Ankara Barosu; TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği'ndeki YASAK kelimesi kaldırılmalı

[admin]

Ankara barosunda Avukatlık reklam yasağı hakkıdaki konferansta Avukatlık mesleği ve geleceği için çok önemli tespitlerde bulunulurken, mukayeseli hukuktan da yararlanıldı.






Uluslalarası Hukuki İşbirliği Vakfı (IRZ), Almanya Federal Barolar Birliği ve Ankara Barosu Avrupa Birliği Merkezi İşbirliği ile düzenlenen “Türkiye Almanya ve Avrupa’da Reklam Yasağı” konulu seminerin açış konuşmasını yapan Ankara Baro Başkanı Av.Ahsen Coşar, Reklam Yasağı Yönetmeliği’ndeki ‘Yasak’ kelimesinin kaldırılarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu;


“Son yıllarda özellikle internet dünyasındaki gelişmeler göz önüne alındığında Reklam Yasağı Yönetmeliğinin mutlaka güncellenmesi gerekmektedir. Öncelikle, Yasak sözcüğü kaldırılarak “Türkiye Barolar Birliği Reklam Yönetmeliği” şeklinde yeniden düzenlenmelidir. Diğer önemli bir nokta da av.tr uzantılı olmayan internet adlarıyla ilgili sıkıntılar var. Türkiye genelinde yaklaşık 20- 25 bin avukat meslektaşımız, av.tr uzantılı olmayan internet adreslerinde yayınladıkları reklamlarla yönetmeliğe uymamaktadır.”


Daha sonra oturum başkanlığını TBB Başkan Yardımcısı Avukat Talay Şenol’un yaptığı birinci bölümde konuşan Almanya Federal Barolar Birliği Müdürü Dr.Wolfgang Eichele, Almanya’da avukatların hangi durumlarda reklam yapamayacağını şöyle özetledi;



-Avukat kazancı ya da ciroya ilişkin rakamlar bildirerek reklam yapamaz.
-Pazarlama yaklaşımıyla müvekkiline doğrudan, belirli alanlarda uzman olduğunu belirterek reklam yapması yasaktır.
-Ancak internet sayfalarından sınırsız reklam yapılabilir.
-Avrupa’da da avukatın elektronik ortamda reklam yapmasına izin veriliyor.



Oturum başkanlığını Avukat Haşim Mısır’ın yaptığı TBB Disiplin Kurulu Üyesi avukat Ünsal Bildirgen ve Ankara Barosu Ombudsman Kurulu Başkanı Atila Sav’ın katıldığı seminerin ikinci bölümünde konuşan Ankara Barosu Denetleme Kurulu Üyesi Avukat Şamil Demir, “Savunmanın temel unsuru olan avukatın “ifade hürriyetini” kısıtlayan reklam yasağı “makul” bir şekilde yeniden düzenlense nasıl olmalıydı? sorusuna çözümler önerdi.




Av.Şamil Demir tarafından şu hususlara dikkat çekildi;

“Reklam” ile “tanıtım” arasında kesin bir çizgi çizilmesi gerekmektedir. Böylece “reklam sayılabilecek her türlü girişim ve eylem”in tespitindeki güçlükler de giderilebilecektir. Reklam, “para karşılığı” reklam veren ve reklamı yayınlayan tarafların varlığını ortaya çıkarır. Yoksa zaten avukata ihtiyaç duyan kişilerin, doğru avukat seçiminde yararlanabilecekleri “tanıtıcı” bilgileri barındıran bir avukatlık sitesinin pasif halinin, reklam olarak değerlendirilmesi amacını aşan bir yorum olacaktır.

Avukatın tabelası
“Günümüzde büyük şehirlerde avukatların tabelasını görerek kimse o büroya gitmemektedir. Tabelanın işlevi, adresini bilip bürosuna gittiğimiz avukatın o binadaki yerini anlamamızı sağlamasından ileri gidememektedir. Görülebilme kolaylığı açısından ihtiyaç varsa tabelanın tabanı ışıkla aydınlatılabilmeli, tabelanın dizaynında reklerine kadar varan düzenlemeden vazgeçilerek tasarımda özgürlük sağlanmalıdır.”

İnternet
“Büyük ve ünlü büroların varlığını kabul etmedikleri, umursamadıkları ve bu nedenle de haklarında hiç bir işlemin yapılmadığı, yalnızca “diğer” avukatların kullanımı için tahsis edilmiş ve dünyada örneği olmayan av.tr alan adından ve yönetmeliğin kapsamını aşan, av.tr uzantılı e-posta kullanma zorunluluğundan vazgeçilmelidir.”

Medya İlişkileri
“Avukatların mesleki gelişimlerinin sağlanması ve vatandaşımızın avukata gitmeye özendirilmesi medya imkanları kullanılarak özendirilmesine bağlıdır. Bu nedenle kişisel tanıtımdan çok kamu yararı ve mesleki çıkar gözeten yayın ve programlarda avukatların katılımı bu programları düzenlemeleri ve yönetmeleri özendirilmelidir. Ceza vermek yerine desteklemek yönünde bir anlayış geliştirilmelidir.
Avukatların televizyonlarda kitlelere ücretsiz danışmanlık yapmaları anlamına gelecek soru – cevap programlarına katılımı yasaklanmalıdır. Planlı şekilde sunulan televizyon programlarına katılmanın söz konusu olması halinde, katılımı barolara bildirim yükümlülüğü getirilmeli, böylece denetim imkanları artırılmalıdır.”

Basılı evrak
Avukatlar kendilerine özgü tasarımlarla, içerisinde bayrak veya herhangi bir yasa dışı unsur içermeyen amblem ve şekil kullanabilmelidirler. Bu durum bir tabu haline getirilmemeli, avukatların kendi tarzlarını geliştirmelerine izin verilmelidir.

Panel Tarihi: 18 Şubat 2010
Yer: Ankara Barosu Eğitim ve Kültür Merkezi

[Av.İlknur Sezgin Temel]

Paylaşım için teşekkürler sayın admin.
Gitmeyi çok istememe rağmen ne yazık ki gidemedim.

Bakalım önümüzdeki günlerde bu reklam meselesi nasıl şekillenecek. Merakla beklemekteyim.

[admin]

Sayın meslektaşım, özellikle Av.Şamil Demir'in de vurguladığı gibi konu REKLAM değil, bir avukatın kendisini TANITABİLMESİ'NDEN ibarettir diye düşünüyorum. Yoksa TV veya yazılı medyadaki gibi REKLAM'lara izin verilmesi sanırım birçok meslektaşın en azından şimdilik hazır olduğu ve kabul edebileceği bir husus değildir.
Bu aşamada REKLAM ve TANITIM arasında ince bir çizgi olsa da kesin bir sınır konulabilir mi diye düşünmek gereklidir. Bu konuda fırsat oldukça ben de görüşlerimi bildireceğim. Ancak gerçek şu ki, şu anki düzenlemeye göre bir çok meslektaşımız yönetmeliğe istemeden de olsa aykırı davranmaktadır... Haksız rekabete yol açan bu durumu, her avukatın eşit kurallar dahilinde kendini tanıtabileceği ve ifade edebileceği bir ortama dönüştürmek artık zorunlu hale gelmiştir. Anladığım kadarıyla Ankara barosu daha önce de bu forumlarda bolca tartıştığımız "no pay, no win" (kazanamzsan ödeme) gibi "en iyi avukat biziz", "dişli avukat" veya "damping yaptık" gibi hukukumuza, meslektaşımıza ve mesleki etik değerlerimize uygun olmayan reklamları değil, bir avukatın kendisini ifade edebilmesinin önündeki bazı engelleri kaldırmak amacındadır.
Örneğin kanımca, avukatın faaliyet alanlarını yazması yasak olmasına rağmen, bakmak istemediği faaliyet alanlarını yazamaması hiç de adil değildir. Ben ceza avukatlığını seviyorum ama boşanma davalarına bakmak istemiyorum diyebilmelidir.
Saygılarımla.

[Av.Basri Gungoren]

Av.Şamil Demir'e katılıyorum. Bizim gibi hukuk eğitimi almış birinin neyin reklam neyin tanıtım olabileceğini ayırt edebileceğinin artık kendisine bırakılması taraftarıyım. Hakkı savunan, teslim eden ve hatta TBMM gibi birçok önemli mevkii ve görevde olan insanların neyin abartılı olup olmayacağı konusunda ayırım yapabileceğini düşünüyorum. Bir meslek bu kadar çaresizleştirilmez.