Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
Merhaba Sayın avukat abilerim ve ablalarım aynı zamanda belki de varsa yaşıtlarım, inşallah gelecekteki meslektaşlarım. Bir hukuk öğrencisi olarak ailemin başına gelmiş olan durumla alakalı bankalardan özellikle ikisiyle yaşanmış olan anektodları aktararak sizden tavsiye niteliğinde dönütler ve düşüncelerimin haklılık payları ile ilgili tabiri caizse onay verilebilir, kullanılabilir veya hayır kullanılamaz yorumlarını alabilir miyim? Umarım alırım.
Öncelikle ailemde annem ve babam iki emekli olup emekli maaşları dışında üzerlerine herhangi bir taşınır veya taşınmaz bulunan insanlar değiller. Son dönemde maalesef bu ekonomik bunalım süreci özellikle krediler/kredi kartları sebebiyle ailemi de yakalamış durumda. Başlangıçta bu bilgileri vermemin sebebi; sonrasında anlatacağım durumlar için gerekli parçalar olduğunu düşündüğümden.
Hemen durumla ilgili uzunca bir özet niteliğinde paylaşım yapıyorum; değerli yorumlarınız için.
Annem ve babam tahmin edebileceğiniz gibi bankalarla geri ödeme konusunda son dönemde problem yaşadılar ve maalesef ikisi de icra takibine düştü. Çünkü toplam aylık maaşlarının yaklaşık olarak 1,000,00 TL fazlasını ödemek zorunda bırakılmışlar ve aktar-dönder derken belli bir zamandan sonra içinden çıkılmaz hal almış ve durum bu hale gelmiştir. Yani bu şerefli insanlar sırf banka borçlarını ödemek için yeri geldi bana az para gönderdiler yüksek lisans yapan kız kardeşime az para gönderdiler ama yıllardır kredi notları yüksek iki insan olarak hayatlarına devam ettiler.
Ancak şimdi bu adını vermediğim biri kamu diğeri özel iki banka tarafından sorun yaşamaktalar. Bankalardan özel olanı annemin maaşına 13.Hukuk Dairesinin kararını sanki bir içtihat kararıymış gibi kullanarak blokelemekte. Evet yanlış okumadınız tamamını ve başka bir banka önce geldiği için İcra Müdürlüğüne verdiği muvafakat olduğu halde banka şuan "bizi ilgilendirmez, icra müdürlüğü keser sonra da biz blokeye devam ederiz" diyebilecek kadar hukuksuzlaşmışlar. Şimdi ben bu insanlara İİK 82-83 desem, bize hakaret etme onlar ne demek derler hatta üzerine bak bu bizim kararımız Yargıtay amca gönderdi böyle netten çıktı alıp siz emekli vatandaşlara okutup paralarını ellerinden haksız yere alabilmek için derler. Yani hukukun h sinden anlamazlar ama böyle davranmayı severler. Maalesef bilirsiniz. Öte yandan babam için olan kısmında ise kamu bankası olan banka tarafından aynı işlem yapılmakta tek fark 13.Hukuk Dairesinin kararı ağzımıza sokulmamaktadır. Tekrar söylememde fayda var annem ve babam kendilerine gelen ilk icra takiplerine muvafakat verip göndermiş insanlardır, birkez daha birkez daha gelinmesin eve ve uğraşmayalım, eşe dosta rezil olmayalım düşüncesiyle. Dolayısıyla ikisininde İcra Müdürlüğü tarafından muvafakati vardır.
Şimdi sorularım kısmına geleceğim lütfen dönüt sağlayın bana ve yol gösterici bir hareketin içinde bulunayım.
1-) 13.Hukuk Dairesinin kararında geçen emsal olayda kişi İcraya düşmemiş ve banka kişi hakkında sadece tahsilat adı altında takip parası kesmiştir. Dolayısıyla bizi durumumuzla alakalı hiçbir benzerlik bulamamaktayım. Sizce de öyle mi?
2-) Yargıtay kararları bildiğim kadarıyla.. Kişiye özel, kuruma özel, duruma özel olmak üzere verilebilmekte ancak genel kurul kararı dediğimiz içtihat kararları genele emsal olarak dillendirilebilmekte ve kullanılabilmektedir. Yanlışım varsa lütfen düzeltin.
3-) 13.Hukuk Dairesinin kararını incelediğimde; Karar kısmında "(TMK m.2) Tüketici haklı bir sebep olamadan sözleşmeyi tek taraflı feshedemez, ifası yapılmış bedellerin iadesini istemeyemez, bu şekilde edimin tek taraflı geri istenmesi de hukuken himaye göremez." denilmektedir, bildiğiniz üzere. Sorum ise; İcra Müdürlüğü muvafakati, hiçbir ipotek gösterilmeden verilmiş ve maaş toplamlarının dahi 1,000,00 TL civarı fazlası olan aylık ödemeye sahip olunması ve yıllardır ödenmiş borçlara sadakat dolayısıyla ahde vefa ilkesine aykırılığın mevzu bahis dahi edilemeyeceğini düşünüldüğünde, ben mevcut durumumuz hakkında bu kanuna aykırı hiçbir durum göremiyorum çünkü mevcut durumda para istenmiş ancak bir sadece blokelerin kaldırılmasını ve doğru olmadığını düşünüp, istemekteyiz. Sizce durum böyle değerlendirilmemeli mi?
4-) "Bizi, İcra Müdürlüğünün keseceği para bağlamaz, para kesilir kalanını da biz, 13.Hukuk Dairesinin kararıyla tamamına blokeyi uygularız" denilmesi hukuken sizce vehametin dibine karışılmış bir durum değil midir? "TMK" kısaltmasının dahi ne demek olduğunu bilmeyen insanların, bize sadece bu verildi gösterin dediler diyerek, davalarda karar merci olarak görülen ve son noktayı koyma açısından önem arz eden Yargıtay adının peçete parçası markası gibi bankalarda kullanılması yargının kutsal ve tarafsız olunmasının üzerine çizilmiş bir kara leke imajı vermekte değil midir?
Affınıza sığınıyorum ama eminim bu konuda sırf 13..Hukuk Dairesi kararı altında ezilen ve bilerek ezdirilen binlerce belki de on bin hatta yüz binlerce emekli insan bulunmakta ülkemizde. Bu kararın böyle sokakta çiğnenen sakız gibi kullanılmasından ailesinin başına bu durumlar gelince vakıf olan biri olmak durumunda kaldım ve çok rahatsız oldum. Sanmayın ki; sadece başıma geldi diye rahatsız oldum. Haklı haksız birileri kendini savunurken dahi hukuku bu kadar çiğnememeli ve merdiven altı yemek tarifi gibi insanlara pazarlamaya çalışmamalı diye düşünmekteyim. Bir hukukçu adayı olarak; suça daima karşıyım ancak suçta içerisinde kalite barındırmalı diye düşünen bir bireyim.
Tüm bu anlattığım duruma istinaden bize uygulanan bu baskıyı üzerimizden atmak ve bu hukuksuzluğu ortadan kaldırıp, üzerinde İcra Müdürlüğü muvafakati olan emekli maaşlarının kalanını bankadan alabilmek adına izlenmesi gereken yol nedir? Eminim vereceğiniz cevabı okuyan ve kendisine bu bağlamda hukuki bir yol bulabilecek binlerce insan buradan okuyacaktır. Çünkü eminim onlarında 13.Hukuk Dairesinin kararının bu derece suistimal edilerek kullanılması midelerini bulandırmaktadır. Yönlendirmeleriniz ve belki de topluma ışık tutacak değerli bilgilerinizi paylaşacağınız için şimdiden çok teşekkür ederim. Anlattığım duruma istinaden alt kısma Yargıtayın farklı daireleri tarafından her yıl tekrarını verdiği bir içtihat kararı ekliyorum konuma. Sizce de bu tip durumlarda uygulanması gereken özellikle İcra Müdürlüğü muvafakati sonrası karar bu değil midir? Yönlendirmeleriniz sonrası sonuçları mutlaka elime geçtikçe paylaşacağım.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/15994
K. 2014/17253
T. 10.11.2014
* TÜKETİCİ KREDİSİ NEDENİYLE EMEKLİ MAAŞI ÜZERİNE KONULAN BLOKE (Banka İle İmzalanan Tüketici Kredi Sözleşmesi Sırasında Verilen Muvafakatın İİK. Md. 83/a Gereğince Geçersiz Olduğu - Haczi Caiz Olmayan ve Kısmen Caiz Olan Şeyler Bakımından Haczedilebileceğine Dair Önceden Yapılan Anlaşmaların Muteber Olmadığı)
* EMEKLİ MAAŞININ HACZİ (Mal ve Hakların Haczedilebileceğine Dair Önceden Yapılan Anlaşmaların Muteber Olmadığı - Davacı Davalı Banka İle İmzaladığı Kredi Sözleşmesi Sırasında Bloke İşlemine Muvafakat Vermiş Olsa da Bu Muvafakatın İİK'nın 83/A Md.si Gereğince Geçersiz Olduğu/Bloke İşleminin Kaldırılması Gerektiği)
* MAL VE HAKLARIN HACZEDİLEBİLECEĞİNE DAİR ÖNCEDEN YAPILAN ANLAŞMALAR (Emekli Maaşı Üzerindeki Bloke İşleminin Kaldırılması İsteminin Kabulü Gerektiği - Mal ve Hakların Haczedilebileceğine Dair Önceden Yapılan Anlaşmaların Muteber Olmadığı)
* HACZİ MÜMKÜN OLMAYAN ŞEYLER (Haczi Caiz Olmayan ve Kısmen Caiz Olan Şeyler Bakımından Haczedilebileceğine Dair Önceden Yapılan Anlaşmaların Muteber Olmadığı - Emekli Maaşı Üzerindeki Bloke İşleminin Kaldırılması İstemi/Davacının Davalı Banka İle İmzaladığı Kredi Sözleşmesi Sırasında Muvafakat Vermiş Olmasının Geçersiz Bulunduğu)
* EMEKLİ MAAŞI ÜZERİNDEKİ BLOKE İŞLEMİNİN KALDIRILMASI İSTEMİ (Haczi Mümkün Olmayan Şeyler - Davacı Davalı Banka İle İmzaladığı Kredi Sözleşmesi Sırasında Muvafakat Vermiş Olsa da Bu Muvafakat İİK'nın 83/A Md.si Gereğince Geçersiz Olduğu/Davalı Bankanın Davacının Emekli Maaşından Yaptığı Kesintilerin Haksız Olduğu)
5510/m.88,93
2004/m.82,83 ÖZET : Dava, bankadan kullanılan tüketici kredisi nedeniyle emekli maaşı üzerindeki bloke işleminin kaldırılması istemine ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi uyarınca gelir aylık ve ödeneklerin, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedileceği öngörülmüştür. Yine İİK 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ve kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Yasa'nın 82-83 maddesinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir. Somut olayda da davacı davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi sırasında muvafakat vermiş olup, bu muvafakat İİK'nın 83/a maddesi gereğince geçersizdir. Bu itibarla, davalı bankanın davacının emekli maaşından yaptığı kesintiler haksız olduğu halde mahkemece aksi yöndeki yazılı gerekçe ile yapılan kesintilerin haklı olduğu, davacının dava açmakta haksız olduğu gerekçesiyle, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 21/05/2013 tarih ve 2012/1443-2013/426 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sevim Özcan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını, kredi borcunun SGK'dan almakta olduğu emekli maaşından tahsil edildiğini, maaş hesabının bir başka bankaya aktarılması yönündeki talebinin ise davalı banka tarafından yerine getirilmediğini, tahsil işlemine ilişkin sözleşme hükmünün haksız şart teşkil ettiğini ileri sürerek, emekli maaşı üzerindeki bloke işleminin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı bankadan Erenköy ve Çemenzar şubeleri arasında 26/08/2010 tarihli 30.000,00 TL bedelli, 14/12/2010 tarihli 2.000,00 TL bedelli ve 17/03/2011 tarihli 2.500,00 TL bedelli üç adet bireysel kredi kullandığı kredilere ilişkin genel kredi sözleşmesi hükümleri uyarınca müvekkilinin, davacının hesabına yatırılan para üzerinde mahsup, hapis ve rehin hakkının bulunduğunu, müvekkilince bu hakkın kullanıldığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait emekli maşı üzerinde haciz yada bloke işleminin bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen bireysel kredi sözleşmelerine dayalı olarak davacının davalı bankadan üç kez kredi kullandıktan sonra maşına bloke konulduğu, davacının kredi kullanırken emekli maşı üzerine haciz konulmasına muvaffakat ettiği, ayrıca emekli maaşının başka banka hesabına aktarılması yönündeki tasarruf yetkisinin, SGK'ya ait olduğu ve talebin karşılanmasının sonuca etkili olmayacağı, bu haliyle davalı bankanın kredi alacaklarını tahsil amacı ile davacı borçlunun muvaffakatı doğrultusunda maaş hesabından kesinti yapması yönündeki işlemde sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak mahkemece, 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi gereğince muvafakat edilmesi halinde emekli maaşının haczinin mümkün olduğu, davacının davalı banka ile kredi sözleşmesi imzalarken kredi taksitlerinin, emekli maaşından tahsili konusunda davalı bankaya muvafakat verdiği bu nedenle yapılan kesintilerin haklı olduğu kabul edilerek, davanın reddine karar verilmişse de; 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi uyarınca gelir aylık ve ödeneklerin, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedileceği öngörülmüştür. Yine İİK 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ve kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Yasa'nın 82-83 maddesinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir. Somut olayda da davacı davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi sırasında muvafakat vermiş olup, bu muvafakat İİK'nın 83/a maddesi gereğince geçersizdir. Bu itibarla, davalı bankanın davacının emekli maaşından yaptığı kesintiler haksız olduğu halde mahkemece aksi yöndeki yazılı gerekçe ile yapılan kesintilerin haklı olduğu, davacının dava açmakta haksız olduğu gerekçesiyle, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Cevap: Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
Değerli arkadaşım,
Banka illa ki bir yargıtay kararı uygulamak istiyorsa aşağıda belirttiğim kararı kendilerine sunabilirsin.Aynen dediğin gibi gerek medya gerekse bankalar bu kararı çok istismar etti.Eğer herkes kendi alacağını bir şekilde kendisi tahsil etmeye kalkarsa hukuk denilen sistem neden var?
T.C.
YARGITAY 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5840
KARAR NO : 2013/23
6
Taraflar arasında görülen davada ...3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.09.2011 tarih ve
2010/330
-
2011/249 sayılı kararı
n Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz
dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından
düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tu
tanakları ve
tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü
:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın ...Şubesi'nde maaş hesabının bulunduğunu, bu hesaba
yatan maaşı üzerine, icra memurluğunca verilmiş herhangi bir karar olma
masına karşın davalı
bankanın 2009 yılı Ocak ayından itibaren müvekkilinin kefil olduğu kredi borcunun ödenmemesi
gerekçesiyle bloke koyduğunu, maaş hesabının tamamının üzerine bloke konulmasının İİK'nun 83/2.
maddesine açıkça aykırılık teşkil ettiğini ile
ri sürerek, müvekkilinin maaş hesabı üzerine konulan
blokenin kaldırılmasına, 28.899 TL'nın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve
dava etmiştir
.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde,
davacının bankada
bulunan mevduatları ve alacakları üzerinde bankanın rehin, hapis ve mahsup hakkının bulunduğuna
ilişkin hüküm olduğunu, müvekkilinin bu hüküm uyarınca işlem yaptığını savunarak, davanın reddini
istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, ben
imsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı
tarafın kefili olduğu kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı bankanın davacıya yönelme
hakkının bulunduğu, kredi sözleşmesinde davacının bankada bulunan hesaplarına bloke konulmasına
ilişkin
hüküm bulunmakta ise de bu hükme dayalı olarak davacının tek geçim kaynağı olan maaşının
tamamının bloke edilerek geçim kaynağının yok edilmesinin kabul edilemeyeceği, İİK hükümleri
uyarınca maaşların ancak kısmen haczedilebileceği ve bu kısmın da 1/4 den
az olamayacağı, davacının
gelir durumu ve sosyo ekonomik durumu dikkate alındığında yapılan bloke işleminin maaşın 1/4'ünü
geçmeyecek şekilde uygulanmasının uygun görüldüğü, fazlaya ilişkin bloke işleminin yerinde olmadığı,
istirdat istemi yönünden ise yap
ılan kesinti işlemlerinin icraya yönelik bir işlem olmaları, kredi
alacağının halen tamamının tahsil edilmemiş olması, hukuka uygun olmayan şekilde uygulanan bloke
işlemleri ile tahsil edilen miktarların da alacak aslının belli bir kısmına tekabül etmesi v
e uygulanan
kesinti miktarını düzenleyici mahkeme kararının ancak karar tarihinden sonra uygulanabilecek
nitelikte bulunması karşısında talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle istirdat isteminin reddine,
davacının maaşından yapılan kesintinin, maaşının 1/4'ü
nü geçmeyecek şekilde uygulanmasına karar
verilmiştir
.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1
-
Dava, davacının maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve bu yolla tahsil edilen paranın
isdirdadı
istemine ilişkindir. İİK'nun 83. maddesi uyarınca maaşların kısmen haczi mümkün olup
haczedilecek kısım maaşın ¼'ünden aşağı olamaz. Öte yandan, anılan maddede sayılan mal ve
hakların haciz olunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar da geçerli değildi
r. O halde, açıklanan
hükümler gözetildiğinde davacının maaşının yalnız ¼'ü oranında kesinti yapılabileceği halde, davalının
davacıya ait maaş hesabının tamamını bloke etmesi hukuki dayanaktan yoksundur. Esasen bu
hususlar mahkemenin de kabulünde bulunmakt
adır. Ancak, mahkemece davalının yaptığı kesintinin
icraya yönelik olması, kredi alacağının tamamının tahsil edilmemiş bulunması, kesinti miktarını
düzenleyen mahkeme kararının ancak karar tarihinden sonra uygulanabileceği gerekçesiyle istirdat
istemi redd
edilmiştir. Yapılan bu değerlendirme dosya içeriği ile uyuşmamaktadır. Zira, davalı tarafın
davacının maaşının tamamını bloke etmesinin yasal dayanağı olmadığına göre davalının haksız
biçimde tahsil ettiği parayı iade etmesi gerekmektedir. Bu itibarla, mah
kemece, yapılan açıklamalar
çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm
tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir
.
2
-
Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itir
azlarının incelenmesine şimdilik gerek
görülmemiştir
.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile
hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair
te
myiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde
temyiz edene iadesine, 09.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Cevap: Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
Değerli Volkan kardeşim. Vermiş olduğun cevap için minnettarım ve kesinlikle dilekçelerin içerisinde vereceğim kararlar arasında bu karara yer vereceğim. Diğer değerli üyelerden de yorumlarını hala beklemekteyim ve takipteyim.
Cevap: Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
-Justice- rumuzlu üyeden alıntı
Değerli Volkan kardeşim. Vermiş olduğun cevap için minnettarım ve kesinlikle dilekçelerin içerisinde vereceğim kararlar arasında bu karara yer vereceğim. Diğer değerli üyelerden de yorumlarını hala beklemekteyim ve takipteyim.
Neden hala bilgi donanımına sahip hukukçu büyüklerimiz kamuoyunun kanayan yarası olan konuda sarf ettiğim cümlelerle ilgilenmiyor? Konu çok ciddi sayıda okunduğu halde hala tecrübeli bir isimden açıklama gelmedi maalesef. Hukuk doğru olanı söylemeyi ve yapmayı gerektiriyorsa lütfen biz gelecek nesil hukukçulara örnek olacak davranışlarda bulunun ki önce biz sonra çevremiz aydınlansın. Teşekkürler.
Konu -Justice- tarafından (16-07-2015 Saat 12:37:59 ) de değiştirilmiştir.
Cevap: Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
Maaşlarına bloke dediğiniz durum, bankaya olan normal ödemelerin gerektirdiği miktarı otomatik olarak tahsil etmelerimidir?
Bir de anlayamadığım durum;
... bankalarla geri ödeme konusunda son dönemde problem yaşadılar ve maalesef ikisi de icra takibine düştü. Çünkü toplam aylık maaşlarının yaklaşık olarak 1,000,00 TL fazlasını ödemek zorunda bırakılmışlar ve aktar-dönder derken belli bir zamandan sonra içinden çıkılmaz hal almış ve durum bu hale gelmiştir.
aylık maaşlarının 1000tl fazlasını ödemek zorunda bırakılmaları ne demektir??
Cevap: Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Maaşlarına bloke dediğiniz durum, bankaya olan normal ödemelerin gerektirdiği miktarı otomatik olarak tahsil etmelerimidir?
Bir de anlayamadığım durum;
aylık maaşlarının 1000tl fazlasını ödemek zorunda bırakılmaları ne demektir??
Öncelikle teşekkür ederim yorumunuz için. Maaş blokesiyle ilgili durumu açıklayayım...
Normal ödenmesi gereken durum dışında olan durum var. Şöyle ki; kamu bankasına verilmiş olan otomatik ödeme talimatı(bankaya göre ise sözleşme muvafakati) var babamın ancak banka son dönemlerde kendisininde icra takibine düşürmesinin akabininde diğer alacaklılardan birinden gelen ilk tebligata karşılık verdiği muvafakati olmasına rağmen hala verdiği talimatı geçerli kılıp, hesabındaki para otomatik ödeme talimatına yetmediği halde bilinçli şekilde bloke etmektedir. Dolayısıyla maaşının tamamını alamamaktadır. İcra Müdürlüğü bizi ilgilendirmez, onlarda kimmiş diyerek emekli maaş hesabına sıradan mevduat hesabı yaklaşımı sergilenmekte, işlerine yaramadığı halde ve babamın o paraya ihtiyacı olduğu bariz ortada olduğu halde verilmemektedir. İcra da sıraya girmek yerine kendi hukuklarını yaratmaya çalışmaktadır banka. Bu babam için geçerli olan hukuksuz yaklaşım.
Diğeri ise; annemin özel bir banka ile yaşadığı problem. Bu banka ise yine aynı şekilde icraya vermiş olduğu halde annemin icra takibine düşen alacaklılardan ilk gelenle muvafakat imzalamış olmasına rağmen. Banka "aa bizimle imzalamamışsınız" diyerek emekli maaş hesabı olduğu halde sırf muvafakati onlardan önce gelen alacaklıyla imzaladı diyerek kafasına göre yine sözleşmede geçen muvafakati mevzu bahis edip 13.Hukuk Dairesi'nin suistimal edilen kararıyla İcra Müdürlüğü'ne verilmiş olan muvafakati yok saymaktadır. "Bizi ilgilendirmez İcra Müdürlüğü ve anayasa, İcra Müdürlüğü keser bizde kalan rakam ne kadarsa hepsine el koyarız" denilerek hukukun tüm kilitleri kendi ellerinde gibi davrandılar.
Son olarak toplam maaşlarının 1,000,00 TL fazlası olan ödemelerinden bahsedeyim...
Evet babam ve annem aldıkları hiçbir kredi için bankalara ipotek vb. hiçbir durum sunmadıkları halde bankalar sadece emekli maaşlarını bankalarından alınması koşuluyla vermişlerdir. Ve son hesaplamama göre maaşlarının toplamından yaklaşık olarak 1,000,00 TL fazla kredi ödemesi yapmak zorunda bırakılmışlardır. Bu durumun bana aykırı gelen kısmını sizinle paylaşayım Erdoğan bey. Takdir edersiniz ki; BDDK kriterleri ve Bankalar Birliği'nin ortak havuz anlayışına göre ciddi kıstasların olduğu kişi kredi alırken bankaların önce kişinin, ardından kişinin bağlı olduğu aile mensuplarının(eşi, çocukları vs.) gelirlerinin toplamlarına göre ve ancak hayatlarını idame edebilecekleri rakamların kişide/ailede kalması gerekecek şekilde verilmesine yöneliktir. Buna aykırı davranıldığı takdirde bu kriterleri aşma aşamasından sonra verilmiş ve imzalanmış her türlü sözleşmenin geçerliliğinin hukuki anlamda geçerliliğinin tartışmaya dahi açık olmadan havuz sistemine bakılarak verilmesine istinaden kasten yapılmış kişi ya da kişileri işlerinin halledilmesi için değil, hayat standartlarının daha da geriye gideceğinin öngörülerek verilmiş olmasından ötürü kast unsuru dahi aranılabileceğini düşünmekteyim. Tabi bu olayın vehametinin son aşaması. Bu bahsettiğim durumların temel yaklaşım sorunu yukarıda ilk aşamada yazdığım hukuku yok sayma girişimidir.
Cevap: Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
Elde edebilecekleri toplam aylık gelirlerinden 1000tl daha fazla ödemesi olan kredi çekmişler değil mi anne babanız?
Çektikleri kredilerin taksitleri de maaşları toplamından daha fazla olduğu için , aldıkları aylıklardan daha fazlasını kredi taksidi olarak ödemek zorunda bırakıldılar, doğru mu anlıyorum??
Cevap: Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
Elde edebilecekleri toplam aylık gelirlerinden 1000tl daha fazla ödemesi olan kredi çekmişler değil mi anne babanız?
Çektikleri kredilerin taksitleri de maaşları toplamından daha fazla olduğu için , aldıkları aylıklardan daha fazlasını kredi taksidi olarak ödemek zorunda bırakıldılar, doğru mu anlıyorum??
Cevap: Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Elde edebilecekleri toplam aylık gelirlerinden 1000tl daha fazla ödemesi olan kredi çekmişler değil mi anne babanız?
Çektikleri kredilerin taksitleri de maaşları toplamından daha fazla olduğu için , aldıkları aylıklardan daha fazlasını kredi taksidi olarak ödemek zorunda bırakıldılar, doğru mu anlıyorum??
Doğrudur. Ellerinde olan ve dolayısıyla ailenin tüm geliri olan rakamdan 1,000,00 TL fazla aylık ödeme durumunda bırakılacak şekilde toplam kredi ödemeleri mevcuttur. Bu nedenle de bir süre aktar dönder yaparak o bankadan çek o bankaya diğerinden çek bir diğerine. Asgari ödeyerek, aktar dönder yaparak gidebiliyorlar sonrasında ise kredi notları gayet yüksek olan bu iki insan icra takiplerine maruz bırakılıyor.
Cevap: Emekli maaşına haciz uygulamasında 13.Hukuk Dairesi kararının istismar edilmesi
Bir hukukçuda olması gereken en önemli özellik nedir sizce?
Bence TARAFSIZLIK tır ve siz olaya TARAF olarak bakıp değerlendiriyor ve yanlış anlamayın mağdur edebiyatı yapıyorsunuz.
Bankaların icra kararı olmadan uyguladıkları blokelerle ilgili elbette yasal haklarını kullanıp dava açıp blokeler kaldırılabilir. ( eğer bloke dediğiniz durum aslında icraya düşmemiş olan kredi borcunun otomatik ödeme talimatı nedeniyle tahsil edilmesi durumu değilse tabii)
Ama, başkaca tek kuruş harcama yapmamasına rağmen, ödeyebileceklerinden 1000tl daha fazla taksidi bulan kredileri kullanmak için, kusura bakmayın ama bankalar zorla kollarından çekip zorla vermedi o kredileri.
Eğitim masrafları, sağlık harcamaarı, tadilat masrafları, o, şu, bu... o an için haklı gördükleri herhangi bir sebeple çekilen , ama boylarını aşan krediler olmuş. Bu durumu bankalar anne babamı aylıkları toplamından 1000tl daha fazla tutarda kredi taksidi ödemek zorunda bıraktılar olarak lanse etmeniz de hiç gerçekçi değil.
Çözüm bulabilmek için öncelikle gerçeği görmeniz gerekir, ki gerçek çözümü bulabilesiniz.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evlat edinilen çocukların eski...
04-05-2025, 20:37:53 in Aile Hukuku