Annem ve babam yıllardır beraberce annemin ailesindne kalan arazida çalışarak tarım emekliliğini ödediler daha doğrusu babamın üzerine olduğu için sadece o hak kazandı.annemin adına ödeme yapılmadı.şimdi annemi terkettiği için hiçbir şekilde sosyal haklardan yararlanamayan ve emekli olamayan annemin adına geriye dönük olmak üzere bağkur tarım emeklisi olmasını istiyoruz.bir avukat bunun mümkün olduğunu bağkura karşı dava açılırsa kazanma şansımızın olduğunu söylemiş.ancak annem daha önce hiç başlangıç ve ödeme yapmamış durumda.sizce bu mümkün müdür?yoksa yanlış mı yönlendiriliyoruz? Acil olarak cevaplanması dileğimle,şimdiden yardımcı olan tüm hukuk mensuplarına sevgi ve saygılarımı sunarım.
sn: celinex,
2926 sayılı Kanunun ilgili maddeleri şöyledir.
<b id="quote">quote:</b id="quote"><table border="0" id="quote"><tr id="quote"><td class="quote" id="quote"> Sigortalılığın başlangıcı ve zorunlu oluşu:
Madde 5 #8211; 2 nci madde kapsamına girenler, onsekiz yaşını doldurdukları tarihi takip eden yılbaşından itibaren sigortalı sayılırlar. Ancak, 7 nci maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülükleri kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlar.
Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz.
(Ek fıkra:24/7/2003-4956/49 md.) Sigortalıların tescili ile ilgili işlemler, başvurma ve uymak zorunda oldukları usul ve esaslar yönetmelikle tespit edilir.
Sigortalıların kayıt ve tescil yaptırma zorunluluğu:
Madde 7 #8211; Bu Kanuna göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar.
Madde 9 #8211; Bu Kanuna göre sigortalı sayılanlardan sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemleri, Kurumca resen yapılır.
Tescilde esas alınacak kayıtlar:
Madde 10 #8211; Sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, 21/10/1935 tarih ve 2834 sayılı Kanuna göre kurulan tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, 18/4/1972 tarih ve 1581 sayılı Kanuna göre kurulan tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, 24/4/1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği (Pankobirlik), Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtları esas alınır.(Ek cümle:24/7/2003-4956/52 md.) Belirtilen bu merci, kurum, kuruluş, kooperatifler ve birlikleri ile şirket ve bankalar, Kurumun isteği üzerine her türlü bilgiyi ve belgeyi vermekle yükümlüdürler.</td id="quote"></tr id="quote"></table id="quote">
Buna göre, kazanma şansınız olabilir mi? ben de merak ediyorum.
sn: celinex,
2926 sayılı Kanunun ilgili maddeleri şöyledir.
Buna göre, kazanma şansınız olabilir mi? ben de merak ediyorum.
merhaba daha önce yazdığım konuyla ilgili olarak hala dava sürüyor...bağkurun yaptığı annemin üzerine olan hasat parasından kesintiler nedeniyle açtığımız davada şu anki karar kesinti yapıldığı yıllarda kanuna göre erkeğin evin reisi sayılıyor olması...benim anlayamadığımda madem ki erkek evin reisi neden kadının üzerine mevcut ekilmiş tarlanın hasat parasından bağkur kesinti yapar? veya yaptığı kesintiye karşılık o yıldan itibaren bağkur girişini kabul etmez...yorumlarınızı bekliyorum.
hiçbir şekilde sosyal haklardan yararlanamayan ve emekli olamayan annemin adına geriye dönük olmak üzere bağkur tarım emeklisi olmasını istiyoruz.bir avukat bunun mümkün olduğunu bağkura karşı dava açılırsa kazanma şansımızın olduğunu söylemiş.
Tülay Kurt
Bunun mümkün olabileceğini düşünenlerdenim.
2926 Sayılı Yasanın 10. maddesi bir takım Kurumların tuttuğu kayıtlardan bahseder.
Arazilerin anneninizin adına kayıtlı oldukları belli. (tapu kaydı)
tarım-kredi kooperatifi, yahut ziraat odası v.b. kurumlarda da anneniz adına kayıtlar varsa, rekolteyi satış esnasında annenizden yapılan kesintiler v.s., yahut ziraat odasına aidat ödemeleri mevcutsa, annenizin de kendisine ait tarlaları işlettiğine dair tanıklarınız varsa
annenizin geriye dönük olarak 2926 S.Y.'ya tabi sigortalı olduğunun tespitinin mümkün olduğunu düşünenlerdenim.
Ancak şöyle de bir durum var. Tespit ve tescil sağlandığı taktirde geçmişe dönük prim borçlarını ödemesi gerekecektir ki bu da oldukça yüklü bir miktar tutacak.
YARGITAY 21. Hukuk Dairesi Esas: 2003/11685 Karar:2004/564 Tarih: 27.01.2004 kararında
”2926 s. Kanunun 10. maddesinde belirtilen tarım faaliyetini belirleyecek tapu kaydı, Ziraat Odası kaydı, Tarım Kredi Kooperatifi kaydı, muhtar ve tanık beyanları, prim tahsilat kesintilerinin olup olmadığı araştırılmalı, tarımsal faaliyeti belirlendikten sonra tarım Bağ-Kur´lu olduğu sonucuna varıldıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.” Denilmektedir.
YARGITAY 21.Hukuk Dairesi Esas:2003/5764 Karar : 2003/6452 Tarih : 07.07.2003 kararında
”Uyuşmazlık, davacının 31.12.1996-1.2.2000 tarihleri arasında 2926 S. Kanuna tabi tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının çekişmeli dönem olan 31.12.1996-1.2.2000 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.
Davanın kanuni dayanağını oluşturan 2926 s. Yasa´nın 10. maddesine göre " sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye ve muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile sair kamu kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, pancar ekicileri istihsal kooperatifleri ve Birliği Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtları esas alınır."
Somut olayda ise davacının 1989 yılından bu yana Tarım Satış Kooperatifine ;1994-2002 yılları arasında Tarım Kredi Kooperatifine ve 1989 yılından bu yana da Ziraat Odasına üye olduğu, köy muhtarlığının da davacının çekişmeli dönemdeki tarımsal faaliyetini doğrulayarak, kendisine ilişkin arazileri, büyükbaş hayvanları ve traktörü olduğunu beyan ettiği ortadadır. Böylece çekişmeli dönem olan 31.12.1996-1.2.2000 tarihleri arasında davacının tarımsal faaliyette bulunduğu kanıtlanmış olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davanın reddine dair yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.” Denilmektedir.
Bunun mümkün olabileceğini düşünenlerdenim.
2926 Sayılı Yasanın 10. maddesi bir takım Kurumların tuttuğu kayıtlardan bahseder.
Arazilerin anneninizin adına kayıtlı oldukları belli. (tapu kaydı)
tarım-kredi kooperatifi, yahut ziraat odası v.b. kurumlarda da anneniz adına kayıtlar varsa, rekolteyi satış esnasında annenizden yapılan kesintiler v.s., yahut ziraat odasına aidat ödemeleri mevcutsa, annenizin de kendisine ait tarlaları işlettiğine dair tanıklarınız varsa
annenizin geriye dönük olarak 2926 S.Y.'ya tabi sigortalı olduğunun tespitinin mümkün olduğunu düşünenlerdenim.
Ancak şöyle de bir durum var. Tespit ve tescil sağlandığı taktirde geçmişe dönük prim borçlarını ödemesi gerekecektir ki bu da oldukça yüklü bir miktar tutacak.
YARGITAY 21. Hukuk Dairesi Esas: 2003/11685 Karar:2004/564 Tarih: 27.01.2004 kararında
”2926 s. Kanunun 10. maddesinde belirtilen tarım faaliyetini belirleyecek tapu kaydı, Ziraat Odası kaydı, Tarım Kredi Kooperatifi kaydı, muhtar ve tanık beyanları, prim tahsilat kesintilerinin olup olmadığı araştırılmalı, tarımsal faaliyeti belirlendikten sonra tarım Bağ-Kur´lu olduğu sonucuna varıldıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.” Denilmektedir.
YARGITAY 21.Hukuk Dairesi Esas:2003/5764 Karar : 2003/6452 Tarih : 07.07.2003 kararında
”Uyuşmazlık, davacının 31.12.1996-1.2.2000 tarihleri arasında 2926 S. Kanuna tabi tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının çekişmeli dönem olan 31.12.1996-1.2.2000 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.
Davanın kanuni dayanağını oluşturan 2926 s. Yasa´nın 10. maddesine göre " sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye ve muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile sair kamu kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, pancar ekicileri istihsal kooperatifleri ve Birliği Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtları esas alınır."
Somut olayda ise davacının 1989 yılından bu yana Tarım Satış Kooperatifine ;1994-2002 yılları arasında Tarım Kredi Kooperatifine ve 1989 yılından bu yana da Ziraat Odasına üye olduğu, köy muhtarlığının da davacının çekişmeli dönemdeki tarımsal faaliyetini doğrulayarak, kendisine ilişkin arazileri, büyükbaş hayvanları ve traktörü olduğunu beyan ettiği ortadadır. Böylece çekişmeli dönem olan 31.12.1996-1.2.2000 tarihleri arasında davacının tarımsal faaliyette bulunduğu kanıtlanmış olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davanın reddine dair yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.” Denilmektedir.
Sayın İlknur Sezgin;
Öncelikle ilginiz ve bilgilendirmeniz için teşekkür ederim. Dava hala sürüyor. Tarlaların tapusu annemin üzerine, ayrıca o dönemlerde annemin üzerine hasat olduğundan Ziraat Bankası üzerinden ödeme yapılırken kesintiler yapılmış Bağ-Kur tarafından. Ancak o dönemde erkeğin aile reisi olduğu bu yüzden de emeklilik için hak talep edemeyeceği(Bağ-Kur Tarım emeklilerinde sadece o dönem erkek reis sayılıyormuş) gerekçesiyle itiraz edildi. Bunun üzerine avukatımız da şu anki yasayı gerekçe gösterdi ve özellikle yapılan kesintilerle ilgili bilgi verilmesini talep etti. Dava hala sürüyor...Annem ümitsizleşiyor gitgide ve ben olumlu olumsuz birşey söyleyemiyorum. Avukatı aradığımda hep aynı cevaplarla karşılaşıyorum. Sizce nasıl bir yol izlenmeli ve bu davayı kazanma şansımız var mı?
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Kararı ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı:
2926 Sayılı Kanun Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin, Anayasa'nın 10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir. Evli kalınan sürede tarım sigortalısı kabul edilemeyeceğine dair kurum işleminin iptali ile tarım sigortalılığının tespiti için açılan davada, Mahkeme itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu düşüncesiyle iptali için başvurmuştur.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2003/81
Karar Sayısı : 2007/50
Karar Günü : 17.4.2007
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ordu 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin, Anayasa'nın 10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I - OLAY
Evli kalınan sürede tarım sigortalısı kabul edilemeyeceğine dair kurum işleminin iptali ile tarım sigortalılığının tespiti için açılan davada, Mahkeme itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu düşüncesiyle iptali için başvurmuştur.
II - İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"1 - Anayasa'nın 10. maddesi "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" hükmünü içermekte olup iptal istemine konu 2926 sayılı Yasa'nın 2. maddesi sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden erkekler için 22 yaşını doldurma şartı aramış, kadınlar yönünden ise bu şarta ilave olarak kadının aile reisi olma şartını getirmiştir. Yasa hükmü, aynı koşullarda bağımsız olarak tarımsal faaliyette bulunan kadın ve erkek arasında Anayasa'nın 10. maddesine aykırılık teşkil edecek şekilde ayrıma gitmiştir.
2 - Anayasa'nın 60. maddesi sosyal güvenlik hakkı başlığı altında "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" kuralını getirmiştir. 2926 sayılı Yasa tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar sosyal sigortalar kanunu olup, Anayasa'nın 60. maddesine göre başka yasalar kapsamında sosyal güvenlik hakkına sahip olmayanları bu çatının altına almaya dönük düzenlemeler içeren bir yasadır. Ancak yukarıda da yazılı olduğu şekilde bu yasa aynı şartlarda çalışan kadın ile erkek arasında ayırım yapmış aile reisi olmayan kadınları kendi adlarına çalışsalar dahi bu yasa kapsamı dışında tutarak Anayasanın 60. maddesi ile de çelişmiştir."
III - YASA METİNLERİ
A - İtiraz Konusu Yasa Kuralları
17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun iptali istenilen birinci fıkrasının (b) bendini de içeren 2. maddesi şöyledir:
"Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden,
a) 22 yaşını doldurmuş erkekler,
b) 22 yaşını doldurmuş aile reisi kadınlar,
Bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.
Ancak, uygulama tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla 55 yaşını dolduran erkekler istekleri halinde kapsama alınırlar."
B - Dayanılan Anayasa Kuralları
İtiraz konusu kuralın, Anayasa'nın 10. ve 60. maddelerine aykırılığı ileri sürülmüştür.
IV - İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN ve Fazıl SAĞLAM'ın katılımlarıyla 7.10.2003 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, öncelikle başvuru kararından sonra 2926 sayılı Yasa'nın 2. maddesi, 24.7.2003 günlü 4956 sayılı Yasa'nın 48. maddesiyle değiştirilmiş olmakla birlikte itiraz konusu kuralın yerel Mahkemedeki davada uygulanacak kural olması nedeniyle, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kural, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A - Sınırlama Sorunu
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi'ne itiraz yoluyla yapılacak başvurular itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralı ile sınırlıdır.
Mahkemenin bakmakta olduğu davadaki uyuşmazlık, davacının Kuruma başvurusunun aile reisi olma koşulunu taşımaması nedeniyle reddine ilişkin işlem olduğundan, 17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine ilişkin esas incelemenin, "... aile reisi ..." ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
B - Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Başvuru kararında itiraz konusu kuralla, aynı koşullarda bağımsız olarak tarımsal faaliyette bulunan kadın ve erkek arasında eşitlik ilkesine aykırı olarak, aile reisi olmayan kadınların kendi adlarına çalışsalar dahi Yasa kapsamı dışında tutulmasının Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralla, 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olmak için diğer aranan koşulların yanında kadınların ayrıca aile reisi olmaları da öngörülmektedir.
Anayasa'nın 10. maddesinin ikinci fıkrasında "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür", 60. maddesinde ise, "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" denilmektedir.
Sosyal güvenlik, bireylerin istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerin, kendilerinin ve geçindirmekle yükümlü oldukları kişilerin üzerlerindeki gelir azaltıcı ve harcama artırıcı etkilerini en aza indirmek, ayrıca sağlıklı ve asgari hayat standardını güvence altına alabilmektir.
Yasa'nın 2. maddesindeki zorunlu sigortalılığın ön koşulu tarımsal faaliyette bulunmaktır. Kadın, anılan faaliyette bulunmuyorsa zorunlu sigortalılıktan söz edilemeyecektir. Tarımsal faaliyette bulunan aile reisi olmayan kadının da, istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerden korunmasının Anayasa'nın 60. maddesinin bir gereği olduğu açıktır.
Erkeklerle aynı koşullardaki kadınlar için ayrıca aile reisi olmanın da aranması, bu koşulu taşımayan kadınlara zorunlu sigortalılıkta sosyal güvenlik hakkını sağlamaması nedeniyle Anayasa'nın 10. maddesinin ikinci fıkrasındaki "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir" hükmüyle de bağdaşmamaktadır.
Bu nedenlerle, 2. maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki "aile reisi" ibaresi, Anayasa'nın 10. ve 60. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir.
VI - SONUÇ
17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "...aile reisi..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 17.4.2007 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
21. Hukuk Dairesi 2006/14147 E., 2006/12826 K.
• AİLE REİSLİĞİ
• HUKUKİ YARAR
"İçtihat Metni"
Davacı, tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hukuki yararının bulunmamasına göre davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine;
2-Dava, davacının ilk prim tevkifatının yapıldığı tarihi takibeden aybaşı olan 2.7.1999 tarihinden dava tarihi olan 16.5.2006 tarihi arasında 2926 sayılı Yasa'ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkeme istemin reddine karar verilmiştir.
2926 sayılı Yasa'nın Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan Sosyal Güvenlik Kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden 22 yaşını doldurmuş erkeklerle, 22 yaşını doldurmuş aile reisi olan kadınların bu Kanuna göre sigortalı sayılacaklarına ilişkin 2. maddesi 24.07.2003 tarihli 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile değiştirilerek " aile reisliği" ve "22 yaş" koşulu kaldırılarak 5. madde ile "18 yaşını doldurmuş olmak" koşulu getirilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık; 4956 sayılı Yasa ile getirilen bu değişikliğin davacı yönünden uygulama alanı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Uyuşmazlığın çözümü, sosyal güvenlik hukukunun niteliğinin incelenmesini ve yasaların zaman bakımından uygulanmasına ilişkin kuralların tartışılmasını gerektirmektedir.
Sosyal Güvenlik Hakkı, Anayasa ve yasalar karşısındaki konumuna göre; kullanılması zorunlu bir hak olup bu haktan vazgeçilemez, devredilemez ve kaçınılamaz. Başka bir anlatımla; sosyal güvenlik hakkı kişiye bağlı, geleceğe uzanan ve herhangi bir süre ile kısıtlanamayan temel Anayasal bir hak olup bu niteliği itibariyle diğer özel hukuk alanında yer alan kurumlarla karşılaştırılamaz ve özel hukuk kurallarıyla açıklanamaz. Sosyal Güvenlik alanında oluşuturulacak tüm kuralların, özde, sosyal hukuk devleti anlayışına uygun olması zorunludur. Sosyal hukuk devleti, niteliğinin bir gereği olarak "Sosyal Güvenlik" kavramını yaşama geçirerek somutlaştırır.
Diğer yandan, değişiklikten önce 2926 sayılı Yasa'nın 2,maddesinde kadın sigortalılar için konulmuş olan "aile reisliği" kavramı tarımda kendi adına ve hesabına çalışan kişiler arasında ayrım yaratmakta olup Anayasamızda ifadesini bulan "eşitlik" ilkesi ilede bağdaşmayan ayrımcılık içeren bir hükümdür. Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucuda yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyecekleridir.
Öte yandan; bir çok Yargıtay kararlarında da açıkça vurguladığı üzere bu tür yeni yasaların ünlü hukukçu Roubier'in açıkladığı üzere yürürlüğe girmeleri ile görülmekte olan tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği başka bir anlatımla yeni yasanın yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal tesirini göstereceği tartışmasızdır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesinden değil, zaman içerisindeki ani etkileri söz konusu olmaktadır. Esasen HUMK 578 maddesi nedeniyle Yargıtay'ın 7.12.1964 günlü Tevhidi İçtihadı ile Hukuk Genel Kurulunun 9.3.1988 gün 1987/860 Esas, 1988/232 karar sayılı kararında da bu görüşe yer verilmiştir
Uyuşmazlığa konu bu olayda hukuksal ve maddi alanda etkisini göstermiş, hukuk kuraları uyarınca tamamlanmış ve sonuçlarını doğurmuş bir kazanılmış hak söz konusu değildir. Sosyal güvenlik kurallarının tanımlanan niteliği nedeniyle lehe olan bu düzenlemenin ihtilafa uygulanması gerekmektedir.
Somut olayda davacı 10.11.1964 doğumlu olup ihtilaf konusu dönemde 2.7.1999,8.6.2000 ve 15.5.2001 tarihinde sattığı ürün bedellerinden tevkifat yoluyla prim kesintisi yapıldığı, evli olduğu, 16.5.2001-25.5.2001 tarihleri arasında SSK'na tabi zorunlu sigortalı olarak kısa süreli çalışmasının bulunduğu görülmektedir.
Yapılacak iş; davacının tarımsal faaliyetine ilişkin kayıt ve belgelerinin getirtilerek işin esasına girilerek 2926 sayılı Yasa'nın 5.,7.,9.10., ve 36. maddeleri birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.
Mahkemece bu hukuki olgular gözetilmeksizin davacının "aile reisi" olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
çàáëîêèğîâàòü êàíàë òåëåãğàì
03-09-2025, 18:10:45 in Askerlik Hukuku