Usulsuz bloke nedeniyle evliliğin sarsılmasına neden olmak

[serhat_61]

Mrb iş bankasına iki adet tüketici kredim var ve düzenli olarak zamanında ödenmektedir ancak aynı bankaya bir adette kredi kartım var ve 3-4 aydır ödeme yapamamaktayım bu nedenlede maaşıma bloke konuldu ve otomotik ödeme talimatım olmamasına rağmen iki aydır maaş alamamaktayım birinci maaşım ek hesabıma mahsup edilip kapatıldı birilerinden para alarak ilk ayı atlattım ama ikinci ay bu bloke olması sebebiyle eşimle proplemler oluştu ve ayrılma aşamana kadar geldik kendini babasının evine gitti ancak hiç bir şekilde boşanma niyetim yok, benim suçum maaşımı borçlu olduğum bankadanmı almakki bloke konuluyor kanunu hakkınız yok diyorum ve cevaben takas hakkımızı kullanıyoruz diyorlar benim maaş hesabım diyorum sıradan bir mevduat hesabı değil çözüm bulamıyoruz, sormak istediğim takas hakkı nedir? maaş hesabına karşı kullanılabilirmi? Evlilik birlikteliğinin ve aile huzurunun sarsılmasına neden olmak nedeniyle dava açılabilir mi? ilgili arkadaşlar cevap verebiirse çok sevinirim.

[okur123]

Banka size krediyi verirken hertürlü maaş ücret vs. kazançlarınız için kendi lehine bir temlikname imzalatmıştır.Eğer öyle bir belge varsa yapabileceğiniz bir şey yok diye düşünüyorum.

[serhat_61]

Banka size krediyi verirken hertürlü maaş ücret vs. kazançlarınız için kendi lehine bir temlikname imzalatmıştır.Eğer öyle bir belge varsa yapabileceğiniz bir şey yok diye düşünüyorum.

Kredi sözleşmesini dikkatli incelememiştim zira kredilerimde sorun yok kredi kartımda sorun var ancak bunuda yasal yollarla almak zorunda olduklarını düşünüyorum benim insanca yaşama hakkımın elimden alınarak değil, sözleşmede lehlerine bir durum olsa da sözleşme belirttiğim gibi insanca yaşam hakkına aykırılık oluşturmaktadır ve konuyu burda açıp gereki aydınlacak bilgileri aldıktan sonrada bankaya aşağıda yazmış olduğum dilekçeyi vereceğim. Hiç bir sonuç alamazsam o zaman da bir kanun çıkmıştı eşinin alkolik olduğundan şikayetçi olan eş maaşını kendi üzerine alabiliyormuş, bunu sebep göstererek eşime dava açmasını söyleyeceğim ve maaşı onun üzerine yaptıracağım dava açılmadan yapılabiliyorsa onu yapacağım ben öyle ya da böyle borçluyum diye kimse benim yaşama hakkımı elimden alamaz diye düşünüyorum. Ayrıca maaş eşimin üzerine olursa ondan bir hak talep edebilirlermi o çünkü o zaman kredileri de ödemeyeyi kesinlike düşünmüyorum yukarıda belirttiğim yaklaşımlarından dolayı. Dilekçe örneği aşağıda.


TÜRKİYE İŞ BANKASI TRABZON ŞUBESİNE
TRABZON


Bankanızı ........... nolu müşterisiyim ve ...............nolu maaş hesabı ile bankanızdan maaş almaktayım. Bankanıza olan kredi kartı borcu nedeniyle maaş hesabıma usulsuz ve hiçbir kanuni dayanağı olmadan bloke konuşmuş olup bu durum benim sefil bir hayat sürmeme neden olduğu gibi evliliğimin de derinden sarsılmasına neden olmuş ve boşanmaya doğru sürüklemektedir.

Bu nedenle maaşıma konulan usulsuz blokenin ivedi olarak kaldırılarak tarafıma bilgi verilmesini ve alacağınızın despotça değil de Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına uygun olarak yasal yollardan alınmasını aksi takdirde Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağımı ve evlilik birlikteliğinin ve aile içi huzurun bozulmasına neden olduğunuzdan dolayı da Bankanız aleyhine tazminat davası açılacağını davanın Türkiye Cumhuriyetinde olumsuz sonuçlanması durumunda davanın İnsan Hakları Mahkemesinde de açılacağını bilgilerinize rica ederim.19.09.2008

[serhat_61]

Sayın Avukatlar lütfen konu hakkındaki bilgilerinizi aktarabilirmisiniz.

[sdt23]

"evlilik birlikteliğinin ve aile içi huzurun bozulmasına neden olduğunuzdan dolayı da Bankanız aleyhine tazminat davası açılacağını davanın Türkiye Cumhuriyetinde olumsuz sonuçlanması durumunda davanın İnsan Hakları Mahkemesinde de açılacağını"
demişsiniz.
Bundan lehinize sonuç çıkmaz, boşuna para ve zaman kaybetmiş olursunuz.

Borçlanan siz olduğunuza göre, borcunuzu ödeme güçlüğü bir geçimsizliğe neden olduysa bunun sorumlusu alacaklı değildir.

[serhat_61]

"evlilik birlikteliğinin ve aile içi huzurun bozulmasına neden olduğunuzdan dolayı da Bankanız aleyhine tazminat davası açılacağını davanın Türkiye Cumhuriyetinde olumsuz sonuçlanması durumunda davanın İnsan Hakları Mahkemesinde de açılacağını"
demişsiniz.
Bundan lehinize sonuç çıkmaz, boşuna para ve zaman kaybetmiş olursunuz.

Borçlanan siz olduğunuza göre, borcunuzu ödeme güçlüğü bir geçimsizliğe neden olduysa bunun sorumlusu alacaklı değildir.

Evt borçluyum ve kendi ihmallerim nedeniylede ödeyemeyecek durumdayım ancak hiç bir yasa bankanın maaş hesabına bloke koyabileceğini belirtmez, banka kendi bir takım hukuk dışı kuralları ile bunları yapmakta, eğer bir alacağı varsa bankanın gider yasal yollardan bunu tahsil eder tüm iyiniyetle yaklaşmama rağmen kolaylık göstermemişler ve 12 ay taksitlendirmeye 2000 YTL para istemişler oysa başka bankaya ben kredi kartı borcundan doalyı 2600 YTL yi 18 ayla 3000 YTL olarak ödüyorum, iş bankası ise vada 12 ay olmasına rağmen 2000 YTL istiyor diğer bankayla arada sadece 1400 lira fark var, dikkat çekmek istediğim diğer konu kart limitim 3000 YTL zaten faiziyle 4000 olmuş birde faize faiz alıyorlar bana diyorlar merkez bankasının belirlemiş olduğu oranlardan yapıyoruz yuh yani diğer banka dağ bankasının oranı ilemi mantıklı olan taksitlendirmeyi yaptı.

Bu arada sebep belirterek çıkmaz demişsiniz evt büyük ihtimak çıkmayacaktır ancak ya çıkarsa benim gibi bir sürü insan var bu gibi uygulamalarda bankalar daha dikkatli olmak zorunda kalacaklar. Para peşinde filan değilim zaten ama benim borcum varsa git icraya ne hakla benim maaşıma bloke koyuyorsun, Sen devletin koymuş olduğu kanunlardan üstünmüsün.

[mkocagul]

Maaşınıza bloke konulacağı ve tamamının haciz edilebileceğine dair önceden verilen muvafakatlerin hiçbir geçerliliği yoktur (Dayanak:İİK 83/a maddesi)
Bankanın yaptığı işlem hukuksuzdur. Bu işlem için kesilen tutar 827 YTL nin üzerinde ise tedbir talepli olarak derhal Tüketici Mahkemesine dava açınız. Ayrıca yapılan işlem hukuken kendiliğinden hak alma suçudur. Bu nedenle banka sorumluları hakkında görevi kötüye kullanma ve kendiliğinde hak alma şikayetler ile Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunun. Özellikle Cumhuriyet Savcılığı şikayet dilekçenizin bir suretini şikayetiniz sonrası savcılık belgesi ile bankaya fakslayın blokenin hemen kalkacağını göreceksiniz.
Tazminat hakkınız da vardır. Çünkü bir haciz işlemi var olsa dahi maaşınızın tamamı kesilmiştir. Maaşın tamamının kesilmesi hukuksuzdur. Yaşama hakkınız için gerekli tutarlar dikkate alınmamıştır. Yaşama hakkı ise Anayasal bir haktır. Bu durum nedeni ile dara düşeceğiniz açıktır. Kesilen maaşınız ayrıca hukuka uygun bir işlem nedeni ilede kesilmemiştir. Tazminat alamazsınız demek yanlış olmuştur.
BU nedenle makul bir miktarda maddi manevi tazminat talep edebilirsiniz.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/1623
K. 2003/4158
T. 4.3.2003
#8226; HACZEDİLEMEZLİK HAKKINDAN VAZGEÇME ( Takibin Kesinleşmesinden önce Haczi Mümkün Olmayan Malların Haczedilebileceği Yönünde Alacaklı ile Borçlunun Yapmış Olduğu Anlaşmanın Geçersiz Olması )
#8226; BORÇLUNUN HACZEDİLEMEZLİK HAKKINDAN VAZGEÇME ( Kesinleşmeden Önce Haczi Mümkün Olmayan Malların Haczedilebileceği Yönünde Alacaklı ile Borçlunun Yapmış Olduğu Anlaşmanın Geçersiz Olması )
#8226; GEÇERSİZ ANLAŞMA ( Takibin Kesinleşmesinden Önce Haczi Mümkün Olmayan Malların Haczedilebileceği Yönünde Alacaklı ile Borçlunun Yapmış Olduğu Anlaşmanın Geçersiz Olması )
2004/m.83/1,83/a
ÖZET : Borçlunun, hacizden önceki bir dönemde, haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklı ile yapmış olduğu anlaşma geçerli olmadığından, ihtiyati haciz sırasındaki kabul, takibin kesinleşmesinden önce olması sebebiyle geçerli değildir. Borçlu, haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından, haciz sırasında veya haciz işlemlerinin gerçekleşmesinden sonraki dönemde vazgeçebilir.

DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sari temyiz itirazları yerinde değil ise de;

İİK. 83-a maddesi gereğince borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Anılan maddenin amacını açıklayan gerekçesinde de "....borçlunun, hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira, bir malın ne derece haczedilmez olduğunu, borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği" ifade olunmuştur. Bu durumda haciz sırasında yada haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebilir. İhtiyati haciz sırasındaki kabul takibin kesinleşmesinden önce olduğundan ve yukarıdaki gerekçeler karşısında bu muvafakat geçerli değildir. Bu durumda merciin İİK.nun 83/1. maddesi gereğince inceleme yaparak sonucuna göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi 1/4 nispeti dışındaki haczin kaldırılmasına karar verilmesi de isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 04.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

[mkocagul]

Bankanın yaptığı Türk Ceza kanunu 155, 257, 261, 144 mddeleri ile tanımlanan suçlara girebilir.
Kendiliğinden hak alma (ilhak ı hak ) suçu için emsal Yargıtay Kararı:
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi

E:2006/6110
K:2006/12290
T:21.06.2006

5237 s. Yasa m. 144/1-b
765 s. Yasa m. 308

İhkak-ı hak suçundan sanık Zehra Kaplan’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunun 308 / 1, 119. maddeleri uyarınca 327.156.148 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair, GAZİOSMANPAŞA 2.Sulh Ceza Mahkemesinin 31.12.2002 tarihli ve ... sayılı ceza kararnamesinin infazı sırasında, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, anılan kanunda eylemin suç olarak düzenlenmediğinden bahisle sanığın beraatine dair, aynı Mahkemenin 18.09.2005 tarihli ve ... sayılı ek karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28.04.2006 gün ve 18196 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası C. Başsavcılığının 31.05.2006 gün ve … sayılı ihbarnamesiyle daireye gönderilmekle okundu;
Mezkür İhbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9 / 3. maddesindeki “lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.”şeklindeki düzenleme ile Yargıtay 1.Ceza Dairesinin 18.11.2005 tarihli ve 2005 / 2691 – 3395 sayılı ve Yargıtay 10.Ceza Dairesinin 13.10.2005 tarihli ve 2005 / 10431 – 12718 sayılı ilamlarına nazaran, sonraki kanunun unsurlarının veya özel hallerinin değişmesi, cezanın teşdiden tayini nedeni sayılacak olguların tartışılması, alt ve üst sınırlar arasında bir oran belirlenmesi yada artırım veya indirim sebeplerinin değerlendirilmesi, cezanın paraya veya tedbire çevrilmesi veya ertelenmesi hususunda mahkemece takdir hakkının kullanılması ve böylece bireyselleştirme yapılmasının zorunlu olduğu hallerde ise, durusma açılmak suretiyle tüm bunların neden ve gerekceleri de gösterilerek hüküm kurulması gerekeceği gozetilmeden evrak uzerinde karar verilmesınde,
Sanıga isnat edilen ihkak-ı hak suçunun 5237 sayılı Kanunda suc olarak düzenlenmediğinden bahisle beraatine dair karar verilmiş ise de, sanığın, kiracısı olan müştekinin kendisine olan kira borcundan dolayı habersizce evine girerek televizyonunu almak şeklinde mahkemesince belirlenen eyleminin, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 144 / 1 - b. maddesi kapsamında düzenlendiği, bu nedenle sanığın eylemine uyan 765 sayılı Kanunun 308 / 1 maddesi ile 5237 sayılı kanunun 144 / 1 – b maddesinin birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğinin dikkate alınmamasında, isabet gorülmediğinden 5271 Sayılı C.M.K.’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması luzumu yazılı emre atfen ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın dava konusu yapılan eyleminin 5237 sayılı T.C.K.’nun 144. maddesinın 1 / b fıkrası kapsamında kalıp kalmadıgının tartısılarak bu madde kapsamında olduğunun kabulü halinde 765 sayılı T.C.K.’nun 308 / 1. maddesi ile 5237 sayılı T.C.K.’nun 144. maddesinin 1 – b fıkrasında öngörülen cezalar karşılaştırılarak lehe olan Kanuna göre hüküm kurulması, sanığın dava konusu yapılan eyleminin 5237 sayılı T.C.K.’nun 144. maddesinin 1 / b fıkrasına uyan suçu oluşturmadığının belirlenmesi halinde sanığın beraatine karar verilmesi ve bu işlemlerin duruşmalı yapılması gerektiği nazara alınmadan 5237 sayılı T.C.K.’nunda ihkak- ı hak suçunun bağımsız bir suç olarak düzenlenmediği gerekçesi ile karar verilmesi isabetsiz olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden GAZİOSMANPAŞA 2.Sulh Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 18.10.2005 gün ve … sayılı ek kakarın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4.fıkrasının C bendi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, 21.06.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

[serhat_61]

sorunumun devamı ben burda sorunumu yazıp siz değerli avukatların görüşlerini beklerken banka ile görüşmelerim devam ediyordu ve genel müdürlüklerini aradığımda paramın 1/4 ünü kesebileceklerini söylüyorlardı bende herhangi bir icra başlamadan bunu kesemiyeceklerini ve kesmeye yetkili kişilerinde bankanız olmadığını icra dairelerinin yetkili olduğunu söyledim ama ısrar edincede ve çok acil ihtiyacım olduğundan tamam dedim kesin kalan paramı bırakın tamam dediler siz paranızı çektikten sonra tekrar koyacağız blokeyi maaşınız dışında para gelirse borcunuza aktaracağız dediler tamam dedim ne zaman alırım paramı öğleden sonra dediler ve her 3-4 saatte aradığımda yok 5 e kadar tamam yok 17,30 çekebileceksiniz derken en son şubemi aradım ve bana 17.58 de genel müdürlükten fax geldiği söylenerek mevcut bakiyeninde kredi kartı borcuma aktarılmasının bildirildiği söylendi atladım dolmuşa doğru bankaya saat 18.00 civarları operosyon ve takip serrvisinin olduğu binaya geldim o sinirle açık olan kapıdan girip asansörle beimle konuşan görevlinin yanında gittim ikinci müdürde orda işte serhat bey bu saate kadar sizin için burda kaldık v.s diyorlar dedim paramı istiyorum bana diyorlar genel müdürlükten fax geldi borca aktarın diyorlar oruç bir taraftan sinir bir taraftan kendimi kaybettim bağırdım çağırdım masada makbuzlar vardı onları attığımı ve salon klimalarına bir tekme atarak alt kapağını kırdığımı hatırlıyorum bayada yakışık almayacak küfürler ettim ancak küfürler şahsa değil bankayaydı neyse güvenlik geldi çıkmamı istiyor dedim bana bu kesilen paranın yasal dayanağını söylemeden ve beni ikna etmeden bu binadan çıkmam, neyse bu kez o güvenlikçi başladı bana vurmaya ben karşılık vermedim polis çağırın dedim şikayetçi olacağım neyse biraz uğraşlardan sonra polisi çağırdılar polis gelene kadarda beni yatıştırdılar ve şikayetçi olmaktan vazgeçtim aslında geçmiyecektim ama benim de evraklara ve maddi hasara zarar vermem söz konusuydu, şimdi sormak istediğim bankanlardaki güvenlik için konulan kameralarda değişiklik yaparlarmı çünkü açık bir yerdeydi olay ve kamera olduğunu düşünüyorum ben şikayetçi olursam ne gibi bir ceza alırım sonuçta paramı almışlar usulsüz bir şekilde o sinirle ben kendimi kaybettim ve bir takım olmamassı gereken işler yaptım ama görevli personelin beni hiç bir şekilde darp hakkı olamaz en fazla polis çağırabilirler zira ben kimseye herhangi bir şiddet uygulamadım sadece masada makbuzlar vardı onları attım birde klimaya tekme attım.

Bu arada mgoncagül yanıtın için teşekkür ederim ancak hacizlik bir durum yok şu an sadece usulsuz bloke konulması ve istediğim dışında paramın borcuma mahsup edilmesi söz konusu bu konuda nasıl bir suç duyurusunda bulunabilirim.

[mkocagul]

Bende hacizlik bir durum olmadığını, maaşınızın bloke edildiğini bunun hukuksuz ve suç olduğunu söylüyorum.
Hatta Yargıtat kararı ekleyip hangi yasa maddelerine göre suç olduğunu açıkça yazıyorum. Tekrar okudum ve yazdıklarım çok açık.
BUndan sonra bankaya gidip bağırıp çağırmak saldırmak sizin kendiliğinden hak alma suçunu işlemeniz demektir. Haklı iken niye haksız hale geliyorsunuz ki? Lütfen yazdığım Türk ceza kanunu maddelerini okuyun ne demek istediğimi anlarsınız. Haziran ayında aynı işlemi yapan Vakıfbank için yapıldı ve aynı gün sonuç alındı.
Gidin şikayet yapın. Özellikle Savcılık şikayeti sonrası kalkmadı demeyeceğinize eminim. Tabi anlattıklarınız çerçevesinde.