Re: Bağ-Kur tarım emekliliği hakkında
Umarım yardımcı olur,
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Kararı ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı:
2926 Sayılı Kanun Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin, Anayasa'nın 10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir. Evli kalınan sürede tarım sigortalısı kabul edilemeyeceğine dair kurum işleminin iptali ile tarım sigortalılığının tespiti için açılan davada, Mahkeme itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu düşüncesiyle iptali için başvurmuştur.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2003/81
Karar Sayısı : 2007/50
Karar Günü : 17.4.2007
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ordu 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin, Anayasa'nın 10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I - OLAY
Evli kalınan sürede tarım sigortalısı kabul edilemeyeceğine dair kurum işleminin iptali ile tarım sigortalılığının tespiti için açılan davada, Mahkeme itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu düşüncesiyle iptali için başvurmuştur.
II - İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"1 - Anayasa'nın 10. maddesi "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" hükmünü içermekte olup iptal istemine konu 2926 sayılı Yasa'nın 2. maddesi sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden erkekler için 22 yaşını doldurma şartı aramış, kadınlar yönünden ise bu şarta ilave olarak kadının aile reisi olma şartını getirmiştir. Yasa hükmü, aynı koşullarda bağımsız olarak tarımsal faaliyette bulunan kadın ve erkek arasında Anayasa'nın 10. maddesine aykırılık teşkil edecek şekilde ayrıma gitmiştir.
2 - Anayasa'nın 60. maddesi sosyal güvenlik hakkı başlığı altında "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" kuralını getirmiştir. 2926 sayılı Yasa tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar sosyal sigortalar kanunu olup, Anayasa'nın 60. maddesine göre başka yasalar kapsamında sosyal güvenlik hakkına sahip olmayanları bu çatının altına almaya dönük düzenlemeler içeren bir yasadır. Ancak yukarıda da yazılı olduğu şekilde bu yasa aynı şartlarda çalışan kadın ile erkek arasında ayırım yapmış aile reisi olmayan kadınları kendi adlarına çalışsalar dahi bu yasa kapsamı dışında tutarak Anayasanın 60. maddesi ile de çelişmiştir."
III - YASA METİNLERİ
A - İtiraz Konusu Yasa Kuralları
17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun iptali istenilen birinci fıkrasının (b) bendini de içeren 2. maddesi şöyledir:
"Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden,
a) 22 yaşını doldurmuş erkekler,
b) 22 yaşını doldurmuş aile reisi kadınlar,
Bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.
Ancak, uygulama tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla 55 yaşını dolduran erkekler istekleri halinde kapsama alınırlar."
B - Dayanılan Anayasa Kuralları
İtiraz konusu kuralın, Anayasa'nın 10. ve 60. maddelerine aykırılığı ileri sürülmüştür.
IV - İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN ve Fazıl SAĞLAM'ın katılımlarıyla 7.10.2003 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, öncelikle başvuru kararından sonra 2926 sayılı Yasa'nın 2. maddesi, 24.7.2003 günlü 4956 sayılı Yasa'nın 48. maddesiyle değiştirilmiş olmakla birlikte itiraz konusu kuralın yerel Mahkemedeki davada uygulanacak kural olması nedeniyle, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kural, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A - Sınırlama Sorunu
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi'ne itiraz yoluyla yapılacak başvurular itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralı ile sınırlıdır.
Mahkemenin bakmakta olduğu davadaki uyuşmazlık, davacının Kuruma başvurusunun aile reisi olma koşulunu taşımaması nedeniyle reddine ilişkin işlem olduğundan, 17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine ilişkin esas incelemenin, "... aile reisi ..." ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
B - Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Başvuru kararında itiraz konusu kuralla, aynı koşullarda bağımsız olarak tarımsal faaliyette bulunan kadın ve erkek arasında eşitlik ilkesine aykırı olarak, aile reisi olmayan kadınların kendi adlarına çalışsalar dahi Yasa kapsamı dışında tutulmasının Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralla, 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olmak için diğer aranan koşulların yanında kadınların ayrıca aile reisi olmaları da öngörülmektedir.
Anayasa'nın 10. maddesinin ikinci fıkrasında "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür", 60. maddesinde ise, "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" denilmektedir.
Sosyal güvenlik, bireylerin istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerin, kendilerinin ve geçindirmekle yükümlü oldukları kişilerin üzerlerindeki gelir azaltıcı ve harcama artırıcı etkilerini en aza indirmek, ayrıca sağlıklı ve asgari hayat standardını güvence altına alabilmektir.
Yasa'nın 2. maddesindeki zorunlu sigortalılığın ön koşulu tarımsal faaliyette bulunmaktır. Kadın, anılan faaliyette bulunmuyorsa zorunlu sigortalılıktan söz edilemeyecektir. Tarımsal faaliyette bulunan aile reisi olmayan kadının da, istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerden korunmasının Anayasa'nın 60. maddesinin bir gereği olduğu açıktır.
Erkeklerle aynı koşullardaki kadınlar için ayrıca aile reisi olmanın da aranması, bu koşulu taşımayan kadınlara zorunlu sigortalılıkta sosyal güvenlik hakkını sağlamaması nedeniyle Anayasa'nın 10. maddesinin ikinci fıkrasındaki "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir" hükmüyle de bağdaşmamaktadır.
Bu nedenlerle, 2. maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki "aile reisi" ibaresi, Anayasa'nın 10. ve 60. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir.
VI - SONUÇ
17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "...aile reisi..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 17.4.2007 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
21. Hukuk Dairesi 2006/14147 E., 2006/12826 K.
• AİLE REİSLİĞİ
• HUKUKİ YARAR
"İçtihat Metni"
Davacı, tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hukuki yararının bulunmamasına göre davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine;
2-Dava, davacının ilk prim tevkifatının yapıldığı tarihi takibeden aybaşı olan 2.7.1999 tarihinden dava tarihi olan 16.5.2006 tarihi arasında 2926 sayılı Yasa'ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkeme istemin reddine karar verilmiştir.
2926 sayılı Yasa'nın Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan Sosyal Güvenlik Kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden 22 yaşını doldurmuş erkeklerle, 22 yaşını doldurmuş aile reisi olan kadınların bu Kanuna göre sigortalı sayılacaklarına ilişkin 2. maddesi 24.07.2003 tarihli 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile değiştirilerek " aile reisliği" ve "22 yaş" koşulu kaldırılarak 5. madde ile "18 yaşını doldurmuş olmak" koşulu getirilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık; 4956 sayılı Yasa ile getirilen bu değişikliğin davacı yönünden uygulama alanı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Uyuşmazlığın çözümü, sosyal güvenlik hukukunun niteliğinin incelenmesini ve yasaların zaman bakımından uygulanmasına ilişkin kuralların tartışılmasını gerektirmektedir.
Sosyal Güvenlik Hakkı, Anayasa ve yasalar karşısındaki konumuna göre; kullanılması zorunlu bir hak olup bu haktan vazgeçilemez, devredilemez ve kaçınılamaz. Başka bir anlatımla; sosyal güvenlik hakkı kişiye bağlı, geleceğe uzanan ve herhangi bir süre ile kısıtlanamayan temel Anayasal bir hak olup bu niteliği itibariyle diğer özel hukuk alanında yer alan kurumlarla karşılaştırılamaz ve özel hukuk kurallarıyla açıklanamaz. Sosyal Güvenlik alanında oluşuturulacak tüm kuralların, özde, sosyal hukuk devleti anlayışına uygun olması zorunludur. Sosyal hukuk devleti, niteliğinin bir gereği olarak "Sosyal Güvenlik" kavramını yaşama geçirerek somutlaştırır.
Diğer yandan, değişiklikten önce 2926 sayılı Yasa'nın 2,maddesinde kadın sigortalılar için konulmuş olan "aile reisliği" kavramı tarımda kendi adına ve hesabına çalışan kişiler arasında ayrım yaratmakta olup Anayasamızda ifadesini bulan "eşitlik" ilkesi ilede bağdaşmayan ayrımcılık içeren bir hükümdür. Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucuda yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyecekleridir.
Öte yandan; bir çok Yargıtay kararlarında da açıkça vurguladığı üzere bu tür yeni yasaların ünlü hukukçu Roubier'in açıkladığı üzere yürürlüğe girmeleri ile görülmekte olan tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği başka bir anlatımla yeni yasanın yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal tesirini göstereceği tartışmasızdır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesinden değil, zaman içerisindeki ani etkileri söz konusu olmaktadır. Esasen HUMK 578 maddesi nedeniyle Yargıtay'ın 7.12.1964 günlü Tevhidi İçtihadı ile Hukuk Genel Kurulunun 9.3.1988 gün 1987/860 Esas, 1988/232 karar sayılı kararında da bu görüşe yer verilmiştir
Uyuşmazlığa konu bu olayda hukuksal ve maddi alanda etkisini göstermiş, hukuk kuraları uyarınca tamamlanmış ve sonuçlarını doğurmuş bir kazanılmış hak söz konusu değildir. Sosyal güvenlik kurallarının tanımlanan niteliği nedeniyle lehe olan bu düzenlemenin ihtilafa uygulanması gerekmektedir.
Somut olayda davacı 10.11.1964 doğumlu olup ihtilaf konusu dönemde 2.7.1999,8.6.2000 ve 15.5.2001 tarihinde sattığı ürün bedellerinden tevkifat yoluyla prim kesintisi yapıldığı, evli olduğu, 16.5.2001-25.5.2001 tarihleri arasında SSK'na tabi zorunlu sigortalı olarak kısa süreli çalışmasının bulunduğu görülmektedir.
Yapılacak iş; davacının tarımsal faaliyetine ilişkin kayıt ve belgelerinin getirtilerek işin esasına girilerek 2926 sayılı Yasa'nın 5.,7.,9.10., ve 36. maddeleri birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.
Mahkemece bu hukuki olgular gözetilmeksizin davacının "aile reisi" olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.