Yargılanması gereken Eylül ihtilali mi yoksa 12 Eylül'den sonraki dönem mi?
Birkaç yıldır ülkemizin gündemini epeyce meşgul eden bir konu.12 eylül darbecilerinin yargılanması konusu.ama işin derinine indiğim zaman yargılanması gereken ne diye epeyce düşünüyorum.sakın yanlış anlaşılmasın bir darbe sevdalısı değilim ama bu konu önemli.malum ki 12 eylül den önce hergün onlarca insan birbirlerini katlediyordu.üniversitelerde hergün çatışma haberleri.bir gün solcu bir grup diğer gün sağcı bir grup birbirini tartaklıyor.kahvehaneler taranıyor.insanlar sokakta yürümeye korkuyordu.herşey bir yana insanların ölümü vardı.iktidar hükümet çaresizdi.çünkü bu gruplaşma sadece sokakta üniversitelerde değil devletin bütün kurumlarında hatta ordunun içinde bile mevcuttu.ve ben şunu düşündüm.bu kadar olaydan sonra yargılanması gereken ey kenan evren sen bu darbeyi neden yaptın mı yoksa darbeden sonra yaklaşık 4 sene ülkeyi yöneten askerin bu dönem de yaptığı hukuksuzluk mu.kenan evren bu darbeyi yapmasaydı ülkedeki olaylar nasıl önlenecekti.düşünüyorum ama cevap bulamıyorum.ve bu konudaki görüşlerinizi bekliyorum.yargılanması gereken ne?
Cevap: Yargılanması gereken Eylül ihtilali mi yoksa 12 Eylül'den sonraki dönem mi?
Bence güzel bir konu seçmişsiniz, öncelikle komplo teorilerini bir kenara bırakıp Türkiye'deki darbeleri genel olarak inceleyelim.
Bu konu ile Bernard Lewis'in makalelerini topladığı ince bir kitabı var (Türkiye'nin Demokrasi Serüveni), onu okumanızı tavsiye ederim. Türkiye Cumhuriyeti aslında bir darbe ile kurulmuştur. Milis güçler, orduya dönüşmüş, meclis oluşturulmuş ve bu şekilde asker hep ön planda olmuş. Ancak bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Savaş bittikten sonra askerlerin siyaset yapamayacağı hükmünü gene askerler vermiştir. Çünkü o dönem subaylarının çok acı bir vardı; "Balkan Harbi". Askerin siyasete karışmasının bedelleri çok acı bir şekilde görülmüştür ve bu düşünceler yeni Türk devletinin temellerini teşkil etmiştir. O dönem aydınlarına, yazarlarına baktıgınızda bircogunun asker oldugunu görürsünüz. Bunun sebebi de aslında basittir. O dönem batı tarzında yüksek öğretim veren kurum çok azdı ve Harp Okullarından mezun olan aydın kişiler üniformalarını çıkartarak ülkenin sorumlulugunu ele aldılar.
Ama militarist bir zihniyet ülkemizin temellerinde asla yer almadı. Atatürk hayatı kıtada ve savaslarda gecmis bir komutan olmasına ragmen her turlu askeri nisan ve madalyasını reddetmiş göğsünde sadece istiklal madalyası taşımıştır. Savaş bittikten sonra üniformasını çıkarmış ve bir daha ünifürmalı gozukmemiştir. Ama Mussolini askeri kariyerinin çok daha zayıf olmasına rağmen mareşal üniforması ve parıltılı madalyalarla liderlik yapmıştır. Bu konu ile ilgili Barış Manço'nun bir anısını anlatmak istiyorum. Barış Manço Fransa'da bir programa katıldığı sırada sunucu ülkemizdeki darbeden gem vurarak militarist bir ülke oldugumuzla dalga geciyor. Barıs Manco spikerden cebindeki kagıt paraları çıkartmasını istiyor. Resimdeki kişileri tek tek soruyor. Cevap hep benzer şekilde General ...., resimler ise hep üniformalı. Sonra Manço cebindeki paraları çıkartıyor ve üzerlerindeki Mimar Sinan'ı, Selimiye Camiini, Mevlana Müzesi ve Mevlana Celaleddin Rumi figurunu, Meclis resmini gösteriyor.
Türkiyedeki darbelere bakacak olursak darbeler hep kısa süreli olmuştur ve sürecin sonunda askeri idari yönetimi "KENDİ İRADESİ İLE" meclise devretmiştir. Şu an AB üyesi olan İspanya 1938-1975 yılları arasında Franko diktatörlüğünde yönetilmiştir. Franko'nun başa gelmesi İspanya İç Savaşı sonucunda olmuş, yönetimi esnasında çocuk kaçakçılığı, siyasi cinayetler, azınlıklara baskılar olmuş devrilmesi ise ancak 1975'te vefatı ile olmuş ve yönetime kendisinin veliaht gösterdiği Kral Juan Karlos gelmiştir. Kral Juan Karlos halen İspanya'nın devlet başkanıdır ve İspanya'nın yönetim şekli Parlamenter MONARŞİdir. İspanyada azınlıklara verilen haklar, ileri demokrasi vb. yalanları başka bir konu altında ele almak daha doğru olacaktır. Yine AB üyesi olan Yunanistan da Albaylar Cuntası 1967 yılında iktidara gelmiş ve Kıbrıs Barış Harekatının Yunanistan da yarattığı halk hareketi ile devrilebilmiştir. Diğer birçok örneğe bakarak aradaki farkı bulabilirsiniz.
İşte bizdeki müdahalelerin temel farkı buradadır. Müdahalenin ilk gününden itibaren asker bir gün kışlasına dönmek üzere gelmiştir. Müdahale esnasında bazı sert önlemler alınmıştır. Yanlışlarda yapılmıştır ancak Pinochet, Franko vb. gibi ölüm timleri kurulmamıştır. Suç amaçlı herhangi bir kurum kurulmamıştır. Silahlı kuvvetler kendi yapısı ile bu darbeyi gerçekleştirmiştir. Türkiye'de de mecburi askerlik olduğuna göre ve subaylar Avrupa Tarihinde olduğu gibi farklı bir zümreden gelmediğine göre bu darbede görev alan kişiler sokakta görebileceğiniz, sizler gibi alışverişe çıkan, aileleri olan, dini inanışları, ahlak değerleri toplumdan farklı olmayan İNSANLARdır. Şimdi o dönem tedbirlerini sert olarak tanımlıyoruz. Ancak tarihi analiz ederken o günün koşullarını da dikkate almak gerekir. Ayrıca adı üzerinde bu bir darbedir ve toplum düzeninin aşırı derecede bozulması neticesinde ortaya çıkmıştır. Devlet otoritesini tesis ederken, terörize olmuş bir topluma müdahale ederken sert tedbirler alınması olağandır. Adaletin sembolününde bir elinde kılıç yok mudur? Kılıç olmadığı takdirde, yani yargının hükmünü uygulatacak iradesi yoksa hüküm vermesi de bir anlam taşımaz.
Komplo teorilerini ele alıcak olursak; toplum mühendisliği halen dahi önemini yitirmemiştir. Askeri darbeler dünyanın birçok ülkesinde devlet sistemini çökertmek, ülkeyi kontrol atına almak vb. nedenlerle küresel güçler tarafından kullanılmıştır ve halen de kullanılmaktadır. Toplum psikolojik harekatlarla kontrol altına alınmakta, yönlendirilmektedir. Askeri darbeler, halk ayaklanmaları, sivil toplum kuruluşları bunlar için araç olmuştur. Hatta bundan yüzyıl önce İngiliz ajanı Lawrence'ın yaptığını bugün sosyal iletişim ağları, arama motorları sayesinde bilgisayar başında yapmak mümkündür. Bu konular ile ilgili ayrı bir başlık altında yorum yapmak bence daha uygun olacaktır. O dönem Türkiye'de de bu tarz yönlendirmelerin olduğu, kitlelerin kışkırtıldığı kesin delillerle ortaya konmuş olmasa da muhtemeldir. Ancak bunu yapan ajanların TSK bünyesinde olduğunu kabul etmek çok ağır bir suçlama olur. Türk ordusunun darbe yapmasının istendiği ve Türk ordusunu darbe yapmaya sevk itmek için halkın kaosa sürüklendiğini düşünmek bence gerceğe daha uygundur. Darbe olmasaydı ne olurdu? Bence olaylar biraz daha biraz daha büyürdü. Milli sınırlar tehdit edilerek ordu doğrudan zorlanabilirdi. İç savaş çıkar, iç savaşta bir grup desteklenir. Desteklenen grup galip geldiğinde kukla görevi görmeye başalardı. Bu tekniklerin hepsi günümüzde uygulanmaktadır. Şu meşhur "bizim çocuklar"ın TSK olduğunu kabul etmek büyük bir önyargıdır. Bizim çocuklar diye anılan kişilerin o ülke çalışanları olması bence daha muhtemeldir. Son olarak klasik bir deyiş ile son vermek istiyorum; "-ABD'de neden hiç askeri darbe olmuyor? -Çünkü ABD'de hiç ABD elçiliği yok."
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı
25-04-2024, 18:09:51 in Ceza Hukuku