Üç gündür internette , yarıgıtay kararlarında ve forumlarda aramama rağmen benzer bir olguya rastlayamadığım için sizlerin görüşlerine sunmaya karar verdim. Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürü bir borç bilirim.
Mart 1995 de bir şirket ile bir banka arasındaki 4 milyar TL limitli genel kredi ve cari hesap sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza atmıştım…1999 yılında şirket ödeme güçlüğüne girince , banka şirkete ve kefillere noterden ödeme için tebligat çıkarmış ve icraya vermiş..şirket avukatları diğer kefiller ile bana da haber verdi ve tüm kefiller borca değişik nedenler ile itiraz ettik..daha sonra dava ile ilgilenmedim…şirketin daha sonraki süreçde iflası istendi ve 2-3 yıl sonra iflasına karar verilmiş. Arasıra şirket avukatlarını(bu arada kendi özel yerlerini açmışlardı) aradığımda şirket iflas masasında..muhtemelen sizin için bir sorun çıkmayacak şeklinde ifadeler vermişlerdi…ben de rahatlamıştım…lakin geçen hafta bana mahkeme celbi geldi ve celbde 1999 yılı sonunda bankanın kefilleri ve şirketi haksız itirazın iptali ile takipin devamına karar verilmesi ve icra inkar tazmınatına mahkum edimesi talebiyle mahkemeye müracatının fotokopisi vardı.
Bunun üzerine bulunduğum şehirde olmayan yakın tanıdık bazı avukatlara tlf ile danışdım. ve dosyayı incelemeleri gerekeceğini söylediler. Ekonomik durumumun iyi olmaması ve davayı kazanıp kazanamayacağımın öngörülemeyisi ve avukatlık ücretinin ne kadar olacağını tahmin edememem nedeniyle bir avukat tutup tutmamaya karar veremedim ve dosyayı kendi bildiğim kadarıyla inceledim 3-4 gündür internette benzer konuları araştırmaya başladım lakin yakın benzerlikte bir vakaya rastlayamadım..
Dosyada kredi limitinin değişik zamanlarda artılarak en son 26 milyara çıkarıldığı banka ile şirket arasında mart ve kasım 1995 tarihlerinde iki kredi sözleşmesi olduğu benim ilk ve limiti 4 milyar olan anlaşmada imzam olduğunu ve bu anlaşmanın sonraki anlaşmaya ilave edildiği görülmekte. Davanın bilirkişi raporunda taraflar arasındaki akdi ilişki kısmında
İlk sözleşmeyi kastederek:
‘’bu sözleşmenin alloj kısmında AS(ben)…. ve DC (bir başkası)….imzalarından başka isim yazılmadan atılmış beş imza görülmektedir. Bu imzaların kimlere ait oldukları bilinmemektedir. Fakat bu sözleşme, limiti aşağıda gösterilen kasım 1995 tarihli sözleşmeye, mart 1995 tarihli olarak ilave edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Usulune uygun yapılmamış alloj nedeniyle AS ve DC nin bu sözleşmeden dolayı kefaletlerinin kabulu mümkün görünmemektedir. Bu tespitimi davacı sayın vekilinin dava dilekçesindeki beyanı da teyit etmektedir’’
demekte ancak ileriki maddelerde ve sonuç kısmında AS ve DC nin de kefaleti ve temerrüdü hesaplanmaktadır…
Not: DC davaya açıldığı tarihde itiraz etmiş, AS (ben) böyle bir davadan yeni haberdar oldum (banka mahkemeye verdiğinde evimi değiştirmiştim 1 km uzaklıkta 118 de tlf kayıtlarımın olmasına rağmen nasıl ulaşamamışlarsa) . Dava henüz karar aşamasında gelmedi.
şizden cevabını beklediklerim.
1. bu tebligata kaç gün içersinde cevap vermeliyim ( 5 gün önce alındı), 24 martta mahkemeye çağrılmışım. Cevap vermelimiyim. Mahkemeye gitmem yeterli mi?
2.ben limiti 4 milyar olan ilk anlaşmaya imza atmıştım. Sonraki anlaşmaya benim bu anlaşmadaki imzam olan alloj ve anlaşma ilave edilmiş (iradem dışı ve miktarda haberim olmadan artrılmış)…limitli bir anlaşma, başka ve yeni bir anlaşma yapıldığında cari hesap olsa bile hükmü kalkmıyor mu? İkinci anlaşmada ilk anlaşmada olan bazı isimlerin olmadığı, ilk anlaşmada olmayan yeni isimlerin girdiği görülmekte…bu da ilk anlaşmanın hükmün süresinin dolduğu anlamına gelmez mi? İkinci anlaşmaya ilk anlaşmanın ve allojunun ilave edilmesi benim gibi kefillerin rızası olmadan yapılabilir mi? Yapılmışsa geçerli midir?
Bilirkişinin raporundan sanki ilk anlaşmanın AS ve DC için geçersiz olduğu ikinci anlaşmada ve limiti 26 milyardan sorumlu olduğu anlamı çıkar mı? İlkinden sorumlu kabul edilemiyorsak bu anlaşma ikinci(sonraki) anlaşmaya nasıl ilave edilebilir? Hakaniyete sığar mı?
3.Ne yapmam gerekir, kendimi nasıl savunabilirim. Avukat tutmam şart mı? Şartsa ne kadar bedeli olur? Davayı kazanma ihtimalim var mıdır?
Sorduğunuz sorulara cevap vermeden önce gerçektende yakın avukat tanıdıklarınızın size verdiği cevap gibi dosyanız içeriği detaylı bir biçimde incelenmeden sizin sorularınızın kesin cevapları verilemez
Verilebilecek cevaplar ise genel olmaktan öteye gidemez çünkü her olay kendi özelllikleri içinde değerlendirilir
Ben size ilk olarak son sorunuza cevap vererek başlayayım
Kendimi nasıl savunabilirim avukat tutmam şartmı kazanma ihtimalim varmı diye soruyorsunuz
Sayın zingo 95 yılındaki 4 milyar bile cok önemli bir miktardır. Banka ile bir sözleşme yapmışsınız. Hakkınızda icra takibi yapılmış ve siz avukat tutmalımıyım mı diye soruyorsunuz. Mahkemelerin bile bu uyuşmazlığı çozmek için uzmanlardan yardım istemesine rağmen siz hayatınız için çok önemli bir konuda avukat tutmalımıyım diye soruyorsunuz.
Benim fikrime göre avukat tutmanız mecburi değildir. Kendinizi savunmanızı hakkınızı yasalar önünde almanızı engelleyen bir hüküm yoktur. Hastanın kendi kendini tedavi etmesine, ameliyat etmesine veya doktor olup olmadığı belirsiz kişilerin söylediklerine göre hareket edilmesine nasıl bakıyorsanız Bende öyle bakıyorum. Baş ağrısı için asprin almaya benzer mi bilemem ama bana göre Asıl olan avukat tutmanızdır sayın zingo; buradan size yapılacak yardım ne kadar iyi niyetli olursak olalım sınırlı olacaktır. size göstereceğimiz yolların yanlış olması halinde hesap verebilirlik açısından bizlerin hiç bir sorumluluğu olmaz ne demek istediğimi bilmem anlatabildim mi ?
Diğer sorularınıza gelince sizin ifadenizden somut olayı algılamakta güçlük çekiyorum. Banka ile yaptığınız sözleşmeyi, sözleşmenin hükümlerini, kefalete ilişkin bölümleri , ihtarnemeyi , tebliğ tarihlerini, Takip talebini, itirazınızı, bilirkişi raporunu vesaireyi okuyup incelemem gerekiyor bunlar olmadan sizin ifadelerinizden süzerek vardığım sonuçlara göre cevaplıyorum
Yazınızın başında “tüm kefiller borca değişik nedenler ile itiraz ettik..daha sonra dava ile ilgilenmedim” demişsiniz bu ilgilenmediğiniz dava ne davasıdır yoksa dava derken icra takibindenmi bahsediyorsunuz pek anlaşılmıyor. Yazınızın devamından icra takibine borca itiraz ettiğininizi daha sonra ne olduğunu bilmediğinizi anlıyorum.
Asıl borçlu şirketin iflasının istendiğini, iflasına karar verildiğini öğrendiğinizi şirketin eski avukatların ise size bir şey olmaz dediklerini ifade etmişsiniz
Şirket Avukatları eğer öğle demişlerse yanlış söylemişler
Çünkü asıl borçlu hakkında iflas takibi yapılması veya iflas etmesi iflas konusu borca kefaleti veya garantisi bulunan kişilerin borçlarını ortadan kaldırmaz çünkü iflas ile borç ortadan kalkmamaktadır ki kefillerinin borcu ortadan kalksın muhtemelen asıl borçlu hakkında takip durmuş (iflas kararı ile) diğer borçlular hakkında takip (itirazın iptali vb) devam etmiştir.
Yani banka itirazlarınız üzerine duran takibi devam ettirmek için itirazın iptali davası açmış. Ancak sizin ifadenizden size bir dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini anlıyorum. Muhtemelen banka dava dilekcesinde sizin bankaya bildirdiğiniz, ihtarnamenin tebliğ edildiği keza icra takibinin tebliğ edildiği adrese tebligat çıkarmıştır.
Anladığım kadarı ile siz adres değişikliğinizi ilgili icra dosyasına, alacaklıya bildirmemişsiniz. Burada hatalı olan siz görünüyorsunuz. Gerek imzaladığınız sözleşmede var olduğunu düşündüğüm tebligata ilişkin hükümler gerek icra iflas yasasının ilgili hükümleri gerek tebligat yasası gereği değişen adresinizi bildirmek durumundasınız
Alacaklı taraf bila tebliğ edilen ancak ödeme emrinin tebliğ edildiği veya başkaca resmi makamlara bildirdiğiniz o adrese tebligat yasasının 35 inci maddesine göre tebligat yapmıştır . Bu halde size tebligat yapılmış sayılır bu şekilde taraf teşkili sağlanarak davaya devam olunmuştur.
Geçen hafta size bir mahkeme celbi geldi diyorsunuz ancak size neyin geldiğini tam olarak anlayamadım. Celpte “1999 yılı sonunda bankanın kefilleri ve şirketi haksız itirazın iptali ile takipin devamına karar verilmesi ve icra inkar tazmınatına mahkum edimesi talebiyle mahkemeye müracatının fotokopisi vardı.”
Demenizden olsa olsa herhalde bu bir dava dilekçesidir diye düşünüyor insan dilekçede, tebligat zarfında açıklamalar olması gerekli cevap süreleriniz veya ne yapacağınız ile ilgili olarak
Hukuk usulu muhakemeleri yasasına göre bu davaya cevap vermeniz için asgari süre 10 gündür
MADDE 195 - (Değişik: 2494 - 16.07.1981) Davalı, ilk itirazları ile birlikte esas dava hakkındaki cevabını ve varsa karşı delillerini, dava dilekçesinin kendisine tebliği tarihinden itibaren on gün veya hâkim tarafından bir süre tayin edilmiş ise o süre içinde mahkeme kalemine bildirmek ve bir örneğin de davacıya tebliğ ettirmek zorundadır.
Bu süreyi geçirdikten sonrada cevap verebilirsiniz ama ilk itirazlardan sayılan bazı önemli haklarınızı ileri sürme hakkınızı (diğer taraf kabul etmediği sürece) kaybedersiniz
Dosyayı kendiniz incelemişsiniz ve alıntı yaptığınız raporun bilirkişi raporu olduğunu anlıyorum ancak raporun tamamını okumadan alıntı yaptığınız bölüme ilişkin değerlendirme yapmak çok zor
Kaç tane sözleşme var , bu sözleşmeler ne zaman imzalanmış , genel kredi sözleşmelerine alanj yapılması hali ancak imza atacak şahısların sayısının çok fazla olması nedeni ile mümkün olur ki ilk sözleşme kurulduğu anda atılması gerek
Birden fazla sözleşme olması borçluya birden fazla veya değişik tipte kredilerin açıldığını gösterir
Sizin imzanızın hangi sözleşmelerde olduğu kaçında olmadığı her sözleşmedeki kefalet limitiminizin ne olduğu sözleşmeleri inceleyerek anlaşılabilir.
Bilirkişilerin
“Dosyada kredi limitinin değişik zamanlarda artılarak en son 26 milyara çıkarıldığı banka ile şirket arasında mart ve kasım 1995 tarihlerinde iki kredi sözleşmesi olduğu benim ilk ve limiti 4 milyar olan anlaşmada imzam olduğunu ve bu anlaşmanın sonraki anlaşmaya ilave edildiği görülmekte”
Sonraki anlaşmaya ilave etmek ne demek sonraki anlaşmada imzanız varmı ?
Aslında tam bu sırada şu genel kurallardan bahsetmekte fayda var
“kefaletin geçerli olabilmesi için yazılı olması ve kefil olunan miktarın belirlenmiş olması gerekir”
Kefil borcun kefil olduğu miktar ile sınırlı olarak sorumludur
Kefil kendi temerrüdünden sorumludur yani kefil kefil olduğu tutar ve bu tutarın temerrüdünden sorumludur.
En iyi ihtimalle siz 4 milyar ve 4 milyarın temerrüt tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek sözleşme ile kararlaştırılmış temerrüt faizi banka sigorta ve muamele vergisi, masraf icra ve dava vekalet ücreti, itiraz ettiğiniz ve haksız çıktığınız kısmın %40 ı kadar icra inkar tazminatı ödemek zorundasiniz gibi gözüküyor
“‘’bu sözleşmenin alloj kısmında AS(ben)…. ve DC (bir başkası)….imzalarından başka isim yazılmadan atılmış beş imza görülmektedir. Bu imzaların kimlere ait oldukları bilinmemektedir. Fakat bu sözleşme, limiti aşağıda gösterilen kasım 1995 tarihli sözleşmeye, mart 1995 tarihli olarak ilave edilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Usulune uygun yapılmamış alloj nedeniyle AS ve DC nin bu sözleşmeden dolayı kefaletlerinin kabulu mümkün görünmemektedir. Bu tespitimi davacı sayın vekilinin dava dilekçesindeki beyanı da teyit etmektedir’’
demekte ancak ileriki maddelerde ve sonuç kısmında AS ve DC nin de kefaleti ve temerrüdü hesaplanmaktadır…”
”ben limiti 4 milyar olan ilk anlaşmaya imza atmıştım. Sonraki anlaşmaya benim bu anlaşmadaki imzam olan alloj ve anlaşma ilave edilmiş (iradem dışı ve miktarda haberim olmadan artrılmış)…limitli bir anlaşma, başka ve yeni bir anlaşma yapıldığında cari hesap olsa bile hükmü kalkmıyor mu? İkinci anlaşmada ilk anlaşmada olan bazı isimlerin olmadığı, ilk anlaşmada olmayan yeni isimlerin girdiği görülmekte…bu da ilk anlaşmanın hükmün süresinin dolduğu anlamına gelmez mi? İkinci anlaşmaya ilk anlaşmanın ve allojunun ilave edilmesi benim gibi kefillerin rızası olmadan yapılabilir mi? Yapılmışsa geçerli midir?”
Sizin 4 milyar olan ilk anlaşmaya imza atarken muhtemelen her sayfayada paraf atmış olmalısınız son kısımda imzalarınızın bulunduğu kısımda yer yokluğundan yapılmış alonj sökülüp aslında imzalamadığınız başka bir sözleşmenin altına sizin rızanız olmadan yapıştırılmış olduğunu iddia ediyorsunuz yanılmıyorsam
Eger böyle ise bunun ispatı kolaydır birincisi ikinci sözleşmede her sayfada parafınız yoktur. İkinci ilk sözleşmede parafınız olmasına rağmen alonjunuz yoktur. Ve eğer banka böyle yapmış ise sizin anlatttıklarınzda suç işlemiş olduğu düşünülüyor.
İkinci sözleşmedeki usulsuzluk sizin ilk sözleşmedeki sorumluluğunuzu ortadan kaldırmaz
Kefaletiniz nedeni ile sorumlusunuzdur.
Elbette sizin rızanız olmadan kefil olduğunuz limit arttırılamaz . Tabi boş sözleşmelere imza atmadı iseniz. Kredi sözleşmelerinde bankanın kefalet limitini tek taraflı olarak arttırabileceğine ilişkin hükümler bulunduğunu sanmıyorum ama eğer böyle bir hüküm kanunun emredici hükümlerine aykırı olacağından geçersizdir. Kefil olunan miktarın hiç bir teredüte yol açmayacak tarzda belirli olması gerekir. Muayyen bir miktarın belirlenmediği kefaletler veya belirlendi ise bankanın bu limiti tek taraflı olarak arttırabilecegine ilişkin hükümler geçersizdir
Sayın z.zingo avukat tutmanız elzemdir karşınızda bir banka teşkilatlanmış ve uzmanlaşmış avukatlardan oluşan ve alacağı tahsil etmeye çalışan bir hukuk servisi varken tek başınıza mücadele etmeniz zordur. Haklı olduğunuza inanıyorsanız.
Tutacağınız avukat hem size bizden daha sağlıklı yol gösterecektir hemde anlaşma vesaire gibi başka tür seçeneklerinizi (haksız olsanız bile) ortaya çıkarabilecektir.
Davayı kazanma veya kazanma ihtimali konusunda hiçbir avukat bir yüzde veremez veren varsa hata yapar %99 kazanırız dense bile %1 olasılığın gerçekleşmeyeceğinin garantisi olmaz
Mesajinizi biraz gecikmeli olarak cevaplamam mümkün olabilmistir. Dâvâyi bizzat veya vekil vasitasi ile tâkip etmek tamamen sizin tasaruffunuzdadir. Avukat tutmaniz, temel olarak, mecburi degildir. Ancak; yine de, ben, uyusmazlik konunuzun önemine binâen, avukat tutmanizi önerecegim.
Mahkeme celbinin size tebliginden itibaren bes gün geçmis bulundugundan; bu asamada belki, hemen avukat tutmanizin
mümkün olamayacagini düsünerek, dâvâniz ile ilgili genel bilgi
vermeye çalisayim. Öncelikle; dâvânizin tâbi oldugu yargilama usûlü göz önüne alindiginda, en geç bes güne kadar, dâvâya cevap dilekçesi vermeniz iyi olur. (Dâvânin tebliginden itibaren on gün içinde dâvâya cevap (itiraz)dilekçenizi dosyaya sunmaniz gerekmektedir.
Dâvânizin esasina gelince;
Öncelikle; siz, adi kefil degil, müteselsil (müsterek)kefil oldugunuzdan, alacaklinin, borçlu sirkete müracaat etmeden, söz konusu borçlari, dogrudan, sizden tâlep edebilecektir. Bu nedenle; borçlu sirketin ifl3asina karar verilmis olmasi da, sizin açinizdan pek bir degisiklik yaratmaz. Sonuç itibari ile, siz ortak (müteselsil)kefil sifati ile borçtab sorumlu bulunmaktasiniz.
Bu noktada, anlattiginiz olaylrda bazi eksiklikler vardir. Diger borçlular hakkinda ilâmsiz tâkip yapildigini ve bu icrâ tâkiplerine vaki itirazlarin oldugundan söz etmektesiniz. Ancak, sizin aleyhinize, söz konusu borç nedeni ile ilâmsiz tâkip yapilip yapilmadigi ve/veya bu icrâ tâkibine itiraz edip etmediginiz hakkinda bilgi vermemissiniz. Daha önce hakkinizda yapilan icrâ tâkibine itiraz ettiyseniz; bu dosyada ne gibi ititazlarda bulunmus oldugunuz da, çok önemlidir. Zira;hakkinizda açilan itirazin iptâli dâvâsina karsi vereceginiz cevap lâyihasinda da bu çerçevede cevap vermeniz uygun olacaktir.
Kefilin sorumlulugu konusuna gelince;
Bu noktada, kefâlet smzlesmenizin içeriginin de bilinmesinde fayda bulunmaktadir. Ancak; temel prenzip olarak, siz, 4 milyarlik bir kefâlet akdine imza attiysaniz, asan meblaglardan sorumlu olmamaniz gerektigini düsünmekteyim.
Bu baglamda; sizin bu dâvâda, ESAS uyusmazlik noktasinin, 4 milyar haricinde kalan miktarlardan sorumlu tutulup tutulmayacaginiz, hususunun oldugunu düsünüyorum. Büyük bir ihtimâlle; dâvâ sonucunda, ortak kefil sifati ile, 4 milyar ve fer'ilerini ödemekle
mükellef tutulacaginizdir. Bu parayi ödemediyseniz ve sizden bu dâvâda bu miktar isteniyorsa, bu kisim hakkinda dâvâyi kazanmanizin mümkün olmadigi görüsündeyim. (Dâvânin,- en azindan- KiSMi OLARAK KABUL EDiLECEGiNi, tahmin etmek zor degildir.
Asil önemli husus, iRADENiZ DiSiNDA, KEFÂLET MiKTARiNiN ARTTiRiLARAK, ESAS SÖZLESMEYE DÂHiL EDiLMESiNiN, USÛL VE YASAYA UYGUN OLUP OLMADiGiNiN, saptanmasidir. Kefâlet sözlesmenizde, (ileriye dönük, kefâlet miktari arttirimi ile ilgili) bu yönde madde olup olmadigini bilemiyoruz.
Ancak; bilirkisi raporundan yaptiginiz alinti dahi açikça göstermektedir ki; (sözlesmeye eklenen alonj kismindaki imzalarin aidiyetinin de saptanamadigindan bahisle), "usûlüne uygun yapilmamis alonj nedeni ile AS'nin ve DC' nin KEFÂLETLERiNiN KABULÜ MÜMKÜN GÖRÜNMEMEKTEDiR" seklinde görüs bildirilmis olmasi, ayrica, dâvâcinin da bu yönde yazili beyânda bulunmasi, yukaridaki görüsümü teyid etmektedir.
Raporun devaminda ise, borçlarinizin ve temerrüt miktarinin hesaplandigini belirterek, burada bir çeliski oldugunu düsündügünüzü görmekteyim.
Daha saglikli cevap verilebilmesi için; dâvâda sizden ne kadar tâlep edildigi; bilirkisi raporunun içerigi ve özellikle, bilirkisinin, raporunda, istenen miktarlardan ne kadarlik kismindan sizi sorumlu tuttugu, kefâlet sözlesmenizin içerigi, gibi hususlarin da bilinmesi gerekmektedir.
Bilirkisinin görüsünü de dikkate alarak, dâvânin kismen kabul edilecegini düsünmekteyim. Kefâlet sözlesmenizin ve bilirkisi raporunuzun içerigini tam olarak bilmemekle beraber, 4 milyar olan kefâletin disinda kalan miktarlardan sorumlu tutulmamaniz gerektigi görüsündeyim.
Alonjun, sizin iradeniz disinda esas zöelesmeye ilâve edilemeyecegini düsünüyorum. Savunmanizi da, bu yönde yapmaniz gerektigi görüsündeyim. Kefâlet miktari olan 4 milyari kabul ettiginizi, -ki,zaten kabul etmeseniz bile, bu kisimdan sorumlu olacaksiniz- asan kisimlari yukaridaki nedenlerle kabul etmediginizi belirtmelisiniz. (Dâvânin, asan kisim yönünden REDDiNi isteyeceksiniz)
Ayrica; dâvâya iliskin celbi yeni aldiginizi ve durusmanin 24 Mart'ta oldugunu ve dâvâya cevap dileçesi sunmanin gerekip gerekmedigini ögrenmek istediginizi,söylüyorsunuz.
Oysa; bilirkisi raporu dahi dosyaya sunulmus ve dâvâda karar asamasina gelinmistir. Buradaki çeliskiyi açikçasi tam çözmedim.!
Yukarida sözünü etigim hususlari açikliga kavusturursaniz, daha net cevap verebilirim. Ancak; avukat tutmaniz sart degildir. Dâvâyi ancak kismi olarak kazanabileceginizi düsünüyorum. Tabi, öncelikle,- hiç degilse-raporun tam metnini görmem gerekir.
cevap yazan ve yazmayan tüm forumdaşlara teşekkür ederim...bu kadar ayrıntılı cevaplar geleceğini düşünmemeiştim..mahçup oldum...
sizleri sıkmamak ve konuyu çok dağıtmamak için bazı kısımları kendimce önemsiz gördüğümden dolayı, bazılarını ben de bilmediğim için(bugün bir kısmını öğrenebildim) muallakta kalan bir çok husus olmuş.
Belki inanmıyacaksınız ama, bu kadar borca kefil oluyorsan bunları nasıl bilmezsiniz diye düşüneceksiniz...ama ben daha mütesilsi kefilin ne demek olduğunu yeni(4-5 gün önce) yeni öğrendim...
borca kefil olduğum şirket sahipleri çok dürüst ve güvendiğim insanlardı (gene de öyle, ama şartlar ve imkanlar değişince onların da yapacakalrı bir şey kalmıyor)...onlara manevi ve maddi borcum olduğu için şirket kurulurken kurucu ortak ve yönetim kurulunda bulundum (tekif ettiler red edemedim...bunu bir müridin şeyhe itiraz edememesi gibi düşünebilirsiniz)..ama kendim devlet memuru olduğum için ve ticarete le de ilgilenmediğimden ticari faaliyetlerin nasıl işlediğini risklerini bilmiyordum...(şimdi de bildiğim pek söyelenemez)..o yıllar çok da yoğun çalışıyordum şirket kuruluşları, banka işlemleri ile ilgili ne evrak geliyorsa ehemen hemen hiç okumadan, şirket sahiplerinin imzası oldu mu ben de atıyordum...attığım imzaların önemini hesaplayamamışım..zaten red edecek durumum da yoktu...sonra şirket ticari faaliyet başladıkyan bir yıl sonra gerek şirketin toplantılarına katıcak vaktimin olmaması ve gerekse kendimi tam ortak hissetmem (sembolik/ 7. kişiyi doldurması ve hatır ortaklığı şekilinde olması nedeniyle), yönetimden affımı diledim...ve ayrıllım...
ilk anlaşmadaki kefalatim o ilk aylarda olsa gerek...daha sonra şirket ile uzaktan(küçük bir hissesi olan birisi olan ortak gibi) ilgilendim...
borcunu harcını hiç bir şeyi ile ilgilenmedim..zaten şirketin kötüye gitmesi hele hele iflas etmesi aklımın ucundan geçmiyordu..ve ben yönetimden ayrılınca sorumluluklarımın da biteceğini düşünmüştüm...ilgili banka/bankalara herhengi bir ihtar çekmeyi düşünmeyi düşünmek bile o zamanlar aklıma gelimiyordu...ben yönetimdekilerin bunları halledeceğini hesaplamıştım (bu artada kafanızı gereksiz şişirmiyordurum herhalde)
benimde dün yazdıklarım hakkında boşukların olması nedeniyle, dosyada tam bulunmayan (ikinci kredi sözleşmesinin ayrıntısı, kefalet miktarı, limit artrımları ve imzalar), bugün icra dosyasına bakayım dedim...ve fotokopisini çekerek imzamın olduğu ilgili bölümleri ve sözleşmeyi aldım.
mart 1995 tarihli limiti 4 milyar olan kredi sözleşmesinin kasım 1995 tarihli limiti 2 milyar900 milyon olan anlaşmaya ilave edildiğini ayrıca iki kez de limit artırımı yapılarak toplam limitin 26 milyara çıktığını ve ikinci sözleşmde (kasım-2.900 milyar) her limit artrımında imzalarımın olduğunu gördüm...lakin imzaların çok iyi taklit edildiğini ancak benim olmayacağına karar verdim (o kadar iyi taklit edilmiş ki ben bile hala bana ait olabilir şüphesindeyim) aradan 10 yıl geçince insanın mevcut imzası ufak tefek değikliklere uğruyor..ama yakından defalarca inceledim ilk anlaşmadaki imazam ile o traihlerde başka amaçlar için atmış olduğum imzalarımla akrşılaştırdım..benim olmadığıma karar verdim, ama gene de küçük de olsa bir şüphe var içim de...aradan 9 yıl geçmiş ve ymnetimden ayrıldıktan sonra da nedeni ve nereye attığımı bilmeden bazı imzalar atmış olabilirim...ama dönüşlerde kesin hatlarının olması, başlanıç ve bitişlerinin titrek olması benimkine benzemiyor ama yine de tam emin olamıyorum.
eğer imzalar benimse davadan kurtuluşum pek yok gibi duruyor
eh artık avukat tutmak farz olduğuna karar verdim..sonraki artırımlarda ve ikinci sözleşmede imzam(???!!?) olmasa daha kolay olabildirdi...
ilgilenen arkadaşların sorularına cevap vereyim...
icraya zamanında ve süresi içinde itiraz ettim...
tam hatırlamıyorum ama, icraya itiraz dilekçesinde yeni adresimi bildirdiğimi sanıyorum(yarın bakacağım)
bu gelişmeler ışığında yarın vermeyi düşündüğüm itiraz dilekçesini hangi konular üzerinde yoğunlaştırmalıyım?...
''Sizin 4 milyar olan ilk anlaşmaya imza atarken muhtemelen her sayfayada paraf atmış olmalısınız son kısımda imzalarınızın bulunduğu kısımda yer yokluğundan yapılmış alonj sökülüp aslında imzalamadığınız başka bir sözleşmenin altına sizin rızanız olmadan yapıştırılmış olduğunu iddia ediyorsunuz yanılmıyorsam
Eger böyle ise bunun ispatı kolaydır birincisi ikinci sözleşmede her sayfada parafınız yoktur. İkinci ilk sözleşmede parafınız olmasına rağmen alonjunuz yoktur. Ve eğer banka böyle yapmış ise sizin anlatttıklarınzda suç işlemiş olduğu düşünülüyor.''
sn. ırmak durum sizin düşündüğünüz gibi olduğunu sanıyorum...ne asıl dosyada ne de icra dosyasında ikinci sözleşmenin sayfaları yok...sadece ilk sayfası ve limit artırımlarını koymuşlar....diğer sayflar yok...
Siz gerçekten de, haddinden fazla iyi niyetli davranmissiniz. Anlattiklariniz ve özellikle de, çevrenize bu kadar çok itimat etmis olmaniz karsisinda, açikçasi hayretler içinde kalmis bulunmaktayim.
Anladigim kadari ile, düzenlenmis BiR degil, bir kaç tane sözlesme mevcut olup; bunlarda bulunan imzalarin size aidiyeti konusunda yüzde yüz emin degilsiniz. Bu nokta ise, bilirkisi raporundan yaptiginiz alinti ile de ÖRTÜSMEKTEDiR. Öncelikle, konunun bu yönü üzerinde yogunlasmaniz gerektigini ve bu hususu leyhinize kullanmaniz gerektigini düsünüyorum. Keske imzalar konusunda kesinlikle emin olabilseydiniz, size bu konuda itirazda bulunup bilirkisi incelemesi istemenizi önermis olurdum. Ama simdi bu konuda fikir yürütemiyorum.
Bence su asamada sizin için en önemli husus, bilirkisi raporunu tekrar iyice incelemeniz ve orada sizin leyhinize olan noktalari yakalamanizdir.(misal :yukarida sözünü etigim rapor alintisi sizin leyhinize gözüküyor)
Dâvâda büyük bir ihtimâlle bilirkisi raporu dogrutusunda hüküm tesis edileceginden, bu husus çok büyük önem arz etmektedir.
Arti: icrâ dosyasina itirazda bulundugunuzda ne gibi itiraz sebepleri ileri sürdünüz ise, dâvâ dosyasina vereceginiz cevap dilekçenizde bu konuda tenakuza düsmemenizi öneririm.
Kisaca; kanaatimce, siz, cevap dilekçenizi bir gün daha geciktirin ve iyi bir tetkikten sonra en uygun savunmayi tespit edip ona göre cevap ibrâz edin, dâvâ dosyasina.
Özetle; imzalarin size ait olup olmadigi konusunda su an kafa yormayi birakip, öncelikle raporda bu konuda leyhinize olan hususlari tespit edin. (rapordan yaptiginiz alinti bu konuda sizi teyid etmektedir,-ki bu durumda sadece 4 milra ve fer'ileri bu isten siyrilmaniz mümkündür) ileri sürdügünüz iddialar öyle olsun ki, crâya itiraz dilekçeniz içerigi ile de örtüssün. Sizin için en önemlisinin, BiLiRKiSi RAPORU oldugunu unutmayin. Dâvânin seyrini, kesinlikle, bilirkisi görüsü tâyin edecektir.
Dâvâda, 4 milyarlik alacak miktari yönünden sorumlu olacaginizi tahmin etmek zor degildir(müteselsil kefâlet akdi çerçevesinde). Siz, icrâya itiraz etmis oldugunuzdan, bu isten en ufak miktarlarla siyirlmaya bakmaya çalismaktan ve hiç degilse asan kisimlari ödemeden kurtulmaya gayret etmekten baska çareniz yoktur. Unutmayin ki, extradan, haksiz çiktiginiz tutar üzerinden % 40 icrâ inkâr tazminatina da mahkûm edilmeniz söz konusu olacaktir. (Bu arada,sizin de, RED edilen tutar üzerinden % 40 icrâ inkâr ödencesi tâlep etmek hakkiniz vardir.)
Bu nedenle; cevap dilekçenizi vermeden önce;
Raporu ve bu rapordaki leyhteki hususlari tespit edin. Özellikle imzalarin aidiyeti konusunda bilirkisi görüsü üzerinde durun. Dâvâda ne kadar tâlep edilmistir? Bilirkisinin tespit ettigi borç miktari nedir? Bunlari karsilastirin. icrâya verdiginiz itiraz dilekçenizde ileri sürdügünüz olgularla çelkiskiye düsmemek kaydi ile, savunma dilekçenizi bu dogrultuda, hazirlayarak dosyaya sunun. Bu dilekçenizde tazminat istemeyi de unutmayin. (Kisaca; örnegin,raporda imzalarin size ait olmadigi gibi bir olgu var ise, siz de bu hususu rahatlikla kabul ve teyid edebilirsiniz. Etmelisinizdir de..)
Yargitay'da durusmam oldugundan, Ankara seyahat hazirligi ve dosyalar üzerinde yogun çalisma içinde olmam nedeni ile, size, pesinen, ileride cereyân edecekleri tahmin etmeye çalisarak, ileriye dönük cevap yazmaya çalistim. )
Not: icrâ dosyasinda eksik olan sözlesmeler belki dâvâ dosyasinda da yoktur. Bu nedenle siz, bunu da leyhinize kullanabilirsiniz. Aksini, yani ö sözlesmelerin varligini ispat yükü, alacakliya düser.
icraya itirz ettiğimde dosyayı görmemiştiim...şirketin avukatı o zaman yardımcı olmuşdu..yani imza yönünden itiraz etmedim...klasik olarak borcumuz yoktur...borcun miktarında ve temerrüdlerine itiraz gibiydi sanırım..bu kredilerden haberimiz yoktur gibi ifadelerdi sanırım...
Özetle; imzalarin size ait olup olmadigi konusunda su an kafa yormayi birakip, öncelikle raporda bu konuda leyhinize olan hususlari tespit edin. (rapordan yaptiginiz alinti bu konuda sizi teyid etmektedir,-ki bu durumda sadece 4 milra ve fer'ileri bu isten siyrilmaniz mümkündür) ileri sürdügünüz iddialar öyle olsun ki, crâya itiraz dilekçeniz içerigi ile de örtüssün. Sizin için en önemlisinin, BiLiRKiSi RAPORU oldugunu unutmayin. Dâvânin seyrini, kesinlikle, bilirkisi görüsü tâyin edecektir.
ikinci sözleşmediki ve limit artrımlarındaki imazalar bana aitse tümünden sorumlu olmayacakmıyım....sonraki imzalar ilk sözleşmedekileri de kabul ettiğim anlamına gelmeyecek mi?
imzaya itiraz etsem , çünkü benim konumumdaki biri(bilirkişi raporundaki DC, imzaya itiraz etmiş ve bilirkişi onu haklı bulmuş) ben de muhtemelen kazanaırım ama...kazanamasam bunun vebali ne olur? ondan korkmaktayım...para ve hapis cezası var mı? imzayı inkar etmem ve kaybetmem, bilirkişi raporundaki lehime olabilecek ifadeleri de geçer
siz hale getiri mi?
sn. ırmak durum sizin düşündüğünüz gibi olduğunu sanıyorum...ne asıl dosyada ne de icra dosyasında ikinci sözleşmenin sayfaları yok...sadece ilk sayfası ve limit artırımlarını koymuşlar....diğer sayflar yok...
bunları bankanın koyması kesin şart m dır?
bu durum bana bir avantaj sağlar mı?...
Ekleyen: z.zingo - 14/03/2005 : 21:42:32
sayın zingo
Bankalar genellikle icra takiplerini açarken ki özellikle kurumsal krediler için söylüyorum genel kredi sözleşmelerinin tamamını fotokopisini çekmezler hem sayfa sayıları fazladır hem sözleşmeler birden fazla olunca onları çoğaltması vs çok iş yükü gerektirir bu nedenle önemli sayfaların fotokopisini ilk ve son sayfaların fotokopisini çeker gerek dosyaya gerek ödeme emirlerine onları eklerler ancak tebligat zarflarına ise muhteviyat kısmına tam olarak yazarlar . İcra dairesi talep ederse kasaya evrakların asıllarını verirler ancak bankalar ile çalışan icra dairelerinin yeteri kadar kasası olmadığı için bu evrak asıllarını almazlar
takibe bir itirazınız yok ise Banka açısından problem olmaz. İtiraz olursa mahkemede delil toplanma aşamasında evrakların asıllarını ibraz etmek zorundalar zaten başka türlü bilirkişi incelemesi olmaz
eğer takip talebinde takibin müsteniti olarak belirtilmiş ise icra dosyasına tamamını koymak zorundalar ama bu husus için tetkik merciinde şikayet yolunu kullanmalıydınız ancak bunun süresi kaçmış durumda şu an için bir avantaj olmaz.
Bir an için böyle bir hakkınız olduğunu düşünsek bile banka eksikliği tamamlar ve takibe devam ederdi sonuçta problemizi yargılama safhasında çozmek durumunda kalacaktınız ki şimdiki davada buna olanak tanıyor
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Clicking Here TLO lookup
02-05-2025, 13:42:01 in Askerlik Hukuku