Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Tüketicinin sorununu çözmek yerine onu susturmak ,yıldırmak için dava açıyormuş
BTK'nın bana dava açma hazırlığı ile ilgili tüketici örgütlerine ve basına gönderdiğim iletiyi bilgilerinize sunuyorum ve konu ile ilgili öneri, görüş ve desteklerinizi bekliyorum.
Değerli Tüketici Dostları
Bugün (01.02.2010 Pazartesi günü) saat 16:30’da, işyeri telefonumdan beni BTK’dan aradılar. Adını vermeyen sekreter, “Avukatımız sizinle görüşmek istiyor” dedi. “Buyrun bağlayın, görüşeyim” dediğimde; telefon bağlamaya yönelik bir süre geçtikten sonra “avukatın benimle görüşmek istemediğini, mesleğimi ve görevimi öğrenmek istediğini” söyledi. “Benim mesleğim sizi ilgilendirmez, siz sorun çözmekle ilgili kurumsunuz, Avukat ne öğrenmek istiyorsa kendisi konuşsun, sorsun” dedim. Aralarındaki fısır fısır konuşmalar duyuluyordu. “Avukatımız sizinle görüşmek istemiyor” deyince “adını verin” dedim, “sizinle davalı davacı konumundaymışız” dedi ve telefonu kapattı.
Bugün (01.02.2010 Pazartesi günü) saat 12:19’da, BTK Başkanı Tayfun ACARER 29.01.2012 günlü “Kamu çalışanlarına zammı Levent KIRCA açıklıyor, BTK yöneticilerine ne ödeniyor, kim açıklayacak?” başlıklı iletimi okuduktan sonra, emir vermiş olmalı ki, hemen dava açma hazırlığına girişmişler. Bugüne dek gönderdiğim iletilerle yaptığım şikayetlere, Kendisinden tüketicinin sorunlarının çözümüne yönelik hiçbir eylemini algılayamamıştık, iş tüketiciyi yıldırmaya gelince çok hızlılar!
Sanırım, “İşletmecilerden gelen paylarla bütçesini oluşturan ve kendi payının artması için işletmecilerin her isteğini onaylayan, işletmecilerin DEMİRTEPE NOTERİ işlevi üstlenen bu kurumun yöneticilerine, kurumun gelirlerinin işletmecilerden alınan paylarla oluşsa da, bu paraların, işletmecilerin bizim cebimizden aldıkları paralarla ödendiğini öğretmeliyiz. Bu yöneticilerin yaşamlarını ve işletmecilerle ilişkilerini sorgulamalıyız! Bu kurumların yöneticilerinin aldıkları paraları sorgulamalıyız!” diyerek, benim bir tüketici olarak yaptığım konuşmalar sonrası ödediğim ücretlerle “CEBİMİZDEN ALINAN PARALARLA ÖDENEN BU KURUM YÖNETİCİLERİNİN ÜCRETLERİNİN, İKRAMİYELERİNİN, PRİMLERİNİN NE OLDUĞUNU ÖĞRENMEK TÜKETİCİ OLARAK BİZİM HAKKIMIZ. KİM AÇIKLAYACAK?” diye sormam kendilerini rahatsız etmiş olabilir. Onlar vatandaşlık haklarımı bile kullanmamdan rahatsızlar.
Şerif BAKKAL’ın 19 Ocak 2010 günü 20:27’de hersey-serbest@yahoogroups.com’a ileti ile gönderdiği ses kaydının boyutu 9 MB olunca, kaydı dinledikten sonra, dosyanın YOUTUBE’da konduğu belirtilince, link’i bulup, iletinin konusuna linki ekleyerek, “http://www.youtube.com/watch?v=wPBJtvKsR5I Hırsız Türktelekom'un iğrenç tuzakları (tıklayın dinleyin)” iletisini göndermiştim. Tüketiciler Birliği Onur Kurulu Başkanı Aydın AĞAOĞLU “Yusuf bey, verdiğiniz link açılmıyor, BTK tarafından engellenmiş. Ama ifade etmiş olduğunuz her harfin altına imza atabiliriz. Bu kurumlar işlerine geldiğinde ses kayıtlarını aylar sonra da yargıya verebiliyor, ama tüketici talep ettiğinde ‘sildik’ diyorlar... Saygılarımızla,” diye belirtince, çok alındıkları bu iletimde de söz etmiştim. “BTK yöneticileri; tüketicinin şikayetlerini çözmek, tüketiciye kurulan tuzakları ortadan kaldırmak yerine, tüketicinin yakarışını görmezden gelerek, şikayetlerini dile getirdikleri “http://www.youtube.com/watch?v=wPBJtvKsR5I” gibi internet site bağlantılarını engelleme yoluna gidiyorlar. Bu bağlantının, mahkeme kararı olmadan BTK tarafından engellenme yetkisi var mı? Yoksa bu denli kısa süre içinde mahkeme kararı mı alındı? Ne bunu soran var, ne de açıklayan! Mahkeme kararı alınmadıysa, bu engellemeyi nasıl nitelendireceğiz? Hem suçlu hem güçlü olarak belki o tüketiciye dava da açarlar, bu davalardan çoğunlukla sonuç almayacaklarını bilmelerine karşın. Hedefleri tüketiciyi yıldırmak ve sindirmek, hak aramasını engellemek. Bir tüketici olarak, nasıl güvenebilirsiniz böylesi bir kuruma!” yazmıştım.
O tüketiciye dava açarlar, derken, şimdide bana dava açma hazırlığı içindeymişler. Yeniden yineliyorum. “Bu tür davalardan sonuç çıkmayacağını onlarda çok iyi biliyorlar. Hedefleri tüketiciyi yıldırmak ve sindirmek, hak aramasını engellemek.”
Onlar aslında “TURKCELL’in, kamu çalışanlarının kullandığı "BizBize Kamu HerYöne 1500" seçeneğine % 31’i aşan zam yapmasına tepki göstermemden rahatsızlar.
Onlar aslında Yalın ADSL konusunda “TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’ye dava açıp, kendilerine rağmen kazanmamı içlerine sindiremiyorlar.
Onlar Gebze’de eşimim Yalın ADSL konusunda “BTK'YA ŞİKAYETİMDİR. (TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOM A.Ş. ANAYASANIN 22. MADDESİNİ İHLAL EDEREK, ANAYASA SUÇU İŞLEMİŞTİR)” diye başvuru yapmasından rahatsızlar.
Onlar “Yasasında görev, yetki ve sorumlulukları arasında; tüketici hak ve çıkarlarının gözetilmesi, korunmasının” yer aldığını kendilerine anımsatmaktan, tüketici karşısında işletmecinin nasıl yanında yer aldığımı göstermemi içlerine sindiremiyorlar.
Onlar tüketicinin sorunların çözümüne yönelik hiçbir adımları yok. Üstelik kendilerini T.C. Anayasası’nın, yasaların ve mahkeme kararlarının üstünde görüyorlar.
Bir tüketici olarak, bu dava ile beni sindireceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Tüketici dostlarının yanımda tavır alacaklarına, destek vereceklerine inanıyorum. Bu dava eninde sonunda Aziz NESİN hakkında açılan ünlü “%40 davasına” dönecek, sonunda kendi kendilerini mahkum ettirecekler.
Saygılarımla
Yusuf ÜNLER
NOT: Dava açma olasılığı olan iletilerimi de, bilginiz olması açısından ekliyorum, bu yazıyı da kendilerine gönderiyorum.
From: Tayfun ACARER [mailto:tacarer@btk.gov.tr]
Sent: Monday, February 01, 2010 12:19 PM
Subject: Okundu: Kamu çalışanlarına zammı Levent KIRCA açıklıyor, BTK yöneticilerine ne ödeniyor, kim açıklayacak?
İletiniz 01 Şubat 2010 Pazartesi 12:18:55 (GMT+02:00) Atina, Bükreş, İstanbul tarihinde okundu.
--------------------------------------------------------------------------
Kamu çalışanlarına 2010 yılının ilk altı ayı için maaşlarına % 2,5 zam yapıldı. Bu zammı protesto amacıyla Cumhuriyet tarihinde ilk kez Dış İşleri Bakanlığı çalışanlarının bile eylem yaparak bordro yaktığı günlerde; TURKCELL, kamu çalışanlarının kullandığı "BizBize Kamu HerYöne 1500" seçeneğine % 31’i aşan zam yaptı. Üstelik tüketicilerin şikayetlerinde dile getirdikleri gibi kendilerini abone yaparken verdikleri sözü tutmayarak, “Kamu HerYöne 1200" seçeneği ile onların algılarını etkileyerek, tüketicileri kandırdılar, aldattılar. İLETİŞİM İŞLETMECİLERİNİN SÖZLERİNE GÜVENİLMEMESİ GEREKTİĞİNİ BİR KEZ DAHA ANIMSATTILAR BİZE!
Bu zammın uygulanmasına dek, TURKCELL “Kamu HerYöne 1500" seçeneği kullananı olarak yaptığım şikayete; BTK 19.01.2010 günü 14:14’te gönderdiği yanıtını “Bununla birlikte, Turkcell'in aynı şekilde "BizBize Kamu" abonelik paketi çatısı altında abonelerine sunmakta olduğu "HerYöne 1200" abonelik paketi alt seçeneğine ilişkin söz konusu seçeneğin 01.01.2011 tarihine kadar değişmeden uygulanacağına dair taahhüdü bulunmaktadır. Bu durumun tüketicilerin "BizBize Kamu HerYöne 1500" seçeneğinin uygulama esaslarına yönelik algılarını etkilediği düşünülmektedir.” biçiminde bitirmişlerdi. BTK bu son cümleleri ile TURKCELL’in tüketicinin algılarını etkileyerek, onları kandırdığının ve aldattığını açıkça kabul etmişti. Yasasında görev, yetki ve sorumlulukları arasında; tüketici hak ve çıkarlarının gözetilmesi, korunması yer alan BTK, bu cümleleri ile tüketicinin aldatılmasına yönelik algılamaları engellemeyerek, onayladığını da itiraf ediyordu. Bu kurumun yöneticilerinin, ne tüketicinin haklarını korumak gibi bir niyeti var ne de T:C. Yasalarını uygulatmak, verilen mahkeme kararlarının uygulanmasını sağlamak gibi. Ayrıca işletmecilerin bu tür soygun gibi zamlarında tüketiciye karşı kalkanı oluyor bu kurum.
Bu konuda tek örnek % 31’i aşan TURKCELL zammı değil. Yalın ADSL konusunda gönderdiğim ihtarnameye TÜRK TELEKOM A.Ş. içeriği tartışmak yerine “Öncelikle, Şirketimiz abonelik sözleşmelerinin sektörün düzenleyicisi ve denetleyici konumundaki Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”) tarafından incelendiğini ve onaylandığını belirtmek isteriz. Bu kapsamda, sözleşmelerin herhangi bir haksız şart içermemesi amacıyla BTK tarafından titiz bir değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle sözleşmelerimizin haksız şart içerdiği yönündeki iddiaları kabul etmemiz mümkün değildir.” diyerek BTK’ya sığınıyor. TTNET A.Ş. yasaları yadsıyarak, mahkeme kararlarını “Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu tarafından yapılmış olan düzenlemeler doğrultusunda” “ADSL hizmetinin sunumu sabit telefon aboneliğini gerektirmektedir.” diyebiliyor.
TÜRK TELEKOM A.Ş. ile ilgili yaptığım başka bir şikayet için 18.02.2009 günü, saat 16:15’te gönderdikleri iletide “Sayın Ünler, Tüketici Şikayetiniz incelenmiştir. TTAŞ nezdinde yapılan inceleme sonucunda;” diye başlayan yanıtta,
* yazdıklarının tersine, konuyu TTAŞ’e sormak dışında hiçbir inceleme yapmadan,
* benim gönderdiğim belgeleri bana geri gönderip, kendi savları için hiç bir belge içermeyen TÜRK TELEKOM A.Ş. gönderdiği iletiyi olduğu gibi ekleyerek,
* üstelik iletiyi “şeklinde bilgi alınmıştır” diye sonlandırarak, inceleme yapmadıklarını açıkça kabul ederek,
* TTAŞ’nin gönderdiği iletiyi olduğu gibi aktararak, kendilerine yalnızca aracılık işlevi biçerek,
* “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği” adına bana gönderildiği belirtilen iletinin sonuna “Bu e-posta, sadece yukarıda adı geçen kişiler arasında özel haberleşme amacı taşımaktadır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, bu mesajın içeriği ile ilgili hiç bir sorumluluk kabul etmez.” notu ekleyerek, kendilerine biçtikleri aracılık işlevinin bile, sorumluluğunu almaktan kaçınmıştılar.
BTK yöneticileri; tüketicinin şikayetlerini çözmek, tüketiciye kurulan tuzakları ortadan kaldırmak yerine, tüketicinin yakarışını görmezden gelerek, şikayetlerini dile getirdikleri “http://www.youtube.com/watch?v=wPBJtvKsR5I” gibi internet site bağlantılarını engelleme yoluna gidiyorlar. Bu bağlantının, mahkeme kararı olmadan BTK tarafından engellenme yetkisi var mı? Yoksa bu denli kısa süre içinde mahkeme kararı mı alındı? Ne bunu soran var, ne de açıklayan! Mahkeme kararı alınmadıysa, bu engellemeyi nasıl nitelendireceğiz? Hem suçlu hem güçlü olarak belki o tüketiciye dava da açarlar, bu davalardan çoğunlukla sonuç almayacaklarını bilmelerine karşın. Hedefleri tüketiciyi yıldırmak ve sindirmek, hak aramasını engellemek. Bir tüketici olarak, nasıl güvenebilirsiniz böylesi bir kuruma!
BTK yöneticileri, kendi yasalarının değiştiğinin bile farkında değiller. Kendilerini hala “Telekomünikasyon Kurumu” sanıyorlar. Daha yasalarının değiştiğini web sitelerindeki sunuşa bile yansıtamadılar. Kendilerini öncelikle TÜRK TELEKOM A.Ş’nin patronu sanıyorlar, sonra da diğer işletmecilerin ticari ortağı.
İşletmecilerden gelen paylarla bütçesini oluşturan ve kendi payının artması için işletmecilerin her isteğini onaylayan, işletmecilerin DEMİRTEPE NOTERİ işlevi üstlenen bu kurumun yöneticilerine, kurumun gelirlerinin işletmecilerden alınan paylarla oluşsa da, bu paraların, işletmecilerin bizim cebimizden aldıkları paralarla ödendiğini öğretmeliyiz. Bu yöneticilerin yaşamlarını ve işletmecilerle ilişkilerini sorgulamalıyız! Bu kurumların yöneticilerinin aldıkları paraları sorgulamalıyız! Kamu çalışanlarının aldıkları zammı Levent KIRCA çok güzel hicvetmiş. Bu zamlar BTK yöneticilerini hiç ilgilendirmiyor ki TURKCELL kamu çalışanlarının kullandığı "BizBize Kamu HerYöne 1500" seçeneğine % 31’i aşan zammını savunabiliyorlar.
CEBİMİZDEN ALINAN PARALARLA ÖDENEN BU KURUM YÖNETİCİLERİNİN ÜCRETLERİNİN, İKRAMİYELERİNİN, PRİMLERİNİN NE OLDUĞUNU ÖĞRENMEK TÜKETİCİ OLARAK BİZİM HAKKIMIZ. KİM AÇIKLAYACAK?
Yusuf ÜNLER
--------------------------------------------------------------------------
İletişim işletmecileri vb, şikayet başvurularımızı “kalite politikamız gereği yapacağımız konuşmalar kayda alınıyor” diye dinliyorlar, ya da yanıtlıyorlar. Olabildiğince yazılı yanıt vermekten kaçınıyorlar. Sonuçta bu kayıtlar tek yanlı. Aleyhimize olursa gereğinde kullanabilirler, ancak verdikleri sözü tutmadıklarında bu kayıtlar tüketicide yok. Oysa isterlerse bu görüşmeleri bizim telefonlarımıza iletebilirler. En iyisi bu görüşmeyi yapan tüketici gibi, konuşmaları kayda alıp, yayımlamak gerekli.
Yalnız bu yapılanlar için, tek başına işletmecileri suçlamak yetmez, sorunu çözmüyor. Onlara bu ortamı hazırlayan BTK yöneticileri! Yasasında görev, yetki ve sorumlulukları arasında; tüketici hak ve çıkarlarının gözetilmesi, korunması yer alan bu kurumun yöneticilerinin, ne tüketicinin haklarını korumak gibi bir niyeti var ne de T:C. Yasalarını uygulatmak, verilen mahkeme kararlarının uygulanmasını sağlamak gibi. Onlar kendi yasalarının değiştiğinin bile farkında değiller. Kendilerini hala “Telekomünikasyon Kurumu” sanıyorlar. Daha yasalarının değiştiğini web sitelerindeki sunuşa bile yansıtamadılar. Kendilerine çok önceleri verilen “Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin tekel süresini de belirlemekte ve fiyatlandırma ve arabağlantı gibi ana konularda açık hükümler içererek Türk Telekomun ticari bağımsızlığını sağlamaktadır.” görevinden öte gidemediler. Kendilerini öncelikle Türk Telekom’un patronu sanıyorlar, sonra da diğer işletmecilerin ticari ortağı.
İşletmecilerden gelen paylarla bütçesini oluşturan ve kendi payının artması için işletmecilerin her isteğini onaylayan, DEMİRTEPE NOTERİ işlevi üstlenen, tüketiciyi korumayı görev olarak bilmeyen BTK diye bir kurum varken, tüketici her fırsatta soyulur. Ayrıca işletmecilerin bu tür soygunlarında tüketiciye karşı kalkanı oluyor bu kurum.
Önce BTK her şeyiyle sorgulanmadan bu soygun bitmez. Ne diyelim“Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.” diyelim, o günleri bekleyelim. Tek başına beklemek, o günleri getirmez. Bu soyguna karşı her fırsatta uğraşı verelim, bunları teşhir edelim. “Gün ola harman ola.”
Namık Kemal'in Hürriyet Kasidesindeki şu beytini yeniden anımsatmak istiyorum, konu ile ilgisi olmasa da!!!!!
"Muin-i zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî insafa hizmetten"
Bilmeyenlere "http://www.uludagsozluk.com/k/hurriyet-kasidesi/"den açıklama: "Dünyada zalimin yardımcısı alçaklık erbabıdır. İnsafsız avcıya hizmet etmekten zevk alan köpektir. Namık Kemal, bu beyitte düşmanla ortaklık içine girenleri avcıya hizmet eden köpekler olarak nitelendirmektedir."
Cevap: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu TÜKETİCİNİN SORUNUNU ÇÖZMEK YERİNE; ONU SUSTURMAK, YILDIRMAK İÇİN DAVA AÇIYORM
BTK kendini yine Anayasa ve Mahkeme Kararlarının üzerinde saydı.
Anayasa’nın 22. Maddesini göz ardı ediyorlar. Yargıtay kararından haberleri yokmuş. Ayrıca Rekabet Kurulu kararında “TTAŞ. ve TTNET A.Ş.’nin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında tek bir teşebbüs olduğu” “Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarındaki hakim durumunu ADSL hizmetini sabit telefon hattı aboneliğine bağlamak suretiyle kötüye kullandığı, dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği,” konusu onları hiç ilgilendirmiyormuş.
Ayıplı telefon hizmeti ya da sağlanmayan erişimden ücret alınması da onları ilgilendirmiyormuş.
Bugüne dek BTK yöneticileri hep tüketiciyi aleyhine yanıt vermiştiler, hakkımızı mahkemede aramak durumunda kaldık. Ardından daha önce yazdığım gibi TSHH'ye başvuracağız. Bu nedenle "mkocagul" rumuzlu üyeden ya da göndereceğini belirten "hncllc" rumuzlu üyeden “Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas No, 2009/11169 sayılı kararı”nın sureti ile Bilirkişi raporunu göndermesini bekliyorum. Bugüne dek BTK yöneticileri hep tüketiciyi aleyhine yanıt verdiler, hakkımızı mahkemede aramak durumunda kaldık. Ardından daha önce yazdığım gibi TSHH'ye başvuracağız. Bu nedenle "mkocagul" rumuzlu üyeden ya da göndereceğini belirten "hncllc" rumuzlu üyeden “Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas No, 2009/11169 sayılı kararı”nın sureti ile Bilirkişi raporunu göndermesini bekliyorum. İsteyenlere ekleri gönderebilirim.Saygılarımla
Saygılarımla
________________________________________
---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: btm_tuketici_sikayet <btm_tuketici_sikayet@btk.gov.tr>
Tarih: 04 Şubat 2010 14:23
Konu: İLT: İLT: BTK'YA ŞİKAYETİMDİR. (TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOM A.Ş. ANAYASANIN 22. MADDESİNİ İHLAL EDEREK, ANAYASA SUÇU İŞLEMİŞTİR)
Kime:
Sayın Ünler,
Şikayetiniz incelenmiştir.
Mevcut durumda son kullanıcılara perakende seviyede internet erişimi hizmeti, İnternet Servis Sağlayıcılığı Hizmeti sunmak üzere Kurumumuzca yetkilendirilmiş işletmeciler (İSS'ler) tarafından sunulmakta olup Türk Telekomünikasyon A.Ş. (Türk Telekom) son kullanıcılara doğrudan internet erişim hizmeti sunmamaktadır. DSL teknolojisinde abone ile İSS arasındaki bağlantının sağlanmasında, 'yerel ağ' da denilen 'Türk Telekom'un sabit telefon şebekesinin (PSTN) evlere kadar uzanan bakır kablolardan oluşan kısmının kullanılma zorunluluğundan dolayı İSS'ler kendi kullanıcılarına DSL internet erişim hizmeti sunabilmek için Türk Telekom'un altyapısını kullanmakta, başka bir deyişle Türk Telekom'dan toptan seviyede hizmet satın almaktadırlar.
ADSL internet erişim hizmetiyle ilgili olarak İSS'lerin Türk Telekom'dan toptan seviyede alacakları hizmetlere ilişkin düzenlemeler, 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 05.11.2008 tarih ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu (EHK) başta olmak üzere ilgili mevzuat kapsamında Kurumumuz tarafından yapılmaktadır. Kurumumuz tarafından yapılan söz konusu düzenlemeler çerçevesinde Türk Telekom tarafından toptan düzeyde İSS'lere sunulmakta olan ve İSS'lerin son kullanıcılara DSL internet erişim hizmeti sunmalarına imkân sağlayan 'Al-Sat', 'Veri Akış Erişimi', 'Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim' ve 'Yerel Ağa Paylaşımlı Erişim' olmak üzere farklı hizmet türleri bulunmaktadır. İSS'lerin mevcut durumda Türk Telekom'dan yukarıda sayılan toptan hizmetlerden Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim[1] <https://posta.tk.gov.tr/exchange/btm_tuketici_sikayet/Taslaklar/%C4%B0LT:%20%C4%B0LT:%20BTK%27YA%20%C5%9E%C4%B0KAY ET%C4%B0MD%C4%B0R.%20(TTNET%20A.%C5%9E.%20ve%20T%C 3%9CRK%20TELEKOM%20A.%C5%9E.%20ANAYASANIN%2022.%20 MADDES%C4%B0N%C4%B0%20%C4%B0HLAL%20EDEREK,%20ANAYA SA%20SU%C3%87U%20%C4%B0%C5%9ELEM%C4%B0%C5%9ET%C4%B 0R).EML?Cmd=forward&Create=0#_ftn1> hizmetini alarak, kendi kullanıcılarına, telefon aboneliği gerektirmeyen DSL internet erişim hizmeti sunabilme imkânları bulunmaktadır. Türk Telekom'un belirli santrallerinde sunulmakta olan Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim hizmeti ile kullanıcıların ADSL hizmeti almasında Türk Telekom sabit telefon aboneliği zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz konusu hizmetin sunulduğu santrallere üçer aylık periyotlarda yeni santraller ilave edilmektedir.
Diğer taraftan Al-Sat, Veri Akış Erişimi ve Yerel Ağa Ayrıştırılmış Paylaşımlı Erişim hizmetlerine ilişkin Kurumumuz tarafından onaylanmış ve yürürlükte olan usul, esas ve ücretler xDSL internet erişiminin sabit telefon aboneliği ile birlikte sunulmasına dayanmakta olup hâlihazırda söz konusu yöntemlerle xDSL hizmetinin telefon aboneliğinden bağımsız olarak sunulmasına yönelik Elektronik Haberleşme Kanunu ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin Kurum düzenlemeleri kapsamında tesis edilmiş bir karar veya onaylanmış bir tarife bulunmamaktadır.
Bu itibarla mevcut durumda 'Al-Sat', 'Veri Akış Erişimi' ve 'Yerel Ağa Ayrıştırılmış Paylaşımlı Erişim' yöntemleriyle kullanıcılara ADSL hizmeti sunulabilmesi için hukuken sabit telefon aboneliği şartı bulunmakta olup 'Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim' yöntemiyle kullanıcılara ADSL hizmeti sunulabilmesi için hukuken sabit telefon aboneliği şartı bulunmamaktadır.
Rekabet Kurulu'nun Yalın ADSL konusundaki kararı ile Türk Telekom tarafından yalın ADSL uygulamasının başlatılmasını teminen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na gerekli başvurunun yapılmasına karar verilmiştir. Söz konusu karara istinaden Türk Telekom, konuyla ilgili olarak Kurumumuza bir yazı ile başvurmuştur. Söz konusu başvuru yazısının değerlendirilmesi ve bahse konu hizmete ilişkin olarak yapılan toplantıların ardından Kurumumuzun talebi üzerine Türk Telekom, Referans IP Veri Akış Erişimi Teklifine eklenmek üzere yalın ADSL'ye ilişkin uygulanacak usûl, esas ve ücretleri içeren teklifini Kurumumuza sunmuştur. Mevcut durumda söz konusu teklif Kurumumuzun internet sayfasında yayınlanarak kamuoyu görüşlerine açılmıştır. Taslak Usul Esas ve Ücretler'in, kamuoyu görüşleri de dikkate alınmak suretiyle Kurumumuz tarafından ilgili mevzuat kapsamında nihai haline getirilerek onaylanması ve yayımlanması ile anılan referans teklifin bir eki olarak yürürlüğe girmesinin ardından İSS'lerin "Veri Akış Erişimi" yöntemiyle de kullanıcılarına telefon aboneliği gerektirmeyen ADSL internet erişimi sunmaları söz konusu olacaktır.
Başvurunuzda Yargıtay tarafından verildiği ifade edilen mahkeme kararına ilişkin (davanın tarafları arasında bulunmaması hasebiyle) Kurumumuza herhangi bir husus tebliğ edilmemiştir. EHK başta olmak üzere ilgili mevzuat hükümleri ve konuya ilişkin Kurumumuz düzenlemeleri saklı olmak kaydıyla, münhasıran davanın taraflarını etkileyen söz konusu kararın uygulanma keyfiyeti hakkında tarafımızca bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı düşünülmektedir.
Diğer taraftan, PSTN şebekelerinde sabit ücret ses ve/veya veri iletiminde aboneler ile santral arasında kullanılan bakır kabloların ve santralde telefon hizmetine yönelik kullanılan şebeke bileşenlerinin yatırım, bakım, onarım ve işletme maliyetlerini içermekte olup, fiziksel telefon hattının aktif olarak tutulabilmesi karşılığında alınmaktadır. Başka bir deyişle abonenin sahip olduğu telefon hattını kullanıp kullanmadığından bağımsız olarak söz konusu hattın işletmeciye belirli bir maliyeti söz konusudur. Avrupa Birliği tarafından hazırlanan 14. Düzenleme Raporu verilerine göre 27 AB üyesinde son kullanıcılara uygulanmakta olan vergiler dahil aylık PSTN sabit ücreti 14.7 EUR'dur (yaklaşık 30 TL). Yukarıda da belirtildiği üzere DSL teknolojisinde abone ile İSS arasındaki bağlantının sağlanmasında, Türk Telekom'un sabit telefon şebekesinin (PSTN) evlere kadar uzanan bakır kablolardan oluşan kısmı kullanılmaktadır. Bu itibarla, söz konusu bakır kabloların yatırım ve işletme maliyetleri, sabit telefon aboneliğinin iptal edilmesi durumunda ortadan kalkmamakta, DSL hizmeti verilirken de söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla "mevcut durumda DSL hizmeti alınırken ödenmekte olan aylık sabit ücretin telefon hizmetinden dolayı verildiği ve telefon hizmeti iptal edilerek yalnızca DSL hizmeti alınması durumunda söz konusu ücretin tamamen ortadan kalkması gerektiği" değerlendirmesinin yukarıda açıklanan teknik ve ekonomik gerekçelerle makul ve yerinde olmadığı düşünülmektedir. Nitekim telefon aboneliği olmadan DSL hizmetinin sunulduğu tüm ülkelerde bakır kabloya ilişkin söz konusu maliyetler DSL aylık ücretlerine ilave edilmektedir.
Bilgilerinizi rica ederiz.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
________________________________
[1]
<https://posta.tk.gov.tr/exchange/btm_tuketici_sikayet/Taslaklar/%C4%B0LT:%20%C4%B0LT:%20BTK%27YA%20%C5%9E%C4%B0KAY ET%C4%B0MD%C4%B0R.%20(TTNET%20A.%C5%9E.%20ve%20T%C 3%9CRK%20TELEKOM%20A.%C5%9E.%20ANAYASANIN%2022.%20 MADDES%C4%B0N%C4%B0%20%C4%B0HLAL%20EDEREK,%20ANAYA SA%20SU%C3%87U%20%C4%B0%C5%9ELEM%C4%B0%C5%9ET%C4%B 0R).EML?Cmd=forward&Create=0#_ftnref1> 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 3'üncü maddesinde 'yerel ağa tam erişim', "Sabit elektronik haberleşme şebekesinde abone tarafındaki şebeke sonlanma noktasını, abonenin bağlı bulunduğu ana dağıtım çatısına veya eşdeğer tesise bağlayan fiziksel devre" şeklinde tanımlanmıştır. Yerel ağa tam erişim hizmeti, yerel ağın tümüyle (ses ve ses harici bandının) kiralanmasını içermekte olup, kiralayan işletmeci yerel ağ üzerinden yetkilendirmesi çerçevesinde her türlü hizmeti sunabilmektedir.
-------------------------------------------------------------------------- BTK'YA ŞİKAYETİMDİR. (TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOM A.Ş. ANAYASANIN 22. MADDESİNİ İHLAL EDEREK, Anayasa SUÇU İŞLEMİŞTİR)
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı’na
Gebze’de oturduğumuz semtte kablo internet olmadığından, yalnızca ADSL bağlatabilmek için 13.06.2008 günü abone olmak [EK:1] zorunda kaldığım 262.6444325 no’lu telefon hattımız 27.11.2009 günü başlayan Kurban Bayramından önce arızalandı ve bu arıza bir haftayı aşkın süre sürdü. Bu ayıplı hizmet uygulamasını da göz önüne alarak; telefon hattı üzerinden çalışan, iki yıllık özel sözleşmesi süren 1841215679 no’lu ADSL aboneliğimin, 4077 sayılı kanunun 5'inci maddesindeki “bir mal veya hizmetin satışı başka bir mal veya hizmetin satın almasına bağlanmayacağından” hükmü uyarınca açık tutulması isteğiyle; yaklaşık bir haftadır istesek bile kullanamadığımız bu telefon aboneliğime son verilmesi amacıyla 3 Aralık 2009 günü Gebze Telekom Müdürlüğü’ne başvurdum. [EK:2]
Telefon aboneliğime son verme başvurumda açık seçik belirtmeme; aboneliğime son verme işleminin ardından hiç sormama karşın mevzuatları gereği varolan telefon hattımın üç ay bekletileceğinin söylenmesine; DSL hizmetlerinin bakır devreler üzerinden verilen hizmetlerden ve varolan ADSL-DSL-G.SHDL alt yapısının sabit telefon almadan da bu hizmetleri vermeye elverişli olduğu birçok mahkeme ve Rekabet Kurulu kararı ile kesinleşmiş olmasına karşın; TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş. ile TTNET A.Ş. birlikte, her hangi bir mahkeme kararı olmaksızın, elindeki yetki ve olanakları kötüye kullanarak, 4 Aralık 2009 gününden sonra ADSL internet hizmeti almamızı engellemiştir.
Bu engelleme üzerine, TTNET A.Ş ve TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş.’ye 11.12.2009 günü [EK:3] ihtarnameyi gönderdim. İhtarnameye TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş 12.01.2010 günlü 00172 sayılı [EK:4], TTNET A.Ş 14.01.2010 günlü 3821340 sayılı [EK:5] yazıları ile yanıt verdiler.
Sayın yetkililer,
4077 sayılı kanunun 5. maddesinde “Üzerinde ‘numunedir’ veya ‘satılık değildir’ ibaresi bulunmayan bir malın; ticari bir kuruluşun vitrininde, rafında veya açıkça görülebilir herhangi bir yerinde teşhir edilmesi halinde satıcı bu malların satışından kaçınamaz. Hizmet sağlamada da haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.” yer almaktadır. Bu kuruluşa ADSL erişimini sürdürdüğü Kasım ayı sonuna dek gönderilen, ödenmemiş bir faturam da yoktur. TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’nin hizmet sağlamaktan kaçınmada haklı bir sebebi olmadığı; Mahkeme kararları ile ortaya konmuş, Rekabet Kurulu’nun 18.02.2009 günlü 09-07/127-38 sayılı gerekçeli kararı ile bu uygulamaya son verilmiş ve en son Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas no’lu, 2009/11169 sayılı kararı ile kesinleşmiştir.
Kaldı ki yapılan uygulama hizmet sağlamaktan kaçınmadan öte, TTNET A.Ş’nin bugüne dek sürdürdüğü ADSL erişimi hizmetini engellemesi, konutumda ADSL ile sürdürdüğüm elektronik haberleşme hürriyetimi engellemek niteliğindedir. TTNET A.Ş 5809 sayılı “Elektronik Haberleşme Kanunu” kapsamında hizmet vermektedirler. Kanunun adı bile “Elektronik Haberleşme”dir. “Haberleşme Hürriyeti” T.C. Anayasası’nda “Temel hak ve Hürriyetler” içinde tanımlanmıştır. T.C. Anayasası’nın 22. Maddesi “Haberleşme Hürriyeti” “Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.” biçimindedir. TTNET A.Ş.’nin herhangi bir mahkeme kararı olmadan, ne sürdürülen ADSL erişimi hizmetini engelleme, ne de aboneliğimi iptal yetkisi vardır.
TTNET A.Ş.’nin erişimi TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’nin engellediği ya da BTK’nın yaptığı düzenlemeler gerekçeleri, bu konuda geçerli olamaz. BTK olarak yapılan düzenlemelerde TC. Anayasası’na, yasalara aykırı hükümler geçersiz olduğu gibi; bu tür düzenlemeler mahkeme kararları, yasaların ve TC. Anayasası’nın üstünde değildir. Ayrıca Rekabet Kurulu kararında “Türk Telekom ayrıca, Türkiye’nin üç GSM operatöründen biri olan Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin %81,1’ine, kablolu ve kablosuz internet servis sağlayıcılığı hizmetini sunmak veya altyapısını kurup işletmek için genel izin kapsamında yetkilendirilmiş olup, TTNET’in de % 99,96’sına sahip durumdadır.” “TTAŞ. ve TTNET A.Ş.’nin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında tek bir teşebbüş olduğu” “Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarında hakim durumda bulunduğu,” “Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarındaki hakim durumunu ADSL hizmetini sabit telefon hattı aboneliğine bağlamak suretiyle kötüye kullandığı, dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği,” belirtilmiştir.
Usulüne göre hakim ya da herhangi bir mahkeme kararı olmadan 04.12.2009 günün bu yana internet erişimimin engellenmesi TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’nin TTNET A.Ş. ile birlikte tekel konumunda olmaktan yararlanarak elindeki yetki ve olanakları kötüye kullanmasıdır. Anayasa suçu işlemesidir.
TTNET A.Ş’nin [EK:5] yazısında “Bu durumda, ödenmemiş ADSL faturanız varsa bu faturalar için ödeme yükümlülüğünüz devam edecektir. Ayrıca, taahhütlü olarak kullandığınız hizmet ve donanımların bulunması halinde taahhüt süresinden önce abonelik iptali nedeniyle tahakkuk edecek ücretleri de ödemeniz gerekecektir. Sözügeçen ücretler için iptal işleminden sonra adınıza son bir fatura düzenlenecek ve fatura adresinize iletilecektir.” yazılmıştır. Bu kuruluşa ADSL erişimini sürdürdüğü Kasım ayı sonuna dek gönderilen, ödenmemiş bir faturam da yoktur. Oysa ADSL erişim hizmeti 04. Aralık 2009 gününden bu yana verilmemekte olup bu durum kendileri tarafından bilinmektedir. Hizmet fiilen kesildikten sonraki dönem için bir borç yükümlülüğü olamayacağı için Aralık ve Ocak ayı için gönderilen faturalar ödenmemiştir. Ayrıca ADSL bağlantısı ile birlikte ücretsiz modem aldığımdan, özel sözleşme nedeniyle, 13.06.2010 gününe dek aboneliğimi sürdürmem yükümlülüğüm sürmektedir. Bu yükümlülük karşılıklıdır. TTNET A.Ş.’nin de bu süre içinde internet erişimini sağlama yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğe de uyulmadığı gibi, “ADSL aboneliğiniz de 22 Ocak 2010 tarihinde sonlandırılacaktır.” denilerek kendi yapacakları iptal işleminden sonra, “taahhüt süresinden önce abonelik iptali nedeniyle tahakkuk edecek ücretleri de ödemeniz gerekecektir” denilmesinin yasalar karşısında hiçbir geçerliliği olamaz.
Ayrıca son dönemde KOCAELİ Gebze’de telefon arızaları giderilemiyor ve konuşulamadığı için ayıplı hizmet veren telefon aboneliğinden sabit ücret alınması sürdürülüyor. 27.11.2009 günü başlayan Kurban Bayramından önce arızalandığı için, 262.6444325 no’lu telefon aboneliğimizi yaklaşık bir haftadır istesek bile kullanamadık.. Her ne kadar, TÜRK TELEKOMİNİKASYONÜNİKASYON A.Ş 12.01.2010 günlü 00172 sayılı [EK:4] yasında “Yine arıza iddialarınızla ilgili olarak yapılan incelemede, geriye dönük bir senelik zaman diliminde adınıza kayıtlı numaraya ait bir arıza kaydına rastlanmıştır. Bu arızanın da bildirim tarihinden (01.12.2009, 14:53) bir gün sonra (02.12.2009, 09:52) giderildiği tespit edilmiştir.” denerek yalnızca bir gün arıza kabul edilse de, önceki sürede arızanın telefon cihazından kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırmakla geçmiş, bu nedenle ikinci bir telefon cihazı bile alınmıştır. Ayrıca telefon aboneliğine başvuru yaptığımız güne dek arıza giderilmemiştir. TÜRK TELEKOMİNİKASYONÜNİKASYON A.Ş, daha önce, (istendiğinde belgeleri sunacağım) birçok konuda da olduğu gibi, bu konuda da yanlış bilgi vermiştir. Üstelik bu ayıplı hizmet süresinin ücreti tahakkuk ettirilerek, tarafımdan tahsil edilmiştir. Hiçbir kurum, hangi gerekçe ile olursa olsun, örneğin TTNET A.Ş’nin [EK:5] yazısında yer aldığı gibi “ADSL aboneliğinizin devam etmesini istiyorsanız 22 Ocak 2010 tarihine kadar Türk Telekom Müdürlüklerine başvurarak, sabit telefon aboneliğinizi aktif hale getirmeniz ya da yeni bir sabit telefon aboneliği tesis ettirmeniz ve Türk Telekom Müdürlüklerinden ADSL abonelik bilgilerinizi güncellemeniz gerekmektedir.” diyerek, benim ayıplı hizmet ifa edilen aboneliğimin sürdürülmesini isteyemez.
Sayın Yetkililer;
BTK “elektronik haberleşme sektöründe” 10 Kasım Pazartesi günlü 27050 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 5809 sayılı “ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU”nun verdiği görev ve yetkilerle hizmet yapan, üst kurul işlevi üstlenen, bir kamu kurumudur. 2813 sayılı kuruluş kanunuz da, 5809 sayılı yasa ile neredeyse tümüyle değişti. Artık TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş sizin için yalnızca bir işletmeci. Ve rekabetin ortamının sağlanması ile korunması için, BTK olarak yansız, yalnızca mevzuatın yanında olmak konumundasınız. Bu Kanunun:
Amaçlarının içinde; “tüketici haklarının gözetilmesi”, “bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi”,
Kapsamı içinde, “Elektronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesi” konularına “ilişkin düzenleme, yetkilendirme, denetleme ve uzlaştırma faaliyetlerinin yürütülmesi”,
İlkeleri arasında; “Tüketici hak ve menfaatlerinin gözetilmesi”; “Elektronik haberleşme cihaz ve sistemlerinin kurulması, kullanılması ve işletilmesinde insan sağlığı, can ve mal güvenliği, çevre ve tüketicinin korunması açısından asgarî uluslararası normların dikkate alınması” da yer alıyor.
“Kurumun görev ve yetkileri” içinde:
“Abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcıların hakları ile kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri yapmak.”
“Elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösterenlerin mevzuata uymasını denetlemek ve/veya denetlettirmek, konu ile ilgili usul ve esasları belirlemek, aykırılık halinde mevzuatın öngördüğü işlemleri yapmak ve yaptırımları uygulamak.”
“Kurum, re’sen veya şikayet üzerine abonelik sözleşmelerini işletmecilerden isteyebilir, inceler ve değiştirilmesi uygun görülen hususları işletmeciye bildirir. İşletmeciler Kurum düzenlemelerine uygun olarak gerekli değişiklikleri belirtilen sürede yapmakla yükümlüdür.”
“Kurum re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikayet üzerine, bu Kanunda belirlenen görevleri ile ilgili olarak elektronik haberleşme sektöründe yer alan gerçek ve tüzel kişileri denetleyebilir, denetlettirebilir.” hükümleri olduğunu anımsatarak;
* TC Anayasası’nın 22. Maddesine aykırı olarak usulüne göre hakim ya da herhangi bir mahkeme kararı olmadan 04.12.2009 gününden bu yana erişimime son verilen 1841215679 no’lu ADSL aboneliğimin açık tutularak, en kısa sürede erişimin sağlanması,
* Hizmet verilmeyen dönemlerde tahakkuk ettirilen ve ettirileceği belirtilen ADSL fatura bedellerinin iptali ve bu dönemlere ilişkin mağduriyetimin tazminin sağlanmasını,
* T.C. Anayasası’na aykırıyapılan işlem nedeniyle, TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş için mevzuatın öngördüğü yaptırımları uygulamanızı,
sonucun en kısa süre içinde tarafıma ve avukatıma ileti ile bildirilmesini, bir tüketici olarak rica ederim.
Saygılarımla 29.01.2010
F. ÜNLER
EKLER:
1- 841215679 no’lu ADSL aboneliğim için tarafıma verilen belge,
2- 262.6444325 no’lu telefon için 03.12.2009 günü son verme başvurusu,
3- TTNET A.Ş ve TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş.’ye 11.12.2009 günü gönderilen ihtarname,
4- İhtarnameye TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş 12.01.2010 günlü 00172 sayılı yanıtı,
5- İhtarnameye TTNET A.Ş 14.01.2010 günlü 3821340 sayılı yanıtı.
Cevap: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu TÜKETİCİNİN SORUNUNU ÇÖZMEK YERİNE; ONU SUSTURMAK, YILDIRMAK İÇİN DAVA AÇIYORM
Bir önceki yazımda sizlere ilettiğim konu ile ilgili olarak tüketici örgütlerine, yöneticilere ve basına gönderdiğim yazıyı bilgilerinize sunuyorum. Konu ile ilgili TSHH'a başvuru sırasıda sunmak için "mkocagul" rumuzlu üyeden ya da göndereceğini belirten "hncllc" rumuzlu üyeden “Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas No, 2009/11169 sayılı kararı”nın sureti ile Bilirkişi raporunu göndermesini bekliyorum.Saygılarımla
BTK KENDİNİ YİNE ANAYASA VE MAHKEME KARARLARININ ÜZERİNDE GÖRDÜ
Değerli Tüketici dostları;
Eşimim BTK’ya 28.01.2010 günü yaptığı şikayetine, 04.02.2010 günü karşılık verdiler. Yazılarında aynı öyküleri anlatmışlar. Anadolu'da bir söz vardır: “ayının 40 öyküsü (masalı) varmış, hepsi de ahlat üzerine” diye. BTK’nın yazısı da öyle bir şey. Bu öykünün Rekabet Kurulu kararında, mahkeme kararlarında ve son Yargıtay kararında kabul görmediğini, henüz içlerine sindiremiyorlar. Bu kararların ardından, yazdıkları, öykü olmaktan bile çıktı, artık masala dönüştü.
Meğerse BTK’nın “Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas no’lu, 2009/11169 sayılı kararı”ndan haberi yokmuş. BTK “davanın tarafları arasında bulunmaması hasebiyle” söylemine sığınarak, Yargıtay kararından haberleri olmadığını ileri sürebiliyor. Şark kurnazlığı içinde; alemi kör, milleti sağır sanıyorlar.
Kendilerine resmen gönderildiği için Rekabet Kurulu kararından haberleri olmadığını ileri süremiyorlar. Rekabet Kurulu’nun “TTAŞ. ve TTNET A.Ş.’nin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında tek bir teşebbüs olduğu” “Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarındaki hakim durumunu ADSL hizmetini sabit telefon hattı aboneliğine bağlamak suretiyle kötüye kullandığı, dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği,” kararları onları hiç ilgilendirmiyor, yazılarında bu olgu göz ardı ediliyor
Ancak kendilerine gönderilen şikayet başvurusunun başlığı “TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOM A.Ş. ANAYASANIN 22. MADDESİNİ İHLAL EDEREK, ANAYASA SUÇU İŞLEMİŞTİR” idi. Nedense bu konuya hiç girmiyorlar. BTK her zaman ki gibi diğer yasaları ve mahkeme kararları gibi Anayasa’yı da göz ardı ediyor. Oysa Bursa’daki Yalın ADSL başvurum sırasında TÜRK TELEKOM A.Ş. ve TTNET A.Ş. ekonomik bütünlüğü, internet erişimini engellememişti. Hukuksal süreç sürerken, iki yıllık sözleşmem bitince kablo internet geçerek ADSL ile internet erişimine ben son vermiştim. Mahkeme de kullanılmayan telefon hizmeti için peşin alınan paraların iadesine ve ADSL erişimine son verinceye dek geçen sürede kullanılmayan telefon hizmeti için sabit ücret tahakkuklarını da geçersiz saymıştı. Sonuç ne olursa olsun, Bursa’da ki uygulama da elektronik haberleşme hürriyetimin engellenmesi ve Anayasa ihlali söz konusu değildi.
Gebze’de ki uygulama da, usulüne göre hakim ya da herhangi bir mahkeme kararı olmadan 04.12.2009 gününden bu yana internet erişimimizin engellenmesi, “4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında tek bir teşebbüs olan” TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOM A.Ş’nin birlikte tekel konumunda olmaktan yararlanarak elindeki yetki ve olanakları kötüye kullanmasıdır, Anayasa suçu işlemesidir. BTK bu yanıtı ile kendi aldığı kararları T.C. Anayasası’nın üzerinde gördüğünü ya da gereğinde T.C. Anayasası hükümlerini görmezden geldiğini ortaya koymuş oldu. Turgut ÖZAL, başbakanlığı döneminde, uyguladığı ekonomik politikanın önünde, kimi hükümlerini engel gördüğünde “Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz” demişti. BTK’da aldığı kararların sürebilmesi için, aynı anlayışın doğrultusunda bir davranış içinde. Ne de olsa yine aynı anlayış doğrultusunda Turgut ÖZAL’ın “benim memurum işini bilir” dediği gibi, BTK yöneticileri de işlerini çok çok çok iyi biliyorlar, çok çok çok iyi yapıyorlar!
Ancak Turgut ÖZAL, bu liberal anlayışı gereği, kendini eleştirenlere dava açtığı pek görülmezdi. Oysa BTK yöneticileri, kendini eleştiren tüketicileri susturmak, yıldırmak için dava açmayı bırakın; dava açmadan önce, görevlilerine ve avukatlarına, adlarını vermeden, kendilerini tanıtmadan, işyerini telefondan arattırarak fiilen “tüketiciyi taciz” ediyorlar. Türkçesiyle “tüketiciyi tedirgin etmek” eylemine başvuruyorlar. 01.02.2010 Pazartesi günü saat 16:30’da, işyeri telefonumdan beni arayarak yaptıkları görüşme, bu konunun en belirgin örneği. Ancak BTK yöneticilerinin yaptığı suç olamaz! Onlar Elektronik Haberleşme alanının tek egemenleri. Onlar T.C. Anayasası, yasaları ve mahkeme kararlarının üstünde kişiler!
Elektronik Haberleşme alanının tek egemeni olunca, karar verdiklerinde; “ayıplı telefon hizmeti verilmesi”, “ayıplı telefon hizmeti sürerken hizmet bedeli alınması” ya da “sağlanmayan erişim için ücret tahakkuk ettirilmesi” onları hiç ilgilendirmiyor! Bu nedenle bu konulara yanıt vermek gereği duymuyorlar. Kamu çalışanlarına altı ay için verilen zam % 2,5 iken, TURKCELL’in "BizBize Kamu HerYöne 1500" seçeneğine % 31'i aşan zam yapması da, onlar için çok doğal. Her ne kadar TURKCELL’in tüketicilerin algılarını etkilediğini, dolayısıyla tüketicileri kandırdığını, aldattığını itiraf etmiş olsalar bile “o kadar kusur BTK yöneticilerinde de olur”. Kendilerine 2009 Mayıs ayında bildirilen Rekabet Kurulu kararı gereği “telefon aboneliği gerektirmeyen ADSL internet erişimi sunmaları” konusunda hazırlık başlatmışlar. Daha henüz bir yıl bile dolmadı; uslu uslu oturun yerinizde tüketiciler, Yalın ADSL için başvuru yapmayın! Zaten görüşe açılan tarifede eskisinin 1,5 katı sabit ücret düşünülüyor, “siz Yargıtay kararı mı alırsınız”, daha çok bedel ödeyin de görün gününüzü. Tüketici de o kadarcık soyulsun yani! Burada önemli olan niyet ve hedefler! Hedefler büyük ve iyi niyetle yapılıyor, bu işler ve işlemler! Bu küçücük paralar tüketiciyi yıkmaz, belini bükmez, tüketiciler de biraz katlansınlar! Hedef tüketicinin cebinden alınan bu küçücük paralarla iletişim işletmecilerinin büyümesi de altyapı yatırımı yapmalarının sağlanması, ülkemizde bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi! Onların büyüyen bütçeleri ile BTK’ya daha çok para aktarılması da işin cabası! Böylelikle BTK’nın bütçesinin artması da; hepimize yol, su, elektrik ve altyapı olarak, özür dilerim maaş artışı, ikramiye ve prim olarak dönecektir kuşkusuz.
Böylesi durumlarda Tevfik FİKRET’in yazdığı Han-ı Yağma (Yağma Sofrası) şiirini anımsamadan edemiyorum: Aradan tam bir yüzyıl geçse de gelinen anlayışta çok büyük değişiklik olmayınca, “ancak elden üzülmekten başka bir şey gelmiyor”, diyemiyorum.
Gebze’de Yalın ADSL konusunda hukuksal süreci başlatıyoruz. Açacaklarını ileri sürdükleri davanın da eninde sonunda Aziz NESİN hakkında açılan ünlü “%40, %60 davasına” döneceğinden hiç kuşkum yok, sonunda kendi kendilerini mahkum ettirmelerini izleyeceğim.
Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
iltikaama muntazır = yutulmayı bekliyor; muhtazır = can çekişmekte han-ı iştiha = iç açıcı sofra; nadi-i niam = nimetler yığını; kudum = geliş müftehir = iftihar eden; han-i zi-safa = şenlikli sofra; sürur-i intikaami = öç alma sevinci; han-i can-feza = can veren sofra; malini = malını; ferağ-ı hal = esenlik; şevk-i bal = gönül sevinci
kavi = güçlü; han-ı pür-neva = çığırtkan sofra
Danıştay, “Şehiriçi telefon görüşmelerinde rekabet sağlanmalı” dedi
Danıştay, StandartHatt ve HesaplıHatt abonelerinin alternatif işletmecilerden şehiriçi telefon görüşmesi hizmeti almasını yasaklayan BTK kararının yürütmesini durdurdu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu tarafından 21 Mayıs 2009 tarihinde alınan bir kararla, StandartHatt abonelerinin 2010 yılı başına kadar, HesaplıHatt abonelerinin de yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar alternatif işletmecilerden şehiriçi telefon görüşmesi hizmeti almaları yasaklanmıştı. Söz konusu BTK kararının iptal edilmesi için TELKODER tarafından açılan davada, Danıştay 13. Dairesi TELKODER’in başvurusunu haklı bularak BTK kararının yürütmesini durdurdu.
Danıştay 13. Dairesinin kararında serbestleşmenin sağlanması yönünde çok önemli tesbitler bulunmaktadır:
Kararda; “Görüldüğü üzere, davalı idare (BTK), bir yandan HesaplıHatt tarife paketinin sosyal içeriğinin kalmadığını kabul ederek, bu konuda Türk Telekom tarafından yeni bir tarife hazırlanması gerektiğini ifade etmekte; diğer yandan ise StandartHatt tarifesini seçmiş olanların şehiriçi aramalarının Sabit Telefon Hizmeti işletmecileri üzerinden yapılmasını, Kanunda öngörülen tarihten daha ileri bir tarihe ertelemektedir” ifadesi yer almaktadır.
Ayrıca, “5809 sayılı Kanun hükümleri uyarınca elektronik haberleşme sektöründe serbest rekabet ortamının sağlanabilmesi için hiçbir koşul ve sınırlama getirilmeksizin şehiriçi görüşmelerin bu alanda yetkilendirilen işletmeciler tarafından yerine getirilmesi ve bu işletmecilerin Türk Telekomünikasyon A.Ş. ile rekabet edebilmelerinin sağlanması gerekmektedir” ifadesi ile telefon hizmetlerinde rekabetin sağlanması gerektiği vurgulanmaktadır.
Bunun yanı sıra Danıştay 13. Dairesinin kararında yer alan; “Türk Telekom abonelerinin yaklaşık yarısına tekabül eden HesaplıHatt tarife seçeneğini kullanan abonelerin, şehiriçi aramaları Sabit Telefon Hizmeti işletmecileri üzerinden yapabilmesinin Kurum tarafından başlatılan çalışmaların sonuçlanmasına bağlanması yönündeki düzenleme, elektronik haberleşme sektörüne getirilmesi öngörülen rekabetin sağlanmasına ilişkin hükümlere uygun bulunmadığı gibi mevcut tarifenin devamı, elektronik haberleşme sektörünün serbest rekabet ortamına açılması konusunda Kurum’a verilen görev ve yetkinin kullanılmaması anlamını taşımaktadır.” ifadesi ile BTK’ya görevleri hatırlatılmaktadır.
BTK savunmasında 2009 yılının ilk yarısı itibariyle HesaplıHatt abone sayısının, Türk Telekom’un toplam abone sayısının %48’ine tekabül ettiği belirtilmiştir. Bilindiği gibi HesaplıHatt ve YazlıkHatt aboneleri 2004 yılından bu yana alternatif işletmecilerden hizmet alamamaktadır.
Tüketicilerin mağduriyetine yol açan bu uygulamanın durdurulması gerektiği Danıştay kararında “Görüldüğü üzere, davalı idare (BTK), bir yandan HesaplıHatt tarife paketinin sosyal içeriğinin kalmadığını kabul ederek...” ifadesiyle başlayarak “Diğer taraftan; bir tarifenin başka bir tarife ile görüşme yapabilmesini sınırlamak veya koşul getirmek yerine, tarifelerin rekabet ihlaleri sonucunu doğurmayacak şekilde, ücretlerde gerekli dengelemeler yapılmak suretiyle tarife hazırlanmasını engelleyen bir durum da bulunmamaktadır” şeklinde açıklanmıştır.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun, Danıştay’ın bu kararından sonra, şimdiye kadar aldığı kararlarını gözden geçirmesi ve bundan sonra alacağı kararlarda serbest rekabet ortamının sağlanmasını mutlaka gözetmesi gerekmektedir.
ADSL kullanıcıların kullanmadıkları telefonlarda abone olma zorunluluğunu ortadan kaldırmak üzere geliştirilen “Yalın ADSL” uygulaması kapsamında Türk Telekom’un Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na onaya sunduğu ücretler fahiş bulundu.
HesaplıHatt abonesi olarak konuşma yapmadan 9.33 TL’lik fatura ödendiğine dikkat çeken Telkoder, Türk Telekom’un ise telefon faturası yerine kurgulanan “Yalın ADSL Erişim ücreti” için 19.3 TL önerdiğine dikkat çekti.
Türk Telekom’a rakip işletmecilerin örgütü olarak bilinen Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (Telkoder), Türk Telekom’un “Yalın ADSL” konusunda teklif ettiği ücretlerin maliyetlerle bir ilgisi bulunmadığı belirterek, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nu onay vermeye çağırdı. Türk Telekom tarafından teklif edilen “Yalın ADSL ücretlerin” BTK tarafından kamuoyu görüşü almak amacı ile taslak halinde yayınlandığına dikkat çekilen Telkoder açıklamasında şöyle denildi: “Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından teklif edilen ‘Yalın ADSL’ ücretlerinin, ülkemizin gerçekleri ve maliyetler ile hiç bir ilgisi bulunmadığı görülmektedir. Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından teklif edilen ‘Yalın ADSL’ ücretinin ‘ADSL kullanım ücreti’ ve ‘Yalın ADSL erişim ücreti’ olarak iki ücretin toplanması ile elde edildiği anlaşılmaktadır.
'ÖNERİ YÜZDE 18 ZAM DEMEK'
İnternet hizmetlerinden alınan Özel İletişim Vergisi’ni yüzde 15’den yüzde 5’e düşürüldüğünün hatırlatıldığı açıklamada, “Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından teklif edilen ‘ADSL kullanım ücreti’ ile mevcut ücretlere yüzde 18 zam yapılmak istendiği görülmektedir.
Ülkemizdeki enflasyon oranı yüzde 18’den düşüktür. Kaldı ki, tüm dünyada telekomünikasyon hizmetleri ücretlerinin çoğunlukla düştüğü de bilinen bir gerçektir” denildi. Türk Telekom tarafından 19.3 TL olarak teklif edilen “Yalın ADSL Erişim ücreti”nin maliyetlerle ilginin bulunmadığının kaydedildiği açıklamada, “Telkoder tarafından bilimsel veriler ve diğer ülke örnekleri kullanılarak yapılan çalışmaya göre söz konusu ücret en fazla 4.85 TL olmalıdır. Herhangi bir vatandaşımızın bugün HesaplıHatt abonesi olarak ve hiç telefon görüşmesi yapmayarak vergiler dahil sadece 9.33 TL sabit ücret ödeyerek ADSL abonesi olması mümkün iken, bu ücretin yerine 19.3 TL ödemesinin teklif edilmesi ‘Yalın ADSL’in uygulanmak istenmediğinin açık ifadesidir.
Bu teklif sonucunda ‘Yalın ADSL’ vatandaşımıza hiç bir yarar getirmeyecektir.” Türk Telekom tarafından 38,69 TL olarak teklif edilen 2 MB-4 GB kotalı ‘Yalın ADSL’ toptan alım ücretinin en fazla 16 TL olması gerektiğini belirtildiği açıklamada, BTK onay vermeye çağrıldı.
YALIN ADSL NEDİR?
“Yalın ADSL”, ADSL aboneliği için herhangi bir sabit telefon aboneliği zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Bu uygulama, tüketici hakları ve genişbant İnternet hizmeti alanındaki rekabetin geliştirilmesi açısından son derece önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. “Yalın ADSL” uygulamasının başlatılması, kullanıcıların ADSL için iki ayrı başvuruda bulunma ve sabit telefon sabit ücreti ile ADSL hizmeti için iki ayrı ücret ödeme zorunluluğunu ortadan kaldıracak. Tüketiciler istedikleri takdirde sabit hatlarını iade ederek sadece internet hizmeti alabilecek. “Yalın ADSL” konusundaki ilk somut gelişme bir yurttaşın başvurusu üzerine Rekabet Kurumu tarafından alınan ve Temmuz 2009’dan itibaren “Yalın ADSL” hizmeti sunumunun başlaması yönündeki kararı ile yaşandı. BTK, kararın ardından “Yalın ADSL” konusunu 2010 İş Planına aldı ve ardından Türk Telekom’un teklifi kamuoyu görüşü alınması amacıyla yayınlandı.
ben 21.12.2006 bir özel şirkette çalışmaya başladım.26.08.2011 arasında çalıştım. 18.08.2011 tarihinde dilekçe yazarak 28.08.2011 işten ayrılacagımı...
Yazan: atlas1203 Forum: Program, Dilekçe ve Matbu Evrak
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evlat edinilen çocukların eski...
04-05-2025, 20:37:53 in Aile Hukuku