+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 12 ileti bulundu.

Konu: A.Ü. Hukuk Fakültesi

A.Ü. Hukuk Fakültesi Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı A.Ü. Hukuk Fakültesi

    Mustafa Kemal ATATÜRK
    Fakülteyi Açış Nutku (1925)
    A.Ü. Hukuk Fakültesi Yayınları

    REİSİCUMHUR HAZRETLERİNİN NUTKU[/LEFT]
    Hüzarı kiram
    Cumhuriyetin Merkezi İdaresinde bir Hukuk mektebi açmak vesilesi
    bugünkü İçtimaimizi ihzar etmiş bulunuyor. Bu gün şahit olduğumuz
    hadise, yüksek memur ve mütehassıs âlimler yetiştirmek
    teşebbüsünden daha büyük bir ehemmiyeti haizdir. Senelerden beri
    devam eden Türk İnkılâbı, mevcudiyetini ve zihniyetini; hayatı içtimaiyenin
    mebnası olan yeni esasatı hukukiyede tesbit ve teyit etmek
    çaresine tevessül etmiştir.
    Türk İnkılâbı nedir? Bu inkılâp, kelimenin vehleten imâ ettiği
    ihtilal manasından başka ondan daha vâsi bir tahavvülü ifade etmektedir,
    bu günkü devletimizin şekli, asırlardan beri gelen eski
    şekilleri bertaraf eden en mütekâmil tarz olmuştur.
    Milletin, idamei mevcudiyet için efradı arasında düşündüğü rabitai
    müştereke, asırlardan beri gelen şekil ve mahiyetini tebdil etmiş,
    yani Millet, dinî ve mezhebi irtibat yerine Türk Milliyeti rabıtası
    ile efradını toplamıştır.
    Millet, Beynelmilel umumi mücadele sahasında sebebi hayat
    ve sebebi kuvvet olacak ilim ve vasıtanın ancak muasır medeniyette
    bulunabileceğini bir hakikati sabite olarak umde ittihaz eylemiştir.
    Velhasıl Efendiler Millet, saydığım tahavvülat ve inkilabâtm
    tabiî ve zaruri icabı olarak idarei umumiyesinin ve bütün kanunlarının
    ancak dünyevi ihtiyacattan mülhem ve ihtiyacın tebeddül ve
    tekâmülüyle mütemadiyyen tebeddül ve tekâmül etmesi esas olan
    dünyevi bir zihniyeti idareyi mabelhayat adeylemiştir.
    Eğer, yalnız altı sene evvelki hatıratınızı yoklarsanız devletin
    şeklinde, efradı milletin rabıtai müşterekesinde, medari kuvvet olacak
    tariki medeniyetijı takibinde, velhasıl bütün teşkilat ve ihtiyacatını
    istinat ettirdiği ahkâm noktayı nazarından büsbütün başka esas-
    XXIII
    1ar üzerinde bulunduğumuzu tahattur buyurursunuz. Altı sene zarfında
    büyük Milletimizin cereyanı hayatında vücuda getirdiği bu
    tahavvülat herhangi bir ihtilalden çok fazla, çok yüksek olan bu muazzam
    inkılâbattandır.
    Çok Milletlerin halâs ve itila mücadelesinde mütehevvir oldukları
    görülmüştür. Fakat, bu tehevvür Türk Milletinin şuurlu tehevvürüne
    benzemez.
    Bahsettiğim büyük inkilap yolunda Türk Milletinin şimdiye kadar
    sarfettiği mesai; dahili ve harici erbabı kaste karşı yorulmaz,
    yıpranmaz mücadeleler içinde ve bizzat iradei milliyenin mukavemeti
    ber-endaz tatbikatı sahasında ve erbabı hukuk elinde bulunan
    kanunların ve müdevvenatm vücudundan kasten tecahül ederek evveli
    emirde Türk Millet ve devletinin yeni şekil mevcudiyetini bilamel
    meydana çıkarmak uğrunda geçmiştir. Şimdi vücuda gelen bu
    büyük eserin zihniyetini, ihtiyacatım tatmin edecek yeni esasatı hukukiyeyi
    ve yeni erbabı hukuku vücuda getirmek için teşebbüs almağa
    zaman gelmiştir.
    Zannederim ki Ankara mektebi hukuk ile Cumhuriyet Hukukunu
    yalnız zahiri ve lafzi şekliyle değil fakat şuuri ve izani mahiyetiyle,
    Kanunlariyle ve erbabı hukukuyle izah edecek ve müdafaa edecek
    tedbire tevessül etmiş oluyoruz.
    Cumhuriyet Türkiyesinde eski kavaidi hayat, eski hukuk yerine
    yeni kavaidi hayatın ve yeni hukukun kaim olmuş bulunması bu
    gün gayri kabili tereddüt bir emrivaidir. Bu emri vaki sizin kitaplarınızda
    ve mâbel tatbik olacak kanunlarınızda ifade ve izah olunacaktır.
    Talebe Efendiler ve Hukuk Mün1:esibi Efendiler.
    Yeni Hukuk esaslarından, yeni ihtiyacatımızm talep ettiği kanunlardan
    bahsederken «her inkılabın kendisine mahsus müeyyidesi
    bulunmak zaruridir
    » hikmetine, yalnız bu hikmete işaret etmiyorum,
    beyhude bir sitem temayülünden nefsimi tahzir ederek, fakat
    Türk Milletinin muassır medeniyetin vasıtalarından ve feyizlerinden
    müstefit olmak için laakal üç yüz seneden beri sarfettiği gayretlerin
    ne kadar elemli ve ıztıraplı mevani karşısında heba olduğunu
    kemali teessür ve intibahla gözönüne alarak söylüyorum.
    XXIV
    Milletimizi inhitata mahkûm etmiş ve milletimizin feyyaz sinesinde
    devir devir eksik olmamış olan erbabı teşebbüsü, erbabı ceht
    ve himmeti ennihayet meftur ve münhezim etmiş olan menfi ve kahir
    kuvvet şimdiye kadar elimizde bulunan hukuk ve onun samimi
    muakipleri olmuştur. Belki ağır ve cesurane olan müşahedei tarihiyemin
    güzide heyetiniz içinde ve hükümeti cumhuriyetin bugün hizmetlerinden
    istifade etmekte bulunduğu kıymetli memurlar ve hakimlerimiz
    içinde kimsenin hayretini mucip olmayacağını eminim.
    Bununla beraber biraz daha izahı meram için müsaade buyurmanızı
    rica ederim. Beynelmilel umumi tarihin ceryanmda Türklerin bindörtyüzelliüç
    zaferini, Istanbulun fethini tasavvur buyurunuz bütün
    bir cihana karşı İstanbul'u ebediyen Türk camiasına mal etmiş olan
    kuvvet ve kudret takriben aynı senelerde icad edilmiş olan matbaayı
    Türkiyeye kabul için erbabı hukukun meşum mukavemetini iktihama
    muktedir olamamıştır.
    Köhne hukukun ve müntesiplerinin matbaanın memleketimize
    girmesine müsaade etmeleri için üçyüz sene müşahede ve tereddüt
    etmelerine leh ve aleyhte pek çok kudret ve kuvvet sarfetmelerine
    ıztırar hasıl olmuştur.
    Eski Hukukun çok uzak çok eski ve kuvvei ihyaiyesi madum bir
    devrini ve müntesiplerini intihap ettiğime zahip olmayınız. Eski hukukun
    ve onun müntesiplerinin yeni devrei inkilabiyemizde bizzat
    bana ika ettikleri müşkülattan misal getirmeğe kalsam, sizi tasdi
    etmek tehlikesine mâruz kalırım. Fakat bilesiniz ki, Türkiye Büyük
    Millet Meclisinin ayan tevellüdünde onun bugünkü mahiyet ve vaziyetini
    esasatı hukukiyeye ve esasatı ilmiyeye münafı adededenlerin
    başında en meşhur hukuk şinaslar bulunuyordu. Büyük Millet Meclisinde
    hâkimiyetin bilakayıt ve şart Millette olduğunu ifade eden
    kanunu teklif ettirdiğim zaman bu esasın kânunu esasii Osmaniye
    mugayeretinden dolayı muarızı bulunanların başında yine eski ve
    fazileti ilmiyesiyle milleti iğfal eden marur hukuk şinaslar bulunuyordu
    .
    Muhterem Efendiler !
    Hattâ Cumhuriyet ilân olunduktan sonra vukua gelen feci bir
    hadiseyi de enzarı intibahınız önünde canlandırmak isterim. En büyük
    mamuremizin bu memlekette, belki Avrupa da tahsil etmiş yük-
    XXV
    sek mütahassıslardan mürekkep baro heyeti alenen hilafetçi olduğunu
    ilân eden ve ilân etmekle iftihar duyan birisini seçip kendisine
    reis intihap eylemiştir. Bu hadise, köhne hukuk erbabının Cumhuriyet
    zihniyetine karşı derunî ve hakikî olan vaziyet ve temayülünü
    ifadeye kâfi değil midir ? Bütün bu hadisat erbabı inkilâbın en büyük
    fakat en sinsi hasmıcanı, çürümüş hukuk ve onun biderman müntesipleri
    olduğunu gösterir. Milletin hummalı inkilâp hamleleri esnasında
    sinmeğe mecbur kalan eski ahkamı kanuniye, eski erbabı
    hukuku, erbabı himmetin nüfuz ve ateşi yavaşlamaya başlar başlamaz
    derhal canlanarak inkilâp esaslarını ve onun samimi muakiplerini
    ve onların aziz mefkurelerini mahkûm etmek için fırsat beklerler.

    Bu fırsat, eski kanunların mevcudiyeti ve eski esasatı hukukiyenin
    meriyeti ile ve eski zihniyetini deruni ve kalbî olarak muhafazada
    mütemerrit hâkimlerin ve Avukatların mevcudiyetiyle müemmendir.
    Bugünkü hukuki faaliyetlerimizin esbabını izah etmiş oluyorum
    ümidindeyim. Büsbütün yeni kanunlar vücuda getirerek eski
    esasatı hukukiyeyi temelinden haletmek teşebbüsündeyiz. Ve yeni
    esasatı hukukiyle elifbağsından tahsile başlıyacak bir yeni hukuk
    neslini yetiştirmek için bu müessasatı açıyoruz. Bütün bu icraatta
    mesnedimiz milletin istidat ve kabiliyeti ve iradei katiyesidir.
    Bu teşebbüslerde arkadaşlarımız, yeni hukuku, bizimle beraber,
    bahsettiğim mahiyette anlamış olan güzide erbabı hukukumuzdur.
    Hayatı umumiyemizin yeni esasatı hukukiyesi nazarî ve tatbikî
    sahada tecelli ve tahakkuk edinceye kadar geçecek zamanı temin
    eden bizzat milletimiz ve onun inkilâbmdaki yorulmaz ve yıpranmaz
    kuvvet olacaktır.
    Talebe Efendiler !
    Yeni Türk hayatı içtimaiyesinin bani ve müeyyidi olmak iddiasiyle
    tahsile başlayan sizler. Cumhuriyet devrinin hakiki ulemayı
    hukuku olacaksınız; biran evvel yetişmenizi ve arzuyu milleti fiilen
    tatmine başlamanızı millet sabırsızlıkla beklemektedir. Sizi yetiştirecek
    olan Profesörlere terettüp eden. vazifeyi hakkiyle ifa edeceklerine
    eminim.
    Cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu büyük müessesenin küşadında
    hissettiğim saadeti hiç bir teşebbüste duymadım; ve bunu izhar
    ve ifade etmekle memnunum.
    XXVI



    Hukuki NET Güncel Haber

    A.Ü. Hukuk Fakültesi konulu yargıtay kararı ara
    A.Ü. Hukuk Fakültesi konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: A.Ü. Hukuk Fakültesi

    Bu forumun Ankara Hukuk Fakültelilerine ait olması amacı ile açtım. Açılış iletisinide Atatürk'ün fakültenini açılışında yaptığı konuşmayı eklemenin en uygun ileti olacağını düşündüm. Eklerken yeniden okudum ister istemez bu günkü Anayasa değişikliklerini, DP iktidarlarından başlayan karşı devrimci hareketin bu gün geldiği yere baktığımızda bu büyüklüğün önünde bir kez daha eğilmeye karar verdim

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Ankara Hukuklu Olmak Nedir?

    40 İNCİ YIL MERASİMİNİ AÇIŞ NUTKU
    Prof. Dr. Kudret AYİTER
    Sayın Başkan, Çok değerli Misafirlerimiz, Sevgili Öğrencilerimiz.
    5 Kasım 1925 de açılan Ankara Hukuk Fakültesi, 1964-1965 Akademik
    yılı ile 40 mcı ders yılını kapatmış ve bu anda 40 inci yaşını
    doldurmuştur, Ankara Hukuk Fakültesi Türk İnkılâbının ilk Yüksek
    Tahsil müessesesidir, ve Ankaranın en eski Fakültesidir.
    40 Yıl aslında uzun bir müddet değildir. Bu yakınlarda 700 üncü
    yıllarını kutlıyan Üniversiteler var. Fakat kutladığımız 40 mcı yılın
    başka bir mânası vardır. Bu yıl Hukuk İnkilâbımızın da 40 mcı yılını
    kutluyoruz. Ankara Hukuk Fakültesi Hukuk inkılâbımızla yaşıttır.
    Bu bir tesadüf de değildir. Denebilir ki Fakültemizin açılışı, Hukuk
    İnkilâbımızla ilgilidir ve onun, tatbikat yönünden, Hukukun okutuluşu
    bakımından bir parçasıdır.
    Ankarada bir Hukuk Mektebinin açılması hakkındaki ilk teşebbüs
    1921 yılına rastlar. Tahsisatın bulunmaması sebebiyle bu fikir
    o yıl gerçekleştirilememiştir. 1922 yılında Atatürk, Meclisi açış nutkunda
    Ankara'da bir Hukuk Mektebinin açılması konusuna değinir.
    İstiklâl harbinin ve onu takiben sulh müzakerelerinin devamı devrinde
    bu fikir yeniden ele alınamaz. Nihayet 1925 de Adliye Vekili
    Mahmut Esat Bozkurt Bina ve Hocaların hazır olduğunu ileri sürerek
    mektebin daha o yıl açılmasını istiyor. Kendisini bu yola sevkeden
    fikirleri bu gün açıkça görüyoruz : İstanbul Hukuk Fakültesinin mukadderatı
    belli değildir. M. E. Bozkurt büyük adlî inkılâbı hazırlamaktadır.
    Bu inkılâbı ileri götürecek hukukçuların yetişmesini batı
    esaslarına uygun bir Fakültede yapmak istiyor. İnkılâbı, başka bir
    deyimle, teminat altına almak istiyor ve bu bakımdan Fakültenin
    açılması için inkılâp kanunlarının meclise şevkinden evvel harekete
    XV
    geçiyor. Yeni Hukuku getirmek kadar onu tatbik etmek mühimdi. Nitekim
    çok uzun seneler yeni Adliye Kadrolarının en büyük kısmını
    Ankara Hukuk Fakültesi mezunları doldurmuştur.
    Ankara Hukuk Fakültesinin, mamelekinin ilk cüz'ü, kocaman
    siyah bir defterdir : Kayıt defteri. Bunu Adliyede memur olan Şemsettin
    Bey isminde birine veriyorlar ve Fakülteye girecekleri buraya
    kaydet diyorlar. Şemsettin Bey en başa ilk olarak kendi ismini yazıyor.
    O sene 301 kişi kaydolunuyor. Bunların büyük bir kısmı Fakülteye
    yatılı olarak devam etmek istiyor. Zaten Ankarada başka şekilde
    barınma ve kalma imkânları yok.
    Mahmut Esat Bozkurt, Büyük Millet Meclisinde, Fakülte binasını
    bulduğunu ifade ettiği halde ve bu yolla gereken karar ve tahsisatı
    temin ettiği halde, binayı temin edememiştir. 1925 yıllarının Ankarasında
    bulunması en güç olan şey bina idi. Fakültenin açılış zamanı
    yaklaştı, Mahmut Esat Bozkurt hiç bir bina bulamayınca Hukuk Mektebini,
    Büyük Millet Meclisinde, büyük toplantı salonunda açmıya
    ve dersleri orada yapmıya karar verdi. Belki bu hareketi ile bu müesseseye
    verdiği değeri de göstermek istiyordu.
    Fakültemizin açılışı 5 Kasım 19:25 günü oldu. Soğuk, güneşsiz
    bir gün. Talebeler heyecanla bekliyor. Meclis sıralarına oturmuşlar,
    îlk senenin bu talebeleri arasında Atatürk'ün Umumî Kâtibi, Baş Yaver,
    Ankaradaki Efganistan Büyükelçisi, yaşlı başlı pek çok kimse
    var. Atatürk geliyor, kürsüye geliyor ve Fakültenin, tarihî açılış konuşmasını
    yapıyor. Onu takiben Mahmut Esat Bozkurt konuşmasını
    yapıyor ve sözü ilk dersi verecek olan Ağaoğlu Ahmet'e bırakıyor.
    Ankara Hukuk Fakültesi açılmıştır.
    Dersler meclis toplantılarının yapılmadığı saatlerde büyük toplantı
    salonunda yapılıyor. Leyliler için bina yoktur. Leylilere yatak,
    battaniye ve yastık temin ediliyor, eski Müstantik Mektebinde kalıyorlar
    ve günde 50 Kuruş yevmiye alıyorlar. Sonra Tahsin Beyin evi
    yatakhane oluyor. Bu devrin en canlı hatırası yağmurlu gecelerde
    yataklar üzerinde açılan şemsiyelerdir. Eski Postahane binası, onun
    yakınındaki Mescit ve Medrese, Şimdiki Diyanet işleri Reisliği binası
    ve Vakıf Apartımanlarının çatı altı katı, 1943 senesine kadar devam
    eden 18 senelik bir göçün muhtelif uğraklarıdır.
    Bu gün bu merasimi yaptığımız bu salona, ilk senenin ilk dershanenin
    havasını getirmeğe çalıştım. Başımızın üstünde asılı duran
    XVI
    Atatürk'ün resmi 5 Kasım 1925 de ve onu takip eden senede ilk sınıfta
    asılı olan resmidir. Bu merasimimizde başında konuştuğum kürsü
    ilk sene talebelerinin dershanelerinde duran kürsüdür. Bunun arkasında
    ilk sene hocaları derslerini vermişlerdir. Ve bu kürsünün
    karşısında o zaman oturan ilk sınıf talebeleri, bu gün de tıpkı o zamanki
    gibi, toplu olarak, omuz omuza, bir arada salonumuzun bütün
    sağ tarafını bir kütle olarak doldurmuş bulunuyor. Hepsi bir arada,
    belki bir az daha yaşlı, fakat ilk günlerindeki kadar ateşli, zinde ve
    neş'eli.
    Bu gün Fakültemizde bir de sergi açıyoruz. Ankara Hukuk Fakültesinin
    40. yılı sergisi. Orada îlk Profesörler Kurulu defterini görebilirsiniz.
    En başa ilk sayfaya, ilk karar, ilk toplantı zaptı gibi,
    Atatürk'ün açılış Nutku yazılmış onu Mahmut Esat Bozkurt'un konuşması
    takip etmiştir. Orada ilk öğrenci rehberini ve ilk ders kitaplarını
    görebilirsiniz. Hocaların ve öğrencilerin bir çok eski resimleri
    de orada. îlk öğrenci rehberine baktığımızda Tedris Hey'et listesi
    başında «Fahrî Reis : Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa» deniyor.
    «Tedris Hey'eti Reisi : Adliye Vekili Mahmut Esat; Reis Vekili :
    Cemil Bey (Bilsel); Türk Hukuk Tarihi Fahrî Profesörü : Başvekil ismet
    Paşa; Tarihi Siyasî Akçoraoğlu Yusuf Bey». Listeden bir kaç isim
    daha görelim «İhtilâlller tarihi: Mahmut Esat (Bozkurt) Tıbbi Adlî:
    Refik (Saydam); İktisadî Mezhepler: Şükrü Kaya; Roma Hukuku:
    Tevfik Kâmil (Koperler); Usulü Hukukiye : Sab ri Şakir (Ansay); Hukuku
    İdare: Süheyp Nizamî (Derbil)...» Bu listedeki hocalardan ve
    Fakültenin ilk hocalarından bu gün sadece iki kişi hayattadır : Prof.
    Yusuf Kemal Tengirşenk ve Prof. Mazhar Nedim Göknil.
    Öğrenim ilk sene inkilâp müesseselerinin içinde oluyor. Öğrenciler
    Medenî Kanun ve Ceza Kanununun kabul edilişlerini Büyük
    Millet Meclisinin dinleyici sıralarından takip ediyor. Neuchatel Hukuk
    Usulü Kanunu, Meclisin Kabul edişinden evvel Talebeye okutulmıya
    başlanıyor.
    Ankara Hukuk Mektebi 1927 yılında. Bakanlar Kurulu kararı ile
    Ankara Hukuk Fakültesi ismini almıştır. 1940-1941 ders yılı sonuna
    kadar üç yıl olan okuma süresi o yıldan itibaren dört yıla çıktı.
    Fakülteye, kuruluş yıllarında, şahsiyetleri ile büyük izler bırakmış
    olan üç Hocayı bilhassa zikretmek isterim. Bunların birincisi Fakültenin
    kurucusu Mahmut Esat Bozkurttur. Büyük Vatanperver, bü-
    XVII
    4
    yük hdtip Bozkurt en son haddine kadar varmış bir Atatürk hayranı
    idi. Fakülteye Türk Hukuk inkilâbınm ruhunu vermişti. Mahmut
    Esat Bozkurt'un Atatürk sevgisini şahsî bir hatıramla belirtmek isterim.
    Fakültenin ikinci sınıfında idik. Sene 1938. Atatürk'ün hayatından
    ümit kesilen günlerdi. 10 Kasım gününün sabah gazeteleri vaziyetin
    vahamete doğru gittiğini bildirmişlerdi. İkinci ders zili çaldı.
    Dersimiz Devletler Hukuku, Mahmut Esat Bozkurt'un saati. O arada
    Fakülte Dekanlığına Atatürkün ölüm haberi gelmiş. Hocaların olayı
    öğrencilere bildirmeleri ve arkasından derslerin kesilmesi uygun
    görülmüş. Bir az bekledik, Mahmut Esat Bozkurt derse girdi. Ağlamış,
    yüzü kızarmış, iki tarafta sıralara tutuna tutuna güçlükle kürsüye
    çıktı. Doğruldu, yüzümüze baktı, bir şey söyliyemedi, yavaşça
    kürsünün üzerine kapandı ve ağlamıya başladı. Hepimiz olanı anlamıştık.
    Sonra ağır ağır doğruldu, gözünün yaşını sildi ve «Siz- sağ
    olun dedi», geldiği gibi sınıftan çıktı. «Atatürk öldü» sözünü söyliyemedi,
    bu söz ağzından çıkamadı. Hukuk înkilâbımızm veya Mahmut
    Esat Bozkurt'un kendi deyimiyle «Hukuk ihtilâlimizin» bu büyük şahsiyeti
    21.12.1943 de henüz 53 yaşında iken ölmüştür.
    Fakülteye şahsiyeti ile izini bırakmış olan ilk Dekanı - o zamanki
    ismi ile Müdürü - Cemil Bilseldir. Kuruluşu takip eden 9 sene Fakülteyi
    idare etmiştir. Fakülteye, harap ve eski binalarının havası
    sinmesin diye, aşırı bir disiplin ve avrupaî bir öğretim sistemi tatbike
    çalıştı. Elinde saati, Profesörleri Fakülte kapısında bekler, gecikenlere
    hiç bir şey söylemeden saati gösterir, Profesörler Kuruluna
    devamı sağlamak için maaşları orada dağıtır, talebe yemekhanesinde
    adabı muaşeret dersi verir, son sınıf talebesine Caketatay ve Melon
    şapka yaptırır, merasimlerde giyilen bu kıyafet dışında Fakülte öğrencilerine
    yeknasak lâcivert bere giydirir, imtihan devrelerinin başında
    ve sonunda yatılı talebeyi tarttırır ve ancak kilo kaybedenlerin
    iyi çalıştığına hükmederdi. Cemil Bilsel 1933 senesinde istemiye
    istemiye istanbul Üniversitesi Rektörlüğü görevine gitmiş, Ankara
    Hukuk Fakültesini bırakmak istememiştir.
    Fakültenin Cemil Bilsel'den sonra Dekanlığını 8 sene Baha Kantar
    yapmıştır. Baha Hoca, 1925 senesinde istanbul Hukuk Fakültesinde
    Ceza Usulü Dersini okutmakta idi. Mahmut Esat Bozkurt kendisini
    Ankara Hukuk Fakültesine bir yazı ile davet etmiş ve müsbet
    cevap vermesini rica etmiş. Üç gün sonra önde Baha Kantar, arkada,
    sırtında kitap dolu tahta bir sandık, bir hammal, Adliye Vekilinin oda-
    XVIII
    sına girip : «Geldim» dediği anlatılır. İstanbuldaki evini, eşyasını olduğu
    gibi bırakıp derhal gelmişti. Baha Kantar, Fakülteye geniş bir
    müsamaha, anlayış ve herkesin hakkında azamî saygı havasını getirmiştir.
    Fakülte 1925 senesinden bu yana 15 Dekan tarafından idare
    edilmiştir. Bunların 5 i bu gün hayatta değildir.
    Fakültenin 40 yılı içinde kaydolan öğrenci sayısı 41642 dir.
    Bunlar Fakülteden gelip geçmiş, daha doğrusu çoğu gelmiş fakat
    geçememiş, mezun sayısı 10115 de kalmıştır. Bu suretle tam 40. ncı
    yılımızı kutladığımızda 10.000 inci mezunumuzu da vermiş bulunuyoruz.
    Yılda mezun sayımız ortalama 252 oluyor.
    Hükümetin bize 40. Yıl hediyesi, yeni ek binamızdır. Bu bina
    Enstitülerimiz için gelişme imkânı verecek. Çalışma odaları sıkıntımızı
    sona erdirecektir. Bizim, kendi müessesemize 40 inci yıl hediyemiz,
    «40 inci Yıl Armağanımız» olacaktır. Bu armağan Fakülte ilim
    hayatımızın bir yıllık bir numunesi olacaktır. İlim Hayatımızda Fakültemizin
    40 inci yılını göstermeğe çalıştık. Son sene içinde Fakültemizde
    on iki yabancı ilim adamı ders veya konferanslar vermişlerdir.
    Bunlar Schönenberger, Lerche, Freymond, Karel Vaşak, Vedel,
    İvor Jennings, Wisemann, Fowset, Kerimof, Gaudemet, Guy Flattet,
    ve Mendes - France dır. Bu ilim adamlarının Fakültemizde verdikleri
    ders ve konferansların saat sayısı 35 dir. Her ay öğrencilerimize
    ortalama 6 saat bu ilim adamlarını dinletmişiz. Öğrencilerimizin ayağına
    ilmi ve milletler arası şöhretli ilim adamlarını getirme çabası
    içindeyiz. Armağanımız bu çalışmaları açıklıyacaktır.
    Bu arada geçen yıl içinde Fakültemizde kutladığımız Magna
    Carta'nm 750 nei yılı özel bir önem taşır. Magna Carta Anayasa ve
    Temel Haklar nizamının ilk adımlarından biridir. Bizim de temel nizamımızın
    Avrupadaki doğuşudur. Biz Garptan yalnız bir kaç kanun
    almadık, biz Garp Hukuk nizamını ruhu ve bütünü ile aldık. Bu bakımdan
    Magna Carta'nın hukuk düşüncemizde bir başlangıç ve bizden
    bir parça olduğunu belirtmek istedik. Kaldı ki bu gün Dünya Anayasalarının
    en mükemmellerinden biri olduğuna şüphe bulunmıyan
    Yeni Türk Anayasası ile Magna Carta arasında bir köprü kurmak da
    istedik. Magna Carta haftasının asıl manası budur.
    Fakültemizin yalnız öğretim ve araştırma vazifesi olduğuna da
    kani değiliz. Üniversite Kanununda da ifadesini bulduğu gibi mem-
    XIX
    leket problemlerini ele almak vazifelerimiz arasındadır. Ankara Hukuk
    Fakültesi bunun, son on sene içinde, hatta bütün öğrencileri ile
    beraber, mücadelesini bile yapmıştır. Fakültemiz ayrıca günün hukuk
    problemlerini yakından ele almış ve bunu ilmî toplantılarda tartışma
    konusu yapmıştır : Vakıflar Kanunu, Yeni Anayasamızın Ekonomik
    Hükümleri, İktisadî Devlet Teşekkülleri hakkında 440 sayılı
    Kanun etrafında yapılan tetkikler ve toplantıları yalnız son on iki aya
    düşen misaller diye zikretmek isterim. Diyebilirim ki bu ruh öğrencilerimize
    de intikal etmiştir. Talebe Cemiyetinin tertiplediği açık oturum
    ve konferanslar ayni yöne yönelmiştir. Burada yalnız, Dekanlığımın
    ilk senesini teşkil eden son senenin toplantı konularını saymama
    müsaade ediniz : «Türkiyede Kalkınma ve Reform ihtiyacı»,
    «Türk Ceza Kanunu 141 ve 142 nei maddeleri», «Siyasî Partiler Kanunu
    tasarısı», «Millî Davamız Petrol», «Günlük ızdıraplarımızda
    terbiye yetersizliği ve yetersizlik kompleksi», «Yabancı Sermayenin
    Türk Ekonomisindeki yeri», «Atatürk İlkeleri», «Kalkınma yolu»,
    «Türk sendikacılığının yarını ve gelişmesi». Öğrencilerimizin uyanıklığı
    ile iftihar ediyoruz.
    Fakülte Kütüphanesi geçen 40 yıl içinde iki devre gösterir. 1925
    den 1946'a kadar 6000 cilde varılmıştı. 1946 dan bu güne 70.000 cilde
    varmak suretiyle, senelik 300 civarında olan ortalama kitap artışını
    senelik 3400 ortalamaya çıkarılmıştır. Bu arada Kitaplıkları olduğu
    gibi Fakültemize bağışlanılmış olan Prof. M. Ş. Özkan'ı ve Avukat
    Aziz Tahsin Berkant'ı burda minnetle anmak isterim.
    Fakülte Resmî neşriyatı 208 rakkammı bulmuştur. Buna teksir
    notları ve sayısı 150 üstünde olan Hususî Kitap baskılarını da eklemek
    doğru olur.
    Fakültemiz son yıllar içinde Hür Berlin Üniversitesi, Strassbourg
    ve Aix Üniversiteleri ile karşılıklı öğretim üyesi ve yardımcısı mübadele
    etmek için anlaşmalar imzalamış ve bu anlaşmaları büyük faydalar
    sağlıyarak tatbike başlamıştır.
    Fakültemizi milletler arası alanda isimleri ile tanıtan Prof. Paul
    Koschaker ve Prof. Ernst Hirş'i de burada bilhassa zikretmek isterim.
    Çalışmalarımızı anlatmakla, Fakültemizde mevcut ruh ile, müessesemizin
    genç ve dinamik karakterini belirtmeğe çalışıyorum. Bu
    Fakülte her şeyden evvel Hukuk înkilâbımızın gerçekleşmesi için ku-
    XX
    rulmuştu. Bu inkilâbın yalnız, öğrencilerimize verdiğimiz bilgi ve onlara
    aşılamıya çalıştığımız ruh ile bekçisi değil, aynı zamanda onu
    daha ileriye götürecek olan, onun ruhunu devralmış olan mümessilleriyiz.
    Bu manada bu inkilâbın daha bitmediğini Atatürk ve
    Mahmut Esat Bozkurt'un aramızda yaşadığını belirtmek isterim.
    40 inci Yılımızı doldurduğumuz bu günde geriye, eski «Hocalarımıza
    » hürmet ve minnettarlıkla bakmak istiyoruz. Hayatta olan en
    yaşlı Hocamız Yusuf Kemal Tengirşenk'e Ankara Üniversitesi bünyesi
    içinde Fakültemiz ilk Dekanı ve emekliliğine kadar Fakültemizin
    Hocası kalan Zeki Mes'ut Alsan'a, emekli fakat daimi genç haliyle,
    Fakültemizin bir nevi sembolü olan Vasfi Raşit Sevig'e birer Fahrî
    Hukuk Doktorası Diploması vermek kararını aldık. Bu hocalarımızın
    şahıslarında Fakültenin bütün eski hocaları önünde, hepimiz,
    dünün ve bu günün öğrencileri ve hocaları hürmetle eğiliriz.
    Sözlerimi bitirirken Fakültemizin, 50 nei 100 üncü ve nice yüzyıllarını
    bu günkü ruhu ile kutlamasını temenni ederim.
    XXI


  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ankara Hukuklu Olmak Nedir?

    ADALET BAKANI MAHMUT ESAT BOZKURT'UN
    SÖYLEVİ (*)

    Sayın Cumhurbaşkanı!..
    Sayın dinliyenler!..

    Ankara'mızın, (Adliye Hukuk Mektebi), Türk'ün şanlı ve çok şerefli kurtarıcısını, büyük Cumhurbaşkanını öğretim kurulunun başkanlığında ve başında görmekle şu anda en derin ve ancak ifadesi çok güç heyecanla, sevinçlerle doludur. Bu vesile ile Türk devriminin büyük liderine öğretim kurulunun, genç hukuk adaylarının ve okulun saygı ve şükranlarını açıkça sunar, bunun lütfen kabulünü kendilerinden rica ve niyaz ederim. Okulumuzun Türk Hukuk Tarihi onursal profesörlüğünü lütfen kabul buyuran büyük Başbakan Sayın İsmet Paşa'ya da teşekkürleri sunmayı bir vazife ve borç sayarız.

    Sayın Cumhurbaşkanı!.
    Sayın Dinliyenler!.
    izin verirseniz okulumuzun temel ilkelerini birkaç cümle içinde bildirmek isterim. îslâm hukukunun zamanımıza kadar sürüklene, sürüklene gelen en esaslı fakat en sakat ve aksak bir dayanağı vardır ki, ona arapça deyimiyle (Kale) derler. Güzel türkçemize (dedi ki) diye çevrilen bu temel yüzyıllarca ve yüzyıllarca Türk ulusununmukadderatını ortaçağa bağladı, onu ortaçağda verilen kararlarla yönetmeğe etken oldu.
    îslâm uygarlığından olan hukukşinaslar çok yazık ki, anlayışlarını bu temelden kurtaramadılar. Bizdeki Mecelle ve buna benzer kimi kanunlarımız bu anlayışın en açık bir katıştırması (enmuzeci) dır.
    (*) M. E. Bozkurt'un konuşması Prof. Dr. Coşkun Üçok tarafından arılaştınlmıştır.

    XXVII

    (Dedi ki) deyimi (Kale) nin kelime çevrisidir. Ancak (Kale) nin gerçek anlamı, bilinçsiz ve anlayışsızım, ortaçağ ölülerinin düşünülerinden başka birşey düşünemem, ölülerin kararlarıyla yürürüm ve düşünmeğe gücüm yoktur demektir. Bunun yirminci yüzyılda açık anlamı ben yokum, ben ölüyüm demektir.
    Sayın dinleyenler!.
    Bu (Kale) kuralı, bilinç ve etkinliğine tarihin alanı bile dar j bir dolaşma yeri durumunda kalan soylu ırkımızın bütün varlığım kalın ve kara bir kölelik zinciri hâlinde ortaçağa, ortaçağ düşünülerine bağladı. Yüzyıllar ve yüzyıllarca önce bilmem hangi çöller içinde verilen kararların (Kale)'siyle yirminci yüzyıl ortasında yürümek, bilinç ve anlayışdan yoksun olduğunu fiilen açıklamaktan başka neyi gösterir ? Bu gibi ilkelere artık olarak bir de (Rabbani) nitelik bağlamak anlayışsızlığın en açık bir belirtisi değil midir ? Ulusların dünya işlerini akıl ve mantık dışında, yalnız vicdanlarda kalması gereken din ile, din tehdidiyle yürütmeğe olanak var mıdır? Ortaçağ içinde herhangi bir Arap hukukçusunun, çevresinin ve günün gereklerine göre koyduğu bir kuralı, Arap (dedi ki) diye sonuna kadar Türk Ulusuna yararlı olmak üzere kullanmak olanağı var mıdır ? Bunda direnmenin Türk'ü Hak adına ne büyük haksızlıklarla, düşünülmesi güç ne baskı ve ne kıyıcılıklarla karşı karşıya bıraktığınıbilmez değiliz. Mukadderatını bir Arap müçtehidinin sözlerine bağlı görecek kadar Türk ulusunun bilinçten, anlayıştan, düşünceden yoksun olduğunu kim söyliyebilir ? Türk'ü böyle ağır bir suçlama altmda bırakmaya kimin hak ve yetkisi vardır ? Böyle bir tarih var ise, ki vardır, onun yanması ve kül olması gerekir. Fıkıh ve onun müntesipleri tarihin en büyük evrelerinde istibdat ve bozgunların gerekçesi ve etkeni oldular. Böyle sakat ve bozuk ilkelerle Türk ulusu gibi büyük bir ulusun mukadderatı yirminci yüzyıl ortasında yönetilebilir mi ? Ayıp ve günah değil midir ?

    Bugün büyük devrim liderimizin işaret ettiği yolda yürümeği çok şerefli ve çok verimli bir ilke olarak kabul eden Ankara Hukuk Okulu geçmişten kalma ilkeleri tarihe bıraktı. (Dedi ki) (Dedileı ki) ile değil (Diyorum ki) özellikle (Türk olarak, bir insan olarak bilinçle, anlayışla diyorum ve düşünüyorum ki) prensibini kendisine şiar edinmiş bulunuyor.
    XXVIII

    Türk Cumhuriyeti hukukunu inceleyecek ve araştıracak olan Ankara Hukuk Okulu çalışma alanında hiçbir kaynakla bağlı değildir. Onun en büyük kitabı koşulsuz olarak Türk ulusunun yüksek yararları ve yirminci yüzyıl hayat ve uygarlık ilkelerinin mahzeni olan çağdaş bilimlerdir. Ulusumuzun, devrimin ve Cumhuriyetin en yüksek yararlarını en uz dille anlatan ve açıklıyân, Türk'ün büyük başkanından gürlük ve esinlik alarak yürüyeceğiz. Gazi elimizde bir zafer bayrağıdır. Ne olursa olsun, ne yapıp yapıp başaracağız.

    Onun uyarmasıyla (dedi ki) yi bıraktık (diyoruz ki) yi Kabul ettik. Yâni bilinçle yürüyoruz, düşünüyoruz. Şu hâlde Türk ulusunun tarihe, bütün bir insanlık tarihine söyliyeceği daha çok, pek çok sözleri vardır. Oraya vereceği pek çok yapıtları vardır.
    Cumhuriyetin Türk adliyecileri bu genişlik ve kapsam içinde devrimin kendilerine yüklediği geniş ve kapsamlı vazifenin ağırlığını ve anlamını kavramışlardır. Bunun bütün gereklerini yerine getirmeğe hazırdırlar. Hazırlanmış ve hazırlanmakta olan yeni kanunlarımız, önünüzde bulunan genç hukuk adayları bu kararın ilk aşamasıdır. Gerisini tarih söyliyecektir. Devrim için hazır olmak ve onu savunmak rolü Türk adliyesinin biricik öğünç dayanağıdır. Devrimler insanlığı mutluluğa götüren araçlardır. Karşı koyanların sonu, ne olursa olsun, tam bir bozgundur.
    Sözlerime son verirken gelişleriyle okulumuzu şereflendiren ve devrimin her alanında olduğu gibi bizim de programımızı ve yolumuzu ve davranışımızı saptamak lûtfunda bulunan Sayın Cumhurbaşkanına ve sayın dinleyenlere en derin teşekkürleri tekrar sunarım.
    Konu Av.Tayfun Eyilik tarafından (25-09-2007 Saat 16:00:11 ) de değiştirilmiştir. Sebep: Neden son zamanlardaki iktidarlar yargı ile kavgalıdır ?

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Jun 2007
    Nerede
    Ankara-İstanbul
    İletiler
    170
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: A.Ü. Hukuk Fakültesi

    Başlık ve yazılar için teşekkürler

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    İletiler
    25
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: A.Ü. Hukuk Fakültesi

    Keşke okulumuzun 82 yıllık güzel mazisi beni okula ısındırmaya yetse ama olmuyor ki ancak biz o günleri yad edebiliyoruz başka da bir arpa boyu yol alamıyoruz

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    12
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: A.Ü. Hukuk Fakültesi

    ankara hukuka alışmak elbette zor bir süreçtir.lise döneminden sonra gördüğünüz o ağır dersleri görünce morali bozulan hatta kaydını silen öğrenciler olacaktır.Ancak morali bozmamaya ve gelecekte çok daha güzel günleri yaşayacağınızı düşünün.İnanın hiç de gerçekdışı değil.Bu arada ankara hukukun yeni çehresi çok bi hoş kütüphanesi,müzik stüdyosu bence kıymetini bil...

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: A.Ü. Hukuk Fakültesi

    Bu yazıları bu gün tartışılan anayasa değişiklikleri genel olarak son zamanlarda yaşananları düşünerek bir kez daha değerlendirmenizi rica ediyorum

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    Mersin / Türkiye
    İletiler
    760
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: A.Ü. Hukuk Fakültesi

    Zamanımızda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi eğitime 5 Kasım'da başlardı. Bu bir gelenek haline gelmişti. Bence çok güzel ve anlamlıydı. Şimdi bakıyorum ortaoğretim kurumları gibi Eylül ayında açılıyor.

    Ankara Hukuk'lular 5 Kasım'a sahip çıkınız.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    İletiler
    25
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: A.Ü. Hukuk Fakültesi

    5 Kasımda açılma 19 mayısta kapanma çok güzel bir şey fakat bizim gibi her an bilgisayarın ağına düşebilecek rahattan bazı yerlerini büyütmeye yakın kişilere bu büyük zarar verirdi diye düşünüyorum.Ama maksat tarihi yaşatmaksa o günün anısına bir şey yapılması yeterlidir.Kanaatimce İstanbul hukuk gibi 1 ekimde başlaması en güzeli olacağıdır.

+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

prof. süheyp derbil wep sayfası

Forum

Benzer Konular :

  1. Hukuk Portal: Hukuk Fakültesi Öğrencileri İçin Yol Gösterici Genel Kültür Okuma Listesi
    Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: ...
    Yazan: Bahadırhan Forum: Hukuk Portal
    Yanıt: 2
    Son İleti: 14-12-2014, 18:23:15
  2. Hukuk Portal: Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, Hukuk’a Farklı Bir Bakış
    Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: ...
    Yazan: Mehtap Deniz Forum: Hukuk Portal
    Yanıt: 4
    Son İleti: 01-09-2014, 07:38:38
  3. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi- Medeni Hukuk Ders Notları
    Selçuk Hukuk'a ait Medeni Hukuk tüm ders notları için tıklayınız
    Yazan: VD Forum: Hukuk Fakültesi Ders Notları
    Yanıt: 4
    Son İleti: 27-09-2013, 18:01:46
  4. Cami yapar gibi Hukuk Fakültesi Yapmak: Çarşamba'ya Hukuk Fakültesi
    ÇARŞAMBA'YA FAKÜLTE YERLEŞKESİ YAPILACAK Hayırsever Mustafa Kemal Güneşdoğu, Çarşamba'ya 'kendi adını taşıyacak' üniversite yerleşkesi yapacak. 27...
    Yazan: Şamil Demir Forum: Hukuk Eğitimi
    Yanıt: 24
    Son İleti: 17-11-2011, 17:44:46
  5. Hukuk Portal: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 85. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri
    Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: ...
    Yazan: Mehtap Deniz Forum: Hukuk Portal
    Yanıt: 0
    Son İleti: 07-11-2010, 00:16:43

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.