18 MART 1915 ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ
Bugün Cumhuriyetimizin kurucusu, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal ATATÜRK’e içte ve dışta her gün hakaret edilmektedir. Devleti idare edenlerden ise en ufak bir kınama gelmemektedir. Ne yazık ki ülke her geçen gün biraz daha karanlığa sürüklenmektedir. ATATÜRK’ün Meclisinde ve O’nun sayesinde vekil (!) olarak yer bulabilenlerin önderliğinde, binlerce Mehmetçiğin ve onbinlerce vatandaşımızın katili olan, dünyanın kabul ettiği bir terörist başına meydanlarda özgürce methiyeler düzülmekte, af istenmektedir. Ve bu sözde vekiller yine meydanlarda halka Kürtçe hitap ederek hem dil birliğini hem de vatandaşlık bağını bozmaya çalışmaktadır. Nereden çıktığı ve kimlerin tezgâhladığı belli olan bir kardeş kavgası, Çanakkale’de koyun koyuna yatan şehitlerin torunlarını birbirine düşürmekte, yönetim ise hayata geçirmeye çalıştığı ve ne olduğu anlaşılmayan “sözde açılımlarla” bu tezgâh karşısında aciz kalmaktadır.
Anayasa’nın ilk üç maddesinin değiştirilmesi için planlar yapılmakta, Merkez Bankası, Vakıfbank, SPK VE BDDK’ın İstanbul’a taşınması ile Başkent Ankara sessiz bir Anadolu kasabası haline getirilmeye çalışılmaktadır. Kürtçe’ye vize verilerek Dil birliği ortadan kaldırılmakta, Türkiye Cumhuriyeti iki resmi dilli bir ülke konumuna düşürülmektedir. Hatta FIFA’nın bir yıllığında, Türkiye Cumhuriyeti’nin dili Türkçe ve Kürtçe olarak yer almaktadır. Osmanlıcılık hortlatılmaya çalışılmakta, Eğitimde Birlik Yasası İmam Hatip Liseleri ve katsayı oyunlarıyla delinmekte, devrimler yok sayılmaktadır.
Güdümlü ve aciz dış politikalar nedeniyle, Türkiye’nin temiz ve gururlu alnına, 20 ülke tarafından “soykırımcı ” damgası yapıştırılmakta, buna karşılık hiç bir şart öne sürülmeksizin ABD baskısıyla uzatılan bir “Gül dalı” aracılığıyla Ermenistan ile bir protokol imzalanmaktadır. Ülkede işsizlik yüzde 20’ lere dayanmışken 100 bin Ermeni işçi kaçak olarak çalışmakta, yönetim ise buna göz yummaktadır.
Burada saymakla bitmeyecek pek çok olumsuzluk nedeniyle Türkiye’nin üzerinden gitmeyen kara bulutların altında kutlamaya çalıştığımız Çanakkale Deniz Zaferi’nde toprağa gömülen binlerce şehidimize ve hâlâ her gün en az bir şehit verdiğimiz bu topraklara layık mıyız? Bunu sorgulamanın zamanı gelmedi mi?
Tarihin kirletilmesine, yalanlarla doldurulmasına daha ne kadar göz yumacağız?
Bu şehitler boşuna mı öldüler? Bu devrimler boşuna mı yapıldı? Mustafa Kemal Atatürk bize böyle bir ülke mi emanet etti?
Hani ; …Birinci vazifen Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” diyerek bu vatanı emanet ettiği Ey Türk Gençliği nerededir?
***
Çanakkale savaşları tarihin en büyük savaşlarından ve de zaferlerinden birisidir. Doğru anlamak ve doğru okumak gerekmektedir. Bugünlerde yakın tarihimize bir kez daha göz atmak ve bu vatanın hangi şartlarda, nasıl kurtarıldığını ve bizlere emanet edildiğini iyi anlamak gerekmektedir. Yoksa yol bitmek üzeredir…
“Türklerin vatan sevgisiyle dolu olan göğüsleri lanetli ihtiraslara karşı daima demirden bir duvar gibi yükselecektir.” Mustafa Kemal ATATÜRK.
18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferimizin 95.yıl dönümü kutlu olsun!
Şehitlerimizin, Atatürk ve silah arkadaşlarının ruhları şad, mekânları Cennet olsun!
18 Mart Çanakkale zaferi hiç kolay kazanılmadı. O zaferi ölümsüz kılmak yine ulusumuzun elinde.
Bakın atalarınız ne yapmış? Nasıl yaşamışlar, nasıl savaşmışlar ve nasıl ölmüşler.
Ceddiniz modern TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin temellerini attı. Onlar DÖNMEYİ hiç düşünmediler, ölüme gittiler.
Şimdi atalarınızın yaptığını bozmak isteyenler olabilir.
Peki ya siz? Dönecek misiniz? Yoksa atanızın kanı ile imzaladığı sosyal anlaşmaya sadık mı kalacaksınız?
Bu bireysel yazım buraya ve bu siteye hiç yakışmayacak. Ama asıl yakışmayan yazımın kendisi değil, bunları yazdıranlar... Ancak söylemeden edemeyeceğim. Umarım okuyanların canı az da olsa yanar.
Bugün sitemizi 40 binden fazla kişi gezdi, yüzlerce ileti eklendi, hukuki sorunlara egoistçe çözümler istendi, yanıtlar yazıldı. Ama 18 Mart Çanakkale zaferi için ben dahil toplam 3 kişi yazı yazdı. Oysa anasayfamızda dahi günün önemine istinaden bir video konulmuş, günün önemi vurgulanmaya çalışılmıştı.
Peki siz kimsiniz? Ne atanızı ne de geleceğinizi düşünmeyen, sorumsuz, egoist (sadece ben diyen), dedesine, onun dedesine, hadi onları bıraktım babalarınıza ve annelerinize ve onların yaptıklarına dahi saygı duymayan bir toplumsunuz. Bu halinizle geçmişinizden ders almadığınız gibi geleceğiniz hakkında hiçbir fikriniz olmasa gerek. İnsanları diğer varlıklardan ayıran özellikleri yitirtilmiş bir toplum olarak kendinizden utanmalısınız. Sizlerin kira, kredi, kedi vs. problemleriniz gelip geçici konular iken sadece 3 kişinin duyarlılık göstermesi utanç vericidir. Atalarınızın kemiklerini, benim de vicdanımı sızlattınız. Acıdım zavallı hallerinize, geçmişine bile sahip çıkamayan aciz halkım.
Dileyen beni bu sözlerimden dolayı mahkemeye verebilir. Mahkemeye çıkar hesabını veririm. Ama siz bu aymazlığının hesabını tarihe, atalarınıza ve en önemlisi çocuklarınıza nasıl verirsiniz onu düşünün! Gerçek bir TC. vatandaşı olarak saygı duymuyorum artık sizlere. Oysa onlar siz torunları için şehit olmuşlardı !
18 Martta batan Fransız gemisinden 20 kişilik bir denizci sahile çıkmaya muvaffak olurlar. Ama karaya ayak bastıkları anda Türk askerlerini de karşılarında bulurlar. Bu olayı Andre Lemoine şöyle anlatıyor:
“Sahile çıktığımız zaman bitkindik. Bir taraftan üzerimizden akıp giden mermiler, diğer yandan mayınlar… Korkulmayacak gibi değildi.. Üstelik şimdi kızgın düşmanla karşılaşmıştık… Bizi aldılar, ilerideki tepenin hemen arındaki bir kulübeye götürdüler. İçlerinde subay yoktu… Üzerimizdeki ıslak elbiseleri çıkardık. Bize kaputlarını verdiler. Sobanın başında ısındık. Az bir zaman sonra ekmek ve azık getirdiler. Kendilerinin tayınları olduğu belliydi. Karşılıklı yedik bunları.. Çorba ikram ettiler.. Düşman değil müşfik kurtarıcılar gibi davranıyorlardı. Az sonra genç bir teğmen geldi. Güzel Fransızca konuşuyordu.
“Sizin için savaş bitti. Artık düşman değilsiniz. Biz zengin değiliz. Erlerim sizi ancak bu kadar ağırlayabilmişler dedi.
BASIN AÇIKLAMASI - 18 MART ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ VE ŞEHİTLER HAFTASI
1.Dünya Savaşı'nın gerçek nedeninin doğal kaynaklar bakımından zengin, stratejik açıdan önemli Osmanlı coğrafyasının emperyalistler arasında barış ortamında paylaşılamaması olduğu hususunda tarihçiler hemfikirdirler.
Batının borç tuzağına düşürülmüş, emperyalizme yarı bağımlı hale gelmiş Osmanlının terekesini paylaşmak için sabırsızlanan İngiltere, Fransa, Çarlık Rusya'sının başı çektiği bağlaşıklarla, Almanya'nın başını çektiği ittifak güçlerinin kapışması için beklenen kıvılcım 1914 sonlarında çakıldı.
Savaşın başında Almanya karşısında zorlanan Çarlık Rusya'sına Kara Avrupa'sından yardım ulaştırılması imkânsızdı. Türk Boğazları olarak anılan Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının bağlaşıklarca ele geçirilmesi birkaç yönden önemliydi.
Türk savunmasının çökertilerek Çanakkale'nin aşılıp İstanbul'un işgali ile Osmanlı saf dışı kalacak, erzak, mühimmat, lojistik desteği ulaşan Rusya cephesi çökmeyecekti. Kolay bir zaferle başkent İstanbul'a kurumla girmeyi hayal eden bağlaşık donanmasına Mehmetçik 18 Mart 1915'te acı bir sürpriz hazırlamıştı.
Kibirli bağlaşık donanması 18 Mart'ta Çanakkale'yi geçemedi. Boğazın soğuk suları yüzen zırhlıların bazılarına mezar oldu. Bazı zırhlılar ise aldıkları hasarla savaş dışı kaldı. Balkan bozgunu utancını atmaya, milletine zafer borcunu canı pahasına ödemeye ant içen Mehmetler yapacağını yapmış, unutamayacakları bir ders vermişti bağlaşıklara.
18 Mart 1915, bağlaşıklara Çanakkale'nin denizden geçilemeyeceğini çok ağır bir bedelle öğretmişti. Bir ayı aşkın hazırlık sonrası Gelibolu yarımadasını, Türk siperlerini işgalle, kara savunmasını yararak İstanbul'a ulaşmayı denediler.
25 Nisan 1915'te birkaç noktadan karaya çıkarma yapan İngiliz, Fransız, Anzak Birlikleri Türk savunması karşısında dar bir kıyı şeridine sıkışıp kaldı. Kara Savaşlarının başladığı ilk gün, yani 25 Nisan yetenekli genç bir Türk kurmayı da kamuoyuna adını ilk kez duyurma fırsatı buldu.
19.Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey, olağanüstü sezgisi ve üstün komuta yeteneği ile Gelibolu'nun ilk günden düşmesini önledi. O emrindeki Mehmetlere taarruzu değil, ölmeyi emreden liderdi. Mehmetler hayatlarını feda edecekler, ama ülkeyi kurtaracaklardı! İngilizler O'na kaderin adamı dediler.
Çanakkale kara savaşları 1915 yılı sonlarına kadar sürdü. Denizden yol bulamayınca karayı deneyen emperyalistlere kalan tek yol vardı: İşgale son vererek Gelibolu'yu boşatmak, Çanakkale'yi terk etmek. Geldikleri gibi gösterişle değil, hırsız sessizliğiyle, utançla, karanlık, puslu, göz gözü görmez bir gecede terk edip, geldikleri gibi gittiler.
Çanakkale'de ortaya çıkan kaderin adamı bir ülkenin kaderinin değişebileceğini gerçekten ispat etti. Çanakkale'nin Türk kamuoyuna hediye ettiği Mustafa Kemal ülkesinin kurtuluş önderi, devrimlerin öncüsü Atatürk oldu.
95 yıl sonra ülke savunmasıyla büyük zaferin yaratıcılarını, Çanakkale destanının kahramanlarını saygıyla, minnetle anıyoruz. Kahramanlar şehit olup ölürken ülkelerine can verirler.
İstanbul Barosu olarak Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitler haftasında, can verenlerin mirasının korunmasında, özgür vatan, özgür ulus için Çanakkale duyarlılığının sürmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ...
Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin :"Dünya tarihinin akışını değiştiren Çanakkale Zaferi, milletimizin bağımsızlığı uğruna inanç, kahramanlık ve esaretle şahlanışının simgesi olmuştur."
Cumhurbaşkanı Vekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin, "18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü" nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Meclis Başkanı Şahin'in mesajı şöyle:
"Dünya tarihinin akışını değiştiren Çanakkale Zaferi, milletimizin bağımsızlığı uğruna inanç, kahramanlık ve cesaretle şahlanışının simgesi olmuştur.
Çanakkale Zaferi, milletimizin zor koşullar altında, teknoloji ve silah olarak kendinden kat kat üstün düşman kuvvetlerine karşı yazdığı büyük bir direniş destanıdır.
Tarihimizin en şerefli sayfalarını oluşturan bu destanın altında milletine bağlılık, özgürlük tutkusu, vatan aşkı ve büyük millet olmanın şuuru yatmaktadır.
Bu zaferin simgelerinden Seyit Onbaşı başta olmak üzere tüm kahramanlar, vatan topraklarının çiğnenmemesi için gösterdikleri insanüstü çaba ve fedakarlıklarla, milletimizin hafızasındaki müstesna yerlerini almıştır.
Milletimizi, yediden yetmişe tek vücut haline getirten bu onurlu mücadele için cefakar anaların gönderdiği elleri kınalı yavrular, yüreklerindeki vatan sevgisiyle cephelere koşmuş, gül bahçesine girercesine aziz canlarını feda etmişlerdir.
Milletimizi tarih sahnesinden silmek isteyen düşmana karşı bağımsızlığımızın korunması için Çanakkale'de kendilerini feda eden 250 binin üzerindeki şehidimiz, vatan şairi Mehmet Akif'in dediği gibi, tarihe sığmayacak kahramanlardır.
Üzerinde özgürce yaşadığımız vatan topraklarını canları pahasına bizlere bırakan onur abidelerimiz şehitlerimizle ne kadar övünsek ve gurur duysak azdır.
Milli Mücadelemizin Önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurmay Yarbay olarak katıldığı Çanakkale Savaşı'nda ortaya koyduğu üstün beceriler, askeri dehasının ve liderlik yeteneklerinin görülmesini sağlamıştır.
'Çanakkale Geçilmez' sözü, mücadeleci yönümüzün, özgürlük tutkumuzun, vatan ve bayrağı asla çiğnetmeyeceğimizin bir ifadesi olmuştur.
Çanakkale' de gösterilen büyük kahramanlık, direniş, vatan sevgisi, birlik ve beraberlik İstiklal Mücadelemizin de ilham kaynağı olmuş, Kurtuluş Savaşımıza büyük güç katmıştır.
Çanakkale Zaferiyle bağımsızlık inancı ve azmini dünyaya gösteren milletimiz, ardından İstiklal Mücadelesi için kenetlenerek esarete karşı eşsiz bir direniş sergilemiştir.
Millet olarak böylesi büyük bir tarihi zaferin onurunu ve gururunu daima yaşıyoruz.
Çanakkale Savaşı'ndaki vatanseverlik, bağımsızlık tutkusu, birlik ve beraberlik ruhu bize daima güç vermekte, yol göstermektedir.
Bizleri büyük bir millet yapan Çanakkale ruhunu koruduğumuz sürece aşamayacağımız engel, çözemeyeceğimiz sorun yoktur.
Ülkemiz, böylesi büyük tarihi başarılardan aldığı ilhamla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyet düzeyinin üzerine çıkma hedefini gerçekleştirecektir.
Bizim için tarihi değeri çok büyük olan bugünde, insanüstü bir güçle Çanakkale'de destan yazan, vatanseverliğin ve milletine bağlılığın derin örneklerini sunan tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, milletimizin zafer heyecanını yürekten paylaşıyorum."
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Vasiyet var mı nasıl belli olur?
07-05-2024, 17:49:31 in Miras Hukuku