+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 26 ileti bulundu.

Konu: Abdullah Gül

Abdullah Gül Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Abdullah Gül

    Her şey bir gece önce olup bitmişti ama Türkiye bunu saat 1203 te '' Netice olarak, 11. Cumhurbaşkanı adaylığı için yaptığım son değerlendirmeler bir ismi ortaya çıkarmıştır. O da değerli, bugüne kadar bu yolda olduğumuz, bu hareketi beraber kurduğumuz Abdullah Gül kardeşimdir.'' sözleriyle duymuştu. Belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk ve son kez En yüce makama birrisi Başbakanın atamasıyla gelecekti. Yani atanmış bir Cumhurbaşkanı olacaktı.
    Gerçi kendisi bunu hiç istemiyordu. Gönlünde yatan başbakanlıktı. Eğer herhangi bir yasal engel çıkmazda Erdoğan Köşke çıksaydı başbakan olmayı düşlüyordu. Gerçi yukarıdan güdümlü olacaklardı her nekadar halka demokrasi erdemi diye yutturmaya çalışsalarda tarikat cemaat bağları çok güçlüydü. Şimdi kendisi adaydı istemediği halde sırf kapristen dolayı. Hukuki bir sorun kendisi içinde en az Tayyip kadar geçerliydi. Eğer seçilemezse mecburi seçim olacak Tayyip gene mağduru oynayarak saf halkı kandırmaya çalışacaktı . Allahı var kuzu gibide bir muhalefet vardı aslında ekmeklerine yağ sürüp duran, seçim sonucu herşey bekledikleri gibi olursa Bülent bey hariç tayfası tasfiye edilecek yani bülent arınç pasivize edilecek ama Cumhurbaşkanı gene Tayyibin iki dudağı arasında kalacaktı.
    Bir çok kesimce eğer seçim olursada tayyibin gene mağduru oynayıp baskın seçime gideceği tek başına iktidara gelmeye kesin gözle baktığı ve eğer gene gelirse Anayasayla oynayarak Cumhurbaşkanlığını beş sene ye düşürüp başkanlık sistemi kurmaya çalışacağı ve iki dönem başkanlık yapmak istediğini biliyordu. Yani Takvimler 2012 yi gösterdiğinde Türkiyede köklü bir rejim değişikliği ilerlemiş başkanlık sistemine geçilmiş ve Tayyip ilk başkan olarak 2022 ye kadar ipotek koymuş olacaktı zaten o vakte kadarda istedikleri herşey olurdu.
    Muhalefeti dolaşmış ama istediği desteği alamamıştı. An azından demokratik olarak alamamıştı. Ama biliyorduki Kulislerde pek çok cemaatin, DYP ve Anavatan içinde kendilerine yakın miletvekillerine 'oylamaya katılın, vebal altında kalırsınız' telkininde bulunduğunu ve bu durumun özellikle Meclis'e AKP listesinden girip, sonradan DYP ve Anavatan'a geçen vekiller üzerinde etkili olabileceğini düşünüyordu.
    Köşkten gelen beklenmedik telefonla şaşırdı. Cumhurbaşkanı kendisiyle görüşmek istiyordu. Bu alışılmadık bir durumdu ama icabet etmemek olmazdı. Hemen hazırlandı makam arabasına atladı yola çıktı . Yolda geçmişten bugüne geldi...
    Üç kuşak öncesi Arabistandan gelmişti. Babası güllükimamı ailesinden Ahmed Hamdi Gül Annesi Adviye gül ( satoğlu) 29 Ekim 1950 de mutluluklarına mutluluk katan olayı yaşamışlardı. Abdullah Gül doğmuştu göbek adı Cumhur olan Abdullah nereden bilebilirdiki Cumhur un başına aday olacak... Gençlik yıllarından beri laikliği sevmemişti. Necip Fazıl kendisi için öndere yakın birisiydi. Aslında hayatının dönüm noktası 1983 yılıydı. Belkide siyasi geleceğini belirleyen önüne yol açan olay. 1983 yılında Sakarya meslek okulunda ders verirken '' öğrencilere din propagandası'' yapmaktan göz altına alınır. İzmitte ki kolorduda 1 hafta tutuklu kaldıktan sonra 1. Ordu ya getirilir yargılanmak için ancak bir sürpriz olur ve zamanın başbakan yardımcısı Turgut Özal araya girer rica eder yalvar yakar serbest kalır ve İslam Kalkınma bankasına girerek Cide ye gider bir bakıma kaçırılır Türkiye den. Eğer Özal araya girmeseydi belkide başlamadan bitecek bir siyasi yaşamı olacağı aklına gelince ürperir. Yaşamından bu olayı çıkarır atar özgeçmişinde bile bununla ilgili satır yer almamasına özen gösterir.
    Dönüşünde zaten ortam hazırdır. Asla öne çıkmamalı ama hep etkili yerde durmalıdır planı budur ve işlemeye koyulur. 1991 yılında Refah Partisinden kayseri milletvekili olarak parlementoya girer. Böylece siyasi yaşamı resmi olarakta başlamış olur. 1993 te Refah Partisi Genel Başkan yardımcısı olur ve 95 seçimlerinde gene milletvekili seçilir. 28 Haziran 1996 dakurulan RP-Doğru yol hükümetinde devlet bakanı ve hükümet sözcüsü olur. Ama 16 Ocak 1998 de Anayasa Mahkemesi Refah partisini kapatınca ortada kalır. Böylece ilk parti kapamasını yaşamış olur....
    İçi buruktur ama Parti kapanmadan önce kurulan Fazilet partisine kafadan geçiş yapar ve 18 nisan 1999 seçimlerinde gene milletvekili seçilir. O an şunu anlar ki ne yaparsa yapsın milletvekili olması engellenemiyor. Halkın din duygularıyla oynamanın büyüklüğünü ilk olarak çok net anlar. Knedisine iyice güveni gelmiştir ve 8 Mart 200 tarihinde yenilikçi kant lideri olarak Parti genel başkanlığına adaylığını koyar 14 Mayıs 2000 kendisi için hüsran olmakla birlikte artık islamcı partiler içinde bir güç olduğunun da belgelenmesine yaramıştır. Çünkü 521 oy almış recai kutan ise 633 oy almıştır. Ancak üzüntüsü ve durum değerlendirerek Recai Kutan a karşı harekete geçmesine gerek kalmadan siyasi yaşamında katıldığı ikinci partide 22 Haziran 2001 de kapatılır. Bir süre bağımsız kalmanın kendisine faydalı geleceğini düşünen gül Saadet Partisi içinde yer almaktansa arkadaşlarıyla 14 Ağustos 2001 de de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi kurucular kurulu üyesi olarak partinin kuruluşunda aktif rol aldı ve bu partiye geçti. Tam bu arada arabası köşk kapısına yaklaşmaktaydı. Bıyık altından gülümsemesine engel olamadı. Bir TV kanalının nasıl kurulduğunu medya ile oynayarak kendileri el altından karıştırarak o kadar sorgulatmış zor durumda bırakmışlardı ama kimse dev gibi Partinin nasıl kurulabildiğini bu finansın nereden geldiğini sorgulamamıştı. Tereyağından kıl çeker gibi partiyi kurmuşlar ve milyarlarca liralık avanta yasal hale dönüşmüştü. Gülmemek elde değildi.
    3 Kasım 2002 seçimlerinde gene Kayseriden milletvekili seçildi bu sefer partisi çok büyük bir patlama yapmış beklenmedik bir milletvekili çıkarmıştı. İçinden Devlet bahçeli ye Mesut Yılmaz a ve Özellikle rahmetli Ecevit e teşekkür etti. Her türlü zorluğu üstlenmişler tam dereyi geçip düzlüğe çıkarken ektikleri meyvaları biçeceklerken istifa etmişler meyvaları biçmek bunlara kalmıştı. 18 Kasım 2002 de 58. Hükümetin başbakanı olarak göreve başlamıştı. Oda çok ilginçti aslında parti genel başkanı arkadaşı tarikat yoldaşı Tayyip ti ama başbakan oydu. Parti olarak ona bağlıydı ama ülkede kendisine... Neyse sağolsun CHP genel başkanı Deniz Baykal vardı parlementoda olmayacağı yapmış ve Siirt Milletvekili yenileme seçimine razı olmuştu Tayyibin yasağı kalkınca demokrasi adına iyide demokrasi adına Fazıl ı yemişlerdi ona laf etmemişti. Kaldıki Tayyipte kendisi gibi demokrasiyi güçlendirmek değil batırmaya geliyordu. Bunu nasıl görmemişti. 9Mart 2003 te Tayyip te parlementoya girince üzerine düşen görevi yapıp 11 Mart 2003 te istifa etmişti. CHP de dememişti ki bu nasıl iş ? Göstere göstere bu günlere gelmişlerdi.
    Yeni hükümettede başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı olarak görev yapmış ama etliye sütlüye karışmamıştı. Halk onu uysal sessiz ve ılımlı sanıyordu. Tayyibin aynısıydı fotokopi ile çeksen anlaşılmazdı....
    İşte bu düşüncelerle Köşk e geldi bir terslik olduğunu arabasından inerken anladı ama neydi ?
    DEVAM EDECEK



    Hukuki NET Güncel Haber

    Abdullah Gül konulu yargıtay kararı ara
    Abdullah Gül konulu hukuk haber
    Konu commodore1tr tarafından (26-04-2007 Saat 18:37:37 ) de değiştirilmiştir.

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Abdullah Gül

    Abdullah Gül ü köşk te yaver karşıladı. Gül yaver e yaver gül e garip garip baktı. Daha önce hiç görmemiştim bunu diye içinden geçirdi abdullah gül Giderayak yeni yaver mi geldi ? Yaverde bir garip konuştu kendisiyle
    '' Reysi Cumhur Hazretleri sizi beş dakika içinde kabul edecek...'' Neydi şimdi bu ???
    İçini hafif bir ürperdi kapladı ama hemen bastırdı gerçek şuyduki resmen olmasa bile şuanda en yetkili adam kendisiydi. Heycanlanmasına gerek yoktu. Kısmetse yakında kendisinin olacak yere baktı çok değişmesi gerekiyordu çok. Dini hiç bir motif yoktu ve pırıl pırıl kokuyordu. Olmazdı canım... Özel kapı açıldı içeri davet edildi. İçeri girdi dondu kaldı.
    Cumhurbaşkanı oldukça ileride bir karanlık köşede dimdik ayakta duruyordu.Kendiside otomatikman ayakta kalmıştı. Sanki boyu biraz daha mı kısa neydi ? İçinden ''pek protokola uygun değil ama neyse gider ayak ses etmemek lazım '' diye geçirirken Cumhurbaşkanı konuşmaya başladı...
    '' Sayın Gül öncelikle böyle yoğun bir döneme girdiğiniz bir ara davetimi kırmayıp geldiğiniz için teşekkür ederim. ''
    Gül şaşırmıştı çok tok ve çarpıcı bir ses tonuyla konuşanın Ahmet Necdet Sezet olup olmadığı konusunda şaşırdı. Ama teşekkür ederken bile sözcükleri tokat gibi çarpan ses tonu karşısında bir şey diyemedi '' Ne demek istirham ederim..'' gibisinden bir şeyler mırıldandı ama duyulmadı...
    '' Sayın Gül Cumhuriyet kurulduğundan bu yana Türkiye Cumhuriyetinin Demokrasinin Laikliğin simgesi olmuş Cumhurbaşkanlığına pek uygun bir tarzla olmasada adaysınız. Partinizin demokrasi anlayışının kendi içinizdeki otoriteyle sınırlı olduğunun en tipik bir göstergesi olan bu adaylığınız parti içi atama gibi olsada seçim kanununun sizden önceki siyasiler tarafından değiştirelmemesinin size sağladığı bir garip anti demokratik hakkı kullanmaktasınız. Bu konuda yasalar bir şey diyemesede hiç etik olmadığı konusunda herkesin hatta sizlerin bile içinden hem fikir olduğunuzu biliyorum. Ancak ayağınıza gelen kısmeti tepmek istemediğinizide biliyorum. Bundan dolayı aday oluş şeklinizle ilgili konuşmak istemiyorum.''
    Gül afallamıştı bu kadar kesin bir şekilde biz siyasi hatanın tarifine şaşırmış Cumhurbaşkanının net olayı ortaya koyabilmesi ise canını sıkmıştı. Ancak sesini dahi çıkaramayacak kadar afalladığı için her zaman oynadığı ''sakin adam ''rolüne devam etti. Yanakları çok az kızarmıştı.
    '' Bu makam bayrak ve sancağın da önünde eğildiği Tüm Türk halkını Tüm Türkiye Cumhuriyetini temsil eden bir makamdır. Her ne kadar ağırlığı yok gibi gözüksede İlk Cumhurbaşkanından bu yana bir Kale görevini yapmıştır. Bu ağırlığı taşıyıp tüm halkı kucaklayabileceğinize ve bu halkın haklarını içeride ve dışarıda savunabileceğinize emin misiniz ?''
    Gül birşeyler deme ihtiyacı hissetti ama ağzını bıçak açmıyordu. Bir şey gelip boğazına düğümlenmişti. Tam bir şey demek için ağzını açtı...
    '' Ben sözümü bitireyim diyeceğiniz varsa dersiniz.'' sözleri yüzünde kırbaç gibi şakladı... Sustu kaldı. Kendide şaştı bu işe ilk defa kendisini bu kadar acz içinde ezik hissediyordu birisine karşı... Daha bir şeyde dememişti oysa...
    '' Sayın Gül daha öğrencilik yıllarınızda MTTB içerisinde Necip Fazıl 'ın kurduğu Büyük Doğu Cemiyeti'nin yandaşlığı ile başlayan Milli Görüşçülüğe adım attınız. Bu dönemden tanıştığınız ama bir şekilde gizlediğiniz Erdoğan ve Arınçla birlikte seneler sonra bir araya gelerek Adalet ve kalkınma Partisini kurdunuz. Hayırlı olsun. Ancak bu partiye gelene kadar ki siyasi yaşamınızda girdiğiniz iki siyasi partide irticai odak olma gerekçesiyle kapatıldı. Her iki partide de üst düzeyde görev yaptınız tekinin genel başkanı bile olmaya heves ettiniz. Bu irticai odaklaşmayı Çankaya ya taşımıyacağınıza siz inanıyor musunuz ? ''
    Boğazına bir şey düğümlendi konuşamadı Gül 80 öncesi öğrencilik dönemindeki çalışmaları bu kadar özet ve netlikle yüzüne çarpılmıştı. İyide bunları nereden biliyordu ?
    '' Sayın Gül her nekadar dava arkadaşınız sayın Erdoğan sözcüğün tam anlamını bilmeden '' Haremimize girdiler '' gibisinden anlamsız sözcükler ettiysede Cumhurbaşkanı olacak bir adayın aile yaşamı hakkında bir iki sözcük etmek istiyorum izninizle...''
    Gül ne diyeceğini bilemedi tam bir şey demeye hazırlanıyorduki Cumhurbaşkanı devam etti. Zaten ses tonu kendisini esir almıştı devam etmesede sesinin çıkmayacağı muhakkaktı.
    '' 21 Ağustos 1980 de Hayrunissa Özyurt ile evlendiniz. Evlendiğinizde karınız daha 16 yaşına yeni girmiş günümüzde neredeyse çocuk sayılacak bir yaştaydı. Hali hazırdaki medeni kanun bu evliliğe izin vermezken o zamanki kanunlar uyarınca kimseninde bir şey dememesinden evliliğiniz gerçekleşti. Hayırlı olsun Allah bir yastıkta kocatsın. 15 yaşında iken başı açık olan eşiniz nedense başını gerçekte dinimizde olmayan bir şekilde Türbanla örtmeye başladı. Yıllar sonra siz bunu ''kişisel tercih meselesi'' olarak ele aldınız ama bu sizin mi eşinizin mi tercihi olduğuna hiç açıklık getirmediniz. Acaba 1968 yıllarından başlayan Necmettin Erbakan hayranlığınız ve milli görüş özenmeniz nedeniyle sizin tercihinizin eşinize yansıması olamaz mı? ''
    Gül donmuştu dilinin damağının kuruduğunu hissediyor yutkunmak istiyor ama yutkunamıyordu. Hiç bir şey aslında gizli kalmamıştı sadece saf halktan gizlenebilmiş o sayede bugünlere gelebilmişti. Bunu anlıyordu , bir şeyler demek istiyor sesi çıkmıyordu . Cumhurbaşkanı devam etti...
    '' Eşiniz 1998 yılında Anayasamızda kanunlarımızda son derece açık belirtilmiş olmasına rağmen kazanmış olduğu ünicersiteye kayıt yaptırmaya Türbanla gitti fotoğrafları Türbanla verdi. Ne ilginçtir ki siz de o ara irticai odaklaşma nedeniyle kapatılan Fazilet partisinin milletvekili idiniz. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Arap dili ve edebiyatı bölümünü kazanan eşinizin kayıt günü yanındaydınız. Bu çok doğaldı ama yanınızda bir avukat bir de noter vardı. İşte bu szin gerçek niyetinizin bir göstergesiydi. Türbana geçit olmadığını belgelemek istediniz. Neden böyle bir yol izlediniz bilmiyorum ama zaten yasak olduğu belgeli değilmiydi sayın Gül ?''
    Gül ün gözleri kısılmış kaçacak delik arıyordu. Bir delik bulsa oradan geçip gidecekti. Nereden çıkmıştı şimdi bu konuşma böylesi bir günde ?
    '' İç hukuk yollarını tüketince 2002 yılında AİHM sine gittiniz. En doğal hakkıydı eşinizin kaybedeceğinin doğal olduğu gibi. Ancak 2003 te olmaması gereken olup iktidara gelince gerek başbakan olarak gerekse sonradan dış işleri bakanı olarak hem davalı hem davacı oldunuz. Nedenini sizin de bildiğiniz gerekçelerle davanızı çektiniz. Ancak başta günümüz medyası olmak üzere büyük TV ler ve gazeteler ''davayı kazanmak üzere iken çektiğinizi'' söyleyerek tarafsız olmadıklarını halk deyimi ile ''satılmış medya'' olduğunu kanıtladılar. Gerek zorla el koymanız gerek baskınız gerekse size yakın medya sayesinde kaybetmek üzere olduğunuz davayı '' erdemli olarak çekti'' pozisyonuna geldiniz. Oysa durum hiç öyle değildi. Karar aşamasına gelinmiş ve karar aleyhinize çıkmak üzereydi. Diğer türbanlı öğrenci olan Leyla şahin in aynı konuda açtığı davayı kaybetmesi sizde panik yarattı davayı çektiniz ve bu davayı gündeme bile getirmediniz. Dava aynıydı sonuç aynı olacaktı... ''
    Gül hayretler içindeydi. Bunları nasıl bilebilirdi . Biliyorsa neden hiç konuşmamıştı. İyice sıkıldı ama yapacak bir şey yoktu. Bu tok sesli sesi Ahmet Necdet SEZER e benzemesede Cumhurbaşkanıydı.
    '' Peki sayın Gül dinde dahi yeri olmayan bir bez parçası için dini kullanarak Türkiyeyi geren Laikliğin temeline bomda koymaya uğraşan birisi sizce Cumhurbaşkanı olabilir mi?.'''
    Gül birşeyler demeye çalışıyordu diyemiyordu zaten karşı tarafta buna izin vermiyordu...
    '' Devletle kavgalı birisiniz. Devletin başına devletle kavgalı birisini geçmesi için aday gösterilmesini hiç etik bulmadığımı söylemek surumundayım. Hali hazırda milletvekili olduğunuz için dıkunulmazlıktan yararlandığınız '' kayıp trilyon'' davası bir Cumhurbaşkanı adayı için hiç hoş değil. Bildiğiniz gibi 1997 yılında RP ye yapılan 1 milyon YTL lik hazine yardımı sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildi iddiası ile Genel başkanınız Necmettin Erbakan ile sizin de arasında olduğunuz bir grup ile birlikte sanık oldu. Erbakan özel evrakta sahtecilikten 2 yıl 4 ay 10 gün hapis cezası alıp bu cezası onanırken siyasi yasaklı halede geldi. Ancak siz milletvekili olduğunuzdan dokunulmazlık zırhına sığınıp bu davadan hala yargılanmadınız. Böyle bir Cumhurbaşkanı adayı Türkiye ye layık mı? Cumhurbaşkanıylken bundan yargılanıp mahkum olursanız ne yapacaksınız ? Bir ülkenin Cumhurbaşkanı sabah Büyükelçi ağırlayıp öğlen ağırceza ya gidip ifade mi verir ? ''
    Gül sararıp solmaya başlamıştı. Daha tomurcuk haline gelmeden gidiyordu...
    '' Sayın Gül Farkındaysanız hakkında sahtecilikten fezleke düzenlenen daha kötüsü '' devlete tazminat ödeyen'' ilk Cumhurbaşkanı olmak üzeresiniz. Bildiğiniz gibi Refahyol döneminde devlet bakanı olarak görev yaparken özel harcamalarınızı size bağlı olan Türkiye Kalkınma Bankasına yaptırdığınız gerekçesiyle hakkınızda dava açıldı ispatlandı ve mahkum oldunuz. Kişisel olan görev gereği olmayan harcamalardan dolayı mahkum olarak 1996 nın parasıyla 1 milyar 652 milyon liranın faiziyle birlikte sizden alınmasına karar verildi ve karar yasal faizle birlikte sizden ancak İCRA yoluyla alınabildi. Bu sizin Cumhurbaşkanı olduğunuzda yapabileceklerinizin ufak bir göstergesi olması amacıyla verilen bir örnektir. Sizden Cumhurbaşkanı olur mu? '''
    Gül sarıdan kırmızıya kırmızıdan mora çalan bir ten rengine bürünmüştü. Soyadına uygun gül renklerinin tamamı yüzünde vardı. Bir şeyinde farkına varmıştı. Tayyiple birlikte '' değiştim '' yalanını asla yemeyecek değişmediğini bilen birisi vardı karşısında. Cumhurbaşkanından öte sözleriyle döven konuşturmayan...

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Abdullah Gül

    '' Bunlar sizin aile ve özel konulardaki yaklaşımınızdı bu değerlerle Cumhurbaşkanı olup olamayacağınızı siz değerlendirin. Ama daha önemli konularda var''' dedi cumhurbaşkanı.
    Gül alı al moru mor zor duruyordu ayakta. Dokunsalar yığılacaktı . Su bile ikram edilmemişti. Ne biçim köşktü ?
    '' 10 Aralık 1995 te bir gazeteye verdiğiniz röportajda Cumhuriyetin temel nitelikleriyle barışık olmadığınızı açıkça ifade ettiniz. Özellikle değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek '' Türkiye nin laik demokratik sosyal bir hukuk devleti olduğu '' yönündeki anayasanın 2. maddesinin değiştirilmesi gerkliliğini savunarak '' Cumhuriyetin sonu geldi kesinlikle Laik sistemi değiştirmek'' istiyoruz diyecek kadar ileri gittiniz. Her nekadar çeşitli zamanlarda kendinizin değiştiğini söylesenizde değişmediğiniz zamanını beklediğiniz ortamı hazırlamakta olduğunuz bir gerçek. '' Saklanamaz gerçekler var İslam yalnız ahirette değil dünyewvi düzenide düzenler.'' '' Türkiyede geçerli kanunlar arasında islama aykırı olanlar da var bunlar baskıcıdır kalkacak islami kanunlar gelecek.'' İslam türkiye de hayat tarzı olacak'' sözlerinizle aslında Laik sosyal demokratik bir hukuk devletine inanmadığınız çağdaşlaşma yönünde değil de geri gitme yönünde çalıştığınız çok açık. ''
    Gül ün midesine kramp girmişti. örtmeye çalıştığı her şey ama herşey biliniyordu. Tahminde ediyordu gerçek bir aydının bu salladıklarına inanmadığını ama ilk defa şamar gibi yüzüne vuruluyordu.
    '' 12 Eylül den sonra gerçekleştirilen bir operasyonda ki adı '' sancak operasyonu'' olarak belirlenmiştir. tutuklandınız Metris askeri ceza evinde kaldınız. Suçunuz gene dini propaganda. İnsanları din dil olarak bölmeye çalışmak ve şeriat yandaşı toplamaktı. O zaman ki öğrencilerinizin bazıları şimdi milletvekili veya büyük sermayedar. Yeşil sermaye devleri. Özal sayesinde kurtuldunuz Cide ye gnderildiniz ama bu huyunuzdan ve idealinizden vaz geçmediniz. ''
    '' AB ve ABD hakkında demediğinizi bırakmadınız. Bugün dediğinizin tam tersini dediniz. '' AB hıristiyan kulübüdür. Türkiye yi hiç bir zaman almazlar Bizi zenginle kulübünün bahçesinde kulübeye koyacaklar'' sizin sözleriniz. İsrail e laf ettiniz terörist dediniz. Ama bugün adınız anılırken ABDullah olarak amılıyor. ABD nin adamı olarak gözüküyorsunuz. Böyle bir değer Cumhurbaşkanı olabilir mi ?''
    '' Erdem istifayı gerektirir. Yanlışlığı baştan belli olan bir teskereyi ezici çoğunlukla meclise getirdiniz. Başbakandınız. 1 Mart teskeresi kendi partinizin oylarıyla reddedildi. Erdem istifayı gerektirirdi. Ne yaptınız büyk başarı gibi devam ettiniz. Ana muhalefet AB nin direttiği Ankara protokolünü imzalamayın diye neredeyse yalvardı. Ne yaptınız Aralıkta imzaladınız. Zamanı gelince Şark kurnazlığı yaparız dediniz. Ne oldu zamanı geldi protokol önünüze kondu. Protokole göre AB üyesi olan tüm devletleri tanımanız her türlü liman ve hava sahanızı açmanız gerekiyordu. Şiz prıtokolu imzalarken Güney Kıbrıs yönetiminin Kıbrıs adı altında AB ye alınacağını bunun arkık an meselesi olduğunu biliyordunuz. İmza atarak ne yaptınız Koskoca TC devletini uyduruk bir gruba ezdirdiğiniz gibi ikiyüzlü duruma düşürdünüz. Yetmedi hiç bir uluslararası hukuta olmayan saçma bir öneri sundunuız tek liman tek havaalanı diye. Hiç düşünmediniz oraya gelen kişiler ve ya mallar ne kaşesi ile gelecek ve neyi kabul edeceğinizi. Allahtan AB daha aklı selim daha mantıklı çıktı reddedip durdurdu üyeliği bu rezaletle kaldık. Yoksa bunca sene uğraşılan milli politika rezil olacaktı. Kıbrıs ı hiç uğruna pazarlayıp vermekten çekinmediniz. Ulusal değerleri büyük iş gibi yandaşlarınıza peşkeş çektiniz uzuca kapattırdınız. Hayatı para gören sermaye kulubünü parayla tavladınız bunları başarı diye yutturdunuz. Bu kişi Cumhurbaşkanı olabilir mi?''
    Gül tamamıyla bitmişti teslim olmuştu...
    '' Türk halkı Cumhurbaşkanına güvenmek onunla gurur duymak ister Cumhurbaşkanı sağlamdır halkını korur ezdirmez. Bunu yapabilecekmisiniz ? Siz değil miydiniz Necmettin Erbakan la Libya ya giden. Çadırda Kaddafiden laf işitip Fırça yiyen Süklüm püklüm önüne bakan. Türk halkı bu ezilmişliği kaldırır mı? İslam ordusu komutanıymış !!! Erbakan daha düşük rütbedeymiş !!! Siz nefer yani asker mişsiniz ? Bir er mi Cumhurbaşkanı olacak ? Türkiye olmadık adamın önünde laf işiten sözünden çıkamayan birisini Cumhur başkanı görmek ister mi? Yakışır mı?''
    '' Dış işleri bakanıyken yurtdışı temsilciliklerine gnderdiğiniz kripto ile Milli görüş ve Fethullah Gülen cemaati temsilcilerinin devlet protokolüne sokulmasını istemediniz mi? Türkiye Cemaat ülkesimi Laik bir devlet mi? ''
    '' Türkiye Cumhuriyetinde yaşayanlara Türk mü deni Türkiyeli mi? Dava bunun ayrımını idrak edememiş kişi Cumhurbaşkanı olur mu? Siz Cumhurbaşkanı olabilir misiniz ? Layık mısınız? ''
    Bu sözlerin son sözler olduğunu anlamıştı gül. Diyecek bir şey bulamasada bir şey demek istiyordu . Ancak karşısındakinin gerek ses tonu gerek net konuşması iyice afallatmıştı kendisini bu kadar kısa ve bukadar açık kendisini kendisine anlatmıştı. Neyi savunacaktı ? Halk iradesi demeye kalksa daha konuşma başında önünü kesmişti başkada bir şey yoktu. Alışık olduğu takiye yi yapmak istedi bir an ama ses öyle bir etkilemiştiki...
    '' Sayın Cumhurbaşkanım ''dedi sadece...
    '' Gidebilirsiniz sayın gül , Yaver '' sesi ile sustu kaldı....
    Cumhurbaşkanı kendisine doğru yürümeye başlamıştı. Karanlıktan aydınlığa doğru çıktı ve Gül titremeye başladı. O mavi keskin gözler o delici bakış. O herşeye hükmeden karşısındakine konuşma izni bile vermeyen o açık kapı bırakmayan o evet oydu. Karşısında etten kemikten sesli canlı Gazi Mustafa Kemal Atatürk vardı....Titremesi zangırdamaya dönüşürken anladı Cumhurbaşkanı konuşmamış tarih kendisini sorgulamıştı. Yaver geldi. O sırada ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk Gül ün ceketinin yakasına Kabartma altın bir Atatürk Rozeti taktı.
    '' Azıcık ta yakın tarihinizi biliniz sayın Gül dedi. Eğer bilseydiniz sizi karşılayanın Cevat ABBAS olduğunu anlardınız. Gidiniz dedi....'' Gül çıktı gitti bir daha Gül ü gören olmadı...
    Gül zangır zangır titriyordu....
    '' Bey , bey kendine gel''' diye birisi Gül ü sarsıyordu. Titremesi geçmemişti ama Köşkte değildi. Tanıdık bir sesti. Gözünü açtı Hayrinissa Gül'ü merak ve endişeyle kendine bakar halde gördü. Ter basmıştı kendisini. Titremesi geçmemişti ama hepis bir rüyaydı sadece rüya. Ne rüyası dedi içinden Karabasanların en büyüğü... Neredeyse tüm plan ve düşünceleri yarım kalacaktı. Sadece kendisinin mi kendisi gibi düşünen herkesin. ATATÜRK düşüncesi bile titretmişti ya gelseydi ? Mecliste bırak oylama olmasını millet vekili bulunamazdı kesin muhtemel Atatürk te bir kez daha Samsun'a çıkmaya giderdi. Ama orada yatıyordu işte kendisine inananların onu savunanlarında sonu gelmek üzereydi. Anıttepeye o zamanki adıyla rasattepeye Türkiye nin en büyük camiini yapmaya az kalmıştı. Atatürk ün mezarıda Cumhurbaşkanları arasına konur unutulur giderdi. Keyfi yerine geliyordu. Titremesi geçmemiş ama azalmıştı. Giyindiğini hissetti bu arada söylenirken giyinmişti.
    Kahvaltısını etti. Büyük gündü oylamaya gidecekti. Hanımından ceketini istedi. Hanımının tuttuğu ceketi giydi. Lacivertlerde çok yakışmıştı. Gene rüyası geldi aklına rüyada da aynı takım vardı üzerinde. Eli gayri ihtiyari ceket yakasına gitti bir sertlik geldi eline partisinin rozeti diye düşündü ve öylesine baktı.
    Hastahaneye kaldırılırken ev gazeteci ve partili akınına uğramıştı. Olamaz olamaz diyordu başka bir şey demiyordu. Kimse ne olduğunu anlamamıştı . Eşi titremeyi filan anlattı ama yetersiz kaldı. O kargaşada yerdeki cekete kimse dokunmamıştı. Bir gazeteci asmak için yerden aldı. Düzeltti tam asacakken gözü yakadaki rozete takıldı. Şaşırdı içinden '
    Ceketin yakasında İstiklal savaşı gazilerine verilen altın Atatürk kabartma rozeti pırıl pırıl aydınlık Türkiye ye gülümsüyordu.....
    KEŞKE DİYE DÜŞÜNDÜĞÜM BİR MASALI ANLATTIM ÖZÜR DİLERİM SIKTIM.... T.A

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Mar 2005
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Turkey.
    İletiler
    1.580
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Abdullah Gül

    Benim çok hoşuma gitti hep yaz . Tam 26 Aralık ı okudum Bülen Arınç a başlamışsınız orada bunu hissettirmişsiniz. Ne tayibi ne Bülent arıncı Cumhurbaşkanı yapmamışsınız bunada içiniz elvermemiş sanırım seçim sonucunu bekliyorsunuz bir şekilde buda oraya gidecek mi ne ?

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Apr 2006
    Nerede
    eskişehir, merkez, Turkey.
    İletiler
    118
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Abdullah Gül

    Sayın commodore1tr,

    Yüreğinize, elinize sağlık. Hepimizin içinden geçenleri öyle güzel bir masalla anlatmışsınız ki. Ben de kocaman bir KEŞKE dedim okurken ve gerçekten çok duygulandım.
    3 Kasım 2002'de kızarak, küserek, umursamayarak sandığa gitmeyen yahut gittiği halde tepki oylarıyla AKP'yi tek başına iktidara taşıyanlar ve buna öyle ya da böyle katkısı olanlar yani hepimiz; şu an almakta olduğumuz nefesi bile borçlu olduğumuz Büyük Atamızın kemiklerini sızlatıyoruz. Emanet ettiği Cumhuriyete sahip çıkamadık. Suçluyuz...

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    May 2005
    Nerede
    Ankara, Yenimahalle, Turkey.
    İletiler
    2.490
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Abdullah Gül

    Sayın commodore1tr,
    Yüreğinize,emeğinize sağlık. Bütün gerçekleri, tüm çıplaklığıyla anlatmışsınız, benim yüreğimden haykırdıklarımı dile getirmişsiniz. Üstelik bunu, araştırmacı gazeteciyim diye geçinen, bazı gazetelerde boy boy sütunlarda yazan, bazı taraflı yazarlara taş çıkartırcasına yapmışsınız. Keşke 29 Nisan mitinginde bir konuşma yapsanız.

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    İletiler
    342
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Abdullah Gül

    Nerde yanlış yaptığımız belli de ,geri dönüşü yok...

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    adana, seyhan, Turkey.
    İletiler
    237
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Abdullah Gül

    Bu rüyayı siz görmüş olmayasanız Sayın Commodore,nedir sizin bu AKP nefretiniz onu da anlayamadım.
    Bugüne dek gelen iktidarlar çok iyiydi de biz mi yanlış Ülkede yaşıyorduk.
    Bugünkü sefaletimizi ,ve yaşamakta olduğumuz krizleri sadece mevcut iktidara yüklemek ne kadar doğrudur?
    Bu iktidardan başka Ülkeyi mevcut durumdan daha iyi yönetecek kimseler varsa isimlerini açıklayın bari onları değerlendirmeye alalım.Onları iktidar yapalım.Millet olarak artık birbirimizin ayağını kaydırmayı düşünmeden,sadece Ülkemizin kalkınması için çabalamak yerine ,karamsar tablolar çizmek çözüm üretmez,aksine ihtiyaç duyduğumuz ve olması gereken umutları da yitirirsek kimse gelip de elimizden tutup bizi kaldırmaz.
    Horoz dövüşüyle bir sonuca varılacağı tarihin hiçbir sayfasında yazmamaktadır.Herkes başını önüne eğip düşünsün ben Ülkem için nasıl yararlı olurum,neler yapabilirim diye ;ancak bu şekilde gelişip refaha ereriz.Artık kara mizahı ya da kara tablolar çizmeyi bir kenara bırakma zamanı gelmedi mi?

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Çankaya/ANKARA
    İletiler
    99
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Abdullah Gül

    Kasımpaşa Yanıyor mu ?

    Hüseyin her zaman olduğu gibi sabah ezanıyla uyandı. Karısı kendinden önce kalkmış ve salonu sabah namazı için hazırlamıştı. Bazı sabahlar uykularına doyamayıp namaza kalkamıyorlardı, ama çevrelerindekilere kıldıklarını söylemek zorunda oldukları için, o zaman da vicdan azabı çekiyorlardı. Uykulu gözlerle Hüseyin'in imamlığında namazlarını kıldılar.

    Güneş de yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Ayşe gidip kızı Kübra ve oğlu Furkan'ı uyandırdı. Yavrucakların sabahın bu saatinde kalkmaları onu üzüyordu, ama İslam Devrim Konseyi ilkokulların sabah altı buçukta eğitime başlaması kararını aldığından beri başka şansları kalmamıştı.

    Henüz yedi yaşında olan Furkan her sabahki gibi, ağlamaklı ağlamaklı kalktığında on bir yaşında olan Kübra kahvaltıyı hazırlamakta annesine yardım etmeye başlamıştı bile. Aile sessizce kahvaltılarını ederken TRT 1'de yayınlanan 'İslam'ın Sabahı' programını seyrettiler. Zaten fazla bir şansları yoktu, çünkü Türk-İslam devrimi gerçekleştiği günden beri tüm radyo ve televizyonlar devletleştirilmişti ve Anadolu ve Trakya İslam Federasyonu sabah saatlerinde dini programlar dışında yayınlara izin vermiyordu. Gerçi gün içinde de durum çok farklı değildi, ama hiç olmazsa arada bir, korsan filmcilerden aldıkları İslam devrimi öncesi Türk filmleri veya yeni Amerikan filmleri seyrederek eğlenebiliyorlardı.

    Ayşe kızı Kübra'nın çarşafını giydirirken bir an çocukluğunu hatırladı. Annesi her sabah okul önlüğünü giydirdikten sonra upuzun saçlarını güzelce tarar ve kızını öpüp koklayarak okula uğurlardı. Oysa Kübra'nın okulda çarşaf giyme zorunluğu olduğu için, ne saçını uzatmasının bir anlamı vardı, ne de güzel önlükler giymesinin... Kızını hazırladıktan sonra Ayşe kendi çarşafını da giydi ve ailece evden çıktılar. Önce Furkan devlet kreşine, sonra Kübra okula bırakıldı ve karı koca da çalıştıkları devlet dairelerine gittiler. Hüseyin sakallarının biraz fazla uzadığını ve kısaltması gerektiğini fark etti iş yerine varınca. Tamam, sakal bırakmak zorunluydu; ama fazla uzadığı zaman da amirleri hemen uyarıyorlardı.

    Öğle namazı saatinde her zamanki gibi okullar ve devlet daireleri tatile girdi. Ayşe çalışmakta olduğu bakanlıkta, Hüseyin öğretmenlik yaptığı okulda, Kübra da okulunun mescidine giderek öğle namazlarını kıldılar. Furkan ise henüz namaz yaşında olmamasına rağmen, kreş eğitmeninin denetiminde abdest almasını ve namaz kılmasını öğrendiği kısa bir derse tabi tutuldu.

    Akşam ezanı saatinde devlet daireleri ve okullarda mesai saatleri bittiği için tüm aile yeniden evde toplandılar. Herkes kendine göre yorgundu. Özellikle Ayşe'nin canı çok sıkkındı. Birkaç hafta içinde Ramazan başlayacaktı ve midesindeki rahatsızlık nedeniyle oruç tutmakta zorlandığı için, Ramazanlar'ı artık sevmiyordu Ayşe. Oysa devlet dairesinde çalıştığı ve özellikle de Ramazan aylarında tüm devlet işleri namazlara ve iftar saatlerine göre ayarlandığı için, günlük hayat Ayşe için iyice güçleşiyordu. İslam devriminden önce olduğu gibi, canı isteyenin orucunu Allah rızası için tuttuğu, istemeyenin ise keyfi istediği gibi tutmadığı günleri düşündü. Oysa şimdi oruç tutmamak neredeyse dine karşı çıkmak gibi bir şeydi ve bu da olacak şey değildi.

    Ayşe yattığı yerde bunları düşünürken, Hüseyin ise çoktan uyumaya başlamıştı ve rüyasında babasını görüyordu. Babası genelde olduğu gibi evde akşam rakısını içiyor ve çakırkeyif oldukça da Anadolu türküleri söylüyordu. O anda birden rüyasında dairesindeki amirini gördü. Amiri her zamanki asık suratıyla günde en az üç kere verdiği vaazlarından birini veriyor ve içkinin, hatta müziğin ne kadar günah olduğunu söylüyordu?

    Yukarıda sıradan bir Türk ailesinin İslam devrimi yapıldıktan sonra yaşayacağı sıradan bir günün özetini okudunuz. Bu size bir şey ifade etti mi? 'Komik' mi dediniz, 'saçma' mı dediniz, 'hadi canım sen de' veya 'yok devenin başı' mı dediniz? Siz ne dediniz bilmiyorum, ama oturduğunuz yerde sürdürdüğünüz bu gaflet uykusuna devam ederseniz, üç-beş yıl içinde bir sabah böyle bir Türkiye'ye uyanacaksınız. Beğenin veya beğenmeyin! Bu tür lafları 'laiklik paranoyası' olarak görenlere ise İran İslam devriminin ardından ülkesinden kaçmak zorunda olan bir aydının şu sözlerini hatırlatmak isterim: 'Şah Pehlevi'nin Amerikancı ve emperyalist rejiminden o denli bezmiştik ki İslami şeriat bile gelse, bundan beter olamaz diyorduk. İran Komünist Partisi (TUDEH) bile Pehlevi'ye karşı, prensipte bile olsa, Ayetullah Humeyni'yi destekler hale gelmişti. Oysa Humeyni gelip de İslam devrimi gerçekleştirildikten sonra, İslami şeriat baskısı altında yaşamanın ne demek olduğunu ancak o zaman görebildik. Şanslı olanlarımız ülkeden kaçtı, o kadar şanslı olmayanlarımız ise şu anda ülkemizin topraklarının altında yatıyorlar! '

    AKP hükümetinin başından beri bir yalan rüzgârı olan ve Türk Ordusunu zapt-u rapt altına almaktan başka hiçbir şeyi hedeflemeyen AB (Avrupa Birliği) politikası da artık AB (Arap Birliği) politikasına dönüştüğüne göre, bu adamların artık nesini istiyorsunuz? Kafası türbanlı Cumhurbaşkanı eşlerini mi, 'İslam hakkı için caizdir' deyip ülkeyi her açıdan soyup soğana çevirmelerini mi, yoksa uluslararası havaalanı apronunda deve kesen (ve yakalanınca önce görevden alınıp, sonra terfi ettirilip Londra'ya tayin edilen) bürokratlarını mı?

    BU SON ŞANSINIZ TÜRKİYE! Bu seçimde de 'Hiçbirine oy vermeye değmez' diye sandığa gitmeyip, uykuya dalarsanız, uyandığınızda adım adım yaklaşan şeriatın artık dörtnala koştuğunu göreceksiniz.

    SİYASİ FİKRİNİZ NE OLURSA OLSUN, YAKLAŞAN SEÇİMDE MUTLAKA VE MUTLAKA OY VERİN VE TÜRKİYE'Yİ ORTAÇAĞ KARANLIĞINA DÖNDÜRMEYE HEVESLENEN KADROLARIN HEVESLERİNİ KURSAKLARINDA BIRAKIN.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye.
    İletiler
    2.302
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Abdullah Gül

    :rolleyes:

    Burda TARİH mi yazılıyor ne?

    29 Nisan mı? ( eyvah ki ne eyvah 27 yi mi kaçırmış oluyorum şimdi? haydi bana eyvallah )


    Ellerinize sağlık..

+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. SAYIN Abdullah Öcalan
    Düne kadar bu başlığı yazsaydım suç olurdu. Ama artık değil. Artık Abdullah Öcalan'a SAYIN demek suç değil. Yargıtay Sayın Abdullah Öcalan...
    Yazan: litigation Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 4
    Son İleti: 05-01-2012, 22:05:26
  2. Yurdunda Esirsindir, Anlayamazsın - Abdullah Oral
    Yurdunda Esirsindir, Anlayamazsın Yüzüme kapanan kapılar, Yaşamın gizemli gelgitlerini çarpıyor yüzüme. Yıkar umudu / gözlerimdeki acılar¬_...
    Yazan: vurguni Forum: Üyelerimizin Şiirleri
    Yanıt: 0
    Son İleti: 06-02-2009, 20:15:41
  3. Hey Gidi İnsan - Abdullah Oral şiiri
    Hey Gidi İnsan İnsanı anlatmak kolay değil ki Düşmüş bir sevdaya yol olmuş gider Yaşamak nedir ki varolmak ne ki Yaratmış tanrıyı kul olmuş...
    Yazan: vurguni Forum: Kültür - Sanat - Edebiyat
    Yanıt: 0
    Son İleti: 25-10-2008, 11:09:25
  4. Abdullah Gül ile Yeni Yök Başkanı Arasındaki Bağlantı
    Başbakan Tayyip Erdoğan, Çankaya'ya Abdullah Gül'ün çıkacağını 24 Nisan 2007'de şu sözlerle açıklamıştı: "Netice olarak 11'inci Cumhurbaşkanı...
    Yazan: la estrella de mar Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 1
    Son İleti: 10-12-2007, 23:20:46

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.