5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
Cumhuriyet Savcılığın'ca yürütülen soruşturma sırasında; 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayıpnların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkındaki kanunun 8/3 maddesi kapsamında Sulh Ceza Mahkemesi'nce de onaylanan 'erişimin engellenmesi' kararları,,,
Telekominikasyon Daire Başkanlığı'na Cumhuriyet Başsavcılığı'nca fakslanmasından, hem yazılı hem sözlü teyitte alındıktan sonra, uygulanma kabiliyeti kazanmazlar mı??
Yahut karar aslının Telekomikasyon Daire Başkanlığı'na ulaşması beklenir mi???
Her halde,,, bu kararların Telekominikasyon Daire Başkanlığı'nca uygulanması için öngörülen süre nedir???
Tedbir kararında mevcut web sitelerine ilaveten,,, soruşturmaya konu içerği barındıran başka web siteleri tespit edildiğinde,,, tekrar tekrar ek tedbir kararları mı çıkartılmalı???
Re: 5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Her halde,,, bu kararların Telekominikasyon Daire Başkanlığı'nca uygulanması için öngörülen süre nedir???
Tedbir kararında mevcut web sitelerine ilaveten,,, soruşturmaya konu içerği barındıran başka web siteleri tespit edildiğinde,,, tekrar tekrar ek tedbir kararları mı çıkartılmalı???
Sorum halen baki))) Ancak, kendi kendime konuşmadan da edemeyeceğim,,, aşağıdakiler sesli düşüncelerdir,,, sual değildirler, cevap değildirler, hukuki/adli/akli hiç değildirler,,, tamamen duygusal'dırlar!!!
Yahut tedbir??? gerekli mi??
Yahut özel hayatın sanal ortamda boy göstermesinin, özel hayatın dokunulmazlığını ihlal etmekle bir alakası yok mu???
Alaka olmayınca mağduriyette mi yok?
Mağduriyet olmayınca tedbire ne lüzum mu var?
Tedbir'ler dosyalar şişkin, mağdurlar sakin dursun diye mi yazılırlar??
Yazılmaları kafi'dir de? uygulanmaları izafi'midir???
Devletin, internetin, yargının, içeriğin, sansürsüz özgürlüğün, suçu ıspatlanmamış sanığın, ıspatlansa da adaletin yargıladığın tutuklu'nun, yargılanmış olsa'da hükmüne tabi iken hükümlü'nün, hükmü nihayete erdiğin de cezası biten masumiyeti yeniden tescil edilen birey'in, soruşturmayı yürütürken bayı ağrıyan, bahar çarpan, canı sıkılan masasındaki dosyaları uyutan savcı'nın,,,, hepsinin hakları olduğunda???? özerkliği??? korunulurluğu?? KİME KARŞI İSE(((( bir de??
sahiden bunca insanın, bunca özerk duruma özel haklar ile donatılması iyi hoşta?? bunca ayrıcalık kime karşı? ayrıyeten bir de bu ayrıcalık zenginliğinden bir dirhem de 'mağdur' sıfatı için inadına YOK!!!
Mağduriyet; katmerli bir eziyet diye tanımlanabilir. Birincisi basit hali'dir. Düz ifade ile eylemin kendisi'dir. Katmer kısmı sonradan temin edilir, yargı ve yasalara müracaat halinde katmer'lenmeye başlar. Yasalar mağdur'dan; (hem de mağdur'dan??) adil, tahammüllü ve mağduriyetinin şüphelisi suçu ıspatlanana kadar masum olacağından mağduriyetim var diye ikrar edenin potansiyel mağduriyet tetikçisi rolünde hayli kabiliyetli, tümden insana ve insan haklarına saygılı, yasaları ihlal etmekten men edilmiş bir şahsiyet beklerler.
Üstelik gerçekten insan merak ediyor? bunca yasa var, çoğu da elden tekrar tekrar geçti, revize edildi filan,,, sanki habire yasalar kendilerini ihlal edenlerin sığınacakları EN KORUNAKLI LİMAN...
Re: 5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
Sn c_selin; teşekkür ederim,
Konuyu netleştireyim, haklısınız...
16/mayıs/2008 tarihinde tedbir kararı verilmiş, Telekominikasyon Daire Başkanlığı'na ilgili karar saat 19.00 civarında fakslanmıştır.
22/Mayıs/2008 tarihinde halen tedbir kararının hiçbir web sitesinde uygulanmadığını gören müşteki, Telekominikasyon Daire Başkanlığına telefon ile müracaat etmiş, kendisine ilgili memurun izinde olduğu, tedbir kararının da onun masasında olduğu, gelince bakacağı söylenmiş, hatta bu bilginin ancak 'ilgili savcılık makamına' verilebileceği, müştekiye dahi kurum olarak bilgi verilmesinin yasal hiçbir zorunluluk olmadığı, tedbir kararlarının ne zaman, nasıl uygulanacağı kendi tasarruflarında olduğu belirtmiştir.
27/Mayıs/2008 tarihine kadar 'Savcılık' ça tekid'e rağmen tedbir kararlarının uygulanmaması üzerine Telekominikasyon Daire Başkanlığı içinde ayrıca müşteki vekili eliyle suç duyurusunda bulunmuştur.
30/Mayıs/2008 de bu sefer,,,Telekominikasyon Daire Başkanlığı ilgili Savcılık'tan Sulh Ceza Mahkemesinin tedbir kararını onaylayıp onaylamadığını sormuştur. Tedbir kararlarında bunun eksikliğinden bahsetmiştir.
Ancak Telekominikasyon Daire Başkanlığı'na müzekkere ekinde gönderilen karar 'Sulh Ceza Mahkemesinin' erişimin engellenmesi için Savcılığa izin verdiği karardır. Sulh Ceza Mahkemesinin adını, D.İş esas numarasını taşımaktadır.
Şu saat itibariyle halen tedbir kararları uygulanmamıştır.
SUAL;
Tedbir kararları'nın gerek alınması, gerekse uygulanması ile ilgili süreç nasıl işler? Zaman'la, tarih'le ilgili bir kaide yok mudur?
Ve;
Kamu kuruluşlarının yargı kararlarını en fazla 30 gün içinde yerine getirme kaidesinin bu vak'alar da geçerliği tartışılmalıdır. Zira tedbir vasfından öte, erişimin engellenmesi kararlarının 'suçun hali hazırda işlerliğini sonlandırmak' niteliğinden bahsetmek gerekmez mi? Bu halde; Telekominikasyon Daire Başkanlığı'nın bu kadar ağırdan almak gibi bir tasarrufu yasal olarak mevcut mu? Varsa dayanağı nedir???
Ayrıca Savcılık 'müzekkere'sinde erişimin engellenmesine dair karar dan bahsetmiş ve bu kararda geçen web sitelerine sadece 'uygulanmasını' talep ederek, kanımca eksik işlem tesis etmiştir.
Zira; Savcılık Telekominikasyon'dan ilaveten, ilgili web sitelerinin içerik ve yer sağlayıcı kimliklerini de tespit ederek, soruşturma dosyasına bildirmesini istemeli idi. Çünkü müştekinin şikayeti 'internet ortamında' yayılımının yapılmasını sağlayan kişi ve kurumları da kapsar niteliktedir.
Ancak Savcılık Telekominikasyon Daire Başkanlığı'na yazdığı müzekkere'de Kurum'dan bu konuda bilgilendirme istememiştir. Müşteki; içeriği uhdesinde barındıran web sitelerinin içerik ve yer sağlayıcılarına ait kimlik bilgilerini kendi gayretleri ile mi tespit edecektir?
Savcılık halen web sitelerinin tespitine yönelik bilirkişi araştırması yaptırmamış, 'içeriğin engellenmesi' kararında belirttiği web sitelerinin adresleri de, müştekinin suç duyurusu ekinde mevcut yaklaşık 10 adet civarında olan adreslerdir. Doğal olarak hali hazırda uygulanmayan mahkeme kararı zaten uygulansa dahi hiçbir anlamlı sonuç doğurmayacaktır. Soruşturma esnasında; Savcılık'ça re'sen böyle bir araştırma yapılması gerekmez mi? (suç duyurusunda böyle bir talep mevcut olup, sözkonusu içeriği yayınlayan web sitelerinin içerik ve yer sağlayıcılarının da tespiti istenmiş, şikayetçi olunmuştur)
Konu cognis tarafından (03-06-2008 Saat 00:57:11 ) de değiştirilmiştir.
Re: 5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
SESLİ DÜŞÜNCELERİM
Her ne kadar; TCK 226.madde'ye atıf yapılarak, 5651 sayılı Yasa hükümleri gereğince öncelikle; sözkonusu görüntülere web sitelerinden erişimin durdurulması ile ilgili tedbirlerin alınması hususunda Cumhuriyet Savcılığı'na müracaat da mevcut ise; burda şöyle bir nüans dikkate alınmıyor,,,
ASLINDA; mağdur 'tedbir' adı altında, Savcılık'tan 'SUÇUN İŞLENMESİNİN DURDURULMASINI' talep etmiştir.
Ancak; 5651 sayılı Yasa mucibince erişimin engellenmesi mümkün olabileceği savı hakim olduğundan,,, dayanak bu yasal mevzuat ise de; kanımca alakası yoktur.
Zira 5651 sayılı yasa ÖZEL HAYATIN DOKUNULMAZLIĞINI ve MAHREMİYETİN ANAYASAL GÜVENCESİNİ dikkate almayan bir yasa'dır.
Bununla ilgili hiçbir düzenleme mevcut değildir. Oysa gerek bilişim mekaniği olan 'internet'e ve içeriklere ulaşma kolaylığı ve çabukluğu ile, içeriklerin bu sistemde yayılım hızı dikkate alınırsa; özel hayatın ve mahremiyetin 'kim vurdu'ya gider biçimde ihlali için ve bu ihlalin global bir biçimde büyük çoğunlukça, her an ve dakika tekrar tekrar gerçekleştirilmesi için başka ne gibi bir zemin olabilir ki???? Ancak ilgili kanunu hatmetmeme rağmen bu 'anayasal güvence' hiçbir maddede dikkate alınmamıştır, üstelik bilişim suç'ları açık ve net olarak sıralanmıştır.
Bu vak'a da; ilgili kanuni tedbirlerin alınmasını talep edebilmek için TCK 226. madde'den bahsetmek gerekmiştir. Oysa bu madde çerçevesinde 5651 sayılı yasayı işler hale getirmek,,, için dahi müşteki/mağdur bir kabul'e yasa gereğince zorlanmaktadır. Bu bile tek başına 'insan hakkı ihlali'dir.
Müstehcenlik; 'müstehcen' hal'i anlatmaktadır. Arapça'da 'hücnet' kelimesinden türetilmiştir, 'hücnet' sözlük anlamı ile; 'soysuzluk,karışıklık,bayağılık,aşağılık,kötü davranış'tır.
765 sayılı kanunun 426 ncı maddesi ilk fıkrası; (1) numaralı bendi;
halkın ar ve haya duygularını incitici veya cinsi arzuları tahrik ve istismar edici nitelikte olmaları şartıyla genel ahlaka aykırı;her nevi kitap,gazete,risale,mecmua,varaka,makale,ilan,resi m,tasvir,plak,afiş,pankart,televizyon ve teyp bantları,her nevi kitap, gazete, risale, mecmua, varaka, makale, ilan,resim,tasvir,plak,afiş,pankart,televizyon ve teyp bantları vs. vs. diye devam ederek 'müstehcenliği' halkın ar ve haya duygularını incitici veya cinsi arzuları tahrik ve istismar edici nitelikte olmaları şartıyla genel ahlaka aykırı durum olarak tespit etmiştir.
Oysa; evlilik birliği içinde realize edilen özel hayat müstehcen addedilemez. Evlilik birliğinde herkesce realize edilen özel hayat hali; mahremiyet'tir. Bunun ihlali de 'mahremiyeti ihlal'dir.
Amma velakin; internet ortamında yayın yapılarak ihlal halini yasalar dikkate almamakta, korumamakta,,, internet ortamındaki yayınları ve internet ortamını düzenleyen 5651 sayılı Yasa'ya göre de bu ihlale ait içerikler 'bilişim suç'u' kapsamına dahil edilmemektedir. Dahili edilebilmesi için bu suça muhatap olmuş tarafın 'müstehcen halime ait görüntüler mevcuttur' şeklinde bir ihbarda bulunması gerekmektedir. Bu tamamen gayrıhukuki, gayriinsani, gayriahlaki bir gerekliliktir,,, zira insanlar evliliklerindeki karıkoca arasında sirayet eden eylemlerini 'müstehcen' olarak sıfatlandırmaya, kanuni olarak zorlanamaz, bu eylemlerinin kişilik hakları ihlal edilerek kaydedilmesi, yayınlanması ağır bir hak tecavüzü iken,,, yasanın 'müstehcenlik'e dair hükümlerine müracaat etmek durumunda bırakılmak yasalarca mağduriyeti arttırmakta,,, yasalarca kişilik hakları ihlal edilmiş kimse bu kere 'müstehcen' olarak yaftalanmaktadır.
..., sıfatlandırmadı diyelim,,, o zaman 'erişimin engellenmesini' hangi yasaya göre hangi usul ile talep edecekler????
Özellikle 'özel hayatın dokunulmazlığı'nı ve 'mahremiyetin korunmasını' anayasal zeminde güvence altına alan, bunu temine de yasalarla mecbur olan bir külliyat'ta.., 5651 sayılı Yasa'nın hitap ettiği mecra da 'sonsuz bilişim' dünyası iken.., atlaması/pas geçmesi/dikkate almaması bence tuhaf!!! ilaveten anayasaya aykırı...
İnsan haklarının,,, insan haklarını ihlal edenleri donatıp, semirttiğini ise samimiyetle düşünüyorum...
Özel hayata dokunmak,,, mahremiyeti ihlal etmek ya açık tecavüz ile olabilir, ya da bu hayata dahil edilmiş, mahremiyeti paylaştığınız kişilerin bu güveni kötüye kullanması, bu imtiyazlarından faydalanması ile mümkün olur.
İkinci ihlal halini,,, ihlal anında bilebilmeniz, hissedebilmeniz mümkün olmayabilir. Doğal olarak böylesi özerk bir suç mekaniğinde; hem mağdurun hem de suçun kendisinin delil üretimi/temini de bir o kadar ütopik beklentidir.
Eee; 'şüphe sanık lehine' karinesi de mevcut iken; vaziyet hepten trajikomik bir hal alıyor...
Cinayet ve darp, bedensel hissiyat yaratır, çabuk anlaşılır, izleri sabittir. Kişinin bedensel bütünlüğü'nün açık ihlalidir. İnsani olarak temel bir hak olduğu gibi, hukukun da öncelikli koruduğu 'yaşam hakkı ve bireyin bedensel bütünlüğü' dür.
Ancak; 'özgürlük ve güvenlik hakkı' aksayan bedensel bütünlükler sakatlanmıştır.
Özel hayatın vak'amızdaki şekli ile ihlali ile, mağduriyet birçok bütünlüğü zedelemiştir. Artık burda; kişinin bedeninin görsel anlamda çevresinde ne kadarını gösterip, ne kadarını göstermiyeceğini takdir hakkı yoktur. Kişinin hangi eylemini gözler önüne serip, hangi eylemini gözler önüne sermiyeceği konusunda iradesinden bahsedilemez. Böylesi bir irade gaspına ilaveten; burda kişi halen devam etmemesi 'yargıya müracaat ettiği halde; kanuni olarak sağlanmamış, hatta şiddeti dahi azaltılmamış' bir tecavüze birkaç yıldır uğramakta, üstelik birkaç aydırda bu tecavüze bilerek katlanmaktadır. Dolayısıyla emniyet güçleri de, kamu hukuku da bu güvenliği teminde zaafiyet göstermekte, hatta halihazırda hem suçla muhatap olan hem de sabır ve tahammül göstermesi telkin edilen mağdur'dan, bir de şüpheliyi tespite yeterli delil temin etmesi, yargılamanın uzun bir süreç olduğunu kabullenmesi, hatta ıspatı da çok zor olduğundan,,, sonuçta 'faili meçhul'le başbaşa kalacağını şimdiden bilmesini de habire dikte etmektedir.
İlaveten; işbu tecavüzün cinsel kimliği de hedef aldığı açıktır. Üstelik eğer itiraz var ise; açıklıyayım,,, akşam ne pişireyim diye düşünenler yemek sitelerine, sondakikayı merak edenler haber sitelerine, burçlarını merak edenler astrolojik içeriklere, sanal sevgili arayanlar arkadaşlık sitelerine,,,, bireysel cinsel tatmine ihtiyaç duyanlar/masturbasyona sanal destek isteyenler ise pornografik içeriklere müracaat ederler. Velhasıl; birilerinin sizin görüntülerinize tahrik olmak niyetiyle gözatabileceği alemin bir parçası iseniz,,, evet her an ve dakika tecavüze uğramaktasınız, isteğiniz ve iradeniz dışı birilerinin cinsel ihtiyacını gidermektesiniz!!!!
Anayasa,,,bilumum evrensel beyannameler,,, kanunlar,,, vs. vs. bunların altına sanki vatandaşlar imza koymuşlar??? Hatta özellikle mağdur vatandaşlar sanki 'insan haklarını' kendi feragatlari ile temin edecekler!!!!
Bence; bu vak'a da,,, iste ıspata yeterli delil yok 'faili meçhul' den bahsedilemez. Zira tek bir şüpheliden ise hiç bahsedilemez. Burda; yasal olarak kabul ettiği hakları teminde acz içine düşmüş, bu acz'den de bir nebze bile 'ar' duymayan kamu kurum ve kuruluşlarından ve bunların idaresi ile sorumlu 'devlet otorite'si de sorumludur.
Kontrolsüz, denetimsiz ve müeyyidesiz özgürlük mekanizmalarının varlığının kamusal faydasından bahsetmek bu özgürlük alanını zamanla faşizan bir kimliğe dönüştürmekten başka bir işe yaramaz.
Artık mahkemeler nezdinde, hatta hukuki net gibi hukuki müracaat sitelerinde demirbaş haline gelmiş yeni bir suç dinamiği mevcuttur. O da gerek görüntü kayıtlarının ifşa edilmesi, teşhir vs. gerekse sanal ortama ait diyolog ve duruşların o an itibariyle kaydı bunun teşhiri gibi mevzular...
Telekominikasyon Daire Başkanlığı her ne kadar farkedemiyor ise de; google'ye *amatör çekim kelimeleri ile bile tarama yaptırsanız ulaşabileceğiniz, üstelik içerikleri incelendiğinde hiçbir şekilde profesyonel olmadığı gibi, kişilik ihlallerinin ilk bakışta açıkça belli olduğu içeriklere ulaşmak o kadar kolay ki...
Yok yer sağlayıcı, yok içerik sağlayıcı sorunsalına hiç gerek olmayacak kadar net olan bir başka gerçek ise; bu web sitelerinin yegane içerikleri, yegane varlık sebepleri 'amatör çekimler'!!!! Ve bunlar 3-5 tane değiller,,, yüzlerce binlerceler! Diyelim 'özel hayat ihlali' kapsamında değiller, diyelim kişiler bu içerikleri sağlıyor,,, o halde pornografik metaryel üretip bunu forum sitelerine pazarlayan kişiler açıkça vergi yasalarını çiğniyorlar, illegal gelir temin ediyorlar zira bunca çekim vatana millete hizmet için mi yapılıyor, diyelim bu kişiler bu kadar çok sitede yayınlanmasından bi haberler o halde bu kişilerin 'telif hakları' ihlal edilmiş oluyor!!! Herhalde bir 'ihlal'den bahsetmek mümkün))) iken; telekominikasyon sırtını koltuğuna dayamış, şikayet bekliyor???
(Şikayet halinde de olan biten belli gerçi)
Hayatın olağan akışı içinde farkedebilmesinin pek de kolay ve doğal olmadığı böylesi bir ihlali öncelikle 'kamusal düzenin' takip ve tespit edip, re'sen harekete geçmesi ŞARTTIR.
vs. vs. vs.
daha da çook düşüncelerim var)))
Ama en dar anlamda mantığım şudur,,, uzun uzadıya cümlelerle şunu atıf yapmaktayım; ilaveten hukuksal süreç içinde dikkate alacağım da kesindir.
Özel hayatın dokunulmazlığının ve kişi mahremiyetinin, dirlik ve düzenini devlet erklerinin teminine mecbur olduğu HER alanda ihlalinden; gerek buna cevaz vermekle, gerekse müdahale de acz göstermekle hem ihlali yapan kişi hem de 'devlet otoritesi' aynı derece de sorumlu olmalıdır.
Zira; dirlik ve düzenini temine mecbur olduğu 'internet' ortamının kullanılması ile unsurları tamamlanan suçlara,,, 'devlet otorite'si kontrolsüzlük ve denetimsiz ve müdahale acz'i gibi bahanelerle 'yataklık' etmemelidir. Suçun işlenmesine kolaylık göstermemelidir. Bilakis hem bu ortamı hem de bu ortamın özerkliğini 'suç' tan korumalıdır.
Re: 5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
Sayın cognis;
Sitede uzun süredir üyeliğiniz olduğu için sorunuzun karşılıksız kalmasını istemedim.Sorunuzla ilgilenmemin nedeni bu.Ancak,bu yazılar benim için oldukça uzun.Lütfen,kısa ve net biçimde sorunuzu yöneltin.
Re: 5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Sn c_selin; teşekkür ederim,
Konuyu netleştireyim, haklısınız...
16/mayıs/2008 tarihinde tedbir kararı verilmiş, Telekominikasyon Daire Başkanlığı'na ilgili karar saat 19.00 civarında fakslanmıştır.
22/Mayıs/2008 tarihinde halen tedbir kararının hiçbir web sitesinde uygulanmadığını gören müşteki, Telekominikasyon Daire Başkanlığına telefon ile müracaat etmiş, kendisine ilgili memurun izinde olduğu, tedbir kararının da onun masasında olduğu, gelince bakacağı söylenmiş, hatta bu bilginin ancak 'ilgili savcılık makamına' verilebileceği, müştekiye dahi kurum olarak bilgi verilmesinin yasal hiçbir zorunluluk olmadığı, tedbir kararlarının ne zaman, nasıl uygulanacağı kendi tasarruflarında olduğu belirtmiştir.
27/Mayıs/2008 tarihine kadar 'Savcılık' ça tekid'e rağmen tedbir kararlarının uygulanmaması üzerine Telekominikasyon Daire Başkanlığı içinde ayrıca müşteki vekili eliyle suç duyurusunda bulunmuştur.
30/Mayıs/2008 de bu sefer,,,Telekominikasyon Daire Başkanlığı ilgili Savcılık'tan Sulh Ceza Mahkemesinin tedbir kararını onaylayıp onaylamadığını sormuştur. Tedbir kararlarında bunun eksikliğinden bahsetmiştir.
Ancak Telekominikasyon Daire Başkanlığı'na müzekkere ekinde gönderilen karar 'Sulh Ceza Mahkemesinin' erişimin engellenmesi için Savcılığa izin verdiği karardır. Sulh Ceza Mahkemesinin adını, D.İş esas numarasını taşımaktadır.
Şu saat itibariyle halen tedbir kararları uygulanmamıştır.
SUAL;
Tedbir kararları'nın gerek alınması, gerekse uygulanması ile ilgili süreç nasıl işler? Zaman'la, tarih'le ilgili bir kaide yok mudur?
Ve;
Kamu kuruluşlarının yargı kararlarını en fazla 30 gün içinde yerine getirme kaidesinin bu vak'alar da geçerliği tartışılmalıdır. Zira tedbir vasfından öte, erişimin engellenmesi kararlarının 'suçun hali hazırda işlerliğini sonlandırmak' niteliğinden bahsetmek gerekmez mi? Bu halde; Telekominikasyon Daire Başkanlığı'nın bu kadar ağırdan almak gibi bir tasarrufu yasal olarak mevcut mu? Varsa dayanağı nedir???
Ayrıca Savcılık 'müzekkere'sinde erişimin engellenmesine dair karar dan bahsetmiş ve bu kararda geçen web sitelerine sadece 'uygulanmasını' talep ederek, kanımca eksik işlem tesis etmiştir.
Zira; Savcılık Telekominikasyon'dan ilaveten, ilgili web sitelerinin içerik ve yer sağlayıcı kimliklerini de tespit ederek, soruşturma dosyasına bildirmesini istemeli idi. Çünkü müştekinin şikayeti 'internet ortamında' yayılımının yapılmasını sağlayan kişi ve kurumları da kapsar niteliktedir.
Ancak Savcılık Telekominikasyon Daire Başkanlığı'na yazdığı müzekkere'de Kurum'dan bu konuda bilgilendirme istememiştir. Müşteki; içeriği uhdesinde barındıran web sitelerinin içerik ve yer sağlayıcılarına ait kimlik bilgilerini kendi gayretleri ile mi tespit edecektir?
Savcılık halen web sitelerinin tespitine yönelik bilirkişi araştırması yaptırmamış, 'içeriğin engellenmesi' kararında belirttiği web sitelerinin adresleri de, müştekinin suç duyurusu ekinde mevcut yaklaşık 10 adet civarında olan adreslerdir. Doğal olarak hali hazırda uygulanmayan mahkeme kararı zaten uygulansa dahi hiçbir anlamlı sonuç doğurmayacaktır. Soruşturma esnasında; Savcılık'ça re'sen böyle bir araştırma yapılması gerekmez mi? (suç duyurusunda böyle bir talep mevcut olup, sözkonusu içeriği yayınlayan web sitelerinin içerik ve yer sağlayıcılarının da tespiti istenmiş, şikayetçi olunmuştur)
Sn c_selin
Ancak bu kadar kısaltabiliyorum,,, çok konuşuyorum elimde değil))))
Re: 5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
Sayın cognis;
Erişim engelleme kararları derhal yerine getirilir.
Görevi kötüye kullanma suçundan dolayı kurum aleyhine suç duyurusunda bulunulabileceğini düşünüyorum.
Görevi kötüye kullanma
MADDE 257.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Re: 5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
HTML Kodu:
Erişim engelleme kararları derhal yerine getirilir.
Görevi kötüye kullanma suçundan dolayı kurum aleyhine suç duyurusunda bulunulabileceğini düşünüyorum.
Erişim Engelleme Kararını uygulamayan Kurum'un cevabı şu şekilde dosyaya intikal etmiştir.
Cevap;
"Yapılan inceleme sonucunda, bahse konu yurt dışı sitelerin yer sağlayıcısı olarak faaliyet gösteren kişiliklerin, Telekominikasyon Kurumu tarafından hazırlanan "erişim sağlayıcılara ve yer sağlayıcılara faaliyet belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik" hükümleri uyarınca "faaliyet belgesi" sahibi olmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte Telekominikasyon Kurumu tarafından hazırlanan "erişim sağlayıcılara ve yer sağlayıcılara faaliyet belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik"le, faaliyet belgesi almak içn başvuru süresi 24/07/2008 tarihine kadar uzatıldığından halilhazırda idari bir yaptırım uygulaması sözkonusu değildir."
şeklindedir.
Re: 5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
http://faaliyet.tib.gov.tr/yetbel/yonetmelik1.html
Telekominikasyon Kurumu tarafından erişim sağlayıcılara ve yer sağlayıcılara faaliyet belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları belirleyen Yönetmelikte
değişiklik yapan http://www.tib.gov.tr/yonetmelik_detay7.htmlyönetmelik ile 'erişim ve yer sağlayıcılara faaliyet belgesi verilmesi için başvuru süresi 24.07.2008 tarihine kadar uzatılmış...,
a) Telekominikasyon Kurumu Cumhuriyet Savcılığının talebi üzerine Sulh Ceza Mahkemesince verilen 'erişimin engellenmesi' kararını bu iki yönetmeliği dayanak göstererek İDARİ OLARAK UYGULAMAYACAĞINI soruşturma dosyasına yazı ile bildiriyor.
* Telekominikasyon Kurumu; faaliyet belgesi ALMAKSIZIN T.C.K hükümlerini ve kişilerin anayasal haklarını AÇIKÇA ihlal eden birtakım web sitelerine halen erişimin sağlanmasına hangi dayanak ile müsaade edebilir??
T.C. Devletinin idari organları yönetmeliklerini çıkartırken 'suça göz yummak, süre tanımak, mağdurun suçtan daha fazla zarar görmesine sebebiyet vermek' gibi sonuçları gözardı edebilir mi??? Üstelik bu mağduriyetin en azından bundan sonra engellenebilmesini temin için mevcut yargı kararına DİRENEBİLİR Mİ??
Hamiş;
erişimin engellenmesi kararı T.C.K. madde 134, 135, 136. maddelerin ihlali nedeniyle suç duyurusunda bulunulması sırasında talep edilmiştir. Kanımca Telekominikasyon Kurumu da 50 gün önce kuruma intikal eden erişimin engellenmesi kararını uygulamayarak T.C.K. 137. madde kapsamında suça dahil olmuştur. Bu konuda soruşturma kapsamında 'Kurum'dan da ilgili madde ihlalini gerekçe göstererek müşteki olmak gerektiği düşüncesindeyim, bu hukuki olarak mümkün müdür?
Ayrıca; 5651 sayılı Yasa metni gereğince madde 226'ya dayanılarak erişimin engellenmesine karar verilmiştir.
5651 sayılı Kanun NE YAZIK Kİ ANAYASAL VE YAŞAM HAKKI KADAR MÜHİM OLAN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ ile ilgili HERHANGİ BİR DÜZENLEME YAPMAMIŞTIR.
Özel hayatın gizliliği ihlalinin; internet ortamında üstelik çok büyük bir hızda ve tüm verilerin hiçbir zaman tamamen yokedilemeyeceği bir mekanizmada gerçekleşmesi VAHİM BİR DURUMDUR. Bir o kadar vahim olan 'özel hayatı ihlal edilen kişinin,,, özel hayatı ile ilgili bu görüntüleri 'müstehcen' olarak adlandırmak, yargıya 'müstehcen görüntülerime' erişimin engellenmesini istiyorum gibi bir talepte bulunmak zorunda bırakılmasıdır. Yasaların 'mağdur vatandaşları' bu gibi kabullere zorlaması etik midir? Bunda yasa koyucunun suiniyetinden bahsedilemez mi?
* Bu hususa yönelik ilgili savcılık veya mahkemeden; 5651 sayılı yasanın 'anayasa'ya aykırılından bahsederek müracaatı mümkün müdür???
* En azından 10 yıldır kullanımı hayatın içine birebir girmiş olan internet ortamı ile ilgili düzenlemelerin BU KADAR GEÇ VE DİKKATSİZCE/YETERSİZCE yapılması da T.B.M.M. nin görev ihlali değil midir???
Konu cognis tarafından (02-07-2008 Saat 18:59:40 ) de değiştirilmiştir.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evlat edinilen çocukların eski...
04-05-2025, 20:37:53 in Aile Hukuku