AVRUPA'DA DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ

AVRUPA İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesine İlişkin İçtihat

 

www.hukuki.net

G. Yargýnýn Etkinlik ve Saygýnlýðýnýn Korunmasý

2. Komisyon ve Divan’ın Karar ve Raporları

Ocak 1996’da, Komisyon, bir ceza davasý çerçevesinde BBC tarafýndan bir isyan sýrasýnda çekilen filmlerin savunma avukatlarýna iletilmesini emreden adli kararýn, 10. maddenin ihlalini oluþturmadýðýna karar verdi. Komisyon, öncelikle, bu baþvuru ile yukarýda belirtilen Goodwin baþvurusu arasýndaki farký belirtti. Bu sonuncuda, istenen bilgiler mahremdi, fakat bilgiler sadece meydanda meydana gelen ve hiçbir gizliliðin veya mahremiyetin atfedilemiyeceði olaylarýn kaydýna iliþkindi. Bundan baþka, gazeteciler için görünürde hiçbir tehlike bulunmadýðýndan, delillerin verilmesi, demokratik bir toplumda medeni bir yükümlülük, yargý erkinin güç ve tarafsýzlýðýnýn korunmasý için bir zorunluluktur.[1]

Nisan 2000 tarihli bir baþvuruda, bir savcý, bir siyasi partiye ve içiþleri bakanýna yönelik eleþtirel beyanlarýndan dolayý iþten çýkarýlmasýný þikayet ediyordu. Sözleþmenin 10. maddesinde güvence altýna alýnan haklardan yararlanmanýn memurlarý da kapsadýðýný hatýrlattý. Bununla birlikte, Divan, bu davayý Vogt davasýndan ayýrt etti. Somut olayda, baþvuran, uyarýlara raðmen, görevinin gerektirdiði tarafsýzlýða aykýrý bir tutum sürdürmeye devam ediyordu. Siyasi deðerlendirmelerinde az mesafeli ve üstelik, hastalýk izinlerini düzenleyen mesleki kurallardan habersizdi. Divan, adli teþkilatýn baðýmsýzlýðýna toplumun güvenini bazý memurlarýn davranýþýnýn zayýflatmamasý gerektiðini vurguladý. Baþvurunun kabul edilemez olduðu beyan edildi.[2]

Kasým 2000’de, Divan, PKK’ya baðlý bir televizyon kanalýna bakan ve dergiyi okuyan bir hakime verilen disiplin cezasýna iliþkin bir baþvuruyu kabul edilebilir buldu.[3]

Divan, dini propaganda (prosélytisme) amacýyla görevini kötüye kullanmaktan bir hakimin görevine son verilmesine iliþkin baþvurunun kabul edilemez olduðunu beyan etti. Divan, dava konusu önlemin gerekçelerinin, özel hayatýnda açýkladýðý fikirlere deðil, baþvuranýn tamamen mesleki faaliyetlerine dayandýðýný belirledi. Bir kilise mensubu oluþu veya dini inançlarý, görevine son verilmesinin temelini oluþturmuyordu. Ayrýca, bu kiþi, yerel yönetim seçimlerine aday olmaktan ve böylece siyasi fikirlerini açýklamaktan alýkonulmadý. Bu nedenle, baþvurana uygulanan yaptýrýmýn, yargý erkinin tarafsýzlýðý ve kamu gücünün korunmasý gibi güdülen amaçla oranlý olduðuna karar verildi.[4]


 

[1] Bkz. British Broadcasting Corporation – Birleşik Krallık (İngiltere) başvurusu, nº 25798/94, 18.1.1996 tarihli  karar, D.R. 84-B, s. 129.

[2] Bkz. H. Altın – Türkiye başvurusu, nº 39822/98, 6.4.2000 tarihli  karar, yayınlanmadı.

[3] Bkz. M.E. Albayrak  – Türkiye başvurusu, nº 38406/9722, 16.11.2000 tarihli  karar.

[4] Bkz. G. Pitkevich –  Rusya başvurusu, nº 47936/99, 8.2.2001 tarihli  karar.