Kefilin sorumluluğunun sınırı yok mu?
Üç gündür internette , yarıgıtay kararlarında ve forumlarda aramama rağmen benzer bir olguya rastlayamadığım için sizlerin görüşlerine sunmaya karar verdim. Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürü bir borç bilirim.
Mart 1995 de bir şirket ile bir banka arasındaki 4 milyar TL limitli genel kredi ve cari hesap sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza atmıştım…1999 yılında şirket ödeme güçlüğüne girince , banka şirkete ve kefillere noterden ödeme için tebligat çıkarmış ve icraya vermiş..şirket avukatları diğer kefiller ile bana da haber verdi ve tüm kefiller borca değişik nedenler ile itiraz ettik..daha sonra dava ile ilgilenmedim…şirketin daha sonraki süreçde iflası istendi ve 2-3 yıl sonra iflasına karar verilmiş. Arasıra şirket avukatlarını(bu arada kendi özel yerlerini açmışlardı) aradığımda şirket iflas masasında..muhtemelen sizin için bir sorun çıkmayacak şeklinde ifadeler vermişlerdi…ben de rahatlamıştım…lakin geçen hafta bana mahkeme celbi geldi ve celbde 1999 yılı sonunda bankanın kefilleri ve şirketi haksız itirazın iptali ile takipin devamına karar verilmesi ve icra inkar tazmınatına mahkum edimesi talebiyle mahkemeye müracatının fotokopisi vardı.
Bunun üzerine bulunduğum şehirde olmayan yakın tanıdık bazı avukatlara tlf ile danışdım. ve dosyayı incelemeleri gerekeceğini söylediler. Ekonomik durumumun iyi olmaması ve davayı kazanıp kazanamayacağımın öngörülemeyisi ve avukatlık ücretinin ne kadar olacağını tahmin edememem nedeniyle bir avukat tutup tutmamaya karar veremedim ve dosyayı kendi bildiğim kadarıyla inceledim 3-4 gündür internette benzer konuları araştırmaya başladım lakin yakın benzerlikte bir vakaya rastlayamadım..
Dosyada kredi limitinin değişik zamanlarda artılarak en son 26 milyara çıkarıldığı banka ile şirket arasında mart ve kasım 1995 tarihlerinde iki kredi sözleşmesi olduğu benim ilk ve limiti 4 milyar olan anlaşmada imzam olduğunu ve bu anlaşmanın sonraki anlaşmaya ilave edildiği görülmekte. Davanın bilirkişi raporunda taraflar arasındaki akdi ilişki kısmında
İlk sözleşmeyi kastederek:
‘’bu sözleşmenin alloj kısmında AS(ben)…. ve DC (bir başkası)….imzalarından başka isim yazılmadan atılmış beş imza görülmektedir. Bu imzaların kimlere ait oldukları bilinmemektedir. Fakat bu sözleşme, limiti aşağıda gösterilen kasım 1995 tarihli sözleşmeye, mart 1995 tarihli olarak ilave edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Usulune uygun yapılmamış alloj nedeniyle AS ve DC nin bu sözleşmeden dolayı kefaletlerinin kabulu mümkün görünmemektedir. Bu tespitimi davacı sayın vekilinin dava dilekçesindeki beyanı da teyit etmektedir’’
demekte ancak ileriki maddelerde ve sonuç kısmında AS ve DC nin de kefaleti ve temerrüdü hesaplanmaktadır…
Not: DC davaya açıldığı tarihde itiraz etmiş, AS (ben) böyle bir davadan yeni haberdar oldum (banka mahkemeye verdiğinde evimi değiştirmiştim 1 km uzaklıkta 118 de tlf kayıtlarımın olmasına rağmen nasıl ulaşamamışlarsa) . Dava henüz karar aşamasında gelmedi.
şizden cevabını beklediklerim.
1. bu tebligata kaç gün içersinde cevap vermeliyim ( 5 gün önce alındı), 24 martta mahkemeye çağrılmışım. Cevap vermelimiyim. Mahkemeye gitmem yeterli mi?
2.ben limiti 4 milyar olan ilk anlaşmaya imza atmıştım. Sonraki anlaşmaya benim bu anlaşmadaki imzam olan alloj ve anlaşma ilave edilmiş (iradem dışı ve miktarda haberim olmadan artrılmış)…limitli bir anlaşma, başka ve yeni bir anlaşma yapıldığında cari hesap olsa bile hükmü kalkmıyor mu? İkinci anlaşmada ilk anlaşmada olan bazı isimlerin olmadığı, ilk anlaşmada olmayan yeni isimlerin girdiği görülmekte…bu da ilk anlaşmanın hükmün süresinin dolduğu anlamına gelmez mi? İkinci anlaşmaya ilk anlaşmanın ve allojunun ilave edilmesi benim gibi kefillerin rızası olmadan yapılabilir mi? Yapılmışsa geçerli midir?
Bilirkişinin raporundan sanki ilk anlaşmanın AS ve DC için geçersiz olduğu ikinci anlaşmada ve limiti 26 milyardan sorumlu olduğu anlamı çıkar mı? İlkinden sorumlu kabul edilemiyorsak bu anlaşma ikinci(sonraki) anlaşmaya nasıl ilave edilebilir? Hakaniyete sığar mı?
3.Ne yapmam gerekir, kendimi nasıl savunabilirim. Avukat tutmam şart mı? Şartsa ne kadar bedeli olur? Davayı kazanma ihtimalim var mıdır?
Saygılarımla,
Mart 1995 de bir şirket ile bir banka arasındaki 4 milyar TL limitli genel kredi ve cari hesap sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza atmıştım…1999 yılında şirket ödeme güçlüğüne girince , banka şirkete ve kefillere noterden ödeme için tebligat çıkarmış ve icraya vermiş..şirket avukatları diğer kefiller ile bana da haber verdi ve tüm kefiller borca değişik nedenler ile itiraz ettik..daha sonra dava ile ilgilenmedim…şirketin daha sonraki süreçde iflası istendi ve 2-3 yıl sonra iflasına karar verilmiş. Arasıra şirket avukatlarını(bu arada kendi özel yerlerini açmışlardı) aradığımda şirket iflas masasında..muhtemelen sizin için bir sorun çıkmayacak şeklinde ifadeler vermişlerdi…ben de rahatlamıştım…lakin geçen hafta bana mahkeme celbi geldi ve celbde 1999 yılı sonunda bankanın kefilleri ve şirketi haksız itirazın iptali ile takipin devamına karar verilmesi ve icra inkar tazmınatına mahkum edimesi talebiyle mahkemeye müracatının fotokopisi vardı.
Bunun üzerine bulunduğum şehirde olmayan yakın tanıdık bazı avukatlara tlf ile danışdım. ve dosyayı incelemeleri gerekeceğini söylediler. Ekonomik durumumun iyi olmaması ve davayı kazanıp kazanamayacağımın öngörülemeyisi ve avukatlık ücretinin ne kadar olacağını tahmin edememem nedeniyle bir avukat tutup tutmamaya karar veremedim ve dosyayı kendi bildiğim kadarıyla inceledim 3-4 gündür internette benzer konuları araştırmaya başladım lakin yakın benzerlikte bir vakaya rastlayamadım..
Dosyada kredi limitinin değişik zamanlarda artılarak en son 26 milyara çıkarıldığı banka ile şirket arasında mart ve kasım 1995 tarihlerinde iki kredi sözleşmesi olduğu benim ilk ve limiti 4 milyar olan anlaşmada imzam olduğunu ve bu anlaşmanın sonraki anlaşmaya ilave edildiği görülmekte. Davanın bilirkişi raporunda taraflar arasındaki akdi ilişki kısmında
İlk sözleşmeyi kastederek:
‘’bu sözleşmenin alloj kısmında AS(ben)…. ve DC (bir başkası)….imzalarından başka isim yazılmadan atılmış beş imza görülmektedir. Bu imzaların kimlere ait oldukları bilinmemektedir. Fakat bu sözleşme, limiti aşağıda gösterilen kasım 1995 tarihli sözleşmeye, mart 1995 tarihli olarak ilave edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Usulune uygun yapılmamış alloj nedeniyle AS ve DC nin bu sözleşmeden dolayı kefaletlerinin kabulu mümkün görünmemektedir. Bu tespitimi davacı sayın vekilinin dava dilekçesindeki beyanı da teyit etmektedir’’
demekte ancak ileriki maddelerde ve sonuç kısmında AS ve DC nin de kefaleti ve temerrüdü hesaplanmaktadır…
Not: DC davaya açıldığı tarihde itiraz etmiş, AS (ben) böyle bir davadan yeni haberdar oldum (banka mahkemeye verdiğinde evimi değiştirmiştim 1 km uzaklıkta 118 de tlf kayıtlarımın olmasına rağmen nasıl ulaşamamışlarsa) . Dava henüz karar aşamasında gelmedi.
şizden cevabını beklediklerim.
1. bu tebligata kaç gün içersinde cevap vermeliyim ( 5 gün önce alındı), 24 martta mahkemeye çağrılmışım. Cevap vermelimiyim. Mahkemeye gitmem yeterli mi?
2.ben limiti 4 milyar olan ilk anlaşmaya imza atmıştım. Sonraki anlaşmaya benim bu anlaşmadaki imzam olan alloj ve anlaşma ilave edilmiş (iradem dışı ve miktarda haberim olmadan artrılmış)…limitli bir anlaşma, başka ve yeni bir anlaşma yapıldığında cari hesap olsa bile hükmü kalkmıyor mu? İkinci anlaşmada ilk anlaşmada olan bazı isimlerin olmadığı, ilk anlaşmada olmayan yeni isimlerin girdiği görülmekte…bu da ilk anlaşmanın hükmün süresinin dolduğu anlamına gelmez mi? İkinci anlaşmaya ilk anlaşmanın ve allojunun ilave edilmesi benim gibi kefillerin rızası olmadan yapılabilir mi? Yapılmışsa geçerli midir?
Bilirkişinin raporundan sanki ilk anlaşmanın AS ve DC için geçersiz olduğu ikinci anlaşmada ve limiti 26 milyardan sorumlu olduğu anlamı çıkar mı? İlkinden sorumlu kabul edilemiyorsak bu anlaşma ikinci(sonraki) anlaşmaya nasıl ilave edilebilir? Hakaniyete sığar mı?
3.Ne yapmam gerekir, kendimi nasıl savunabilirim. Avukat tutmam şart mı? Şartsa ne kadar bedeli olur? Davayı kazanma ihtimalim var mıdır?
Saygılarımla,