+ Konuyu Yanıtla
1 den 9´e kadar toplam 9 ileti bulundu.

Konu: ATATÜRK' e Dil Uzatanlar

ATATÜRK' e Dil Uzatanlar Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2005
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Turkey.
    İletiler
    1.580
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı ATATÜRK' e Dil Uzatanlar

    Dün akşam sitemizde hiç iatenmeyen bir durum yaşandı. Kendi cinsel kimliğiyle ulu önder ATATÜRK' ün ismini bir araya getiren bir ŞEREF yoksunu on dakika süreyle bir kaç foruma DANGALAK fikirlerini ( daha doğrusu fikirsizliğini) yazmış engin GERİZEKALILIĞINI dahada perçinlemek üzereyken siteden uzaklaştırılmış AKLA ZARAR yazıları görünebilir olmaktan çıkarılmıştır. Bu insanlıktan nasibini alamamış ERDEM yoksunu kişi için hakuka saygı duyan kişiler olarak MAALESEF yalnızca tim hukuk yollarını kullanacağız. Ancak bu vesile ile bu ve buna benzer kişiliksizlere bir çift söz etme hakkımız olacaktır, olmalıdır.

    ATATÜRK' e 1905 yılından bu yana yani 103 senedir , yaşadığı sürece yüzüne ve fiilen , sonsuzluğa intikalinden itibarende arkasından haince gizlenerek hakaret edilmiş söz söylenmiştir. Olasıdır ki 3008 yılında da gene benim gibi birileri hemen hemen aynı sözcüklerle ''1108'' senedr diye kuracaklardır. O zamanda şimdiki gibi ATATÜRK aleyhine fikir üreten laf söyleyenler tarihin karanlık ve tozlu sayfalarında yok olup gidecekler anılmalarıda lanetle olacaktır. Ancak ATATÜRK ve düşünce yapısı sonsuzluğa uzanacaktır.

    Geçmişte ATATÜRK'e gerekli gereksiz laf uzatan hakaret edenlere karşı şair ;

    Sen anandan gene çıkardın ama ,
    Baban kimdi bilemezdin şerefsiz...

    diyerek uyarmış abuk sabuk konuşmayın demek istemiştir. Ancak günümüzde görülüyor ki '' babasının kim olduğunu bilmeyen'' bu şerefsizler bana bu yazıyı yazdırmak zorunda bırakan kişi gibi ''kendi cinselliğinide kaybetmiş'' duruma gelmişlerdir. Demek ki şair eksik söylemiş bu tip kişilerin babalarının kim olduğu belli olmadığı gibi kendileride cinsel kimliklerinde ''sapkınlığa'uğruyorlar. Bakınız bu kişide İ.. olmuş ( Kendisi diyor) Ne diyelim ALLAH ISLAH ETSİN...

    ATATÜRK'e laf etmek için çok ama çok iyi düşünmek incelemek gerekir. Gerçi düşünmel ve incelemek için KAFA lazım diyeceksiniz haklısınız o apayrı bir konu ama VELEV Kİ var diyelim;

    En dangalak kişi bile eğer bugün T:C sınırları içerisinde ''dinini''rahatça yaşıyor; 80 bini aşkın camiden günde beş vakit ezan sesi yükseliyor; dini bayramlarını kutlayabiliyor ve bunları huzur içinde gerçekleştiriyorsa bunu KAYITSIZ ŞARTSIZ ATATÜRK E BORÇLU OLDUĞUNUN BİLİR. Hiç değilse bu konuda ATATÜRK aleyhine konuşmaktan utanır. Tabii gene bir VELEV Kİ bu kişi LAİKLİK ne DİNDARLIK ne düzgün olarak bilsin ! Din bilgisi ZAYIF buna karşın halkın saf duygularını sömüren SAHTEKAR BİR DİNCİ olmasın !!

    Geçmişten geleceğe ve sonsuza dek yaşayacak olan ATATÜRLÇÜ DÜŞÜNCE YAPISI ; ATATÜRK VE ONUN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ bu temelleri esas alacaktır. ATATÜRK bu konuda vaz geçilmez bir yol gösterici eşsiz bir kurtarıcı olmaya devam edecektir. ATATÜRK Ü ÇOK AMA ÇOK İYİ TANIYINIZ TANITINIZ.

    EY ULU ÖNDER ATATÜRK ;
    SEN TÜRK OLMAKLA MUTLUYDUN ; TÜRKLÜK SENİNLE DAHA MUTLU.

    Saygılarımla.



    Hukuki NET Güncel Haber

    ATATÜRK' e Dil Uzatanlar konulu yargıtay kararı ara
    ATATÜRK' e Dil Uzatanlar konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Mar 2007
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    1.607
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: ATATÜRK' Dil Uzatanlar

    Herzaman şuna inanırım;
    İnsan herşeyini yitirebilir hayatta,ancak utanma ve ar duygusunu yitirirse iflah olmaz.Bu ve benzeri söz ya da eylemlerin adı ARSIZLIKtır.

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Feb 2008
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    150
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: ATATÜRK' Dil Uzatanlar

    Bende bu sözlerin altına imza atmaktan büyük bir mutluluk duyarım.

    Atatürk'ü anlamayıpta Atatürkçü geçinerek veya kendi çıkarları için Atatürk'ü kullanarak, Atatürk'e laf ettirenleri de bu vesile ile kınadığımı ve lanetlediğimi de söylemeden geçemeyeceğim.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    İletiler
    307
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: ATATÜRK' Dil Uzatanlar

    En dangalak kişi bile eğer bugün T:C sınırları içerisinde ''dinini''rahatça yaşıyor


    Bu forumda insanlar sınıfa ayrılarak aşağılanmamalı diye düşünüyorum Siz ne dersiniz?

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    İletiler
    23
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: ATATÜRK' Dil Uzatanlar

    İnsanlar sınıflara ayrılmamalı ama rejime karşı olanlar ve olmayanlar diye 2 ye ayrılıyor toplum. Atatürk'e küfür etmekle eline ne geçiyor sadece karşı tarafı sinirlendirmek! O zaman cevap bile vermeyeceksin o tür dengesizlere. Atatürk'ün düşüncesini sevmeyebilirsin ama hakaret etmeyi gerektirmez bu. Ben Atatürk'ü seviyorum mesela ama mesela atıyorum Vakit Gazetesi içinden küfür bile ediyor ama dışandan sadece eleştiriyor dolaylı yoldan. Bu tür kişileri sevmezsin o ayrı ama gidip sen de vakit gazetesi yazarına küfür edemezsin o da hakarete girer. aynı mantık. Yazık yani küfür aşağılık kompleksi olanlara bitişik denir. Anlaşılır bir şey herhalde ! :o


    Atatürk'e bir pkklı küfür etti diye her kürt pkklı olmaz. Bu da yanlış olur. Ben eskiden tüm kürtler defolsun derdim ama ilerleyince yaşım anlamadım ki saçmaymış mantığım. İnsan olmak önemli. hakaretsiz bir toplum her güçlüğü yener ! bu kadar diyorum!

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Mar 2005
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Turkey.
    İletiler
    1.580
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: ATATÜRK' Dil Uzatanlar

    Alıntı ibrahimayk rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    En dangalak kişi bile eğer bugün T:C sınırları içerisinde ''dinini''rahatça yaşıyor


    Bu forumda insanlar sınıfa ayrılarak aşağılanmamalı diye düşünüyorum Siz ne dersiniz?
    O cümlenin bir sınıflama yapmadığını düşünüyorum. İnsanlar dangalaklar ve olmayanlar diye ikiye ayrılır deseydim haklı olurdunuz. Orada Atatürk ü çok az tanıyan ''orta zekalı'' bir insan bile anlar demek istenmiştir. Her hangi birisi kastedilmediği için bir ayrışım yoktur.
    Ha kişi buna rağmen anlayış kıtlığı çekiyorsa buna de benim yapabileceğim bir şey yoktur. Zeka geriliği insanların sınıfa ayrılması değil sadece tıbben tespit edilmiş bir farktır.

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    İletiler
    2
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: ATATÜRK' e Dil Uzatanlar

    Esenlikler, Muhteşem Türk Mustafa Kemâl Atatürk'e geçmişten günümüze kadar daima olumsuz sözler edilmiştir ve bunları söyleyenler hep aynı kafalar, aynı zihniyetler....(sadece dinciler olarak düşünmeyin)
    Bir örneğini sunuyorum sevgi ve saygılarımla..
    SAİD-İ NURS-İ'YE GÖRE ATATÜRK DECCAL'DI

    Yazılarımızın içinde ne zaman Said–i Nursi’den bahsetsek, bazı çevreler feci rahatsız oluyorlar. Hemen organize bir küfür ve hakaret kampanyasına girişiyorlar. Tabi bütün bu küfürlerin yanlarına kar kalmayacaklarını her halde biliyor olmaları lazım. Arka arkaya yazdığımız son iki yazıda, Kuvayı Milliye’ye çete denilmesinden ve düzenli bir orduda bulunan ahlak ve anlayışa sahip olmamalarından dem vuran Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne’nin bu mantığını eleştirmiştik. Selim Tekeli adlı bir okurumuz, çok güzel bir tespitte bulundu gönderdiği mesajda.
    Diyor ki Selim Bey: “Muharrem Bey, derin devlete, Kuvayı Milliye’ye karşı çıkan ve düzenli ordunun faziletlerini anlatan bu arkadaşlara bir sorun bakalım; madem düzenli ordunun ahlakını ve meziyetlerini övüyorlar, işte karşılarında sapına kadar düzenli bir Türk ordusu var. Bu ülkenin ordusu var. Hadi bakalım bu ülkenin düzenli ordusunu da savunsunlar.”
    Selim Bey’in sorusunu ilgililere aynen aktarıyorum!
    Gelelim konumuza.

    Said–i Nursi’nin Kuvayı Milliye karşıtı tavrını belgeledikçe bazıları bir türlü kabul etmek istemiyor. Ne arşiv belgesine, ne kitaba ne başka bir dokümana itibar ediyorlar.
    Sormak lazım: Madem Said–i Nursi, Kuvayı Milliye’ye bu kadar kucak açıyordu da, onun yolunu izleyen gazeteler neden habire Kuvvacılara hakaret ediyorlar?
    Bazı Nurcu okurlarımız ise, Said–i Nursi ile Atatürk arasında hiçbir sorun olmadığını, buna örnek olarak TBMM’ye “hoşamedi” için çağrılmış olmasını örnek veriyorlar.
    Bu konunun ayrıntılarını daha önce yazdığımız için tekrara girmeyeceğim. Ancak bazı saflar gerçekten böyle düşünüyor olabilir ama olayın gerçek boyutu tarih sayfalarında bütün açıklığı ile duruyor. Bugünden sonra devam edecek birkaç yazımızda Said–i Nursi ile ilgili pek gündeme getirilmeyen bazı gerçekleri aktarmak istiyorum.

    Said–i Nursi bir çok lahikasında Atatürk’e “Deccal” diye hakaret ediyordu.
    Deccal, İslami literatürde en ağır hakaret sayılan ifadelerden biridir. Deccal; yalan söyleyen, aldatan, karıştıran kişi anlamına gelir. Deccalin ortaya çıkması kıyamet alametlerinden biri olarak da görülmüştür.
    Deccal konusunda tarih boyunca ortaya atılan iddiaları gündeme getirecek değiliz. Ancak Said–i Nursi’nin şu satırlarını okuduğunuzda Deccal denilince kimin kastedildiğini çok iyi anlamış olacağız.

    “Ben bir manevi alemde, İslam Deccalini gördüm. Yalnız bir tek gözünde teshirce bir manyetizma gözümle müşahade ettim ve onu bütün bir münkir bildim. İşte bu inkarı mutlaktan çıkan bir cüret ve cesaretle mukaddesata hücum eder.(...) Fakat kahraman ve mücahit ordunun ve dindar milletin ruhundaki nur–u iman ve Kur’an ışığıyla hakikat–i hal–i göreceği ve o kumandanın çok dehşetli tahribatını tamire çalışacağı rivayetlerden anlaşılıyor.” (Şualar458–459,Siracun Nur 247)

    Saidi Nursi, başlangıçta şifreli olarak işaret ettiği Deccal’in kim olduğunu daha sonra şöyle anlatıyor:
    “Ölmüş gitmiş dünyadan ve hükümetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir Hadis–i Şerif’in ihbariyle Kur’an’a zararlı bir adam çıkacak demiştim.Sonra Mustafa Kemal’in o adam olduğunu zaman gösterdi. (Emirdağ Lahikası I/278,Yirmiyedinci mektuptan Sabık Reis–i Cumhur’a ve üç makama gönderilen istida)

    Saidi Nursi, Mustafa Kemal’e yönelik Deccal suçlamasında daha da ileri giderek şunları yazar:
    “...Lozan Muahedesinde söz veren ve pek şiddetli ve dehşetli hücumlarına rağmen hiçbir hakiki Müslüman Türk’ü Protestan yapamayan ve Millet–i İslam için pek zararlı olduğunu ef’aliyle ispat eden ve Hadis– Şerif’in haber verdiği o müthiş şahıs kendisi olduğunu(yani Deccal, y.n) hayat ve mematiyle gösteren Mustafa Kemal’e bir mahrem eserde ‘din yıkıcı Süfyan’ dediğimizi (...)” (Emirdağ Lahikası I,50–51;Yirmiyedinci Mektuptan Mahkeme–i Kübra’ya Şekva ve Müdafaatın Bir Haşiyesi olan Parçanın Hülasasıdır, Ayrıca Müdafaalar, 226–227)

    Saidi Nursi Atatürk’e açıkça Deccal diyor, Millet–i İslam’ı Protestan yapmak istediğinden bahsediyordu.
    Oysa, Saidi Nursi’nin Deccal dediği Atatürk, İzmir Amerikan Koleji’nde misyoner faaliyette bulunuluyor diye bu okulu tamamen kapatmış, hayatta iken Bab–ı Ali’nin “Misyonerle Mücadele Teşkilatı” kurmasına destek vermiş, 3 Ocak 1922’de Meclis Başkanı iken yayınladığı bir muhtırada, İçişleri Bakanlığı’na çok sert çıkışarak, Amerikalıların Anadolu’da “Öksüzler Yurdu” altındaki yapılanma isteklerinin tamamen Hıristiyanlığı yaymak amacı taşıdığını vurgulayarak “bu talebin derhal reddedilmesini” istemişti.

    Said Nursi ise risalelerinde “Müslüman İsevi” gibi, “Cihan Harbinde ölen Hıristiyanlar şehittir” gibi “Ermenilere valilik kaymakamlık görevi verilsin “gibi tuhaf ifadeler kullanıyor, Hıristiyanlara , “Müslüman olmak için dininizi tamamen terk etmeye gerek yok” şeklinde “İslami olmayan” fetvalar veriyordu.
    Daha da ileri giderek risalelerinde nurculara “misyonerlerle ittifak edin!” çağrısında bulunuyordu.

    Bu çağrıya uyan pek çok nurcu ise, Moda Presbiteryan Kilisesi Başpastörü Turgay Üçal gibi, Ankara Ostim Türk Dünyası Presbiteryen Kilisesi Başpastörü Yavuz Kapusuz gibi, Nurculıktan Hıristiyanlığa geçiyordu..
    Sadi Nursi, Atatürk’e Deccal derken ve Atatürk’ün belkemiğini oluşturduğu Kuvva örgütlemesine karşı çıkarken, bugün onun peşinden gidenlerin tarihi gerçekleri ve “tarihi ayıpları “gizlemek çok komik bir savunmaya girmeleri hiç de yakışık kalmıyor.
    Yukarıda verdiğimiz risalelerin bugünkü baskılarında yukarıdaki ifadeleri bulamayacaksınız.Çünkü risalelerin çoğunda olduğu gibi sansürlenmiş durumdalar.
    Çok isteyen bize müracaat etsin.

    Muharrem Bayraktar

    http://turkcutoplumcu.org/index.php?...=460&Itemid=31

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    İletiler
    2
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: ATATÜRK' e Dil Uzatanlar

    Yedi ayrı etnik grubun yaşadığı Fransa'da, üç ayrı etnik grubun yaşadığı İngiltere'de, yüzün üzerinde etnik grubun yaşadığı Rusya'da, hem de yüzyıllardan bugüne Fransız, İngiliz, Rus ulusçuluğu yaşatılırken; bin yılı aşkın bir süredir, çeşitli kavimlerin geçiş yolu olmuş ama sonuçta bin yılı aşkın süredir Türklere vatan olan, Türk devletlerine sahne olan Türkiye topraklarında hem de çoğunluk halinde yaşayan Türklere ulusçuluk yapma hakkını, ulus adını kullanma hakkını çok görmek ne ölçüde tarihsel gerçeklerle bağdaşır ki?!. İşte bu çelişkiye daha 1920'lerde dikkat çekmeye başlayan Atatürk, dünya tarihinde hiçbir devlet kurucusunun yapmadığı ölçüde, kurduğu devletin sahiplerinin adını, dolayısıyla ulusun adını -hem de olağanüstü tanımlarla- ortaya koymuştur. İşte, bilinen bu tanımlara ayrıca açıklık getiren bazı sözleri:


    • Bu memleket tarihte Türk'tü, bugün Türk'tür ve sonsuza kadar Türk olarak yaşayacaktır.
    • Benim hayatta yegâne onur kaynağım, servetim, Türklük'ten başka bir şey değildir.
    • Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.
    • Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun özel ka- rakterini ve başlıbaşına bağımsız kimliğini korumaktır.
    • Türklük esastır. Bu varlığı, tarih içinde araştırmak, birbirine bağlı bir tarih içinde tespit edilecek Türk medeniyeti ile öğünmek, yerinde olur. Fakat, bu öğünmeye lâyık olmak için, bugün çalışmak lâzımdır. Her alanda, özellikle medeniyet dünyasına eser vermek için çalışkan olmayı hedef tutmak lâzımdır.
    • Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir eşsiz varlığın yüksek görüntüsüne, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7000 senelik bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı; o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından önce korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı; onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
    • Anasının ve babasının asilliği ile iftihar eden Teodoz, İtalya yarımadasına inmek isteyen Türk Atilla'ya barış müzakeresinden önce sormuş: "Siz hangi asil ailedensiniz?" Atilla da ona cevap vermiş: "Ben asil bir milletin evlâdıyım". İşte benim cevabım da size budur.
    • Bu dünyadan göçerek Türk milletine veda edeceklerin çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara, son sözü şu olmalıdır: "Benim Türk milletine, Türk Cumhuriyetine, Türklüğün geleceğine ait görevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz". Bu sözler, bir kişinin değil, Türk ulusunun duygusunun ifadesidir. Bunu her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere devamlı tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk ulusunun nefesinin sönmeyeceğini, onun sonsuz olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin sınırı yoktur. İşte parola budur.
    • Biz milliyet fikirlerini uygulamada çok gecikmiş ve çok ihmal etmiş bir milletiz. Bunun zararlarını daha fazla faaliyetle telâfiye çalışmalıyız. Bilirsiniz ki, milliyet teorisinin, milliyet idealinin yok olmasına çalışan teorinin dünya üzerinde uygulanma imkânı bulunamamıştır. Çünkü, tarih, olaylar ve gözlemler, insanlar ve milletler arasında, hep milliyetin egemen olduğunu göstermiştir. Ve milliyet prensibi, aleyhindeki büyük çapta gerçek tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği, kuvvetle yaşadığı görülmektedir.
    • Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır.
    • Bugünkü Türk milleti siyasi ve sosyal topluluğu içinde kendilerine kurtluk fikri, Çerkezlik fikri ve hatta lazlık fikri veya boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır. Fakat geçmişin bu keyfi idare devirlerinin sonucu olan bu yanlış adlandırmalar, düşmana alet olmuş birkaç gerici, beyinsizden başka, hiçbir millet ferdi üzerinde kederlenmekten başka bir etki meydana getirmemiştir. Çünkü bu milletin fertleri de, genel Türk toplumu gibi aynı ortak geçmişe, tarihe, ahlâka, hukuka sahip bulunuyorlar... Bugün içimizde bulunan hristiyan, musevi vatandaşlar, kader ve talihlerini Türk milletine vicdani arzularıyla bağlandıktan sonra kendilerine yan gözle, yabancı gözü ile bakmak; medeni Türk Milletinin asil ahlâkından beklenebilir mi?
    • Diyarbakırlı, Van'lı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakya'lı ve Makedonya'lı, hep bir ırkın evlâtları, hep aynı cevherin damarlarıdır.
    • Siyasi varlığımızın dışında, başka ülkelerde, başka siyasi gruplarla isteyerek veya istemeyerek kader birliği etmiş, bizimle dil, ırk, kök birliğine sahip ve hatta yakın, uzak tarih ve ahlâk yakınlığı görülen Türk toplulukları vardır. Tarihin bin bir olayının sonucu olan bu durum, Türk milletinin tarihen ve ilmen oluşmasındaki asaleti, dayanışmayı asla bozamaz.
    • Türk milleti Kurtuluş Savaşından beri, hattâ bu savaşa atılırken bile, mahkûm milletlerin hürriyet ve bağımsızlık davalarıyla ilgilenmeyi, o davalara yardım etmeyi benimsemiştir. Böyle olunca kendi soydaşlarının hürriyet ve bağımsızlıklarına ilgisiz davranması elbette uygun görülemez. Fakat milliyet davası şuursuz ve ölçüsüz bir dava şeklinde düşünülmemeli ve savunulmamalıdır. Milliyet davası siyasi bir mücadele konusu olmadan önce şuurlu bir ideal meselesidir. Şuurlu ideal demek pozitif bilimlere, bilimsel yöntemlere dayandırılmış bir hedef ve gaye demektir. O halde, propagandalarda denenmiş yöntemlere müracaat etmek şarttır. Hareketlerin imkân sınırları ve öncelikleri mutlaka hesaba katılmalıdır. Türkiye dışında kalmış olan Türkler, önce kültür meseleleriyle ilgilenmelidirler. Nitekim biz Türklük dâvasını böyle bir uygun ölçüde ele almış bulunuyoruz. Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz.
    • Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir.... Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti, milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müsbet ilimdir.... Büyük Türk milleti, onbeş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde başarı vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin, hiçbirinde milletimin, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, milli ideale tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni dünya, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni niteliği ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki gelişmesi ile, geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk milleti, sonsuza akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refahiçinde kutlamanı gönülden dilerim. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!..


    Alıntı: Dr. Necip Hablemitoğlu
    "Şeriatçı Terör"ün ve Batının Kıskacındaki Ülke Türkiye

    http://turkcutoplumcu.org/index.php?...=324&Itemid=34

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    İletiler
    17
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: ATATÜRK' e Dil Uzatanlar

    Burada klavye arkasından sanal kahramanlık kolay. Asıl bu Atatürk düşmanları, toplumun içerisinde yüksek sesle hezeyanlarını dile getirebiliyorlarsa o zaman vaziyet sakat demektir.

    Hani neydi o meşhur söz:

    "Tehlikenin farkında mısınız?"

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

ataturke dil uzatana cevap

atatürke dil uzatanlar

atatürk e dil uzatanlara cevap

Mustafa kemale dil uzatan hainler

mustafa kemal e dil uzatanalr icin yazilmis kitaplar

ataturke dil uzatanlara cevap

Forum

Benzer Konular :

  1. [Ceza davaları] Atatürk
    Sosyal medyadan Atatürkü sevenlere bir adamın putperestler şeklindeki yazısını CİMER e atatürke put bizlere putperest diyor atama hakaretten...
    Yazan: Hytgk Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 22-09-2018, 00:51:53
  2. Atatürk' e göre Atatürk
    İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil,...
    Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 24
    Son İleti: 15-05-2011, 16:37:46
  3. Atatürk ve din
    Fransızların sevdiğim bir lafı var... "İ'lerin üzerine noktalarını koymak" derler... Nokta nedir ki! Ama noktaları koymazsanız, 'i' kendisi olamaz,...
    Yazan: pinar kirac Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 12
    Son İleti: 09-12-2007, 19:43:51
  4. Atatürk
    Birazda gurur duyaraktan hatta birazdanda fazla gurur duyaraktan ... belki bakmak istersiniz...
    Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 2
    Son İleti: 17-03-2007, 19:51:29

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.