Cumhuriyet başsavcısının saygısızlık ve hakaret hakkı var mı?

[ronaldo1]

bu (insan)ların makamlarına güvenerek mağdur insanlara hakaret hakları varmı?
illa bu ülkede hakkımızı kendimizmi aramalıyız?

[commodore1tr]

Yok. Değil Cumhuriyet Başsavcısının Cumhurbaşkanının bile böyle bir yetkisi yok.
Bu ülkede sadece gizli bir kanunla şimdiki başbakanıa verilmiş bir haktır o canı sıkıldıkça kullanır. Onun dışında kimse kullanamaz.

[Av.Emrah Yavuzcan]

Kanun önünde herkes eşittir.

[nguroy]

Teorik oalark yasalar önünde herkes eşitse de . anayasamızın en temel ilkelrinden biri eşitlik olsa da . malesef bu asla doğru değildir. Hukuk daima güçlünün yanındadır. (bazı istisnalar kaideyi bozmaz)

[Av.Emrah Yavuzcan]

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi (1948)

Madde 7. Hukuk önünde eşitlik
Herkes hukuk önünde eşittir ve hiç bir ayrımcılığa tabi tutulmadan hukukun korumasından eşit olarak yararlanır. Herkes bu Bildirinin ihlaline yönelik bir ayrımcılığa ve böyle bir ayrımcılık kışkırtmasına karşı hukukun korunmasından eşit olarak yararlanır.


ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1999/16
Karar Sayısı : 1999/24
Karar Günü : 7.6.1999

Anayasa’nın 10. maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik, birbirinin aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını ve ayrıcalıklı kişi ve toplumların yaratılmasını engellemektedir. Aynı durumda olanlar için ayrı düzenleme, kanun önünde eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasanın öngördüğü eşitlik çiğnenmiş olmaz. Eşitlik konusunda Anayasa’nın 10. maddesi ile mutlak olarak yasakladığı, yurttaşların yasa karşısında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep farklılıkları nedeniyle değişik işlem görmeleridir. Bunların dışında kanun önünde eşitlik, ancak niteliklerde benzerlik ve yasaların getirdiği kurallara uyarlık oranında söz konusu olabilir. Anayasa’nın 10. maddesi, haklı hiçbir neden yok iken aynı durumda bulunanlar için konulmuş iki ayrı yasal hükmünün değişik hak, ödev, yetki, sorumluluk ve yükümlülük getirmesine özellikle bizzat Anayasa koyucu tarafından tanınmış hak ve güvencelerden aynı durumdaki kişilerden bir bölümünün yoksun bırakılmasına elverişli bir içerik taşımadığı, tersine bu tür anlayış ve uygulamaları kesinlikle önlemek istediği açıktır. Kanun hükmü, TCK’nun 10. babında beyan olunan aynı nevinden suç işleyen mükerrir sanıklar ile mükerrir olmayan sanıklar arasında bir ayrım yapmıştır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 7. maddesinde bile kanun önünde herkes eşittir ve farksız olarak kanunun eşit korunmasından istifade hakkına haizdir. Her türlü ayırt edici muameleye karşı eşit korunma hakkı vardır denmesine rağmen yasa hükmü mükerrir kabul edilmeyen hükümlülere farklı bir korunma sağlamıştır.


Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
X. Kanun önünde eşitlik

MADDE 10. – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

[nguroy]

Teorik olarak evet. Uygulamada hayır.

[Av.Emrah Yavuzcan]

Teorikte de evet, pratikte de evet! Bu eşitliği kabul etmezseniz, nasıl bu eşitliği beklersiniz?

[nguroy]

Sn Yavuzcan ben size tüm kalbimle katılıyorum. Ancak gerçeğin malesef böyle olmadığını bir çok kereler hem yaşadım , hem şahit oldum.
Geciken adalet adaletsizliktir.

[Tangör Evren]

Geciken adalet adaletsizliktir kesinlikle katıldığım bir deyim. Ancak bu deyimle sizin dediğinizin ilgisi yok.
Kötülük ve haksızlık koşturarak gider ancak hak ve doğruluk mutlaka ondan önce yerine ulaşır. Yeterki haklı olan haklı kalmasını bilsin.

[nguroy]

Lisede bir sınıf arkadaşımız vardı . Babası teknik üniversitede profösördü. Varlıklı idiler. O dönemlerde daha kimse de özel araba yokken mercedesleri vardı.
Bir gün arkadaşımızın kaldırıma çıkarak bir yayaya çarptığı ve ölümüne sebeb olduğunu duyduk.
İlk trafik raporu hızın 90 km ve çarpma yerinin yaya kaldırımı olduğunu gösteriyordu.
Çocuk tutuklandı . Ancak aradan bir hafta geçmeden çıkageldi. Öğrendik ki kaza tespit raporu itiraz üzerine teknik üniversite bilirkişisine gitmiş. Aracın hızı meğer 90 değil 40 mış ve çarpılan yayai kaldırımda falan da değilmiş kendini aracın önüne atmış.


(yorumsuzdur)