-
27-08-2007, 22:37:22 #1
Kendime yuh dedim.
Yaklaşık iki üç gündür kendi yazdıklarıı okumakla vakit geçiriyorum ama bitmiyor. Neticede kendime yuh dedim. Uçan kaçan benle ilgili ilgisiz hukuki siyasi her konuda bir kelam etmişim. İşin enteresanı kendimle çelişmemişim.
Bu gün çok sevdiğim okul arkadaşım hamit yanımdaydı onunla bakıyorduk. Maşallah anayasa hukukunuda es geçmemiş 367 dahil her konuda Anayasa profesörlerini intihara sürükleyecek fikirlerimi ortalığa yaymışım. Hamit okudu okudu '' Çok yumuşak yazmışsın dedi.... '' Şöyle bir yan gözle baktım ne demek istiyor ki diye...
83 yılında Anayasa Hukuku öğretim üyesini anımsayıp anımsamadığımı sordu ilk olarak. Gülümsedim anımsamam mı Orhan Aldıkaçtı idi hocamız. Anayasanın mimarı anayasasını anlatırdı bize. Ne ilgisi var ki dedim. '' Ulan sen onun dersinden iki kere atılmış adamsın ....''dedi. Ben gerçekten unutmuştum onları başladım gülmeye hayal mayal anımsadığım konuları Hamit hiç unutmamış ''tarihe geçtin be tarihe dedi..'' Gerçektende bir hafta arayla yani peş peşe iki Pazartesi ben Anayasa Hukuku dersinden atılmıştım. Üç ay okul bunu konuşmuş hatta okul dergisinde dolaylı olarak çıkmıştı. Ama Hamitin olayı anlatmadan dediği bir laf beni yerlere yatırdı. 3. Hafta yani 3. Pazartesi '' Ben derse gelmeyeyim nasılsa 20. dakikada atılacağım gerek yok sinir yapmaya '' demişim ve derslere girmemişim. İnanılır gibi değil ama dersten atıldığım ilk iki haftada ceza almadım ama kendim girmediğim ders sonucu okkalı bir ceza aldım gerçi o ceza hala infaz edilemedi ama kader ( Zaman aşımı kesin doldu şimdi okul uyanıp gereğini yapar diye yazıyorum bunu )
İlk atılma nedenim o an okuduğum kurumu ve bir üstünü ikincisi ise en üstü bile karıştırmıştı .
Hamit'in anlatırken o günü aynen yaşadığına bahse girebilirim . Öylesine coşkulu ve gülerek anlatıyorduki... İlk dersten atılmam :
Anayasanın bir maddesi üzerinde konuşulurken daha doğrusu Orhan Aldıkaçtı anlatıp biz mal mal bakarken ben durduk yere delelenmişim.
'' Hocam bunun Türkiye Cumhuriyeti anayasası olduğundan emin misiniz ? Hiç bir şey anlaşılmıyor bundan dili Türkçe değil hadi ondan vazgeçtim kanunun ne dediği belli değil bu anayasadan kavga çıkar '' delişim
Orhan Aldıkaçtı üç yada beş dakika bana bakmış bakmış '' Ne demek istiyorsun ?'' demiş ben o zaman anladım kırdığım potu devirdiğim çamı ama dönüşü yoktu ... Toparlamak için bir laf ettim.
'' Hocam gerçi geri zekalıların anlamaması normal yani ben anlamadım diye anayasada sorun olamaz nede olsa yuvarlak kafada sivri zekalılar hazırlamış....''
Orhan Aldıkaçtı '' Sınıfı terkedin.....'' dedi bende ettim. yaklaşık dört saat kantinde kola sigara çay içerek vakit geçirdim. Allah inandırsın sıkıldım Okulda yalnızken insanın canı sıkılıyormuş....
Ama sınıftan atılmam içime koymuştu heke şikayet ederse tam içime koyacağını da bir anda farkedince neşem iyice kaçtı. Şikayet etmedi ama söylemiş ufak çaplı bir sallantı geçirdi okul ve bir üst kurum o birşey dedi bu bir şey dedi sonra kim dedi ne dedi karışınca arada ben yırttım ama başım bayağı bir ağrıdı...
O hınçla ikinci hafta Pazartesi derse girdim. Hınç dediğim dersi dinlemeyip asla konuşmayacağım yoksa bir şey yapmak değil Zaten o ortamda mümkün değil... Ama kardeşim Orhan Aldıkaçtıda unutmamış zaten Unutmadığını Mustafa Dural Hocadan Duymuştuk İstanbul Üniversitesinde anlatmış durmuş... O da o intikam havasıyla geldi... Durduk yere bana sataştı...
'' Ee dilini anlamayı başardın mı anayasanın...?''
Evet desem kendime yalan hayır desem gene sorun Ne desemki derken en denmeyeceği dedim. Demekki ben o zamanlarda hukuku seviyormuşum ki işim yokmuş gibi anayasayı okumuşum...
'' Dilin neden böyle olduğunu anladım hocam ( Sus işte burada değil mi? Nerede ?) bilerek anlaşılmasın diye yapılmış bu anayasa külli yanlış ilk dört maddeyi çıkar gerisi yanlış ondan sanırım ''
Orhan Aldıkaçtının gözlerinin karadığına eminim Neden ? Hangi madde ? demeden '' derhal çıkın '' dedi. bende arkadan kalkıp çıkana kadar kndisi çıktı gitti. Ondan sonrası kabus oldu En üst kuruma kadar intikal etti olay En üst kurumun başı ben bir bakayım diyip unuttuğundan ( muhtemel unuttu) yırttım ben .
Hamit bunları anlatınca ben de gülmekten öldüm. Sonra da hamite bir laf ettim...
'' Hamitçim 1983 ten beri ben bu anayasaya karşıymışım demekki. Dilinede anlaşılamamasınada içeriğinede . Ama gaabete bak 24 sene sonra başka bir garabet için bu anayasanın bir maddesinin bu olduğunu savunmuşum çelişki değil ama istediğim durumu anayasa sağlamış. YUH OLSUN BANA ....!!
Hukuki NET Güncel Haber
-
27-08-2007 22:37:22 # Nedir?Tavsiye Soru Cevap
- Kayıt Tarihi
- Bugün
- Nerede
- Avukat Dünyası
- İletiler
- Ne kadar?
-
27-08-2007, 23:34:35 #2
Re: Kendime yuh dedim.
"bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum"
Bu anekdottan sonra, artık inanıyorum bu söyleminize Sayın commodore1tr, bu sebeple size 1 yuh da benden... :o :o
-
27-08-2007, 23:52:10 #3
Re: Kendime yuh dedim.
Geçmişten esintiler...
O kadar da değil bir kere arıza kardeş...
Teşekkürler Sayın commodore1tr,
Ne zamandır yüzümüzde gülümseme belirmemişti.
Hep var olun...
-
28-08-2007, 00:12:36 #4
Re: Kendime yuh dedim.
Sayın commodore1tr kardeş;
Anayasa Hukuku dersini darbecilerin hukukçusundan aldığınıza göre, sizi şimdi daha iyi anlayabilirim (!). Saygılar.
-
28-08-2007, 00:12:50 #5
Yetkili
- Kayıt Tarihi
- Oct 2003
- Nerede
- Hatay, Türkiye.
- İletiler
- 3.380
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Kendime yuh dedim.
7'sinde neyse 70'inde de o,
can çıkmadan huy çıkmaz,
huylu huyundan vazgeçmez,
-
28-08-2007, 14:34:23 #6
Re: Kendime yuh dedim.
Hoppala Hasan dayı...
Ben anayasanın dilinide içeriğinide beğenmediğimi söylüyorum gene militarist oluyorum darbecilerden ders aldım diye. Valla Orhan Aldıkaçtının iyi bir hukukçu olduğunu sanıyorum Ama ben aynı zamanda Bakır Çağlardan da ders aldım.
Bir konuyu açıklığa bağlayalım. Ben militarist bir yapıyı ve düzeni savunmuyorum. Gerçek anlamda özünde anlaşılmış bir demokrasi ve cumhuriyeti savunuyorum ki buda Tam bağımsız laik sosyal bir hukuk devleti özlemimi doğuruyor. Bu yok diye bağırıp durmak militaristlikse evet militaristim.
Önemli olan darbe olmadan bağırıp çağırıp yerine oturtabilmektir taşları yoksa sonradan konuşmak çok kolaydır. Hasan Cemal denen kişinin 80 eylülünde yazdığı yazıları okuyun bir de şimdikileri ne demek istediğim net anlaşılır. Her devrin adamı olarak yalakalık yapmaktansa haykırmak en doğrusu iki yüzlüye iki yüzlü demek gerekir.
12 Eylül ü bizzat yaşadım 27 Mayıs ı anormal okudum her kaynaktan özetle şu ortak kanıya vardım. Darbelere karşı olmak yetersiz bu söylemi sakız yapmak gereksizdir. Önemli olan darbeleri hazırlayan nedenlere karşı çıkarak onları engelleyebilmektir. Neticede Türkiye bir Muz Cumhuriyeti TSK da canı sıkıldıkça darbe yapan bir ordu değildir. Ulusuyla bütünleşmiş gücünü halktan alan ender ordulardandır. Laik demokratik sosyal bir hukuk devletine saygısı anormal fazladır. Onun için onun bunun ordusuyla yapısıyla konuşarak yanlış kıyaslamalar yapmamak TSK konuşmasın kışlasında otursun demek yerine kışlasında duracak yönetimi sağlamak esas olmalıdır.
27 Mayıs sonrası olaın Aktörleri demokrasimizi '' İki lastiği patlamış şöförsüz bir arabaya '' 12 Eylül sonrası aktörlerde demokrasiyi '' yokuşaşağı son sürat giden fireni patlamış bir kamyona '' benzetmiştir. Aktörlerde aktördür hani Celal Bayar Süleyman demirel gibi BABA aktörlerdir. Demokrasi tarifine bakın teki lastği patlak şöförsüz arabaya öteki el fireni patlak yokuş aşağı son sürat giden kamyona benzetiyor. Yahu bu benzetmeden sonuç belli değil mi ? Araba kamyon her neyse ya devrilecek yada duvara son sürat toslayacaktır. Nitekim tekinde devrilmiş ötekinde toslamıştır. O zaman yapılacak iş devrilmeden / duvara toslamadan yapılacak işlerdir. Vitesi küçült bir tarafı duvara sürttür yavaşlamak kaza yapmamak için bir şey yap değil mi? Yok yapma seneler sonra darbeye karşıyım de ... Ayıp oluyor. Darbeye karşı olmak nedenleri ortadan kaldırmakla olur bağrışmakla değil.
TSK 27 Mayıs a kadar da 12 Eylül e kadar da sivil iradeye aşırı saygılı olmuştur. Kilometre taşlarından birisi budur. KKK Cemal Gürsel görevden alınıp seni emekli edeceğiz diyerek zorunlu tatile çıkartıldığında gık çıkmamıştır. Aslında 1957 den sonra sivil darbe yapılarak geçmişe dönüş yapılmaya CHP yok edilmeye çalışılmış çıkartılan kanun ve düzenlemeler hep aksi yönde olmuştur. Ve iki önemli söylem iktidarın sonunun neden geldiğini çok iyi anlatmaktadır. Birisi '' Ben odun koysam milletvekili seçilir .'' diğeri '' Siz isteyin hilafeti bile getirirsinizdir. '' Bu söylemlerin demokratik Cumhuriyete bağlı söylemler olmadığı tamamen Faşist bir düşünce ile demokrasi dışı olduğu hiç konuşulmamış bu yüzdende aslında 12 Eylülün temeli o zamandan atılmıştır.
31 Aralık 1979 da hiç alışık olunmadık bir uslup bir şekil ve sertlikte Genel kurmay başkanı Kenan Evren in Tv den Yılbaşı mesajı vermesi bile iktidarı uyandırmamıştır. '' Kardeşi kardeşe kırdıran ülkeyi kan gölüne çeviren iki büyük parti lideri uzlaşarak çözüm bulma yerine ülkeyi bilinmez bir karanlığa sürüklemektedir. '' Sözlerinin anlamı anlaşılamamış günde 30 kişi ölmeye kavgalar artarak devam etmiş tam tersine Demirel '' kimse bana sağcılar cinayet işiliyor dedirtemez.'' diyerek sanki çanak tutmuştur. Kenana Evren Ege ordu komutanlığından emekli olmayı beklerken gene Demirel in TSK ile oynama isteğinin sonucu olarak bir anda KKK sonra Genel kurmay başkanı olmuştur. Tıpkı tersi ne uygulama Cemal Gürsel e yapıldığı gibi... Kaderin cilvesi...
Yani özetle darbeye karşıyım demek boş bir gürültüdür. Temeller bellidir neyin ne olduğu ülkenin rejimin adı bellidir. Bunlara dokunmadan daha ileriye götürecek siyasetin yapılması laik demokkratik sosyal hukuk devletine saygılı olunması temeldir. Bunlarla oynanmaya başladığında kargaşa çıkar benim şu anki bağırışımın nedeni odur.
Farkındaysanız dikkatli gözler aynı 1957 sonrasının yaşandığını anlayacaktır. Vurdumduymaz bir hükümet hiç bir kanun nizam anayasa dinlemeyen uygulama toplumsal yapıyı alabildiğine bozma halkı birbirine düşürme ulusal birlik ve üniter devlet yapısının sorgulanması Alınan oyla çok orantısız küstahlık kendini bilmezlik ve yaygara çok tehlikeli giiş olduğunu söylemesi lazım birilerinin. Liboşlar hiç bir şey yapmadıkları gibi gaza getirmekle meşguller bir kısım dinci gruplar dahasını istemekteler gazetelerde yazan doğruysa ipe sapa gelmez demokrasiyi aslında katleden demokratik haklar olan bir anayasa hazırlanmaktadır. Çok büyük bir itiraza rağmen hiç yakışmayan bir Cumhur başkanı seçilmektedir. Gelin Abbas bey birazda bunlara bakalım. Yazı uzun olunca Tayfun bey okuyamıyormuş.... O yüzden bölüyorum burada... Kısada bir yemek molası izninizle...
-
28-08-2007, 16:36:03 #7
Re: Kendime yuh dedim.
Türkiye çok büyük bir kazanımı hiç bir emek sarfetmeden elde etti. Buda hem demokrasi hem Cumhuriyet olarak kendisini gösterdi. Peşinden dinin devlete etkisi sıfırlandı ve buna laiklik dendi. En genel tanımıyla devlet hiç bir şekilde dini vasıfları öne çıkaracak bir dini sembole bağlı olamayacağıdır bunun anlamı. Peşinden neredeyse hayvan kadar değer verilmeyen kadınlar bir anda kendilerini insan ve daha önemlisi birey olarak buldular. Tün dünya bunlar için büyük savaşlar verirken Türkiye çok ilgisiz bir savaş sonunda kazanım olarak hem bağımsızlığını hemde bu muhteşem hakları bir anda buldu. Bazılarının jazımsızlığı bundandır. Yıllarca reaya olmuş birilerine sen bireysin demek kazanılımın doruğudur.
Demokrasi kendisini koruyacak sistemide içinde taşır taşımalıdır. Çünkü demokrasiyi kullanarak bir anda demokrasiyi yok etmek mümkündür.
Gerçek anlamında demokrasiye sahiplenenler ikiyüzlülüğe taviz vermezler. Gümbür gümbür söylerler . İranda kadınlar azıcık saçlarını açtılar diye cezalandırılıp taciz edilirken bunu '' O ülkenin kanunları var uysunlar normal '' diyen kişiler. Konu Türkiye Cumhuriyetine geldiğinde Karaçarşaf giyenlere çağdışı kalmış baskılarla ezilen kadınlara konu geldiğinde '' Demokrasi var giyim hakkına karışılamaz .'' diyorsa bu kişiye ikiyüzlü denmelidir. Takiyeci denmelidir daha açığı demokrasi düşmanı denebilmelidir. Bu ülkenin de kanunları yok mu? Devrim kanunlarından olan kılık kıyafet kanunu ne demeye uygulanmaz ? Polis bu ilkelliği neden sonlandırmaz Fatih Türkiye içersinde başka bir yermidir ? Yada bu demokrasimidir ?
Bir iş için Fatih e gitmiştim gireceğim yere varana kadar taksiden inmedim kitap okuduğum içinde hiç sağıma soluma bakmadım. Dükkandayken bir anda siyah bir şey önümden geçti bu ne dedim bir an ? Dükkan sahibi şaşırdı ne oldu diye ? Yahu dedim kapının önünden bir şey geçti yıldız savaşlarında ki siyah siyah cüceler var ya öyle bir şey dedim. Adamla dışarı çıktık baktık ve o yıldız savaşlarının siyah cücesinin bir Türk kız çocuğu olduğunu anladık. Simsiyah yüzü bile gözükmüyor. Sonra dikkatimi çekti ki herkes öyle kadınlar bohçacılar gibi giyinmişler gözleri bile kapalı ufacık kızlarını da bohça hibi sarıp yanlarında taşıyorlar . Bu mudur şimdi demokrasi Abbas bey ? Resmi söylemde ' Türbanın/ çarşafın kendi arzuları ile taktıklarını buna kimsenin karışmaya hakkı olmadığını kendi tercihleri olduğu ve demokratik hak olduğunu iddia '' edilirken 6-7 yaşında ki kız çocuğunun bohça gibi siyahlara sarılmasının kendi tercihi olduğunu mu söylemek istiyorlar ? Peki buna inanıyor musunuz ? Peki böyle bohça gibi yetiştirilen çocukların büyüdüğünde laik demokratik hukuk devletine Atatürk e bağlı olacağına inanıyor musunuz ? Bu yaştaki çocuğun tercihi olabilir mi ? Nerede sosyal devlet ? İskandinav ülkelerinde ki anlayışta bir çocuk 18 yaşına gelene kadar her türlü dini telkin ve baskıdan uzak tutulur okulda ki din dersleri ( Ki drt ayrı ders ) ailesinin onayıyla ( Dikkat buyurun her ikisinin de ) verilir ve devlet verir. Acaba hangisi demokrasi acaba hangisi laik sosyal hukuk devleti ? Sayısını dahi bilemediğimiz yasadışı kur'an kurslarında neler anlatılıyor dersiniz?
Şimdi bunlar çok ciddi sorunlar Abbas bey , ben bas bas bunun laik demokratik sosyal bir hukuk devleti içinde olmaması gerektiğini söylüyorum. Yağdanlıklar ve bu işten çıkarı olanlarsa aman iyi iyi diyip bunun özgürlük olduğunu söylüyorlar beyinlere fikir düşünce girmesin diye ufacık çocukları sarıp sarmalayıp. Bu laikliğe ihanettir . Bu Atatürk e ihanettir. Cumhuriyet savcıları uyumaktadır.
Kadınlarımız özellikle büyük şehir dışında yaşayan kadınlarımız gitgide baskı altına alınmaktadır. örtünmeleri konusunda mahallenin namus bekçileri ve bazı tipleri bu konuda bastırmaktadır. Buna direnen kızlarımızın en büyük güvencesi kanunlardır. Örneğin AİHM sinin de onayladığı okulda Türban olmaz kanunudur. Baskılardan bir nevi kaçış aracıdır. Sözde demokratik anayasada ki anayasaya aykırı olarak ( kaldıki uluslararası kuralları üst kural kabul edeceğimizi belirtmişken ve türban yasakken ) türbanı serbest bırakmanın doğuracağı büyük baskıyı kim engelleyecektir ? Kendi özgürlüklerini yok etmeye çalışan kızlarımız kadınlarımız yanında bir anda bu baskıya nasıl dayanacaklardır. Bunun çağ dışı olduğunu söylemek militaristlikse evet ben çok koyu bir militaristim Abbas bey...
Ne olduğunu son olarak gördünüz. MKYK üyesi olan yazar bir hanıma bile Gül ü desteklemekte tereddüt etti diye ''sürtük'' diyen bir topluluk gerisine ne yapar ? Buna karşı silahınız nedir abbas bey ?
Peki bu ve benzer oluşumların yarattığı sıkıntıyı biliyor musunuz ?
Diğer bölüme geçiyorum ... Sırf Tayfun bey için...
-
28-08-2007, 17:28:39 #8
Re: Kendime yuh dedim.
Türkiye edinimleriyle çok büyük bir ülkedir. Ama bir takım çevrelerin içerisinde eskilerden kalmış bir sevr eskilerden kalmış bir padişahlık özlemi eskilerden kalmış şeriat tutkusu vardır.
Önemli olan Laik demokratik sosyal hukuk devleti olarak çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmaktır geri vitese takılmış araba gibi savrulup patenaj yapmak değil.
Demokrasilerin en büyük özelliği yukarıda da arz ettiğim gibi kendisini koruyacak sistemi içinde barındırmasıdır. Bu çoğu yerde üç sac ayağı ile olmaktadır. YASAMA YÜRÜTME YARGI bu üçünün bir birine hakimliği demokrasiye kesin zarar vermeye başlayacaktır.
Seneto varlığını sürdürürken yasama daha güçlü idi. Sadece vekillerden oluşan bir meclis bir partinin fazla milletvekili almasıyla YASAMA görevini yapamaz durumuna gelir ki bugün neredeyse o günleri yaşamaktayız. Hele hele bir partinin 367 oy üzeri meclise gelmesi hali hazırda TMBB sini yok etmeye pas geçmeye yetecek bir durumdur ki demokrasiyle bağdaşmaz. Muhtemelen böyle bir tablo düşünülmemiş anayasada kanun koyucu tarafından ve o dıkıntılar baş gösterdi. Ve eğer bu çoğunluğu elinde tutan güç. Demoktratik sosyal hukuk devleti ile bağdaşık ve barışık değilse sorunlar çığ gibi büyür aynen bizde olduğu gibi. Demekki bizde yasama dan söz etmek şu an için mümkün değil.
Yargıya gelince gerek dolaylı gerek direk uygulamalar ile yargıda yürütme erkinin gücü arttırılmakta yeni sözde demokrat anayasa ile bu neredeyse yok edilmektedir. Yani yargı iktidar partisine bağlanmaktadır. Bu sistemin tamamen anayasaya demokrasiye aykırı olduğu ise bu hükümeti hiç ama hiç ilgilendirmemektedir.
Mevcut iktidar tüm devlet kurumlarıyla kavgalıdır. Yüksek yargı Yök Anayasa aklınıza hangi devlet kurumu gelirse ve bir şekilde yasama yetkisi kullanarak bunları ya yok etmek ya susturmak istemektedir. Bunu bas bas bağırmak bu gidişin tehlikeli olduğunu söylemek militarist değil gerçekçidir. Tam tersine birşey olmaz Asker artık bir şey yapamaz istediğimizi yaparız yaklaşımı çaktırmadan militarizmi destekleyen askeri zorlayan sitemin altını oyan bir davranıştır.
Mevcut ikdidar liderinin söylemleri her nekadar suçu daha sonra başkalarına atsada dikkatli ve bilgili gözlerden kaçmayacak düzeyde çarpık ve sakat düşüncelerdir. Halihazırda yemin ederek göreve başlayan cumhurbaşkanınındaondan bir farkı bulunmamaktadır ve asker demokraisye saygısını göstermeye devam etmektedir. Bu ikilinin söylemleri demokratik sosyal hukuk devletinin ve özellikle laikliğin tamamen dışındadır. Bu güne kadar hangi Cumhurbaşkanı adayı ''valla ben değiştim laikliği koruyacağım destek verin '' demiştir. Burada tekrar anlatmaya hiç gerek yok dedikleri yaptıkları tarihe geçmiş kişilerdir. Hele Gül çok kötü bir başbakan basiretsiz bir dışişleri bakanlığından sonra geçmişiyle bütünleşince oraya yakışmadığı son derece aşikardır . Bunu söylemek suç değil vatandaşlık görevidir. Hele hele militarist yaklaşım hiç değildir.
Masyası bastırılmış demokratik kurumlara baskı oluşturulmuş hiç bir yasa ve anayasa dinlenmeden uygulama yapan bir güze karşı ne yapılabilir ? Bu yaptıkları uygulamaya adım adım sokulan sinsi plan Cumhuriyetimiz altına konulmuş bir saatli bombayken Elde silah var diye yapılan harekata darbe demezler hükümetin devrilmesine darbe derler.
Böylesine şaibeli bir seçimle daha ne olacağı belli değilken üstüne üstlük Mahkemede Cumhurbaşkanlığı seçimi aleyhine dava varken. Kuraltanımaz hükümetin tavırları beni ürkütmektedir.
O yüzden bas bas bağırıp çok sert eleştiriyorum. Araba devrilmeden her şeyi söylüyorum. Diyorum ki araba devrilmeye doğru gidiyor. Yapılan uygulamalar baskıcı bir rejim vatandaşı ülkeden kovmalar. ( 1978 yılında İran da ileri gelenleri Fransa'dan Ayetullah Humeyni isimli şahıs İranda nkovmuştu istemeyen gider diye. İranlı kadınlar o ara saçları açık rahattı ne olacak bir şey olmaz diyorlardı bundan bir sene sonra saç teli açık kadın kalmadı o kişilerde gitti... Bu arada ben kendime yer buldum hep istediğim Norveç başbakan ödenek versin gidiyorum...) türban konusunun serbest bıraktırmaya çalışma öbür yandan açıklara örtülü baskı uygulama demokrasiyi katletme hukuka saygısızlık ....
Eee diyorum ki yokuş aşağı gidiyoruz firenler tutarken bassın birisi firene .....Bu militariz değildir. Geleceği görüp uyarmadır. Hareketliliği sezmedir. Rüzgarın ne zaman döneceğini iyi bilmektir Orsacı rüzgarda tramola atarsan devrilirsin demektir. ....
-
28-08-2007, 18:26:45 #9
Yetkili
- Kayıt Tarihi
- Mar 2004
- Nerede
- İstanbul, Türkiye.
- İletiler
- 3.492
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Kendime yuh dedim.
So what.............??!!!!
-
28-08-2007, 18:28:08 #10
Re: Kendime yuh dedim.
Sadece ben. Kalbimi duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış olmadığıma inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi değilsem bile, hiç olmazsa başkayım. J.J.RousseauKonu deniz02 tarafından (28-08-2007 Saat 18:35:39 ) de değiştirilmiştir.
Bu sayfada bulunan kavramlar:
Benzer Konular :
-
birine dolandırıcı dedim
ben birini evime aldım benden 400 tl para aldı ve 1 kaç saatligine benden telefonumu istedi buna karşılık olarakta bana ehliyetini bıraktı olay 1 ay...Yazan: mehmet0234 Forum: Ceza HukukuYanıt: 2Son İleti: 22-03-2019, 20:48:10 -
birine dolandırıcı dedim
Yazan: mehmet0234 Forum: DenemeYanıt: 2Son İleti: 22-03-2019, 20:48:10 -
Telefonda dolandırıcılara onaylıyorum dedim.
Herkese iyi günler iyi forumlar , yeni üye oldum yeri burası mı bilmiyorum ama burayı uygun gördüm. Dün akşamüstü babamı 0212 444 0 375 numaralı...Yazan: 35bna Forum: Borçlar HukukuYanıt: 0Son İleti: 18-04-2017, 15:38:26 -
[Ceza davaları] Her Biji dedim hakarete uğradım
Facebook ta bir sayfada cizre de polisin yaptığı operasyon paylaşımları vardı. Bende oraya Her Biji yazdım. Ne anam kaldı ne bacım. Bir sürü küfür...Yazan: ramazan bektaş Forum: Ceza HukukuYanıt: 4Son İleti: 03-02-2016, 04:58:47 -
Bir de mutlu son olsun dedim
Buz gibi bir günde hizli hizli yürürken, birden ayagimin ucunda bir cüzdan gördüm. Hemen aldim. Sahibini gösteren bir kimlik vardir diye acele acele...Yazan: commodore1tr Forum: Yaşam - Sohbet - Forum OyunlarıYanıt: 1Son İleti: 20-06-2004, 00:25:32
Wmic Windows Activation Key and...
03-05-2025, 14:36:12 in Aile Hukuku