Avrupa Birliğine girmek için verdiğimiz tavizlerden sonra nihayet AB'den bir gün almak için beklemeye başladık.Sadece müzakere tarihi alabilmek için onca taviz vermiştik.Şimdi AB ne yapacak bence bize tarih vermek zorunda kanımızı emseler bile daha emilecek iliklerimiz var ve tarih vermediklerinde Türkiye'nin uzaklaşacağının farkındalar.Peki tarih verseler bile biz ne kadar dayanacağız.Ben AB'nin daha fazla yaşayacağına inanmıyorum.Bizim gireceğimiz zamanda AB diye bir kavramın kalacağına inanmadığım için son zamanlarda Putin'in ortaya attığı ve daha önceleri Türk düşünürlerinin de ifade etmeye çalıştığı bir Avrasya Birliğine sıcak bakıyorum.Neden Avrasya Birliği;
1-Çünkü nüfusun çok büyük bir bölümü genç ve üretime hazır.
2-Çünkü Yeraltı kaynaklarına dokunulmamaış ve çok fazla
3-Çünkü nüfusun büyük bir kısmı bizimle aynı din ve milletten yani kültür birliği var
4-Çünkü nüfusun %98'i okuryazar ve büyük oranda üniversite mezunu
Ben bu potansiyeli görüyorum.Ve avrupa Birliği yerine Avrasya Birliği diyorum
Birbirinden koparılan, ayrı yaşamaya mahkum bırakılan, baskıyla, zulümle bir asır geçiren Türk Devletlerinin özgürlüklerine kavuşması, Kiril alfabesinden kurtularak, diğer Türk devletleriyle aynı dili, kültürü paylaştıklarını farketmesi ile Türk Birliğine ilk adım, Sovyetlerin dağılması ile atıldı.
Binyıllar öncesine dayalı bir tarihi bulunan Türk Birliği'nin kurulması elbette ki kaçınılmazdır.
Türkiye, Avrasya Birliği ve Rusya ilişkileri üzerine art arda yaptığım değerlendirmelerin üçüncüsünde, “Uluslararası Avrasya Hareketinin” öncüsü Aleksandr Dugin’in Türkiye ve Atatürk devrimlerine bakışını ele alacağım.
Rus profesör Dugin (1962 doğumlu), ülkesinin Genelkurmay’ı ve Devlet Başkanı Vladimir Putin’in üzerinde etkin bir düşünür ve “yönlendirici.” Aynı zamanda, Rus Parlamentosu’nun (Duma) başdanışmanı.
“TÜRKİYE, AVRASYA İÇİN HASIMDIR!”
Biz, bir alternatif “Birlik” olarak Avrasya hareketi içinde Ruslarla birlikte olmayı da düşünürken, Ruslar bizi “hasım” olarak görüyor.
Kitabının Türkçe baskısına yazdığı önsözde (17 Ocak 2003) şu görüşleri savunuyor Dugin: “Bir ulus devlet ve NATO üyesi olarak Türkiye, Avrasya projesi için yeterince hasım bir oluşumdur. Böylesi bir Türkiye ile Rusya’nın ortak hedeflerinden çok daha fazla jeopolitik çelişkileri bulunmaktadır. Realist olmak ve durumu aklıselimle değerlendirmek gerekir: Ankara’nın Çeçen ayrılıkçılarına belirli düzeyde yardımı, eski Türk-Ermeni sürtüşmeleri, Bakû’de Moskova karşıtı atmosferin desteklenmesi, Bakû-Ceyhan petrol boru hattı inşasıyla ilintili tüm konular, Atlantikçi ve Avrasya karşıtı stratejinin parametrelerine açıkça uygun düşmektedir.”
Rusların Avrasya konusundaki “akıl hocası” Dugin, Türkiye’nin “ulus devlet” olmasına kafayı takmış. “Atlantikçi” diyerek de “Amerikancı” olduğunu söylüyor. (Bunda çok da haksız sayılmaz.) Bugünlerde yine gündemde olan Çeçenlerle ilgili olarak da, “Türklerin Çeçen eylemcilere yardım ettiğini” belirtiyor.
Bu durumda, Rusya’nın yapması gerekenleri (ve yaptıklarını da) şöyle anlatıyor:
“Bu durumda Rusya, İran’la ilişkilerin pekiştirilmesinden, Ermenileri öncelikli olarak desteklemeye, Kıbrıs konusunda Rumlar lehine lobicilikten, Kürt isyancılar ve İslâmcı gelenekselciler ile samimî ilişkilere varıncaya kadar geleneksel bir karşı hareketler sistemine otomatik olarak itilmektedir.”
Demek ki neymiş? Ruslar Türkiye’ye karşı “PKK’yı, Ermenileri, Kıbrıs Rumlarını, İran’ı ve İslâmi köktendincileri desteklemeye itiliyormuş!”
Vay, vay vay...
Yani kendisi istemiyor ama biz onu “itiyormuşuz!”Suriye’den kaçışı sırasında Abdullah Öcalan’ı barındırmaları, Annan Referandumu sırasında Kıbrıs Rumlarını desteklemeleri ve Ermeni teröristlere bile destek vermelerini henüz unutmamışken, böyle diyor Rusların akıl hocası...
“BİZİ YAKINLAŞTIRAN ŞEY?”
Bütün bunlara rağmen, yine de “kendi kimliklerimizi savunmak için” biraraya gelebilirmişiz:”Kendi kimliğimizi savunmak için bizler, çok az bir süre önce rakiplerimiz ve hatta hasımlarımız olanlarla dahi ciddî jeopolitik bir ittifaka girmek zorundayız.”İki ülkeyi yakınlaştıran şey ise, Türkiye’nin jeopolitik kökünün Avrasyacılıkta olması imiş:”Bu, Rusya-Türkiye ilişkilerinde yeni bir sayfa açılması için ciddi bir temel sunmaktadır. Bununla beraber, hayaller kurmak gerekmez. Bu sayfayı yazmak hiç de kolay olmayacak. (...) Amerikan merkezli yeni dünya düzeni’nden gelen tehdidin ciddiyeti, bizleri bu aşamayı mümkün olduğunca hızlı geçmeye mecbur etmelidir.”
“ATATÜRK, ATEİST BİR REJİM KURDU”
Prof. Dr. Aleksandr Dugin, bugünkü Türkiye ile Atatürk rejimlerine aklımızın almadığı ve Ruslar’a mal etmekte zorlandığımız bir yorum getiriyor:
“Bir devlet olarak Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu’nun yerinde, onun bir devamı değil, bir parodisi olarak teşekkül etti. Çok merkezli ve çok milletli emperyal İslâmî yapının yerine Kemal Atatürk; laik, ateist, profan ve milliyetçi düzeni ile Fransız ulus-devletin doğu versiyonunu kurdu.(...) (Buraya da dikkat-HC) Türkiye’nin önerdiği jeopolitik model, Batı dünyasına ve ateist, tekdünyacı medeniyete entegre olmaktır. (...) (Burası da ayrı bir dikkat gerektiriyor-HC) Türkiye hâlen ABD’nin siyâsi-ideolojik kolonisi olarak kalmıştır.”
Yani bugün biz, Ruslara göre; Osmanlı’nın bir “parodisiyiz” (komik bir ülke miyiz?), Atatürk ateist bir Fransız cumhuriyet sistemi kurdu, diğer ateist ülkelerle bütünleşmeye çalışıyoruz ve ABD’nin de sömürgesiyiz!..
Kim haklı, kim haksız?..
Bu sorunun yanıtını verirken, “Av-Rusya”nın avı olmamalıyız, “Av-rupa”nın da avı olmamamız gerektiği gibi.
(Dugin’in alıntı yaptığım eseri: “Rus Jeopolitiği-Avrasyacı Yaklaşım”, Küre Yayınları, 2.baskı, İstanbul, Nisan 2004.)
Aleksandr Dugin, “Rus Jeopolitiği, Avrasyacı Yaklaşım” adlı kitabında kısaca ne demek istediğini önsözde anlatıyor. Biz bu önsözün Türkiye ile ilgili kısımlarını özetleyelim.
Dugin, iki ana medeniyetin bulunduğunu belirttikten sonra şöyle diyor: “Birinci medeniyet Anglo-Sakson medeniyetidir ve denizcidir. İkincisi ise Avrasya medeniyetidir ve karacıdır. Diğer medeniyetler melezdir. Diğer bir deyişle, Avrasyacı ve Atlantikçi medeniyet dışındaki medeniyetlerin tamamı muhtelif düzeylerde ‘kıyısal nitelik’ taşımakta, iki temelin diyalektik uyumu üzerinde kurulmaktadır. Avrasyacı veya Atlantikçi prensiplerin zaferi, medeniyet yönünün radikal değişimine sebep olabilir.”
Dugin, “Ortodoksluğun jeopolitiği”, “İslamın jeopolitiği”, “Sosyalizmin jeopolitiği”, “Demokrasinin jeopolitiği”, “Beyaz ırk”ın ve “Siyahiler”in jeopolitiğinden de bahsedilebileceğini, ancak jeopolitiğin, insanlığı mekân faktörüyle karşılıklı ilişkisi içerisinde inceleyen bir disiplin olduğunu söyledikten sonraTürkiye jeopolitiğini inceliyor:
“Türkiye jeopolitiğinin temel saikinin Türk etnik menşeinin kadim katmanları olduğunu kabul etmek gerekir. Devasa bir dünya imparatorluğunu (ki onun hayatî merkezini şu anki Türkiye muhafaza etmektedir) kuran Türklerin tarihî yükselişinin kökünde de bu faktör bulunmaktaydı.
Bozkır göçebeleri olan kadim Türkler, kıtasal, karasal kaynağın taşıyıcıları idiler. Onlar Avrasya’nın enginliklerinde bir halk olarak teşekkül etmiş ve yayılma, özgürlük ve iktidar enerjisini özümsemişlerdi. Bu anlamda, çağdaş Türkiye’nin ve hatta Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunun kökleri saf Avrasyacılık muhitine inmektedir.
Bu derin arkaik Avrasyacı menşei, Türkiye jeopolitiğinin mayası addetmek icap eder. Bu Avrasyacı katman, Türkiye devletçiliği tarihinde üstünlük teşkil etmesine ve şu anki aşamada bir hayli zayıflamasına rağmen hiç de küçülmemiştir.
Aslına bakılırsa Panturanizm ülküsü asıl bu derin katmana seslenmektedir. Gerçi sırf ırksal faktör ve tarihi Rusofobi (Rus aleyhtarlığı) vurgusu (aynı zamanda, bu ideolojinin üçüncü güçlerce ara amaçlar için kullanılması ihtimali) bu ülküyü esaslı bir şekilde göreceli kılmaktadır. Eğer Panturanizmin Avrasyacı bağlamda tashih edilmesi mümkün olsa idi, Türkiye jeopolitiğinin tutarlı ve çelişkisiz bir modeline oldukça uygun olacaktı.
Türkiye jeopolitiğinde ikinci düzlem, esasen Osmanlı jeopolitiğidir. Burada başlangıçtaki Türk saikinin temelinden değişimi ortaya çıkmakta, İslâm faktörü ve Türkler tarafından fethedilen toprakların girift etnik ve kültürel yapısı devreye girmektedir. Burada İslâmın tarihi jeopolitiği ile Akdeniz ve Ortadoğu’nun asırlara dayanan mürekkep jeopolitik sisteminin ortak hayatı söz konusudur.
Osmanlı İmparatorluğu, tüm bu mürekkep jeopolitik mecmuun tamamını Avrasyacı sert bozkırlıların denetimi altında toplamıştı. Bu bozkırlılar, imparatorluk kurucu enerjileri ve sade fakat sert askerî etikleri sayesinde bu çok çeşitli kitleyi tek bir jeopolitik sistemde eritip kaynaştırmayı başarmıştı. Ancak Mağrip’ten Balkanlar ve Kafkaslara kadar büyük mekânlar üzerinde denetim kuran Türklerin kendileri de, fethettikleri medeniyetlere özgü jeopolitik eğilimleri tedricen benimsemekteydiler.
Türkiye’nin jeopolitik tarihindeki üçüncü temel aşama, millî veya post-emperyal aşama olarak adlandırılabilir. Akdeniz’in uçsuz bucaksız mekânlarına fevkalâde yayılmadan sonra imparatorluğun idarî nüvesinin jeopolitik saiki, dar bir millî devlet boyutuna kadar geriledi. Bu durum hemen bir çok yeni probleme yol açtı: Türkler emperyal idarenin etnik çekirdeğini oluşturdukları zaman millî esas, jeopolitik, sosyal ve dinî misyonla örtüşmekteydi. Fakat önder bir etnisitenin üstünlüğünde Kemalist ulus-devlet modeline geçişte özellikle Rum, Bulgar, Ermeni ve Kürt millî azınlıklar problemi yeni bir boyut kazandı. Modern Türkiye’nin, Genç Türklerin demir iradesi ile perçinlendiğini, laiklik ye millîyetçilik prensipleriyle kaynaşmış, katı bir askerî özün üstünlüğünde kurulduğunu biliyoruz. Fakat askerî-siyasî yapıyla böylece perçinlenen ulus-devlet oluşumu, artık büsbütün yeni bir jeopolitik çizgiyi dikte etmekteydi: O andan itibaren Türkiye, İslâm aleminde liderlik iddiasında bulunamazdı. Zira diğer İslâm ülkelerinin (Büyük Britanya tarafından desteklenen ve hatta tahrik edilen) çoğunluğu, Türkiye karşıtı millî politikalar neticesinde ortaya çıkmışlardı.”
Sayin DeltaG, buraya zahmet edip bu yazilari aldiginiz icin tesekkur ediyorum. Bizi hasim olarak gorduklerini hic sasmadim ama ekonomik nedenlerle aramizda ufak bir yakinlasma olabilir. Rusya ve Ukrayna gibi ulkeler bana kalirsa AB'ye girmeye calisacaklardir. Kulturel olarak (din, irk, vs) kendilerini Avrupa'ya yakin sayiyorlar. Bu Ortodoks ulkeleri arasinda muthis bir dayanisma var. En son ornegini Kibris'ta gorduk. Turkiye'nin ise uluslararasi alanda, buna Azerbaycan gibi ulkeler de dahil olmak uzere pek dostu yok. Kibris oylamasinda Azeri Turkler sirra kadem bastilar. Dinsel acidan dost ulke arasaniz o da yok, Iran malum, Araplardan hic konusmayalim. Bizim gibi yalniz ulkelerin isi zor. Olan dost ise hep cikar icin "dost".
AB'nin Turkiye girdiginde dagilma ihtimaline gelince.... Eger ABD'nin basarisini elde ederlerse, ABD gibi buyuk bir ekonomiye sahip olabilirlerse, bence dagilmazlar. AB'nin sosyal programlarini bilmiyorum, onlarinda biraz azaltilmasi gerekir, yoksa para yetismez gibi geliyor. Bazi Avrupali ulkelerin acaip sekilde devletten beklentileri var. Iskandinavlar Turkiye'ye depresyon tedavisi icin gonderiliyormus. Guneste tatil yapmak icin. Bedava! Bunu hangi devlet kaldirabilir.
Sevgili Lawless benim dağılma fikrine varışımın Türkiye ile hçbir ilgisi yok çünkü ekonomik ve sosyal gelişmelere bakarsak sürekli mücaadele içinde dine dayalı çok uluslu bir İmparatorluk görüntüsü içinde. Dağılma nedeni de ekonomik olacak çünkü emekli sayısı hızla artmakta AB'de çalışan nüfusun onları beslemesi güçleşecek 3. dünya ülkeleride sanayisini güçlendirmeye başladı eskisi kadar rahat ihracat da yapamayacak bunun gibi nedenlerle bir öngörüde bulundum Türkiye bu durumda can simidi ama Türkiye at gözlüğü takıp sadece bir noktaya odaklanmış barbie isteyen kız çocukları gibi zırlıyor bu yanlış bence
DEĞERLİ ARKADAŞLAR RUSYA VE DİĞER ÜLKELERLE YAZDIKLARINIZ DA HAKLILIK PAYI VAR ANCAK, BİR NOKTAYI GÖZDEN KAÇIRIYORSUNUZ BU GÜN DÜNYA ÜLKELERİ EKONOMİK ÇIKAR İLİŞKİLERİ PEŞİNDE YANİ İKİ ÜLKENİN BİRBİRLERİYLE OLAN İLİŞKİLERİNDE TARİHİ SORUNLARDAN ÖTE KURDUKLARI İLİŞKİDE SAĞLAYACAKLARI EKONOMİK ÇIKARLAR ÖNEMLİDİR ARTIK. BU GÜN AVRUPA BİRLİĞİNİN ASLİ ÜYELERİNİ OLUŞTURAN FRANSA, İNGİLTERE, ALMANYA BİRBİRLERİYLE KAÇ YÜZYIL SAVAŞTILAR? FAKAT ŞU ANDA ONLAR İÇİN ÖNEMLİ OLAN GEÇMİŞTEKİ SAVAŞLARI VE ONDAN ARTA KALAN HESAPLAŞMALAR DEĞİL ŞU ANDA BİRBİRLERİYLE KURDUKLARI BİRLİKTEN ELDE ETTİKLERİ VE EDECEKLERİ EKONOMİK ÇIKARLAR. ÇÜNKÜ GÜNÜMÜZDE DÜNYANIN TEK HAKİMİ EKONOMİ. TÜRKİYE AVRASYA BİRLİĞİ PROJESİNDEN TAM BİR RANDIMAN ALAMAZSA BİLE EN AZINDAN AB'YE BAŞKA ALTERNATİFLERİNİN OLDUĞUNU KANITLASI AÇISINDAN İYİ BİR GİRİŞİM OLABİLİR.
Alisinkay, Kusura bakma, dogru yazmamisim, Turkiye girdigi an dagilacak demek istememistim. Hos bazi anti-Turk kisiler onu da soyluyor ama dagilacaksa bizle ilgisi olmaz, haklisin. Turkiye'yi almalari cok uzun surecegi icin, senin dedigin gibi o zamana AB kalmayabilir. Bu ikinci cevabinla seni daha iyi anladim. Mantikli dusunuyorsun. Verdigin nedenlerin hepsi onemli, ve gecerli. Benim onlar aklima gelmemisti. Islam'in durumunu inceleyen bir kitap okuyorum, Musluman ulkeler ilkonce Batinin gerisine dustuler ama simdi de Uzakdogu ulkeleri bile onlari gecti diyor. Insan uzuluyor bunlari okuyunca. Yazar Islam'a saygili, kotu bir acendasi olmayan bir profesor. Petrol gibi onemli kaynaklari olan Arap ulkelerinin bataklikta surunmesinin, ufacik bir ada olan, tarim yapacak sahasi bile olmayan Japonya'nin ise, G-8 ulkesi olmasinin nedenleri olsa gerek.
Avrupa diye tutturmamiza gelince gene haklisin. Boyle oldugumuzu gordukce bizden acaip seyler istiyorlar, ve aliyorlarda. Tartistigimiz mal mulk edinme kanunu gibi. Yunanistan'da simdi Ege'yi almaya calisacak, plan bu. Lahey'e gidecekler diye duydum. MGK ya da Genelkurmay baskanimiz Ozkok evet demis. Insallah Turkiye'yi Anadolu'ya hapis etmezler. Bir gemiyi Marmara'dan Akdeniz'e Yunan karasularina girmeden goturebilmemiz lazim.
Alıntı:Alıntı yapılan üye ; celebiaraz:
BU GÜN AVRUPA BİRLİĞİNİN ASLİ ÜYELERİNİ OLUŞTURAN FRANSA, İNGİLTERE, ALMANYA BİRBİRLERİYLE KAÇ YÜZYIL SAVAŞTILAR? FAKAT ŞU ANDA ONLAR İÇİN ÖNEMLİ OLAN GEÇMİŞTEKİ SAVAŞLARI VE ONDAN ARTA KALAN HESAPLAŞMALAR DEĞİL ŞU ANDA BİRBİRLERİYLE KURDUKLARI BİRLİKTEN ELDE ETTİKLERİ VE EDECEKLERİ EKONOMİK ÇIKARLAR.
araz
Celebi, Ingiltere Almanya Fransa'nin eski savaslari seni aldatmasin. Turkiye'ye tamamiyla degisik bakiyorlar. Butun Avrupa birbirlerini Irk, Din ve Kultur bakimindan birlik hissediyor. Turkiye'yi ise tamamiyla bir yabanci, Orta dogulu, Asyali olarak bakiyorlar. Musluman kimligimizi sevmiyorlar, istemiyorlar. Irk ve Din, AB'nin Turkiye'yi istememesinde rol oynayan 2 buyuk neden. Acik acik soyleyemezler. Onun yerine cok buyuksunuz diyorlar. Demokrasimizde, ekonomimizde kusur buluyorlar. Kusur var mi var ama Romanya'da gulluk gulistanlik degil. Hirvatistan'a hizlandirilmis uyelik. Onlara evet, bize hayir, artik siz anlayin asil nedenlerini.
Avrupa Topluluğu Adalet Divanı'nın Yeşiller kararı hakkında ayrıntılı bilgiye ihtiyacım var.Bu konuda çalışma yapmiş olanınız varsa ve yardım olursa...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evlat edinilen çocukların eski...
04-05-2025, 20:37:53 in Aile Hukuku