Sayın Benna ;
Otostop yapma deyiminizi anlamamakla beraber bir insan yalnızca yaptığı iş konusunda konuşup diğer konularda susması gerktiği yönündeki çıkarımınıza katılmıyorum.
Sadece bu formu ele alırsak önümüzde üç örnek var :
Birincisi formda sizin açmış olduğunuz sakız çiğneme davası ;
İkincisi bir sarhoşun izmir konakta Çankaya semtinde Atatürk heykeline büyük abdestini yapması olayı ;
Üçüncüsü Konya Akşehirde Tekvandocuların töreninde İstiklal marşında ayağa kalkmama olayı ;
Normal olarak baktığımızda her yönden en ayıbı en saygısız gibi görüneni İzmirde ki olay , ama okuyanlarında gazete dergilerde okuyanlar dahil Tv de seyredenlerde dahil olmak üzere en az tüzde doksanı bu olaya gülümsemişlerdirde. Bende güldüm, ne sarhoş ne dangalak adamki gitmiş yolun ortasına büyük abdestini yapmış vay salak vay dedim. Ama asla ve kata bu sarhoşun hareketini çok iğrenç ve pis olmasına karşın Atatürk e karşı bir hareket olarak görmedim. Sadece o an için içkiden olsa gerek sağa sola pisleyen kuşlarla aynı beyini taşıdığını düşündüm. Nesıl kuşlar Atatürk e hakaretten yargılanamıyorsa bu kişiyede öyle bir suç isnat edilemez bence. Konak meydanına sarhoş kafa ile abdest yapmanın cezası var ise bu kişiye o uygulanır, hatta bizim hakimlerimizde 'yapıcı cezalara'başladığı göz önünde tutulursa bu kişiye belirli bir süre 'alkolden uzak durma ' cezası bile verilebilir kanaatindeyim...
Ancak birinci ve üçüncü olay tamamen bunun dışındadır. Sistamatik geliştirilmeye çalışılan Atatürk ve ulusal değerlere direk saldırısıdır bu ikisi. Bunu anlamamak için sadece başımızı kuma sokmamız yeterli olmaz vüvutça kuma gömülürsek hem sağır hem kör hem dilsiz olursak belki o zaman 'Ne varki bunda?' diyebiliriz.
kadınlarımızı birinci safta kullanarak din bezirganlığı yapanlar zaman zaman gerçek yüzlerinide böyle olaylarda gösteriyorlar Kutlu doğum haftasında yaşanan cd ve kitap rezaleti, Tuzla belediyesinin çok yararlı bulduğu dağıttığı kitap, laikliği tartışmaya açmak , Hayvanlar gününü körpecik beyinlerde 10 kasım diye yer etmesini sağlamak denetimsiz kurslarda ve okullarda dini eğitim adı altında Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı yaratmak bunların temel taşlarıdır.
En ilginci Atatürk cumhuriyeti ve Atatürk tarafından eşitliği yakalamış ve tüm hakları elde etmiş kadınlarımızın bu karanlık çağı savunmalarıdır. Sıfatları Avukat olan bazı kadın üyelerimizin bile bu açık oyunu görmeden bu değerleri savunmasını ben anlayamıyorum. Şeriat gelse ban hiç bir şey olmaz belki hergün traş olmaktan kurtulurum ve hatta Tuzla belediyesince dağıtılan kitabı kendime rehber edinip 'dört karı ' alır yan gelir yatarım. ( Her ne kadar bir tane bile sevdiceğimi bulamasamda ) Üçü çalışır biri yanımda olur. kadınlarında eğitim seviyesi ne olursa olsun giyip kara çarşafı oturur aşağı... Şeriata göre kadın 'aklen fikren ve bedenen dun yaratıklardır ' ( İnsan bile dememiş ) yani geri kalmış ikinci sınıf yaratık, İşin garibi ikinci sınıfında başında değil ikinci sınıfın başında büyükbaş hayvanlar sonra küçükbaşlar sonra yararlı diğer hayvanlar ondan sonra kadın geliyor. O da toprağı sürecek toplayacak birisine ihtiyaç var diye... Erkeğe laf söylemekte haddine değil kadının, Farz edelim ki böyle bir durum gerçekleşti ve şeriat bir şekilde bu formu buldu beni yakalayıp kadı efendi yargılar ' bunun o devirde beyni yıkanmış ondan şeriata karşı çıkıyor vurun kırk sopa aklı başına gelsin ' der bırakır. Peki siz ve bazı kişiler ne olacak 'bir erkeğe hakaerete varan başkaldırı bir zındıklar bu ne cüret' diye başlayan lafların sonucunda bilmem ki neler yaparlar artık... Onun için gelin sizler daha yol yakınken bu karanlık çağ söylemlerinden vazgeçin. Biz sizi değil kadın haklarını özgürlüğünü demokrasisini eşitliğini siz savunun yorup durmayın bizi...
Atatürk heykellerine gelince işte geldik size ilk yazımda dediğim noktaya ne demiştim ' basite indirgeyerek düşündüğümüzden ( en azından bazıları ) böyle basit kolaycı çıkarımlar da bulunabiliyoruz...' demek istediğim işte buydu.. A tipi bir devlet törenin ile sıradan bir günde oradan geçen vatandaşı yanyana getirerek olayı halledip haklı çıkmak yok o kadar kolay değil bu Benna hanım Samsun da ki Atatürk heykeli parkın tam ortasındadır be etrafında banklar vardır. Benim temizliğe çok önem veren halkım Atatürk heykelinin altında çıtçıt çekirdek yer kabuğunu yere atar nede olsa 'temizlik imandan gelir' değl mi??? Bir kişide bunlara müdahale etmez edemez. ( Aslında çevre kanununa göre suç olması gerekir ) Çünkü orası parktır insanlar oturur kabuğu yere atmayı hariç bırakırsak her hangi bir anormallik yoktur.. Aynı şekil de Mersinde de Atatürk anıtı parkın ortasındadır, orada da davranış aynıdır. Ankara ulus meydanındaki Atatürk heykeli buluşma noktasıdır. Bu örneklemeleri tüm illere kasaba köylere ilçelere kadar yayabiliriz ama yer yetmez. Demekki neymiş törenle normal zamanı eylemde bulunma ile normal davranışı ayırmamız gerekiyormuş.. yani dediğiniz gibi değil..
Daha öncede Atatürk din getirmedi diyip durdunuz bununla ne demek istediğinizi bir türlü açmadınız . Bir din getirseydi mi eleştirilemezdi demek istiyorsunuz ? Atatürk Türk halkının makus talihini yenmiş kelimenin tam anlamı ile 'Allahın Türklere gönderdiği bir mucizedir.' Böyle bir öngörü böyle bir evrensellik başka hiç bir ülkeye nasip olmamıştır. Atatürk Cumhuriyet ve devletin esaslarını koymakla kalmamış ahlak, din, sosyal yapı,ilim ,huku,spor ve birçok moral değerler üzerinden insana yönelik söylemleri çoktur. Bunu bilmeyen Atatürk ü kemalizmi laikliği en açıkçası yaşadığı ülkenin yakın tarihinden bihaber demektir. Ne yazıktır onlara. Atatürk'ün doğa sevgisi ile bir iğde ağacının peşine düşmesi çölden bir Ankara ve Atatürk Orman Çiftliği çıkarmasının tarifi nedir acaba ? Gerçi günümüzde biz onuda rezil edip yağmaladık ama olsun o zaman O kurmuş...
Atatürk hakkında konuşabilmek için baştan Atatürk ü sonrada yakın tarihimizi çok ama çok iyi bilmeliyiz diye düşünüyorum. Kulaktan dolma yalan yanlış tarihle bu işler olmaz ne lafla peynir gemisi yürür ne güneş balçıkla sıvanır nede fındık ağacından gemi olur ...
Fıkralar bölümüne yazmıştım ama tam yerine denk geldi buraya yazmak iyi olur dedim belki anlatamadığımı bu anlatır...
Tayyip ile Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.BushTayyip'e
-"Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.
Tayyip altta kalmaz ve o da;
- "Bizdeki teknoloji çok farkli, partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,3
saniyede kosmayi beceriyor" der.
Türkiye' ye döndügünde Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirir,
ve attigi palavrayi anlatir;
-"Haftaya Bush geliyor, yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz?" diye sorar.
Danismanlardan biri hemen cevap verir:
-"Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?"
-"Hayir sormadik."
-"O halde hiç korkmayin Basbakanim, alin Bush'u Anitkabir'e götürün.
Atatürk'ü diriltmesini isteyin.Diriltemezse o rezil olur. Yok eger diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz!...
Öncelikle sitemiz hukuk sitesi olmakla birlikte güncel konuların da tartışıldığı bir sitedir. Hukuk dışında konuların tartışılması için de "Genel forumlar" kategorisi oluşturulmuştur. Bu konu genel konularda açılarak sadece hukukçuların değil tüm üyelerin katılımına sunulmuştur. Bu nedenle de konu ne hukukçular ile ne de sadece hukuki boyutu ile sınırlandırılmış değildir. Bu da demek oluyor ki burada site kurallarını ihlal etmemek, saygı ve seviyeyi korumak şartıyla dileyen dilediği yorumu yapabilir. Ben de bu hakkımı kullanıyorum, iletimin uygunsuz olduğunu da düşünmüyorum. Aksine alıntı yapmış olduğum sözlerin aslında bu konu ile doğrudan bağlantılı olduğuna inanıyorum. Kaldı ki, kusura bakmayın ama hiçbir kural ihlali içermeyen iletimin uygunsuzluğunun takdiri de sizin haddinize düşmez. Lütfen birilerine hadlerini bildirmek (!!) yerine siz de biraz haddinizi biliniz..
Kuru ve hamasi bulduğunuz söylem aslında o kadar çok şey anlatıyor ki, almak isteyenler mesajı çok net almıştır zaten, bu yüzden ne manaya geldiğini açıklamaya gerek bile duymuyorum. Siz her ne kadar düz bir mantıkla İsmet İnönü, USD, Euro vs. önermelerini ileri sürerek, paraların değerlerine göre resimlere değer biçme sonucunu çıkarsanız da Ali Poyrazoğlu'nun sözlerindeki mana değişmeyecektir.
Bakın ne olmuş tutuklamaiçin ..
'Dalcı hakkındaki suç duyurusunda bulunma kararını, Kaymakam Mustafa Selman Yurdaer, AKP#8217;li Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan ve Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Kalender Karadağ ortak olarak aldı.' ??? nerede binbaşı tek başına esip gürlemişti???
Kolay gelsin Fulya Hanım (tamamen işinizle alakalı, kinaye yoktur)
Ancak düşüncemde ısrarlıyım. Bakın bırakalım ahlak, din vesair moral değerler bakımından Atatürk'ün fikriyatının, kişi yapılandırmasına yönelik bir din ya da bir felsefe olmamasını; aslına bakarsanız devlet kuramı bakımından bile Atatürk bir ideolog, bir fikir adamı değildir. Bir aksiyon adamıdır ve çok da başarılıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti öngördüğü modele bakarsanız; o dönemin belli başlı kuramlarından esinlenmeler ile devlet modellerinin bir sentezi olduğu görülecektir. O dönemde, o koşullarda yapılabilecek olan, gayet başarılı şekilde yapılmıştır.
Yurttaşlık bilgileri de zaten devlet kuramı ile ilgilidir. Bunun yanında Atatürk bir yaşam projesi öngörmüş, gerekli kanuni düzenlemeleri yapmış/yaptırmış ve uygulamıştır. Ancak bu bir felsefe değildir. Benim bildiğim Nutuk'ta insani söylemlerden çok Kurtuluş Savaşı ve yeni bir devletin kuruluşu anlatılıyor. Buradan Konfiçyüzmüşçesine yararlanmak enterasan olacaktır.
"Atatürkün bireyin içinde hıfsedilmesini gerektiren kanunlarımız" var mı gerçekten? Kanunun müeyyidesi ne peki?
Sayın Yoktur,
Eğitimde amaçlar bir değerlendirme ölçütüdür. Kanuni yaptırımıda sadece eğitimle ilgilidir. Eğer Kanunda ifadesini bulan Atatürkçü düşünce amacına ulaşılamıyorsa yada ona aykırı bir amaçlara yönelindiyse eğitim kurumları kapatılır.
Ayrıca Hukuk fakülteside dahil yüksek öğretimde zorunlu ilgili dersi vermek zorundadır belge almak için öğrenci. Tabi hem ölçme hemde öğretimin kalitesi konusunda nekadar yetersiz olduğumuz bilinmektedir.
Bu arada kuram ile keşif ve icat arasındaki farkı gözden kaçırıyorsunuz sanırım. Bir ilke tanımlamak keşif iken var olan ilkeleri belli bir amaç doğrultusunda örgütlemek kuramdır.
Siz kabul edin yada etmeyin bu ne modeli model olmaktan nede kuramı kuram olmaktan çıkarmaz. benim de kendi alanımda katılmadığım çok sayıda kuram var. Ancak onlara yinede kuram diyoruz. Eksik ve hatalarını söylüyoruz. Sizinde belirttiğiniz gibi bir sentez söz konusu ve sentez kuram büyüklüğünde. Ayrıca felsefe kelimesinin anlamı üzerinde daha iyi düşünmenizi tavsiye ederim.
Nutuk eğer size bir savaşı anlatıyorsa sadece diyebileceğim bir şey yok. Çoğu romanda aşağı yukarı aynı aşk hikayesini anlatır. ozaman romanlarıda kategorize edelim. her tip öyküden bir tane okuyalım yeter.
Gerçekten sadece bir öğretmen olarak derin bir üzüntü duyuyorum.
SEN KİMSİN? KENDİNİ NE ZANNEDİYORSUN?
ALMIŞSIN ELİNE KARAGÖZ'ÜN DEĞNEĞİNİ,AKLINCA ÖNÜNE GELENE HADDİNİ BİLDİRİYORSUN! AKIL VERİYORSUN BAŞKA FORUM AÇ DİYE. SENDEN Mİ ÖĞRENECEĞİZ BU İŞİN YOLUNU YORDAMINI?
YAZILANLARI ANLAMIYOR VEYA ANLAMAK İSTEMİYORSAN SENİN SORUNUN.
NE DEMİŞİZ BİZ?
BUNDAN 3.5 YIL ÖNCE ÜLKEDE BU TÜR TARIŞMALAR OLURMUYDU DİYE SORMUŞUZ. SORU GAYET AÇIK VE KONUYLA DOĞRUDAN İLGİLİ.
TUTUKLANAN KİM? AKP FATSA İLÇE BAŞKANI
BU GÜNE KADAR ULUSAL TÖRENLERDE SAKIZ ÇİĞNENDİĞİNİ HİÇ DUYDUNUZ MU? HAYIR!!!
BURADA BİR VURGU YAPMAK İSTEDİK AMA BİLEMEZDİK BU FORUMU YÖNETENİN SEN OLDUĞUNU.
KİMSE SANA ATATÜRK DÜŞMANI VEYA AKP YANDAŞI DA DEMEDİ.
NE KADAR DA ALINGANSIN!!! AMA BİRİLERİNE HADDİNİ BİLDİRMEK ÜZERE ALINGAN OLMAK GEREKİYOR DEMEK Kİ.
"SAF HUKUKÇU" SÖZÜNDEN NE ANLADIĞIN DA MEÇHUL "ARI" ANLAMINDAKİ SAFLIĞI KABULLENMEK İSTEMİYORSAN SENİN BİLECEĞİN İŞ. "SAF HUKUKÇU" DEYİŞİMİZDEN, OLAYA SALT "HUKUK" AÇISINDAN BAKILMAMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİK. KALDI Kİ BİR EYLEMİN KANUNDA TANIMLANAN SUÇU OLUŞTURUP OLUŞTURMADIĞI ÖZELLİKLE KONUMUZDAKİ KANUNİ DÜZENLEME GİBİ KANUN UYGULAYICISININ YORUMUNA BAĞLI OLDUĞU DURUMLARDA ( Kİ SON HUKUKİ KARMAŞALARDA UYGULAYICILARIN SİYASİ,İDEOLOJİK VEYA SÜBJEKTİF ÖLÇÜLERLE HAREKET ETTİKLERİ DOLAYISIYLA "SAF HUKUK"U KONUŞMANIN BAZI DURUMLARDA MÜMKÜN OLMADIĞI ORTAYA ÇIKMIŞTIR) HUKUKUN "İDEALİZE" EDİLMİŞ KAVRAMLARIYLA TARTIŞILMASININ SONUÇ VERMEYECEĞİ, "ERK" KİMDE İSE ONUN İSTEMLERİ DOĞRULTUSUNDA HAREKET EDİLDİĞİ, BUNUN İSE BAZILARINCA DOĞRU BAZILARINCA İSE HATALI ŞEKLİNDE DEĞERLENDİRİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ.
BÜTÜN BU KOŞULLARDA FİKRİNİ,BAŞKALARINA DİKTE ETTİRMEYE ÇALIŞMAMAK, AZAMİ NEZAKET ÖLÇÜLERİ İÇİNDE VE KİMSEYE SATAŞMADAN,KİMSEYİ RENCİDE ETMEDEN UYGUN BİR ÜSLUP İLE SERBESTÇE SÖYLEMEK SİTE YÖNETİCİLERİ TARAFINDAN SANA VERİLMİŞ BİR "HAK"TIR. TIPKI ÖRNEK OLAYDA OLDUĞU GİBİ "HADDİNİ AŞMAMAK" KOŞULUYLA...
Not: Beni bilenler bilirler.İlk kez büyük harflerle yazmak zorunda kaldım, özür dilerim. Her ateşli tartışmada yazdığımı bir kez de burada yazayım.
Bu sitenin düsturu şudur :ELİNE, BEYNİNE VE KLAVYENE SAHİP OL.
Bu arada insanları sahip oldukları konum ya da eğitim durumlarına göre değerlendirmekle ciddi bir yanlış yaptığınızı belirtmek isterim. İki satır yazı yazamayan profösörlere karşın okuma yazma bilmeyen ne şairler gördük. Eğitim kurumlarının verdiği belge örgün eğitime göre kişinin konuyla ilgili bilgisinin alt sınırını gösterir. Diploma sanıldığı gibi ne öğrendiğimizi ve bildiğimizi değil öğrenme olasılığımızı ve bilme yetimizi işaret eder.
Okul başarısızlığı nedeniyle okuldan atılmış bilim adamları, tıp eğitimi almış ünlü sosyologlar, Kimya eğitimi almış ünlü felsefeciler. Örnekler okadar çok ki. Heleki bilginin bu kadar erişilebilir olduğu çağımızda. Yeterki ulaşmaya çaba göstersin insan
HİLAFET MAKAMININ KORUNMASINDA DİNİ VE SİYASİ MENFAAT VE ZARURET BULUNDUĞUNU ZANNEDENLERE VERDİĞİM CEVAP
Efendiler, Hilâfet makamının korunmasında, dinî ve siyasî menfaat ve zaruret bulunduğu inancında olan bazı kimseler, arz ettiğim kararların alınmakta oldugu son dakikalarda, hilâfet görevini kendi üze rime almam teklifinde bulundular.
Bu gibilere, hemen gereken red cevabını vermiştim. Yeri gelmişken başka bir noktayı da arz edeyim. Büyük Millet Meclisi hilâfet'i kaldırdığı zaman, din bilginlerinden Antalya Milletvekili Rasih Efendi, Kızılay adına, Hindistan da bulunan bir heyetin başkanlığını yapıyordu. Rasih Efendi Mısır'a ugravarak Ankara ya döndü. Benimle görüşmek isteyerek şunlan söyledi : "Gezdıgı ülkelerde Müslüman halk benim halife olmamı istiyormuş... Yetkili İslam heyetleri, bana bu dururumu bildirmek üzere Rasih Efendi 'yi vekil etmişler." Rasih Efendi'ye verdiğim cevapta, Müslümanların bana olan bağlılık ve sevgilerine teşekkür ettikten sonra dedim ki : "Zâtalîniz din bilginlerindensiniz. Halifenin devlet başkanı demek oldugunu bilirsiniz. Başlarında kralları, imparatorları bulunan halkın bana ulaştırdığınız dilek ve tekliflerini ben nasıl kabul edebilirim. Kabul ettim desem, buna o halkların başında bulunanlar razı olur mu? Halifenin emir ve yasaklan yerine getirilir. Beni halife yapmak isteyenler emirlerimi yerine getire bilecekler midir? Durum böyle olunca, anlamı ve fonksiyonu olmayan asılsız bir sıfatı takınmak gülünç olmaz mı?
Efendiler, açık ve kesin olarak söylemeliyim ki, Müslümanlan hâlâ bir halife korkuluğu ile uğraştırıp aldatmak gayretinde bulunanlar, yalnız ve ancak Müslümanlann ve özellikle Türkiye'nin düşmanlarıdır. Böyle bir oyuna kapılıp hayal kurmak da ancak ve ancak cahillik ve gaflet eseri olabilir.
Rauf Bey'lerin, Vehip Paşa'ların, Çerkez Ethem ve Reşit'lerin, bütün yüzelliliklerin, kaldırılmış hilâfet ve saltanat hanedanı mensuplarının, bütün Türkiye düşmanlarının, elele vererek aleyhi mizde durmadan ateşli bir şekilde çalışıp uğraşmaları din gayretiyle midir? Sınırlarımıza bitişik merkezlerde yuvalanarak, hâlâ Türkiye'yi yoketmek için "Mukaddes İhtilâl" adı altında haydut çeteleri, suikast tertipleriyle çılgınca aleyhimizde çalışanların maksatları gerçekten mukaddes midir? Buna inanmak için gerçekten kara cahil ve koyu bir gafil olmak gerekir.
Müslümanlan ve Türk milletini bu kerteye düşmüş sanmak ve İslâm dünyasının vicdan temizliğinden, ahlâk ve karakterindeki incelikten, alçakça ve canîce maksatlar için yararlanma yolunu tutmak, artık o kadar kolay olmayacaktır. Küstahlığın da bir derecesi vardır.
Sadece ben. Kalbimi duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış olmadığıma inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi değilsem bile, hiç olmazsa başkayım. J.J.Rousseau
Teknoloji hata yapabilir, ancak platformların yeterli şekilde yanıt vermeye ve hataları düzeltmeye hazır olması önemlidir. Umarım sorununuz başarıyla...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
görev tahsisli lojman nakil
18-06-2024, 13:26:25 in İdare Hukuku