Hizmetlerin çok dilli verilmesine karar veren Diyarbakır'ın Sur Belde Belediyesi Meclisi, Danıştay tarafından feshedildi. DTP'li Başkan Abdullah Demirbaş da görevden alındı
DİYARBAKIR - Danıştay 8. Dairesi, 'belediye hizmetlerinde çok dilli belediyecilik yolunda karar alan' Diyarbakır'ın DTP'li Sur Beldesi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş'ın başkanlığını düşürdü, kararı alan belediye meclisini de feshetti.
Sur Belediye Meclisi geçen yılın ekim ayında Türkçenin yanı sıra Kürtçe olmak üzere 'Çok dilli belediyecilik kararı' aldı. Kararın ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı. İçişleri Bakanlığı, Sur Belediye Başkanı Demirbaş'ın görevden alınması ve Belediye meclisinin feshi talebiyle Danıştay'a başvurdu. Başvuruyu değerlendiren Danıştay 8. Dairesi, Demirbaş'ın başkanlığının düşürülmesine ve belediye meclisinin feshine oybirliğiyle karar verdi. Danıştay'ın kararında 'Çok dilli belediyecilik kararının' gerek Anayasa ve yasa maddeleri, gerekse Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı kapsamında bir hakkın kullanımı olarak değerlendirilmesinin olanaklı olmadığı belirtilerek, şöyle denildi: "Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde belirlenen ve güvence altına alınan temel ve hak özgürlüklerin kullanımını aşan, bu kuralların amacına ve öngörüsüne aykırı bir niteliğin oluştuğu sonuç ve kanaatine ulaşılmaktadır."
Büyükşehir onaylamıştı
Danıştay'ın aldığı kararla Demirbaş'ın başkanlığını düşürürken, 14'ü DTP'li üçü CHP'li ve sekizi AKP'li toplam 25 meclis üyesinin bulunduğu belediye meclisi de feshedildi. Belediye meclisinin aldığı 'Çok dilli belediyecilik' ile ilgili karara 17 üye kabul, yedi üye ret oyu vermişti. Kararı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir onaylamıştı.
Sur Belediyesi Meclisi üyesi olan Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili İlhan Diken'in de belediye meclisinin feshedilmesi nedeniyle görevi düştü. Demirbaş ve meclis üyelerinin aynı konu nedeniyle Diyarbakır'da açılan davada yargılanmaları sürüyor. Baydemir de aynı davada yargılanıyor.
Demirbaş davalarda verdiği savunmada, uygulamanın günlük yaşamda geleneksel olarak kullanılan farkli dil ve lehçelerde yayın yapılabilmesiyle ilgili mevzuata uygun olduğunu savunmuştu. Demirmaş, savunmalarında şöyle demişti: "Mahalli ihtiyaçlara uygun araç ve kanallar oluşturulmaya çalışılarak toplumun yönetime katılması ve yönetimin hemşerilerle bütünleşmesi amaçlanmıştır. Sosyal ve kültürel alanda hizmet vermek ve yerel mahalli ihtiyaçları ve buna özgü hizmetleri halka anlatmak ve halkın yönetime katılmasını sağlamak amacıyla göçle gelen ve büyük çoğunluğu yerel dil kullanan kitlelerle temas ve iletişim dili olarak resmi dilimiz Türkçenin yanında kullanma gerekliliği doğmuştur."
'Bu AB'nin reddidir'
Demirbaş kararı Radikal'e değerlendirdi. Görevden alınmasının siyasi olduğunu söyleyen Demirbaş, şöyle konuştu: "Biz 'çok dilli belediyecilik' kararıyla Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü ile demokrasisine çok önemli katkılarda bulunduk. Bizim tutumumuzda iddia edildiği gibi ülkeyi bölmek değil, tam tersine birleştirme çabası olduğu görülecektir. Bu kararla Türkiye'de demokrasi yara aldı. Çok dilli belediyecilik, Türkiye'nin sosyolojik gerçeğine uygundu. Demokrasi yara aldı. Danıştay sadece Kürtçe değil, Ermenice, Süryanice, Keldanice ve İngilizce hizmet verilmesinin de önünü kesti. Çok dilliliğin reddi AB'nin reddidir. AİHM'ye kadar gideceğiz. " (Radikal, dha)
Dink'in oğluna hapis istemi
Reuters'e 'Bu soykırımdır' dediği için TCK 301'den yargılanan Hrant Dink'le ilgili suçlama, öldüğü için düştü. Aynı davada yargılanan oğlunaysa üç yıl hapis isteniyor
RADİKAL - İSTANBUL - Uğradığı silahlı suikast sonucu yaşamını yitiren AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'le ilgili davalar düşerken, onunla birlikte yargılananlar dün yargı önündeydi. AGOS'un yazıişleri müdürü ve gazetenin imtiyaz sahibi Serkis Seropyan, bir davadan beraat etti. Ancak 'Türklüğü aşağılamak'tan açılan başka bir davada üç yıl hapisleri istendi.
Hrant Dink, Reurters Haber Ajansı'na verdiği bir demeçte "Elbette bu bir soykırımdır" demiş ve bu sözler AGOS'un 21 Temmuz 2006 tarihli sayısında yayımlanmıştı.
Reuters'deki röportaj
Reuters'deki röportajın AGOS'ta yayımlanması üzerine Dink'le birlikte gazetenin yazıişleri müdürü Arat Dink ve imtiyaz sahibi Serkis Seropyan hakkında TCK'nın 301. maddesi uyarınca dava açılmıştı.
Dink öldüğü için hakkındaki suçlama düşerken, oğlu Dink ve Seropyan dün Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dün hâkim karşısına çıktı.
'Ben de şikâyetçiyim'
Arat Dink, hakkında açılan davaların babasının hedef gösterilmesinde etkin rol oynandığını belirterek, davaların açılmasında sorumluluğu olan bütün yargı mensuplarından şikâyetçi olduğunu söyledi. Seropyan'sa "TCK'nın 301. maddesine karşı imza toplamak gerekirse bugün yine aynı şeyi yaparım" dedi.
Savcı Mücahit Ercan, sanıkların ispatlanmamış bir soykırım meselesiyle birlikte bir halkın yok edildiğini ima ederek, Türklüğü aşağıladıklarını belirterek üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Duruşma ertelendi.
Aynı mahkemede Dink'in altı ay hapis cezası aldığı cezadan sonra gazetede yer alan yazılar nedeniyle Hrant Dink, Arat Dink, Seropyan ve gazeteci Aydın Engin hakkında 'yargıyı etkilemeye teşebbüs'ten açılan dava da görüldü. Dink'le ilgili suçlama düşerken, diğer sanıklar beraat etti. Davanın ilk duruşmasında Dink saldırıya uğramıştı.
Öcalan'ın avukatı: Artan şiddetten ne PKK ne de Türkiye kazançlı çıkar
Terör örgütü PKK toplantısına katıldığı gerekçesiyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından önceki gün 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırılan terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın avukatı İrfan Dündar, son günlerde tırmanan terör olaylarının kimseye kazanç sağlamayacağını söyledi.
İrfan Dündar, "Şiddetten ne PKK ne de Türkiye'ye kazanç sağlar." şeklinde konuştu.
İrfan Dündar, iki yıla yakın zamandır görüşmediği terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yaptığı için cezalandırıldığını ileri sürdü. İrfan Dündar, son günlerde tırmanan terör ve şiddet ortamına da dikkat çekerek, "Ne zaman kan dökülse, bir çözüm bulmak için herkes üzerine düşeni yapmalı. Hem PKK, hem de Türkiye bunu çözmeye çalışmalı. Ateşkesten bir beklenti var. Çatışmayı kim yaparsa yapsın tasvip etmiyorum. Şiddetten ne PKK ne de Türkiye kazanç sağlar." açıklamasında bulundu. İrfan Dündar, önceki gün İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmasında 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştı. Dündar, hakkında verilen hapis cezasının siyasi bir karar olduğunu savundu. İrfan Dündar, "Bana verilen ceza, anormal bir karardır. Deliller değerlendirildiğinde ve dosyaya bakıldığında hiçbir somut delil yoktur. Bu nedenle konjonktürel bir karardır. Bunlar Öcalan'ın avukatlığını yapmamın sonuçlarıdır. Hukuki olmaktan çok apar topar olması siyasi bir karar olduğunu ortaya koyuyor." diye konuştu.
Ankara, Anka ZAMAN
Evine giren hırsızı öldürene 10 yıl hapis
ANTALYA - Alanya'da evine giren hırsızı av tüfeğiyle öldüren kişi 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İzmir'de ise silahlı soyguncuyu vuran kuyumcu meşru müdafaayla beraat etti.
'Örümcek Adamlar Çetesi' adlı bir hırsızlık çetesinin elebaşı olduğu öne sürülen Şehmus Bayar, 26 Ocak 2007'de Küçükhasbahçe Mahallesi'ndeki bir apartmanın dördüncü katından Muhammet Mustafa Postalcıoğlu'nun dairesine girmiş ve av tüfeğiyle öldürülmüştü. Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'kasten adam öldürme' suçundan yargılanan Postalcıoğlu, müebbet hapse mahkûm edildi. Daha sonra Postalcıoğlu'nun cezası hafifletici sebepler göz önüne alınarak 10 yıl hapis cezasına çevrildi. Bayar'ın 44 ayrı sabıkası bulunduğu öğrenildi. Postalcıoğlu'nun avukatı bu cezanın hırsızları cesaretlendireceğini söyledi.
Karabağlar semtindeki kuyumcu dükkânını soymak isteyen silahlı iki kişiye ateş açarak Burak Belek'i öldüren Mustafa İdişçi ise beraat etti. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, ömür boyu hapis istemiyle yargılanan İdişçi'ye 'olayın meşru müdafaa içerisinde gerçekleştiği için' ceza vermedi. (dha, aa)RADİKAL
Kaynak TBB
Hukuki NET Güncel Haber
Konu Av.Duygu Tekay tarafından (16-06-2007 Saat 19:35:37 ) de değiştirilmiştir.
Samsun'daki yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz 46 yıl, diğer sanıklar da 9-49 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak
İSMAİL AKDUMAN Samsun DHA/MİLLİYET
Samsun'da, ihalelere fesat karıştırıldığı iddiasıyla başlatılan "A Takımı operasyonu" iddianamesi tamamlandı. Toplam 43 kişi hakkında hapis cezası talep edilen iddianamede, Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Yusuf Ziya Yılmaz hakkında da 46 yıla kadar hapis cezası istendi.
Olay, yaklaşık 2 ay önce jandarma ve polisin ortak operasyonu sonucu savcılık izniyle bazı işadamlarının cep telefonlarının dinlenmesiyle ortaya çıktı.
Kentte büyük yankı bulan operasyonda Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ihalelerin belli şirketlere ve kişilere verildiği, akaryakıt istasyonu ruhsatlarından da 150 bin YTL'ye kadar para alındığı belirlendi. Operasyona konu olan maddi rakamın ise 100 milyon YTL'nin üzerinde olduğu ileri sürüldü.
Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan iddianamede, Yılmaz hakkında "zincirleme şekilde rüşvet almak", "ihaleye fesat karıştırmak", irtikap" ve "zimmet" suçlarından toplam 46 yıla kadar ağır hapis cezası istendi. Diğer sanıklar için de 9 ile 49 yıl arasında hapis cezaları talep edildi.
Yuvacık sanıklarının hepsi beraat etti
İstanbul ve İzmit'in su ihtiyacını karşılamak üzere Hazine garantisiyle yapılan Yuvacık Barajı'yla ilgili 'devlet alımına fesat karıştırmak'tan yargılanan dokuz sanık da beraat etti. Sefa Sirmen: Başbakan'ın bana ve halka özür borcu var
RADİKAL - ANKARA - İzmit Büyükşehir Belediyesi Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesi (Yuvacık Barajı) ile ilgili 'devlet alımına fesat karıştırdıkları' iddiasıyla yargılanan dokuz sanık da beraat etti.
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün sonuçlanan davada Gama Yönetim Kurulu Başkanı Erol Üçer, Güriş Yönetim Kurulu Başkanı İdris Yamantürk, eski İzmit Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Kadri Veziroğlu, dönemin Hazine Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürleri Ata Murat Kudat, dönemin Başbakanlık Müşaviri Mehmet Aydın Karaöz, Par Danışmanlık yetkilisi Mehmet Bülent Özgün, dönemin Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdür Yardımcısı Osman Emed, dönemin Hazine Müsteşarlığı Sosyal Sektörler Koordinasyon Daire Başkanı Bahaettin Gülgör ve DPT Müsteşar Yardımcısı Mehmet Yavuz Arınsoy hakkında, 'devlet alımına fesat karıştırmak' suçunun yasal unsurları oluşmadığı ve sanıkların suçu işlediklerine dair kesin ve yeterli delil bulunamadığından beraatlerine karar verildi.
İlk karar bozulmuştu
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın ilk yargılanmasında tüm sanıklar beşer yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme, suç nedeniyle kamunun zarara uğratılması gerekçesiyle sanıkların cezasını yarı oranda artırmış, duruşmalardaki iyi halleri nedeniyle ise altıda bir oranında azaltmıştı. Böylece sanıklar altışar yıl üçer ay hapis cezası almıştı.
Yargıtay da bozmuştu
Sanıklardan dönemin Hazine Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Daire Başkanı Esma Serhat Güray, ilk yargılamada beraat etmişti. Yargıtay 5. Ceza Dairesi de dokuz sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararını eksik inceleme nedeniyle bozmuştu. Bozma kararında Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın kesinleşip kesinleşmediği, baraj yapımı gibi teknik bir işlem için bilirkişi incelemesinin yaptırılmaması, inşaatçı firmaların haksız çıkar sağlayıp sağlamadığı gibi hususların eksik kaldığı belirtilmişti.
Dönemin Kocaeli Belediye Başkanı olan CHP milletvekili Sefa Sirmen, mahkemenin kararıyla ilgili "Yuvacık'la ilgili söylentiler sona erdi, şimdi sayın Başbakan ile sayın Orman Bakanı Osman Pepe'nin bana ve Türk halkına bir özür borcu var" dedi.
'İstanbul su alma sözünü tutmadı'
İzmit ve İstanbul'a su sağlamak üzere yap-işlet-devret modeliyle Hazine garantisiyle temelleri atılan Yuvacık Barajı, 1998'de 30 ayda bitti. Ancak su satılmaması nedeniyle barajda bugüne kadar 1.3 milyar dolara yakın kaynak heba oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan, "En büyük Ali Dibo burada. 'İstanbul'a su verecek', sözünü verdiler. Şu anda barajda su yok. Bu parayla 50 baraj yapılır" dedi. Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal'ın, "Hesabını sormazsan namertsin" sözleri üzerine de, "Hesap sorma makamı yargıdır" dedi. Sirmen ve sanıklar ise Yuvacık'ın kendini finanse edebilir olmaktan çıkmasının nedeninin, barajdan su alma taahhüdünü yerine getirmeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi olduğunu söylemişti.
İsrailli şarapçı tam 2 milyar dolarla geldi Kalecik Belediyesi ilk duvarda ’dur’ dedi
Oya ARMUTÇU/ANKARA/HÜRRİYET
İsrailli şarapçı tam 2 milyar dolarla geldi Kalecik Belediyesi ilk duvarda ’dur’ dediİsraillli Mordehay Bosmat’ın Ankara Kalecik’te 2 milyar dolarlık projesi mahkemelik oldu. F-16 Projesi’nde temsilci olarak çalışan Bosmat’ın organik şarapçılık yatırımı için belediye tapu iptal davası açtı ve bağ duvarını mühürledi.
Bunun üzerine şirketin avukatları belediye hakkında suç duyurusunda bulundu.
ANKARA’nın Kalecik İlçesi’nde 2 milyar dolarlık bir yatırımı İsrailli yatırımcı Mordehay Bosmat ile belediyeyi karşı karşıya getirdi. F-16 projesi İsrail delegasyonu temsilcisi olarak Türkiye’de çalışan İsrailli Mordehay’ın turizm ve organik şarapçılık yapmak için başlattığı yatırım için Kalecik Belediyesi tapu iptal davası açtı ve bağ duvarını mühürledi. Bunun üzerine Mordehay’ın avukatları da belediye hakkında suç duyurusunda bulundu.
SORUN NEREDEN ÇIKTI: Kalecik’te daha önceki belediye yönetimi Maliye’den aldığı arsayı Sun Fidancılık’a sattı. Sun da bu arsayı, yüzde 99’u İsrail ve yüzde 1’i Türk olan Kalecik Bağcılık Yatırım İnşaat Ticaret Sanayi Ltd.’e sattı. Yüzde 99’u İsrail ve yüzde 1’i Türk olan Kalecik Bağcılık Yatırım İnşaat Ticaret Sanayi Ltd., Kızılırmak kıyısındaki, 335 hektarlık arazide, üç şarap fabrikası, bir şarap laboratuvarı, dünyanın en ünlü dört şatosunun minyatürleri, 240 bağ konağı ve 12 bağ restoranından oluşacak turizm ve organik şarapçılık projesi için 44 gün önce yatırıma başladı. Ancak 120 bin dolar harcanarak, ilk organik bağ yapılınca ortalık karıştı.
BAŞKANA SUÇ DUYURUSU: İlçedeki bazı grupların bu yatırıma karşı çıkmasının yanı sıra Kalecik Belediyesi, İsrailli firmanın araziyi satın aldığı Sun şirketine tapu iptali davası açtı. Belediye, 1998 yılında KDV dahil 18 milyara satılan 3 milyon 351 bin metrekarelik alan için "Arazi ucuza satıldı. Aradan 5 yıl geçti ve sözleşme gereği alanda bağcılık yapılmadı" diye dava açarken, davalı taraf ise, "Altyapı çalışması, harita çalışması, bağcılıkla ilgili imar planları yaptık" diye kendini savundu. Belediye örnek olan ilk bağın duvarını da "ruhsatsız" diye mühürleyince yatırım durma noktasına geldi. Bunun üzenine Kalecik Bağcılık Yatırım’ın Ceyda Sezgin de, "yatırımın engellendiği" iddiasıyla Ankara ve Kalecik Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu işleme konuldu ve inceleme başlatıldı.
KAYMAKAM DESTEK ÇIKTI: Kalecik Kaymakamı İrfan Demiröz ise hukuk içinde yerli-yabancı her türlü yatırımcıya istihdam sağlandığı için desteklediklerini belirterek, şöyle konuştu: "Burası Anayasal hukuk devleti. Yabancıların yatırım yapma hakkı var. Bu olaylar yerel birtakım menfaat gruplarının yönlendirmesiyle oluyor. Kalecik halkı yabancı yatırımcıyı istiyor. Asayiş sorunu diye bir şey yok. Bizim burada hayallerimiz var. İnsanları toprağa geri çekmemiz lazım."
Belediye: Davamız Sun Fidancılık’la
İSRAİLLİ şirketin iddialarını reddeden Kalecik Belediye Başkanı Orhan Benli, "Maliye’den 18 milyara alınan yer 18 milyara satılır mı" derken, "Yeşil alan diye alınmış, ikinci, üçüncü şahsa satılmış. Hazine, belediyeye icra koydu. Hibe istemedim, ’bu icraları ödeyin’ dedim. Davamız Sun Fidancılık’la. İsrailli firma sorunu Sun’la çözecek. Yargı ne karar verirse, ona uyarız. Harç parasının günü var, kırıp sarıp yatıracağız" dedi. Benli, duvar mühürleme olayına ilişkin , "Tamirat-tadilat yaparken belediyeden ruhsat alınır. Bunu söyledik, dinlemediler. Biz de yetkimizi kullanıp mühürledik" derken, yabancı düşmanlığı yapmadıklarını da vurguladı. Benli, "Yatırımcı başımızın tacıdır. Buyursun gelsinler. İsrailli olur, Yunan olur, Amerikalı olur bizim için fark etmez. Yasalar hak, hukuk, adalet çerçevesinde herkese kapımız açık" dedi.
AB’den 10 milyon Euro’luk kredi imkánı
KALECİK Kaymakamı İrfan Demiröz, AB’nin 7’nci ve 8’inci çerçeve programında Türkiye’ye 2.5 milyar Euro kaynak ayrıldığını ve proje kıtlığı yüzünden sadece 450 milyon Euro’nun kullanılabildiğini hatırlatarak, şunları söyledi: "İsrailli firma proje kapsamındaki 3.5 milyon metrekarelik alanda, AB fonlarından 10 milyon Euro’luk hibe almayı planlıyor. Kaymakamlığa şirketin beyanları bu şekilde. AB düz tarım arazisi yerine dağlık alana bu krediyi veriyor. Hibe kredisi almaları mümkün görünüyor."
İsrailli firma: Hukuka uygun işlemler yaptık
KALECİK Projesi’nin koordinatörü ve telif hakları sahibi Babakan Olcaysü, Başkan Orhan Benli ve belediye hakkında, "Özel mülkiyete izinsiz girdikleri" iddiasıyla suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, şunları söyledi: "Mordehay Bosmat, 9 yaşında Türkiye’den göç etmiş Türkiye’yi ikinci vatanı gibi görüyor. 2 milyar dolarlık F-16 Projesinde İsrail delegasyonun temsilcisi olarak burada bulundu. Bu görevi esnasında Türkiye’de kazandığı para ile burayı almış. Biz burayı Sun Fidan adlı bir şirketten aldık. Belediye o şirkete dava açtı. Biz davada taraf değiliz. Üç yıldır yatırım yapmıyorduk. Kalecik Kaymakamı İrfan Demiröz ikna etti. Bize her türlü güvenceyi verdi ve yatırıma başladık. Belediye bizden 2 trilyon hibe istiyor. Yaptığımız bütün işlemler hukuka uygun, bu parayı vermeyeceğiz."
30’luk sandıktaki 3 el bombası kayıp
15 Haziran 2007
Toygun ATİLLA- Arda AKIN /HÜRRİYET
30’luk sandıktaki 3 el bombası kayıpİstanbul Ümraniye’de bir eve düzenlenen baskında ele geçirilen el bombalarının, 2005 yılında Kuvvai Milliye Derneği kurucularından Emekli Astsubay Oktay Yıldırım tarafından getirildiği tespit edildi.
Askeri mühimmat sandığının içindeki 3 adet el bombasının ise kayıp olduğu ortaya çıktı. Üst düzey bir emniyet yetkilisi, "Sandık içinde 30 tane bomba yuvası var. 3 el bombası kayıp. Bu bombalar Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombalar olabilir" dedi. Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından önceki gece Ümraniye’de bir eve yapılan baskında 27 adet el bombası, 18 fünye ele geçirilmişti. Evde bulunan Mehmet Demirtaş ve Ali Yiğit’in patlayıcıları aldıklarını söyledikleri Emekli Astsubay Oktay Yıldırım da operasyonda gözaltına alınmıştı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorgulanan Mehmet Demirtaş’ın ifadesinde polise, Oktay Yıldırım’ın ilişki ağıyla ilgili önemli bilgiler verdiği kaydedildi. İddiaya göre Demirtaş ifadesinde "Oktay Yıldırım, Muzaffer Tekin, Veli Küçük, Mersin’deki Kuvvai Milliye Derneği kurucularından Bekir Öztürk ve Kuvvai Milliye Derneği’nin Teşkilat Başkanı Hüseyin Görün sürekli irtibat halindeydi. Muzaffer Tekin’in sağ koluydu. Sürekli toplanırlardı" dedi. Demirtaş ayrıca, Oktay Yıldırım’ın kendisine geçen yıl sandık içinden bomba aldığını söylediği ancak bu patlayıcıları ne yaptığı konusunda bilgi vermediğini de söyledi.
Sorguların ardından elde edilen bilgiler ışığında İstanbul polisi, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’yle irtibata geçerek, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan bombalı saldırının ayrıntılı bilgilerini istedi.
Omuz omuza
İstanbul Ümraniye'de ele geçirilen 27 adet el bombasıyla ilgili yürütülen soruşturmaya adı karışan Kuvvai Milliye Derneği İstanbul İl Başkanı emekli astsubay Oktay Yıldırım'ın, Danıştay saldırısında azmettirici olduğu iddia edilen Muzaffer Tekin ve silah üzerine yemin ettiren Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli kurmay albay Fikri Karadağ ile yan yana çekilmiş fotoğrafı ortaya çıktı. Tarihi bilinmeyen fotoğrafın İstanbul Şile'de ulusalcıların bir toplantısında çekildiği iddia edildi. Fotoğrafta yer alanların kim olduklarına ilişkin bilgiler alt alta konulduğunda ortaya farklı bir tablo çıkıyor.
* Oktay Yıldırım: Özel Harp Dairesi'nden malulen emekli edilen astsubay. Ümraniye'de bir evde ele geçirilen 27 adet el bombasının sahibi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Kuvvai Milliye Derneği'nin İstanbul İl Başkanı.
* Muzaffer Tekin: Yüzbaşı iken 12 Eylül döneminde ordudan ihraç edildi. Kıbrıs Barış Harekatı'na teğmen rütbesinde katıldı, madalya aldı. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olaylarında azmettiricisi ve çete lideri olmakla suçlandı. Lakaplarından biri 'Albay'. Diğer lakabı ise 'Kızılelmacı.'
* Fikri Karadağ: Emekli kurmay albay, Özel Harp Dairesi Başkanı, Kuvayı Milliye Derneği Başkanı, Mersin'de silah üzerine yemin ettirirken görüntüleri yayınlandı. SABAH
Muzaffer Tekin, Oktay Y.'ye sahip çıktı: O benim evladım gibidir
Melik Duvaklı - Mühenna Kahveci/ZAMAN
Danıştay saldırısına adı karışan eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Ümraniye'de bir evde çıkan bomba ve patlayıcıların sahibi olduğu iddiası ile gözaltına alınan Oktay Y.'ye sahip çıktı.
Oktay Y.'yi evladı gibi sevdiğini kaydeden Tekin, olayın komplo olduğunu ileri sürdü. Tekin, "Oktay, lisansüstü eğitim yapıyor. Birçok yerde yazı yazıyor. Güneydoğu'da da savaştı. Bugün ise kalemiyle savaşıyor." ifadelerini kullandı. Bu arada Ümraniye Çakmak Mahallesi'ndeki evde oturan Ali Yiğit'in Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanmasında ismi geçen Kuvvayı Milliye Derneği İstanbul Şube Başkanı eski astsubay Oktay Y. tarafından sık sık ziyaret edildiği belirlendi. Ümraniye'deki operasyonda ele geçirilen askerî mühimmat sandığının içinde bulunan bombalardan 3'ünün eksik olduğu ortaya çıktı.
Oktay Y.'nin ifadesinde kendi adının geçtiğine inanmadığını vurgulayan Tekin, "Oktay, ifadesinde benim adımı söylemiş diyorlar. Kendimden biliyorum. Ben içerideyken bana ait olmayan her şey benim ifadem gibi verildi. 9 ay önce görüştüğüm avukat ile 'Son 48 saat içinde 40-50 defa görüştü' dediler. Üstüne basa basa söylüyorum. Görüşmedim. Oktay ise şimdi sorguda, siz onun ifadesini etik olarak nasıl yansıtırsınız? Ona da inanmıyorum. Oktay'ın böyle bir olayın içinde olduğuna da inanmıyorum." şeklinde konuştu. Oktay Y'ye komplo kurulduğunu savunan Tekin, Danıştay saldırısının rövanşının alınmak istendiğini iddia etti. Tekin, Oktay Y. ile arasının bozuk olduğu yorumlara da tepki gösterdi. Kimseyle arasının bozuk olmadığını söyleyen Tekin, "Oktay benim küçüğümdür. Küçük diye ara bozuk mozuk yok öyle. Ne demek ara bozuk. Bir hatası varsa yüzüne söylerim, gel derim, gelir karşıma oturur. O benim evladım gibidir." diye konuştu. Kendisi hakkında medyada yer alan haberleri üzüntüyle karşıladığını ifade eden Tekin şöyle konuştu: "Hiçbir medya organına çıkmadım. 'Ahlaki değerlerden yoksun, yalan, kirli haberler yapıldı' diye bağırmadım. Hukuki olarak hakkımı arıyorum. Bir medya kanalına çıkacağım. Birileri ülkeyi terk edecek. En baştan en aşağıya kadar herkes ayağını denk alsın. Birçok önemli kanaldan 5-6 aydır baskı var. Medya maymunu gibi oraya buraya çıkmam. Ama bir çıkacağım pir çıkacağım. Altın vuruş olacak. O zaman birileri bunun altından kalkamayacak."
Bombaların bulunduğu evin müdavimi
İçerisinde çok sayıda el bombası ve patlayıcının yakalandığı Ümraniye Çakmak Mahallesi'ndeki evde oturan Ali Y.'nin Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanmasına adı karışan Kuvvai Milliye Derneği İstanbul Şube Başkanı eski astsubay Oktay Y. tarafından sık sık ziyaret edildiği belirlendi. Ali Yiğit'in 2 senedir işlettiği manav dükkanını 15 gün önce boşalttığı ve bazı geceler taksicilik yapmaya başladığı öğrenildi. Ali Yiğit'in iki yıldır ikamet ettiği evin daha önce bahçesi dışa açık ve araç girişi olduğu, ancak bu girişlerin Yiğit tarafından kapatılarak dışarıdan soyutlandığı gözlenirken, eve Yiğit'in işlettiği manav dükkanının içerisinden ikinci bir girişin daha olduğu belirlendi. Söz konusu evde Ali Yiğit'ten önce de emekli bir astsubayın oturduğu tespit edildi. İki yıllık evli olan ve 3 aylık bir çocuğu bulunan Yiğit'in, eşini kısa süre önce memleketi Of'a gönderdiği belirlendi. Ali Yiğit, kendisini tanıyanlar tarafından "delidolu biri" olarak tanımlanıyor.
Ümraniye'deki bombalar Danıştay davasını etkiledi
Ümraniye'de ele geçirilen bombalar Danıştay saldırısının seyrini değiştirdi. Sanık avukatları bombaların araştırılmasını istedi
EVİN GÖKTAŞ / ANKARA/YENİ ŞAFAK
İstanbul polisinin operasyonu sonucu Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen cephanelikle ilgili, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davanın görüşüldüğü mahkemeye başvuru yapıldı.
Danıştay davasında yargılanan sanıklardan Süleyman Esen'in avukatı Mehmet Ener, Ümraniye'de bir gecekonduda yapılan aramada ortaya çıkarılan ve içerisinde 27 adet taarruz tipi el bombasının da olduğu cephaneliğin araştırılması istedi. Davanın görüşüldüğü Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na dün bir dilekçe veren Ener, bir ucu Danıştay ve Cumhuriyet'e kadar uzanan Ümraniye'deki bombaların soruşturma kapsamına alınarak araştırılmasını talep etti.
Ener, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalarla ilgili daha önce mahkemeye bir dilekçe vererek soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunmuş, ancak mahkeme reddetmişti. Ener, mahkemeye verdiği dünkü dilekçesinde şunları kaydetti: “14. 06. 2007 günlü Star, Yeni Şafak ve Bugün gazetesinde yayımlanan habere göre, yakalanan bombaların Cumhuriyet gazetesi ile aynı olduğu belirtilmiştir. Mahkememiz dosyayı içindeki ifade ve belgelere göre konunun araştırılmasını vekaleten arz ve talep ederim.” Ener'in talebi Danıştay suikasti ile ilgili duruşmanın yapılacağı 22 Haziran günü karara bağlanacak. Mahkeme heyeti, Ener'in talebini kabul etmesi halinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazarak bu konuda bilgi talep edecek. Ener'in talebi reddedilmesi halinde herhangi bir işlem yapılmayacak.
Adli Bilimler Dergisi - Cilt: 6 Sayı: 2 Haziran 2007 hakkındaki bu hukuk kitabı Seçkin kitap tarafından basılmış olup, ilgili kitap tanıtımı otomatik...
Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Wmic Windows Activation Key and...
03-05-2025, 14:36:12 in Aile Hukuku