2007 yılı Şubat ayında temyiz ettiğim Sulh Hukuk Mahkemesine ait bir karar bugün ret kararı ile geri dönmüştür.
BU dosya yargıtay da önce 6. Hukuk dairesine, sonra 3. Hukuk dairesine daha sonrada 19. Hukuk Dairesine görev nedeni ile gitmiştir. Son olarak 19. Hukuk dairesi HUMK 432. maddesinde öngörülen 8 günlük temyiz süresinin geçirildiği gerekçesi ile temyiz isteminin reddine karar vermiştir.
HUMK nun bazı maddeleri 2004 yılında 5236 sayılı kanun 16. maddesi ile değiştirlmiştir. Yeniden düzenlenen kanunun 426/E ve 427. maddeleri ile temyiz ve istinaf süreleri 15 gün olarak hükme bağlanmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk dairesinin yasaya aykırı olarak verdiği 8 günlük temyiz süresinin geçirildiği gerekçesi ile verilen RET kararı için ne yapabilirim çok net bilmiyorum ancak. Bir Hukuk dairesinin bu gerekçe ile ret kararı vermesini aklım ve mantığım almadı. Bir süre aşımı olsa 3. ve 6. Hukuk daireslerinin süre aşımı nedeni ile temyiz talebimi ret etmesi gerekirdi. Dahası ilgili mahkeme hakimininde ret etmesi gerekirdi. Tüm bu görevliler temyiz talebimde süre olarak bir hukuksuzluk görmemiştir. Dahası yine 15 gün içinde temyiz edilen bir başka kararı inceleyen 19. Hukuk dairesi bu defa süre aşımı demeden esası incelemiş ve kararı bozmuştur.
Ban çok ilginç gelen ve çok derin düşündüren ret kararını ben yorumlayamıyorum.
Saygılarımla.
Hukuki NET Güncel Haber
Konu mkocagul tarafından (23-05-2008 Saat 22:01:25 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: ekleme
Sulh Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren 8 gündür.
Zira, sözünü ettiğiniz 5236 sayılı Kanun'un 21'inci maddesi ile HUMK.na eklenen geçici madde 2 gereğince, Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam edilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, 8 günlük süreden sonra verdiğiniz temyiz dilekçesini yerel mahkeme süre yönünden reddetmese bile bunu farkeden ilgili Yargıtay Dairesi reddedebilir.
Onur Bey yanıtınız için teşekkür ederim. Ancak alınan mahkeme kararında 15 gün içinde temyizi kabil olmak üzere diyor. Aynı 19. Hukuk Dairesi İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/215 sayılı başka bir kararını da inceledi ve bu kararı bozdu. Temyiz yine 14. gün yapılmış idi.
Ancak geçici 2. maddeyi okuyunca uygulamanın doğru olduğunu gördüm.
Tekrar teşekkürlerimle
Saygılar
Konu mkocagul tarafından (24-05-2008 Saat 10:13:49 ) de değiştirilmiştir.
Yerel mahkeme -bence- Kanuna aykırı olarak temyiz süresini 15 gün olarak belirtmişse, uyulması gereken Kanun hükmü mü olmalı, yoksa mahkeme kararı mı?
Yine -bence- Kanuna aykırı da olsa yerel mahkemenin hükümde gösterdiği 15 günlük temyiz süresine uyulmuş olması karşısında, Yargıtay'ın ilgili Dairesinin temyiz incelemesini yapması gerekirdi diye düşünüyorum.
Ama bu düşünce bizi şuraya götürüyor doğal olarak; Yüksek Mahkeme, uygulamakla yükümlü olduğu Kanun hükmünü bir tarafa iterek, yerel mahkemenin Kanuna aykırı olarak taraflara fazladan sağladığı temyiz süresine uymak zorunda mıdır?
Sayın Onur Bey
Belki kanunlarda yazılı kesin süreler arttırılamaz veya eksiltilemez kuralını dikkate alıyor olabilirler.
Bana çok sınırlı deneyimlerimle çok ilginç gelen kararlar var. Mesela İcra hukuk mahkemesinin bir takibin iptali kararında (İzm.8. İcra Hukuk 2008/47)Taraflar kararı öğrenme tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile temyizi kabil olmak üzere" denmesi var. İşin ilginci bu karar miktar olarak 800 YTL ve kesin olması gereken bir karar. Karar kesin olmayınca takibin iptali kararının icranın durması açısından bir yararı olmadı elbette
Yargıtay Cumhuriyet savcılığının temyiz edilen bir zaman aşımı nedeni ile düşme kararına İzm (4. Ağ. Cez. 2005/410) (5271 sayılı yasa 66/1-e 67/4 mad.) Tebliğnamede aynen " Kamu davasının ortadan kaldırılmasına dair kararı temyiz etmesinde hukuki yarar bulunmadığı" gerekçesi ile red talep etmesi var. (Yar. Cum Sav. 11. Blm.2006/53171 no )Davanın düşmesi ile eski TCK da bulunan zaman aşımı nedeni ile ortadan kaldırılması kararlarının aynı hukuki değerde olmadığı bilinen bir durumdur. Beraat ile çatıştığında ortadan kaldırma daha sanık lehinedir ama düşmede durum aynı değildir. Birde 5271 TCK ile gelen," derhal beraat kararı verilecek hallerde durma düşme ve ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez " hükmü var.
BU karar 2005 yılı kasım ayında temyiz edildi ve hala sonuçlanmadı. Daha da ilginci dava 1993 yılı haziran ayından bu güne süren bir türlü bitmeyen, bitemeyen bir dava idi. 15 yıl süren dava olurmu? Konu mahkeme ve ilam olunca insan daha çok özen bekliyor.. Bunun adı iş yoğunluğumudur bilmiyorum ama böyle kararları gördükçe adalet adına endişe duyuyorum.
İlgi ve yanıtlarınıza teşekkürlerimle.
Konu mkocagul tarafından (24-05-2008 Saat 12:07:33 ) de değiştirilmiştir.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Clicking Here TLO lookup
02-05-2025, 13:42:01 in Askerlik Hukuku