17 Nisan 2010
Yılmaz Özdil bir yazı yazdı, malum güruh ayağa kalktı. Kimileri onu Ogün Samast’a, kimileri de Miloseviç’e benzetti!
Peki Özdil ne yazdı da bu saldırılara muhatap oldu?
“Yumruk” başlıklı yazısı gerçekte bir muhasebe ya da sorgulama ki yapılan tespitler yüzde yüz doğrudur!
-Mayın döşemeye demokrasi, yumruk atmaya faşizm diyenler yok mu?
-Bu ülkenin çocuklarını öldürmeyi demokratik hak gibi gören ve sunanlar yok mu?
-İzmir-Bursa, Samsun-Trabzon hattında tehlikeli yapılanmalar var deyip, Hakkari-Diyarbakır hattında olanları görmezden, duymazdan gelenler yok mu?
-Deniz Baykal ve konvoyuna Van’da kitlesel olarak taşlarla saldırmak şiddete girmiyor mu?
Soruyorum; yukarıda sunduğumuz satırlara fikri ve vicdanı hür olan kim itiraz edebilir?
AKP yandaşı TRT-TMSF beslemeli malum yanaşma medya takımı bu ifadelerin neyine itiraz ediyor?
Yılmaz Özdil’in satırlarında Ahmet Türk’e yapılan saldırının kutsanması yok, sadece konan çifte standartlı tutumun afişe edilmesi var!
İlginç ayrıntı, o malum güruhun kurt sürüleri misali toplu saldırmalarıdır.
Bir başka husus; Ahmet Türk olayında tepkisel dışa vurumu Miloseviç çizgisinden olmak ve faşizm diye sunanların bir kez olsun vatan borcu deyip askere giden ve güneydoğuda katledilen Mehmetler için benzer bir yazıyı hiç yazmamalarıdır!
Daha sıcak bir örnek, Deniz Baykal bir hafta önce Van’da saldırıya uğramadı mı?
Soruyorum, Yılmaz Özdil’e koro halinde söven o güruhtan hangisi bu saldırıyı kaleme alıp yapılanları lanetledi?
Her şey açık ve nettir:
Onlara göre demokrasi tramvay, yani birliğe, bütünlüğe yani beraber yaşamaya karşı çıkmak, ayrıştırmaya omuz vermektir!
Lafı uzatmaya gerek yoktur!
Onlar, perde gerisindeki fillerin Türkiye’deki hortumlarıdır ve demokrasi ambalajı ile görev icra ediyorlar!
BİR İHTİMAL…
Gül, Erdoğan’a meydan okuyabilir mi?
The Economist’de ilginç bir analiz var ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde TayyipErdoğan’a meydan okuyabileceğini yazıyor. Bu asla ve kat’a mümkün değildir. Tayyip Erdoğan AKP tabanında ve hatta halkta Okyanus misali ise Abdullah Bey ancak kurumaya yüz tutan Tuz Gölü olabilir. Dolayısı ile Gül’ün Erdoğan’a meydan okuyabilmesi rüyasında bile mümkün olamaz! Gül’ün tek şansı Tayyip Bey’in Çankaya projesinde ama öyle, ama böyle aksama olması halidir. Son söz; Abdullah Bey neticeden çok, çok emin olmadığı takdirde Erdoğan’ın karşısına dikilmez.
SÜTRE GERİSİNDE…
TOBB AKP’ye tavır alırken,
Hisarcıklıoğlu kayıp!
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, 81 ile bağlı 365 oda ve borsa başkanı ile istişare toplantısı düzenledi. Toplantının perde gerisinde AKP’ye tepki ve hatta feveran vardı. Öyle ki yapılan ankette delegeler ülkenin en önemli sorunları sıralamasına siyasi gerginliği ve kutuplaşmayı oturttu. Buna ilave olarak Başbakan Erdoğan’ın her TOBB üyesi, bir kişiyi istihdam etsin önerisi ise yüzde 94’la reddedildi. Adana Sanayi Odası Başkanı Uğur Özgümüş, Tayyip Bey’in bu önerisine “Arabası olan herkese şoför çalıştırma mecburiyeti getirilmesi” yakıştırmasını yaptı… TOBB’da var olan fotoğraf AKP’nin bu zeminde müthiş bir zemin ve popülarite kaybetmesi şeklindeydi. Altı çizilmesi gereken ayrıntı ise, Rifat Bey’in bu toplantıda yine sütre gerisinde kalması ve AKP ile karşı karşıya gelmemek için çırpınmasıydı… Yorumumuz şudur: Hisarcıklıoğlu’nun bu tutumu ancak ve sadece korkunun eseri olabilir… Sahi Rifat Bey’i bu kadar ürküten ve korkutan şey ne olabilir acaba?
HEDEF…
Bahçeli’ye milliyetçi değil diyene bak!
Devlet Bahçeli bugünlerde AKP ve yandaşlarının boy hedefidir. Son olarak Hüseyin Çelik, Vakit Gazetesine “Bahçeli Milliyetçi değil, ulusalcı” sözlerini etti. Önce bir hususu peşinen belirtelim, Sayın Bahçeli’nin milliyetçiliğini sorgulamak Hüseyin Çelik gibi neyin milliyetçisi olduğu muğlak olanların ya da bilinmeyenlerin haddi değildir. Hüseyin Bey eğer bu densizliğini sürdürür ise, birileri de ondan mal varlığını açıklamasını ister ve akabinde evlilik kurumuna bakışını sorar! Bu sütunu izleyenler bilir, Devlet Bey’in yeterli muhalefet etmemesi hep eleştirilmiştir ama onun milliyetçiliğinin sorgulanması insaf ve izan dışıdır… Bize göre Devlet Bey’in yaptığı en doğru işlerden biri AKP’ye son süreçte takındığı net tavırdır ki, böyle bir zemin ve iklimde bu tutum, ülke bekası için hayati derecede önem arz ediyor…
Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
Kürt sorununu çözmenin iki yöntemi var. Bu yöntemlerden biri barışçıl yöntem, diğeri savaş yöntemi.
Barışçı yöntemi savunmak, PKK'yı savunmak değildir, şehitleri inkar etmek değildir, azgınlaşan PKK terörüne duyarsız kalmak, sevri savunmak değildir.
Savaş yönteminde ise kürtlerin başını ezmek, seslerini kısmak, meclis yolunu kapatarak dağın yolunu göstermek, partilerini kapatmak, Ahmet Türk'e yumruk atmak, sürgüne göndermek gibi alt yöntemler var.
Bazı insanlar birinciyi tercih ediyor, bazıları da ikinciyi. Bu bir tercih meslesi.
Yılmaz Özdil'in tercihinin hangisi olduğunu okuyanlar değerlendierecek elbette.
Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
Yilmaz Özdil'in tercihi herkese esit uygulama yapilmasidir, ki sonuna kadar destekliyorum. Yapilan cifte standardi yoksa siz savunuyor musunuz degerli hukukcumuz Sn.Abbas Bilgili?
Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
Bu tür konulara yazı yazmayayım diye, kendimi çok defa gemlememe rağmen; S.Önkibar'ın "...onun milliyetçiliğinin sorgulanması insaf ve izan dışıdır… " demiş olması, frenleri boşaltmıştır. Üstelik; yazarın yazdığı gazeteyi parayla okuyan kişilerden biri olmama rağmen, bazı yazarların o gazeteyi niçin terk ettiklerini bilecek kadar da, bazı şeylerden haberim var. Üstelik; aldığım gazetede de okuduğum yazar sayısı, dört etmez. "Türkçe"nin değersiz görüldüğü, "Dil bayraktır." anlayışından uzak hiçbir kalemi de okumadığımı, ayrıca belirteyim.
"Bahçeli'nin Milliyetçiliği"ne gelince:
Eğer 59. yaşınızın içindeyseniz, bulunduğunuz yerleşim yerinde kurulan üç sandıktan, bir partiye, yıllarca, sadece bir oy çıkmış ve toplum bu oyun sahibini de söyleyebilmişse, "emperyalizm" ile ilgili kültürün de varsa, toplumun pek de alışık olmadığı şekilde -at gözlüğü olmadan- çok da okuyorsanız, hayatınız boyunca her konuda alnı ak yaşamışsanız, bütün bunlar yetmiyormuş gibi; Ecevit-Bahçeli-Mesut Hükümeti döneminde, müesses nizam (Çoğu insan bu ifadeyi hatırlamaz , "müesses nizamı tagyir, tebdil ve ilgaya teşebbüsten" idamlarına..." diyen mahkemeleri bile bilmez.) bürokrasisi ve yargısıyla da "ırzınıza geçilmiş" ise, O'nun "milliyetçiliği" hakkında bir çift söz hakkınız var demektir.
Toplum "balık hafızalı" olabilir. Ama; herkes öyle değildir. Sadece şunu söyleleyim: AB ile uyum çerçevesinde "ikiz yasalar" denen meret, her ne kadar üçlü koalisyon döneminde kanunlaşmadı ise de, bakanlar kurulunda görüşülüp, imzalandı. Orada ne yazıyordu hatırlayananız var mı? "Halkların kaderini tayin hakkı" Orada - milliyetçiliği tartışılmamalı denen- Bahçeli'nin de imzası vardı. Bu kadarı bile yeter... Başbakanın "şu açılımı, bu açılımı" lâflarına, ağızlarını bile açma hakları yok. "Halklar" ifadesini, üçlü koalisyon kullanmıştı çünkü. Emperyalizm de, Sevr'e doğru adımını böyle atmaya başladı.(Kusura bakmayın; bende "Sevr sendromu" var.)
Gelelim "Kürt sorunu" ifadesine...Böyle demek; emperyalizmin, ülke üzerindeki hesaplarını bilmemektir.
Meselenin adı doğru koyulmadığı için, çözümde de çuvallamalar olmaktadır.Mesele şudur:"Bölücülük meselesi"
"Bölücülük" ile "halkların kaderini tayin hakkı"nı yan yana getiriniz, yeterlidir.
Merdiven, basamak basamaktır.
Hani şair ne demişti;
Ağır ağır çıkacaksın merdivenleri
Sonra semaya bakacaksın,ağlayarak...
Sonumuz budur.Çünkü; emperyalizmin çok güçlü işbirlikçileri var. Ama adı şöyle, ama adı böyle...
Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
Sayın salpyilmaz;
Yılmaz Özdil'in yazısını defalarca okudum ve bu yazının barışı teşvik eden değil, düşmanlığı körükleyen bir içeriğie sahip olduğu kanısına vardım. Lütfen siz de dikkatle okuyun ve bu yazının Kürt sorunu konusunda düşmanlığı körükleyip körüklemediği yönüne bir bakın. Vermiş olduğu başka örnekler bu saldırıyı meşrulaştırmaz. Açıkça söylemese de "oh olmuş" demeye getiriyor. Bu şekilde mi bu sorun çözülecek?
Sayın sakar;
"Kürt sorunu" sözünün emperyalizmin hesaplarını bilmemek olduğunu söylüyorsunuz. Bu sorun bu kafa sayessinde bu hale geldi. Bu memlekette "Kürdüm" dediği için insanlar ceza evine girdi. Siz hala "Kürt sorunu" denmesinden rahatsızlık duyuyorsunuz. Bırakın bu inkar politikasını. Yıllarca bu memlektte Kürt yok dendi de ne oldu? Kürt vardır, Kürt sorunu da vardır. Bunu söylemek emperyalizme hizmet değidlir. Kafamızı kuma sokarak Kürt sorununu görmezlikten gelince sorun çözülmüyor. Önceleri kürt yok dendi, sonra dilleri, şarkıları, türküleri yasaklandı. Siz hala kürt sorunu lafından rahatsızlık duyuyorsunuz.
Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
Sn.Bilgili,
Ufak alintilar yapacagim.
Soralım dolayısıyla... Bu ülkenin çocuklarına ateş edip öldürmek “demokratik hak” kabul ediliyorsa, parti liderine girişmek niye “ırkçılık” oluyor?
*
Mayın demokrasiyse...
Yumruk niye faşizm?
Yazarin anlatmak istedigi Ahmet Türk'e atilan yumrugun da mesru olmasi gerektigi degildir. Ironiyi kacirmamanizi rica ederim. Ayni hassasiyetin bu memleketin evlatlari icin de gösterilmesi gerektiginin vurgulandigini sadece ben mi anliyorum?
Devam edelim...
Dün seyrediyorum televizyonu, papyonlu bir arkadaş, “İzmir-Bursa hattında, Trabzon-Samsun hattında tehlikeli yapılanmalar var, oralara dikkat” diyordu...
“Hakkâri-Diyarbakır hattı”nda olan ne peki? Oraya dikkat çekmeye gerek yok mu, Allah'ın papyonu?
Malum medya üyeleri ve aydin gecinenlerin dikkati cektigi su Ergenekon ve diger sözde darbe yapilanmalari icin sarf ettikleri sözleri terör icin ettiklerini duyuyor musunuz son aylarda? Dolayisiyla Hakkari-Diyarbakir hattinda olanlara da bunlara cikarildigi gibi ses cikarilmasi gerektigini yoksa siz savunmuyor musunuz?
Bir tanesi de “İlk kez bir parti liderine saldırılıyor” diyordu...
Mesut Yılmaz'ın burnunu kırmadılar mı?
Demirel'e yumruk atılmadı mı?
Özal'a ateş edilmedi mi?
Ecevit'e İzmir'de kurşun sıkılmadı mı?
*
Normaldir demiyorum...
Niye “ilk” deniyor?
Ahmet Türk'e yapilanin mesru kilinmasini gerektirecek ifadeler mi bunlar? "Ilk" denerek benim balik hafizali milletimin gözünde "vay, darbeciler bunlari da yaptilar" diye gösterilmeye ugrasildigini ben mi anliyorum? Yoksa öküzün altinda buzagi mi ariyorum?
Başbakan geçmiş olsun diye aramış Ahmet Türk'ü, ki aramalı... Peki, Deniz Baykal'a niye geçmiş olsun yok? Taş atmak, yumurta fırlatmak şiddete girmiyor mu? Light linç olur mu?
Burada yapilan cifte standardin vurgulandigini bir ben mi görüyorum? Ahmet Türk'e yapilanin onanmasi midir bu?
Samsun'da polisler açığa alındı, ki derhal alınmalı... Van'dakiler niye yerinde duruyor hâlâ? Kandil'den gelenlerle otobüsün üstüne çıkıp şehir turu atmadığı için mi suçludur Baykal?
Ne diyorsunuz?
Açın gazetelerin internet sayfalarını, bu haberin altına yapılan yorumları okuyun...Yumruğunu “adaletin tokmağı” yerine koyup, Ahmet Türk'ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu... Çünkü, teröristi meşru hale getiren “açılım” saçmalığı, sadece bir tarafta değil, öbür tarafta da “eşkıyayı kahraman” yapmaya başladı.
Sanirim en cok takildiginiz paragraf bu. Canimiza cigerimize kasteden hain teröristleri neredeyse kahraman yapan, cezalarini silen ve davulla zurnayla karsilatan, güneydogudaki hicbir mitingde Türk bayragi acilmamasina canak tutan ve besikteki bebelerimizin ölümüne neden olan teröristbasini neredeyse siyasi bir muhatap haline getirerek hem ülkesini seven halkimi hem de Türk Silahli Kuvvetleri'ni kahreden bu sacma acilimin ortadan kaldirdigi ve yüce Türk Halki'nin istedigi adaleti eskiyalikla saglayabilecegini düsünen kisinin artik caresi kalmayip kendini "adaletin tokmagi" yerine koyup bu eylemi gerceklestirmesidir ve malesef sürekli gol yiyen taraf olanlarin artik bunlarla teselli olur hale geldigidir bu parafrafta anlatilan.
Yani, sadece terör örgütünü destekleyenlerin tarafinda degil, bu hukuk ve adalet yoksunlugunda vatanini sevenlerin tarafinda da eskiya kahraman olmaya basladi.
Yanlis mi bu ifadeler? Sonuna kadar da dogru kaleme alinmis bir "tespit!"
Buyrun size yazarin cikardigi "kissadan hisse":
Hukuku guguk haline getirirsen...
“Ona göre başka, buna göre başka” işletirsen, olacağı budur.
Bunu da size güneydoguda yapilan yargilamalarla Silivri'de yapilanlari anlatarak göstermeye calismayacagim. Demokrasi ve hukuksa herkes icin demokrasi ve hukuk olmali. Bunda sanirim hemfikiriz.
Ayrica, Kürt sorunundan bahsetmissiniz ve "Ben Kürt'üm" dedigi icin hapse giren insanlarin oldugundan bahsetmissiniz.
Bu en son ne zaman oldu? Gecmis yillarda bunun sizin söylediginiz gibi olmus olmasi durumlarin düzelmesi gercegini de örter mi? Kürtler 90'li yillarda üniversitelerde okuyamiyor, iyi seviyelere gelemiyorlar miydi? 2000'li yillarda, daha bu hükümet gelmeden Kürtlerin durumu cok mu kötüydü? O halde neden ben ögrenciyken bile benim faydalandigim TÜM haklardan sonuna kadar, ceplerindeki o ay yildizli nüfus cüzdanini tasiyarak faydalanabildiler? Madem Kürt olduklari icin bir yerlere gelemiyorlardi, neden benim okudugum üniversitelerde ögrenim görebildiler, akademik kadrolarda yer bulabildiler? Madem Kürt sorunu vardi, neden secimlerle meclise girebildiler? Bunlar AKP döneminde mi oldu?
Iste bu yüzden hem Yilmaz Özdil'in yazisinin altina imzami atiyorum, hem de bu acilim sacmaligina, hele "Kürt sorunu" olarak adlandirilmasina da gülüyorum. Sayet Kürt acilimi yapilacaksa, darbeden de bu kadar yakiniliyorsa, darbeden en cok nasibini alan sol icin bir "Sol acilimi" yapilmasi da gerekmez mi, ne dersiniz Sn.Bilgili?
Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
Sırrı Sakık’ın, “yumruk” sonrasında polislerin üzerine yürüyerek, "Siz bu suçun katili ve muhatabısınız. Bunun hesabını soracağız…" sözlerinin üzerinden birkaç gün geçmeden Samsun’un Ladik ilçesinde devriye gezen bir polis aracına ateş açıldı ve iki polis şehit oldu.
Haberciler, bütün gün Sırrı Sakık’ı aradılar ama ulaşmak mümkün olmadı. Onun da sözü ağzından kurşun gibi çıkmıştı.
Samsunlu avukattan Sırrı Sakık'a suç duyurusu 16 Nisan 2010
SAMSUN’da, kapatılan DTP genel Başkanı Ahmet Türk’e adliye önünde yapılan saldırı öncesi ve sonrası Türk halkına hakaret edildiğini öne süren Samsun Barosu Avukatlarından Suat Uzun, BDP Milletvekili Sırrı Sakık hakkında suç duyurusunda bulundu.
Avukat Uzun, yapılan hakaretlerin kameralar tarafından kaydedildiğini belirtererek, “O gün sarfettiği ‘köpekler, şerefsizler, haysiyetsizler’ gibi kelimeleri kabul etmiyorum. Bu nedenle suç duyurusunda bulunuyorum” dedi.
HABERİN TAMAMI: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14443630.asp
Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
Sayın salpyilmaz;
Yılmaz Özdil, her zaman yaptığı gibi bu yazısında da kelime oyunları yaparak kendince bir şeyler yazmış. Siz de bu yazıdaki kelime oyunlarından alıntılar yaparak onu aklamaya çalışıyorsunuz. Yazının ana teması, yumruğu meşrulaştırmaya yöneliktir. Ama bunu yaparken kelime oyunları ile tarafsızlık görünüsü vermeye çalışmış. Benim bu görüntüye aldanmaya niyetim yok.
Yazıyı sizin gibi algılayanlar olduğu gibi, bu yumruk için "oh olsun" diyenler de bir hayli fazla.
Ama bugünkü (19 Nisan 2010) Hürriyet'te "Okur Temsilcisi" köşesinde Faruk Bildirici, bu yazıdan dolayı gelen eleştirleri cevaplandırırken, "yayın ilkeleri yazarı bağlar" başlığı altında kısa bir yazı yazdı ve bu yazıda aynen şunu belirtmiş: "Bu şekliyle bir onay havası doğuyor maalesef" diyor. Yani yazının şiddeti onayladığını belirtiyor. Kendi gzetesinde bir başka yazar, yazıyı bu şekilde niteliyor. Yani benim gibi düşünen sadece ben değilim.
Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
20 Nisan 2010 Sabahattin ÖNKİBAR
Ahmet Türk’e yumruğa feveran edenler, kurşunlara niye suskun?
Ahmet Türk’e yumruk olayı elbette yanlıştı!
Sağduyulu herkes gibi biz de tepki koyduk!
Peki Ahmet Türk’e atılan yumruk yanlıştı da Ladik’te polise sıkılan o kurşunlar doğru mu?
Üstelik polise sıkılan kurşun, yumruğun misillemesi yani kan davasının eseri...
Böyle bir durumda yumruğa feveran edenlerin kurşunlara da tepki koyması gerekmez miydi?
Peki öyle mi oldu?
Dün bütün basını bir bir taradım.
Yumruk ajitasyoncularından, kurşunlarla ilgili tek bir satır, yani eleştiri yoktu!
Demek ki neymiş!
Bu ülkede bölücülük yapan birinin yumruk yemesi, polisin kurşun yemesi ve şahadete erişmesinden bin kere daha önemli ve de değerli!
Demek ki demokrasi dedikleri şey, sadece ayrımcıların sığınağı!
Dramatik olan ayrıntı, devleti yönetenlerin aynı istikamette savrulmalarıdır!
Ahmet Türk için vaveyla koparan Gül ve Erdoğan, misilleme olarak polis katline bir mesaj olsun niye yayınlamaz ve şehitlerin ailelerine bir telefon olsun niye açmaz!?
Oysa aynı Erdoğan, bugün siyasi hiçbir statüsü olmayan Ahmet Türk’ü Amerikalardan aramıştı!
Tablo ortada, Ahmet Türk’e yumruk atılmasına ağıt yakanlar, bu yumruğun intikamı adına devletin kolluk kuvvetlerinin katline seyircidirler.
Sorarım size böyle bir ülke daha ne zamana kadar bir ve bütün kalabilir?
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Wmic Windows Activation Key and...
03-05-2025, 14:36:12 in Aile Hukuku