+ Konuyu Yanıtla
1 den 8´e kadar toplam 8 ileti bulundu.

Konu: Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu?

Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu? Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Apr 2010
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    451
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Exclamation Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu?

    Türkiyedeki "bürokratik oligarşi" nin özellikle yargı ayağında,askerle işbirliği içinde,demokrasiye karşı,değişime karşı öteden beri güçlü bir direniş vardır.Yargı sanki askerin "Kemalizmi son savunma hattı" gibi konuşlanmıştır sistemin içinde...Bu savunma hattı gücünü bir kez daha Ak parti hükümetinin 2010 yılı mart ayında getirdiği anayasa değişikliği paketine karşı sergilemiş olduğu meydan okumada da kendini belli etmişti.Bizdeki yargı düzeni bir çok bakımdan çarpıktır,Avrupa demokrasilerinden uzaktır.Bu konuda belki de en çarpıcı örnek yargı organlarına üye seçiminde izlenen yöntemdir.Türkiye de yargı organlarına yapılan üye seçimlerinde yasama organıyla bağ tamamen koparılmıştır.Bunu yapan da 1982 anayasası,yani darbenin anayasasıdır.Anayasa mahkemesinin üyelerinin seçiminde Meclis yoktur.Oysa Almanya da Anayasa Mahkemesi üyelerinin tümü parlemento tarafından seçilir.Polonyada da Macaristanda bu böyledir.Ve aklı başında bir kul çıkıp da ,bu seçim modeli yüzünden bu ülkelerde"yargının bağımsız olmadığını" veya "yargının siyasallaştığını" ,yargının hükümetlerce kullanıldığını öne sürmez.Öne sürmez,çünkü yargınınoluşumunda izlenen yöntem konusunda millet iradesi bağını yok etmenin yanlış olduğunu bilir.Yargutay ve Danıştay üyeleri,2010 yılı mart ayı sonunda ,HSYK üyelerini seçiyor.HSYK üyeleri de ,Danıştay ve Yargıtay üyelerini seçiyor.Bu bir kapalı kast sistemidir.Demokrasilerde bu yoktur.Bazı Avrupa demokrasilerinde bizdeki HSYK ya benzer bir organa rastlanmaz.Olanlarda ise atamalar.örneğin İngiltere,İsveç ve Çek Cumhuriyetinde devlet başkanları ya da hükümete,Almanya da ise eyalet yönetimlerine bırakılmışdır.Demokrasi ve hukuk devleti açısından Türkiye de bir başka çarpıklık ,siyasal partilerin kapatılmasına ilişkindir.Bizde bu konuda dava açmaya tek yetkili isim Cumhuriyet Başsavcısıdır.Oysa Avrupa demokrasilerinde bu böyle değildir.Almanya da bir partinin kapatılmasıyla ilgili davanın açılmasına parlemento ya da hükümet izin verir..İspanyada da bu böyledir.Bu iznin verilmesinden sonra dava bu ülkelerin Anayasa Mahkemesi ya da ilgili Yüksek Mahkemesinde görülür,son kararı elbette mahkeme verir.Türkiye de ise bu yetki sadece bir kişinin elindedir ve ulusal iradeyle tamamen bağı koparılmışdır.Bu konularla ilgili olarak AB bünyesinde kurulmuş olan Venedik Komisyonu,Türkiyedeki bu durumu hem esas ,hem usul açısından eleştirir.Yargı bağımsızlığı konusunda şöyle der:"Bir yanda yargı bağımsızlığı ve kendi kendini yönetimle,öte yandan yargı organı içinde korporatizmin olumsuz etkilerinden kaçmak için yargı organının zorunlu hesap verme yükümlülüğü arasında bir denge kurulmalıdır.Bizde ise bu denge kasıtlı olarak,"bürokratik oligarşi" lehine yok edilmiştir 12 Eylül darbe anayasasıyla.Türkiye de oyunu yargı ile asker birlikte oynar.Bu açıdan en çarpıcı örneklerden biri 2007 deki Cumhurbaşkanlığı seçimidir.Anayasa mahkemesince kabul gören bir hukuk ucubesi olan 367(hatta mahkeme üyelerinden biri bu karar sonrası gözyaşı dökerek ilerde torunlarıma ne cevap veririm demiştir) formülüyle askerin 27 nisan muhtırası meclisin seçimini engellemiştir.Bir başka örnek ise asker kişilere sivil yargı yolunu açan anayasal düzenlemenin iptal edilmesi olmuştur.Yine bir örnek,Erzincandaki ergenekon soruşturmasında orgenerale dokunulduğu için Erzurumdaki özel yetkili Cumhuriyet savcılarının HSYK tarafından apar topar görevden uzaklaştırılmalarıdır.Şimdi sorarım size ey her ortam da bas bas yargıma dokunulmasın diye bağıran insanlar.Bu yargıya mı dokunulmasın.Bu mudur demokrasi anlayışınız.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu? konulu yargıtay kararı ara
    Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu?

    Alıntı bartelmi diaz rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Türkiyedeki "bürokratik oligarşi" nin özellikle yargı ayağında,askerle işbirliği içinde,demokrasiye karşı,değişime karşı öteden beri güçlü bir direniş vardır.Yargı sanki askerin "Kemalizmi son savunma hattı" gibi konuşlanmıştır sistemin içinde..
    Bu yargıya mı dokunulmasın.Bu mudur demokrasi anlayışınız.
    HSYK'dan Adalet Bakanlığı'na suç duyurusu

    27 Ağustos 2010

    HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, 2010 Yılı Hakim ve Savcı Atama Yaz Kararnamesinin görüşüldüğü sırada Kurul toplantısını terk ettiği için hakkında Anayasal bir Kurulun çalışmalarını engellediği gerekçesiyle, Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu’na suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı.

    HSYK Başkan Vekil Kadir Özbek, CNNTürk’te Fikret Bila’ya önemli açıklamalarda bulundu. İşte açıklamalarından satırbaşları:


    İKTİDARLAR YARGIYI SEVMEZ

    İstediğini yapabilme arzusu, sınır tanımamazlıktır

    Belki yargı ile yürütme arasındaki bugüne kadarki en büyük çekişmenin nedeni bu.

    İktidarlar yargıyı sevmezler, üvey kardeştir

    Sözlerin yürekten geldiğine inanmıyorum


    'YARGIÇLAR DEVLETİ' L DOĞRU DEĞİ

    Hakaretlerle karşılaşıyoruz. 'Yargıçlar devleti' tabirini kullanmak yanlış olur. Bizim yapmak istediğimiz şey, Anayasa’nın bize verdiği idari görevimize, hakim bağımsızlığı esasına göre yürütmek. Biz sadece bunu yapmak istiyoruz.

    Bu noktada da sürekli kendileriyle çeliştiğimiz, zaman zaman değişik uygulamaları gördüğümüz de oldu.


    HSYK’nın hatta Türk yargısının ideolojik bir görüşü vardır. Bu görüş Anayasa’mızın ikinci maddesinde yazılı, Atatürk ilkelerine bağlı, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletinin gerekleridir. Bizim ideolojimiz bu. Ancak bunun dışında bir beklenti, duruş taraf olma durumu varsa, biz de elbette karşı ideoloji olarak değerlendirmek mümkün.

    'YARGI KARARINI TANIMAMAZLIK OLUR'

    Sayın Başbakan dedi ki, 'bir müdürü 23 defa görevden aldık, Danıştay iade etti.' Bir idare 23 defa bir müdürü görevden alıp, yargı
    kararıyla iade ediliyor ve tekrar alınıyorsa, bunun hukuki bir karşılığının olması lazım. Onun ötesinde o müdür için alınan kararı eleştirmek değilde, tekrar onu görevden almak, yargı kararını tanımamazlık anlamına gelir. Bunun üzerinde durulması gerekir.


    HSYK, BAKANLIĞIN EVRAK KALEMİ DEĞİL

    Ergenekon hakim ve savcılarıyla ilgili olarak geçen yaz kararnamesinden beri sıkıntılar yaşıyoruz. Yürütülen soruşturmayla ilgili olarak HSYK’ya yüzlerce dilekçe ve başvuru geldi. Bunlardan bizi ilk başvuru yeri olarak bize gönderen, bakanlığa da gönderenler vardı. Bizim soruşturma yada inceleme yetkisi olmadığı için bakanlığa gönderiyorduk. Ancak bunları gönderirken, HSYK Adalet Bakanlığı’nın evrak kalemi değil. Yani sadece bir numara verip gönderme meselesi değil. Açıp bakıyorsunuz, çünkü adı geçen kişilerle ilgili olarak terfi atama nakil vb. işlem yapmak zorundasınız. Bunlarla ilgili bir tasarruf gündeme geldiğinde, bu arkadaşımızın şöyle bir şeyi de vardı, buna da bakalım deme görevimiz var.

    İDARİ BİR ORGANIZ

    İnsan hakları ihlali, adil yargılama haklarının ihlali türünde bir takım isnatların olduğunu tespit ettik. Çok önemli olanları da üst yazıyla kaydettik. Orada yapılan soruşturma ve yargılama aşamasında, CMK’ya aykırı olan bir takım işlemlerden bahsediliyordu. Bunların da hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği kanısına vardık.


    Biz idari bir organız, yargı yetkimiz yok. Ancak devam eden bir soruşturma olduğu içinde soruşturmanın içine girme imkanımız da yok.


    KURUL OLARAK KARAR ALDIK

    Biz kurul olarak karar aldık, sayın Bakan’a dedik ki şöyle şöyle şeyler var. Bunların değerlendirilmesi gerekir, bunları değerlendirin. Eğer gerek varsa işlem yapın bize de sonuçlarını bildirin. Bu arada şunu da söyledik. Soruşturmayı yapan arkadaşlarımızla ilgili bir takım dilekçeler var, ciddi boyutta. Bunları değerlendirin, inceleme yaptırın, ama bize bir soruşturma getirin. Bu karara bağlandı. Artık orada bir kurulun kararı var.


    Sayın Bakan bunlarla ilgili bize en ufak bir bilgi vermedi. Bunu defalarca gündeme getiridğimiz halde bu konuda sessiz kalıyor. Bu soğukluk oradan başladı. Arkasından kararname döneminde bakın dedik 11 Haziran 2009’da bu arkadaşlarla ilgili olarak değerlendirme yapacağız dedik.

    ARKADAŞLARIMIZIN YERLERİ DEĞİŞTİRİLİYOR

    Kararname sırasında, disiplin, eş durumu, mazeret, hakim ve savcı bölümleri vardır. Disiplin bölümünde, ceza uygulamasıyla karşılaşmış arkadaşlarımızın, disipline girip yerleri değiştiriliyor. Bunları bize getirin, cevap vermediniz dedik. Söylediğimiz de tepkiyle karşılandı. Kesinlikle biz böyle bir yaklaşım içine girmeyiz dedik.

    O zaman da bize korsan kararname yaptı dediler. Oysa korsan, hukuka aykırı olan bir kişi anlamında, oysa bizim iç yönetmeliğimizde, kararname sırasında da gerekli görülen kişilerin kararnameye eklenmeleri ve çıkarılmaları önerisini getirmemiz gerekir.

    GEREĞİ YAPILMADI

    İstanbul başsavcısının, bir savcı arkadaşlarla ilgili olarak, benim talimatlarıma uymuyor diye ceza işleri genel müdürlüğüne suç duyurusunda bulunduysa, yani o işin başındaki adam, yani başsavcı, böyle bir evrak gönderdiyse ve bunun gereği Adalet Bakanlığı’nın emirlerine uymamak diye, Hakimler Kanunu’na göre kınama cezasıyla karşılığı gösterilen bir eylemden bahsediliyorsa, bunun gereğinin yapılması gerekmez miydi?

    Kınama cezası verilmesi halinde, bu arkadaşların yerlerinin değiştirilmesi gerekir diyordum.

    SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK

    Kurul 7 kişi olmadan toplanamıyor. Hukuki sonuçları olacak dedim. Onlar da gelmeyince biz de tutanak tutmak zorundaydık. Tutanağımızı tuttuk ve suç duyurumuzu gönderdik.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15651711.asp


  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Aug 2010
    Nerede
    trabzon
    İletiler
    5
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu?

    Alıntı bartelmi diaz rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Türkiyedeki "bürokratik oligarşi" nin özellikle yargı ayağında,askerle işbirliği içinde,demokrasiye karşı,değişime karşı öteden beri güçlü bir direniş vardır.Yargı sanki askerin "Kemalizmi son savunma hattı" gibi konuşlanmıştır sistemin içinde...Bu savunma hattı gücünü bir kez daha Ak parti hükümetinin 2010 yılı mart ayında getirdiği anayasa değişikliği paketine karşı sergilemiş olduğu meydan okumada da kendini belli etmişti.Bizdeki yargı düzeni bir çok bakımdan çarpıktır,Avrupa demokrasilerinden uzaktır.Bu konuda belki de en çarpıcı örnek yargı organlarına üye seçiminde izlenen yöntemdir.Türkiye de yargı organlarına yapılan üye seçimlerinde yasama organıyla bağ tamamen koparılmıştır.Bunu yapan da 1982 anayasası,yani darbenin anayasasıdır.Anayasa mahkemesinin üyelerinin seçiminde Meclis yoktur.Oysa Almanya da Anayasa Mahkemesi üyelerinin tümü parlemento tarafından seçilir.Polonyada da Macaristanda bu böyledir.Ve aklı başında bir kul çıkıp da ,bu seçim modeli yüzünden bu ülkelerde"yargının bağımsız olmadığını" veya "yargının siyasallaştığını" ,yargının hükümetlerce kullanıldığını öne sürmez.Öne sürmez,çünkü yargınınoluşumunda izlenen yöntem konusunda millet iradesi bağını yok etmenin yanlış olduğunu bilir.Yargutay ve Danıştay üyeleri,2010 yılı mart ayı sonunda ,HSYK üyelerini seçiyor.HSYK üyeleri de ,Danıştay ve Yargıtay üyelerini seçiyor.Bu bir kapalı kast sistemidir.Demokrasilerde bu yoktur.Bazı Avrupa demokrasilerinde bizdeki HSYK ya benzer bir organa rastlanmaz.Olanlarda ise atamalar.örneğin İngiltere,İsveç ve Çek Cumhuriyetinde devlet başkanları ya da hükümete,Almanya da ise eyalet yönetimlerine bırakılmışdır.Demokrasi ve hukuk devleti açısından Türkiye de bir başka çarpıklık ,siyasal partilerin kapatılmasına ilişkindir.Bizde bu konuda dava açmaya tek yetkili isim Cumhuriyet Başsavcısıdır.Oysa Avrupa demokrasilerinde bu böyle değildir.Almanya da bir partinin kapatılmasıyla ilgili davanın açılmasına parlemento ya da hükümet izin verir..İspanyada da bu böyledir.Bu iznin verilmesinden sonra dava bu ülkelerin Anayasa Mahkemesi ya da ilgili Yüksek Mahkemesinde görülür,son kararı elbette mahkeme verir.Türkiye de ise bu yetki sadece bir kişinin elindedir ve ulusal iradeyle tamamen bağı koparılmışdır.Bu konularla ilgili olarak AB bünyesinde kurulmuş olan Venedik Komisyonu,Türkiyedeki bu durumu hem esas ,hem usul açısından eleştirir.Yargı bağımsızlığı konusunda şöyle der:"Bir yanda yargı bağımsızlığı ve kendi kendini yönetimle,öte yandan yargı organı içinde korporatizmin olumsuz etkilerinden kaçmak için yargı organının zorunlu hesap verme yükümlülüğü arasında bir denge kurulmalıdır.Bizde ise bu denge kasıtlı olarak,"bürokratik oligarşi" lehine yok edilmiştir 12 Eylül darbe anayasasıyla.Türkiye de oyunu yargı ile asker birlikte oynar.Bu açıdan en çarpıcı örneklerden biri 2007 deki Cumhurbaşkanlığı seçimidir.Anayasa mahkemesince kabul gören bir hukuk ucubesi olan 367(hatta mahkeme üyelerinden biri bu karar sonrası gözyaşı dökerek ilerde torunlarıma ne cevap veririm demiştir) formülüyle askerin 27 nisan muhtırası meclisin seçimini engellemiştir.Bir başka örnek ise asker kişilere sivil yargı yolunu açan anayasal düzenlemenin iptal edilmesi olmuştur.Yine bir örnek,Erzincandaki ergenekon soruşturmasında orgenerale dokunulduğu için Erzurumdaki özel yetkili Cumhuriyet savcılarının HSYK tarafından apar topar görevden uzaklaştırılmalarıdır.Şimdi sorarım size ey her ortam da bas bas yargıma dokunulmasın diye bağıran insanlar.Bu yargıya mı dokunulmasın.Bu mudur demokrasi anlayışınız.
    Anayasa değişiklik paketinde tıpkı 12 Eylül anayasasında olduğu gibi yürütmenin yasama ve yargıya göre yetkisinin güçlendirilmesi, iktidarın merkezileştirilmesi bu anlayışın bir sonucudur. AKP, bu değişiklik paketi ile Başkanlık Sistemine geçişin zeminlerini oluşturmaktadır.Anayasa değişiklik paketinde göz ardı edilen önemli maddelerden biri, 1982 Anayasası‘nın 125. Maddesine ‘yargı yetkisi idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup hiçbir suretle yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz‘ hükmünün eklenmesidir. AKP‘nin bu değişiklikteki amacı yargının kamu yararı gerekçesiyle gerekçesiyle yürütmenin aldığı özelleştirme uygulamaları, doğal alanın tahribatına, derelerin, suların satılmasına, kentsel dönüşüm adı altında kentsel alanın yağmalanmasına ilişkin yürütmeyi durdurma kararlarının önlenmesi, sermayenin sınırsız yağma, talan, sömürü politikalarının önündeki engellerin bütünüyle kaldırılmasıdır. AKP, ‘Evet İçin 40 Neden‘ broşüründe bunu açıkça ifade etmekte ‘kanuni formalitelerin ve keyfi kararların‘ sermayeye kan ağlatmaması için bu değişiklik maddesini hazırladığını açıkça ilan etmektedir.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Aug 2010
    Nerede
    trabzon
    İletiler
    5
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu?

    AKP‘nin Anayasa hamlesi, özünde yürütmenin yargı üzerindeki egemenliğini sağlamlaştırıp, Türkiye toplumunu ‘domuz bağıyla‘ dertop etme harekatıdır. Bu nedenle HSYK‘da, Anayasa Mahkemesi‘nde rakiplerin kim olduğunun fazlaca bir önemi yoktur. Çankaya‘yı ele geçiren; yasamayı ve yürütmeyi zaten hakimiyetinde bulunduran; bürokrasiyi kademe kademe teslim alan; üniversite rektörlüklerine birer birer yandaşlarını atayarak akademyayı sessizleştiren, YÖK‘ü her zamankinden güçlü hale getiren; polis ve istihbarat marifetiyle ülkeyi bir korku imparatorluğuna adım adım yaklaştıran; RTÜK sopası yanında, baskı ve yıldırmayla medyayı Özal‘ın ‘ikibuçuk medya‘ özlemine rahmet okutacak duruma düşüren, ‘muhafazakâr-liberal‘ ittifak bu referandumla iktidarını kalıcı hale getirmek, hegemonyasını daim kılmak hamlesi içindedir. Bu anlamda hegemonik gücü bulunmayan, adım adım geriletilen güçlerin bir takım mevzilerini korumasının kıymet-i harbiyesi fazla değildir.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Aug 2010
    Nerede
    trabzon
    İletiler
    5
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu?

    12 Eylül rejiminin ülke demokrasisini felç eden armağanlarından başlıcası yüzde 10 barajıdır. Bu barajın, oy oranı yüzde 10‘un altında kalan partilerin temsilinin önünü kapatmasından belki de daha vahimi, yurttaşın özgürce tercihini yapmasını engellemesi, büyük güçlerin anaforuna kapılmalarını körüklemesidir. Referandum süreci, yüzde 10 barajının baş gardiyanı AKP‘yi bu yönde sıkıştırmak, teşhir etmek için de bir fırsattır. ‘Hem ağlarım hem giderim‘ tarzında taze gelin misali sol menşeli taze liberallerimiz burada da Polyannacılığın şahikasına erişiyor. Eğer bu anayasaya kabul verirlerse, daha demokratik bir anayasa için inandırıcılıkları pekişecek, yüzde 10 barajının da kalkması olanağı doğacakmış. Anlaşılan bunlar Recep beyde otoriter, önce "zinhar olmaz" diye öfkeyle ayağa fırlayan sonra da ‘yufka yüreğiyle‘ gençlerin gönlünü yapan sevecen bir Hulusi Kentmen figürü tevehhüm ediyor. Bana da sorarsanız, nasıl YÖK rektör seçimlerinde düşük oy alan yandaşları fütursuzca atadı, buna haklı tepkiler yükselince de "bu seçimler üniversiteyi bozuyor" diyerek kendi vebalini seçimleri tümden ilga edip, yerine tepeden cumburlop atamayı kural haline getirmek için dayanak yaptı. Böyle giderse belki referandum bile lüks hale gelecek. Bizimkiler de karşılarına Erol Taş bile çıksa "yetmez ama evet" teranesiyle kanaatkârlıktan vazgeçmeyecek. Sahi, madem bu AKP suyuna gittikçe yumuşuyor, özgürlük havarisi kesiliyor. Kaleyi içeriden fethetmek, önce seçmen, sonra partili sıfatıyla aynı saflarda demokrasi mücadelesi sürdürmek daha akıllıca olmaz mı?

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Aug 2010
    Nerede
    trabzon
    İletiler
    5
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu?

    Son söz yerine:
    "Kalmadı iffet kaderimizmiş evet", pardon düzeltiyorum
    "Sevgimiz millet oyumuz evet" sloganının peşine takılanlara bu saatten sonra ancak hicazkâr makamından seslenilir: Mani oluyor halimi takrire hicabım.
    Bu kadar lakırdı ettin de boykotçulardan, boş oy kullanacaklardan bahsetmedin diye soranlara, "hiç olmazsa evetçi değiller" cevabını verebilirim. Muhtemelen aynı soruya evetçilerden de "hiç olmazsa hayırcı değiller" karşılığı gelecektir. Daha fazla söze hacet var mı?

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Mar 2010
    Nerede
    manisa
    İletiler
    378
    Dilekçeler Sözleşmeler
    1
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu?

    Darbeler tarihinin kapanması için 12 Eylül bulunmaz bir fırsat

    Gazeteci yazar Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, askeri darbelerle millete çok büyük bedeller ödetildiğini belirterek, "Darbeler tarihini geride bırakmak için 12 Eylül 2010 tarihi, önemli ve bulunmaz bir fırsat. Bu fırsatı iyi kullanmak lazım, çünkü bu millet çok ağır bedeller ödedi." dedi.

    Prof. Dr. Türköne, Balıkesir Sivil Güçler Birliği tarafından düzenlenen "Hak ve Özgürlükler Bağlamında Yeni Anayasa ve Türkiye'nin Kazanımları" konulu konferansta konuştu. Otel Basri'de düzenlenen konferansa, kalabalık bir topluluk katıldı. Konuşmasının başında Türkiye'de yaşanan darbelere değinen Türköne, 12 Eylül askeri darbesiyle koskoca bir neslin hayatının karartıldığı söyledi: "Bu ülkeyi kan gölüne çevirip sonra da döktükleri kanı durdurma bahanesiyle darbe yapanlara karşı ilk defa bir başbakan, bu kadar açık bir tavır koyuyor. Askerler, darbeye zemin hazırlamak ve meşrulaştırmak için bu memleketin evlatlarını kahletti. Bunun adı kahpeliktir. 12 Eylül'de kanı dökenler, kanı durdurdu, çünkü musluğu ellerindeydi. Eğer bu yapılanların hesabını sormazsanız, başını okşamaya kıyamadığınız çocuklarınızın da başına aynı şeyler gelir. Tıpkı Balyoz, Kafes ve benzeri darbe planlarında olduğu gibi, 'Birileri gelse de düzeltse' dedirtmek için planlar yapılır." şeklinde konuştu.

    Aynı filmin ülkede 50 yıl boyunca bozulmadan tekrarlandığını ve bütün olayların onun bir parçası olduğunu ifade eden Mümtaz'er Türköne, tek amacın da elinde silah olanların ülkeyi yönetme isteği olduğunu kaydetti. Silahı olanların. ülkeyi dağ kanunlarıyla yönetmek istediğine dikkat çeken Türköne, "Bundan kurtulmak lazım. Bu zihniyeti, bir daha dirilmeyecek şekilde tabuta koyup gömmek lazım. Bunlara meşru dairede, hukuk çerçevesinde zorla haddini bildirmek lazım. Bunu yapacak güç ise halktır. Kaynağı halktan olmayan bir yetkiyi kimse kullanamaz. Bizden sonraki nesli bu tür belalardan korumak gerekiyor, bunun da yolu hesap sormaktır. Gerekirse bu işi yapanları mezardan çıkarıp ibret için asmak lazım." dedi.

    Elinde silah olanların çok iyi denetlenmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Türköne, ancak denetim işini yapacak olan Anayasa ve kanunlar darbelerden sonra hazırlandığı için yapılamadığını dile getirdi. Darbe yapanların 1960 ve 1982 anayasalarında hazırladıkları kanunlarla kendi düzenlerini kalıcı hale getirdiğini vurgulayan Türköne, şunları söyledi: "Örneğin Türkiye'de Cumhurbaşkanı ve Başbakan suç işlediğinde, nasıl yargılanacağı kanunlarla bellidir. Genelkurmay Başkanı suç işlediği zaman ise nerede yargılanacağına dair bir kanun yok. Bütün bunlara rağmen Türkiye'de son sekiz yılda çok iyi gelişmeler yaşandı. Bir sabah vakti orgenerallerin kapısının çalınması, o ülkede bir şeylerin değiştiğini gösterir. Bunlar olduktan sonra birileri Kenan Evren gibi devlet başkanı olma hesabı yapamaz."

    TSK içinde 100 bin Mehmetçiğin subay ve astsubayların özel işlerinde kullanıldığını, 65 binininse sosyal tesisler ve orduevlerinde garson olarak çalıştırıldığını vurgulayan Türköne, bu sayının 185 bin askere sahip İngiliz ordusuna yakın olduğuna dikkat çekti. Ergenekon davasına da değinen Türköne, başlamasıyla birlikte Türkiye'de faili meçhul cinayetlerin de bittiğini aktardı.

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Dokunulmamasını istediğiniz yargı bu mu?

    Alıntı bartelmi diaz rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Şimdi sorarım size ey her ortam da bas bas yargıma dokunulmasın diye bağıran insanlar.Bu yargıya mı dokunulmasın.Bu mudur demokrasi anlayışınız.

    AKP, neden Yüksek Yargı’yı paketlemek istiyor?!

    AKP, Anayasa Mahkemesi üyelerini ben tayin edeceğim veya benim atadığım yetki sahipleri tayin edecek diyor.

    Danıştay da hükümetin icraatlarını, yok efendim milletin menfaatine, yok efendim yerindelik ilkesine, yok bilmem şu hukuki norma göre denetleyemeyecek. Hükümet dediğim dedik, çaldığım düdük misali, dilediğini yapacak, yaptığının hesabını kimseye vermeyecek…

    Referandum paketinin en tehlikeli maddesi bu! Hangi icraatlarına engel oldu Anayasa Mahkemesi ve Danıştay, onlardan birkaç tanesini daha hatırlayalım.

    1– AKP hükümet, köylünün 200–300 yıldan beri kullana geldiği meralarını elinden alıp Hazineye katmak istedi, orman statüsüne sokmak istedi. Sonra da “Orman arazileri boş boş duruyor, oralara ecnebiler ve onların içerideki ortakçısı zenginler tarafından otel kurulsun” kararı aldı, Anayasa Mahkemesi bu peşkeşi iptal etti. (7 Mayıs 2007)
    Referanduma evet demek, güzelim ormanların ecnebilere peşkeş çekilmesine evet demektir. Milletin menfaati ve geleceği adına biz, hayır diyoruz, hayırda yarışıyoruz!

    2– AKP hükümeti, 5510 sayılı kanunla, emeklilik yaşını kadınlar için 59, erkekler için 61’e çıkardı. En az 9 000 gün de çalışmış olma şartı getirdi. Bu öldükten 5 sene sonra emekli olmak demektir. AKP “Memur ölene kadar çalışsın, çok istiyorsa, öldükten sonra emekli olsun” yasası çıkardılar, Anayasa Mahkemesi bu adaletsiz yasayı da iptal etti. (15 Aralık 2006)
    Öldükten sonra emekli olmak isteyenler, referanduma evet desin; böyle adaletsizlik olmaz diyenler hayır desin, hayırda yarışsın!
    50 yaşında emekli olmak isteyenler ise referandumdan sonraki ilk seçimde BTP’yi işbaşına getirsin, 50 yaşında emekli olsun!

    3– AKP hükümeti, şüheda kanıyla sulanmış vatan topraklarını altındaki tüm zenginlikleriyle ecnebilere dilediği gibi satmak istedi. Ecnebiler, kağıtlarını kendi darphanelerinde boyayıp banknot yapıyorlar, bu karşılıksız kağıtlarla bedavaya vatan topraklarımızı devralıyorlar. AKP hükümeti, “Yabancılar gelsin, canları ne kadar çekiyorsa, o kadar toprak alsın” yasası çıkardı, Anayasa Mahkemesi iptal etti. (14 Mart 2005 / 11 Nisan 2007)
    Referanduma evet demek, mübarek vatan topraklarını İngilizlere, Yunanlılara, İsraillilere, Amerikalılara bedavaya verelim, demektir.
    Bu vatan bizimdir; uğruna milyonlarca can verdik, kanımızı döktük, bizim kalacaktır, diyenler referandumda hayır demelidir. Referanduma hayır demek bir vatan borcudur. O halde hayırda yarışalım!

    4– AKP hükümeti, topraklarımızı ecnebilere devretmek için Yabancılara Toprak Satışı Kanunu’ndan girdi, olmadı. Anasaya Mahkemesi geçit vermedi. 442 sayılı Köy Kanunu ve 5444 Sayılı Tapu Kanunu’ndan sıvışmaya kalkıştı, Mahkeme yine yutmadı. Engelledi. Yabancı Şirketlerin Taşınmaz Mal Edinmelerine dair düzenlemeyle araya girmeye kalkıştı. Yüksek Mahkeme, dur dedi. Kısaca AKP hükümeti, vatan topraklarını ecnebiye satmak için denemedik yol bırakmadı. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu ve Endüstri Bölgeleri Kanunu gibi bir çok yasayla devreye girmek istedi. Her bir düzenleme ile milletin malından ve vatan topraklarından bir şeyler kopartıp ecnebiye verdiler, vermeye kalkıştılar. Ancak Anayasa Mahkemesi sürekli önlerini kesti. Öyle oldu ki, AKP, vatanı satmada hız kesmedi, Anayasa Mahkemesinin takatını kesti… Şimdi referandum ile bu Yüksek Yargının kökünü millete kazıtmak ve önlerindeki engeli kaldırmak istiyorlar.

    Referandumda evet demek, AKP, vatanı dilediği gibi ecnebilere devretsin demektir; Türk milleti buna evet diyemez. O halde hayır diyoruz, hayırda yarışıyoruz!

    M. Emin Koç
    :http://www.yenimesaj.com.tr/index.ph...rih=2010-07-29

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Medeni Yargı ile İdari Yargı Arasındaki Yargı Yolu ve Hüküm Uyuşmazlıkları [Kitap Fiyat bilgisi]
    Nagihan Tandoğan Özbayral - Seçkin - 2019 Ağustos - 55,00 TL Medeni Yargı ile İdari Yargı Arasındaki Yargı Yolu ve Hüküm Uyuşmazlıkları...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 05-08-2019, 15:20:11
  2. Adli Yargı Seti (Justice - Adli Yargı Hukuk Soruları Hediye) [Kitap Fiyat bilgisi]
    Yazar Belirtilmemiş; Yayınevi Belirtilmemiş; 2012; 250,00 TL Adli Yargı Seti (Justice - Adli Yargı Hukuk Soruları Hediye) hakkındaki işbu hukuki...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 22-05-2012, 07:50:06
  3. İdari Tam Yargı Davasının Adli Yargı Tazminat Davasına Etkisi
    Müvekkilim yolcu taşımacılığı yapan bir firmadır.Sinyalizasyon hatası sonucu müvekkilim firmaya ait otobüs ölümle sonuçlanan trafik kazasına...
    Yazan: Av.Yılmaz Yalçın Forum: Borçlar Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 18-03-2012, 20:12:34
  4. Askeri Yargı ve Adli Yargı Arasındaki Görev Sorunları kitabı
    Adli, İdari ve Askeri Yargı'nın Görev Alanları'nın belirlenmesinde Uyuşmazlık Mahkemesi son karar merciidir. 1988 Askeri Yargı ve Adli...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 29-09-2010, 18:00:01
  5. İdari Yargı - Adli Yargı ikilemi
    Bir sahil şehrinde oturuyorum, deniz kıyısında balık ekmek satan büfeler var, hem kıyı kanununa aykırı(kıyı kenar çizgisinin ilk 50 metrelik...
    Yazan: Restinwest Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 21-10-2009, 15:04:24

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.