AK partinin seçim planı ne olabilir ? Seçime nasıl hazırlanıyorlar kandırılmış kişilerin sayısı bu seçim için yeterli mi? Tepki oyları geriye döner mi?
2002 nin süprüzü Ak partinin ipi göğüslemesiydi. Ciddi oy alacağı belliydi tepki oyları dahil ama bu patlama beklenmiyordu bir çok kişi tarafından demekki CHP ye kızgınlık vede 4 milyon ka.ak oy da işin cabasını oluşturuyordu.
Olmayacak duaya amin demeye alışık Ak parti son olarak o hakketmediği gücü kullanarak Cumhurbaşkanı seçmek istedi. Bu sonun başlangıcı oldu. Yada ben öyle umuyorum. Şimdi hiç bir demokrasi geleneğine uymadan ve terbiyesizlik sınırlarını bile aşan bir şekilde herşeye saldırıp Mağdur olabildiği kadar olma yolunda ilerlemeye çalışıyor. Tek amaç var. SAF TÜRK HALKINI KANDIRMAK. aCİZ VE MAĞDURDAN YANA OLANLARI KANDIRMAK. Herkesin ama herkesin çok dikkatli olması gereken bir süreçtir bu. Kanmaya yakın olanlara neyin ne olduğunu anlatmak yazmak konuşmak boynumuzun borcu çünkü kötü günler gelecek yoksa gibi geliyor bana
Ak parti anayasaya aykırı niteliklerde içeren hiç bir araştırma inceleme alt yapı çalışması yapılmadan popülizm uğruna kendilerinin de inanmadığı bir son koz oyunu oynuyor. Cumhurbaşkanını halka seçtirmek. Ret kararının gerekçesini bile anlamayan bir takım milletvekili sıfatlı Allahın kuşlara bile daha bonkör davrandığını ispat eden milletvekilleri aynen iade etme çalışması içerisindeler ki burada da iki ayrı anayasal sorun varki bu yazı konusu olamadığı için yazmıyorum. Bu seçimi 22 Temmuz a yetiştirmeye çalışıyor izlenimi verirken yetişmeyeceğini çok net biliyorlar yetişmemesi için yalvarıyorlar aslında. Çünkü tek sandık asla işlerine gelmiyor, Referandum sürecinin Cumhurbaşkanı vetosuna takılacağı kesin olduğundan 22 temmuz olanaksız peki amaç ne ?
AMAÇ HALKTAN KAÇIYORLAR diye ucuz siyaset yapmak bundan çıkarları var mı ? Hemde nasıl var . 22 Temmuz sonucu oluşacak Hülümette Ak parti iktidar olamayacak bunu görüyor hemde kesin görüyor. Siz bakmayın yanlı anketlere Benim yaptırdığım bir anket ( Bedava olaraktan 81 ilde yaklaşık 10 bin kişi ) çok farklı sonuçlar veriyor. Ak parti bunu görüyor. Ama şuda gerçekki maalesef Ak parti 200 e yakın milletvekili çıkaracak... Umarım çıkaramaz ama tüm plan bunun üzerine kurulu... Nasıl mı? Aynen şöyle...
Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı seçimini referandum a götürecek , Referandum un 120 gün den 30-40 güne inmesini veto edecek ( Siz bakmayın Kapusuzun öyle konuştuğuna..) Referandum kasım ayı içerisine gelecek. Ancak yeni açılan meclis in ilk ciddi işi ( Hükümet ve başkanlık sorun değil ) CUMHURBAŞKANINI seçmek olacak seçemezse haydi gene seçime... İşte eğer plan tutarsa AK parti meclisi kilitleyecek CUMHURBAŞKANI SEÇTİRMEYECEK böylece parlemento seçimleride yenilenecek ve Kasım a kalacak oldu mu size iki sandık ?
Ve bas bas bağıracaklar biz CUMHURBAŞKANINI HALKA SEÇTİRMEK İÇİN BÖYLE YAPTIK.... Saf Halkımızda buna inanacak ve cezalandıracak bu sefer hem meclis hem Cumhurbaşkanlığı kendilerine geçecek İşte açıklamadıkları plan bu ben aynen böyle görüyorum...
Olmama olasılığımı Ak partinin büyük çoğunlukla iktidara gelip Cumhurbaşkanını istediği gibi seçmesi ( O zaman referandumda iptal kadük diyecekler ) Ak partinin 184 ten az milletvekili alması yada Allah göstermesin Irak ta ciddi bir gelişme olması veya Türkiye de ....
Ak parti genede bu seçim için çok güzel takiyeye başladı nasıl mı altta ... ( Neden bölerek yazıyorum. Bazı ağır abi ve ablalar uzun olunca okuyamıyorlarmış... EE yaşlılık nede olsa ...)
Ak parti bu seçimden iyice kötü durumda çıkmamak için çalışıp duruyor. 4,5 sene iktidarda olan bir partinin Mazlum olamayacağı açıktır ama bunlar nedense oluyor ve yutturmaya çalışıyor.
Başbakan olan zat yaptıklarıyla söyledikleri birbirine ters düşsede sallamaya devam ediyor. Kendisini iyice mağdur etmek için de devletle kavgasını sertleştiriyor.
İnsanda biraz sevgi saygı terbiye olsa konuştuktan sonra yerine oturur diğerlerini dinlersin nerede.... Terbiyesizlik almış başını gidiyor ama söylem tam tersi... '' herkesi kucaklıyorlarmış..'' hadi oradan yalancılar sizi....
Gazeteciler cemiyetinin akşam yemeğine katılacaksın konuk olarak ev sahibi olan gazetecilerden sevmediklerini istemeyeceksin aldırmayacaksın sonra büyük ozanın dizelerini utanmadan söyleyeceksin. ''Yaradılanı severim, yaradan ötürü'' Hadi oradan ayıp her şeyimde arsızlığında sınırı var sende yok...
Her ili her her kasabayı köyü haneyi vatandaşları kucaklıyormış. Yahu insanın biraz yüzü kızarmaz mı daha düne kadar koskoca bir ili aşalamaya çalışırken aşağalanıyordun ''gavur izmir''dedin diye... İzmir i saymıyor musun ? Onları takiye den önceki RTE mi söyledi...
Kendisi gibi düşünmeyen herkesi “yahu” diye aşağılayan...Derdini anlatmaya çalışan çiftçiden, “anasını da alıp gitmesini” isteyen ve arkasından “Lan” diye bağıran gitti yerine elinden gelse şapur şupur yakaladığını öpecek birisi geldi. Bu ne omurgasızlıktır ....
Birazıcık delikanlı olup şimdi desene '' Askerlik yan gelip yatma teri değildir ''diye... Yada o çiftçiyi şimdi aşağılasana şu kimlik meselesini bir daha açsana ' Türkiyeliyim ''desene yani kendi özünü göstersene....
Diyor ki ''milletimizin gönlünde taht kurduk , gittiğimiz yerlerde görüyoruz bunu .'' O taktığı kara gözlüklerden ne görüyor bilmem ama yasal suç işleyerek devlet adına gittiğin yerleri devlet parasıyla adam doldurtup saçmalaman hiç hoş değil. Hadi oda neysede yahu bu Tandoğan , Çağlayan , İzmir , Manisa , Çanakkale, Samsun, dDenizli Bandırma da toplanan kalabalık neyin nesiydi ? Yoksa onlarda seni Tahta çıkarmaya Kucaklamaya mı gelmişti ?
Dürüst ve omurgalı olmak lazım derdin ya ... Al sana bir anı tarihi....
1974 Başbakan Ecevit. Ecevit te yollarda o ara. Yolda haber gelir kendisine yüzü asılır. Daha sonra tüm dünya yı yıllarca oyalayacak gelişmelerin başlangıcı olmuştur. Sampson Kıbrıs ta darbe yapmıştır. Bu Kıbrıs Türkünün sonudur aslında . Ecevit dalgın dalgın düşünür. Daha elde net bilgi yoktur detaylar belli değildir. Bugünkü gibi cep telefonu internet yoktur. Öylesine doğrulanmamış bir haber . Ecevit tarihi kararını bu durum altında açıklıyor. Askere, hazır mısınız, diye soracağım. Hazırsa, bütün siyasi sorumluluğu üstlenirim." Sonrası malum...Ambargo da eşantiyonu... Yıl 2007 her türlü tekneloji var olaylar günle değil anla öğreniliyor. Kuzey Irak ta olanlar anında haber veriliyor RTE ne diyor ''"Askerden bu yönde bir talep yok." yani asker talep edecek bu düşünecek. Muhtemel düşünmeside eşiyle birlikte iştiareye yatmakla olacak. Cumhurbaşkanlığı sürecinde öyle yapmıştı. Seni siyasi sorumluluktan kaçan takiyeci seni. Neden Ecevit dedim biliyor musun RTE ekonomi programın bile onun zamanının ekonomi programıda ondan azıcıkta ondan basiret cesaret feragat ve erdem alsaydın ya ....
TBMM'nin Anayasa Değişiklik Kararı "keenlem yekûn" Hükmündedir
Prof.Dr.Sait GÜRAN- TBMM, 9 mayıs 2007 itibaren ve 23.döneme kadar, ancak belli özellikteki iş ve işlemleri yapmakla görevli ve yetkilidir. İdare hukuku derslerinde öğretilen ve kitaplarında yazan bu prensibe göre 1-Anayasa değişiklikleri yapamaz ..
hukuksal sonucu, anayasa değişikliklerinin, "keenlem yekûn * yok hükmünde" olmasıdır
Cumhurbaşkanı Seçimi...
TBMM'nin, 9 Mayıs'tan bu yana yaptığı anayasa değişiklikleri, Danıştay'ın sözcüklerini uygularsak, ne günlük-gündelik işlerden ne de gelecek dönem TBMM'yi beklemeye tahammülü olmayan ivedi-zorunlu yasama işlemlerindendir.
Cumhurbaşkanı seçimi süreci, Türkiye'nin, bazı anayasa hukuku uygulamaları ile ilk defa karşı karşıya gelmesine, farklı görüşlerin ortaya atılmasına, tartışılmasına ve sonunda yargının da devreye girerek içtihadın doğmasına vesile oldu. Aynı zamanda, anayasa yargısının bulunduğu ve işlediği sürece, siyasal hedeflere ulaşmanın, ancak "hukuk" ile uyumlu işlemler yapmak suretiyle mümkün olacağı da görüldü. Bu yazı, başlamış olan ve önümüzdeki günlerde de sürecek siyasal gelişmelerde, anayasa konusunda da çalışmaları bulunan kıdemli bir idare hukukçusu olarak ortaya çıkabileceğini gördüğüm konularda düşüncelerimi ifade etmek ve bunlar hukuken doğru ise -ki bana göre öyle- herkesi haberdar etmeyi amaçlıyor.
TBMM, henüz Cumhurbaşkanı seçimi işlemleri sürmekte iken, 3 Mayıs 2007 günlü toplantısında, anayasanın 77'nci maddesi uyarınca, seçimlerin yenilenmesine ve temmuz ayında erken genel seçim yapılmasına karar vermiştir. O gün için bu karar hukuken geçerli idi ve bu nedenle, Yüksek Seçim Kurulu da TBMM seçimleri ile ilgili işlemleri başlattı.
Hukuksal sonuçları
Bu arada cumhurbaşkanı seçimi süreci işlemeye devam etti; birinci tur, Anayasa Mahkemesi'nin kararına uygun olarak tekrar edildi ise de sonuç alınamadı ve sonunda, tek aday olan Abdullah Gül, TBMM Başkanlığı'na verdiği ve TBMM'nin 9 Mayıs 2007 günlü 104'üncü birleşimde, dilekçesi ile Cumhurbaşkanı seçiminde adaylıktan çekildi. Başkan'ın, "Sayın milletvekilleri, Cumhurbaşkanı adayı kalmadığından, Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin oylamaların yapılma imkânı kalmamıştır" sözleri ile durumu açıklamasıyla, yeniden aday belirleme gibi bir olanak da bulunmadığından, başlamış olan "Cumhurbaşkanı seçimi süreci, Cumhurbaşkanı'nın seçilememesi" şeklinde sonuçlanmıştır. Bu olgunun yarattığı hukuksal sonuçlar şunlardır:
TBMM seçimleri derhal yenilenecektir. Bu dönemde, anayasa madde 102/son uyarınca, Cumhurbaşkanlığı görevi, yedi yıllık süresi tamamlanan Ahmet Necdet Sezer tarafından yürütülecektir.
TBMM seçimlerinin yenilenmesinin "belirleyicisi" bu anayasal gelişmeden sonra, TBMM'nin 3 Mayıs günü aldığı erken seçim iradesi değil, madde 102'deki "TBMM seçimleri yenilenir" anayasa buyruğudur. Seçimin yenilenmesi, TBMM uygun gördüğü için değil, anayasa emrettiği için ve otomatikman yenilenmektedir. Bu hukuksal sonucun devamı ikinci hukuksal sonuç da, TBMM'nin erken seçim kararı üzerine alınan ve Resmi Gazete'nin 3 Mayıs 2007 tarihli mükerrer sayısında yayımlanan Yüksek Seçim Kurulu kararı ile başlatılan ve halen devam eden seçim işlemlerinin, 9 Mayıs 2007 tarihi itibarıyla, hukuken "hükümden düşmüş" olmaları; Kurul'un, derhal anayasa madde 102'nin uygulamasını teşkil eden seçim işlemlerine başlaması ve yeni bir takvim oluşturmasıdır.
Gül'ün tek adaylıktan çekilmesinin yarattığı hukuksal sonuçlardan bir diğeri de "Yirmi ikinci dönem TBMM'nin hukuksal durumunda meydana gelen değişmedir." Madde 102'nin seçimlerin yenilenmesi hükmünün kendiliğinden işlemeye başladığı günden (9 Mayıs) itibaren 22'nci dönem TBMM, artık örneğin, güvenoyu alamamış veya güvensizlik oyu ile düşürülmüş Bakanlar Kurulu gibi, hukuksal varlığı sona ermiştir. Fakat yeni TBMM seçilip faaliyete geçene kadar, çalışmaya, görev yapmaya devam edecektir. Nitekim anayasa madde 77'ye "Yenilenmesine karar verilen Meclis'in yetkileri yeni Meclis'in seçilmesine kadar sürer" hükmünün yazılmasının sebebi budur. Çünkü yenisi göreve başlayana kadar hukuksal varlığı sona ermeyen bir makamın yetkileri o tarihe kadar zaten bulunduğu için, böyle bir açık hüküm, ancak varlığın sona ermesi hali için düşünülebilir. Zira devlet yönetiminin hangi dalında olursa olsun, "kamu yönetiminin kesintisizliği" ilkesi, görevde ve yetki kullanımında boşluğu kabul etmediğinden, sona eren ile yeni gelen arasındaki zaman dilimi, mutlaka bir şekilde doldurulur. Az önceki metni ile madde 77 ve madde 102/son'daki "Yeni cumhurbaşkanı göreve başlayana kadar görev süresi dolan cumhurbaşkanının görevi devam eder" yazılımı, bu "evrensel" ihtiyaç, ilke ve uygulamanın ifadesidir.
TBMM'nin 22'nci dönemi, Cumhurbaşkanı seçimi nedeniyle, 9 Mayıs 2007 günü sona erdiğine göre, Meclis, o tarihten itibaren ve 23'üncü döneme kadar, ancak belli özellikteki iş ve işlemleri yapmakla görevli ve yetkilidir. Bunlar nelerdir? İdare hukuku derslerinde öğretilen ve kitaplarında yazan bu prensibi, Danıştay 5. Dairesi, 1996 yılında şöyle ifade etmiş bulunmaktadır:
Anayasa değişiklikleri yapamaz
"...Önem ve özelliği nedeniyle hemen karara bağlanması gereken, geciktirilmesi kamu zararına yol açacak olan veya belli bir sürede yapılmasında yasal zorunluluk bulunan işler dışında, kurulacak yeni Bakanlar Kurulunun programını uygulamasını zorlaştırıcı veya büsbütün engelleyici köklü kararlar almaktan ve geleceğe dönük yükümlülükler yaratmaktan kaçınması; yeni hükümetin kurulup göreve başlamasına kadar geçen sürede ancak günlük-gündelik işleri, her zamanki işleri yapması ve yürütmesi gerekir." (Danıştay Dergisi, sayı 93, sf. 254, 257) Bakanlar Kurulu'nun yerine TBMM yazıldığında da, sorunun yanıtı verilmiş olmaktadır. Karardaki ölçütü, somut bir örnek ile ifade edince TBMM, söz konusu dönemde, "o gün alınması zorunlu ise" Kuzey Irak'a asker gönderme veya savaş ilanı kararı bile alabilir; fakat, "o gün alınması zorunlu olmayan" anayasa değişiklikleri yapamaz; kanun yapma çalışmalarını da ancak bu ayrım dairesinde sürdürebilir.
Bu ilke ve ölçüt karşısında, demek ki, TBMM'nin, 9 Mayıs 2007 gününden bu yana ve öteye, yaptığı işlemlerden, geçerli olanlar bulunduğu gibi, bazıları da geçersiz sayılacaktır. Çünkü geçersiz sayılacak işlemler bakımından, TBMM, "konu itibarıyla yetkisiz" durumdadır.
Sözü uzatmadan; asıl önemli olan anayasa değişikliği işlemlerine gelince, TBMM'nin, 9 Mayıs'tan bu yana yaptığı anayasa değişiklikleri, Danıştay'ın sözcüklerini uygularsak, ne günlük-gündelik işlerden ne de gelecek dönem TBMM'yi beklemeye tahammülü olmayan ivedi-zorunlu yasama işlemlerindedir. Tam aksine, ilk adımları atılan ve önümüzdeki günlerde atılmaya devam edilecek olan anayasa değişiklikleri, cumhurbaşkanı seçimi konusunda 84 yıllık yerleşik ve tartışmasız kuralı, birdenbire köklü biçimde değiştiren içeriğiyle, günlük-gündelik sayılamayan, ivedilik de taşımayan, bilakis, tartışılması ve mutlaka yeni Meclis'e ve yeterli zamana bırakılması gereken bir iştir. Bu itibarla, şu anda TBMM, konusu bakımından kendisinin yetkisiz kaldığı ve 23'üncü dönem TBMM'ye ait olan yasama yetkisini kullanmaktadır. İdare hukuku, yetki unsurundaki bu içerikli aykırılığı, olağan değil, "ağır ve bariz yetki tecavüzü" olarak nitelemektedir. Bu düzeydeki yetki ihlalinin idare hukuku tarafından kabul edilmiş bulunan hukuksal sonucu, anayasa değişikliklerinin, "keenlem yekûn * yok hükmünde" olmasıdır.
Bilindiği gibi, yok hükmündeki hukuksal tasarrufların "yokluğunun tespiti", yargıdan her zaman istenebilir. Ayrıca, anayasa değişikliklerinin Anayasa Mahkemesi'nce denetimi konusunda, anayasa madde 148'deki sınırlama, yokluk iddiasının ileri sürülmesine, mahkeme tarafından incelenmesine ve sonunda yokluğun tespitine engel teşkil etmez.
Ak partinin harika bir seçim planı vardı . Aşağıda yazdım açık ve seçik. Anayasaya aykırı olarak ta olsa çıkardığı gürültü ile mazlumu oynayacak halkın gözünün içine baka baka yalan söyleyecek gerçek inananları sömürecek ve iktidar olacaktı. Gerçekten sadece bu AŞAĞILIK PLANDAN BAŞKA PLANIDA YOKTU. Vizyonu olmayanların geleceğe dönük planları olamayacağı için bu böyleydi . Amaç zaten yıkılmış parçalanmış bir Türkiye bırakarak daha ufak sınırlar içerisinde islam devleti kurmak olan partinin başkaca planı olamazdı.
Ancak doğudan ve Güneydoğudan gelen peş peşe şehit haberleri karşısında boş oldukları için kalakaldılar. Zaten gizli planları içerisinde bir EYLEM DE YOKTU. Baksanıza ülkenin dış işleri bakanı aleni sınır ihlalini MUTAT sayıyor tepki bile vermiyordu. Hadi sıkıysa sen yap aynını nasıl bir tepki alıyorsun dendiğinde ise badem bıyıklarından zor duyulan bir sesle gülüyordu. Bu bu ülkenin Cumhurbaşkanı adayı idi. VAH ZAVALLI ÜLKEM...
herkesin ama herkesin üzerine düşen görev halkı uyandırmaktır. Bu paradan da işten de önemlidir. Bu gidişle çalışıp para kazanacağınız bir ülke kalmayacak haberiniz ola... Özellikle kadın avukatlar... Avukatlık yapacağınızı sanıyorsanız avcunuzu yalarsınız....
UYANIN ARTIK TEHLİKE KAPIYI ÇALMADAN...
AKP’nin üç hedefi: Çankaya, Anayasa Mahkemesi ve YÖK..
AKP’nin izlediği politika tüm açıklığıyla ortaya çıktı..
Mitingler gerçeği gösterdi..
Gerçi biliyorduk ama gözlerimizle görmüş, kulaklarımızla duymuş olduk..
İddialarımızın kanıtı oldu..
AKP, 22 Temmuz’a kadar ortalığı daha da gerecek..
Seçimi rejim tartışmasına dönüştürecek.. Anayasa Mahkemesi, YÖK hatta Cumhurbaşkanı Sezer’i hedef haline getirmeye çalışacaklar..
Yapıyorlar da..
Meclis Başkanı Arınç’tan başlayalım..
Anayasa Mahkemesi’ne, 367 gereklidir diyen kararın gerekçesini açıklamaları için çağrı yapıyor..
Ama bu çağrıyı yaparken alaycı, suçlayışı, aşağılayıcı bir üslup kullanmaktan kaçınmıyor..
Diyor ki.. O güzel gerekçenizi ne zaman okuyacağız?
Dikkatinizi çekerim.. Gerekçe demiyor..
Alaycı bir üslupla o güzel gerekçe diyor.. Sonra da kendisinin de hukukçu olduğundan söz ediyor..
Devam edelim..
Bülent Arınç gerekçeyi neden istiyormuş..
Bu karmaşa ve kaostan Türk demokrasisi nasıl kurtulacak, bir an önce yararlanalım diyor..
Bu cümlede de hem alaycı bir yaklaşım hem de suçlayıcı bir ifade yok mu?
Yani Arınç’a göre Anayasa Mahkemesi demokrasiyi kaosa soktu..
Bir ülkede meclis başkanı da başbakan da anayasa mahkemesinin bir kararına suçlayıcı, hakaret dolu ifadelerle yaklaşırsa o ülkede hukukun üstünlüğünden söz edilir mi?
*
Ama baştan belliydi.. AKP seçimlerde devletin kurumlarını hedef alacak..
Devlet-millet ayrımını körükleyecek..
Başbakan Urfa’da hedefinin üniversiteye giden öğrenci sayısını artırmak olduğunu söylüyor..
Olabilir..
Ama bunun yaparken YÖK’e çakmadan da edemiyor..
Bu bizim değil YÖK’ün sorunu diyor..
Yani YÖK’ü hedef gösteriyor..
Kimse çıkıp, kadro verdin mi, para verdin mi diye sormuyor..
Ama Başbakan Erdoğan’ın derdi o değil..
Öğrenci sayısının artmamasının nedeni olarak YÖK’ü göstermek..
Suçlamak..
Ne diyor?
YÖK işini hep birlikte halledeceğiz?
Yani defteri dürülecek..
*
Geçelim Abdullah Gül’e..
O da Cumhurbaşkanı konusuna giriyor..
Ne yaptık, suç mu işledik diyor..
Hayır.. Yeterli oyu alamadı o kadar.. 367’yi bulsaydı, seçilirdi..
Ama Gül’ün amacı başka.. Devletin kendisini engellediği imajını yaratmak..
WASHINGTON(ANKA) Türkiye, Arnavukluk, Ermenistan ve Libya gibi ülkeleri geride bırakarak dünyada en başarısız 92. ülke olarak ilan edildi. 177 ülkenin dikkat alındığı “Başarısız ülkeler Endeksi”nde Türkiye, “uyarı” sinyali veren başarısız ülkeler arasında gösterildi. Endeksin ilk üç sırasında Sudan, Irak ve Somali yer aldı. En başarılı ülke ise, listede 177. sırada bulunan Norveç oldu.
Amerikan Foreign Policy dergisi ile Barış Fonu adlı kurumun uzmanları tarafından ortak hazırlanan “Başarısız Devletler Endeksi”nde Türkiye “uyarı” sinyali veren başarısız ülkeler arasında gösterildi.
12 ayrı sosyal, ekonomik, siyasi ve askeri kriter göz önünde bulundurularak hazırlanan listede geçen yıl Türkiye 146 ülke arasında 74.4 puanla 82. sırada ve yine “uyarı” pozisyonunda yer almıştı. Bu yıl aynı araştırma 177 ülkeyle yapıldı ve Türkiye bu kez geçen yıla oranla 0.5 puanlık bir artışla 74.9 puana yükselerek 92. başarısızlık sırasına oturdu.
Bütün seçim planları ülkeyi 192.sıraya yükseltmek olacak herhalde...
Bu sitede CHP'yi çok eleştirdim ve CHP'li dostlarımı da sanıyorum biraz üzdüm. Biraz da kendi partimizi eleştirsek iyi olur diyerek aşağıdaki haberi...
Yazan: Av.Abbas Bilgili Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
Kat irtifak tapulu dairem var, mevcut daire no larımız ile belediye inşaat planındaki daire no larımız uyuşmuyor, herf katta 4 daire var ve herkesin...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
go to this web-site
17-06-2025, 15:32:57 in Kredi Kartları ve Bankacılık Hukuku