+ Konuyu Yanıtla
1 / 8 Sayfa 12345678 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 79 ileti bulundu.

Konu: Türkiye'de solcu olmak

Türkiye'de solcu olmak Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jul 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    37
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Türkiye'de solcu olmak

    Turkiyede solcu olmak her zaman oldugu gibi simdide cok zor bir is, Devletin butun kurumlari ortada o kadar yolsuzluk, yozlasma , rusvet. fuhus, hatta cocuk pornosuna varacak kadar sapiklari varken, butun bunlara karsi lutfen hareket ederken , is solculara yonelik operasyonlara gelince butun gucunu en aktif bir sekilde sefer etmeyi becerebiliyor, bir cok noktada hatta bolgede harekete gecebiliyor. Ne demis solcular Bagimsiz Ozgur Turkiye demis Yozlasmaya hayir demis, Halklara ozgurluk demis. Filistin halkina ve Lubnan halkina destek vermis. Neden devlet bu kadar solcu dusmani bilen biri varmi ? . Dusundum bunun bir muslamin ulke olmakla alakasi yok. Bilmem bunun Amerikan gudumlu yonetimle ilgisi varmi, yoksa senelerdir suren yolsuzluklarin ortaya cikmasinin korkusundanmi tam bilemiyorum. Degerli yorumlariniz icin simdiden tesekurler. Saygilar.




    Hukuki NET Güncel Haber

    Türkiye'de solcu olmak konulu yargıtay kararı ara
    Türkiye'de solcu olmak konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    Bursa, Türkiye.
    İletiler
    2.735
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Solculuk başlıbaşına bir felsefe ya da doktrin değildir. Sadece, statükoya göre bulunduğun yeri açıklar. Fedalizme göre solcu olan burjuvazi, sosyalizme göre sağcıdır.
    Devletin niçin solculara düşman olduğunu merak ediyorsan, önce devletin ne olduğunu öğrenmekte yarar var sanırım

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.929
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın canali;
    Sayın Ragıp Atay'ın dediği gibi öncelikle devleti, sol felsefeyi bilmek gerekir, hatta sadece bunları değil, ikitsadi ver siyasi düşünce tarihindeki diğer akımları da bilmek gerekir. Bunlar derin ve geniş konular.

    Ancak, ben sizin yazınızdan; "solcuların yolsuzluk ve yozlaşmdan uzak kişiler" olduğu şeklinde bir izlenim edindim ki ben bu düşünceye katılmıyorum. Çünkü her düşünce kendince teorik olarak kendi ahlaki sistemini kurmuş ve hepsi de teorik olarak yolsuzluğa karşo olduğunu iddia etmektedirler. Fakat uygulamada yolsuzluğa bulaştıklarını hep beraber ülkemzide ve dünyada görüyoruz. Ülkemizde yolsuzluğun yaygınlığını ve çok önemli yolsuzluk klasikleri arasında bulunan olaylarda sağdan ve soldan aktörlerin bulunduğunu biliyoruz.

    Benim kanaatimce yolsuzluğu sıfıra indirmek mümkün değilidr, ancak azaltılabilir. En önemli çare de işlemlerin şeffaf yapılmasıdır. Devletin ve dolayısısıyla bürokrasinin her olayda yetkiyi kendinde toplaması, kapalı kapılar arkasında milletten gizli işler çevirmesi yolsuzluğu besleyen bir sistemdir. Bunun için açıklık politikası bilinen en iyi ilaçtır diye düşünüyorum. Selam.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Jul 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    37
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayin Atay klasik tanimiyla devletin ezen sinifin ezilen sinif uzerindeki baski araci oldugunu ogrenmistik o konu bir degisiklik yok. Benim solda kastim Devrimcilerdir. Bu tanima, Baykalin yandaslari ve partisi girmiyor, partide iyi niyetli gercek sosyal demokrat kesimler vardir ama etkin degildir. Sayin Abbas Oncelikle tebrik ederim secim basarinizdan dolayi ve basarilar. Dogal olarak bir dusunceyi savunmak icin bilmek gerekir. bu konuda sizelere katiliyorum. Ayrica solda kesinlikle yolsuzluk olmaz demiyorum, ama istisna olur diyorum bugunki yonetimde yolsuzluktan gecilmiyor. Bunu yanliz ben demiyorum dunyada yolsuzlukta en ustlerdeki siralarda oldugumuzu basinda okumusunuzdur. Ve diyorumki eger yolsuzluklarin, haksizliklarin ve adaletliksizlerin bitmesini istiyorsaniz, ve daha acik, adil , ahlakli, modern ve bilime dayali bir Turkiye istiyorsaniz Devrimcilere katlin. eger kendiniz icin degilse bile cocuklarin gelecegi icin yapin , cocuklariniz temiz bir toplunda yetissin ve yasasin diyorum. Saygilar.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Oct 2008
    İletiler
    406
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Turkiyede solcu olmak.

    solda birlik nedir allahasen sol zaten bir tanedir kardeşim.
    isteyen sola doğru yanaşıp durur .
    solun ayrı ayrı felsefeleri yokki farklı yaşam sahaları olsun.

    bu yapay fikir ayrılıklarını ortaya atan kişisel ikbal içinde olanlardır.

    oysa sol tektir.
    adalet ve bağımsızlık içeren sosyal bir projedir.
    en hafifinden başkaldırının ön ayağıdır.

    yaşam indinde itiraz edilmesi gereken her olay solun alanına girer.

    solda düşünceler bağımsızdır.
    herhangi bir rütielden ilham almadan kuralsız gelişir.
    yani ben solcuyum hımm bunu yapmalıyım denmez
    ben bunu düşünüyorum ama bir karşılığı varmı diye arandığında ortaya çıkar....
    bu önemli ayıraç insanların görmezden geldiği bir durumdur.
    halbuki sağda böyle değildir.
    bir disiplin içinde öğretilerle isyanlar kontrol altında tutulur.
    buna araç olarak kullanılan çogu kez din olur....

    aynı değerdeki insanları farklı yaşam standartlarıda tutabilmenin en belirgin tutağacıdır.

    soldan bakılınca din afyon gibi görülür. oysa dini ayrıntılarından soyutlarsanız temelde solun istediği ahlak kriterlerini görürsünüz.
    öylesine şaşılası benzerlikler içerirki (neden böyle olduğunu) anlamak isteseniz bile anlayamazssınız.
    her iki tarafında üst normlardan dolayı görmezden geldiği bu izdüşüm çoğu kez karmaşalara sebeb olmaktadır.
    halbuki sağı sahiplenenler şekil etrafında topladığı dinsel öğretileri öylesine ustaca sunarlar ki.
    temelde öncelikle var olması gerek bütün normları atlamak zaruriyete dönüşür...
    oysa:
    niyet etmek: ( and olsun haliyle )
    çalışmak : ( bugünün dünden daha iyi olmak anlamına göre)
    paylaşmak varolandan çok üretilen üzerinden görece taksim)



    din olgusunun olmazssa olmazı olan hatta ibadetten önce giyilmesi gereken bu önemli giyisilerin daima ve hep
    ya askıda yada çatı katında tozlu sandıkların içinde naftalinli haliyle öylece saklanması sağın hikmetiyle donanımlı olanların ayıbıdır..


    kolay yaşam dürtüsü insanları bu değerleri saklama ihtiyacı içine sokmuşmudur.?
    bu sorunun cevabı yüzde yüz evettir.
    ama kolay yaşam isteği aynı zamanda bilimin ortaya çıkmasını sağlamıştır..
    kolay yaşam isteği icatları getirmiştir.
    icatlarda hareket alanını sınırlamaktadır.

    oysa yaşam hareket(sürtünme)=ısı prensibine göre dizayn edilmiştir.
    doğal olarak uzun süre hareketsizlik ölüm demek olduğunu herhalde hepimiz biliriz.

    ama öbür yandan yaşamın doğurganlığını sağlayan ego nun
    bitmek tükenmek bilmeyen açlığınıda gidermemiz gerekmektedir.

    alın işte size ama dinsel ama değil önemli bir yaşam paradoksu..

    bir yandan ilahi denge olan ritim gerçeğini göz ardı etmeden ısı ve hareket prensibine göre yaşayacağız
    bir yandanda bütün yaşamsal ihtiyaçların bağlı olduğu egomuzun kolay yaşama isteğine cevap vereceğiz.
    bunu yaparken tek kullanabileceğimiz araç zekamız olacak.

    burdan sola doğru bir eğri çizssen varacağın yer çalışmanın adilce paylaşımına olacaktır.

    peki sağa doğru bir eğri çizssen varacağın yer çatıdaki naftalinlenip saklanan elbise sandığına olacaktır.

    öyleyse

    sağlıcakla kalınız

    ayazoglum

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Dec 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    427
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Turkiyede solcu olmak

    DİNDAR OLMAK AHLAKLI OLMAK İÇİN YETERLİ Mİ?

    Son yıllarda ülkemizde yaşanan manevi bunalım fikir adamlarını derin derin düşündürmektedir. Bu bunalım ve sarsıntı yalnızca bize özgü değildir. Bütün dünya aşağı yukarı benzer bir bunalımı yaşamaktadır. Bunun nedenleri, her ülkede ayrı ayrı olmakla birlikte hepsinde ortak olan yanlar vardır.

    Bu manevi bunalımı şu iki ana nedende aramak mümkündür.

    Birincisi, her toplumda eski değerler yıkılmakta ve yerlerini yeni değerler almaktadır.

    İkincisi, ekonomik etkenin manevi değerleri alt üst etmesi ve ön plana çıkarak toplumların değişiminde belirleyici rol oynamasıdır.

    İşte bunalımın asıl nedenini bu ekonomik nedende aramak gerekir. Ekonomi niçin ve nasıl ön plana geçti?

    Burada manevi değerlerin sarsılması ve din ile ahlak arasındaki ilişkinin üzerinde duracağız.

    Hiç şüphe yok ki, manevi değerlerin sarsılmasından en çok etkilenen ahlaktır. Ahlak da din gibi bir inanma konusudur. Bu inanç bir kere sarsıldı mı, artık kolay kolay düzeltilemez.

    İnanç alanına ne kanun, ne ferman, ne emir, ne de karar girebilir. Manevi değerlerin kanun ve zor yoluyla düzeltilmesine, değiştirilmesine de imkan yoktur. Her müdahale onu bir parça daha yıkar.

    Bizde, ahlakı sağlamlaştırmak için, son zamanlarda herkes dinden yardım ummaktadır. Bu bir bakıma doğru, bir bakıma da yanlıştır.

    Doğrudur, çünkü halk yığınları üzerinde hiç bir ahlak, din kadar etkili olamaz. Bundan dolayı bütün dinler, insanları ahlaki gayelere doğru götürdüğü sürece yararlı ve hayırlıdır. Çünkü dinin, özellikle İslamiyetin öğütlediği ahlak, bir vicdan ahlakı olmaktan çok bir “mükafat” ve “mücazat” (ödüller ve cezalar) ahlakıdır. Yani onda hukuki karakter, ahlaki karakterin üstünde ve önündedir.

    Bütün insanları içine alması bakımından toplumsal gerçekliğe ve halkın anlayışına uygundur. Gerçi gerçek ahlak, “ceza” ve “mükafat” ötesindedir ve hiçbir vaad edilmiş ödülü, hiçbir tehdidi içermeyen bir vicdan ahlakıdır.

    Ne var ki, bütün insanlarda yetkin bir vicdan oluşamıyor. Schappenhauer’in dediği gibi,

    “İnsanların vicdanını inceleyecek olursak, orada ahlaki hareketlerimizi maskeleyen iğrenç manzaralar görürüz.”

    Gerçi ahlakın amacı vicdanı yaratmak olmalıdır, ama vicdanı herkeste yaramadığımıza göre, toplumlarda hukuki karakterlerde –gıdasını ister örf ve adetlerden, ister dinden almış olsun- bir ahlakın geçerliliğini koruması zorunludur.

    Bu bakımdan kalabalıkların ahlakını dizginleyen ve onları “iyi”ye doğru sürükleyen dinin pratik ahlaktaki değeri, rolünü inkar etmemize imkan yoktur.

    Yalnız burada dinle ahlak arasında zorunlu bir bağlantı olmadığını daima hatırlamak gerekir. Çünkü din her insanı ahlaklı yapmadığı gibi, her ahlaklı insanında mutlaka dindar olması gerekmez. Dünyanın ve hiç şüphe yok ki bütün insanlığın en büyük ahlakçılarından olan SPİNOZA ve KANT dindar değildiler; hatta bir çok ahlak kahramanlarını da mahkum etmiştir.

    Gerçi her din, kendine göre, ahlaki bir amaç güder, ama hiçbir din ahlaklılığın kendisi değildir. Ahlaktan hiçbir ahlaksızlık doğmadığı halde, dinler birçok ahlaksızlığa yataklık yapmıştır. Bunun nedeni her din kendi ümmetinden başkasını gözönüne almaz, kapalı bir ahlak sistemi kurar. Oysa ahlak, her türlü engeli yıkar ve emirlerinin bütün insanlığı kuşatmasını ister.

    Görülüyor ki, din ile ahlak arasındaki bağ zorunlu bir ilişki değildir. Onun için dini duyguları geliştirmek, insanları mutlaka ahlaklı kılmaz.

    “Ahlakımız elden gidiyor” diyerek dine sarılma bize bir şey sağlamaz. Çünkü bu, ahlak bunalımının gerçek nedenini saklamak için, dini bir maske olarak kullanmak gibi, dine ve ahlaka aykırı bir davranıştan başka bir şey değildir.

    Hele bazı meczuplara uyarak, ahlak adına tekkeleri, türbeleri yeniden canlandırmaya kalkmak, bize çağdaş dünya içinde gülünç olmaktan başka bir şey kazandırmaz.

    Bununla din eğitimine önem verilmesinin aleyhinde bulunduğumuz sanılmasın. Din eğitimini istemek başka, ahlakı düzeltmek başkadır. Ahlakı düzeltmek için bir çok araçtan olduğu gibi dinden de yararlanmak mümkündür. Çünkü bütün insanları yukarda işaret ettiğimiz gibi vicdanlı yapmaya imkan yoktur. Onları bir takım baskıların, yasakların alanına sokmak zorundayız.

    Dinin emir ve yasak sistemi içinde, ahlak için de yararlı şeyler bulmak mümkündür. Ancak dün yoluyla ahlakı kuramayız.

    Ahlak insanlara kendiliğinden, hiçbir koşula bağlı bulunmadan iyi hareket etmeyi emreder. Din ise “iyi”, “kötü” davranışın karşısına ödül ve cezayı koyar. Dine göre bu ödül ve cezayı veren Allah’tır. Bundan dolayı ahlakın varlığı için Allah’ın varlığına inanmak şarttır.

    Böyle bir ahlakta, Allah’ın varlığına inanmakla ahlaklı olunmaz; aynı zamanda “ruhun ölmezliği”ne ve bir ahiretin varlığına, orada herkese yaptığı iyilik ve kötülüğe göre mükafat veya ceza verileceğine de inanmak gerekir.

    Öyleyse dine dayanan ahlak, Allah’ın varlığını ve ruhun ölmezliğini şart koşar.

    Görülüyor ki din, yaptırımını öldükten sonra yerine getiren bir hukuktur. Ahlaktan çok hukukla ilgilidir.

    Bu hukukun yargıcı Allah’tır. O, iyilik yapana cennetin kapılarını açar; kötülük yapanı cehenneme atar. İslam dininde Allah hem “celal” (büyüklük, ululuk, hışım), hem de “cemal” yani güzelliktir. Cemal’inde iyilikler aşama aşama kendini gösterir. Celal’inde şediddir(sert, katı).

    Dine dayalı ahlaklar iyiliği, iyilik olduğu için değil, bir çıkar için istemektedir; otoritesini bireyin bencil eğilimlerine dayandırmaktadır. Daha yüksek bir mutluluk için insanlardan özveri istemektedir.

    Oysa ahlak, hükmünü kayıtsız şartsız yerine getirir. “Şöyle hareket edersen ilerde mükafat göreceksin, aksi taktirde cezalanırsın” gibi bir hüküm gerçek anlamıyla ahlaklı olmaktan çok uzaktır.

    PROF.DR. CAHİT TANYOL

    LAİKLİK VE İRTİCA

    ALTIN KİTAPLAR YAYINEVİ, GENİŞLETİLMİŞ 2. BASKI, 1994, SAYFA 198-201

    //////////

    Sayın ayazoğlum,

    Konu ile ilgili örneklemeniz, bir sosyolog, bir YERLİ aydın değerlendirmesi ile örtüşmektedir...

    Ve görüldüğü üzere SOL ile AHLAK iç içedir...

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Oct 2008
    İletiler
    406
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Turkiyede solcu olmak.

    SAĞDAN SOLA MI SOLDAN SAĞA MI?

    Zeka yaratıldığı günden beri herkesin cevap aradığı bu soruya elle tutulur gözle görülür bir cevap
    Bulmak mümkünmüdür? Diyelim bulduk peki bu hayatın gidişini etkilermi? Bence hayır. Etkilemez
    Kozmik bir geçmişimiz olmasına rağmen bu gün henüz üzerine bastığımız şeyin farkına varacak düzeyde olmadığımız kanısındayım. Ölüm tarafından kovalanırken bir yandan yaşama tutunmak için yarışmak zorunda oluşumuz bir yığın gerçeği görmezden gelmemize sebeb olmaktadır.
    Bu kaygı ortamında yarının karanlığını aydınlatmanın en güvenilir yolu tanrıdır.
    Bütün bilinmezleri tanrının sorumluluğuna yükleyerek bildiklerimizle yaşamak defolu bir hayatın içinde olduğumuz anlamını taşısada bundan çok şikayetçi olduğumuzu sanmıyorum.. çünki ilk hedefimiz yaşamak olabildiğincede ölümden uzak durmaktır.
    Bu durum güvenliğimizi etkilesede maceralı bir yaşam yolculuğu hissini uyandırmaktadır.
    İç güdümüzü egomuzun etkisinden kurtarabildiğimiz ölçüde doğru yaşanabileceğini biliyorum.
    Hatta buna mutlu ve müreffehide eklemek mümkün.
    İşte Bu tesbit beni ta tanrıya götürüyor .
    Evet Tanrı!
    Hiçliğe şekil verdiğini düşündüğümüz muazzam güç....
    bir organizmanın en küçük parçasına sığabilen; bilinmez büyüklükteki evrenin dışındaki birşey. belkide varsandığımız her şeyin kendisi. nedir ne değildir nasıldır umrumda değil ancak var olma olasılığı bile yaşamı yaşanır hale getirdiği kuşkusuzdur. Var olan her şeyi anlamlı kılmaktadır. Son tahlilde zekanın her davranışının bir arşivi olma olasılığı yaşamımıza olağanüstü bir disiplin getirdiği kuşkusuzdur...
    raslantıların raslantılardan kaynaklanmadığına inanmak suçluluk duygusunun ortaya çıkışını sağlar.
    Suçluluk duygusu yaşamın ana regülatörüdür.. zekanın egoya direnmesi bu araçla başlar.
    Ancak çoğu kez abartıldığından zekanın bulunduğu bedeni açmazlara sürükler...SONUÇTA SAĞ DEDİĞİMİZ SOSYAL OLGUNUN KULLANDIĞI BİR ARAÇ OLUR.

    Zekanın kontrol dışı gelişmiş bir değer olduğunu düşünmüyorum. Ancak bir nedenle bağımsız olduğu kuşkusuz dur bedenlerimizin egoyla ritimin çatışma alanı olarak düşünürsek
    Zekanın her iki olguya aynı mesafede olması gerekir ki sınanabilirlik teorisi gerçekçi olabilsin.
    Bu durumda ortaya kabaca üç etken çıkmaktadır. Bunlardan ilki ritimdir hiçliğin içinde var edilmiş tüm değerlerin kusursuz matamatiğidir.....
    İkincisi egodur doyumsuz isteklerini kuralsız koşulsuz disiplinsiz her alanda uygulayan
    Arsız bencil ve yayılmacıdır. Evrenin doğurganlığının sebebidir.
    Üçüncüsü zekadır. Zeka kozmik evrenimizin en parlak değeridir. Farkına vardığımız her lezzetin kontrolunu sağlar. İçgüdünün otamatik kontrolundan çıkıp zekanın donanımlarıyla yaşamlarımıza yön veririz bu bir bakıma tanrıdan devraldığımız bir sorumluluktur. Bu sorumluluk sonu olmayan zevkler yada acılar denizinde yönümüzü belirlememizi sağlar. ritimin kişiliksiz durağanlığındaki ölümsüzlükle, egonun sınırsız açlığındaki ölümün kesiştiği yerde iyi ama durağan kötü ama doğurganlık arasında tercihlerimizi belirler.

    O zaman şu soruyu sormanın zamanıdır.
    iyi yada kötü nedir sizce.?

    AYAZOGLUM
    Konu ayazoglum tarafından (09-02-2009 Saat 20:02:57 ) de değiştirilmiştir. Sebep: noktalama eksiklikleri

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Dec 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    427
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Türkiye'de solcu olmak

    Sanırım ritimle egonun kesişmemesi: KÖTÜ.

    Ritmi durduramayacağımıza göre egoyu ÖLÜM ile tanıştırmaktan gayri yapılacak hiçbir şey yok...

    İşte sağ ile sol arasındaki fark da burada bir kez daha beliriyor...

    SAĞ, RİTMin bilim ve teknik için attığı bu çağda ısrarla ve büyük bir tembellikle aynı numara ile ölümü hatırlatmak istiyor...

    SOL, RİTMi bilim ve teknik yolunda kullanıp ÖLÜMÜN VARLIĞINI KABUL EDEREK ÖLÜMSÜZLÜK ARIYOR...

    Ve daha gidecek çoook uzun onyılları var...

    Bilmiyorum RİTMi yakaladım mı ayazoğlum? :

    )

    ...

    Bu arada sayfa başında akademik bir fırçanın darbeleri ile SOLCUdan da yolsuzluk ve yozluk çıkabileceği doğrusu ortaya atılmış ancak SAĞ ve SOLa akademik bakılmamıştır...

    YOKSA ELBETE BİZLER DE BİLİYORUZ Kİ, BÜYÜKELÇİ ARALOV'A YARANAN ŞEYHLER ELBETTE SOLCU OLMAZ... OLAMAZLAR...

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Oct 2008
    İletiler
    406
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Turkiyede solcu olmak.

    sevgili horasan

    insanlar sağdan doğarlar ..............
    ve sağın hikmetleriyle donanımlıdırlar.
    sonra;
    usul usul büyüdükleri ortamın rengiyle kendi fıtrat rengini karışıtırıp,
    ortaya;
    başka olmayan,
    ama kendiside olmayan tonda bir renk çıkarırlar.
    tıpkı...(h2+ O= su) gibi……..

    ilerleyen zaman içinde;
    adaletin tecelli etmediğini sandığı yerlerde,
    bu renk koyu ise içe kapanarak;
    açık ise yansıyarak;
    etrafına kendini fark ettirir.

    adaleti ararken tanıştığı ilk bilgi;
    ağlamanın yoksulluğa,
    gülmenin zenginliğe ait olduğudur.

    ve bilgiler biriktikçe,
    doğal olarak sorgular artar.
    Cevaplar başka soruların dünyasının kapılarını aralar……
    Ve bu geridönüşü olmayan bir yol gibi sürer gider.

    Kendisi gibi devrandığı zamanlarda vijdanı;
    Haksızlığa uğradığını düşündüğünde egosu öne çıkar..

    İlk tanrıya ihtiyacı olduğu an,
    En zor ve çaresiz kaldığı andır…

    Çaresizliğe boyun eğmeyide tam bu arada öğrenir.
    Ama ilk isyanı gene bu aralıkta ortaya çıkar..
    Demlikteki çay gibi tıkırdayıp duran başkaldırısı..birden kaynamaya başlar.
    daima haksızlığa uğrayan hep kendisidir.
    okur, görür ve yaşar.
    sonra;
    Bilgilerin birikmesiyle usul usul sola doğru kaymaya başlar.
    aslında kendisi farkında bile değildir.
    o hala bir birim üretimin sekizde yedisinde dir.
    mal sahibi mülk sahibi nerde bunun ilk sahibi......
    diyenlere hak verir.

    Ve ortaya tam bu sırada birden ölüm çıkar…….
    Ölüm;
    hiçliğe açılan karanlık bir kapı gibidir.
    Yürekleri titrertir…….
    Acaba ardında ne vardır?
    Bütün duygular acı bir frenle öne doğru savrulur…
    Bu savrulma işte ilk ciddi travmadır.
    göbek bağının olmadığını ancak o zaman fark eder..
    aslında yalnızdır……sıkı sıkı tutunduğu herneyse,
    boşlukta öylece asılıdır.
    Telaşla hemcinslerine sokulur.
    Ve birlikte gürültüler çıkarıp;
    Yaşama tutunurlar…………
    artık sağdan da yükselen sesleri enikonu farketmiştir.
    insanları aldatmanın gerçekten bir getirisi vardır.
    vijdanının tam ortasında yanan adalet ateşini
    sağ (duyusundan (!) döktüğü su söndürmüştür.

    Ayazoglum……..
    Konu ayazoglum tarafından (11-02-2009 Saat 12:20:32 ) de değiştirilmiştir.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Oct 2008
    İletiler
    406
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Turkiyede solcu olmak.

    İHANETİN SOLCUSU SAĞCISI OLMAZ HAİN HAİNDİR.....

    yapay sorunlar icat ederek halkı Atatürk’lü geçmişinden koparmanın bedelini bugün (A marikayı K alkındırma P artisi) aracılığıyla herkes ödeyecek.
    Başka yolu yok!....
    İnsanlar gözleri önünde cereyan eden yolsuzluk iltimas rüşvet adam kayırma gibi olumsuzluklardan bıktırılmış sürekli düzelmeyen
    Sorunlarla oyalanmış, tatlı vaadlerle kandırılmıştır,
    Vatandaş bugün artık Yoksulluğu kader, adaleti şans, demokrasiyi zengin oyuncağı, hukuku palavra olarak bilmektedir.
    İtiraf etmek gerekirse; Bireyselleşme denen uygarlık gömleğide bizim insanımıza bol gelmiştir.
    Birey olma sorumluluğundan kaçanlar dini cemaatlere,tarikatlara yakalanmaktadır.
    Asıl sorumlular insanımıza verilmeyen eğitim boşluğunu din tacirleri tarafından doldurulmasına göz yumanlardır?.

    heyhat! üstelik ‘’ aydın ihanetinin’’olağanüstü yaşandığı bir ülke oldu yanlız ve güzel ülkemiz .
    Çok şey bilen ama hiç bir şey yapmayan; laf kalabalığı arasına koyduğu süslü laflarla çok şey anlattığını ve konuşunca görevini yaptığını sanan korkak tembel aydınlarla doldu yurdumuz .
    Benim ülkem!
    Sıra dışı yaşamak için aydın yeminini satacak alçaklığa ulaşmış aydınlar çöplüğü oldu yazık!
    okumayan insanımıza kitap yazma yarışına girerek, amacının kendi reklamınımı yoksa uyarı görevini mi yaptığı belli olmayan ''aydınlar mezarlığı'' oldu çok yazık!

    oysa!

    Atatürk ve ilkelerinin bu toplumsal sözleşmede bir çatı olmasının Kimseyi rahatsız ettiğini sanmıyorum.
    ancak:
    1920 lerde oluşturulan bu çatının tasfiye edilip yerine konulması düşünülen projenin bizi liyme liyme doğrayacağını herkesin az buçuk bilmesine rağmen, gene herkesin ABD yi memnun etme yarışına girmesini kaderciliğimizin sırça köşklerinden dehşetle seyretmekteyiz.
    .
    ABD ile AKP nin yolları öyle inanılmaz biçimde kesiştiki bu dönemeçten bir bütün olarak çıkabilirsek iddia ediyorum batıyla doğuyu kalın bir çizgiyle ayıran ayıraç Türkiye olacaktır.
    Mümkünmüdür?..
    bence zorda olsa hala mümkündür.

    AYAZOGLUM

+ Konuyu Yanıtla
1 / 8 Sayfa 12345678 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Yurtdışı İşçi Durumundayken Türkiye'de LTD ŞTİ Sahibi Olmak
    Merhaba, Yurtdışında güzel bir iş bulup çalışmaya başladım. Ancak Türkiye'de de bir LTD ŞTİ. sahibiyim ve bu şirkete büyük emek harcadık....
    Yazan: bondx Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 06-10-2011, 19:44:29
  2. Türkiye'de Kadın Olmak!
    Kadın sığınsın ama bizim mahalleye sığınmasın! Antalya'da mahalleye kadın sığınmaevi açılacağını öğrenen mahalleli ayağa kalktı: 'Burası çoluklu...
    Yazan: Mehtap Deniz Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 39
    Son İleti: 25-12-2010, 22:53:14
  3. Insan hakları avrupa mahkemesinin m. B. Ve diğerleri v. Türkiye d. B. V. Türkiye dbouba v. Türkiye alipour ve hosseinzadgan v
    İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİNİN M. B. VE DİĞERLERİ V. TÜRKİYE D. B. V. TÜRKİYE DBOUBA V. TÜRKİYE ALİPOUR VE HOSSEİNZADGAN V. TÜRKİYE DAVALARINDA 15...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 20-08-2010, 16:00:04
  4. Kendine solcu diyenler %13 'e gerilemiş
    Ne bekliyordunuz? Hiç şaşırmadım... Okuyup anlamadan solcu olunmaz ki! Dersane sayısı lise sayısını geçtiğine göre demekki ''İneklerin''...
    Yazan: ayazoglum Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 1
    Son İleti: 01-06-2010, 01:31:37
  5. Yurtdışında çalışırken Türkiye'den emekli olmak?
    Şu an halen yurdışında çalışmaktayım.Yurtdışına gitmeden önce Türkiye de SSK dan toplam 181 gün prim ödenmişliğim var.İşe ilk giriş tarihim...
    Yazan: viyana Forum: Sosyal Güvenlik Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 21-10-2007, 01:25:26

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.