Öksürmeye başladım. Ama nedenini bilmiyorum. Hasta değilim. Soğuk
algınlığım da yok. Sanırım fazla stresten kaynaklanıyor.
Bedenim kendini güçsüz hissediyor. Ne kadar su içersem içeyim ağzım hep
kuru. Tükenmesini istemediğimden çok fazla su içmekten de korkuyorum.
Dün gece muhtemelen bütün hayatım boyunca deneyimlediğim en korkunç
gündü. Çok yorgun ve bitkindim. Günlerdir uyumuyorum.
Nihayet bir an sessizlik olduğunda ise, karnım ve kalbimdeki gerginlik beni
derin bir uykuya dalmaktan alıkoyuyor.
Dün gece Dahiyeh (Beyrut un varoş bölgesi) üzerine düşen en az 15 bomba
saydık. Bunlar sadece bizim duyduklarımız. Gecenin bir yerlerinde kendi
kendime eğer birazcık olsun uyuyamazsam çıldıracağımı söyledim ve beni
öldürenin bu olacağını
Hiç birşey yiyemiyorum. Bu yüzden psikolojik direncimi kaybediyorum.
Bu noktada her şey ruh halime bağlı. Biliyorum ki güçlü olmalıyım
ve olacağım. Ama yaşadıklarımı inkâr edemem.
İnsanların kahramanlıktan olduğu kadar dibe vurmaktan da haberdar
olmalarının önemi olduğunu düşünüyorum. Pek çoğumuz bir çok şeyle başetmeye
çalışıyoruz, tehlikeye içindeyiz. Beyrut, halkına yiyecek, su ve ilaç
bulmaya çalışıyor.
İnternet üzerinden ya da başka bir biçimde birşeyler yapıyor olmamız hasta,
korkmuş ve bitkin olmadığımız anlamına gelmez.
Dün gece, bu ana kadar yaşadığımız en kötü bombardımanı yaşarken,
gürültülerden artık korkmadığımı farkettim; ne kadar da çabuk
alışıyorsunuz. Farkettim ki en çok canımı yakan, BİLİNMEYEN .
Yarın ne olacak? Bu olanlar ne zaman son bulacak? Nasıl yeniden ayağa
kalmaya başlayacağız? Mülteciler kabul edilecek mi? Güneydeki insanlar ne
halde? Ve bütün bir ülkeyi cezalandırmak neden? Bunların ardındaki gerçek
plan ne? Her şey daha ne kadar kötüye gidecek?..
Eşim ve ben, ülkeyi terketmek konusunda yardımcı olduğumuz yabancı
sığınmacıları barındırıyoruz. Bu sabah ikisi gitmeyi başardı, bir Alman ve
bir İsviçreli. Diğer ikisi İngiliz ve Amerikalı. En saçma olan da şu ki
Amerikan büyükelçiliği buradaki vatandaşlarına en az yardım eden elçilik.
Telefon hatları servis dışı.
Birkaç gün önce tesadüfen tanıştığım Arkadaşım Amanda, kendisini Beyrut un
dışındaki elçiliğe götürmesi için bir taksi kiralamak zorunda kaldı. Ve ona
bütün söyledikleri, ne yapacaklarını bilmedikleri ve gelişmeleri elçilik
web sitesinden takip etmeye devam etmeleri oldu. Web sitesinden
edinebildiği tek bilgi ise, 5 gün sonra bir tahliye yapılacağı ama bu
tahliye için para ödemek zorunda kalacak olması!
Evet, kendi vatandaşlarına, kurtulmak için para ödemeleri gerektiğini
söylüyorlar. Buna inanabiliyor musunuz?!
İnsanları ülke dışına çıkarmaya çalışmak beni stres altına alıyor. Sorun şu
ki eğer ülkeden çıkma fırsatım olsa ne yapacağım? Gider miyim? Arkadaşlarım
ne olacak? Ailem? Sanat stüdyom? Bir İngiliz pasaportum var, eşimle
birlikte ülke dışına çıkabilirim. Ama en iyi arkadaşım Maya ya ne olacak?
Ender görülen ve kötü cins bir kansere yakalandı. Birkaç ay önce teşhis
konduğundan bu yana ona ben bakıyorum ve biliyorum ki benim bakımım onun
mücadele etmesine yardım ediyor. Yakalandığı kanser #8220; tedavi edilemez bir
tür, fakat ironiye bakın ki bombardımanın başladığı gün
doktoru
tümörlerinin küçüldüğünü söyledi. İnanılmaz- gerçek bir mucize.
Maya yı bırakamam!
Ya stüdyodaki resimlerim ne olacak? Ya bütün fırçalarım, boyalarım, ışığım
kitaplarım! Bütün kitaplarım !
Ve yine beynimden geçen çılgınca şeyler.
Fotoğraf albümlerimiz ne olacak? Bütün aile fotoğraflarımız Anılarımız
Ya birkaç yaz önce ayrılık acısı çekerken balkon duvarına çiziktiriverdiğim
resimlere ne olacak?
Ya sakladığım bütün aşk mektupları? Birgün kızıma vermek istediğim,
geçliğimin bu kanıtlarına ne olacak?
Ya diğer en iyi dostlarım? Köpeğim Tampopo ya ne olacak? Daima saflık ve
şefkat kaynağı olan ve beni asla yalnız bırakmayan güzel Jack Russel
teriyerim. Bir meleğin gözlerini taşıyan
Köpeklerin ülke dışına çıkmasına izin verilmiyor ki
Amerikalı arkadaşım Christine -adı Arapça öpücük anlamına gelen- Baousi
adındaki buldog köpeğini bana bırakmak zorunda kalacak. Çok üzülüyor
Neredeyse ülkesine gitmek istemeyecek
Köpeğini almalarını sağlamak için pek çok elçiliğe başvurdu.
Üzülme Christine. Ben Baousi ye bakarım
Kızkardeşim devlet okullarında barınan sığınmacılara yardım için gönüllü
olarak çalışıyor. (Şu anda para, gıda, ilaç, su, battaniye ve şilte
yardımında bulunmak için vatandaşlarımızı çağırıyorlar). İnsanlardan para
yardımı topluyor ve sonra sığınmacılara ilaç almak için harcıyor. Kendi
inisiyatifiyle! Annem de onlara katıldı. Bir arkadaşımız bağış toplamak
için bir web sitesi kurdu.
(web adresi yönetim tarafından gizlenmiştir.)
Günün en inanılmaz ifadesi: İsrail insanlara güneyi boşaltmalarını, çünkü
Lübnan ın güneyini yok edeceğini söyledi. Ama insanlar ordan ayrılamıyor
çünkü bütün yollar ya yıkıldı ya da önleri kesildi. Ve dün oradan ayrılmayı
denediklerinde İsrailliler üzerlerine ateş açtı.
Burada bir katliam yapılıyor !
Tekrarlanan saldırılarda, dün olduğu gibi,
- İsrail Lübnan ın güneyini fosfor ve diğer kimyasal silahlarla bombalıyor.
- İsrail Lübnan sahil şeridi boyunca tüm limanları bombaladı.
- İsrail bütün yerel askeri radarlarımızı ve bazı ileri karakollarımızı
bombaladı.
- İsrail güneydeki bütün askeri tugaylarımızı ve Arama ve Kurtarma
ekiplerimizi bombaladı. Yaşayan masum siviller kayboldu. Sığınmacıların
kaldığı binalarda da katliam yapıldı.
- İsrail Beyrut varoşlarını (Dahiyeh ve Haret Hreik) bombalamaya devam
ediyor.
- İsrail şu ana kadar 100 den fazla sivili öldürdü ve yüzlercesini
yaraladı. Ve güneyi bombalamaya devam ediyor.
- İsrail dağ yollarını vurmaya başladı. Shouf a giden bir ana yolu
bombaladılar.
- İsrail dağlardaki bitkilere gaz bombaları atıyor.
Daha fazla devam edemeyeceğim
*** İsrail Lübnan daki ileri karakolları hedef almaya başladı. Lübnan
askerlerini katletti. Artık hedeflerinde sadece Hizbullah yok. Lübnan ın
tamamını yok etmeyi hedefliyorlar.
Gerçek:
İsrail, Lübnan ı dize getirmeye çalışıyor.
İsrail, Lübnan ı ve Lübnan ruhunu yok etmeye çalışıyor.
İsrail, Lübnanlıları yine birbirlerine düşürmeye çalışıyor.
İsrail, bizleri su, yiyecek ve barınak için otlanan hayvanlara çevirmeye
çalışıyor.
İsrail ve Amerika, Suriye ve İran ı da bunun içine çekmeye çalışıyor.
Lübnan ı yem olarak kullanıyorlar. Lübnan ise ortada kalmış durumda.
Amerika ve İsrail bölgesel bir savaş çıkarmaya çalışıyor !
Lütfen yapabildiğiniz her biçimde yardım edin.
Lütfen bu mesajı herkese iletin, isterseniz yeniden yazın.
Lütfen insanlara neler olduğunu anlatın.
Lütfen kendi bürokratlarınıza bir adım atıp, bir şeyler
yapmaları için baskı kurun.
Lübnan barışsever bir ülkedir. Biz Ortadoğu da bütün dinlere mensup
insanların bir arada ve barış içinde yaşadığı tek ülkeyiz.
Haberlerin bu kadar önyargılı olması inanılmaz. Gerçek hasarları
bildirmiyorlar. İsrail ;in masum insanları öldürdüğünü bildirmiyorlar.
Bu durumdan öyle anlaşılıyor ki hepsi G8 odaklılar.
İsrail ve US yönetimi gerçekten sadece bizi mi ortadan kaldırmaya
çalışıyor?
Onlara gitmeyeceğinizi söyleyebilirsiniz. Pek çoğumuz gitmiyor. Lübnan ı
seviyoruz.
Onlara benim gibi insanları anlatın
kültür ve hoşgörü inşa eden barış ve uzlaşma için çalışan eğitmek için
çabalayan sevgi ve merhameti yücelten insanlardan bahsedin onlara
Burada benim gibi binlerce insan var.
Bize ne olacak?
Onlara benim gibi, bütün bunlara rağmen hâlâ nefret etmeyi öğrenmemiş
insanlardan söz edin. Benden değerlerim dışında her şeyimi alabilirler.
İnançlarım ve erdemlerim dışında her şeyi. Ama asla ve asla ruhumu
dizginleyemezler!
İsrail halkına yöneticilerinin bize neler yaptığını anlatın. Şiddetin
şiddet doğuracağını söyleyin onlara. Lübnan ın komşuları olduğunu ve barış
içinde yaşamanın mümkün olduğunu anımsatın onlara.
Şiddetle nasıl bir uzlaşmaya varabiliriz ki?
Çok yakındık
Çok yakındık
Lütfen bu vahşete son verin!
Yine de sevgiyle
Zena el-Khalil
Çeviri: Betül AKDAĞ
Kaynak : Türkçe çevirisi ilk kez Ötekileriz Kültür Sanat Girişimi'nin www.otekileriz.com sitesinde yayımlanmıştır.
Ne yazık ki 4 askeri Yahudiler tarafından kasden öldürülen Birleşmiş Milletler, gerek bu eylemi gerekse yahudilerin vahşetini kınanması konusunda ABD nin muhalefetine takıldı. İsteyen okusun http://www.milliyet.com.tr/2006/07/27/son/sondun11.asp
Ancak bu muhalefet ABD-İsrail işbirliği ile Ortadoğu' nun yeni haritasını şekillendirmekte ne kadar kararlı olduklarını bir kez daha göstermiştir.Mahallenin kabadayısı tavrıyla dünyaya istedikleri şekli vermeye çalışırken,dünyanın buna seyirci kalması, giderek tepkisizleşmesi asıl korkutucu olandır.Globalleşme küreselleşme derken dünyanın dört bir yanında insanları yoksullaştırıp hükumetleri küresel sermaye şirketlerine esir edilmiştir. İnsanlar gündelik kaygıları yüzünden tepki gösteremez haldedir. Biraz isyan edenlerin tepesine ise askerle polisle çökülmektedir. Durum giderek vahimleşmektedir.
İsraili'i kınamayan tek ülke ABD. Birleşmiş milletler binası bile bombalandı. Herkes katliama, kendince bir kılıf buluyor. Hatta, İsrail'i tetikleyen hamas ve hizbullah bile anılmıyor. Neler oluyor. Bu canların bedelini kim ödeyecek. İşin aslı niçin açıklanmıyor. Oysa herkes biliyor ki, ortadoğuda yeni harita çiziliyor. Bunları görünce kırmızı başlıklı kızın öyküsünü kurdun ağzından dinleyelim istedim. Biz de ABD nin ağzından ortadoğuyu dinliyoruz nasılsa
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ (KURTUN AĞZINDAN DİNLEYELİM)
"Kırmızı Başlıklı Kız" masalını bir de kurdun ağzından dinleyelim :
Her gün yaptığım gibi ormanı temizlemeye çıkmıştım. Orman benim evim, temiz tutmak da benim görevim. Derken bir kız beliriverdi. Kırmızı başlık ve peleriniyle çok şüpheli bir görünümü vardı. Kimin aklına gelir bu garip kıyafeti giymek. Bir kurnazlık peşindeydi mutlaka. Bir süre dikkatle izledim bu garip kızı. Elinde taşıdığı üzeri örtülü sepette kim bilir ne taşıyordu!.. Yürüyüşü bile normal değildi. Yanına yaklaşıp ne yaptığını sorunca bana büyükannesinin evine gittiğini söyledi ama gel de inan. Yine de bıraktım peşini kendi işime döndüm. Ama aklım o kıza takıldı bir kere... Bir gidip bakayım doğru mu söyledikleri dedim kendi kendime; gerçekten böyle bir büyükanne var mı? Siz olsaydınız gerçekliğini kontrol etmek istemez miydiniz? Orman benim evim. Ben hem ev sahibiyim, hem de diğer orman sakinlerine karşı sorumluyum. Neyse uzatmayayım... Gittim, baktım ve gerçekten bir büyükanne buldum. Sorduğumda "evet o küçük kız benim torunum" dedi. Ben de sorumlu bir kişi olarak; "bu küçük kız yabancılarla konuşulmayacağını öğrenmemiş daha!..." dedim ve anlattım küçük kızla karşılaşmamı... Büyükanne de ürperdi ve birlikte küçük kıza bir ders vermeye karar verdik. O yatağın altına saklandı, ben Onun geceliğini giydim, başlığını taktım ve yatağına yattım. Küçük kız birazdan içeri girdi. Seslendi cevap verdim. Ne şaşkın bir çocuk!.. Beni büyükannesi sanıvermişti. Ben benim büyükannemi değil sesinden, kokusundan bile tanırım oysa ki. Neyse bunlar bir şey sayılmaz, daha neler yaptı bilseniz. Kulaklarımın niçin büyük olduğunu sordu. Ne ayıp şey hiç sorulur mu!... Yine de çocukluğuna verip yumuşak bir sesle cevapladım. "Seni iyi dinlemek için"... Ama bu sefer kalkıp da burnumun niçin büyük olduğunu sormaz mı!.. Küçük kız hiç mi hiç terbiye almamış. Ben zaten burnumu kendime kompleks haline getirdim, öz-güvenim sallantıda. Psikologlar, estetikçiler... Dünya para harcıyorum ama nafile. Yine aldırmamaya çalışırken bu sefer de ağzımın kocaman olduğunu yüzüme vurmaz mı! Tabi ki kızdım, siz olsanız kızmaz mıydınız? O sinirle ayağa fırlayıp peşinde koşturmaya başladım. Birden ne olsa beğenirsiniz! Bir kocaman avcı elinde tüfek kapıdan dalıverdi. Beni "seni hain kurt, büyükanneyi yedin değil mi?.." diye suçlamaz mı !.. Halbuki büyükannenin kılına bile dokunmadım, O da saklandığı yerden çıkıp beni korumaya çalışmadı. Malum yaşlılık,kulakları iyi duymuyor. Avcı mahkeme yapmadan infaz kararımı verdi. Tabi ben de adalet bulamayacağımı, hatta canımı yitireceğimi anlayıp pencereden zor attım kendimi. Geçirdiğim büyük korkunun sarsıntısı yetmiyormuş gibi o gün - bu gün ormanda bile yüzümü rahat gösteremez oldum. Adım haine çıktı.
Yeter Artık... Ben Suçsuzum...
Türkiye, İran, Irak ve Suriyenin parçalanmış olarak gösterildiği haritaya göre, Cezayir ve Fastan Endonezyaya kadar geniş bir alanda yeni devletçikler kurulacak.
Rice Küdüste açıkladı
büyük Ordaoğu Projesinin aslında Büyük İsrail Projesi olduğu, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tarafından Kudüste resmen ilan edildi. Rice, Başbakan Ehud Olmertle görüşmesinden önce ağzından şu sözler döküldü: Yeni Ortadoğu için zaman geldi...
Son hedefleri Türkiye
PENTAGONun hazırladığı projeye göre, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin neredeyse yarısına denk gelen Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi koparılarak, ABDnin ve İsrailin himayesinde kurulması son aşamaya gelen kukla Kürt yönetimine veriliyor.
Paramparça ediyorlar
tayyip Erdoğanın Eşbaşkanım dediği Büyük Ortadoğu Projesi sayesinde Lübnanı yutan İsrail, Suriyenin önemli bir bölümüne de el koyuyor. Üçe bölünen Iraktan arta kalan topraklar, ABD ve İsrail mandasını kabul eden kukla devletlere bırakılıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Rice Kudüsten seslendi: Yeni Ortadoğu için zaman geldi
Düğmeye basıldı
Lübnanın bombalanmasının bir tezgah olduğu ve Büyük İsrail Planının hayata geçirilmesi için yapıldığı ortaya çıktı.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, İsrail planı olarak bilinen Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) için harekete geçildiğini açıkladı. Rice, Kudüste İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile görüşmesinden kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, yeni bir Ortadoğu için zamanın geldiğini kaydetti. Riceın bu açıklamasının Kudüs gibi İsrail tarafından işgal edilen İslam dünyasının kutsal kentinde ilan edilmesi dikkat çekici bulundu. Rice, bu açıklamayı yapmadan bir gün önce sürpriz bir şekilde Lübnana gitmişti. Rice, Lübnan Başbakanı Sinyoradan Amerikan askerlerinin 23 yıl önce ayrıldığı Lübnana geri dönüşünün önünü açmak için istekte bulundu. Washington Post gazetesinin Amerikalı ve Lübnanlı yetkililere dayanarak verdiği haberine göre, Rice, İsrailin isteği doğrultusunda Beyrutta, Lübnanın sınır bölgesine NATO komutasında 60 ila 90 gün süreyle bir uluslararası güç yerleştirilmesi ve bir tampon bölge oluşturulması, ardından da bu gücün, Lübnan ordusunun güneyi kontrol altına alması ve Hizbullahı silahsızlandırmasına yardımcı olması önerisinde bulundu. Böylece, Ortadoğuda sınırların yeniden şekilleneceği GOPun ilk adımı atılacak. Olayın vahametini kavrayan Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebi Berri, ABDnin, öne sürdüğü koşulların ülkelerinde iç savaşa yol açacağını söyledi.
İsrail projesi
Rice, Türkiye, İran ve Suriye gibi ülkelerin toprak bütünlüğüne darbe anlamını taşıyan açıklamalarını yaparken, yeni bölge haritaları da elden ele dolaşmaya başladı. 4 Temmuzda ABDde yayınlanan bir harita Türkiye için tasarlanan son şekli ortaya seriyor. Haritada Türkiye, İran, Irak ve Suriye parçalanmış olarak gösteriliyor. Haritaya göre, Türkiyenin Güneydoğusu, Ermenilere ve peşmergelere terk ediliyor. Ermeni toprakları genişlerken, Kürdistan kuruluyor. Böylece, GOP adı verilen Büyük İsrail projesi ile, bölge İsrailin insafına terkedilecek.
Irakı üçe bölmek için
masaya oturdular
Şii, Sünni ve peşmergelerin ülkeyi üçe ayırarak devlet kurma pazarlıkları yaptıkları bildirildi. The Independent gazetesinde yayımlanan Patrick Cockburn imzalı haberde, üst düzey bir yetkilinin Bir politik proje olarak Irak sona erdi. Taraflar B Planına yöneldi dediği aktarıldı. Gazetenini haberine göre, üst düzey yetkili, Şii, Sünni ve peşmerge gruplarının Irakı aralarında paylaşmak ve Bağdatın geleceğine karar vermek konusunda arayış içinde olduklarını söyledi ve Bağdatın Şii ve Sünnilerin arasında paylaşılmasına yönelik görüşmeler yapılıyor dedi. Bu arada, peşmerge reisi Mesut Barzani, düzenli ordu kurmalarının zamanının geldiğini söyleyerek, bu paylaşımın hangi noktada olduğunu gösterdi.
Kukla devlete ordu
Mesut Barzani, Kürdistan ordusu olarak nitelendirdiği peşmergelerin, peşmergelerin yaşadığı bölgeyi korumak ve Kürdistana kötü gözle bakanlara karşı koyabilmek için düzenli bir yapısının olması gerektiğini belirtti.
Mesud Barzani, Şimdi düzenli bir ordu oluşturmak için en iyi fırsattır. Oluşturulacak Kürdistan ordusu, aşiretlere ve kişilere özgü olmayacak sadece Kürdistan ordusu olacak diye konuştu. Böylece, ordu kurulmasıyla birlikte Kuzey Irakta İsrailin kukla devletinin kurulması için önemli bir adım atılacak.
İsrail'in dün Kana kasabasındaki katliamını tüm dünya kınadı, ABD kınamadı.
İsrail'in Kana katliamına birçok ülke sert tepki gösterdi. BM Güvenlik Konseyi, Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora'nın çağrısı üzerine toplanırken, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Konsey'den saldırının kınanmasını istedi. Annan, iki tarafın da sorumlu olduğunu, muhtemelen iki tarafın da uluslararası hukuku çiğnediğini söylerken, Fransa da taraflar arasında acil bir ateşkes isteyen bir tasarı sundu.
ABD 'bu trajedinin, sivil kayıplardan kaçınılması yönünde İsrail'in elinden gelen çabayı göstermesi gerekliliğini ortaya koyduğunu' belirtmekle yetindi ancak bir kınama yapmadı. Beyaz Saray sözcüsü Tony Snow, "Ateşkes Lübnan'da güvenliği sağlayacak şartları yaratmalı" diyerek acil ateşkes çağrısında bulunmadı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns ise "Bu trajik bir gün. Kalıcı bir ateşkesin gerekliliğini gösteriyor. ABD yaşananların bir savaş suçu olduğuna inanmıyor" açıklaması yaptı.
Türkiye: Acil ateşkes gerekli
Türk Dışişleri de İsrail'in orantısız güç kullanarak Lübnan'ı büyük bir krizin eşiğine getirdiğini söyleyerek, "Hiçbir sorumluluğu olmayan sivillere yönelik bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz" dedi. Dışişleri şu açıklamayı yaptı: "Bölgedeki krizin daha vahim bir hal almasına izin verilmeden acilen karşılıklı ateşkes ilan edilmesini talep ediyoruz."
İlk kınamayı dile getiren Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, acil ateşkes çağrısını yineledi. AB Dönem Başkanı Finlandiya hiçbir şeyin sivilere saldırıyı haklı gösteremeyeceğini belirtti. ABD'yle aynı görüşü paylaşan Britanya Başbakanı Tony Blair da "Bu trajik durum sürdürülemez. BM Güvenlik Konseyi'nden ateşkes kararı çıkarsa bu karşılıklı düşmanlık sona erdirilmeli" dedi. İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, İsrail'in savaş suçu işlediğini belirtti. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, "Lübnan ve Filistin dünya için ayna görevi görüyor. Siyonist rejiminin gerçek kimliği bu aynada rahatça görülüyor" derken, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, İsrail'in 'barbarlığı ve uyguladığı devlet terörizminin tüm dünyanın gözlerine önüne serildiğini' söyledi.
ABD katliamı neden kınasın ki, kınamaması için onca sebepten biri de bu olsa gerek...
"Haberde,İsrail'in Kana'da kullandığı füzelerin ABD'den geldiği konusunda hiç bir şüphenin bulunmadığı ve üzerinde "MK-84 güdümlü füze ile kullanılmak için BSU-37-B" yazdığı ifade edildi."
Merhaba. 2 sene önce Lübnan vatandaşı eski eşimden boşanıp, Türk vatandaşı olan eşimle evlendim. Lübnan vatandaşı olan eski eşimle hem Lübnan'da hem...
Tüvtürke aracı muayene ettirdikten sonra kredi kartımdan komisyon ücreti alındı. Tüketici hakem heyetine başvurdum ve hakem heyeti beni haklı buldu....
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
tüvtürke karşı tüketici hakem...
07-05-2025, 23:40:53 in Tüketici Hakları