Aralık 2006 tarihinde boşanma davam sonuçlandı. Taraflara tebligat ve tarafların yargıtaya 15 günlük süre içerisinde müracaat süreleri de kanuna uygun olarak yaklaşık 1.5 ay içerisinde tamamlandı.
Yerel mahkemenin boşanma davasıyla ilgili kararları:
1.Tarafların boşanmalarına
2. Eşit kusurlu olduklarından karşılıklı tazminat taleplerinin reddine
3.Davalı kadının eşit kusurlu olmasından ve yeterli gelire sahip olmasından dolayı nafaka bağlanmamasına
4.Çocuğun velayetinin babaya tevdiine
5.Boşanma kesinleşinceye kadar TEDBİR NAFAKASININ DEVAMINA
karar verildi.
Davalı taraf boşanma kararı dışındaki kararları yargıtaya götürdü, ben sadece tedbir nafakası konusundaki kararın yasaya aykırı olduğuna ve karar düzeltmesi yapılmasına dair müracaat ettim. Bu isteğim reddedildi ve boşanma kesinleşinceye kadar TEDBİR NAFAKASI ÖDEMEM konusunda karar değişmedi. Bu noktaya kadar yine de boynum kıldan ince diyebileceğim şekilde sustum.
YARGITAY kararları uyarınca BOŞANMA bendine taraflar iztiraz etmediğinden o bent kesinleşti. Ben Ocak 2007 itibariyle mahkemeye 'BOŞANMA MÜZEKKERESİNİN NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜNE BİLDİRİMİ'ne dair dilekçe verdim.
1. Dosya yargıtayda kesin boşanma tarihini bilemediğim için yazı yazamam gerekli evrakları görmem lazım, yargıtaydan dönmesini bekleyin dendi
2. Aralık 2007 tarihli karar tutanağının, davalı tarafın yargıtaya müracaat dilekçesinin ve benim sadece tedbir nafakasının kaldırılmasına dair itirazımın birer aslı gibidir fotokopisini alarak sayın hakimliğe sundum
3. Karşı tarafa tekrar Boşanmaya İtirazları Olup Olmadığını sormam lazım diyerek reddetti.
4. Karşı tarafa mğzekkereyle sorulsun diye dilekçe verdim
5. Hayır buraya gelsin söylesinler yazı yazmam dedi (eski eşim Ankara'da oturuyor dava 7 saat uzakta başka bir ilde görülüyor). Olurmu oyle şey boyle bir kanuni zorunluluğumuz yok gereken belgeler ortada illa istiyorsanız resmi yazıyla cevap istemelesiniz dedik.
6. O zaman bana yargıtaydaki dosyanın tamamının fotokopisini getirin dedi.
7. Artık ben de başka bir ilde yaşıyorum. İzin alıp gittim 2 günün sonunda 1000 YTL masraf yaparak fotokopiyi aldım ve mahkemeye istediğiniz dosya ektedir nüfusa bilgi verin diye arz ettim.
8. Dosyanın üzerine : Evet boşanma kesinleşmekle beraber usul gereğince nüfusa giden belge orjinal olmalı ve arkasına yazı yazmam lazım. Orjinal belge yargıtaydan gelene kadar beklenmesine karar verdim diye yazdı
9. Elinizde orjinal nüsha nasıl olmaz bir nüsha bizde var, bir nüsha karşı tarafta ve bir nüsha da HMUK gereği KARA PANOSUNDA var.' 5 aydır boşanma ilamımı nüfusa göndermediniz ve 5 aydı gereksiz yere TEDBİR NAFAKASI ödüyorum, görevinizi kötüye kullanıyor ve adaleti sağlamak bir yana tüm yasaları ihlal ediyorsunuz' diye dilekçe verdim ve 3 haftadır yanıt alamıyorum.
Soz konusu Sayın Hakim hakkında suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Bu yapılanlar hangi kanunun hangi maddelerine göre suçtur nasıl bir dilekçe yazıp nereye müracaat etmeliyim. Avukatım, benim bu hakimde tonla başka dosyam var kötü olmak istemiyorum gerekçesiyle bu konuda son adımı atmaktan yüksündüğünü beyan etti ve ortada kaldım. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Bu dönem içerisinde 10 Şubat 2007 tarihinde nasılsa boşandım diyerek nişanlandım ve elbet nişanlım ve ailesine sözler verdim. Daha Mart ayında evlenmeyi planlarken şu anda evlenememeye mahkum edildim. Güvenilmez adm durumunda kızımla ortada kalmış bekleşiyoruz. Şu an büyük tepkiler almamama rağmen hafif homurtular elbet nişanlımın ailesinden geliyor. Dosyanın Kasım 2007 den itibaren değerlendirmeye alınacağı düşünülürse bu gidişle yaklaşık 1 yıl daha beklemek gerekecek. Bu durumu nasıl açıklayabilir ki insan nişanlısına ve ailesine?
Hukuki NET Güncel Haber
Konu decussatio tarafından (06-06-2007 Saat 12:22:51 ) de değiştirilmiştir.
HMUK 573/5-6, 574 temelinde TCK, Anayasa, AİHM, İHEB, 1587, MK bilumum ihlal var ama yol gösteren yok Tesekkurler, doğru herkesin hakimlerle işi var, oradan ekmek yiyor kendi avukatım acık acık soyler ortadan kaybolursa gönüllü kim yardım etsin ki? Bir Hekim olarak omrum boyunca Hukuku mesleğimden kutsal bilirdim, hala da oyle bliririm o ayrı da hukukçular konusunda aynı fikiri muhafaza etmem mümkün olamadı. Hoşcakalın.
Bulduğum bazı verileri benzer durumda olan arkadaşların da faydalanması amacıyla sizlerle paylaşmak istedim.
ANAYASA
MADDE 12. ? Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
MADDE 13. ? (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
MADDE 19. ? Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.........Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir. (kısıtlanan hürriyetinin iadesi amacıyla )
MADDE 36. ? (Değişik: 3.10.2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
MADDE 40. ? Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.
MADDE 74. ? (Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.) Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye?de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.) Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.
MADDE 125.....................Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez. İdarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir....İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.
MADDE 129. ? Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.
MADDE 137. ? Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
MADDE 138. ? Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. (Sayın hakim kesinleşen kendi kararına bile uymuyor)
MADDE 141...............Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.
HMUK, TCK vs. olanları araştırıp buldukça müsadenizle sizlere aktarmayı istiyorum.
AIHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) : Benzer kararlar İHEB içerisinde de mevcuttur.
Madde 6 - Adil yargılanma hakkı
1.Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek
cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek
olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından
davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak
görülmesini istemek hakkına sahiptir.
Madde 8 - Özel hayatın ve aile hayatının korunması
1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı
gösterilmesi hakkına sahiptir
Madde 12 - Evlenme hakkı
Evlenme çağına gelen erkek ve kadın, bu hakkın kullanılmasını
düzenleyen ulusal yasalar uyarınca evlenmek ve aile kurmak hakkına
sahiptir.
Madde 13 - Etkili başvuru hakkı
Bu Sözleşme?de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes,
ihlal fiili resmi görev yapan kimseler tarafından bu sıfatlarına dayanılarak
yapılmış da olsa, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına
sahiptir
Madde 17 - Hakların Kötüye Kullanımının Yasaklanması
Bu Sözleşme hükümlerinden hiçbiri, bir devlete, topluluğa veya kişiye,
Sözleşme?de tanınan hak ve özgürlüklerin yok edilmesine veya burada
öngörüldüğünden daha geniş ölçüde sınırlamalara uğratılmasına yönelik
bir etkinliğe girişme ya da eylemde bulunma hakkını sağlar biçimde
yorumlanamaz
Madde 18 - Hakların kısıtlanmasının sınırları
Bu Sözleşme hükümleri gereğince, sözü edilen hak ve özgürlüklere
getirilen sınırlamalar ancak öngörülen amaçlar için uygulanabilir
HUMUK
Madde 176 - (Değişik madde: 30/04/1973 - 1711/1 md.) Adli ara vermede ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:
3. Her çeşit nafaka davaları,
5. Nüfus davaları,
NÜFUS VE NAFAKA İLE İLGİLİ İŞLEMLERDE ADLİ TATİL DAHİ YAPILAMAYACAĞI görülmektedir.
ONUNCU BAP : HAKİMLERİN MESULİYETİ
Madde 573 - Hakim ve icra reisi aleyhine aşağ?da yazılan sebeplere binaen tazminat davası ikame olunabilir:
.......................
5 - İta veya temin veya vadolunan menfaat dolayısiyle mugayiri kanun hüküm verilmiş olması,
6 - İhkakı haktan istinkaf olunması,
7 - (Ek bent: 14/12/1929 - 1539/1 md.) Memuriyet vazifesini yapmakta ihmal ve terahi gösterilmesi veya kanuna göre verilen emirlerin makbul bir sebep olmaksızın yapılmaması.
Madde 574 - İhkakı haktan istinkaf, kanunen kabule şayan olan bir arzuhali bila mucip reddetmek veyahut bir dava rüyete hazır bulunmuş ve sırası gelmişken bir takım vahi özürler beyaniyle hakikaten suikasitten naşi rüyetine teşebbüs ve devam etmektir.
*** İhkakı haktan istinkafta katibiadil marifetiyle hakimin zatına bir ihtarname tebliğ olunmak lazımdır.
Madde 31 - Boşanma kararını veren mahkemenin başkatibi kararın kesinleşti-
ği tarihten itibaren 30 gün içinde üç nüsha karar örneğini bulunduğu yer nüfus
memurluğuna vermekle,bu memur da kocanın kayıtlı olduğu yer nüfus memurluğuna göndermekle ödevlidir. Kocanın kayıtlı olduğu yer nüfus memuru tescilden sonra karar örneğinden bir nüshasını merkez arşivine,bir nüshasını karının nakledeceği yer nüfus idaresine gönderir.
Madde 49 - Mahkeme başkatipleri nüfus kütüklerini ilgilendiren kararları
kesinleşmesinden başlayarak otuz gün içinde bulunduğu yer nüfus dairesine onamlı karar suretlerini göndermek suretiyle bildirmeye mecburdurlar.
TCK
Madde 230: Hangi nedenle olursa olsun memuriyet görevini yapmakta savsama ve gecikme gösteren veya üstünün yasaya göre verdiği buyrukları geçerli bir neden olmadan yapmayan memur üç aydan bir yıla kadar hapis ve bin liradan beşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Bu savsama ve gecikmeden veya üstünün yasal buyruklarını yapmamış olmaktan Devletçe bir zarar meydana gelmişse,derecesine göre altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile birlikte süreli veya temelli olarak memuriyetten yoksun kalma cezası da hükmolunur. Her iki durumda memurun vazifesini geciktirmesinden veya verilen buyruğu yapmamasından, kişiler herhangi bir zarara uğramışsa bu zarar ayrıca ödettirilir.
231. Hakimlerin görevlerini ihmal etmeleri de aynı şekilde suçtur ve TCK 231. maddesinde düzenlenmiştir. Hakimlerin bir eylemini suç sayan norm, emredicidir. Kanun koyucu sair kamu görevlilerinin görevlerini ihmal etmeleri suçunu 230. maddede düzenlerken, hakimler için ayrı bir madde koymuştur. Türk Ceza Kanununun Üçüncü Babı;"Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümler" başlığını taşımaktadır ve görevi ihmal suçları da bu babın dördüncü faslında düzenlenmiştir.
DÖRDÜNCÜ FASIL: Memuriyet ve Mevki Nüfuzunu Suiistimal Edenler ve MemuriyetVazifelerini Yapmayanlara Ait Cezalar
Madde 228: Devlet memurlarından her kim bir şahıs veya memur hakkında memuriyetine ait vazifeyi suiistimal ile kanun ve nizamın tayin ettiği ahvalden başka suretle keyfi bir muamele yapar veya yapılmasını emreder veya ettirirse altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu muamelede hususi maksat veya siyasi saik veya sebep mevcut ise cezası üçte birden yarıya kadar artırılır. Memuriyetinin icrasında lüzumsuz yere sert muamelelerle bir şahsın kanun hükmüne veya hükümetin emirlerine itaat etmemesine sebep olan memur dahi aynı ceza ile cezalandırılır.
Mad233Yukarıdaki maddede yazılan emir ve iltimasa müsteniden hüküm ve karar veren hakimler hakkında dahi hüküm ve kararının suret ve mahiyetine ve mahkümun hukuku üzerine yaptığı tesirin derecesine göre iki seneden beş seneye kadar hapis ve hakimlikhizmetinden müebbed mahrumiyet cezası tatbik olunur.
ÜÇÜNCÜ FASIL Evrakta Sahtekarlık
Madde 339: Bir memur memuriyetini icrada tamamen veya kısmen sahte bir varaka tanzim eder veya hakiki bir varakayı tağyir ve tahrif eyler ve bundan dolayı umumi ve hususi bir mazarrat tevellüt edebilirse üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına mahküm olur. Eğer işbu varaka sahteliği ispat edilmedikçe muteber olan evrak kabilinden ise ağır hapis cezası beş seneden on iki seneye kadar verilir. Evrakın musaddak suretleri kanunen zayi olan asılları makamına kaim olmak lazım geldiği takdirde mezkür suretler hakkında asılları gibi muamele olunur.
Madde 340: Bir memur memuriyetini icra halinde bir varaka tanzim veya tahrir ederken hakikate muvafık olmıyan keyfiyet ve ifadeleri sahih ve huzurunda cereyan etmiş gibi gösterir, yahut zaptına memur olduğu ifadeleri zaptetmez, yahut bu ifadeleri değiştirir ise bundan dolayı umumi veya hususi bir zarar tevellüt edebildiği takdirde baladaki maddede yazılı olan cezalar ile cezalandırılır.
Madde 341: Bir memur aslı mevcut olmayan resmi bir varakanın musaddak suretini tasni ve kanuni şekline uydurarak ita eyler veyahut aslını değiştirip mahvetmeksizin işbu asla mugayir bir suret verir ise üç seneden sekiz seneye kadar ağır hapis cezası görür. Eğer işbu varaka sahteliği ispat olunmadıkça muteber addolunan evrak kabilinden ise ağır hapis cezası dört seneden eksik olamaz.
Eğer sahtekarlık resmi evrak münderecatının sıhhatini tasdik esnasında irtikap olunmuş ise bundan dolayı umumi veya hususi bir zarar tevellüt edebildiği takdirde fail hakkında bir seneden beş seneye kadar hapis cezası verilir.
Madde 346ir kimse sahtekarlık cürmünde ortaklığı olmaksızın sahte bir varakayı bilerek kullanır veya onunla menfaat temin ederse mezkur varaka resmi evraktan ise, 342 ve hususi evraktan ise, 345 inci maddelere göre ceza görür.
Madde 347
Bir kimse geçen maddelerde beyan olunan cürümleri kendisi veya başkası için sahih bir keyfiyetin esbabı sübutiyesini tedarik maksadiyle işlemişse resmi evrak sahtekarlığından dolayı bir aydan iki seneye kadar ve resmi olmıyan evrak sahtekarlığından dolayı altı aya kadar hapis cezasına mahkum olur.
Madde 348
Bir kimse tamamen veya kısmen bir varakanın aslını yahut aslın zıyaı takdirinde kanunen makamına kaim olan suretini ortadan kaldırır veyahut bozar ve bundan umumi veya hususi bir zarar neş'et ederse 339, 342, 343, 344 ve 345 inci maddelerde bildirilen farklara göre mezkur maddelerde yazılı cezalarla cezalandırılır.
Sayın decussatio
Bu kadar kanun maddesi arayıp ekleyene kadar, Medeni kanun ve Hukuk Usulü Myhakemeleri kanunu okusaydınız, daha anlamlı olurdu.
Boşanma ilemlerı, ferileriyle ilgili olarak bir bütündür. Kararın şurası burası yoktur. Karar, her ne sebeple temyiz edilirse edilsin, kesnleşmez. Bu nedenle de boşanma kararı nufusa işlenmez. Hakim doğru karar vermiş.
ONEMLİ BİR SORUM OLACAK : Bunca veri ışığında büyük şehirde Merkez Adliyesi Aile Mahkemesi Hakimi sıfatıyla görev yapmakta olan Sayın Hakim'i (2'nci derece ) hangi merciye şikayet etmem gerekir:
-Cumhuriyet savcılığı
-Hakim ve Savcılar yüksek kurulu
-Yargıtay
bu konuda çeşitli görüşler mevcut. Mekez hakimi ve derecesi itibariyle direkt Yargıtay'da dava açılmalı görüşü mevcut ve ben en azından gerekli girişimi yanlış yaparak vakit kaybetmek istemiyorum. Saygılarımla.
Sayın decussatio
Bu kadar kanun maddesi arayıp ekleyene kadar, Medeni kanun ve Hukuk Usulü Myhakemeleri kanunu okusaydınız, daha anlamlı olurdu.
Boşanma ilemlerı, ferileriyle ilgili olarak bir bütündür. Kararın şurası burası yoktur. Karar, her ne sebeple temyiz edilirse edilsin, kesnleşmez. Bu nedenle de boşanma kararı nufusa işlenmez. Hakim doğru karar vermiş.
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı :
Esas Karar
98/13923 99/578
YARGITAY İLAMI
3.2.1999
Özet:Temyiz incelemesi temyiz eden konuları hasren incelenir.
Butlan davası hak düşürücü sürede açılmamasına rağmen davanın
kabulüne dair hüküm temyiz edilmediğinden kararın o bölümü bozulamaz.
.............................................yapıl an yargılamasonucu, evliliğin feshine, maddi ve manevi tazminat iteğinin reddine kararverilmiştir. Hükmünün reddedilen maddi ve manevi tazminat, velayet ve nafaka bölümü davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay tarafların bildirdiği temyiz sebepleri ile bağlı değilsede
(HUMK md.439/2) tarafların temyiz talebi ile bağlıdır.Kısmi temyiz halinde
Yargıtay hükmün temyiz edilmeyen ve bu nedenle kesinleşen bölümü konusunda
temyiz incelemesi yapamaz. Hükmün temyiz edilmeyen bölümünü bozamaz. Usulün
439/2. maddesi yalnızca temyiz edilen bölüm hakkında uygulanır. Yargıtay
hükmün temyiz edilmeyen bölümünü bozamayacağı gibi mahalli mahkemede temyiz
edilmeyen hususlar hakkında yeni bir karar veremez. (B.Kuru 1991 Baskı 4.
Cilt Sh.3555)
İncelenen dosyada, kararın velayet, tedbir, yoksulluk nafakası ve
tazminat kısmı koca tarafından temyiz edilmiştir. Diğer bir anlatımla
evliliğin feshine ilişkin bölümü taraflarca temyiz sebebi yapılmamıştır.
Kararın bütünü Yargıtay'ın önüne getirilmediğine göre evliliğin
feshine ilişkin kısmı kesinleşmiştir. ......................................
Benzer pekçok yargıtay kararı gönderebilirim. İTİRAZ EDİLMEYEN BENT KESİNLEŞMİŞTİR, yargıtay veya kakarı veren hakim artık bozamaz. Hoşcakalın
Merhaba askere gitmeden önce bir suç işlendi ve bu suç askerlik görevini yaparken açıklanırsa askerden alınır mı suçlu? Yoksa askerliğinin bitmesi mi...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Wmic Windows Activation Key and...
03-05-2025, 14:36:12 in Aile Hukuku