A.Ü. Hukuk Fakültesi
Mustafa Kemal ATATÜRK
Fakülteyi Açış Nutku (1925)
A.Ü. Hukuk Fakültesi Yayınları
REİSİCUMHUR HAZRETLERİNİN NUTKU[/LEFT]
Hüzarı kiram
Cumhuriyetin Merkezi İdaresinde bir Hukuk mektebi açmak vesilesi
bugünkü İçtimaimizi ihzar etmiş bulunuyor. Bu gün şahit olduğumuz
hadise, yüksek memur ve mütehassıs âlimler yetiştirmek
teşebbüsünden daha büyük bir ehemmiyeti haizdir. Senelerden beri
devam eden Türk İnkılâbı, mevcudiyetini ve zihniyetini; hayatı içtimaiyenin
mebnası olan yeni esasatı hukukiyede tesbit ve teyit etmek
çaresine tevessül etmiştir.
Türk İnkılâbı nedir? Bu inkılâp, kelimenin vehleten imâ ettiği
ihtilal manasından başka ondan daha vâsi bir tahavvülü ifade etmektedir,
bu günkü devletimizin şekli, asırlardan beri gelen eski
şekilleri bertaraf eden en mütekâmil tarz olmuştur.
Milletin, idamei mevcudiyet için efradı arasında düşündüğü rabitai
müştereke, asırlardan beri gelen şekil ve mahiyetini tebdil etmiş,
yani Millet, dinî ve mezhebi irtibat yerine Türk Milliyeti rabıtası
ile efradını toplamıştır.
Millet, Beynelmilel umumi mücadele sahasında sebebi hayat
ve sebebi kuvvet olacak ilim ve vasıtanın ancak muasır medeniyette
bulunabileceğini bir hakikati sabite olarak umde ittihaz eylemiştir.
Velhasıl Efendiler Millet, saydığım tahavvülat ve inkilabâtm
tabiî ve zaruri icabı olarak idarei umumiyesinin ve bütün kanunlarının
ancak dünyevi ihtiyacattan mülhem ve ihtiyacın tebeddül ve
tekâmülüyle mütemadiyyen tebeddül ve tekâmül etmesi esas olan
dünyevi bir zihniyeti idareyi mabelhayat adeylemiştir.
Eğer, yalnız altı sene evvelki hatıratınızı yoklarsanız devletin
şeklinde, efradı milletin rabıtai müşterekesinde, medari kuvvet olacak
tariki medeniyetijı takibinde, velhasıl bütün teşkilat ve ihtiyacatını
istinat ettirdiği ahkâm noktayı nazarından büsbütün başka esas-
XXIII
1ar üzerinde bulunduğumuzu tahattur buyurursunuz. Altı sene zarfında
büyük Milletimizin cereyanı hayatında vücuda getirdiği bu
tahavvülat herhangi bir ihtilalden çok fazla, çok yüksek olan bu muazzam
inkılâbattandır.
Çok Milletlerin halâs ve itila mücadelesinde mütehevvir oldukları
görülmüştür. Fakat, bu tehevvür Türk Milletinin şuurlu tehevvürüne
benzemez.
Bahsettiğim büyük inkilap yolunda Türk Milletinin şimdiye kadar
sarfettiği mesai; dahili ve harici erbabı kaste karşı yorulmaz,
yıpranmaz mücadeleler içinde ve bizzat iradei milliyenin mukavemeti
ber-endaz tatbikatı sahasında ve erbabı hukuk elinde bulunan
kanunların ve müdevvenatm vücudundan kasten tecahül ederek evveli
emirde Türk Millet ve devletinin yeni şekil mevcudiyetini bilamel
meydana çıkarmak uğrunda geçmiştir. Şimdi vücuda gelen bu
büyük eserin zihniyetini, ihtiyacatım tatmin edecek yeni esasatı hukukiyeyi
ve yeni erbabı hukuku vücuda getirmek için teşebbüs almağa
zaman gelmiştir.
Zannederim ki Ankara mektebi hukuk ile Cumhuriyet Hukukunu
yalnız zahiri ve lafzi şekliyle değil fakat şuuri ve izani mahiyetiyle,
Kanunlariyle ve erbabı hukukuyle izah edecek ve müdafaa edecek
tedbire tevessül etmiş oluyoruz.
Cumhuriyet Türkiyesinde eski kavaidi hayat, eski hukuk yerine
yeni kavaidi hayatın ve yeni hukukun kaim olmuş bulunması bu
gün gayri kabili tereddüt bir emriva:kidir. Bu emri vaki sizin kitaplarınızda
ve mâbel tatbik olacak kanunlarınızda ifade ve izah olunacaktır.
Talebe Efendiler ve Hukuk Mün1:esibi Efendiler.
Yeni Hukuk esaslarından, yeni ihtiyacatımızm talep ettiği kanunlardan
bahsederken «her inkılabın kendisine mahsus müeyyidesi
bulunmak zaruridir» hikmetine, yalnız bu hikmete işaret etmiyorum,beyhude bir sitem temayülünden nefsimi tahzir ederek, fakat
Türk Milletinin muassır medeniyetin vasıtalarından ve feyizlerinden
müstefit olmak için laakal üç yüz seneden beri sarfettiği gayretlerin
ne kadar elemli ve ıztıraplı mevani karşısında heba olduğunu
kemali teessür ve intibahla gözönüne alarak söylüyorum.
XXIV
Milletimizi inhitata mahkûm etmiş ve milletimizin feyyaz sinesinde
devir devir eksik olmamış olan erbabı teşebbüsü, erbabı ceht
ve himmeti ennihayet meftur ve münhezim etmiş olan menfi ve kahir
kuvvet şimdiye kadar elimizde bulunan hukuk ve onun samimi
muakipleri olmuştur. Belki ağır ve cesurane olan müşahedei tarihiyemin
güzide heyetiniz içinde ve hükümeti cumhuriyetin bugün hizmetlerinden
istifade etmekte bulunduğu kıymetli memurlar ve hakimlerimiz
içinde kimsenin hayretini mucip olmayacağını eminim.
Bununla beraber biraz daha izahı meram için müsaade buyurmanızı
rica ederim. Beynelmilel umumi tarihin ceryanmda Türklerin bindörtyüzelliüç
zaferini, Istanbulun fethini tasavvur buyurunuz bütün
bir cihana karşı İstanbul'u ebediyen Türk camiasına mal etmiş olan
kuvvet ve kudret takriben aynı senelerde icad edilmiş olan matbaayı
Türkiyeye kabul için erbabı hukukun meşum mukavemetini iktihama
muktedir olamamıştır.
Köhne hukukun ve müntesiplerinin matbaanın memleketimize
girmesine müsaade etmeleri için üçyüz sene müşahede ve tereddüt
etmelerine leh ve aleyhte pek çok kudret ve kuvvet sarfetmelerine
ıztırar hasıl olmuştur.
Eski Hukukun çok uzak çok eski ve kuvvei ihyaiyesi madum bir
devrini ve müntesiplerini intihap ettiğime zahip olmayınız. Eski hukukun
ve onun müntesiplerinin yeni devrei inkilabiyemizde bizzat
bana ika ettikleri müşkülattan misal getirmeğe kalsam, sizi tasdi
etmek tehlikesine mâruz kalırım. Fakat bilesiniz ki, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin ayan tevellüdünde onun bugünkü mahiyet ve vaziyetini
esasatı hukukiyeye ve esasatı ilmiyeye münafı adededenlerin
başında en meşhur hukuk şinaslar bulunuyordu. Büyük Millet Meclisinde
hâkimiyetin bilakayıt ve şart Millette olduğunu ifade eden
kanunu teklif ettirdiğim zaman bu esasın kânunu esasii Osmaniye
mugayeretinden dolayı muarızı bulunanların başında yine eski ve
fazileti ilmiyesiyle milleti iğfal eden marur hukuk şinaslar bulunuyordu.
Muhterem Efendiler !
Hattâ Cumhuriyet ilân olunduktan sonra vukua gelen feci bir
hadiseyi de enzarı intibahınız önünde canlandırmak isterim. En büyük
mamuremizin bu memlekette, belki Avrupa da tahsil etmiş yük-
XXV
sek mütahassıslardan mürekkep baro heyeti alenen hilafetçi olduğunu
ilân eden ve ilân etmekle iftihar duyan birisini seçip kendisine
reis intihap eylemiştir. Bu hadise, köhne hukuk erbabının Cumhuriyet
zihniyetine karşı derunî ve hakikî olan vaziyet ve temayülünü
ifadeye kâfi değil midir ? Bütün bu hadisat erbabı inkilâbın en büyük
fakat en sinsi hasmıcanı, çürümüş hukuk ve onun biderman müntesipleri
olduğunu gösterir. Milletin hummalı inkilâp hamleleri esnasında
sinmeğe mecbur kalan eski ahkamı kanuniye, eski erbabı
hukuku, erbabı himmetin nüfuz ve ateşi yavaşlamaya başlar başlamaz
derhal canlanarak inkilâp esaslarını ve onun samimi muakiplerini
ve onların aziz mefkurelerini mahkûm etmek için fırsat beklerler.
Bu fırsat, eski kanunların mevcudiyeti ve eski esasatı hukukiyenin
meriyeti ile ve eski zihniyetini deruni ve kalbî olarak muhafazada
mütemerrit hâkimlerin ve Avukatların mevcudiyetiyle müemmendir.
Bugünkü hukuki faaliyetlerimizin esbabını izah etmiş oluyorum
ümidindeyim. Büsbütün yeni kanunlar vücuda getirerek eski
esasatı hukukiyeyi temelinden haletmek teşebbüsündeyiz. Ve yeni
esasatı hukukiyle elifbağsından tahsile başlıyacak bir yeni hukuk
neslini yetiştirmek için bu müessasatı açıyoruz. Bütün bu icraatta
mesnedimiz milletin istidat ve kabiliyeti ve iradei katiyesidir.
Bu teşebbüslerde arkadaşlarımız, yeni hukuku, bizimle beraber,
bahsettiğim mahiyette anlamış olan güzide erbabı hukukumuzdur.
Hayatı umumiyemizin yeni esasatı hukukiyesi nazarî ve tatbikî
sahada tecelli ve tahakkuk edinceye kadar geçecek zamanı temin
eden bizzat milletimiz ve onun inkilâbmdaki yorulmaz ve yıpranmaz
kuvvet olacaktır.
Talebe Efendiler !
Yeni Türk hayatı içtimaiyesinin bani ve müeyyidi olmak iddiasiyle
tahsile başlayan sizler. Cumhuriyet devrinin hakiki ulemayı
hukuku olacaksınız; biran evvel yetişmenizi ve arzuyu milleti fiilen
tatmine başlamanızı millet sabırsızlıkla beklemektedir. Sizi yetiştirecek
olan Profesörlere terettüp eden. vazifeyi hakkiyle ifa edeceklerine
eminim.
Cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu büyük müessesenin küşadında
hissettiğim saadeti hiç bir teşebbüste duymadım; ve bunu izhar
ve ifade etmekle memnunum.
XXVI
http://www.kksd.org/images/ataturk/1...rencilerle.jpg
Fakülteyi Açış Nutku (1925)
A.Ü. Hukuk Fakültesi Yayınları
REİSİCUMHUR HAZRETLERİNİN NUTKU[/LEFT]
Hüzarı kiram
Cumhuriyetin Merkezi İdaresinde bir Hukuk mektebi açmak vesilesi
bugünkü İçtimaimizi ihzar etmiş bulunuyor. Bu gün şahit olduğumuz
hadise, yüksek memur ve mütehassıs âlimler yetiştirmek
teşebbüsünden daha büyük bir ehemmiyeti haizdir. Senelerden beri
devam eden Türk İnkılâbı, mevcudiyetini ve zihniyetini; hayatı içtimaiyenin
mebnası olan yeni esasatı hukukiyede tesbit ve teyit etmek
çaresine tevessül etmiştir.
Türk İnkılâbı nedir? Bu inkılâp, kelimenin vehleten imâ ettiği
ihtilal manasından başka ondan daha vâsi bir tahavvülü ifade etmektedir,
bu günkü devletimizin şekli, asırlardan beri gelen eski
şekilleri bertaraf eden en mütekâmil tarz olmuştur.
Milletin, idamei mevcudiyet için efradı arasında düşündüğü rabitai
müştereke, asırlardan beri gelen şekil ve mahiyetini tebdil etmiş,
yani Millet, dinî ve mezhebi irtibat yerine Türk Milliyeti rabıtası
ile efradını toplamıştır.
Millet, Beynelmilel umumi mücadele sahasında sebebi hayat
ve sebebi kuvvet olacak ilim ve vasıtanın ancak muasır medeniyette
bulunabileceğini bir hakikati sabite olarak umde ittihaz eylemiştir.
Velhasıl Efendiler Millet, saydığım tahavvülat ve inkilabâtm
tabiî ve zaruri icabı olarak idarei umumiyesinin ve bütün kanunlarının
ancak dünyevi ihtiyacattan mülhem ve ihtiyacın tebeddül ve
tekâmülüyle mütemadiyyen tebeddül ve tekâmül etmesi esas olan
dünyevi bir zihniyeti idareyi mabelhayat adeylemiştir.
Eğer, yalnız altı sene evvelki hatıratınızı yoklarsanız devletin
şeklinde, efradı milletin rabıtai müşterekesinde, medari kuvvet olacak
tariki medeniyetijı takibinde, velhasıl bütün teşkilat ve ihtiyacatını
istinat ettirdiği ahkâm noktayı nazarından büsbütün başka esas-
XXIII
1ar üzerinde bulunduğumuzu tahattur buyurursunuz. Altı sene zarfında
büyük Milletimizin cereyanı hayatında vücuda getirdiği bu
tahavvülat herhangi bir ihtilalden çok fazla, çok yüksek olan bu muazzam
inkılâbattandır.
Çok Milletlerin halâs ve itila mücadelesinde mütehevvir oldukları
görülmüştür. Fakat, bu tehevvür Türk Milletinin şuurlu tehevvürüne
benzemez.
Bahsettiğim büyük inkilap yolunda Türk Milletinin şimdiye kadar
sarfettiği mesai; dahili ve harici erbabı kaste karşı yorulmaz,
yıpranmaz mücadeleler içinde ve bizzat iradei milliyenin mukavemeti
ber-endaz tatbikatı sahasında ve erbabı hukuk elinde bulunan
kanunların ve müdevvenatm vücudundan kasten tecahül ederek evveli
emirde Türk Millet ve devletinin yeni şekil mevcudiyetini bilamel
meydana çıkarmak uğrunda geçmiştir. Şimdi vücuda gelen bu
büyük eserin zihniyetini, ihtiyacatım tatmin edecek yeni esasatı hukukiyeyi
ve yeni erbabı hukuku vücuda getirmek için teşebbüs almağa
zaman gelmiştir.
Zannederim ki Ankara mektebi hukuk ile Cumhuriyet Hukukunu
yalnız zahiri ve lafzi şekliyle değil fakat şuuri ve izani mahiyetiyle,
Kanunlariyle ve erbabı hukukuyle izah edecek ve müdafaa edecek
tedbire tevessül etmiş oluyoruz.
Cumhuriyet Türkiyesinde eski kavaidi hayat, eski hukuk yerine
yeni kavaidi hayatın ve yeni hukukun kaim olmuş bulunması bu
gün gayri kabili tereddüt bir emriva:kidir. Bu emri vaki sizin kitaplarınızda
ve mâbel tatbik olacak kanunlarınızda ifade ve izah olunacaktır.
Talebe Efendiler ve Hukuk Mün1:esibi Efendiler.
Yeni Hukuk esaslarından, yeni ihtiyacatımızm talep ettiği kanunlardan
bahsederken «her inkılabın kendisine mahsus müeyyidesi
bulunmak zaruridir» hikmetine, yalnız bu hikmete işaret etmiyorum,beyhude bir sitem temayülünden nefsimi tahzir ederek, fakat
Türk Milletinin muassır medeniyetin vasıtalarından ve feyizlerinden
müstefit olmak için laakal üç yüz seneden beri sarfettiği gayretlerin
ne kadar elemli ve ıztıraplı mevani karşısında heba olduğunu
kemali teessür ve intibahla gözönüne alarak söylüyorum.
XXIV
Milletimizi inhitata mahkûm etmiş ve milletimizin feyyaz sinesinde
devir devir eksik olmamış olan erbabı teşebbüsü, erbabı ceht
ve himmeti ennihayet meftur ve münhezim etmiş olan menfi ve kahir
kuvvet şimdiye kadar elimizde bulunan hukuk ve onun samimi
muakipleri olmuştur. Belki ağır ve cesurane olan müşahedei tarihiyemin
güzide heyetiniz içinde ve hükümeti cumhuriyetin bugün hizmetlerinden
istifade etmekte bulunduğu kıymetli memurlar ve hakimlerimiz
içinde kimsenin hayretini mucip olmayacağını eminim.
Bununla beraber biraz daha izahı meram için müsaade buyurmanızı
rica ederim. Beynelmilel umumi tarihin ceryanmda Türklerin bindörtyüzelliüç
zaferini, Istanbulun fethini tasavvur buyurunuz bütün
bir cihana karşı İstanbul'u ebediyen Türk camiasına mal etmiş olan
kuvvet ve kudret takriben aynı senelerde icad edilmiş olan matbaayı
Türkiyeye kabul için erbabı hukukun meşum mukavemetini iktihama
muktedir olamamıştır.
Köhne hukukun ve müntesiplerinin matbaanın memleketimize
girmesine müsaade etmeleri için üçyüz sene müşahede ve tereddüt
etmelerine leh ve aleyhte pek çok kudret ve kuvvet sarfetmelerine
ıztırar hasıl olmuştur.
Eski Hukukun çok uzak çok eski ve kuvvei ihyaiyesi madum bir
devrini ve müntesiplerini intihap ettiğime zahip olmayınız. Eski hukukun
ve onun müntesiplerinin yeni devrei inkilabiyemizde bizzat
bana ika ettikleri müşkülattan misal getirmeğe kalsam, sizi tasdi
etmek tehlikesine mâruz kalırım. Fakat bilesiniz ki, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin ayan tevellüdünde onun bugünkü mahiyet ve vaziyetini
esasatı hukukiyeye ve esasatı ilmiyeye münafı adededenlerin
başında en meşhur hukuk şinaslar bulunuyordu. Büyük Millet Meclisinde
hâkimiyetin bilakayıt ve şart Millette olduğunu ifade eden
kanunu teklif ettirdiğim zaman bu esasın kânunu esasii Osmaniye
mugayeretinden dolayı muarızı bulunanların başında yine eski ve
fazileti ilmiyesiyle milleti iğfal eden marur hukuk şinaslar bulunuyordu.
Muhterem Efendiler !
Hattâ Cumhuriyet ilân olunduktan sonra vukua gelen feci bir
hadiseyi de enzarı intibahınız önünde canlandırmak isterim. En büyük
mamuremizin bu memlekette, belki Avrupa da tahsil etmiş yük-
XXV
sek mütahassıslardan mürekkep baro heyeti alenen hilafetçi olduğunu
ilân eden ve ilân etmekle iftihar duyan birisini seçip kendisine
reis intihap eylemiştir. Bu hadise, köhne hukuk erbabının Cumhuriyet
zihniyetine karşı derunî ve hakikî olan vaziyet ve temayülünü
ifadeye kâfi değil midir ? Bütün bu hadisat erbabı inkilâbın en büyük
fakat en sinsi hasmıcanı, çürümüş hukuk ve onun biderman müntesipleri
olduğunu gösterir. Milletin hummalı inkilâp hamleleri esnasında
sinmeğe mecbur kalan eski ahkamı kanuniye, eski erbabı
hukuku, erbabı himmetin nüfuz ve ateşi yavaşlamaya başlar başlamaz
derhal canlanarak inkilâp esaslarını ve onun samimi muakiplerini
ve onların aziz mefkurelerini mahkûm etmek için fırsat beklerler.
Bu fırsat, eski kanunların mevcudiyeti ve eski esasatı hukukiyenin
meriyeti ile ve eski zihniyetini deruni ve kalbî olarak muhafazada
mütemerrit hâkimlerin ve Avukatların mevcudiyetiyle müemmendir.
Bugünkü hukuki faaliyetlerimizin esbabını izah etmiş oluyorum
ümidindeyim. Büsbütün yeni kanunlar vücuda getirerek eski
esasatı hukukiyeyi temelinden haletmek teşebbüsündeyiz. Ve yeni
esasatı hukukiyle elifbağsından tahsile başlıyacak bir yeni hukuk
neslini yetiştirmek için bu müessasatı açıyoruz. Bütün bu icraatta
mesnedimiz milletin istidat ve kabiliyeti ve iradei katiyesidir.
Bu teşebbüslerde arkadaşlarımız, yeni hukuku, bizimle beraber,
bahsettiğim mahiyette anlamış olan güzide erbabı hukukumuzdur.
Hayatı umumiyemizin yeni esasatı hukukiyesi nazarî ve tatbikî
sahada tecelli ve tahakkuk edinceye kadar geçecek zamanı temin
eden bizzat milletimiz ve onun inkilâbmdaki yorulmaz ve yıpranmaz
kuvvet olacaktır.
Talebe Efendiler !
Yeni Türk hayatı içtimaiyesinin bani ve müeyyidi olmak iddiasiyle
tahsile başlayan sizler. Cumhuriyet devrinin hakiki ulemayı
hukuku olacaksınız; biran evvel yetişmenizi ve arzuyu milleti fiilen
tatmine başlamanızı millet sabırsızlıkla beklemektedir. Sizi yetiştirecek
olan Profesörlere terettüp eden. vazifeyi hakkiyle ifa edeceklerine
eminim.
Cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu büyük müessesenin küşadında
hissettiğim saadeti hiç bir teşebbüste duymadım; ve bunu izhar
ve ifade etmekle memnunum.
XXVI