4857/25/2-g maddesine dayanarak usulsüz işten çıkarma

[alikbg]

Merhaba..
Babam 27/05/2003 taarihinde Oluklu Mukava (Koli imalatı) yapan bir firmada işe başladı. Ordaki görevi makineden çıkan kartonları toplayıp üst üste koymaktı. 16/09/2003 tarihinde işverenin isteği doğrultusunda kendi görevi dışında fabrika çatısının onarımı için çatıya çıkarıldı ve çatıdan düşerek ayağını kırdı. Hastane rapor derken 2-3 yıl geçti ayağı bir türlü iyileşmedi. Değneğe mahkum oldu. %15 iş görememezlik raporu aldı. Ve sigorta 27/03/2006 tarihinde babama işbaşı verdi. İşveren de babama: "Sen bu halde zaten çalışamazsın, git evinde otur. Sana aydan aya bir şeyler öderiz ve sigortanı da devam ettiririz" dediler. Babam öyle yaptı. Fakat o tarihten bu yana kadar babama hiç bir ödeme yapmadılar. Fakat ssk primlerni yatırmaya devam ettiler. Babam kaç kez iş yerine gitti çalışacağını söyledi onlar yine geri gönderdiler. Babam Temmuz 2007'de maddi ve manevi tazminat davası açtı. Dava hala devam ediyor. İşveren babama 16/06/2008 tarihli noter onaylı İhtarname gönderdi. İhtarnamede: "Daha önce şifaen söylenmesine rağmen gelip işbaşı yapmadığını ve bu belgenin tarafınıza tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde gelip işbaşı yapmaması halinde işten çıkarılacağı" yazılıydı. Belge elimize geçer geçmez babam ertesi günü işyerine gitti. İşveren babama: "İşbaşı yaptırmak için değil de onları mahkemeye verdiğinden anlaşmak için çağırdıklarını ve bu yola başvurduklarını söylediler". Babam anlaşamadan eve geri geldi. Akabinde 30/07/2008 tarihi itibarıyla sigorta çıkışı verildi. Biz işten ayrılma bildirgesi istedik vermediler. Nedeni ise iş kanununun 4857/25-2/g maddesine göre işten çıkarttıklarını ve bu nedenden dolayı bildirge vermeyeceklerini söylediler. Bu maddeden dolayı çıkarttıklarından işsizlik sigortasına başvuru yapamıyoruz ve tazminatta alamıyoruz. Babamın emekli olmasına sadece 10 ay kalmıştı.
Şimdi:
1- 27/03/2006-30/07/2008 tarihleri arasında sigortası işlenmesine rağmen çalıştırılmadı herhangi bir ödeme yapılmadı. Bu durumun lehimize veya aleyhimize hukuki boyutu nedir? Ne yapabiliriz?
2- Yukarıda açıkladığım üzere amaçları işbaşı yaptırmak değil hile yoluyla işten çıkarmaktı. Biz bu durumda ne yapabiliriz?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

[Av.Abbas Bilgili]

Öncelikle geçmiş olsun.

Sonra konuya dönelim;

1) Açmış olduğunuz maddi ve manevi tazminat davasını devam ettirin, anlattığınız gelişmeler bu davaya etki etmez. Biraz uzun süren bir dava türüdür ama sonuçta bir tazminat kazanırsınız.

2) Babanızın işine 30.07.2008 günü son verildiği bildirildiğine göre, 30.08.2008 gününe kadar bir işe iade davası açmanız mümkün, ama bu davayı açabilmeniz için işyerindeki işçi sayısının 30 veya daha fazla olması gerekiyor. Fakat bu davayı kazanamayabilirsiniz. Çünkü 25/II-g'ye göre çıkartılmış görülüyor. Bunun anlamı iki gün üst üste veya bir ay içinde toplam 3 gün işe devamsızlıktan çıkartılmış demektir. Zaten siz de uzun süredir işe gitmediğini kabul ediyorsunuz. Bu davayı açtığınızda işverenin bu devamsızlığı kanıtlması halinde davayı siz kaybedersiniz. Ama babanızın devamsızlığı doktor raporuna dayanıyorsa işveren davayı kaybeder. Fakat kaza 2003'te olmuş, işe son verme ise 2008'de.. Yani arada 5 yıl var ve 5 yıldır bananızın raporlu olduğunu zannetmiyorum.

3) Diğer bir yol ise, babanızın kazadan sonra raporunun da bittiği ve işbaşı yapması gerektiği günden itibaren işe gelmemesini ve kendisine ücretini ödeyeceklerini söylediklerine göre; babanız o günden işine son verildiği güne kadar olan ücretlerini bir alacak davası açarak istesin. Çünkü zaten bu dönemde sigortası da yatmış, ücret ödeyeceğiz demişler ödememişler, ödediklerine dair bir belge imzalanmamış ise; bu süre içinde (rapor bitiminden sonra) işe evam ettim ve ücretim ödenmedi diye iddia etsin. Babanız, "benim sağlık raporum bittikten sonra işbaşı yaptım, sürekli olarak işe gittim, ancak iş verdilerse yaptım, vermedilerse işyerinde bekledim, ama ücretim ödenmedi" diyecek. Bu ücretin ödendiğini işveren kanıtlamak zorundadır. Bunu kanıtlayabilmesi için de babanızın bu ücreti aldığnıa dair babanızın imzasını taşıyan bir ödeme belgesi göstermeli veya babanızın banka hesabına yatırıldığına dair banka kaydı olması gerekir. Bu kayıtları işveren gösteremezse davayı siz kazanırsızın.

Kolay gelsin, selamlar.

[alikbg]

Cevabınız için öncelikle çok teşekkür ederim Abbas Bey.

2. yol daha uygun. Ancak babamın işe sürekli gittiğini kanıtlamamız gerekecek. Yani mahkeme şahit istemez mi? Şahit ayarlamamız çok zor. İşverenin bu güne kadar babamı sürekli oyalaması ve işe gelme demesi yeterli bir neden değil mi? Hem hangi iş veren bu kadar uzun süreli işe gitmeyen bir personele musamaha gösterir ve sigortasını 2 yıl kadar devam ettirir. Bildiğim kadarıyla elemanı çalıştırmadan sigortalı göstermek suçtur öyle değil mi? Bu güne kadar hiç bir evrağa imza atmadı babam. Ödeme aldığına dair bir imzalı belge yok ellerinde. Yani bu dediklerim mahkemede yeterli olarak görülebilir mi?
Şimdiden teşekkürler..
Hayırlı işler.

[mesudiye_052]

Selamlar;

işveren işçisine noterden
ihtar gönderdi ihtar tarihi ise 20.07.2009
ihtarnemede 3 gün içinde haklı nedenlerle gelirse ibaresi var
ama bugün ayın 24.07.2009 halen işçi gelmedi

acaba çıkış tarihi olarak hangi günü ve sgk'ya çıkış nedeni ne yazmamız gerekir


selamlar;

[Erdoğan Kırcalı]

İşverenin ihtarı gönderdiği tarihten değil, ihtarın işçiye ulaştığı tarihten itibaren 3 gün sayacaksınız.4.gün çıkışı verebilir,çalışılmayan günler için eksik gün bildiriminde bulunursunuz.