merhaba,
boyle faydali bir sitede emegi gecen herkese sonsuz tesekkurler..
benim basit bir sorum var. istifa dilekcesi kime verilir?
ornek olarak;
istifa dilekcemi insan kaynaklarina hitaben yazip, ilk yoneticime ve onun ustundeki bolum yonetcisine imzalattim. ancak istifa dilekcem insan kaynaklarina 1 hafta sonra ulaştırılmış. Buna dayanarak, istifa tarihimin istifa ettiğim tarih değil, istifamın insan kaynaklarina ulaştığı tarih olarak alınması mümkün müdür? Bu tip bir iddia mümkün müdür?
İstifa temel olarak herhangi bir şahıstan değil, bir tüzel kişilikten ayrılma beyanıdır. Bu nedenle tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili kişilerin imzasını taşıyan istifa yazıları , tüzel kişiliğe tebliğ edilmiş sayılır. Özellikle sorunlu ayrılışlarda istifanın Noter kanalı ile işvrene tebliğ edilmesi belirttiğiniz tarz sorunları ortadan kaldırır.
Sorunuzda belirttiğiniz yöneticilerin şirket imza sirkülerinde imza yetkileri var ise , bu kişilerin istifa mektubuna imzaları ile istifanız işyerine tebliğ edilmiş sayılır.
"Sorunuzda belirttiğiniz yöneticilerin şirket imza sirkülerinde imza yetkileri var ise , bu kişilerin istifa mektubuna imzaları ile istifanız işyerine tebliğ edilmiş sayılır"
İşçinin ilk amirine örneğin şefine verdiği istifa (şef tarafından da dilekçenin bir suretine alındığı tarih ve alındı kaydı ile işçiye geri verilmesi kaydı ile), şefin işveren vekili de olduğunu düşünürsek niye geçerli olmasın diye düşünüyorum.
İş Kanunu 2. Madde :
İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur.
Bu Kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.
Uygulamada istifa dilekçeleri , Sn. Tanrıöver'in belirttiği gibi işveren vekili olarak tanımlanabilecek kişilere verilir, ayrılış sorunlu değilse çoğu zaman verildiğine dair bir imza da alınmamaktadır.
İşyerini temsil veya ilzama yetkili olmayan, imza sirkülerinde bu yetki kendisine verilmemiş bir kişi, işçi tarafından kendisine verilen istifa mektubunu imzaladıktan sonra bu mektubu kaybeder veya yırtarsa ve bu sebeple işçi bir zarara uğrarsa, işveren bu kişinin işveren vekili olmadığını iddia eder ve imza yetkisi dahi bulunmadığını belirtirse, işveren bu kişinin hatalı eyleminden dolayı sorumlu tutulabilir mi? Zira konu bir imzanın atılması, örneğin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin bir zorunluluğun işveren vekilince yerine getirilmemesi ve bu nedenle işverenin sorumlu tutulması değil...
Bu durum imza yetkisi olmaksızın işvereni bağlayıcı bir sözleşmeye veya yazıya imza atmaya benzer, belirtilen kişiler (şef, ilk amir vb.) örneğin o işçinin işe girişinde iş akdini işveren adına imzaya yetkili midir veya attıkları imza işvereni bağlar mı? Tartışılabilir, ancak bence işveren bu durumdan sorumlu tutulamaz.
İşyerinde her düzeyde işveren adına yönetim yetkisini kullanan kişilerin tümü İş Kanunu anlamında işveren vekilidir. Bu nedenle fabrikadaki ustabaşı da, banka şubesindeki şef de İK. 2 anlamında işveren vekilidir.
İstifa iradesi ise, bozucu yenilik doğuran bir hak olup karşı tarafa ulaştığı anda sonuç doğurur.
O halde, karşı tarafa, yani işverene ulaşıncaya kadar istifa iradesinden tek taraflı olarak rücu edilebilir demektir.
Bu durumda, fabrikadaki işçinin (imza karşılığı) ustabaşına veya banka memurunun bir üstündeki şefine verdiği istifa dilekçesi o anda sonuç doğuracak mıdır?
Yoksa, sonuç doğurması için, işyerinin bütününü sevk ve idare eden mesela, fabrika müdürü veya şube müdürüne ulaşması mı gerekecektir?
Yoksa, bunu da yeterli görmeyerek, dilekçenin işçiyi işe alma ve işten çıkarmaya yetkili işveren veya vekiline ulaştığı anda mı sonuç doğuracağını söylemeliyiz?
İstifa dilekçesi ile ortaya konulan irade , Sn. Tunga'nın da belirttiği gibi "bozucu yenilik doğuran bir hak" niteliğindedir. Karşı tarafa ulaştığı anda hüküm doğurur. Karşı taraf ise "işveren" dir.
İş Kanunu 2. maddesinde belirtilen "işveren vekili" tanım itibarı ile çok geniş bir çalışan topluluğunu tanımlar. Ustabaşılar ve hatta vardiyada sorumluluk verilmiş işçiler dahi bu tanıma dahildir ve işveren vekilidir.
Yine İş Kanunu 2. maddesinde "İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak" tanımlanmaktadır.
Bu durumda konuya Medeni Kanun açısından bakarsak, işçi çalıştıran ve işveren olarak tanımlanan tüzel kişilikte yetkili organların yapmış olduğu hukuki işlemler tüzel kişiyi bağlar.Organın hukuki işlem yapmaya ilişkin iradesinin tüzel kişiye izafe edilmesi organ sıfatına kanun,dernek tüzüğü veya vakıf senedi ile bağlanmış olan #8220;temsil yetkisi#8221; ile mümkündür.Dış organlar tüzel kişiyi 3.kişilere karşı #8220;temsil eden#8221; tüzel kişinin 3.kişilerle hukuki ilişkiler kurmasını sağlayan organlardır.Temsil yetkisinin tüzel kişinin amacı ile sınırlı olduğu kabul edilmektedir.
Öyleyse kısaca şöyle bir sonuca gidebiliriz: Bir tüzel kişilikte yetkili organlarca atanmış, tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili kişiler işveren vasfındadır, aynı zamanda işveren vekili vasfında olmaları da İş Kanunu açısından mümkündür. Ancak İş Kanunu açısından işveren vekili sayılanlar , işvereni temsil ve ilzama yetkili değillerse, tüzel kişilik işvereni sayılamazlar.
Mesajın ilk paragrafına gidersek bu hususta sonuç da ortaya çıkacaktır. İşçinin bozucu yenilik doğuran hak niteliğinde olan irade beyanı ancak işverene ulaştığında hüküm doğurur, tüzel kişiliklerde işveren de, tüzel kişiyi temsil ve ilzama yetkili kişilerdir.
"...istifa dilekcemi insan kaynaklarina hitaben yazip, ilk yoneticime ve onun ustundeki bolum yonetcisine imzalattim. ancak istifa dilekcem insan kaynaklarina 1 hafta sonra ulaştırılmış. Buna dayanarak, istifa tarihimin istifa ettiğim tarih değil, istifamın insan kaynaklarina ulaştığı tarih olarak alınması mümkün müdür? Bu tip bir iddia mümkün müdür?..."
İşçi istifa iradesini ilk amirine ve bölüm yöneticisine yazılı olarak açıklamış, dilekçenin insan kaynaklarına ulaşması bir hafta sürmüş. İnsan kaynakları da bunun üzerine konuyu muhtemelen genel müdür yardımcısına veya genel müdüre ya da yönetim kuruluna sunacak...
Şimdi, başka bir soru;
İşçinin ihbar öneli ne zaman başlayacak?
İstifa iradesini ilk amirine ve bölüm yöneticisine açıkladığı anda mı, dilekçenin insan kaynaklarına vardığı anda mı, yoksa dilekçenin şirketi temsile yetkili genel müdür yardımcısına veya genel müdüre veya yönetim kuruluna sunulması anında mı?
Dilekçenin temsile yetkili organa varmasına kadar geçen süreden işçiyi sorumlu tutmak mümkün mü?
İşin içinden çıkmak pek de kolay değil gibi ama somut olayda, istifanın, dilekçenin ilk amire ve bölüm yöneticisine ulaştığı anda gerçekleştiğini ve dilekçenin insan kaynaklarına gönderilmesinin ve onun tarafından da genel müdür yardımcısına, genel müdüre veya yönetim kuruluna sunulmasının tamamen usuli bir işlem olduğunu kabul etmek gerekir diye düşünüyorum.
Aksi takdirde, işçiye, bir an evvel dilekçesini temsile yetkili organa ulaştırması gibi bir mükellefiyet yüklemiş oluruz ki, bu da doğru gelmedi bana...
O kadar güzel noktalara temas etmişsiniz ki, okuduğumda cevap mahiyetinde veya yazdıklarınızın karşıtı birşey aklıma hemen gelmedi.
Ama sırası ile gidersek:
"İşyerini temsil veya ilzama yetkili olmayan, imza sirkülerinde bu yetki kendisine verilmemiş bir kişi, işçi tarafından kendisine verilen istifa mektubunu imzaladıktan sonra bu mektubu kaybeder veya yırtarsa ve bu sebeple işçi bir zarara uğrarsa, işveren bu kişinin işveren vekili olmadığını iddia eder ve imza yetkisi dahi bulunmadığını belirtirse, işveren bu kişinin hatalı eyleminden dolayı sorumlu tutulabilir mi?"
Soruya verilecek olumsuz cevap işçinin fesih hakkını kısıtlamaz mı? Büyük ölçekli ve özellikle yabancı ortaklı veya sermayeli şirketlerde temsil ve ilzama yetkili kişiler genelde yürütme kurulu üyeleri ve mali işlerden sorumlu müdür/yönetici ile sınırlı olmakta, diğer yönetici kadrosu ancak bu kişilerin yanında 2.imza yetkisi ile sorumluluk taşımakta,tek başlarına hiçbir yetkileri olmamaktadır. Bu durumda istifa dilekçesi her seferinde imza sirkülerinde temsil ve ilzam yetkisi olan bu sınırlı sayıda kişiye mi ulaştırılacaktır? Diğer yandan işçi hangi kişinin imza sirkülerinde hangi yetki ile donatıldığını bilemez,bilmek zorunda da değildir. Gün gelir ilk derece amirine, gün gelir İK/Personel müdürüne istifa dilekçesini verir. Hatta bir adım daha ileri gidip, eğer şartları müsait değilse ve başkaca kimseye ulaşamıyorsa çalıştığı arkadaşına da verebilir, diye düşünüyorum.
Yeterki bunu yaparken işçinin sui niyetle hareket ettiği iddia ve ispat olmasın.
Not: Yazdıktan sonra iki yorum daha eklendiğini gördüm, bunlarada fırsat bulunca bir yorum yapacağım.
Direkt bu hususla ilgili olmasa da bir fikir vermesi açısından anımsadığım bir Yargıtay kararı :
OLAY:
Ustabaşı işçiyi işten kovuyor, o esnada yanında fabrika müdürünün de olduğu iddia ediliyor. İşçi işe gelmiyor ve işveren tarafından devamsızlıktan haklı nedenle çıkışı veriliyor. Yerel mahkeme işveren lehine hüküm kuruyor.
Yargıtay Kararı : İşveren vekili de olsa işçiyi işten çıkarmaya yetkisi olmayan ustabaşının davranışı hüküm doğurmaz. Ancak işveren bu durumu öğrendikten sonra işçiyi tekrar işe davet etmemiş olduğundan artık feshin işveren tarafından gerçekleştirildiğinin kabulü gerekir. Bozma
İş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi halinde, bu iradenin kimin tarafından ortaya konulması gerektiği hususu ile işçinin fesih iradesinin kime ulaştırılması gerektiği hususu birbirinden farklı olmak gerekir.
İşçi fesih iradesini posta ile gönderse, postayı da işverenin güvenlik görevlisi, kapıcısı, evrak memuru alsa, temsile yetkili organa ulaşıncaya kadar fesih gerçekleşmemiş mi sayılacaktır?
"Kanımıza göre, karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir irade beyanı olan fesih bildirimi, karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hukuki sonuçlarını doğurur. Fesih bildirimi posta ile yapılmışsa, karşı tarafa ulaştığı diğer deyişle onun hakimiyet alanına girdiği anda sonuçlarını yaratır, bunun muhatap tarafından daha geç öğrenilmesi hukuki durumu değiştirmez. İş Hukuku öğretisinde baskın sayılabilecek bu görüşe karşılık, fesih bildiriminin karşı tarafça öğrenildiği anın esas alınması gerektiği de ileri sürülmüştür. Yargıtay ise, "fesih bildirimi(nin) bozucu yenilik doğuran bir hak olup muhatabına ulaştığı anda sonuç" doğuracağını belirtmek suretiyle baskın görüşe katılmaktadır.
Gerçekten, İş Kanununun 17. maddesinde "durumun diğer tarafa bildirilmesi" ve "bildirimin diğer tarafa yapılması" ifadelerine yer verilmiştir. "Bildirme" muhataptan çok beyan sahibi ile ilgili bir olaydır ve öğrenmeden çok ulaşma anının esas alındığını destekleyen bir anlam taşır. Bunun gibi, öğrenme yerine ulaşmanın esas alınması, sağladığı ispat kolaylığı, karşı tarafın öğrenmeden kaçınmasının kolaylıkla mümkün olması gibi nedenlerle tercih edilmelidir. Belirtelim ki, fesih bildirimi işyerinde yapılmışsa, ulaşma ile öğrenme aynı ana rastlayacaktır.
Fesih bildiriminin ulaşma anından itibaren hüküm ve sonuç doğurması nedeniyle karşı tarafa ulaşmış olan bildirimden tek taraflı olarak dönülemez. Bununla beraber, bildirim henüz ulaşmadan veya ulaşmış olmakla birlikte karşı taraf öğrenmeden fesih beyanından dönmek mümkündür." (S.Süzek, İş Hukuku, 2005 sayfa 403)
,
istifa dilekçesi nasıl verilir,
polis istifa dilekcesinin verilecegi kurumlar,
Dilekçe kime verilir,
istifa dilekçesi kime verilecek,
istifa dilekcesi kimde kalir,
usulune uygun istifa kime verilir,
istifa mektubu nereye verilir,
hastaneden istifada dilekce nereye verilir,
polislikten istifa kime verilir,
fesih kime verilir,
ozel yurtlardan istifa dilekcesi nereye sunulur,
adliyede istifa dilekcesi nereye verilir,
Dernek istifasi icin dilekce nereye verilmeli,
sirket kapandi istifayi nereye verilecek,
istifa dile,
ordudan istifa kime yapilir,
yonetici istifayi kaybederse,
istifa mektubu isyerinde kime verilir,
istifa dilekçesi kime veririr,
istifa dilekçesi ne zaman verilir,
akademisyen istifa dilekçesini kime vermeli 2014
1978 yılında kardeşler arasında bolunen ve aslı mera olan yer kardeşlerden birtanesine ( nineme ) hisse olarak veriliyor. verilen yer hem mera hemde...
eşimle boşanmayı düşünüyoruz ancak 2,5 yaşında bir kızım var kızımın velayetini banamı eşimemi verirler eşim ailesiyle yaşıyor ben hem kendi evim var...
1 yıllık evliyim eşim yurt dısında yaaıyor 20 temmuz 2006 türkiye ye geldi 10 agustosta düğün yaptı fakat nikah tarihim29.12.2005 6 eylülde bulundugu...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Clicking Here TLO lookup
02-05-2025, 13:42:01 in Askerlik Hukuku