Af meselesinin tüm yönleriyle tartışılmasını istiyorum ve tüm hukukçu arkadaşların af konusundaki görüşlerini bekliyorum. Bu bağlamda af ile ilgili bir düşüncemi tartışmaya açmak istiyorum. Malumunuz şu sıralarda bir idam cezasının kaldırılması tartışmasıdır gidiyor,idam cezasının kaldırılması daha doğrusu anayasamızın 38. maddesindeki değişikliklere nazaran uyum yasalarının çıkması durumunda idam cezası alması gereken sanık idamdan daha aşağı bir cezaya çarptırıldığında doğal olarak ceza kanununda öngörülen cezalar arasındaki dengeler bozulacaktır,bu durumda idam almamış idamdan daha az ceza almış kişiler yönünden bir adaletsizlik doğmuş olmuyor mu? Yani her ne sebeple olursa olsun cezası idam olan insanlara bir anlamda ceza indirimi yaparken daha hafif cezalık suçlar işlemiş insanlar için ne yapacağız.Anayasa'da eşitlik ilkesine aykırı bir durum doğmuş olmuyor mu?Bu eşitsizlikleri nasıl gidereceğiz,idamı TCK'dan kaldırıp yerine daha hafif bir ceza öngörürken diğer tüm suçlar için de ceza indirimine gidemeyeceğimize göre(veya böyle bir şey mi öngörülecek?)bir defaye mahsus genel ceza indirimi mi verilecek?
Anayasamızın kişinin hakları ve ödevleri başlıklı ikinci bölümünde,XIII. Hakların korunması ile ilgili hürriyetler kısmında, C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar başlıklı 38. Maddesine 3.10.2001 günlü 4709/15 s. Kanunu ile eklenen 7. Fıkrası ile “Savaş,çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri ölüm cezası verilemez.”hükmü getirilmiştir. Anayasamıza eklenen işbu fıkra karşısında Ceza Kanunlarımızda ölüm cezasını öngören düzenlemeler açıkça Anayasaya aykırı duruma düşmüştür.Halen yargılanan sanıklar hakkında TCK. 51yahut 59 .vs maddelerindeki indirimlerin uygulanacak olması da söz konusu idam cezası öngören Ceza Kanunu hükümlerin anayasa aykırılığını bertaraf etmez,nitekim Anayasa’mıza eklenen fıkrada “ölüm cezası infaz edilemez” denmemekte “ölüm cezası verilemez” denilmektedir. Ayrıca Anayasa’mızdaki değişiklik gereğince uyum yasaları çıkarıldığında TCK. 450 maddesi için ölüm cezası yerine daha düşük cezayı öngören cezaların öngörülmesi halinde sanığa verilecek ceza hesap edilirken cezada indirime daha düşük bir cezadan başlanacağından ortaya daha düşük bir sonuç ceza çıkacaktır.Bu itibarla önemli olan idam cezası alıyor olmak değil idam öngören Ceza Kanunu maddesi ile yargılanıyor olmaktır.İzah edilen nedenlere göre haklarında idam cezası öngörülen sanıklar Anayasa’nın 152.maddesi uyarınca Anayasa’ya uygunluk bakımından denetimi maksadıyla dosyanın küllen Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesi ve Yüksek Mahkeme’nin vereceği kararın mesele-i müstehire sayılmasına karar verilmesini talep etmesi gereklidir.Ancak uygulamada bu konudaki anayasaya aykırılık iddialarını Anayasa Mahkemesi'ne gönderme kararı veren bir Mahkeme duymadım.Bu şekilde anayasa aykırılık def'ileri ile karşılaşan mahkemeler anlaşılmaz bir şekilde anayasa değişikliğine nazaran çıkarılacak uyum yasalarını beklemektedirler.Anayasa Mahkemesi'nin anayasaya uygunluk denetimi müessesesi dururken Mahkemelerin parlamentonun yasa çıkarması ihtimaline göre yasanın çıkarılmasını bekletici mesele sayması uygun mudur?Elbette ki değildir.Yargıçlar hukuk adına yazılı olmayan ve ne olduğunu salt olarak kendileri bildikleri hukuku uygulama durumundalar, ısrarla yapılan anayasaya aykırılık def'ilerine rağmen Mahkemelerimiz ısrarla uyum yasalarını bekleme gerekçesiyle idam konusunda haklı anayasa aykırılık def'ilerini Anayasa Mahkeme'sine götürmüyorlar.Mahkemelerimiz bu def'ileri Anayasa Mahkemesine götürdüklerinde başka mesele ve itirazlar da ortaya çıkacak,bu defa terör suçu işledikleri gerekçesiyle haklarında idam cezası uygulanması istenen sanıklar da Anayasa'ya aykırılık iddiasında bulunabilecek.İdam cezası niçin kaldırılmıştır?İdamı kaldıran düşüncede adi suç-terör suçu ayrımı yapılabilecek mi?Bakalım neler olacak?
Bilhassa basında takip ettiğimiz kadarıyla medya af konusunda büyük bir yanılgı içindedir ve aftan yararlanarak cezaevinden çıktıktan sonra yeniden suç işleyen insanlarımızın haberini yaparken af ve suç arasında doğrudan bağlantı kurmaktadır.Bu ise büyük bir yanılgıdır ve asıl gerçekleri görmezden gelip toplumu da yanıltmaktır.Ne yani suç işlenmesinin sebebi af mıdır?Suç işleyenler aftan yararlanmış olmayıp,doğrudan doğruya cezasını çekip tahliye olan insanlar olduğunda ne diyeceğiz?Kaldı ki büyük çoğunluk böyledir.Bu itibarla medyadaki haberlerin varmak istediği sonuç nedir?Bir defa suç işleyip cezaevine düşen insanların bir daha hiç bir şekilde dışarıya salıverilmemesi mi isteniyor?Her şeyden önce istatistiklere göre af'tan yararlanıp cezaevinden çıkan insanların yeniden suç işleme oranı öyle iddia edildiği gibi yüksek değildir.Basında verilen haberler tüm olaylar içinde cımbızlama yapılarak seçilen münferid olaylardır.Daha bugün şartlı salıverme yasasından faydalanarak 7 ay kadar önce cezaevinden çıkan ve 8-9 gün kadar önce bir akrabasını öldüren bir insanımızın sorgusuna katıldım.Ben bir hukukçu olarak işlenen suçta müsebbip olarak af'fı göremedim.Bendeniz ıslah amacından uzak cezaevlerimizde Mahkemece verilen ceza miktarınca toplumdan tecrit edilmekten başka infaz amacı taşınmadan cezası infaz edilmiş ve cezaevinden çıktıktan sonra da ıslah ve rehabilitesi takip edilmemiş bir insanı ve bu insanın işlediği suçu gördüm.Düşünün suç işleyenin muhakemesi yapılıyor ve bir ceza veriyoruz,verilen ceza müddetince hükümlüyü kendisi gibi olanların bulunduğu kapalı bir mekana atıyoruz ve ceza müddetince onu unutuyoruz.Hükümlü cezasını çekip dışarı hayata katılınca onu yine hatırlamıyoruz,ta ki yeniden suç işlediğinde...ve bu durumda hemen işin kolaylığına kaçıp yeniden işlenen suçun sorumlusu af'tır diyoruz yahut sorumlusu cezaların az ve caydırıcı olmazlığıdır diyoruz.Ne yani tüm cezaları iki katı versek ne olur?Mevcut infaz sistemimizle arttırılmış ceza vererek dahi hükümlüyü ıslah ve rehabilite edebilecek miyiz?Bugün cezaevlerimizde bırakın insanları hayvanlara bile uygulanamayacak biçimde bir infaz anlayışı sergilenmektedir.Bizim infaz sisteminden anladığımız sadece ve sadece hükümlüleri toplumdan tecrit edip unutmaktır,o kadar.Cezaevinde unutulan insanlar...cezaevinde küstürülen insanlar...kendisine uygulanan infaz ile kendisi dahi toplum dışı olduğunu düşünüp asla topluma kazanılamayacağını düşünen insanlar...cezaevinden çıktıktan sonra ekmeğe muhtaç insanlar...küskün insanlar...Ve onları anlamak istemeyen toplum.Hani bir türkü vardı "Mapusanelere güneş doğmuyor..."Temennimiz tüm ceza infaz sistemini ele alıp geliştirecek ve modernize edebilecek yönetimlerin bir an önce gelmesi yani mapusanelerimize güneş doğması.Sahi bu arada af'fın bir gerekçesi de yapılacak reformlar için cezaevlerinin boşaltılması değil miydi?Belki cezaevleri kısmen boşaltıldı ama cezaevleri için esaslı hiçbir şey yapılmadı.Bizce son şartla tahliye yasasının en büyük yanılgısı da buydu önce cezaevleri ve ceza infaz sistemiyle ilgili projeler ortaya konulup,üniversiteler-barolar ve toplum ile tartışılıp mutabakata varılacak bilahare yasa çıkarılacaktı,ancak bu yapılmamıştır.Saygılarımızla,
Sözde yanlışlıkla saliverilen bir cani Hollanda Hükümetinin baskısıyla yeniden içeri alındı.Bu nasıl af'tır ki karşısında dış baskıyı görünce çark ediyor,peki ya bu memleketin öz be öz vatandaşları kendisine suç işleyenlerin hakkıyla cezalarını çekmesi için hangi hükümeti arkasına alacaklar?
Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişme anlamında batılaşmamış Devletlerde yaşayan insanların her dönemde af beklentisi içinde bulunmasının sebebini hiç düşündünüz mü?İnsanımız niçin affı ister ve bekler?Bunun sebebi salt olarak gelişmemiş ülkelerin sık sık af çıkararak insanlarında af beklentisi yaratması mıdır?Yoksa başka sebebleri de var mıdır?Ve düşündünüz mü niçin batı ülkelerinde af pek çıkmaz ve niçin gelişmiş batı ülkelerinde cezaevinde yatan hükümlüsü de dahil olmak üzere insanlar af beklentisinde bulunmazlar,af beklentisine girmedikleri gibi affı bir ihtiyaç olarak dahi görmezler ve affı yadırgarlar?Sayın üyelerin bu konudaki değerli görüşlerini bekliyorum.
Alıntı:Alıntı yapılan üye ; PAPYON:
niçin batı ülkelerinde af pek çıkmaz ve niçin gelişmiş batı ülkelerinde cezaevinde yatan hükümlüsü de dahil olmak üzere insanlar af beklentisinde bulunmazlar,af beklentisine girmedikleri gibi affı bir ihtiyaç olarak dahi görmezler ve affı yadırgarlar? ÇOK basit dostum çünki onlar gerçek adalete inanıyorlar bizde ise adalet yeterince iyi dağıtılmadığı için haksız kendini bazen haklı olarak görüp .Haketmediği bir şeyi talep edebiliyor.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Clicking Here TLO lookup
02-05-2025, 13:42:01 in Askerlik Hukuku