falih Rıfkı Atay, olayı daha da düzleştirerek, ‘Kamutay [Meclis], dün Atatürk’ün hatırasını ağlayarak takdis ettikten sonra, ilk iş olarak İsmet İnönü’yü devlet reisliği vazife ve hizmetine çağırmıştır’ şeklinde sunmaktaydı.
Görev ve hizmete çağrılmıştır, öyle mi? Bu kadarcık mı yani? Koskoca Atatürk’ün boşalttığı koltuğa oturacak zatın seçilme macerası kamuoyuna böylesine bir basitlik ve düzlükte duyuruluyorsa, şüphelenmek için elimizde yeteri kadar sebep var demektir. O zaman biraz gerilere gidelim ve İnönü’nün ilk cumhurbaşkanlığına nasıl seçildiğine daha yakından bakmaya çalışalım. Bakalım bu soğuk nevale cümleler hangi mahşer kazanlarının dumanını örtbas etmek için sarf edilmiş?
YA ŞÜKRÜ KAYA OLURSA?
1937’nin ikinci yarısında Atatürk’ün sağlık durumu giderek bozulmakta ve dikkatler kaçınılmaz olarak onun yerine kimin geçeceği meselesi üzerinde toplanmaktaydı. Her ne kadar Gazi, Hatay’ın bağımsızlığı uğruna yollara düşmüşse de, bu ani hareketlilik sirozu azdırmış ve dönüşünde onu yatağa esir almıştı. İşte o günlerde meclis, ordu ve basın, mevcut cumhurbaşkanı adayları arasında öne çıkan isimlere yakınlaşmaya ve uzaklaşmaya başlamış, Atatürk’ün halefi üzerinde bahisleşmeler kızışmıştı.
Bu sırada öne çıkan isimler şöyleydi: Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, Başbakan Celal Bayar, eski Başbakan İsmet Paşa ve Atatürk döneminin derin işlerini yürüten, özellikle istihbarata ve polise hakim olan İçişleri Bakanı Şükrü Kaya. Şimdilerde fazla dikkat çekmeyen, hatta unutulan Şükrü Kaya, o günlerin en etkili ve yetkili devlet adamları arasındaydı ve Harbiye’de bile kendine taraftar toplamaya başladığı dikkatlerden kaçmıyordu.
TAHT KAVGASI
Şimdi adayları gözden geçirelim.
İsmet İnönü: Heybeliada’da inzivaya çekilmiş bulunan İsmet Paşa, her ne kadar Atatürk zaman zaman çağırıp gönlünü alsa da, 1937 sonlarından itibaren gözden düşmüş durumdaydı. Prestij ve şöhreti, başbakanlığından ziyade Atatürk’e sadakatinden ve Garp Cephesi Kumandanlığından geliyordu; bir de 15 yıla yakın sürdürdüğü CHP Başkan Vekilliğinden (Başkan, tabii olarak Gazi Mustafa Kemal’di).
Fevzi Çakmak: Özellikle asker cephesiyle kimsenin tartışmaya cesaret edemediği Fevzi Çakmak’ın şöhret ve erdemi geniş halk kitlelerini ve başında bulunduğu orduyu memnun edebilirdi ama meclis ve örgüt buna pek sıcak bakmıyordu. Üstelik de anayasada cumhurbaşkanı adayının milletvekili olması zorunluluğu vardı. Bu da Mareşal’in reisicumhurluk ihtimalini daha baştan zayıflatıyordu.
Celal Bayar: Atatürk’ün İnönü’den sonra yeni gözdesiydi, özellikle İş Bankası başarısıyla göz doldurmuştu ama CHP örgütü onu bütünüyle kucaklamamıştı ve İnönü yanlısı devletçiler tarafından sürekli topa tutuluyordu. Kaynakwh:
Şükrü Kaya: İçişleri Bakanlığı’na ilaveten Recep Peker’in istifasından sonra CHP Genel Sekreterliği koltuğuna da oturan Şükrü Kaya, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Salih Bozok, Ali Çetinkaya, Hasan Rıza Soyak gibi Atatürk’ün yakın arkadaşlarına yaslanıyordu ama İnönü faktörüne rağmen örgüte hakim olması pek kolay görünmüyordu.
Velhasıl o günlerin manzarasına baktığımızda askerin Çakmak ile İnönü’yü, Atatürk’ün yakın çevresi ile istihbaratın (tabii polisin de) Şükrü Kaya’yı, özellikle iş dünyasının Bayar’ı destekledikleri anlaşılıyordu. Anlaşıldığı kadarıyla burada düğüm, askerin adayını netleştirmesiyle çözülecekti. Çakmak mı, İnönü mü? Asker eğer bunlardan birinde karar kılabilirse, diğer adayların temeli zayıflayacaktı.
ÇAKMAK-KAYA ÇATIŞMASI
Bu ikilemde eli zayıf olan Mareşal’di çünkü milletvekili değildi. Ancak tertemiz ve parlak bir geçmiş onu öne çıkartıyordu. Onun karşısında yer alan İnönü ise gözden düşmesine rağmen askerler arasındaki efsanesini koruyordu. Burada belirleyici olacak olan Genelkurmay Başkanıydı. Çakmak için için seçilmeyi istiyordu elbette. Ancak istemediği biri vardı: Şükrü Kaya. Bir seferinde Şükrü Kaya kendisini fena faka bastırmış, askerliğin sadece kuvvet değil, zekâ ve kıvraklık da istediğini göstermişti.
Mesele şuydu:
Atatürk hastalanınca gizli devleti eline geçiren Kaya, Montrö Sözleşmesi’nden sonra -kendisi de İstanköylü olduğu için- dikkatini Ege adalarında toplamıştı. Günün birinde haritaları kim bilir kaçıncı defa önüne açıp da incelemeye başlayınca gördü ki, Lozan Antlaşması’nın adalardan bahseden 12. ve 15. maddelerinde bazı küçük adaların adları zikredilmemiş, yani kime ait olduğu belli edilmemişti. İtalya’ya ve Yunanistan’a bırakılacak adalar teker teker sayıldığı halde 12. maddede ‘Anadolu sahillerine 3 milden yakın adalar Türk hakimiyetine bırakılmıştır’ denilip geçilmiş, bu adaların hangileri olduğuna herhangi bir açıklık getirilmemişti. İşte Lozan’daki bu boşluk Şükrü Kaya’yı harekete geçirmeye yetecektir.
Hemen kıyıları dört bölgeye ayırıp her bölgeye İçişleri Bakanlığı müfettişlerini gönderir ve isimleri sayılmayan adacıkları tespit ettirir. Müfettişlerin getirdikleri bilgi gerçekten de hayret vericidir: Türk kara suları içinde binlerce sahipsiz ada bulunmakta ve işgal edilmeyi beklemektedir. Henüz Yunanistan ve İtalya tarafından işgal edilmemiş bu adalar meselesini derhal Atatürk’e arz eden Kaya, onun emriyle Mareşal Çakmak’ın ziyaretine gider. Ancak etliye sütlüye bulaşıp da başını ağrıtmak istemeyen Mareşal, ‘Olan olmuştur. Artık yapacak bir şey yok,’ cevabını verir.
Israr eder Kaya ama Çakmak dağlarını aşamaz. Bunun üzerine meseleyi Bakanlar Kurulu’na getirir. Çakmak’ı da davet ettirir ve başlar konuşmaya. Bütün bakanlar ağızları bir karış açık onu dinlerken düğümü atıp sözü Mareşal’e bırakır. Bir oyuna getirilmek üzere olduğunu anlayan Çakmak, yumruğunu masaya vurarakböyle bir operasyonun sorumluluğunu üstlenemeyeceğini söyler. Ona göre Şükrü Kaya ülkeyi bir savaşa sürüklemek istemektedir.
Reddetmez Şükrü Kaya. ‘Evet,’ der ‘Eğer hadiselerin seyri bir harbi zaruri kılarsa kabine karar verir, Paşa hazretleri de uygular.’ Çakmak’ın bu ustaca taktiğe cevabı sert olur: Kaynakwh:
‘Bir savaşı göze alıyorsan neden böyle bir işe kendin girmiyorsun?’
Kaya’nın beklediği cevap tam da budur. ‘Peki,’ der, ‘gemileri emrime tahsis edin, ben yapayım bu operasyonu.’ Dediği gibi de olur ve bu sahipsiz adalar bir gece içinde işgal edilir. Böylece Şükrü Kaya, Lozan’dan sonra anavatana toprak ilave eden muzaffer bir komutan edasıyla Genelkurmay Başkanı’nın karşısında ciddi bir avantaj yakalamıştır. İşte Fevzi Çakmak’ı Şükrü Kaya’ya düşman eden olay budur.
İyi de sadede gel diyorsanız, toparlayayım:
Mareşal ile Kaya arasındaki husumet, ikisinin de ‘O olmasın da İsmet Paşa olsun’ deme noktasına gelmesiyle sonuçlanmış, böylece bu karşılıklı nefretten yararlanan İnönü, aradan sıyrılıp Atatürk’ün koltuğuna oturabilmişti. TBMM üyelerinin İnönü’ye çok da bayılmadıkları şuradan bellidir ki, yeni Cumhurbaşkanı göreve başladığının ikinci ayında meclisi fesh ettirmiş ve seçime gitmiş, kendisine uygun bir meclis oluşturmanın derdine düşmüştü. Kendisini zoraki seçen meclise teşekkürünü böylece ifade etmiş olan İsmet İnönü’nün zayıf girdiği seçim sürecinden ne büyük bir güçle çıktığını 13 yıl süren Çankaya ev sahipliği göstermiş olmalıdır.
Bu Kaya sert çıktı
Sedat Simavi’nin çıkardığı 22 Eylül 1937 tarihli Yedigün’ün kapağını açanlar İçişleri Bakanı’nın bu manalı fotoğrafı ve imalı alt yazısıyla karşılaştılar. Şaşırdılar mı? Sanmıyorum. Çünkü o günlerde İçişleri Bakanlığı rütbesine ilaveten CHP Genel Sekreterliği gibi Başbakan’a yakın bir konum elde etmiş olan Şükrü Kaya’nın ayak seslerinin emniyeti aşıp Harbiye koridorlarına sızmaya başladığı günlerdir ve daha da önemlisi, Atatürk’ün hastalığının artık gizlisi saklısı kalmamıştır. Atatürk’ün koltuğuna kimin oturacağının kıvılcımları bu resimde parıldamaktadır.
Alt yazıda şu anlamlı cümleler okunuyor:
‘Kayanın bu türlüsünü yalnız denizde değil, karada da nadir görürsünüz. Bu canlı, heyecanlı ve irfanlı Kaya, bulunduğu her yerde neşe, hareket, ışık ve emniyet uyandıran soydandır. Bakınız, denizde bile şetaretinin kıvılcımları sönmüş değil ve sanki Bay Şükrü Kaya Vekillik sandalyesinde, Meclis kürsüsünde ve Parti makamında olduğu gibi yurdun güzel suları içinde de zeká projeksiyonunu yakmış bir sahil feneridir.’
ataturk oldukten sonra 1 gunlugune kim cumhurbaskani oldu
,
ikinci inonunun cumhur baskani olmasi,
ataturk un yerine bir gunluk kim cumhurbaskani oldu,
ismet inonu neden baskan secildi,
atatuk oldugunde basbakan kimdi,
ataturk oldugunde cumhurbaskani kimdi,
1938 cumhurbaskani adaylari,
ataturk oldugu zaman basbakan kimdi,
ismet inonunun cumhurbaskani secilmesi,
atatürk öldükten sonra bir gün cumhurbaşkanlığı yapan isim,
m.kemalin olumun den sonraki birgunluk baskanlik yapan,
ataturk olunce bir gunluk cumhurbaskanligi yapan kisi,
ataturk oldugunde bir gunluk cumhurbaskanligi yapan kimdir yapan kimdir,
ataturk oldugunde bir gunluk cumhur baskanligi yapanbkimdir yapanbkimdir,
ataturk oldugunde yerine cumhurbaskani olmus isim,
ataturk oldugunde cumhurbaskani kim
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
çàáëîêèğîâàòü êàíàë òåëåãğàì
03-09-2025, 18:10:45 in Askerlik Hukuku