Anket Sonuçlarını Göster: Anayasa Değişikliği Referandum Anketi

Oylayanlar
278. Bu ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor.
  • Evet

    93 33,45%
  • Hayır

    174 62,59%
  • Kararsız

    11 3,96%
Kilitli Konu
18 / 22 Sayfa İlkİlk ... 8910111213141516171819202122 SonSon
171 den 180´e kadar toplam 215 ileti bulundu.

Konu: Referandum Anketi

Referandum Anketi Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #171
    Kayıt Tarihi
    Nov 2008
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    57
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Referandum Anketi

    şu meşhur 2 maddeninn bir tanesi HSYK, neden korkuyor ve yandaş yargı diyoruz bırakalım savcı ve hakimler bu üyeleri seçsin. Bence EVET



    Hukuki NET Güncel Haber

    Referandum Anketi konulu yargıtay kararı ara
    Referandum Anketi konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #172
    Kayıt Tarihi
    Mar 2010
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    35
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Referandum Anketi

    84.maddenin son fıkrası kaldırılmasaydı evet deme ihtimalim olabilirdi..

  4. #173
    ahaltuner Misafir

    Tanımlı Cevap: Referandum Anketi

    Burada kimseyi suçlamanın mantığı yok saygıdeğer arkadaşlar,
    Tabiki herkesin EVET veya HAYIR demek için kendine göre bir haklı gerekçesi vardır.Bu bakımdan bu görüşlere saygı duymak gerekir.Ben aşağıda değişiklik paketinin analizinde net bir şekilde açıklanmış olan nedenlerden dolayı EVET diyorum.Saygılarımla...


    Değişiklik paketinin analizi
    a) Anayasa'nın 10. maddesine bir fıkra eklenerek bu düzenlemede çocuklar, yaşlılar ve özürlüler ile harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemenin sosyal hukuk devleti olma bakımından yüksek bir standart getirdiği açıktır.

    b) Anayasa'nın 20. maddesine bir fıkra eklenerek bu düzenlemede herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olduğu, bu hakkın kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini isteme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsadığı belirtilmiştir. Bu düzenlemenin kişinin hukuk güvenliği, kişi dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği ve adil yargılanma hakkı bakımından demokratik bir standart getirdiği açıktır. Böylece yurttaşları düşünceleri ve inançları nedeniyle fişlemek anayasa ve hukuk dışılığa itilmektedir.

    c) Anayasa'nın 23. maddesinde değişiklik yapılarak yurttaşın, yurtdışına çıkma hürriyetinin ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve hakim kararına bağlı olarak sınırlandırılabileceği öngörülmüştür. Böylece yurttaşların bazı yükümlülükleri yerine getirememeleri nedeniyle idari birimlerce seyahat özgürlüklerinin kısıtlanmasının önüne geçilmiş, böyle bir sınırlamanın ancak bir yargısal süreçte ve hakim kararıyla yapılmasıyla bir özgürlüğün özüne dokunan sınırlama ortadan kaldırılmıştır.

    ç) Anayasa'nın 41. maddesinde değişiklik yapılarak çocukların aileyle ilişkileri bağlamındaki hakları belirtilmiş, devlete çocukları her türlü istismara karşı koruma görevi verilmiştir. Böylece sosyal devlete toplumun geleceği bakımından önemli bir görev verilmiştir.

    d) Anayasa'nın 51. maddesinin son fıkrası kaldırılarak bir kişinin aynı zamanda ve aynı işkolunda birden çok sendikaya üye olabilmesinin yolu açılmıştır. Çalışanların sendikal özgürlükleri önündeki bir yasak kaldırılmıştır.

    e) Anayasa'nın 53. maddesinde değişiklik yapılarak memurlara ve kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanınmıştır. Uyuşmazlık halinde Hakem Kurulu'nun kararlarına kesinlik kazandırılmış, hükümet son karar mercii olmaktan çıkarılmış böylece kurulun tespit ettiği artışları hükümetin düşürmesi imkânı kalmamıştır. Ayrıca toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması anayasal güvence altına alınmıştır. Ancak grev hakkının tanınmamış olması "yetmez" demeyi gerektirmektedir. Yine 129. maddede yapılan değişiklikle memurlar ve diğer kamu görevlileri bakımından yargı yolu kapalı tutulan uyarma ve kınama disiplin cezalarına karşı da yargı yolu açılmıştır.

    f) Anayasa'nın 54. maddesinin 3. ve 7. fıkraları kaldırılmıştır. Böylece grev sırasında işçinin verdiği zarardan sendika sorumlu olmayacaktır. Yine siyasi amaçlı grev, dayanışma grevi, genel grev, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişlere ilişkin yasaklar kaldırılmıştır.

    g) Anayasa'nın 74. maddesinde değişiklik yapılarak kamu denetçiliği (ombudsmanlık) kurumu getirilmiştir. Ombudsman, Parlamento tarafından halkın şikâyetlerini dinleyip, çözümlere ulaştırmak üzere seçilmiş olan kişidir. Ombudsman kamu hizmetlerinin yürütülüşündeki adaletsizlikler hakkında, konudan etkilenenlerden şikâyetleri almak, bu konularda araştırmalar yapmak ve sorunları çözmekle görevlendirilmiş, bağımsız bir kamu otoritesidir. Bu kurum yargının yükünü hafifleteceği gibi, yurttaşın bazı hak taleplerinin karşılığını yargıya başvurmadan daha çabuk ve maliyetsiz almasını da sağlayacaktır.

    h) Anayasa'nın 125. maddesinde değişiklik yapılarak YAŞ'ın her türlü ihraç kararlarına karşı yargı yolu açılmıştır. Bu önemli bir değişikliktir. Ancak terfi ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma işlemlerinin istisna edilmesi "yetmez" demeyi gerektirmektedir. Bunun dışında daha önce ihraç edilmiş olanlara manevi bir giderim sağlayacak geçici bir maddeyle yargıya başvurma hakkı tanınmamış olması adil olmamıştır.

    ı) Anayasa'nın 145. maddesinde değişiklik yapılarak askerî mahkemelerin 4 ölçütten oluşan görev alanı "askerî mahal ölçütü" kaldırılarak nispeten daraltılmış, bunun yanında devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davaların her halde adliye mahkemelerinde görüleceği belirtilerek darbeye teşebbüs suçlarının her durumda sivil mahkemelerde görülmesi sağlanmıştır. Aynı madde içinde askerî mahkemelerin savaş hali hariç sıkıyönetim dönemlerindeki yetkilerine son verilmiştir. Yine aynı maddede savaş hali haricinde, asker olmayan kişilerin askerî mahkemelerde yargılanamayacağı düzenlemesi getirilerek sivillere bu anlamda tam bir güvence sağlanmıştır. Sivillere tanınan bu güvencenin ileri düzeyde bir demokratik standart olduğu açıktır. Sadece bu değişiklik bile kendisini sivil sayanlar bakımından evet demeyi gerektiren bir gelişmedir. 12 Eylül askerî mahkemelerinin yargılanan siviller bakımından ne anlama geldiği bilinmektedir. Maddede son olarak askerî yargı organlarının kuruluş ve işleyişi ve askerî hakimlerin özlük işlerinde hakim bağımsızlığı ve teminatı ilkeleri yanında yer alan "askerlik hizmetinin gerekleri" kriteri kaldırılmış, askerî hakimlerin yargı hizmeti dışındaki askerî hizmetler yönünden komutanlık ile ilişkilerinin kanunla düzenlenmesine ilişkin düzenleme de maddeden çıkarılmıştır. Bu maddede öngörülen değişikliklerden anlaşıldığı gibi hem askerî mahkemelerin görev alanı bir ölçüde daraltılmış, hem darbeye teşebbüs suçları sivil yargı alanına alınmış, bir yandan sivillere kesin bir anayasal güvence getirilirken bir yandan da askerî yargı organlarının kuruluş ve işleyişleri ve askerî hakimlerin özlük işleri bakımından askerî hizmetin gerekleri ölçütü kaldırılarak askerî hakimler, subay statüsünün getirdiği güvencesizliklerin dışına çıkarılmıştır. Bu maddedeki değişiklikler demokratikleşme açısından çok önemlidir.

    i) Anayasa'nın 146. maddesi değiştirilerek Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısı 11 asıl 4 yedek üyeden 17 asıl üyeye çıkarılmıştır. TBMM'ye 3 üyeyi, cumhurbaşkanına ise 4 üyeyi doğrudan seçme imkânı tanınmış. Cumhurbaşkanına ayrıca Yargıtay'dan 3, Danıştay'dan 2, Askerî Yargıtay'dan 1, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi'nden 1, YÖK'ten 3 üyeyi söz konusu kurumların seçeceği üç misli aday içinden seçme imkânı tanınmıştır. Böylece Anayasa Mahkemesi'nin yapısının yetersiz olsa da demokratikleştirilmesi öngörülmüştür. Demokratikleştirme açısından cumhurbaşkanına doğrudan 4 üye seçme hakkının TBMM'ye verilmesi daha uygun olacaktı.

    j) Anayasa'nın 147. maddesinde yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresi 12 yıl ile sınırlandırılmıştır. Böylece bu görevde 20-25 yıl süreli kalmanın önüne geçilerek mahkemenin hukukun gelişim sürecinden kopmaması sağlanmıştır.

    k) Anayasa'nın 148. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinin sonuna getirilen bir ekle yurttaşların Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan bireysel başvuruda bulunması imkânı sağlanmıştır. Böylece her yurttaş güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği kanaatine varırsa iç olağan kanun yollarını tüketmek koşuluyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilecektir. Bu düzenleme yurttaş bakımından önemli bir hak arama imkânı getirmektedir. Ayrıca buna bağlı olarak yurttaşlar tarafından AİHM'de dava açma sayısının da azalacağı açıktır. Bu maddede ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan sıfatıyla vereceği kararlara karşı Genel Kurul'a yeniden inceleme başvurusu yapılması imkânı getirilmiştir. Bunun dışında ek bir fıkrayla Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanmaları sağlanmıştır. l) Anayasa'nın 159. maddesinde değişiklik yapılarak HSYK'nın üye sayısı 7 asıl, 5 yedek üyeden 22 asıl, 12 yedek üyeye çıkarılmıştır. Böylece 7 asıl üyeyle uygulamada ise 5 asıl üyeyle kapalı devre çalışan bir yapıdan daha demokratik bir yapıya geçilmesi öngörülmüştür. Adalet bakanı başkan, müsteşarı üye olarak muhafaza edilmiş, cumhurbaşkanına doğrudan 4 asıl üye seçme imkânı verilmiştir. Yargıtay'a doğrudan 3 asıl, 3 yedek, Danıştay'a doğrudan 2 asıl, 2 yedek, Türkiye Adalet Akademisi'ne doğrudan 1 asıl, 1 yedek üye seçme imkânı tanınmıştır. Bu düzenlemedeki önemli bir yenilik birinci sınıfa ayrılmış adli hakim ve savcıların kendi aralarından 7 asıl, 4 yedek ve yine birinci sınıfa ayrılmış idari yargı hakim ve savcılarının kendi aralarından 3 asıl, 2 yedek üye seçmeleri öngörülerek demokratik bir temsil imkânı sağlanmış olmasıdır. Böylece 5 kişilik kurul ile yüksek yargı bürokrasisi arasında kapalı devre çalışan sistemi değiştirerek sübjektif ve keyfi uygulamaların önüne geçilmek istenilmiştir. Kurulda Adalet bakanı ve müsteşarın bulunmaması ve cumhurbaşkanının doğrudan seçeceği üyelerin Meclis tarafından seçilmesi daha uygun olurdu. Bu durumda kurulun başkanı da kurul üyelerinin oylarıyla belirlenebilirdi. Yine aynı maddede yapılan bir değişiklikle kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararlarına karşı yargı yolu açılmıştır. Bu önemli bir değişikliktir. Ancak meslekten çıkarma işlemi dışında kalan kurul işlemlerinin istisna edilmesi "yetmez" demeyi gerektirmektedir. Bunun dışında daha önce ihraç edilmiş olanlara geçici bir maddeyle yargıya başvurma hakkı tanınmamış olması adil olmamıştır.

    m) 12 Eylül 1980 tarihinden ilk genel seçimler sonucu toplanan TBMM'nin Başkanlık Divanı'nın oluştuğu tarihe kadar MGK'nın, bu dönem hükümetlerinin, Danışma Meclisi'nin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı ve bu tasarrufları idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerin uygulamış olmaları nedeniyle bu kişiler hakkında cezai, mali veya hukuki sorumluluk bakımından yargı önüne gidilemeyeceğine ilişkin bir düzenleme olan Anayasa'nın geçici 15. maddesi kaldırılmıştır. Bu maddenin kalkmasının birçok anlamı vardır. Öncelikle sembolik de olsa darbe suçunu işlemiş olanları ve buna çeşitli aşamalarda ve görev mevkilerinde iştirak etmiş olanları anayasal bir koruma altında tutan ayıplı bir düzenlemenin insanı umutsuzluğa sevk eden yükünden kurtulmak ve yıllar sonra da olsa onurla böyle bir düzenlemeye hayır demek anlamlıdır. Bunun dışında söz konusu kişilerin hukuki ve cezai sorumlulukları bakımından durum belirgin değildir. Bu konuda zamanaşımının dolduğu öne sürülse de anayasal yasağın zamanaşımını kestiği ve zamanaşımının yasak kalktıktan sonra işlemeye başlayacağı gayet hukuki bir yorumdur. Bunun yanıtı yapılacak suç duyuruları sonucunda işletilecek süreç sonunda yargı organlarınca verilecektir. Bu nedenle bu maddenin kaldırılmasının önemli olduğu açıktır.

    Sonuç: Görüldüğü gibi anayasa değişiklikleri çok önemli demokratik standartlar getirmektedir. Bazı değişiklikler yeterli olmayabilir. Ancak bunlar yeni ve sivil bir anayasaya ulaşmada yurttaşları ve toplumu rahatlatacak bir aşamayı ifade etmektedir. Bu nedenle AKP referandum sürecinde politikasını "yeni bir sivil anayasa yapabilmek için şimdi evet" üzerine oturtmalıdır. Kuşkusuz YETMEZ ama EVET dememiz için çok nedenimiz var.

  5. #174
    Kayıt Tarihi
    Oct 2008
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    2.640
    Dilekçeler Sözleşmeler
    3
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Referandum Anketi

    Bir den fazla maddeyi topluca halk oylamasına sunmak plebisit olup buna referandum denmez. Farzedin ki 10 maddeden 2 tanesini beğenmediniz. Hayır da demek istemiyorsunuz mecburen evet? Hayır desek yazık oldu 8 maddeye... Buna demokrasi mi diyeceğiz sonunda? Anayasa nedir? Kanun. Kanunu en iyi kim bilir? Hukukçular. Peki neden sadece siyasetçilerin, şovmenlerin lafları ortalıkta uçuşuyor? Hukukçulara sormaya gerek yok değil mi?

  6. #175
    Kayıt Tarihi
    Feb 2009
    Nerede
    ankara
    İletiler
    430
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Referandum Anketi

    Alıntı litigation rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Bir den fazla maddeyi topluca halk oylamasına sunmak plebisit olup buna referandum denmez. Farzedin ki 10 maddeden 2 tanesini beğenmediniz. Hayır da demek istemiyorsunuz mecburen evet? Hayır desek yazık oldu 8 maddeye... Buna demokrasi mi diyeceğiz sonunda? Anayasa nedir? Kanun. Kanunu en iyi kim bilir? Hukukçular. Peki neden sadece siyasetçilerin, şovmenlerin lafları ortalıkta uçuşuyor? Hukukçulara sormaya gerek yok değil mi?
    Haklı olabilirsiniz ama bugüne kadar yapılan tüm referandumlarda tek bir evet yada hayır vardı. Tüm maddelere aynı cevap veriliyordu. Bu itiraz neden şimdi...
    Kanun yapıcılar arasında Hukukcularda var. Sizin siyasetci dediğiniz kişiler arasında Anayasa profösörleri ve Avukatlar yokmu.
    Ayrıca TBMM dışındada hukukculardan görüşleri alındı

  7. #176
    Kayıt Tarihi
    Sep 2010
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    20
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Referandum Anketi

    Romanın son dönemlerinde çeşitli yönetimler oluştu.Bu yönetimler bazı işlerine gelen,yararlarına olan halkın pekte istemediği ,istemeyeceği maddeleri de torba yasa şeklinde geçirmeye çalıştıklarında ,Roma da bu durum engellenmesi için YASA çıkarıldı.

    Sezar Abimizin Dönemlerinde ,YÜZYILLAR ÖNCESİNDE bile bu durum HUKUKA AYKIRI GÖRÜLMÜŞ ,BÖYLE ÇIKMAMASI İÇİN DÜZENLEMELER YAPILMIŞTIR.

    HEY HAT ; Bu günler de biz ise TORBA yasayla , TÜRK ANAYASASININ DÜZENLEMESİNE DE AYKIRI OLARAK ,ANAYASAYA aykırı bir işlem yapıyoruz.ANAYASA MAHKEMESİ İSE ANAYASA DAKİ BU HÜKMÜ ES GEÇİYOR.

    Roma döneminde ;Vergilerin artırılmasına yönelik maddeye ,şirin gözüksün diye Askerlik süresi kısaltılıyor.Halkta daha az askerlik yapacağız diye.Basıyor EVET'İ.

    Vergiler toplanmaya başladığında ,YANDIM ANAM.

    Vergileri ödemeyenler bu sefer ,iki katı ASKERLİK YAPIYOR.

    N E AKILLI ADAMSIN SEN SEZAR ABİ.

    ŞEYTANA PAPUCUNU TERS GİYDİRİRSİN.............

  8. #177
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Referandum Anketi

    Alıntı ahaltuner rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Burada kimseyi suçlamanın mantığı yok saygıdeğer arkadaşlar,
    Tabiki herkesin EVET veya HAYIR demek için kendine göre bir haklı gerekçesi vardır.Bu bakımdan bu görüşlere saygı duymak gerekir.Ben aşağıda değişiklik paketinin analizinde net bir şekilde açıklanmış olan nedenlerden dolayı EVET diyorum.Saygılarımla...


    Değişiklik paketinin analizi
    a) Anayasa'nın 10. maddesine bir fıkra eklenerek bu düzenlemede çocuklar, yaşlılar ve özürlüler ile harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemenin sosyal hukuk devleti olma bakımından yüksek bir standart getirdiği açıktır.

    b) Anayasa'nın 20. maddesine bir fıkra eklenerek bu düzenlemede herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olduğu, bu hakkın kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini isteme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsadığı belirtilmiştir. Bu düzenlemenin kişinin hukuk güvenliği, kişi dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği ve adil yargılanma hakkı bakımından demokratik bir standart getirdiği açıktır. Böylece yurttaşları düşünceleri ve inançları nedeniyle fişlemek anayasa ve hukuk dışılığa itilmektedir.

    c) Anayasa'nın 23. maddesinde değişiklik yapılarak yurttaşın, yurtdışına çıkma hürriyetinin ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve hakim kararına bağlı olarak sınırlandırılabileceği öngörülmüştür. Böylece yurttaşların bazı yükümlülükleri yerine getirememeleri nedeniyle idari birimlerce seyahat özgürlüklerinin kısıtlanmasının önüne geçilmiş, böyle bir sınırlamanın ancak bir yargısal süreçte ve hakim kararıyla yapılmasıyla bir özgürlüğün özüne dokunan sınırlama ortadan kaldırılmıştır.

    ç) Anayasa'nın 41. maddesinde değişiklik yapılarak çocukların aileyle ilişkileri bağlamındaki hakları belirtilmiş, devlete çocukları her türlü istismara karşı koruma görevi verilmiştir. Böylece sosyal devlete toplumun geleceği bakımından önemli bir görev verilmiştir.

    d) Anayasa'nın 51. maddesinin son fıkrası kaldırılarak bir kişinin aynı zamanda ve aynı işkolunda birden çok sendikaya üye olabilmesinin yolu açılmıştır. Çalışanların sendikal özgürlükleri önündeki bir yasak kaldırılmıştır.

    e) Anayasa'nın 53. maddesinde değişiklik yapılarak memurlara ve kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanınmıştır. Uyuşmazlık halinde Hakem Kurulu'nun kararlarına kesinlik kazandırılmış, hükümet son karar mercii olmaktan çıkarılmış böylece kurulun tespit ettiği artışları hükümetin düşürmesi imkânı kalmamıştır. Ayrıca toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması anayasal güvence altına alınmıştır. Ancak grev hakkının tanınmamış olması "yetmez" demeyi gerektirmektedir. Yine 129. maddede yapılan değişiklikle memurlar ve diğer kamu görevlileri bakımından yargı yolu kapalı tutulan uyarma ve kınama disiplin cezalarına karşı da yargı yolu açılmıştır.

    f) Anayasa'nın 54. maddesinin 3. ve 7. fıkraları kaldırılmıştır. Böylece grev sırasında işçinin verdiği zarardan sendika sorumlu olmayacaktır. Yine siyasi amaçlı grev, dayanışma grevi, genel grev, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişlere ilişkin yasaklar kaldırılmıştır.

    g) Anayasa'nın 74. maddesinde değişiklik yapılarak kamu denetçiliği (ombudsmanlık) kurumu getirilmiştir. Ombudsman, Parlamento tarafından halkın şikâyetlerini dinleyip, çözümlere ulaştırmak üzere seçilmiş olan kişidir. Ombudsman kamu hizmetlerinin yürütülüşündeki adaletsizlikler hakkında, konudan etkilenenlerden şikâyetleri almak, bu konularda araştırmalar yapmak ve sorunları çözmekle görevlendirilmiş, bağımsız bir kamu otoritesidir. Bu kurum yargının yükünü hafifleteceği gibi, yurttaşın bazı hak taleplerinin karşılığını yargıya başvurmadan daha çabuk ve maliyetsiz almasını da sağlayacaktır.

    h) Anayasa'nın 125. maddesinde değişiklik yapılarak YAŞ'ın her türlü ihraç kararlarına karşı yargı yolu açılmıştır. Bu önemli bir değişikliktir. Ancak terfi ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma işlemlerinin istisna edilmesi "yetmez" demeyi gerektirmektedir. Bunun dışında daha önce ihraç edilmiş olanlara manevi bir giderim sağlayacak geçici bir maddeyle yargıya başvurma hakkı tanınmamış olması adil olmamıştır.

    ı) Anayasa'nın 145. maddesinde değişiklik yapılarak askerî mahkemelerin 4 ölçütten oluşan görev alanı "askerî mahal ölçütü" kaldırılarak nispeten daraltılmış, bunun yanında devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davaların her halde adliye mahkemelerinde görüleceği belirtilerek darbeye teşebbüs suçlarının her durumda sivil mahkemelerde görülmesi sağlanmıştır. Aynı madde içinde askerî mahkemelerin savaş hali hariç sıkıyönetim dönemlerindeki yetkilerine son verilmiştir. Yine aynı maddede savaş hali haricinde, asker olmayan kişilerin askerî mahkemelerde yargılanamayacağı düzenlemesi getirilerek sivillere bu anlamda tam bir güvence sağlanmıştır. Sivillere tanınan bu güvencenin ileri düzeyde bir demokratik standart olduğu açıktır. Sadece bu değişiklik bile kendisini sivil sayanlar bakımından evet demeyi gerektiren bir gelişmedir. 12 Eylül askerî mahkemelerinin yargılanan siviller bakımından ne anlama geldiği bilinmektedir. Maddede son olarak askerî yargı organlarının kuruluş ve işleyişi ve askerî hakimlerin özlük işlerinde hakim bağımsızlığı ve teminatı ilkeleri yanında yer alan "askerlik hizmetinin gerekleri" kriteri kaldırılmış, askerî hakimlerin yargı hizmeti dışındaki askerî hizmetler yönünden komutanlık ile ilişkilerinin kanunla düzenlenmesine ilişkin düzenleme de maddeden çıkarılmıştır. Bu maddede öngörülen değişikliklerden anlaşıldığı gibi hem askerî mahkemelerin görev alanı bir ölçüde daraltılmış, hem darbeye teşebbüs suçları sivil yargı alanına alınmış, bir yandan sivillere kesin bir anayasal güvence getirilirken bir yandan da askerî yargı organlarının kuruluş ve işleyişleri ve askerî hakimlerin özlük işleri bakımından askerî hizmetin gerekleri ölçütü kaldırılarak askerî hakimler, subay statüsünün getirdiği güvencesizliklerin dışına çıkarılmıştır. Bu maddedeki değişiklikler demokratikleşme açısından çok önemlidir.

    i) Anayasa'nın 146. maddesi değiştirilerek Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısı 11 asıl 4 yedek üyeden 17 asıl üyeye çıkarılmıştır. TBMM'ye 3 üyeyi, cumhurbaşkanına ise 4 üyeyi doğrudan seçme imkânı tanınmış. Cumhurbaşkanına ayrıca Yargıtay'dan 3, Danıştay'dan 2, Askerî Yargıtay'dan 1, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi'nden 1, YÖK'ten 3 üyeyi söz konusu kurumların seçeceği üç misli aday içinden seçme imkânı tanınmıştır. Böylece Anayasa Mahkemesi'nin yapısının yetersiz olsa da demokratikleştirilmesi öngörülmüştür. Demokratikleştirme açısından cumhurbaşkanına doğrudan 4 üye seçme hakkının TBMM'ye verilmesi daha uygun olacaktı.

    j) Anayasa'nın 147. maddesinde yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresi 12 yıl ile sınırlandırılmıştır. Böylece bu görevde 20-25 yıl süreli kalmanın önüne geçilerek mahkemenin hukukun gelişim sürecinden kopmaması sağlanmıştır.

    k) Anayasa'nın 148. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinin sonuna getirilen bir ekle yurttaşların Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan bireysel başvuruda bulunması imkânı sağlanmıştır. Böylece her yurttaş güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği kanaatine varırsa iç olağan kanun yollarını tüketmek koşuluyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilecektir. Bu düzenleme yurttaş bakımından önemli bir hak arama imkânı getirmektedir. Ayrıca buna bağlı olarak yurttaşlar tarafından AİHM'de dava açma sayısının da azalacağı açıktır. Bu maddede ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan sıfatıyla vereceği kararlara karşı Genel Kurul'a yeniden inceleme başvurusu yapılması imkânı getirilmiştir. Bunun dışında ek bir fıkrayla Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanmaları sağlanmıştır. l) Anayasa'nın 159. maddesinde değişiklik yapılarak HSYK'nın üye sayısı 7 asıl, 5 yedek üyeden 22 asıl, 12 yedek üyeye çıkarılmıştır. Böylece 7 asıl üyeyle uygulamada ise 5 asıl üyeyle kapalı devre çalışan bir yapıdan daha demokratik bir yapıya geçilmesi öngörülmüştür. Adalet bakanı başkan, müsteşarı üye olarak muhafaza edilmiş, cumhurbaşkanına doğrudan 4 asıl üye seçme imkânı verilmiştir. Yargıtay'a doğrudan 3 asıl, 3 yedek, Danıştay'a doğrudan 2 asıl, 2 yedek, Türkiye Adalet Akademisi'ne doğrudan 1 asıl, 1 yedek üye seçme imkânı tanınmıştır. Bu düzenlemedeki önemli bir yenilik birinci sınıfa ayrılmış adli hakim ve savcıların kendi aralarından 7 asıl, 4 yedek ve yine birinci sınıfa ayrılmış idari yargı hakim ve savcılarının kendi aralarından 3 asıl, 2 yedek üye seçmeleri öngörülerek demokratik bir temsil imkânı sağlanmış olmasıdır. Böylece 5 kişilik kurul ile yüksek yargı bürokrasisi arasında kapalı devre çalışan sistemi değiştirerek sübjektif ve keyfi uygulamaların önüne geçilmek istenilmiştir. Kurulda Adalet bakanı ve müsteşarın bulunmaması ve cumhurbaşkanının doğrudan seçeceği üyelerin Meclis tarafından seçilmesi daha uygun olurdu. Bu durumda kurulun başkanı da kurul üyelerinin oylarıyla belirlenebilirdi. Yine aynı maddede yapılan bir değişiklikle kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararlarına karşı yargı yolu açılmıştır. Bu önemli bir değişikliktir. Ancak meslekten çıkarma işlemi dışında kalan kurul işlemlerinin istisna edilmesi "yetmez" demeyi gerektirmektedir. Bunun dışında daha önce ihraç edilmiş olanlara geçici bir maddeyle yargıya başvurma hakkı tanınmamış olması adil olmamıştır.

    m) 12 Eylül 1980 tarihinden ilk genel seçimler sonucu toplanan TBMM'nin Başkanlık Divanı'nın oluştuğu tarihe kadar MGK'nın, bu dönem hükümetlerinin, Danışma Meclisi'nin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı ve bu tasarrufları idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerin uygulamış olmaları nedeniyle bu kişiler hakkında cezai, mali veya hukuki sorumluluk bakımından yargı önüne gidilemeyeceğine ilişkin bir düzenleme olan Anayasa'nın geçici 15. maddesi kaldırılmıştır. Bu maddenin kalkmasının birçok anlamı vardır. Öncelikle sembolik de olsa darbe suçunu işlemiş olanları ve buna çeşitli aşamalarda ve görev mevkilerinde iştirak etmiş olanları anayasal bir koruma altında tutan ayıplı bir düzenlemenin insanı umutsuzluğa sevk eden yükünden kurtulmak ve yıllar sonra da olsa onurla böyle bir düzenlemeye hayır demek anlamlıdır. Bunun dışında söz konusu kişilerin hukuki ve cezai sorumlulukları bakımından durum belirgin değildir. Bu konuda zamanaşımının dolduğu öne sürülse de anayasal yasağın zamanaşımını kestiği ve zamanaşımının yasak kalktıktan sonra işlemeye başlayacağı gayet hukuki bir yorumdur. Bunun yanıtı yapılacak suç duyuruları sonucunda işletilecek süreç sonunda yargı organlarınca verilecektir. Bu nedenle bu maddenin kaldırılmasının önemli olduğu açıktır.

    Sonuç: Görüldüğü gibi anayasa değişiklikleri çok önemli demokratik standartlar getirmektedir. Bazı değişiklikler yeterli olmayabilir. Ancak bunlar yeni ve sivil bir anayasaya ulaşmada yurttaşları ve toplumu rahatlatacak bir aşamayı ifade etmektedir. Bu nedenle AKP referandum sürecinde politikasını "yeni bir sivil anayasa yapabilmek için şimdi evet" üzerine oturtmalıdır. Kuşkusuz YETMEZ ama EVET dememiz için çok nedenimiz var.
    Aşağıdaki Değişiklik Paketinin (Hapının) Açılmış şekliyle kıyaslama ve karşılaştırma imkanı olmayanların okumalarından dolayı inşallah "Hayır"lara vesile olmasını dilerim. mehmet emin sezen saygılarımla.

    AKP KADINLARA
    POZİTİF AYIRIMCILIK GETİRDİĞİNİ İDDİA EDİYOR

    KESİNLİKLE DOĞRU DEĞİL.


    SADECE “BU MAKSATLA ALINACAK TEDBİRLER, EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI SAYILAMAZ” DİYE BİR İBARE EKLENİYOR. BU NE ANLAMA GELİYOR?

    HANGİ TEDBİRLER? İLERİDE ALINACAK TEDBİRLER. PEKİYİ SÜRESİ NE “BU TEDBİRLERİN”? YANİ NE ZAMAN ALINACAK BU TEDBİRLER?
    BELLİ DEĞİL, “ALINACAK” DEMİŞ YA. PEKİYİ HAZIR ANAYASA DEĞİŞTİRİLİYOR, NEDEN ŞİMDİ, HEMEN DEĞİL DE , “İLERİDE ALINACAK TEDBİRLER”

    BÖYLE BİR POZİTİF AYIRIMCILIK OLUR MU? ÖRNEĞİN KADINLAR BU DÜZENLEMEDEN SONRA TBMM’DE NE KADAR ORANDA TEMSİL EDİLECEK? PEKİYİ YA DİĞER ÖRGÜTLERDE?
    BÖYLE BİR ORAN YOK. ÇÜNKÜ “GERÇEK BİR POZİTİF AYIRIMCILIKTAN” SÖZ EDEN YOK.

    ÇÜNKÜ ANCAK “KADINLAR VE ERKEKLERİN TEMSİL ORANLARINI BELİRLEYEN BİR KOTA”, KADINLAR İÇİN GERÇEK BİR ‘POZİTİF AYIRIMCILIK GETİRİR. VE BU NEDENLE KADINLAR “KOTA UYGULAMASI” İSTİYORLAR. “İLERİDE ALINMASI DÜŞÜNÜLECEK TEDBİRLER” DEĞİL.

    AMA MAALESEF AKP DEĞİŞİKLİĞİNDE BÖYLE BİR ORAN YOK. ÇÜNKÜ “GERÇEK BİR POZİTİF AYIRIMCILIKTAN” SÖZ EDEN YOK.

    13) AKP “MEMURLARA TOPLU SÖZLEŞME HAKKI” GETİRDİĞİNİ SÖYLÜYOR

    KESİNLİKLE DOĞRU DEĞİL.

    ESKİ DÜZENLEMEDE YER ALAN “TOPLU GÖRÜŞMENİN” ADI TOPLU SÖZLEŞME YAPILMIŞ O KADAR.

    PEKİYİ “TOPLU SÖZLEŞME YAPILMASI SIRASINDA” MEMURLAR İDARE İLE UZLAŞIRLARSA İŞ TAMAM, AMA YA UZLAŞMAZLARSA?
    AKP ANAYASASI ŞÖYLE DİYOR; “UYUŞMAZLIK ÇIKMASI HALİNDE TARAFLAR KAMU GÖREVLİLERİ HAKEM KURULUNA BAŞVURABİLİR”. NASIL BİR KURUL BU? BÜROKRATLARDAN OLUŞAN BİR KURUL. YANİ MEMURLAR İDARE İLE ANLAŞAMAZLARSA, İDARE’NİN KURDUĞU “HAKEM KURULU” KARAR VERİYOR.
    PEKİYİ NASIL BİR SÖZLEŞME BU? SONUCU YİNE İDARE’YE BAĞLI.

    ACABA “KAMU GÖREVLİLERİ HAKEM KURULU’NUN” KARARLARINI BEĞENMEZLERSE, MEMURLARIN YARGIYA GİTME HAKLARI VAR MI? HAYIR .
    AKP ANAYASASI ONU DA ENGELLEMİŞ; “KURULUN KARARLARI KESİNDİR” DİYOR.

    YANİ TAM BİR “YALAN” . ORTADA NE TOPLU SÖZLEŞME VAR. NE UZLAŞMA OLMAZSA GREV HAKKI VAR. NE UZLAŞMA VAR. NE DE YARGIYA GİDEBİLME HAKKI VAR.

    AKP ANAYASASINDA BUNUN ADI “TOPLU SÖZLEŞME” OLUYOR.

    ÜSTELİK “GREV HAKKI DA” KESİNLİKLE YER ALMIYOR. SÖZÜ BİLE EDİLMEMİŞ.

    VE DAHASI DA VAR. “MEMURLARIN MALİ HAKLARI, ÖZLÜK HAKLARI” ESKİDEN YASA İLE DÜZENLENİRKEN, YANİ GÜVENCE ALTINDA İKEN, YENİ DEĞİŞİKLİK İLE ARTIK “TOPLU SÖZLEŞME” İLE DÜZENLENİYOR. YANİ İKTİDARIN KURDUĞU VE YARGIÇ DENETİMİNE DE BAĞLI OLMAYAN “HAKEM KURULUNUN” İKİ DUDAĞININ ARASINA BIRAKILMIŞ.

    SİZ BUNA GELİŞME Mİ DİYORSUNUZ? İYİLEŞTİRME Mİ DİYORSUNUZ? HAK TANINMIŞ MI DİYORSUNUZ?
    YOKSA TESADÜF MÜ ZANNEDİYORSUNUZ? YA DA BECERİKSİZLİK Mİ DİYORSUNUZ? NE DİYORSUNUZ?

    14) AKP “ÇOCUKLARI CİNSEL İSTİSMARDAN KORUDUĞUNU” SÖYLÜYOR


    ANAYASA AYNEN ŞÖYLE BİR DÜZENLEME GETİRMİŞ. “DEVLET, HER TÜRLÜ İSTİSMARA VE ŞİDDETE KARŞI ÇOCUKLARI KORUYUCU TEDBİRLERİ ALIR”.

    PEKİYİ BU DÜZENLEME OLMAZSA, “DEVLET ÇOCUKLARI İSTİSMARA VE ŞİDDETE KARŞI” KORUYAMAYACAK MI? ENGEL Mİ VAR?

    SOKAKTA YAŞAYAN VE ÇALIŞTIRILAN 240 BİN ÇOCUK BU MADDE İLE SOKAKLARDAN KURTULUYOR MU? BU KORKUNÇ DURUMUN NEDENİ, BU MADDENİN OLMAMASI MIDIR ?

    ANAYASADA ZATEN 41. MADDEDE “ÇOCUKLARI KORUR” DİYE BİR DÜZENLEME YOK MU? BUNUN YENİ GETİRİLENDEN FARKI NE?

    HAYIR HİÇ BİR FARKI YOK . AMAÇ ZATEN “YENİ BİR HAK GETİRİYORMUŞ” GİBİ YAPMAK. VE GÖZ BOYAMAK. ESAS AMACI SAKLAMAK. YANİ AKP TEMSİLCİLERİNİN SÖYLEDİKLERİ GİBİ “HAPI HAZIRLAMAK” .

    ÖYLE BİR HAZIRLAMAK Kİ, HAPI KOLAYCA YUTABİLELİM.

    KALDI Kİ TÜRKİYE, TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERLE, ÇOCUKLARI ÇOK DAHA KAPSAMLI KORUMAK ZORUNDA OLDUĞU HALDE, BU DEĞİŞİKLİKLE SANKİ BU HAKLAR İLK DEFA TANINIYORMUŞ GİBİ GÖSTERİLMEKTEDİR. YANİ ASIL BU YOLLA KADINLAR VE ÇOCUKLAR OY AVCILIĞI YAPILARAK İSTİSMAR EDİLMEKTEDİR.

    15) AKP “KAMU DENETÇİLİĞİNİ” GETİRDİĞİNİ SÖYLÜYOR

    AKP ANAYASASI ŞÖYLE DİYOR; “KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU İDARENİN İŞLEYİŞİYLE İLGİLİ ŞİKAYETLERİ İNCELER”.

    BU KADAR. TABİİ BİR DE “İKTİDAR PARTİSİ ÇOĞUNLUĞUNUN TEK BAŞINA SEÇECEĞİ” GETİRİLMİŞ.

    SAKIN BU DEĞİŞİKLİKLE, KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNUN YETKİLERİ, KAPSAMI VE BAŞDENETÇİNİN SEÇİMİ İKTİDAR ÇOĞUNLUĞUNA BIRAKILARAK, ÖZERK KURUMLAR VE İDARE ÜZERİNDE BASKI KURABİLECEK BİR TÜR PARTİ MÜFETTİŞLİĞİ KURUMU OLUŞTURULUYOR OLMASIN? YANİ BÜROKRATIN DENETLENMESİ DE İKTİDAR PARTİSİNE BIRAKILIYOR OLMASIN?.

    PEKİYİ KURUMUN YETKİLERİ, GÖREVLERİ? BUNLARIN HİÇBİRİ ANAYASADA YOK.
    ÖRNEĞİN NE ZAMAN BAŞVURULUR? KARARLARI YARGI İLE ÇATIŞABİLİR Mİ? ÇATIŞIRSA NE OLUR?

    ŞİKAYETLERİ İNCELER İNCELEMESİNE DE, SONRA NE YAPABİLİR?

    PEKİYİ AKP İKTİDARI NEDEN BUNLARI DÜZENLEMEMİŞ? ACABA UNUTMUŞ MU? OYSA DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİNDE DE, EN ÇOK SIKINTI YARATACAK KONULAR BUNLAR. VE ANAYASA’DA BUNLARA ÇÖZÜM GETİRİLMESİ GEREKİR. ACABA AKP İKTİDARI, TÜM BU KONULARI VE DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİ VE UYGULAMALARI BİLMİYOR OLABİLİR Mİ?

    BU DENLİ “YETERSİZ BİR DÜZENLEMEYİ” SAKIN BİLEREK, İSTEYEREK GETİRMİŞ OLMASIN? YANİ DİĞER MADDELER GİBİ, SADECE “DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN” DÜŞÜNCESİ İLE GETİRİLMİŞ OLMASIN?

    SAKIN BU HALİ İLE KAMU DENETÇİSİ SADECE İŞLERİN YAVAŞLAMASINA NEDEN OLAN, VATANDAŞ-İDARE ANLAŞMAZLIKLARINDA YARGIYA GİDİŞİ BİR SÜRE ERTELEYEN BİR KURUM OLMASIN?

    YANİ ESAS AMAÇ “YENİ BİR HAK GETİRİYORMUŞ” GİBİ YAPMAK VE GÖZ BOYAMAK OLMASIN. YANİ AKP TEMSİLCİLERİNİN SÖYLEDİKLERİ GİBİ “HAPI HAZIRLAMAK” OLMASIN.

    16) AKP ANAYASASI, “EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY” GETİRDİĞİNİ SÖYLÜYOR

    AKP ANAYASASI ŞÖYLE DİYOR; “HÜKÜMETE İSTİŞARİ NİTELİKTE GÖRÜŞ BİLDİRMEK ÜZERE EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY KURULUR”.

    ŞİMDİ BURADA “YENİ BİR KURUM MU” KURULMUŞ ? KESİNLİKLE HAYIR .
    EKONOMİK SOSYAL KONSEY ZATEN VAR. BAKAN İSTEDİĞİ ZAMAN TOPLANIYOR, İSTEMEDİĞİ ZAMAN TOPLANMIYOR. VE BU KONUDA HİÇBİR YETKİSİ YOK.

    PEKİYİ AKP ANAYASASINDA BU DEĞİŞİYOR MU? O DA HAYIR .

    GÖRÜŞ BİLDİRMEKTEN ÖTE BİR GÖREV YA DA YETKİ VERİLMİŞ Mİ? ONA DA HAYIR

    PEKİYİ AKP İKTİDARI NEDEN BUNLARI DÜZENLEMEMİŞ? ACABA UNUTMUŞ MU? ACABA AKP İKTİDARI, TÜM BU KONULARI VE DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİ VE UYGULAMALARI BİLMİYOR OLABİLİR Mİ?

    BU DENLİ “YETERSİZ BİR DÜZENLEMEYİ” ANAYASAYA KOYMUŞ OLMANIN BİR ARTISI VAR MI? KESİNLİKLE HAYIR.

    O HALDE SAKIN BİLEREK, İSTEYEREK YAPMIŞ OLMASIN? YANİ DİĞER MADDELER GİBİ, SADECE “DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN” DÜŞÜNCESİ İLE GETİRİLMİŞ OLMASIN?
    YANİ ESAS AMAÇ “YENİ BİR DÜZENLEME GETİRİYORMUŞ” GİBİ YAPMAK VE GÖZ BOYAMAK OLMASIN. YANİ AKP TEMSİLCİLERİNİN SÖYLEDİKLERİ GİBİ “HAPI HAZIRLAMAK” OLMASIN.

    17) AKP, “KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINI SAĞLADIĞINI” SÖYLÜYOR

    KESİNLİKLE DOĞRU DEĞİL.

    TELEFON VE ORTAM DİNLEMELERİNİ OLAĞAN HALE GETİREREK, ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ AYAKLAR ALTINA ALAN BİR İKTİDAR, KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINDAN SÖZ EDEREK, HALKIMIZLA ALAY ETMEKTEDİR.

    ÇÜNKÜ AYNI AKP İKTİDARI, “KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU” ADI ALTINDA HAZIRLANAN VE TBMM ADALET KOMİSYONU’NDA BEKLEYEN YASA TASARISINDA; “ÖZEL NİTELİĞİ OLAN KİŞİSEL VERİLER, KİŞİLERİN, IRK, SİYASİ DÜŞÜNCE, FELSEFİ İNANÇ, DİN, MEZHEP VEYA DİĞER İNANÇLARI, SAĞLIK VE ÖEL YAŞAMLARI VE HER TÜRLÜ MAHKUMİYETLERİYLE İLGİLİ KİŞİSEL VERİLERİ”, BAKANLAR KURULU’NUN ATADIĞI 7 KİŞİLİK BİR KURULUN İZNİNE BAĞLAMAKTADIR.

    YANİ KİŞİLERİN İŞLENMESİNE YANİ “FİŞLENMESİNE” OLANAK TANIYAN YASA, AKP İKTİDARININ AÇIK AMACINI ORTAYA KOYMAKTADIR.

    AKP İKTİDARI, TELEFON DİNLEMELERİNİ, FİŞLEMELERİ, TEKNİK İZLEMELERİ, GİZLİ TANIKLIĞI OLAĞAN HALE GETİREN TÜM YASALARI YAPMADI MI? DİNLEMELERİ SADECE “BAŞBAKAN TARAFINDAN ATANAN BİR TELEKOMÜNİKASYON BAŞKANINA” BIRAKAN YASAYI YAPMADI MI? BU YASA ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLMESİNE KARŞIN, “O KİŞİYİ” HALEN GÖREVDE TUTMADI MI?
    YOKSA BU ÇELİŞKİLER SADECE TESADÜF MÜ?

    YA DA TÜM BUNLARI YALANLAYAN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE İNANIYOR MUSUNUZ?

    18) AKP, 12 EYLÜL DARBECİLERİNE YARGI YOLU AÇIYOR MU?

    BUGÜN ARTIK SADECE SİMGESEL BİR ANLAM TAŞIYAN GEÇİCİ 15NCİ MADDEYİ KALDIRMAK, 12 EYLÜL DARBECİLERİNE YARGI YOLU AÇMAYACAKTIR. ÇÜNKÜ GEÇİCİ 15. MADDE BİR TÜR SORUMSUZLUK GETİRMİŞ. BU “DOKUNULMAZLIKTAN” FARKLI BİR DÜZENLEME. YANİ O DÖNEMDE YETKİ KULLANANLARIN SORUMSUZ OLDUKLARINI SÖYLÜYOR. BİR ANLAMDA “GENEL AF” GİBİ, TÜM SONUÇLARI YANİ CEZAYI KALDIRAN BİR DÜZENLEME.

    BU NEDENLE DAHA SONRA ÇIKARILAN BİR DÜZENLEME İLE “TEKRAR SORUMLULUK” GETİRMEK MÜMKÜN DEĞİL.

    ZATEN BU NEDENLE AKP YÖNETİCİLERİ, “ONLARA BİR ŞEY YAPAMASAK DA” DİYORLAR. AMA HEMEN ARDINDAN DA “12 EYLÜL’LE HESAPLAŞIYORUZ” YALANINI SÖYLÜYORLAR. ÜSTELİK 28 ŞUBAT’I YAPANLAR, 27 NİSAN E-MUHTIRASINI VERENLER, BÖYLE BİR KORUMANIN ALTINDA DEĞİLKEN, BAŞBAKANLA “DOLMABAHÇE’DE SIRDAŞ OLARAK” YAŞAMLARINI SÜRDÜRMÜYOR MU? KENDİLERİNE SAĞLANAN OLANAKLARDAN YARARLANMIYOR MU? ONLAR İÇİN BÖYLE BİR KORUMA YOK İKEN, AKP ONLAR İÇİN NE YAPTI?

    AMA İŞ HALKI KANDIRMAYA GELİNCE “ANAYASA’YA EVET ÇIKARSA, 12 EYLÜL İLE HESAPLAŞACAĞIZ” YALANI!

    KALDI Kİ CHP, BU SORUMSUZLUK ENGELİNİ AŞMAK İÇİN BİR “GEÇİCİ MADDE” ÖNERMİŞTİ. BU ÖNERİ BELKİ “MUTLAK SORUMSUZLUK ENGELİNİ” AŞAMAYACAKTI, AMA EN AZINDAN “ADI SANI BELLİ OLMAYAN BİR ÇOK KİŞİNİN” DEĞİL ANCAK “BELLİ SORUMLULARIN” YARGILANABİLMELERİ İÇİN BİR ÖNERİ İDİ.
    AMA NE OLDU? CHP’NİN BU ÖNERİSİ TBMM’DEKİ GÖRÜŞMELERDE AKP’NİN OYLARI İLE REDDEDİLDİ .

    ACABA BU BİR “TESADÜF MÜ” DERSİNİZ? YOKSA AKP BUNU BİLE BİLE Mİ YAPTI?
    AKP GERÇEKTEN DE “DARBELER” İLE DARBECİLER İLE HESAPLAŞMAK MI İSTİYOR, YOKSA SADECE BUNDAN OY KAZANMAK MI İSTİYOR? SİZ NE DERSİNİZ?

    19) AKP ANAYASASI, TEMEL SORUNLARA ÇÖZÜM GETİRİYOR MU?

    KESİNLİKLE HAYIR.


    21. YÜZYILDA TÜRKİYE’YE KILAVUZLUK EDECEK ÇAĞDAŞ BİR ANAYASA METNİNİN, İLK OLARAK, ÇAĞDAŞ NİTELENDİRMESİNİ HAK EDEN, DEMOKRATİK HUKUK DEVLETLERİNİN YER VERMESİ GEREKEN KURUM, KURAL VE GÜVENCELERE YER VERMESİ GEREKLİDİR.

    ANCAK BU YETERLİ DEĞİLDİR. AYRICA ÜLKENİN KENDİ KOŞULLARINDAN, KENDİ TOPLUMSAL İHTİYAÇLARINDAN DOĞAN KURUM VE KURALLARA DA YER VERMESİ ZORUNLUDUR.

    OYSA AKP ANAYASASI BUNLARA YER VERİYOR MU? HAYIR . KESİNLİKLE BUNLARIN HİÇBİRİNE YER VERMİYOR.

    20) ÖRNEĞİN AKP ANAYASASI ASKERİ YARGITAY’I KALDIRMIYOR

    AKP ANAYASASININ, ÇAĞDAŞ, DEMOKRATİK ÜLKELERİN UYGULAMALARINA GÖRE HAZIRLANDIĞINI İDDİA EDİYORLAR. AMA ÖRNEĞİN ASKERİ YARGITAY KALDIRILMIYOR, ASKERİ MAHKEMELERİN KARARLARININ ASKERİ YARGITAY YERİNE YARGITAY”IN ÖZEL BİR DAİRESİNE GİTMESİ SAĞLANMAMIŞ.
    PEKİYİ NEDEN DERSİNİZ ? SORUN “BİLGİSİZLİK Mİ” ACABA, YOKSA BAŞKA BİR ŞEY Mİ?

    21) ÖRNEĞİN AKP ANAYASASI, HSYK KARARLARINI DENETİME AÇMIYOR

    KESİNLİKLE AÇMIYOR .

    OYSA HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’NUN TÜM KARARLARININ DENETİME AÇILMASI, TÜM HUKUKÇULAR TARAFINDAN İSTENEN BİR DÜZENLEME İDİ. VE 1961 ANAYASASINDA “İDARİ GÖREVLERİ BULUNAN HSYK’NIN TÜM KARARLARI YARGI DENETİMİNE BAĞLI İDİ”.

    BUGÜNE KADAR, TÜM KARARLARIN YARGI DENETİMİNE BAĞLI OLMASI GEREĞİ, HEM HUKUKÇULAR, HEM BİZZAT YARGI MENSUPLARI TARAFINDAN, HEP DİLE GETİRİLDİ.

    OYSA AKP ANAYASASINDA, BU YOK. SADECE “İHRAÇ KARARLARI” YARGI DENETİMİNE BAĞLANMIŞ, DİĞER TÜM ATAMA, TERFİ, YER DEĞİŞTİRME, SORUŞTURMA İZNİ, SORUŞTURMA GİBİ KARARLAR, YARGI DENETİMİ DIŞINDA KALMIŞ.

    ACABA BASİT BİR UNUTKANLIK MI ? YOKSA BİLGİSİZLİK Mİ? YOKSA BAŞKA BİR NEDENİ VAR MI?
    BU DENLİ “YETERSİZ BİR DÜZENLEME” SAKIN BİLEREK, İSTEYEREK GETİRİLMİŞ OLMASIN?
    ADALET BAKANININ, YANİ YÜRÜTMENİN YARGI ÜZERİNDEKİ BASKISINI DEVAM ETTİRMEK İÇİN UNUTULMUŞ(!) OLMASIN

    22) AKP ANAYASASI, YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMUNU NEDEN DÜZENLEMEMİŞ?

    BUGÜNE KADAR AKP TEMSİLCİLERİ HER ZAMAN “YÜKSEKÖĞRETİM KURUMUNDAN” ŞİKAYETÇİ İDİLER. HER ZAMAN “YÖK” ÜN KALDIRILMASINI, ÇAĞDAŞ DEMOKRASİLERDE BÖYLE İŞLEYEN BİR KURUMUN OLMADIĞINI SÖYLÜYORLARDI.

    OYSA YENİ ANAYASA DÜZENLEMESİNDE HİÇ BİR ŞEY YOK. ACABA BASİT BİR UNUTKANLIK MI?

    YOKSA “NASIL OLSA ARTIK ELE GEÇİRDİK” MANTIĞININ BİR UZANTISI MI?

    23) AKP ANAYASASI, CUMHURBAŞKANININ İŞLEMLERİ KONUSUNU DA UNUTMUŞ

    AKP İKTİDARI, 2007 YILINA KADAR “CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİNİN FAZLALIĞINDAN” ŞİKAYET EDİYORDU.

    ANCAK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE, BU KONUYU TAMAMEN UNUTMUŞ GÖRÜNÜYOR. HATTA CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİNİ ÇOK DAHA ARTTIRMIŞ.
    NASIL MI ARTTIRMIŞ? ANAYASA MAHKEMESİNE “KENDİ BAŞINA” SEÇTİĞİ ÜYELERİN SAYISINI ÇOĞALTMIŞ. ESKİDEN 11 ÜYEDEN 4 TANESİNİ (3 ÜYE DOĞRUDAN + 1 ÜYE YÖK’TEN) ATARKEN, ŞİMDİ BU ÜYELERİN SAYISI YEDİ (7) YE ÇIKARTILMIŞ.

    HANİ CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ ÇOK FAZLA İDİ? HANİ BU YETKİLERİ İLE BİR “VESAYET KURUMU” OLURDU?

    ACABA YİNE “NASIL OLSA ARTIK ELE GEÇİRDİK” MANTIĞININ BİR UZANTISI MI?

    24) AKP ANAYASASINDA “KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZ” UNUTULMUŞ

    AÇILIM YAPTIK DEDİLER, İLK ÖNCE KENDİ YANDAŞLARI İLE TOPLANTILAR DÜZENLEDİLER.
    SONRA “KÜRT AÇILIMI”NDAN VAZGEÇİP “BİRLİK, BERABERLİK AÇILIMI” DEDİLER.
    İÇERİĞİNİ SORDUK, HİÇ SÖYLEMEDİLER,
    “HABUR’DA GÖRECEKSİNİZ AÇILIMI” DEDİLER. VE “HABUR”DA AÇILIMI BAŞLATTILAR. YARGIÇLARA BASKI YAPIP “SAHRA MAHKEMELERİ” KURDULAR.
    BAŞBAKAN “HABUR’DA ÇOK GÜZEL ŞEYLER OLUYOR” DEDİ.

    BU AÇILIM OLMAZSA “DEMOKRASİ YOKTUR” DEDİLER. “AÇILIMA DESTEK VERMEZSENİZ İKİ CİHANDA LEKELİSİNİZ” DEDİLER.

    VE YAPTIKLARI ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE KÜRT VATANDAŞLARIMIZLA İLGİLİ TEK CÜMLE BİLE KOYMADILAR. ONLARI UNUTTULAR.

    PEKİYİ BU NASIL DEMOKRATİK VE ÇAĞDAŞ BİR ANAYASA ?

    25) AKP ANAYASASINDA, “ALEVİ YURTTAŞLARIMIZ” DA UNUTULMUŞ

    SAYISIZ AÇILIM YAPTILAR, TOPLANTILAR DÜZENLEDİLER. ALEVİLERİN TALEPLERİNE KARŞILIK VERECEKLERİNİ SÖYLEDİLER.

    AMA UNUTMUŞLAR. ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE “ALEVİLERLE” İLGİLİ TEK SATIR YOK. BİR TEK HAK YOK. NE “ZORUNLU DİN DERSİ” , NE DE BAŞKA BİR HAK. ACABA UNUTTULAR MI DERSİNİZ?

    YOKSA BU NASIL ÇAĞDAŞ VE DEMOKRATİK BİR ANAYASA?

    ŞİMDİ BİR KEZ DAHA DÜŞÜNELİM.
    YUKARIDA SÖYLEDİKLERİMİZ DOĞRU DEĞİL İSE,
    ELEŞTİRİLERİMİZ HAKLI DEĞİL İSE,
    UNUTULANLARIN GERÇEKTEN UNUTULDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSANIZ, ANAYASA’YA “EVET” VERİN,

    AMA SÖYLEDİKLERİMİZ DOĞRU İSE, ANAYASAYA “HAYIR” VERELİM.

    OYLARIMIZ “HAYIR’LI” OLSUN.



    1) DEMOKRASİLERDE ANAYASA NEDEN ÖNEMLİDİR?

    ÖNEMLİDİR ÇÜNKÜ TOPLUMUN, TOPLUMDAKİ DEĞİŞİK GRUPLARIN,
    KATMANLARIN İSTEKLERİNİ YANSITIR. ONLARIN AYRI AYRI HAKLARINI KORUR.

    İŞÇİLERİN HAKLARINA YER VERİR.
    SENDİKALARIN HAKLARINA YER VERİR.
    SENDİKASIZ ÇALIŞTIRILANLARIN,
    EMEKLİLERİN,
    İŞVERENLERİN,
    KADINLARIN
    ÇOCUKLARIN,
    ENGELLİLERİN,
    DEĞİŞİK MEZHEPLERDEKİ YURTTAŞLARIN,
    ÖĞRENCİLERİN,
    KÜÇÜK ESNAFIN,
    YARGININ,
    BASIN EMEKÇİLERİNİN,
    GAZİLERİN VE BU ÜLKE İÇİN CANINI VERMİŞ ŞEHİT AİLELERİNİN
    TEKEL İŞÇİLERİNİN,
    ÇİFTÇİLERİN,
    TARIM KESİMİNDE ÇALIŞANLARIN HAKLARINI KORUR.

    2) ANAYASA BUNU NASIL YAPAR?

    ŞÖYLE YAPAR, ANAYASAYI YAPARKEN, TÜM BU GRUPLARI VE ONLARIN TEMSİLCİLERİ ÇAĞRILIR, GÖRÜŞLERİ ALINIR, TALEPLERİ ALINIR.
    ANAYASA BU TALEPLERİN TÜMÜNE YER VEREBİLDİĞİ ORANDA DEMOKRATİK BİR ANAYASA OLUR.
    VE ANAYASA, ANCAK BÖYLECE BİR “TOPLUM SÖZLEŞMESİ” OLUR.

    3) AKP ANAYASASI BÖYLE Mİ YAPILDI?

    HAYIR . AKP TEK BAŞINA ANAYASAYI YAPTI.
    HİÇBİR PARTİNİN GÖRÜŞLERİNİ ALMADI.
    TÜM SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE “ÜÇ GÜN SÜRE” VERDİ.
    CHP’NİN “ÜÇ MADDEYİ AYIRIP, DİĞERLERİNİ BERABER OYLAMA” ÖNERİSİNE CEVAP BİLE VERMEDİ.
    BUGÜNE KADAR YAPILAN TÜM ÇALIŞMALARA, DİĞER PARTİLER YA DA SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ TARAFINDAN HAZIRLANAN TASLAKLARA DÖNÜP BAKMADI BİLE.

    4) ANAYASA BİR TEK PARTİ TARAFINDAN YAPILABİLİR Mİ?

    HAYIR. ÇÜNKÜ O ZAMAN “TOPLUM SÖZLEŞMESİ” OLMAZ. ANCAK “PARTİ ANAYASASI” OLUR. “AKP ANAYASASI OLUR”.

    5) AKP’NİN İDDİA ETTİĞİ GİBİ, 1982 ANAYASASI, İLK KEZ Mİ DEĞİŞTİRİLİYOR?

    KESİNLİKLE HAYIR . 1982 ANAYASASI, BUNDAN ÖNCE TAM 16 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ. BU SONUNCUSU İSE, 17İNCİ DEĞİŞİKLİK OLUYOR. YANİ DARBE ANAYASASINI İLK KEZ DEĞİŞTİRDİKLERİ TAM BİR “YALAN”, TAM BİR “GÖZ BOYAMACA”.

    ÜSTELİK BU DEĞİŞİKLİKLERİN YEDİ TANESİ , DAHA AKP İKTİDARA GELMEDEN YAPILMIŞTI.
    HEM DE O DÖNEMDE TBMM’DE BULUNAN TÜM SİYASAL PARTİLERİN KATILIMLARI İLE.

    YANİ AKP’NİN VE YANDAŞ AYDINLARIN(!) İDDİA ETTİĞİ GİBİ, 1982 ANAYASASI, İLK KEZ DEĞİŞTİRİLMİYOR.
    BUNDAN ÖNCEKİ DEĞİŞİKLİKLER DE YİNE AYNI KİŞİLERİN İDDİA ETTİKLERİ GİBİ “MAKYAJ NİTELİĞİNDE” DEĞİŞİKLİKLER DEĞİL.

    AKP İKTİDARININ BUNLARI BİLMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL. BU KADAR “BİLGİSİZ” OLUNMASI MÜMKÜN MÜ SİZCE? PEKİYİ “BİLGİSİZLİK YA DA HAFIZA KAYBI” DEĞİL İSE, BU İDDİANIN NEDENİ NE OLABİLİR ACABA?

    6)SON DEĞİŞİKLİKLERE KARŞI ÇIKILMASININ NEDENİ AKP’NİN YAPMASI MI?

    BUNA DA KESİNLİKLE HAYIR . AKP İKTİDARI, BUGÜNE KADAR TAM 9
    KEZ ANAYASAYI DEĞİŞTİRDİ. BU SON YAPILAN DA 10. CUSU OLUYOR.

    VE BUGÜNE KADAR YAPILAN BU 10 DEĞİŞİKLİKTEN SADECE 3 TANESİ TOPLUMDA TARTIŞMA YARATTI. ÇÜNKÜ ÜÇÜ DE, DİĞER SİYASAL PARTİLERİ, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİ VE TARTIŞMALARI DİKKATE ALMADAN, TAMAMEN “BASKICI BİR ANLAYIŞ” VE “BENİM ÇOĞUNLUĞUM VAR, HER İSTEDİĞİMİ YAPARIM” MANTIĞI İÇİNDE YAPILMIŞTI.
    YANİ TAMAMEN DEMOKRASİ DIŞI BİR ANLAYIŞ İLE YAPILMIŞTI. AYNEN ŞİMDİ TARTIŞTIĞIMIZ SON DEĞİŞİKLİK GİBİ.

    7) ANAYASANIN İÇİNDE NELER OLMALIDIR?

    ANAYASAYA BAKARSINIZ. ANAYASANIN İÇİNDE, O GÜNE KADAR TARTIŞILMIŞ, SORUN YARATMIŞ, TOPLUMDA İHTİYAÇ OLARAK ORTAYA ÇIKMIŞ TÜM TALEPLER ÇÖZÜM BULMALIDIR.

    BUNUN İÇİN ÖNCESİNE BAKARSINIZ, O GÜNE KADAR NELERİ TARTIŞMIŞSINIZ, NELER TOPLUMDA SORUN YARATMIŞ, NELER SIKINTI YARATMIŞ.

    İŞTE “DEMOKRATİK ANAYASA” TÜM BU TARTIŞMALARA, SORUNLARA ÇÖZÜM BULMALIDIR.

    8) TÜRKİYE’DE BUGÜNE KADAR NELER TARTIŞILDI?

    KISACA SIRALAYALIM;

    DOKUNULMAZLIKLAR,
    CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ
    KADIN HAKLARI,
    PARTİLERİN İÇ İŞLEYİŞLERİNİN DEMOKRATİK OLMAMASI,
    LİDER SULTASI,
    YÖK,
    YARGININ DOSYA ÇOKLUĞU NEDENİYLE GEÇ İŞLEMESİ,
    YOLSUZLUKLAR,
    ALEVİLERİN HAKLARI,
    ETNİK KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZIN KÜLTÜREL HAKLARI
    SENDİKAL HAKLAR,
    GREV HAKKININ SINIRLARI,
    YÜZDE 10′ LUK İNSAFSIZ SEÇİM BARAJI
    KÜLTÜREL HAKLAR,
    HSYK’DA BAKAN’IN VE MÜSTEŞAR’IN YER ALMALARI.

    İŞTE TÜM BUNLAR, 1982′DEN BU YANA TARTIŞILDI. VE TÜM PARTİLERİN, SİYASAL GRUPLARIN, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN TALEPLERİ OLARAK ORTAYA ÇIKTI

    BU SORUNLARIN TÜMÜ “DEMOKRATİK BİR ANAYASA’DA” YER BULMALIDIR. BU YOLLA BİR “TOPLUM SÖZLEŞMESİ” OLMASI GEREKEN ANAYASA’LAR HALKIN SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.

    9) AKP ANAYASASI BU TALEPLERE YER VERİYOR MU?

    HAYIR . HİÇBİRİNE YER VERMİYOR.

    AKP ANAYASASINDA NE DOKUNULMAZLIKLAR SINIRLANMIŞ,
    NE PARTİLERİN İÇ İŞLEYİŞİ İLE İLGİLİ BİR DÜZENLEME VAR,
    NE YÖK DEĞİŞTİRİLMİŞ,
    NE KADINLARA KOTA GETİRİLMİŞ,
    NE SENDİKALARA BİR HAK GETİRİLMİŞ,
    NE İŞÇİLERİN İNSANCA YAŞAM HAKLARI GÜVENCEYE ALINMIŞ,

    AKP ANAYASASI, BUNLARIN HİÇ BİRİNE YER VERMİŞ Mİ? HAYIR
    BUNLARIN HİÇ BİRİ YOK.

    10) BUNLARIN YERİNE AKP ANAYASASINDA NE VAR?

    BUNLAR YERİNE SADECE HER ZAMAN YAPTIKLARI GİBİ, YAPAY SORUNLAR VE YAPAY BİR GÜNDEM YARATMAK VAR.
    SADECE “GÖZ BOYAMACILIK” VAR. “HAK GETİRİYORUZ” GÖRÜNTÜSÜ ALTINDA “HİÇ BİR HAK, ÖZGÜRLÜK, YENİLİK” GETİRMEMEK VAR.

    BİR TEK “AKP İKTİDARININ YARGIYA TEK BAŞINA EGEMEN OLMASI” VAR. ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİNİN TAMAMINI İKİ KİŞİNİN SEÇMESİ VAR. ABDULLAH GÜL VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN TÜM ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİNİ SEÇMESİ VAR.

    YOLSUZLUK BATAĞINA BATMIŞ AKP’NİN SORUMLULUKTAN VE HESAP VERMEKTEN KURTULMAK AMACIYLA KENDİ YARGISINI OLUŞTURMA ÇABASI VAR.

    YANİ TÜPRAŞ
    TÜRK TELEKOM
    SEYDİŞEHİR ETİ ALÜMİNYUM
    BALIKESİR SEKA
    SABAH/ ATV
    AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ GİBİ BİR ÇOK YOLSUZLUKTAN
    DOLAYI İLERİDE KENDİLERİNİ YÜCE DİVAN OLARAK YARGILAYACAK MAHKEMENİN TÜM ÜYELERİNİ KENDİLERİNİN SEÇMESİ VAR.

    BÖYLECE YÜCE DİVAN’DAN KAÇMA YOLU VAR.

    11) ANAYASA MAHKEMESİ ve HSYK İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER YARGIDAKİ PROBLEMLERİ ÇÖZMEYE YÖNELİK DEĞİŞİKLİKLER MİDİR?

    KESİNLİKLE HAYIR. ÜSTELİK BU YENİ DÜZENLEME, 12 EYLÜL DARBE ANAYASASINDAN BİLE DAHA GERİDİR.

    NEDEN Mİ? BU DÜZENLEME İLE ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİNİN TAMAMI ABDULLAH GÜL VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN TARAFINDAN SEÇİLECEKTİR. BÖYLELİKLE İLERİDE KENDİLERİNİ YÜCE DİVAN OLARAK YARGILAYACAK MAHKEMENİN TÜM ÜYELERİNİ KENDİLERİ SEÇMİŞ OLACAKTIR.
    ÜSTELİK ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİ ARASINDA, ESKİDEN 11 ÜYEDEN 4 TANESİ, TAMAMI İLE YÜRÜTMENİN TAKDİRİNE YANİ MUTLAK TERCİHİNE BIRAKILMIŞTI.
    BUGÜNKÜ DÜZENLEMEDE İSE, 17 ÜYEDEN 10 TANESİ İKTİDARIN MUTLAK TAKDİRİNE BIRAKILMIŞTIR. YANİ ÜYELERİN ÇOĞUNLUĞU.

    NASIL MI?

    4 ÜYE TAMAMEN CUMHURBAŞKANININ TAKDİRİNDEDİR.
    3 ÜYE YİNE CUMHURBAŞKANININ SEÇTİĞİ YÖK ‘TEN GÖNDERİLMEKTEDİR.
    3 ÜYE TBMM’DE OY ÇOKLUĞUYLA YANİ İKTİDAR PARTİSİNCE SEÇİLMEKTEDİR.

    BU SİZCE TESADÜF MÜ? AKP NE YAPTIĞINI BİLMİYOR MU?

    ESKİDEN YÖK’E KIZARKEN, ŞİMDİ GÖNDERDİĞİ ÜYE SAYISINI NEDEN ARTTIRMIŞ DERSİNİZ? NEDEN 1 ÜYEDEN ŞİMDİ 3 ÜYEYE ÇIKARMIŞ SİZCE?

    ÜSTELİK 1982 ANAYASASINDAN GERİYE GİDİŞ BUNUNLA DA SINIRLI DEĞİL .

    AYRICA, HSYK’YA İLİŞKİN OLARAK DA; ADALET BAKANI İLE MÜSTEŞARI, YENİ DÜZENLEMEDE DE HSYK’DA YER ALMAKTADIR.

    BUNUN YANI SIRA AYRICA,

    1-KURULUN BAŞKANI ADALET BAKANIDIR.
    2-ADALET BAKANLIĞI MÜSTEŞARI DOĞAL ÜYEDİR.(MÜSTEŞARI BAKAN ATAMAKTADIR)
    3-KURULUN YÖNETİMİ VE TEMSİLİ KURUL BAŞKANINA AİTTİR.(BAŞKAN ADALET BAKANIDIR.)
    4-HAKİM VE SAVCILARIN DENETLENMESİ,HAKLARINDA İNCELEME VE SORUŞTURMA İŞLEMLERİ HSYK BAŞKANININ OLURU İLE (ADALET BAKANI’NIN) KURUL MÜFETTİŞLERİNE YAPTIRILMAKTADIR.
    5-HSYK GENEL SEKRETERİ KURUL BAŞKANI (ADALET BAKANI) TARAFINDAN ATANMAKTADIR.
    6-ADALET BAKANLIĞININ MERKEZ VE BAĞLI KURULUŞLARDA GEÇİCİ VE SÜREKLİ OLARAK ÇALIŞTIRILACAK HAKİM VE SAVCILAR İLE ADALET MÜFETTİŞLERİNİ ATAMA YETKİSİ ADALET BAKANINA AİTTİR.

    OYSA TÜM BU DÜZENLEMELER NEDENİYLE 1982 ANAYASASI, BUGÜNE KADAR ELEŞTİRİLMİŞTİR. BU DÜZENLEMELERİN “YARGI BAĞIMSIZLIĞINA AYKIRI OLDUĞU” KABUL EDİLMİŞTİR. AVRUPA NORMLARINA AYKIRI OLDUĞU TÜM RAPORLARDA AÇIKÇA İFADE EDİLMİŞTİR.

    ÜSTELİK KESİNLİKLE, BU DEĞİŞİKLİKTE, 1982 DARBE ANAYASASININ KOŞULLARINDAN BİLE GERİ GİDİŞ VAR .

    NASIL MI? ESKİDEN ADALET BAKANININ YARGIÇLAR YA DA SAVCILAR HAKKINDAKİ SORUŞTURMA AÇMA YA DA AÇMAMA KARARLARINA KARŞI “YARGI YOLUNA” GİDİLEBİLİYORDU . BU DEĞİŞİKLİKLE İSE, BU KARARLARA KARŞI YARGI YOLU TAMAMEN KAPATILMIŞ .

    NEDEN Mİ? ÇÜNKÜ YENİ DÜZENLEMEDE ADALET BAKANI “SORUŞTURMA İZNİNİ, ADALET BAKANI OLARAK DEĞİL, KURUL BAŞKANI OLARAK VERİYOR. VE KURUL’UN TÜM KARARLARINA (İHRAÇ HARİÇ) KARŞI YARGI YOLU KAPALI. YENİ DEĞİŞİKLİK BÖYLE SÖYLÜYOR.

    ŞİMDİ BU DÜZENLEME, ESKİSİNDEN GERİ DEĞİL Mİ? AKP İKTİDARI BUNU BİLMİYOR MU? FARKINA VARMADAN MI BUNU HAZIRLAMIŞ?

    GERÇEK BU İKEN, BUGÜN AKP İKTİDARI ‘AVRUPA STANDARTLARINDA YARGI REFORMU YAPIYORUZ’ DİYEREK HALKIMIZI ALDATMAKTADIR.

    KAYNAK: AKP ANAYASA'sına hayır Prof. Dr. Süheyl Batum

  9. #178
    Kayıt Tarihi
    Feb 2010
    Nerede
    kktc
    İletiler
    672
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Exclamation Anayasa referandumu

    12 Eylül 2010 günü yapılacak oylamada AKP’nin Anayasa değişikliği önerisi kabul edilirse Anayasa Mahkemesi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda ne gibi değişiklikler olacak. Bu değişiklikler AKP’ye ne kazandıracak.
    Anayasa Mahkemesi’nde halen 11 asil, 4 yedek üye bulunuyor. Bu üyelerin büyük çoğunluğu 10. Cumhurbaşkanı Sezer tarafından atandığından, AKP Anayasa Mahkemesi asil üye çoğunluğuna sahip olabilmek için 2015 yılına kadar beklemek zorunda. (Anayasa Mahkemesi’nin mevcut üyelerinin görev süreleri doluyor.)
    Haşim Kılıç (Özal seçti) 2015’te emekli
    Fulya Kantarcıoğlu (Demirel seçti) 2015’te emekli
    Serdar Özgüldür (Sezer seçti) 2020’de emekli
    Serruh Kaleli (Sezer seçti) 2019’da emekli
    Osman Paksüt (Sezer seçti) 2018’de emekli
    Ahmet Akyalçın (Sezer seçti) 2014’te emekli
    Mehmet Erten (Sezer seçti) 2014’te emekli
    Zehra Perktaş (Sezer seçti) 2014’te emekli
    Şevket Apalak (Sezer seçti) Kasımda emekli
    Engin Yıldırım (Gül seçti) 2031’de emekli
    Nuri Necipoğlu (Gül seçti) 2018’de emekli
    Fettah Oto (Sezer seçti) (Yedek üye) Aralıkta emekli
    Recep Kömürcü (Gül seçti) (Yedek üye) 2020’de emekli
    Alpaslan Altan (Gül seçti) (Yedek üye) 2033’te emekli
    Burhan Üstün (Gül seçti) (Yedek üye) 2021’de emekli
    2015 yılına kadar beklemek istemeyen AKP, Anayasa’da yaptığı değişiklikleri halkoyuna sunarak, yedek üyelikleri asil üyeliğe dönüştürmekte ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin atanmasına yeni kriterler ve yeni usuller getirmektedir.
    (Anayasa ve HSYK’daki değişiklik gerçekleşirse, yeni üye kompozisyonu nasıl olacak ve nasıl seçilecek, konularında bilgi sahibi olmak isteyenler enginkultur@ http://gmail.com’e yazabilirler.)

  10. #179
    kaosteorisi Misafir

    Tanımlı Cevap: Referandum Anketi

    Öncelikle şunu belirtmek istedim ki hukuk devleti ilkesini pozitif düzlemde anlamlı kılan laiklik ilkesi sosyolojik sonuçları itibariyle etkilerinin kamusal alanda kalmasından yanayım.Yani somutlaştırırsak seküler anlayış sosyal ve hukuki kural ve kurumlarını bence kamusal alanda etkin kılmalı.İnsanın değil devletin dini olmaz şeklinde formüle edilen bu pasif laiklik anlayışını savunan kesime bende müdahilim.Çünkü bir bireyi nasıl ki belli bir dine mensup yani belli bir dogmatik ideolojiye bağlamak demokrasiye aykırı ise bireyleri tek bir somut varlık olarak laik olmaya zorlamak da demokrasi dışıdır.Çünkü aksini kabul ettiğimizde yani dinin sosyal ve bireylerarasındaki ilişkilerde etkin bir öge olmaması ve bireylerin sosyal hayatta da laik olmasının istenmesi dinin sosyal sonuçlarının olmadığını vurgulamak anlamına gelir.Peki o zaman soruyorum neden sosyal bilimler bünyesinde din sosyolojisi diye bir çalışma disiplini kabul edilmiştir?Kısaca seküler anlayışın etki ve sonuçlarını doğurması beklenen alan; kamusal faaliyetleri ifa eden ve münhasır bir arazi parçası üzerinde tüm sosyal iktidarları kendine bağımlı kılan DEVLET olmalıdır.Bireylerin kamusal alanda olduğu gibi diğer bireylerle kendi aralarındada laik lik yanlısı olmasını istemek bireyleri belli bir dine mensup olmakla zorlamaktan işlevsel yönden aynı anlama gelir.Takdir edersinizki toplumsal yaşamın belli bir alanında laik düşünen bir kimse belli bir somut alanında dini vecibelere göre hareket yetisi sergileyebilir.Şahsi görüşüm laikliğin hukuki ve sosyolojik alt yapı kurum ve kurallarıyla kamusal alanda etkin kılınması yönündedir.İyi Günler...

  11. #180
    Kayıt Tarihi
    Apr 2003
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    12.252
    Dilekçeler Sözleşmeler
    3
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Referandum Anketi

    Alıntı yas2010 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Benim oyum elbette ‘Hayır’..
    Ben bir Atatürkçüyüm..
    Ben bir solcuyum…
    Atatürk devrimlerinin yerleşip, sol değerlerle ileri götürülmesini hedeflerken….
    Her anlamda bağımsız ve her anlamda ileri bir ülke özlemi duyarken…
    Toplumcu düşünceden gelen bir insan olarak ne halkıma, ne cumhuriyetime bu kötülüğü yapabilirim…
    AKEPE ideolojisinin egemenliğinde, sermayenin insafına terk edilmiş bir Türkiye’ye ‘Evet’ demeyi, bırakın her şeyi, insanlık onurumla bağdaştıramam…
    Hem bu toprakları paylaştığım insanlardan, hem okuduğum tarih kitaplarından utanırım…


    Alıntı yas2010 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Bu ülke bizim,lafta müslüman olup NE MUTLU TÜRKÜM diyenlerin değil.
    SONUNUZ MENDERES'TEN DAHA KÖTÜ OLACAKTIR!

    Alt alta koyunca nasıl da sırıtıyor değilmi?
    İşte AKP'ye yaklaştıran Atatürkçülük modeli, işte Atatürkçüden korkutan solcu modeli, işte Türklük'ten utandıran milliyetçilik modeli.
    Sn. Menderes ve arkadaşlarını millet rahmetle anıyor adı hala dillerde acısı gönüllerde.
    Atatürk de hala milletin gönlünde yalansız riyasız dilinde düşüncesinde,
    Menderes ve arkadaşlarını hatta ülkenin diğer gencecik fidanlarını, asanların adı sanı unutulup gitse de
    topyekün lanetle hakaretle anılmaktalar.
    Milletin rahmetle anmaya devam ettiği kimseler için "oh olsun, bak sen de böyle olursun" fikrinde olanları
    Allah beterine uğratsın.

Kilitli Konu
18 / 22 Sayfa İlkİlk ... 8910111213141516171819202122 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

9 10 2014 genel af vereceklermi

content

Forum

Benzer Konular :

  1. Referandum Anketi !
    Referandum oylamasına katılarak güncel sonuçları takip ediniz.. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.referandum.oyla
    Yazan: referandumoyla Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 1
    Son İleti: 20-06-2017, 10:21:00
  2. Seçim anketi - (istenmeyen seçim anketi engellenir!)
    Seçimi hangi parti kazanır? ....LİNKİ HELE BİR AÇIN! http://www.ntvmsnbc.com/id/25208803 Olmadı mı?....Hay allah...Recep ve topluluğu bu...
    Yazan: yas2010 Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 1
    Son İleti: 06-05-2011, 10:52:30
  3. Site İçerik ve Dizayn anketi...
    www.Hukuki.Net sitesinde hangisini beğendiniz ?
    Yazan: admin Forum: Site Hakkında
    Yanıt: 1
    Son İleti: 15-08-2010, 20:09:01
  4. Avukatlık Sınavı anketi
    Avukatlık Sınavı yapılması gerekmekte midir?
    Yazan: omer.efe Forum: Hukuk Eğitimi
    Yanıt: 16
    Son İleti: 24-09-2008, 18:20:21

İlgili Hukuk terimleri

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.