İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Ayalon tarafından "küçük düşürücü" bir muamele yapılan Türk Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a "yakın kaynaklar", Ayalon ile görüşmesinin, Çelikkol’un "35 yıllık diplomat olarak gördüğü en utanç verici gösteri" olduğunu söylediler. Kaynaklar, "Büyükelçi, Ayalon’un, sadece İbranice ifade edilen niyetlerini anlasaydı, karşılığını verirdi" dediler.Haaretz gazetesine göre, Büyükelçi Oğuz Çelikkol’a yakın kaynaklar, İsrail Ordu Radyosuna açıklamalarında Büyükelçi Çelikkol’un Ayalon’un makamında yaşananlara ilişkin düşüncelerini aktardılar.Ayalon ile görüşmesinin, Çelikkol’un "35 yıllık diplomat olarak gördüğü en utanç verici gösteri" olduğunu söyleyen kaynaklar, Çelikkol’un, Ayalon’un makamında ilk oturduğu zamanın görüşmenin konusuna ilişkin bir bilgisi bulunmadığını belirterek, "Büyükelçi, Ayalon’un, sadece İbranice ifade edilen niyetlerini anlasaydı, karşılığını verirdi" dediler.Haberde Ayalon’un görüşmenin başında kameraları içere aldıktan sonra İbranice olarak foto muhabirlerine "Dikkat edin, o (Çelikkol) daha alçak, biz ise daha yüksek koltuklara oturuyoruz, masada sadece İsrailli bayrak var ve bizler gülümsemiyoruz" dediği de aktarıldı.
BÜYKELÇİMİZİ BÖYLE AĞIRLADILAR
TWİTTER’DAN YANIT VERMİŞ
Türkiye ile ilişkilerin onarılması için çaba gösteren İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben-Eliezer, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Ayalon’un Türk Büyükelçi Oğuz Çelikkol’a yönelik küçük düşürücü tutumunu eleştirirken, "Her şey kameraların önünde yapmak yakışıksız. Türk Büyükelçisinin haysiyeti korunmalıydı. Türkiye’yi bize düşman ülkelere dahil etmek çıkarımıza değildir" dedi.
Türkiye ile yaşanan Gazze krizinden sonra ikili ilişkileri onarmak amacıyla geçtiğimiz Kasım ayında Ankara’yı ziyaret eden Ben-Eliezer, bulunduğu Hindistan’dan Yedioth Ahronoth medya grubunun internet sitesi ile yaptığı söyleşide Ayalon’un Çelikkol’a yaptığı muameleyi eleştirerek "Her şeyi kameraların önünde yapmak yakışıksız" şeklinde konuştu. Ben-Elizer şöyle devam etti: "Türk Büyükelçisinin haysiyeti korunmalıydı. Türkiye’yi, bize düşman ülkelere dahil etmek çıkarımıza değildir. Eğer eleştiri olacaksa, uygun olanı, Türk Başbakanının açıklamalarını eleştirmektir. Onunla bir sorun olduğu kuşku yok ancak bu saygı ile yapılmalıdır." Ayalon’un davranışını "problematik" olarak gördüğünü de söyleyen Ben-Eliezer, "Araplarla yeterince sorunlarımız var. Bugün, tüm Müslüman dünyasını karşımıza almaya ihtiyacımız yok. Bunun (Türkiye’nin), Müslüman liderliğinde altındaki 72 milyonluk bir ülke olduğunu unutmamalıyız" sözlerine ekledi.
-AYALON ELEŞTİRİLERE TWİTTER’DEN YANIT VERDİ
Bu arada, tüm dikkatlerin odağındaki Bakan Yardımcısı Daniel Ayalon ise, kendisine yönelik eleştiriler yağmuruna Twitter’den yanıt verdi.
"Fazla ileriye gittiğimi düşünmüyorum ve pişman değilim" diyen Ayalon, "Başkaları bize, ancak haysiyetimize sahip çıkarsak, saygı gösterecek" ifadesini kullandı.
Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin Ankara’yı ziyareti, Erdoğan’ın, Hariri’yle birlikte görüşmeleri sonrası düzenledikleri ortak basın toplantısında, Filistin’e yönelik İsrail saldırılarını kınayan açıklamalarını yinelemesiyle daha dikkat çekici bir hal aldı. Erdoğan, açıklamalarındaki çizgiyi bir nokta daha ileriye taşıyarak, İran’ın nükleer silah üretmeye yarayabileceğinden endişe edilen uranyum zenginleştirme programına dair, “İran’ı uyaranlar, aynı uyarıyı İsrail’e yapmıyor” diyor, “İsrail’in Gazze’de fosfor bombası kullandığını” ve “kimsenin bunun bir kitle imha silahı olmadığını iddia edemeyeceğini” söyledikten sonra aslında cevabını vermiş bulunduğu soruyu soruyordu: “İsrail, barıştan yana mı, değil mi?” Erdoğan, sözlerini, “Biz adil davranmaya, barıştan yana hareket etmeye mecburuz, mağdurun yanında olmaya da mecburuz” diyerek sürdürüyordu.
TÜRKLER BİZE AHLAK CAAZ EDECEK SON KİŞİLERDİR
Erdoğan’ın bu cümleleri, Hariri’nin ifadeleriyle birlikte okunduğunda, zaten uzun bir süredir AKP yönetimindeki Türkiye’nin “Batı’dan uzaklaşmakta ve İran ile Suriye gibi ülkelerin içinde bulunduğu şer ekseni’ne doğru kaymakta” olduğunu ileri süren ABD’li neocon çevreler ile İsrailli militan siyonistlerin kendilerine haklı olduklarını düşündürebilecek bir görünüm kazanıyor. Zira Hariri, İsrail’i “düşman ülke” olarak nitelediği açıklamasında, Erdoğan’la yan yana iken, “Lübnan’a saldırı, terörizmin ta kendisidir. İsrail’in önünü bir şekilde kesmeliyiz. Birbirimizin elini tutmalı, omuz omuza durmalıyız” demektedir. Nitekim, İsrail’in bu açıklamalara yanıtı çabuk geldi. İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan aynı gün yapılan açıklamada, “İsrail, Türkiye’ye saygıda özenlidir ve iki ülke arasında daimi düzgün bağlar arzulamaktadır, ancak karşılıklılık beklemekteyiz” denildikten sonra, “İsrail Devleti’nin, vatandaşlarını, Hamas ve Hizbullah’ın terör ve füzelerine karşı tam koruma hakkı vardır ve Türkler, İsrail Devleti ve İsrail Savunma Kuvvetleri’ne ahlak vaaz edecek en son kişilerdir” denilerek gayet sert ve imalı bir yanıt verilmiş oldu.
Gazze ve Davos krizleri sonrası, İsrail tarafından, özellikle bir kanadının gözünde, Türkiye’nin gözden çıkarılmaya başlandığı, artık herkes tarafından dillendirilen bir tez durumuna gelmişti. The Economist ve The Independent gibi önemli uluslararası yayınlarda Erdoğan’ın sinir ve sağlığıyla ilgili değerlendirmelerin çıkması, hep bu krizlerden sonradır. AKP yönetiminin, İsrail saldırılarına yönelik söylem düzeyindeki telinlerine rağmen, pratikte bu söyleminin aksi yönde davrandığı bir sır değil. Davos gösterisi sonrası, Abdullah Gül, Ali Babacan ve yerli Yahudi sermayedarlar aracılığıyla bu gösterinin etkisinin giderilmeye çalışıldığını, basından okumuştuk. Jerusalem Post’un, daha 22 Aralık 2009’daki bir haberinde, Türkiye’nin İsrail’den 10 adet insansız hava aracı almak niyetinden vazgeçmediğini bildirdiği ve bundan birkaç gün sonra da bu kez Türkiye ve İsrail arasında hava sahası kullanımıyla ilgili yeni bir antlaşma imzalandığı, hatırlanacaktır. İsrail’i kınayan bir söylemin, söylem olarak kalsa bile, rahatlıkla tutturulabiliyor oluşunun ise ABD’deki Obama yönetimi ile İsrail arasında, uzun vadeli hedeflere yönelik yakın dönem politikalarındaki farklılığın yarattığı açının günbegün artıyor olmasından kaynaklandığını, uluslararası politikayı takip eden herkes bilmektedir. (ABD’nin Ortadoğu için önerdiği politikalardan duyulan hoşnutsuzluk, artık İsrail’de bu politikalarla alay etme düzeyine varmış durumdadır. Bir örnek için bkz.: Barry Rubin, “The Region: A Gold mine for understanding America’s Middle East policy”, Jerusalem Post, 10 Ocak 2010). Bu söylemin, hem iç politikada hem de bölgedeki Arap ülkelerinde yarattığı olumlu etkilerin farkındalığıyla, AKP tarafından bir propaganda aracı olarak değerlendirildiğine de sıklıkla tanıklık ettik.
Fakat AKP yönetiminin İsrail’den uzaklaşmak gibi bir niyetinin gerçekte olmaması, İsrail’in AKP’ye yönelik kuşkularında herhangi bir azalmaya neden olmamaktadır. İsrail, nitekim, Kafkasya ve Orta Asya gibi bölgelerle geliştirmeye başladığı yeni ilişkilerle, en geç 2009 başlarından bu yana, kendi politik hedefleri doğrultusunda Türkiye’den faydalanma imkanlarının ortaya çıktığı haller dışında, Türkiye’yi dikkate almayarak küçük düşürecek ölçüde dışlama yoluna gitmiştir (Bu konuya dair bir analiz için bkz.: Barış Zeren, “BU UTANÇ VERİCİ DIŞLANMA DAHA NE KADAR SÜRECEK?”, Odatv.com, 19 Mart 2009). İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan son açıklamada ise artık Türklerin “ahlak vaaz edecek en son kişiler” olarak tarif edilmesi, yeni bir küçük düşürme eylemi oluyor.
"KAVGA İSTİYORSANIZ DÖVÜŞMEYE HAZIRIZ"
Bu küçük düşürülme ve aşağılanma durumunun, İsrail’e verilecek yeni tavizlere rağmen, süreceğini düşünmek mümkündür. İsrail’de bir yıl kadar önce iktidar ortağı olmuş, militan siyonist çizgideki İsrail Evimiz Partisi’nin başında bulunan Avigdor Lieberman’ın, Dışişleri Bakanlığı makamına geldikten sonra, İsrailli diplomatlara, İsrail’e yönelik, ne tür olursa olsun, taarruzlara karşılık herhangi bir kabahatli veya hoş görünme ihtiyacındaki biri gibi davranmamalarını emrettiği biliniyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın tümden Türkleri “ahlak vaaz edecek en son kişiler” olarak tarif ettiği son açıklaması için de Lieberman’ın bu anlayışını işaret eden yorumlar yapılmaya başlandı. Bunlardan birinde, bir İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin, “İsrail’in mesajı açık: Eğer bir kavga istiyorsanız, dövüşmeye hazırız,” dediği aktarılmaktadır (Herb Keinon, “Israel to Turkey: We can figh back”, Jerusalem Post, 12 Ocak 2010).
İsrail’in, Türkleri “ahlak vaaz edecek en son kişiler” ilan ettiği son Dışişleri Bakanlığı açıklamasının, gizlenmesi veya üzerinin örtülmesi pek zor olduğundan olsa gerek, haber portallarında ve gazetelerin bugünkü baskılarında yeterince yer bulduğunu görebiliyoruz. Oysa, güzide basınımızda yer bulmayan, en az Türk halkının “ahlaksız” ilan edilmesi kadar olay yaratması gereken, “diplomatik nezaketsizlik” tabirinin yetersiz kalacağı, bir başka rezalet daha var.
KURTLAR VADİSİ...
Bu vaka da yine dün, fakat Erdoğan henüz İsrail’in sert karşılık vereceği sözler etmemişken, yaşandı. TRT’de yayınlanan “Ayrılık” isimli dizide, İsrailli askerlerin Filistinli çocukları öldürür bir halde canlandırılmasının yarattığı gerilimin ardından henüz üç ay kadar bir zaman geçmişken, bu kez “Kurtlar Vadisi” isimli dizideki kimi sahnelerde MOSSAD ajanlarının bebek kaçırır bir halde canlandırılmaları soruna yol açmıştı. Bunun üzerine, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’u, bu konuya bir açıklık kavuşturulması için çağırdı ve kendisiyle bir görüşme gerçekleştirdi. Buraya kadarı güzide basınımızda da duyurulduğu için biliniyor, fakat buraya kadar olan kısmında bile yanlış bilgi verilerek Çelikkol’un İsrail Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığı bile yazıldı. Oysa, Çelikkol, Dışişleri Bakanlığı’na değil, İsrail parlamentosu Knesset’e, çağrıldı. Görüşmenin, bu tip görüşmeler genellikle Bakanlık’ta yapılmasına rağmen, Meclis’te gerçekleştiriliyor oluşunun, elbette bir anlamı var. Bu anlam, esas rezaleti anlattığımız vakit anlaşılacaktır. Çelikkol, Meclis’e, Ayalon ile görüşmek için gidiyor. Meclis’te görüşmenin gerçekleştirileceği yere gelindiğinde, kendisine oturması için bir alçak divan gösterildiğini görecektir. Çelikkol, karşısındaki Ayalon ve diğer İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkilileri kendisinin oturduğu yerden daha yüksek olan koltuklarda otururlarken, bu divana oturmak durumunda kalır. Bu kadarla kalmıyor. Ayalon, bu gibi durumlarda yapılmamasına rağmen, görüşme öncesinde, fotoğrafçıları davet ediyor ve onlara, İbranice, “Onun daha alçak bir koltukta ve bizimse daha yüksek olanlarda oturduğumuza, masada yalnızca İsrail bayrağı bulunduğuna ve bizimse gülümsemediğimize dikkat edin,” diyor.
Güzide basınımız, günden güne bir tek parti diktatoryasına dönüşmekte olan ülkemiz siyasal rejiminden ürktüğü için mi, yoksa bu aşağılanmanın düzeyinden kendisi bile utandığı için mi, bilemiyorum, işte bu rezalete yer vermedi. Fakat biz yine de, Barış Zeren’in kaleminden on ay kadar önce sorulan soruyu biraz değiştirerek, soralım:
İsrail Dışişleri Bakan yardımcısı Ayalon'un özür mektubu Ankara'ya ulaştı. Dışişleri mektup özür niteliğinde açıklamasını yaptı.
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'a yönelik, diplomatik nezaket kurallarına uymayan davranışından dolayı resmen özür diledi. Ayalon imzalı mektup, Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği aracılığıyla Ankara'ya iletildi.
ÖZÜR MEKTUBU
Ayalon mektubunda, “(İsrail Parlamentosu Knesset'te) Dün yaşananların gerçekleşme ve yansıtılış biçiminden dolayı, Büyükelçi Çelikkol'dan özür diliyorum” ifadelerini kullandı. Ayalon, “Onu kırmak istemiyordum. Kırdıysam üzgünüm” derken, Büyükelçiye karşı hiçbir şekilde küçük düşürücü bir davranışta bulunmak istemediğinin de altını çizdi. Ayalon, mesajının Türk halkına da iletilmesini istedi.
İki ülke arasında son bir yıldır, İsrail'in Gazze'deki “Kurşun Dökme” operasyonu ile başlayan süreçte, inişli-çıkışlı seyreden ikili ilişkileri son derece geren diplomatik nezaketsizlik olayında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, “Gereken özür resmen dilenmezse Büyükelçinin geri çekileceği” yolundaki uyarısının ardından, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres devreye girdi.
Peres, önce Ayalon'u aradı ve “Böyle bir davranış güzel olmadı” uyarısında bulundu. Bunun üzerine Ayalon, halen İsrail dışında resmi ziyarette bulunan Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ile bir telefon görüşmesi yaptı. Lieberman'ın Ayalon'a cevabı da “Terbiyesizlik ettiysek, özür dilemekte yarar var” oldu.
ÖNCE NAMIK TAN'I ARADI
Bunun üzerine Ayalon, ilk özrünü daha önce Tel Aviv'de büyükelçi olan Namık Tan'ı arayarak iletti.
Daha sonra da Ayalon'un resmi özür mektubu hazırlandı. Mektup, önce Tel Aviv'deki Türkiye Büyükelçiliği'ne iletildi, buradan da Ankara'ya, Dışişleri Bakanlığı'na gönderildi.
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Ayalon, mektubunun hazırlandığı saatlerde Knesset'te yaptığı açıklamada, yaşanan son krizin, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin “yararına bir sonuç vereceğine” inandığını dile getirdi.
Ayalon, dün gece de bir açıklama yapmış ve genel ifadeler kullanarak, “Amacım elçilerin onurlarıyla oynamak değildir” deyip, aslında Türkiye'nin İsrail karşıtı tavrını protesto etmek istediğini belirtmiş ve bundan sonra yabancı diplomatlara protestolarını “daha diplomatik yollarla” ifade edeceğini kaydetmişti.
İsrail tarafının “özür” olarak baktığı açıklamayı Türkiye kabul etmemiş ve resmen özür beklendiğinin altını çizmişti.
Öte yandan, İsrail parlamentosunun 17 milletvekili, Büyükelçi Oğuz Çelikkol'a, Ayalon'un tavrından dolayı özür dileyen bir mektup gönderdi.
Knesset'in Kadima milletvekillerinden Robert Tibayev'in öncülük ettiği girişimle gönderilen mektupta milletvekilleri, Ayalon'un nezaket sınırlarını aşan davranışından dolayı Çelikkol'dan özür dilerken, “En önemli ihtilaflarda bile nezaket sınırlarının aşılmaması gerektiğini vurguladılar; karşısındaki kişi veya devletin haysiyetinin rencide edilmesinin doğru olmadığını” dile getirdiler.
BARAK'IN ZİYARETİ
Özür mektubumun ardından Dışişleri Bakanlığı'nda İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın ziyaretine ilişkin çalışmalar da hızlandı. Barak Ankara sadece bir kaç saat kalacak. İsrail Savunma Bakanı'nın kesinleşen programında mevkidaşı Vecdi Genül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşecek. Kriz öncesi İsrail, Cumhurbaşkanı Gül'den de randevu istemişti. Gül de bu öneriye sıcak bakarak Pazartesi günü için randevu verebileceğini iletmişti. Ancak yetkililer Barak'ın Pazartesi günü başka bir ülkede olacağını bu nedenle görüşmenin zor olacağını belirttiler. Barak'ın ziyareti sırasında İsrail Büyükelçisi Oğuz Çelikkol da Ankara'da olacak. Kriz çözüldüğü için Büyükelçi Çelikkol, daha sonra yine İsrail'e gidecek.
AYALON’UN SİYASİ KARİYERİ BİTTİ
Türkiye Büyükelçisi’ni “alçak koltukta” ağırlayan İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’a İsrail siyasetinin en sağında yer alan kendi partisinden de tepki geldi. Aşırı sağcı Evimiz İsrail partisi yetkilileri, Ayalon’un Türk Büyükelçi karşısında sergilediği tavrın, siyasi geleceğini bitirdiğini açıkladı. Jerusalem Post’a göre Evimiz İsrail partisinden üst düzey bir yetkili, “Avigdor Lieberman’ın hakkında yolsuzluk suçlamalarından dolayı mahkum olması halinde yerine Ayalon’un gecmesi planlanıyordu. Ayalon son tavrıyla bu şansını kaybetti” dedi. Yetkili “Ayalon siyaseten bitti. Diplomat olarak yara aldı. Bu kolay silinemeyecek bir lekedir. Bu tavrıyla Lieberman’a ve özellikle de kendisine zarar verdi. Tamamen siyasetin dışına düşer mi, bilemiyorum. Ancak partililer, onun hakkında bir karar verirken bunu da göz önünde bulunduracaktır. Son olay, onun parti liderliği için en güçlü aday olma konumunu bitirmiştir” diye konuştu.
Bu arada, Ayalon’a koalisyonuun diğer bakanlarından da tepki geldi. Sanayi Ticaret ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben Eliezer, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın tavrının verdiği zararı, gelecek hafta Ankara’ya gidecek olan Savunma Bakanı Ehud Barak’ın onarmaya çalışacağını söyledi. Eliezer, “72 milyon Müslümann bulunduğu bir ülkeyi karşımıza almadan önce de Müslüman dünyasıyla zaten yeterince sorunumuz var” dedi.
YEDIOT AHRONOT: AYALON YÜZÜNDEN DÜNYAYA REZİL OLDUK
İsrail’de yayınlanan Yediot Ahronot gazetesi, Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un Türk Büyükelçi Oğuz Çelikkol’a karşı sergilediği tavır yüzünden “Dışişleri’nin dünyaya rezil olduğunu” yazdı.
Ayalon-Çelikkol görüşmesinin içeriğinden çok şekliyle gündeme geldiğini belirten gazete, “Olay yüzünden Dışişleri Bakanlığı uluslararası alanda rezil duruma düştü. Üstelik sadece Türkiye ile ilişkilerimiz bağlamında da değil” yorumunu yaptı.
Diplomaside mesaj aktarmanın çeşitli şekilleri olduğunu kaydeden gazete, “Ancak bunların arasında sandalye yüksekliği bulunmuyor” diye yazdı. Yediot Ahronot, diplomaside böyle bir yöntem bulunsa dahi verimliliğinin tartışmalı olduğunu savunarak, “Eğer önümüzdeki hafta Türk televizyonlarında başka bir İsrail karşıtı film daha gösterilirse, elçiye o zaman ne yapacağız? Odanın içinde sürünmesini mi isteyeceğiz? Onu dövecek miyiz? Burada gördüklerimiz Dışişleri Bakanlığı’na büyük zarar veriyor ve uluslararası diplomatik kuralları komik duruma düşürüyor” ifadelerine yer verdi.
Alon Liel imzasıyla kaleme alınan yazıda, Savunma Bakanı Ehud Barak’ın önümüzdeki hafta Türkiye’yi ziyaret edeceği hatırlatılarak, “Ankara’daki marangozların da misilleme olarak Ehud Barak’ı ağırlamak için alçak bir sandalye yapacaklarına inanmıyorum” denildi.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Kripto Transferi Nedeniyle 7258...
18-06-2025, 09:12:38 in Ceza Hukuku