Lübnan'lı Bir Sanatçıdan Mektubunuz Var
Lübnan'lı Bir Sanatçıdan Mektubunuz Var
Öksürmeye başladım. Ama nedenini bilmiyorum. Hasta değilim. Soğuk
algınlığım da yok. Sanırım fazla stresten kaynaklanıyor.
Bedenim kendini güçsüz hissediyor. Ne kadar su içersem içeyim ağzım hep
kuru. Tükenmesini istemediğimden çok fazla su içmekten de korkuyorum.
Dün gece muhtemelen bütün hayatım boyunca deneyimlediğim en korkunç
gündü. Çok yorgun ve bitkindim. Günlerdir uyumuyorum.
Nihayet bir an sessizlik olduğunda ise, karnım ve kalbimdeki gerginlik beni
derin bir uykuya dalmaktan alıkoyuyor.
Dün gece Dahiyeh (Beyrut un varoş bölgesi) üzerine düşen en az 15 bomba
saydık. Bunlar sadece bizim duyduklarımız. Gecenin bir yerlerinde kendi
kendime eğer birazcık olsun uyuyamazsam çıldıracağımı söyledim ve beni
öldürenin bu olacağını
Hiç birşey yiyemiyorum. Bu yüzden psikolojik direncimi kaybediyorum.
Bu noktada her şey ruh halime bağlı. Biliyorum ki güçlü olmalıyım
ve olacağım. Ama yaşadıklarımı inkâr edemem.
İnsanların kahramanlıktan olduğu kadar dibe vurmaktan da haberdar
olmalarının önemi olduğunu düşünüyorum. Pek çoğumuz bir çok şeyle başetmeye
çalışıyoruz, tehlikeye içindeyiz. Beyrut, halkına yiyecek, su ve ilaç
bulmaya çalışıyor.
İnternet üzerinden ya da başka bir biçimde birşeyler yapıyor olmamız hasta,
korkmuş ve bitkin olmadığımız anlamına gelmez.
Dün gece, bu ana kadar yaşadığımız en kötü bombardımanı yaşarken,
gürültülerden artık korkmadığımı farkettim; ne kadar da çabuk
alışıyorsunuz. Farkettim ki en çok canımı yakan, BİLİNMEYEN .
Yarın ne olacak? Bu olanlar ne zaman son bulacak? Nasıl yeniden ayağa
kalmaya başlayacağız? Mülteciler kabul edilecek mi? Güneydeki insanlar ne
halde? Ve bütün bir ülkeyi cezalandırmak neden? Bunların ardındaki gerçek
plan ne? Her şey daha ne kadar kötüye gidecek?..
Eşim ve ben, ülkeyi terketmek konusunda yardımcı olduğumuz yabancı
sığınmacıları barındırıyoruz. Bu sabah ikisi gitmeyi başardı, bir Alman ve
bir İsviçreli. Diğer ikisi İngiliz ve Amerikalı. En saçma olan da şu ki
Amerikan büyükelçiliği buradaki vatandaşlarına en az yardım eden elçilik.
Telefon hatları servis dışı.
Birkaç gün önce tesadüfen tanıştığım Arkadaşım Amanda, kendisini Beyrut un
dışındaki elçiliğe götürmesi için bir taksi kiralamak zorunda kaldı. Ve ona
bütün söyledikleri, ne yapacaklarını bilmedikleri ve gelişmeleri elçilik
web sitesinden takip etmeye devam etmeleri oldu. Web sitesinden
edinebildiği tek bilgi ise, 5 gün sonra bir tahliye yapılacağı ama bu
tahliye için para ödemek zorunda kalacak olması!
Evet, kendi vatandaşlarına, kurtulmak için para ödemeleri gerektiğini
söylüyorlar. Buna inanabiliyor musunuz?!
İnsanları ülke dışına çıkarmaya çalışmak beni stres altına alıyor. Sorun şu
ki eğer ülkeden çıkma fırsatım olsa ne yapacağım? Gider miyim? Arkadaşlarım
ne olacak? Ailem? Sanat stüdyom? Bir İngiliz pasaportum var, eşimle
birlikte ülke dışına çıkabilirim. Ama en iyi arkadaşım Maya ya ne olacak?
Ender görülen ve kötü cins bir kansere yakalandı. Birkaç ay önce teşhis
konduğundan bu yana ona ben bakıyorum ve biliyorum ki benim bakımım onun
mücadele etmesine yardım ediyor. Yakalandığı kanser #8220; tedavi edilemez bir
tür, fakat ironiye bakın ki bombardımanın başladığı gün
doktoru
tümörlerinin küçüldüğünü söyledi. İnanılmaz- gerçek bir mucize.
Maya yı bırakamam!
Ya stüdyodaki resimlerim ne olacak? Ya bütün fırçalarım, boyalarım, ışığım
kitaplarım! Bütün kitaplarım !
Ve yine beynimden geçen çılgınca şeyler.
Fotoğraf albümlerimiz ne olacak? Bütün aile fotoğraflarımız Anılarımız
Ya birkaç yaz önce ayrılık acısı çekerken balkon duvarına çiziktiriverdiğim
resimlere ne olacak?
Ya sakladığım bütün aşk mektupları? Birgün kızıma vermek istediğim,
geçliğimin bu kanıtlarına ne olacak?
Ya diğer en iyi dostlarım? Köpeğim Tampopo ya ne olacak? Daima saflık ve
şefkat kaynağı olan ve beni asla yalnız bırakmayan güzel Jack Russel
teriyerim. Bir meleğin gözlerini taşıyan
Köpeklerin ülke dışına çıkmasına izin verilmiyor ki
Amerikalı arkadaşım Christine -adı Arapça öpücük anlamına gelen- Baousi
adındaki buldog köpeğini bana bırakmak zorunda kalacak. Çok üzülüyor
Neredeyse ülkesine gitmek istemeyecek
Köpeğini almalarını sağlamak için pek çok elçiliğe başvurdu.
Üzülme Christine. Ben Baousi ye bakarım
Kızkardeşim devlet okullarında barınan sığınmacılara yardım için gönüllü
olarak çalışıyor. (Şu anda para, gıda, ilaç, su, battaniye ve şilte
yardımında bulunmak için vatandaşlarımızı çağırıyorlar). İnsanlardan para
yardımı topluyor ve sonra sığınmacılara ilaç almak için harcıyor. Kendi
inisiyatifiyle! Annem de onlara katıldı. Bir arkadaşımız bağış toplamak
için bir web sitesi kurdu.
(web adresi yönetim tarafından gizlenmiştir.)
Günün en inanılmaz ifadesi: İsrail insanlara güneyi boşaltmalarını, çünkü
Lübnan ın güneyini yok edeceğini söyledi. Ama insanlar ordan ayrılamıyor
çünkü bütün yollar ya yıkıldı ya da önleri kesildi. Ve dün oradan ayrılmayı
denediklerinde İsrailliler üzerlerine ateş açtı.
Burada bir katliam yapılıyor !
Tekrarlanan saldırılarda, dün olduğu gibi,
- İsrail Lübnan ın güneyini fosfor ve diğer kimyasal silahlarla bombalıyor.
- İsrail Lübnan sahil şeridi boyunca tüm limanları bombaladı.
- İsrail bütün yerel askeri radarlarımızı ve bazı ileri karakollarımızı
bombaladı.
- İsrail güneydeki bütün askeri tugaylarımızı ve Arama ve Kurtarma
ekiplerimizi bombaladı. Yaşayan masum siviller kayboldu. Sığınmacıların
kaldığı binalarda da katliam yapıldı.
- İsrail Beyrut varoşlarını (Dahiyeh ve Haret Hreik) bombalamaya devam
ediyor.
- İsrail şu ana kadar 100 den fazla sivili öldürdü ve yüzlercesini
yaraladı. Ve güneyi bombalamaya devam ediyor.
- İsrail dağ yollarını vurmaya başladı. Shouf a giden bir ana yolu
bombaladılar.
- İsrail dağlardaki bitkilere gaz bombaları atıyor.
Daha fazla devam edemeyeceğim
*** İsrail Lübnan daki ileri karakolları hedef almaya başladı. Lübnan
askerlerini katletti. Artık hedeflerinde sadece Hizbullah yok. Lübnan ın
tamamını yok etmeyi hedefliyorlar.
Gerçek:
İsrail, Lübnan ı dize getirmeye çalışıyor.
İsrail, Lübnan ı ve Lübnan ruhunu yok etmeye çalışıyor.
İsrail, Lübnanlıları yine birbirlerine düşürmeye çalışıyor.
İsrail, bizleri su, yiyecek ve barınak için otlanan hayvanlara çevirmeye
çalışıyor.
İsrail ve Amerika, Suriye ve İran ı da bunun içine çekmeye çalışıyor.
Lübnan ı yem olarak kullanıyorlar. Lübnan ise ortada kalmış durumda.
Amerika ve İsrail bölgesel bir savaş çıkarmaya çalışıyor !
Lütfen yapabildiğiniz her biçimde yardım edin.
Lütfen bu mesajı herkese iletin, isterseniz yeniden yazın.
Lütfen insanlara neler olduğunu anlatın.
Lütfen kendi bürokratlarınıza bir adım atıp, bir şeyler
yapmaları için baskı kurun.
Lübnan barışsever bir ülkedir. Biz Ortadoğu da bütün dinlere mensup
insanların bir arada ve barış içinde yaşadığı tek ülkeyiz.
Haberlerin bu kadar önyargılı olması inanılmaz. Gerçek hasarları
bildirmiyorlar. İsrail ;in masum insanları öldürdüğünü bildirmiyorlar.
Bu durumdan öyle anlaşılıyor ki hepsi G8 odaklılar.
İsrail ve US yönetimi gerçekten sadece bizi mi ortadan kaldırmaya
çalışıyor?
Onlara gitmeyeceğinizi söyleyebilirsiniz. Pek çoğumuz gitmiyor. Lübnan ı
seviyoruz.
Onlara benim gibi insanları anlatın
kültür ve hoşgörü inşa eden barış ve uzlaşma için çalışan eğitmek için
çabalayan sevgi ve merhameti yücelten insanlardan bahsedin onlara
Burada benim gibi binlerce insan var.
Bize ne olacak?
Onlara benim gibi, bütün bunlara rağmen hâlâ nefret etmeyi öğrenmemiş
insanlardan söz edin. Benden değerlerim dışında her şeyimi alabilirler.
İnançlarım ve erdemlerim dışında her şeyi. Ama asla ve asla ruhumu
dizginleyemezler!
İsrail halkına yöneticilerinin bize neler yaptığını anlatın. Şiddetin
şiddet doğuracağını söyleyin onlara. Lübnan ın komşuları olduğunu ve barış
içinde yaşamanın mümkün olduğunu anımsatın onlara.
Şiddetle nasıl bir uzlaşmaya varabiliriz ki?
Çok yakındık
Çok yakındık
Lütfen bu vahşete son verin!
Yine de sevgiyle
Zena el-Khalil
Çeviri: Betül AKDAĞ
Kaynak : Türkçe çevirisi ilk kez Ötekileriz Kültür Sanat Girişimi'nin
www.otekileriz.com sitesinde yayımlanmıştır.
Öksürmeye başladım. Ama nedenini bilmiyorum. Hasta değilim. Soğuk
algınlığım da yok. Sanırım fazla stresten kaynaklanıyor.
Bedenim kendini güçsüz hissediyor. Ne kadar su içersem içeyim ağzım hep
kuru. Tükenmesini istemediğimden çok fazla su içmekten de korkuyorum.
Dün gece muhtemelen bütün hayatım boyunca deneyimlediğim en korkunç
gündü. Çok yorgun ve bitkindim. Günlerdir uyumuyorum.
Nihayet bir an sessizlik olduğunda ise, karnım ve kalbimdeki gerginlik beni
derin bir uykuya dalmaktan alıkoyuyor.
Dün gece Dahiyeh (Beyrut un varoş bölgesi) üzerine düşen en az 15 bomba
saydık. Bunlar sadece bizim duyduklarımız. Gecenin bir yerlerinde kendi
kendime eğer birazcık olsun uyuyamazsam çıldıracağımı söyledim ve beni
öldürenin bu olacağını
Hiç birşey yiyemiyorum. Bu yüzden psikolojik direncimi kaybediyorum.
Bu noktada her şey ruh halime bağlı. Biliyorum ki güçlü olmalıyım
ve olacağım. Ama yaşadıklarımı inkâr edemem.
İnsanların kahramanlıktan olduğu kadar dibe vurmaktan da haberdar
olmalarının önemi olduğunu düşünüyorum. Pek çoğumuz bir çok şeyle başetmeye
çalışıyoruz, tehlikeye içindeyiz. Beyrut, halkına yiyecek, su ve ilaç
bulmaya çalışıyor.
İnternet üzerinden ya da başka bir biçimde birşeyler yapıyor olmamız hasta,
korkmuş ve bitkin olmadığımız anlamına gelmez.
Dün gece, bu ana kadar yaşadığımız en kötü bombardımanı yaşarken,
gürültülerden artık korkmadığımı farkettim; ne kadar da çabuk
alışıyorsunuz. Farkettim ki en çok canımı yakan, BİLİNMEYEN .
Yarın ne olacak? Bu olanlar ne zaman son bulacak? Nasıl yeniden ayağa
kalmaya başlayacağız? Mülteciler kabul edilecek mi? Güneydeki insanlar ne
halde? Ve bütün bir ülkeyi cezalandırmak neden? Bunların ardındaki gerçek
plan ne? Her şey daha ne kadar kötüye gidecek?..
Eşim ve ben, ülkeyi terketmek konusunda yardımcı olduğumuz yabancı
sığınmacıları barındırıyoruz. Bu sabah ikisi gitmeyi başardı, bir Alman ve
bir İsviçreli. Diğer ikisi İngiliz ve Amerikalı. En saçma olan da şu ki
Amerikan büyükelçiliği buradaki vatandaşlarına en az yardım eden elçilik.
Telefon hatları servis dışı.
Birkaç gün önce tesadüfen tanıştığım Arkadaşım Amanda, kendisini Beyrut un
dışındaki elçiliğe götürmesi için bir taksi kiralamak zorunda kaldı. Ve ona
bütün söyledikleri, ne yapacaklarını bilmedikleri ve gelişmeleri elçilik
web sitesinden takip etmeye devam etmeleri oldu. Web sitesinden
edinebildiği tek bilgi ise, 5 gün sonra bir tahliye yapılacağı ama bu
tahliye için para ödemek zorunda kalacak olması!
Evet, kendi vatandaşlarına, kurtulmak için para ödemeleri gerektiğini
söylüyorlar. Buna inanabiliyor musunuz?!
İnsanları ülke dışına çıkarmaya çalışmak beni stres altına alıyor. Sorun şu
ki eğer ülkeden çıkma fırsatım olsa ne yapacağım? Gider miyim? Arkadaşlarım
ne olacak? Ailem? Sanat stüdyom? Bir İngiliz pasaportum var, eşimle
birlikte ülke dışına çıkabilirim. Ama en iyi arkadaşım Maya ya ne olacak?
Ender görülen ve kötü cins bir kansere yakalandı. Birkaç ay önce teşhis
konduğundan bu yana ona ben bakıyorum ve biliyorum ki benim bakımım onun
mücadele etmesine yardım ediyor. Yakalandığı kanser #8220; tedavi edilemez bir
tür, fakat ironiye bakın ki bombardımanın başladığı gün
doktoru
tümörlerinin küçüldüğünü söyledi. İnanılmaz- gerçek bir mucize.
Maya yı bırakamam!
Ya stüdyodaki resimlerim ne olacak? Ya bütün fırçalarım, boyalarım, ışığım
kitaplarım! Bütün kitaplarım !
Ve yine beynimden geçen çılgınca şeyler.
Fotoğraf albümlerimiz ne olacak? Bütün aile fotoğraflarımız Anılarımız
Ya birkaç yaz önce ayrılık acısı çekerken balkon duvarına çiziktiriverdiğim
resimlere ne olacak?
Ya sakladığım bütün aşk mektupları? Birgün kızıma vermek istediğim,
geçliğimin bu kanıtlarına ne olacak?
Ya diğer en iyi dostlarım? Köpeğim Tampopo ya ne olacak? Daima saflık ve
şefkat kaynağı olan ve beni asla yalnız bırakmayan güzel Jack Russel
teriyerim. Bir meleğin gözlerini taşıyan
Köpeklerin ülke dışına çıkmasına izin verilmiyor ki
Amerikalı arkadaşım Christine -adı Arapça öpücük anlamına gelen- Baousi
adındaki buldog köpeğini bana bırakmak zorunda kalacak. Çok üzülüyor
Neredeyse ülkesine gitmek istemeyecek
Köpeğini almalarını sağlamak için pek çok elçiliğe başvurdu.
Üzülme Christine. Ben Baousi ye bakarım
Kızkardeşim devlet okullarında barınan sığınmacılara yardım için gönüllü
olarak çalışıyor. (Şu anda para, gıda, ilaç, su, battaniye ve şilte
yardımında bulunmak için vatandaşlarımızı çağırıyorlar). İnsanlardan para
yardımı topluyor ve sonra sığınmacılara ilaç almak için harcıyor. Kendi
inisiyatifiyle! Annem de onlara katıldı. Bir arkadaşımız bağış toplamak
için bir web sitesi kurdu.
(web adresi yönetim tarafından gizlenmiştir.)
Günün en inanılmaz ifadesi: İsrail insanlara güneyi boşaltmalarını, çünkü
Lübnan ın güneyini yok edeceğini söyledi. Ama insanlar ordan ayrılamıyor
çünkü bütün yollar ya yıkıldı ya da önleri kesildi. Ve dün oradan ayrılmayı
denediklerinde İsrailliler üzerlerine ateş açtı.
Burada bir katliam yapılıyor !
Tekrarlanan saldırılarda, dün olduğu gibi,
- İsrail Lübnan ın güneyini fosfor ve diğer kimyasal silahlarla bombalıyor.
- İsrail Lübnan sahil şeridi boyunca tüm limanları bombaladı.
- İsrail bütün yerel askeri radarlarımızı ve bazı ileri karakollarımızı
bombaladı.
- İsrail güneydeki bütün askeri tugaylarımızı ve Arama ve Kurtarma
ekiplerimizi bombaladı. Yaşayan masum siviller kayboldu. Sığınmacıların
kaldığı binalarda da katliam yapıldı.
- İsrail Beyrut varoşlarını (Dahiyeh ve Haret Hreik) bombalamaya devam
ediyor.
- İsrail şu ana kadar 100 den fazla sivili öldürdü ve yüzlercesini
yaraladı. Ve güneyi bombalamaya devam ediyor.
- İsrail dağ yollarını vurmaya başladı. Shouf a giden bir ana yolu
bombaladılar.
- İsrail dağlardaki bitkilere gaz bombaları atıyor.
Daha fazla devam edemeyeceğim
*** İsrail Lübnan daki ileri karakolları hedef almaya başladı. Lübnan
askerlerini katletti. Artık hedeflerinde sadece Hizbullah yok. Lübnan ın
tamamını yok etmeyi hedefliyorlar.
Gerçek:
İsrail, Lübnan ı dize getirmeye çalışıyor.
İsrail, Lübnan ı ve Lübnan ruhunu yok etmeye çalışıyor.
İsrail, Lübnanlıları yine birbirlerine düşürmeye çalışıyor.
İsrail, bizleri su, yiyecek ve barınak için otlanan hayvanlara çevirmeye
çalışıyor.
İsrail ve Amerika, Suriye ve İran ı da bunun içine çekmeye çalışıyor.
Lübnan ı yem olarak kullanıyorlar. Lübnan ise ortada kalmış durumda.
Amerika ve İsrail bölgesel bir savaş çıkarmaya çalışıyor !
Lütfen yapabildiğiniz her biçimde yardım edin.
Lütfen bu mesajı herkese iletin, isterseniz yeniden yazın.
Lütfen insanlara neler olduğunu anlatın.
Lütfen kendi bürokratlarınıza bir adım atıp, bir şeyler
yapmaları için baskı kurun.
Lübnan barışsever bir ülkedir. Biz Ortadoğu da bütün dinlere mensup
insanların bir arada ve barış içinde yaşadığı tek ülkeyiz.
Haberlerin bu kadar önyargılı olması inanılmaz. Gerçek hasarları
bildirmiyorlar. İsrail ;in masum insanları öldürdüğünü bildirmiyorlar.
Bu durumdan öyle anlaşılıyor ki hepsi G8 odaklılar.
İsrail ve US yönetimi gerçekten sadece bizi mi ortadan kaldırmaya
çalışıyor?
Onlara gitmeyeceğinizi söyleyebilirsiniz. Pek çoğumuz gitmiyor. Lübnan ı
seviyoruz.
Onlara benim gibi insanları anlatın
kültür ve hoşgörü inşa eden barış ve uzlaşma için çalışan eğitmek için
çabalayan sevgi ve merhameti yücelten insanlardan bahsedin onlara
Burada benim gibi binlerce insan var.
Bize ne olacak?
Onlara benim gibi, bütün bunlara rağmen hâlâ nefret etmeyi öğrenmemiş
insanlardan söz edin. Benden değerlerim dışında her şeyimi alabilirler.
İnançlarım ve erdemlerim dışında her şeyi. Ama asla ve asla ruhumu
dizginleyemezler!
İsrail halkına yöneticilerinin bize neler yaptığını anlatın. Şiddetin
şiddet doğuracağını söyleyin onlara. Lübnan ın komşuları olduğunu ve barış
içinde yaşamanın mümkün olduğunu anımsatın onlara.
Şiddetle nasıl bir uzlaşmaya varabiliriz ki?
Çok yakındık
Çok yakındık
Lütfen bu vahşete son verin!
Yine de sevgiyle
Zena el-Khalil
Çeviri: Betül AKDAĞ
Kaynak : Türkçe çevirisi ilk kez Ötekileriz Kültür Sanat Girişimi'nin
www.otekileriz.com sitesinde yayımlanmıştır.