Sn.Hukukçular;
Benim anlattığım olayı sanırsam yanlış yorumluyorsunuz.Bizler işyerinde çalışırken bizim ücret ve ikramiyelerimiz düşürülmedi.Bankada çalışan Türk personel 2001 yılınde "kötü niyetle" çıkış-giriş yapılarak maaş ve ikraniyeleri düşürüldü.Çalışan arkadaşın çıkış öncesi ünvan ve imza derecesi ne ise tekrar giriş sonrası da aynı ünvan ve aynı imza derecesi ile ve fakat çıkış öncesi maaşının yarıdan daha azı bir maaşla işe başlatıldı.Personel 2001 yılının vahşi ekonomik şartlarında işsiz kalma korkusu ile itirazi sesini yükseltemedi.
Bu hususla ilgili çalışan personel lehine pek çok yargıtay kararına ben bile ulaştım.Yargıtayın bu gibi durumlara hiç tahammülü yoktur.
Ayrıca bu tip alacaklar için öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin ne manası vardır?
Biz görüşlerini aldığımız pek çok iş avukatından hiç tereddütsüz çalışanlar lehine çok müspet görüşler aldık.Hatta bu avukatlar;işverenle işçi arasındaki bordro ilişkisi kesilmeden bile bu 5 yıllık zamanaşımı süresinin başlamayacağını,olaydan on yıl sonra bankadan kesin ayrıldığımızı farz etsek bile bu davayı açabileceğimizi ve ayrıldığımız tarihten itibaren geriye doğru 5 yıllık ücret ve ikramiye farkı alacağımızı iş mahkemeleri kanalıyla alacağımızı ifade etmektedirler ve bu hususlarla ilgili bize takdim ettikleri yargıtay kararlarıyla da bizi ikna ettiler.
Bize sundukları pek çok örnek mahkeme ve yargıtay kararlarında "........bir işçinin 3 gün önce 1.000.-YTL maaşla çalışırken 3 gün sonra hiçbir baskı olmadan aynı ünvan ve aynı sorumluluk altında YTL.300.-maaşı kabul etmesi eşyanın tabiatına aykırıdır." veya "......çıkış-giriş işleminin gerçekte bir çıkış işlemi olmayıp "kesintisiz" bir çalışma söz konusudur....çıkış muvazaalıdır"gibi...
Eğer aranızdaki bir "iş avukatı" konuyu inceleyip yorumlarsa daha doğru olacak kanaatindeyim.Selamlar.
Şu son mesajınıza yanıt vereyim mi vermeyeyim mi düşündüm, sonunda dayanamadım.
Duymak istediğiniz yanıtları veremediğimiz için sizden çok özür dileriz.
Örneklediğiniz olayda verdiğimiz yanıtlarla haksız olduğunuzu iddia etmedik. Ancak haklı olmak başka şeydir, haklılığını hukuki yönden ispat etmek başka bir şeydir.
Bazı Yargıtay kararlarından bahsediyorsunuz, acaba bu kararların alınmasına sebep olan olayları yeterince biliyor musunuz? Ben yardımcı olmaya çalışayım:
Bu kararların büyük bir kısmı, çıktı - girdi yoluyla kıdem tazminatı (1 yıl dolmadan çıktı, sonra tekrar girdi) , yıllık izin vb. hakların sınırlandırılması niyeti dikkate alınarak verilmiş kararlardır. Bu tarz kararlar dışında, bazı kararlar da yine çıktı girdi yapılması ancak çıkışta kıdem tazminatı ödenmesi ancak bu ödemenin avans kabul edilmesi, tüm sürelerin birleştirilmesi ile son ücret üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatından avans nitelikli önceki ödemelerin mahsup edilmesi şeklindedir. Yani kararlar daha çok, kıdemle birlikte gelen hakların kötü niyetle sınırlandırılmasını engellemeye yöneliktir.
Şimdi sizin örneğinize dönelim. Kağıt üzerinde görünenleri birlikte değerlendirelim. Yıl 2001 , ekonomik kriz dönemi...
-İşveren sizi işten çıkartmış, ertesi gün yeniden işe almış (kıdem ve ihbar tazminatı ödemiş mi belli değil-muhtemelen ödememiş.)
-Yeni bir iş sözleşmesi yapmış bu sözleşmede ücretlerinizi 1-2 lira da değil yarısından fazla azaltmış, siz bu iş sözleşmesini hiçbir ihtirazi kayıt koymaksızın imzalamışsınız. Ondan sonra 5 yıl boyunca yeni ücretinizi almış, hiç itirazda bulunmamışsınız. İşyeri banka şubesi olduğundan muhtemelen maaş bordrosu düzenlemiş, siz bu maaş bordrolarına da neredeyse 60 ay boyunca imza atmış, yine ihtirazi kayıt koymamışsınız.
- Aradan 5 yıl geçmiş işten çıkarılırken , doğru ya da yanlış tarafınıza bir kıdem tazminatı ödemesi yapılmış, muhtemelen süre olarak 2001 öncesi çalışmalarınız da kıdem süresinde dikkate alınmış veya 2001'de işten çıkarılırken kıdem tazminatı ödendi ise, son süre dikkate alınmış. (ikincisi ise fark kıdem tazminatı talebinde bulunursanız şansınız yüksektir.)
Şimdi kendinizi İş Mahkemesi hakimi yerine koyarak düşünün: Kriz var, işveren işçi ile anlaşmış, belki işten çıkarmamak adına, ücretini düşürmüş, bunu yeni bir sözleşme düzenleyerek işçiye imzalatmış, işçinin bu esaslı değişikliğe karşı hiçbir hareketi yok, yani aralarında mutabakat var, işçinin itiraz ettiğine dair hiç bir belge yok, 5 sene böyle geçiyor. İş ilişkisi sonlandığında işçi ücret farkım var diyor.
Siz ne karar verirsiniz?
Siz sanırım "iş avukatı" değil, sırtınızı sıvazlayıp haklısın diyecek birilerini arıyorsunuz. Hadi ben neyse de, durumunuzu objektif olarak değerlendiren ve işin olumsuz olabilecek taraflarına da dikkat çeken "hukukçu" arkadaşlara "iş avukatı" yanıtlasın diyerek sanırım biraz da ayıp ediyorsunuz. Kaldı ki örneğin Abbas Bey, İş Hukuku alanında kitap sahibi bir hukukçu.
Hem zaman ayır yanıt ver, hem de "iş avukatı?!!" olmadığından adam yerine konma, neler göreceğiz daha bakalım.:confused:
Sn.Harun Bey;
Kesinlikle yanılıyorsunuz...Ben hiçbir zaman sırtımın sıvazlanmasını istemiyorum.
Ama konuyu yanlış anladığınız çok açık.Şöyle ki:
1-2001 yılında kıdem ve ihbar tazminatları ödenmiş ve 2-3 gün sonra personel yeniden işe döndürülmüştür.(Yeni alınma aşamasında hiçbir şekilde yeni bir sözleşme imzalanmamasına rağmen 18-20 yıl ecrübeli personele "şifahi"olarak yeniden bir 3 aylık daha "deneme süresi"konulmuştur.)
2-Çıkarılış sırasında işverenle herhangibir mutabakat ve anlaşma söz konusu değildir.
3-İşverenin ekonomik sıkıntıda olduğunu iddia ettiği 2001 yılı sonundaki bankanın bilanço karı bir önceki yıla göre 6 kat daha fazladır.Yani ekonomik sıkıntı söz konusu değildir(Bankanın 1999-2000-2001 yılı bilançoları elimizde mevcuttur.)
4-Tekrar işe giriş aşamasında işverenle işçi arasında herhangi bir "yeni iş sözleşmesi"imzalanması söz konusu değildir.Çünkü personel sendikalıdır ve süresiz sözleşmeli statü de çalışmaktadır.
5-Çıkış-giriş işleminin yapıldığı 2001 yılında 2000 yılında imzalanmış olan 9.ncu dönemTis yürürlükteydi ve söz konusu Tis'in süresi de Temmuz 2002 de dolmaktaydı.Tekrar işe alınan personele aynı Tis'in öngördüğü ünvan ve imza tahsisatları hemen alınma aşamasında ödenmeye başlandı..
Selamlar....
Size fikirlerini söyleyen meslekdaşlarımın görüşlerine saygı duyuyorum. Ben de size yardımcı olabilmek için görüşlerimi yansıttım. Lütfen, zamanı geldiğinde davanızın sonucunu da Yargıtay kararı ile birlikte bu foruma aktarabilirseniz, biz de böyle bir olayla ilgili Yüksek Mahkemenin hangi görüşte olduğunu öğrenmiş oluruz.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas No.: 2002/14254 Karar No.: 2003/2020 Tarih: 20.2.2003
Karar Özeti:
İkramiye ödenirken bunun sonradan kaldırılması durumuna işçi itiraz etmediği takdirde, söz konusu uygulama iş koşulu haline gelir. İlgili Mevzuat: 1475 sayılı İş K. 13, 14, 26, 54; 4857 saydı İş K. 17, 22, 32, 57
Karar Metni: Dava: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı farkı, yıllık izin ücreti ile ikramiye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Yargıtay Kararı:
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı, 1998, 1999 yıllarına ait ikramiye alacaklarının ödenmediğini keza, işten ayrıldıktan sonra kendisine ödenen ihbar ve kıdem tazminatı alacaklarının hesabında ikramiyenin dikkate alınmadığını iddia ederek fark alacak isteğinde bulunmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden işyerindeki ikramiye uygulamasının devamlılık arz etmediği, nitekim son iki yıl ikramiye ödenmediği, davacının da buna bir itirazının olmadığı, ilke olarak ikramiye ödenen hallerde sonradan kaldırılması durumlarında ve davacının bu konuda itirazının bulunmaması artık bu uygulamayı iş şartı haline getirir. Somut olayda da aynı durum söz konusu olduğundan ikramiye alacağı isteğiyle bundan kaynaklandığı ileri sürülen fark alacak isteklerinin reddi gerekir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/4410 Karar No: 2006/25778 Tarihi: 04.10.2006
Hatırladığım kadarıyla; Karar Özeti : İşyerinde yetkili sendika TİS'e ek bir protokolle işe yeniden alınan işçilerin ücretlerini eski işçilerin emsal ücretlerine çekileceğini işverenle anlaşarak hüküm altına almıştır. Davacı işçinin ücretine belirtilen zam yapılmamış ve işçi uzun süre itirazda bulunmaksızın düşük ücretle çalışmaya devam etmiştir. Aradan geçen 7 yıl boyunca ücretine itiraz etmeyen işçinin iş sözleşmesinin feshinden sonra fark kıdem tazminatı ve ücret alacağı talep etmesi iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Düşük ücret artık işyeri koşulu haline gelmiştir.
Tabi bu kararları okuyup, anlayabilmek için "iş avukatı?!!" olmak gerekir.
Konu Harun Gür tarafından (19-02-2007 Saat 11:23:18 ) de değiştirilmiştir.
Merhaba benimde benzer bir durumum var size aktarayım
Merhaba benim bir problemim var hatta bu problem sadece benim değil benimle beraber çalışan 90 arkadaşımın problemi ortak hepimiz aynı dertten muzdaribiz.
Biz Toplu sözleşmeli olarak çalışıyoruz ve türk metal sendikasının üyeleriyiz sözleşmemizin gereği enflasyon ne ise o uygulanacaktı 2001 yılı eylül ayında %33,65 oranında 6 aylık enflasyon açıklandı iş veren kriz gerekcesi ile bize bu konu ile alakalı olarak işten atma tehditi ile ara bir şahsi feragatname imzalattı hakkımız olan zammın % 33. 65 enflasyon oranının sadece %15 ini verdiler bizde ilerleyen bir zamanda duydukki bu şirketin iskenderun fabrikasındada toplu sözleşme olduğu halde aynı uygulamayı yapmış, haklarını gasp etmiş oradaki işçi tam bir bilinçli işçi olduğu için ve çogunun en az 10 yıllık işçi olması sebebi ile bizden daha cesaretli olarak şirketi dava etmişler mahkemeleri 1 yıl sonra açılmış 6 ay sonra mahkemeyi kazanmişlar ve alacaklarını almışlar.
Biz ise daha yeni işçiler olduğumuz için ,genç olduğumuz için bu işe cesaret edip giremedik çünkü sürekli tehdit altında idik işten atılma ile tehdit ediliyorduk birde duydukki İskenderun firmasında mahkemeyi kazanmişlar ama iştende çıkarılmışlar bu yüzden ekmeğimizi ,işimizi kaybetmekten korktuk işsiz kalmak istemedik yalnız bu bizim hak sahibi olmamızı engellemez sanırım çünkü ortada bize zorla tehditle imzalatılan geçersiz bir belge var sağolsun Türk Metal sendikasıda bize sahip çıkmadı kendi halimize bıraktı.
Yıl 2009 Nisan ayı iş veren kriz bahanesi ile bize yine yaptırım uygulamaya başladı mesailerimizi ödememeye başladı, türlü entrikalar peşinde hükümetin son zamanda işçi atmayın maaşının yarısını biz ödeyelim jestini duymuyan yoktur sanırım bu sebeple iş yermizde kriz olmadığı halde; kriz yok diyorum çünkü kendi şahıslarına ait hiç bir keyfi harcamalarını kısmıyorlar para su gibi harcanıyor zaten 2001 eylül ayındada aynı davranışı sergilemişlerdi bizden gasp ettikleri paralarla 10000 dolara o zamanın parası çanak anten tesisi yaptılar, çevre düzenlemesi yaptılar ve bir sürü şahsi keyfi harcama yaptılar idari personel için amir kadro için lojman yaptılar günümüzde de işçinin emeği yine çalınmaya başladı.
Bizde araştırmaya başladıkki hakkımızın hak olduğunu ,kayıp olmadığını sebep ne olursa olsun tehdit zoru ile iş verenin hiç bir şey imzalatamayacağını, ücretlerde indirime gidemeyeğini, toplu sözleşme üzerine hiç bir belge imzalatıp toplu sözleşmeyi hiçe sayamayağını, yapsa bile geçersiz olduğunu öğrendik 2001 eylül ayından - 2009 nisan ayına olan yasal haklarımızı almak için dava açtık
Yalnız bir konuda tereddütümüz var iş veren zaman aşımı davası açarsa ortada zorla ve tehditle imzalatılan sahte bir belge olduğu halde bu davadaki bizim durumumuz ne olur? neticede ortada 2001 yılından bugüne tehdit zoru ile gasp edilen bir hak var ödenmiyen demiyorum özellikle üstüne basa basa gasp diyorum durumumuz ne olur teşekkür ederim.
2001 yılından bu yana, imzaladığınız belge ile kabul ettiğiniz bir değişiklik var ortada.Artık işyerinizin bu uygulamasını kabul etmiş, bu şartlarla çalışan 90 kişisiniz.2001 deki uygulama ile kaybettiğiniz haklarınız için yapabileceğiniz bir şey olmadığını, şu an ödenmeyen fazla çalışma ücreti vs.varsa bunlar için haklarınızı arayabileceğinizi düşünüyorum.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
özel okul ön kayit işlemi yapmiyor
29-04-2024, 13:12:51 in Tüketici Hakları