Re: 5651 sayılı yasa, tedbir kararının uygulanma usulü
SESLİ DÜŞÜNCELERİM
Her ne kadar; TCK 226.madde'ye atıf yapılarak, 5651 sayılı Yasa hükümleri gereğince öncelikle; sözkonusu görüntülere web sitelerinden erişimin durdurulması ile ilgili tedbirlerin alınması hususunda Cumhuriyet Savcılığı'na müracaat da mevcut ise; burda şöyle bir nüans dikkate alınmıyor,,,
ASLINDA; mağdur 'tedbir' adı altında, Savcılık'tan 'SUÇUN İŞLENMESİNİN DURDURULMASINI' talep etmiştir.
Ancak; 5651 sayılı Yasa mucibince erişimin engellenmesi mümkün olabileceği savı hakim olduğundan,,, dayanak bu yasal mevzuat ise de; kanımca alakası yoktur.
Zira 5651 sayılı yasa ÖZEL HAYATIN DOKUNULMAZLIĞINI ve MAHREMİYETİN ANAYASAL GÜVENCESİNİ dikkate almayan bir yasa'dır.
Bununla ilgili hiçbir düzenleme mevcut değildir. Oysa gerek bilişim mekaniği olan 'internet'e ve içeriklere ulaşma kolaylığı ve çabukluğu ile, içeriklerin bu sistemde yayılım hızı dikkate alınırsa; özel hayatın ve mahremiyetin 'kim vurdu'ya gider biçimde ihlali için ve bu ihlalin global bir biçimde büyük çoğunlukça, her an ve dakika tekrar tekrar gerçekleştirilmesi için başka ne gibi bir zemin olabilir ki???? Ancak ilgili kanunu hatmetmeme rağmen bu 'anayasal güvence' hiçbir maddede dikkate alınmamıştır, üstelik bilişim suç'ları açık ve net olarak sıralanmıştır.
Bu vak'a da; ilgili kanuni tedbirlerin alınmasını talep edebilmek için TCK 226. madde'den bahsetmek gerekmiştir. Oysa bu madde çerçevesinde 5651 sayılı yasayı işler hale getirmek,,, için dahi müşteki/mağdur bir kabul'e yasa gereğince zorlanmaktadır. Bu bile tek başına 'insan hakkı ihlali'dir.
Müstehcenlik; 'müstehcen' hal'i anlatmaktadır. Arapça'da 'hücnet' kelimesinden türetilmiştir, 'hücnet' sözlük anlamı ile; 'soysuzluk,karışıklık,bayağılık,aşağılık,kötü davranış'tır.
765 sayılı kanunun 426 ncı maddesi ilk fıkrası; (1) numaralı bendi;
halkın ar ve haya duygularını incitici veya cinsi arzuları tahrik ve istismar edici nitelikte olmaları şartıyla genel ahlaka aykırı;her nevi kitap,gazete,risale,mecmua,varaka,makale,ilan,resi m,tasvir,plak,afiş,pankart,televizyon ve teyp bantları,her nevi kitap, gazete, risale, mecmua, varaka, makale, ilan,resim,tasvir,plak,afiş,pankart,televizyon ve teyp bantları vs. vs. diye devam ederek 'müstehcenliği' halkın ar ve haya duygularını incitici veya cinsi arzuları tahrik ve istismar edici nitelikte olmaları şartıyla genel ahlaka aykırı durum olarak tespit etmiştir.
Oysa; evlilik birliği içinde realize edilen özel hayat müstehcen addedilemez. Evlilik birliğinde herkesce realize edilen özel hayat hali; mahremiyet'tir. Bunun ihlali de 'mahremiyeti ihlal'dir.
Amma velakin; internet ortamında yayın yapılarak ihlal halini yasalar dikkate almamakta, korumamakta,,, internet ortamındaki yayınları ve internet ortamını düzenleyen 5651 sayılı Yasa'ya göre de bu ihlale ait içerikler 'bilişim suç'u' kapsamına dahil edilmemektedir. Dahili edilebilmesi için bu suça muhatap olmuş tarafın 'müstehcen halime ait görüntüler mevcuttur' şeklinde bir ihbarda bulunması gerekmektedir. Bu tamamen gayrıhukuki, gayriinsani, gayriahlaki bir gerekliliktir,,, zira insanlar evliliklerindeki karıkoca arasında sirayet eden eylemlerini 'müstehcen' olarak sıfatlandırmaya, kanuni olarak zorlanamaz, bu eylemlerinin kişilik hakları ihlal edilerek kaydedilmesi, yayınlanması ağır bir hak tecavüzü iken,,, yasanın 'müstehcenlik'e dair hükümlerine müracaat etmek durumunda bırakılmak yasalarca mağduriyeti arttırmakta,,, yasalarca kişilik hakları ihlal edilmiş kimse bu kere 'müstehcen' olarak yaftalanmaktadır.
..., sıfatlandırmadı diyelim,,, o zaman 'erişimin engellenmesini' hangi yasaya göre hangi usul ile talep edecekler????
Özellikle 'özel hayatın dokunulmazlığı'nı ve 'mahremiyetin korunmasını' anayasal zeminde güvence altına alan, bunu temine de yasalarla mecbur olan bir külliyat'ta.., 5651 sayılı Yasa'nın hitap ettiği mecra da 'sonsuz bilişim' dünyası iken.., atlaması/pas geçmesi/dikkate almaması bence tuhaf!!! ilaveten anayasaya aykırı...
İnsan haklarının,,, insan haklarını ihlal edenleri donatıp, semirttiğini ise samimiyetle düşünüyorum...
Özel hayata dokunmak,,, mahremiyeti ihlal etmek ya açık tecavüz ile olabilir, ya da bu hayata dahil edilmiş, mahremiyeti paylaştığınız kişilerin bu güveni kötüye kullanması, bu imtiyazlarından faydalanması ile mümkün olur.
İkinci ihlal halini,,, ihlal anında bilebilmeniz, hissedebilmeniz mümkün olmayabilir. Doğal olarak böylesi özerk bir suç mekaniğinde; hem mağdurun hem de suçun kendisinin delil üretimi/temini de bir o kadar ütopik beklentidir.
Eee; 'şüphe sanık lehine' karinesi de mevcut iken; vaziyet hepten trajikomik bir hal alıyor...
Cinayet ve darp, bedensel hissiyat yaratır, çabuk anlaşılır, izleri sabittir. Kişinin bedensel bütünlüğü'nün açık ihlalidir. İnsani olarak temel bir hak olduğu gibi, hukukun da öncelikli koruduğu 'yaşam hakkı ve bireyin bedensel bütünlüğü' dür.
Ancak; 'özgürlük ve güvenlik hakkı' aksayan bedensel bütünlükler sakatlanmıştır.
Özel hayatın vak'amızdaki şekli ile ihlali ile, mağduriyet birçok bütünlüğü zedelemiştir. Artık burda; kişinin bedeninin görsel anlamda çevresinde ne kadarını gösterip, ne kadarını göstermiyeceğini takdir hakkı yoktur. Kişinin hangi eylemini gözler önüne serip, hangi eylemini gözler önüne sermiyeceği konusunda iradesinden bahsedilemez. Böylesi bir irade gaspına ilaveten; burda kişi halen devam etmemesi 'yargıya müracaat ettiği halde; kanuni olarak sağlanmamış, hatta şiddeti dahi azaltılmamış' bir tecavüze birkaç yıldır uğramakta, üstelik birkaç aydırda bu tecavüze bilerek katlanmaktadır. Dolayısıyla emniyet güçleri de, kamu hukuku da bu güvenliği teminde zaafiyet göstermekte, hatta halihazırda hem suçla muhatap olan hem de sabır ve tahammül göstermesi telkin edilen mağdur'dan, bir de şüpheliyi tespite yeterli delil temin etmesi, yargılamanın uzun bir süreç olduğunu kabullenmesi, hatta ıspatı da çok zor olduğundan,,, sonuçta 'faili meçhul'le başbaşa kalacağını şimdiden bilmesini de habire dikte etmektedir.
İlaveten; işbu tecavüzün cinsel kimliği de hedef aldığı açıktır. Üstelik eğer itiraz var ise; açıklıyayım,,, akşam ne pişireyim diye düşünenler yemek sitelerine, sondakikayı merak edenler haber sitelerine, burçlarını merak edenler astrolojik içeriklere, sanal sevgili arayanlar arkadaşlık sitelerine,,,, bireysel cinsel tatmine ihtiyaç duyanlar/masturbasyona sanal destek isteyenler ise pornografik içeriklere müracaat ederler. Velhasıl; birilerinin sizin görüntülerinize tahrik olmak niyetiyle gözatabileceği alemin bir parçası iseniz,,, evet her an ve dakika tecavüze uğramaktasınız, isteğiniz ve iradeniz dışı birilerinin cinsel ihtiyacını gidermektesiniz!!!!
Anayasa,,,bilumum evrensel beyannameler,,, kanunlar,,, vs. vs. bunların altına sanki vatandaşlar imza koymuşlar??? Hatta özellikle mağdur vatandaşlar sanki 'insan haklarını' kendi feragatlari ile temin edecekler!!!!
Bence; bu vak'a da,,, iste ıspata yeterli delil yok 'faili meçhul' den bahsedilemez. Zira tek bir şüpheliden ise hiç bahsedilemez. Burda; yasal olarak kabul ettiği hakları teminde acz içine düşmüş, bu acz'den de bir nebze bile 'ar' duymayan kamu kurum ve kuruluşlarından ve bunların idaresi ile sorumlu 'devlet otorite'si de sorumludur.
Kontrolsüz, denetimsiz ve müeyyidesiz özgürlük mekanizmalarının varlığının kamusal faydasından bahsetmek bu özgürlük alanını zamanla faşizan bir kimliğe dönüştürmekten başka bir işe yaramaz.
Artık mahkemeler nezdinde, hatta hukuki net gibi hukuki müracaat sitelerinde demirbaş haline gelmiş yeni bir suç dinamiği mevcuttur. O da gerek görüntü kayıtlarının ifşa edilmesi, teşhir vs. gerekse sanal ortama ait diyolog ve duruşların o an itibariyle kaydı bunun teşhiri gibi mevzular...
Telekominikasyon Daire Başkanlığı her ne kadar farkedemiyor ise de; google'ye *amatör çekim kelimeleri ile bile tarama yaptırsanız ulaşabileceğiniz, üstelik içerikleri incelendiğinde hiçbir şekilde profesyonel olmadığı gibi, kişilik ihlallerinin ilk bakışta açıkça belli olduğu içeriklere ulaşmak o kadar kolay ki...
Yok yer sağlayıcı, yok içerik sağlayıcı sorunsalına hiç gerek olmayacak kadar net olan bir başka gerçek ise; bu web sitelerinin yegane içerikleri, yegane varlık sebepleri 'amatör çekimler'!!!! Ve bunlar 3-5 tane değiller,,, yüzlerce binlerceler! Diyelim 'özel hayat ihlali' kapsamında değiller, diyelim kişiler bu içerikleri sağlıyor,,, o halde pornografik metaryel üretip bunu forum sitelerine pazarlayan kişiler açıkça vergi yasalarını çiğniyorlar, illegal gelir temin ediyorlar zira bunca çekim vatana millete hizmet için mi yapılıyor, diyelim bu kişiler bu kadar çok sitede yayınlanmasından bi haberler o halde bu kişilerin 'telif hakları' ihlal edilmiş oluyor!!! Herhalde bir 'ihlal'den bahsetmek mümkün))) iken; telekominikasyon sırtını koltuğuna dayamış, şikayet bekliyor???
(Şikayet halinde de olan biten belli gerçi)
Hayatın olağan akışı içinde farkedebilmesinin pek de kolay ve doğal olmadığı böylesi bir ihlali öncelikle 'kamusal düzenin' takip ve tespit edip, re'sen harekete geçmesi ŞARTTIR.
vs. vs. vs.
daha da çook düşüncelerim var)))
Ama en dar anlamda mantığım şudur,,, uzun uzadıya cümlelerle şunu atıf yapmaktayım; ilaveten hukuksal süreç içinde dikkate alacağım da kesindir.
Özel hayatın dokunulmazlığının ve kişi mahremiyetinin, dirlik ve düzenini devlet erklerinin teminine mecbur olduğu HER alanda ihlalinden; gerek buna cevaz vermekle, gerekse müdahale de acz göstermekle hem ihlali yapan kişi hem de 'devlet otoritesi' aynı derece de sorumlu olmalıdır.
Zira; dirlik ve düzenini temine mecbur olduğu 'internet' ortamının kullanılması ile unsurları tamamlanan suçlara,,, 'devlet otorite'si kontrolsüzlük ve denetimsiz ve müdahale acz'i gibi bahanelerle 'yataklık' etmemelidir. Suçun işlenmesine kolaylık göstermemelidir. Bilakis hem bu ortamı hem de bu ortamın özerkliğini 'suç' tan korumalıdır.